Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
2 Bir zamanlar (geçmiş zamanda tabii) Tevfik Fikret ile Ziya Gökalp gırtlak gırtlağa birbirlerine girmişlermiş... Neden mi? Biri İslamcı, öbürü Batıcı imiş de ondan. Yahya Kemal de anlatır. “...Ziya Gökalp’e göre, İslam dininde bir 'imanı mufassal' (yani geniş, ayrıntılı) ve bir de 'imanı muhtasar' (yani özet iman) vardir. Birincisi, dinin bütün gereklerini yerine getirmek, ikincisi de yalnızca 'kelimei şahadet'tir. Biz, bu 'imanı muhtasar' ile, yani özet iman ile yetinmezsek, çağdaş bir toplum olmamamız mümkün değildir.” Bu sonuncu cümle, yani “özet imanla yetinmezsek çağdaş toplum olma çabasının boşunalığı sözleri Yahya cEGE yoktur. Bizim Kemal’indir. ALAFORTANFON dinimizde bilim ve Ziya Gökalp’in erdem herkese eşit görüşleri, olsa olsa TARIK DURSUN K. bir biçimde açıktır, bir çözümsüzlüğün ayrıcalıksız belirtisiydi. Bu uygulanır. Ya çözümsüzlük türban, ya haremlik olgusuna bir süre selamlık ve kadını sonra “biri”leri hiçe indirgeme gerçek çözümü toplumsallıktan getirecekti.Bu dışlama onu hor Mustafafa görmeye peki? Kemal’dir. Mustafa Kemal'in söyledikleri “Bizim dinimiz “ diyordu. bugün de ilginç ve bir o kadar “İslam dini en akılcı, en doğal da gerçekçidir. dindir. Ve ancak bundan ötürü “...Bizim dinimiz hiçbir zaman son dindir. Bir dinin doğal kadınların ve erkeklerin geri olabilmesi akla, bilime, tekniğe kalmasını istememiştir. Tanrının ve mantığa uygun olması buyurduğu şey, Müslüman kadın gerekir. Bizim dinimiz bunlar ve erkeğin beraberce bilim ve bütünüyle uygundur.” kültür sahibi olmalarıdır.” ... ve ekliyordu sonra: Örnek mi? “Bizim dinimizde özel bir sınıf Buyurun efendim, yine halinde ortaya çıkmaya özel bir Mustafa Kemal’den. sınıf yaratmaya kimsenin hakkı “...Türklerin toplumsal yaşamında kadınlar bilimde, kültürde ve başka alanlarda asla geri kalmamışlardır. Belki daha da ileri gitmişlerdir.” Yakınlarından Asaf İlbay şöyle konuşur: “Atatürk ile ilgili anılarımın içinde en ilginç olanı din konusunda söyledikleridir.” “Din bir vicdan sorunudur' derdi o. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz, dine saygı gösteririz. Düşünceye ve düşünüşe karşı değiliz. Biz, yanlıca din işlerini devlet ve millet işlerini karıştırmamaya çalışıyoruz” diyordu. Şu sözler de yine Mustafa Kemal’indir. “Hiçbir kimseyi ne bir din, ne bir mezhep kabüle zorlamayız. Din ve mezhep hiçbir zaman politikaya alet olamaz.” Ah, o 30’lu yıllar, ah!.. 15 MART 2011 SALI EGE’den SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da Sakin kentte, en temiz deniz, yağmalanmamış doğa parçasında orkinos çiftliği... Neden böyle olmadık yerleri kirletir, çirkinleştirirler?.. (Aslında hiç bir yer kirletilmesin) Neden belli. Söz konusu sermaye ve kazanç olunca, ne insan, ne de doğa dinliyor, gözlerini kâr hırsı bürüyenler. Kendileri kazanıyor belki ama diğer insanlar, denizler, balıklar, turizm, yani insanlık, yani dünya kaybediyor. Bu vahşi kâr hırsına karşı çıkan, doğayı koruyanlar mücadeleyi bırakmıyor. Önceki gün Seferihisar Belediyesi öncülüğünde Greenpeace, balıkçılar kooperatifi, koruma yanlısı derneklerin çağrısıyla bir araya gelen çevreciler, doğa dostları, bölgede önemli kirliliğe yol açacak balık çiftliğine bir kez daha hayır dediler. Türkiye’nin belgeli ilk sakin şehri Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, beldesini korumak için adeta çırpınıyor. İlkine sanatçıların katıldığı eylemin ikincisi için de büyük çaba gösterdi. Bölgenin tarihi kimliğini, kültürünü, doğasını, tarımını, turizmini, insanını öne çıkarmaya çalışan, bunun için projeler üreten Soyer yılmıyor. Baskılara direniyor, kirliliğe yol açacak orkinos çiftliğinin “sakin kent” imajını bozacağını söylüyor. Bölgenin özel çevre koruma alanı ilan edilmesini istiyor. Haklı Soyer... Sığacıklılar, balıkçılar, turizmciler çırpınıyor. Temiz bir doğa için mücadele eden avukat Şehrazat Mercan da haklı olduklarını, mücadeleyi sürdüreceklerini belirtiyor. Seferihisarlılar, Sığacıklılar bölgede “orkinos” nöbeti tutuyor. Bölgeye olumlu Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu veren bakanlık, işletmecilere 35 dönüm denizi kiralayan il özel idare encümeni kimin yanında? Encümenin CHP’li üyeleri, ne diyorsunuz?.. Bir Zamanlar Maziye Bak Ş EH TLER ÖZEL KONSERLE ANILACAK Senfonide Çanakkale ruhu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, “Çanakkale Şehitlerini Anma Özel Konseri” ile dinleyicilerinin karşısına çıkıyor. 18 Mart Cuma akşamı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde saat 20.30’da gerçekleştirilecek konserde orkestrayı Şef Ender Sakpınar yönetecek. Konsere solist olarak Fulya Ergüden (viyolonsel), Ivan Monighetti (viyolonsel) ve Prof. Gülşen Tatu (flüt) katılacak. Konserde, Mesruh Savaş’ın Tatu’ya ithaf ettiği eser olan “Smyrna, Efsane ve Gerçek” adlı eserin prömiyeri de gerçekleştirilecek. Tatu, bunun için şunları söylüyor: “Şahsıma ithaf edilen bu ilginç, bir o kadar da yorumu kolay olmayan eseri, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile yorumlamaktan büyük gurur duyuyorum. Mesruh Savaş’ın eserdeki kadansı, verdiği küçük bir ton dizisiyle benim doğaçlamama bırakması da motivasyonumu çok yükselten, gerçek anlamda Prof. eserde benden kalacak izler bırakGülşen Ivan mamı sağlayan bir unsur oldu.” Tatu Monighetti cEGE İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAN ERİNÇ Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir İZDSO ÇAVUŞ’A EMANET eserlerini yurt dışında seslendirme ve evrensel müzikle Türk insanını bir araya getirmek için kuruluşundan itibaren çalışmaları sürdüren en eski orkestralardan biridir. 30 yılı aşkın süredir ulusal ve uluslararası başarılarla dolu geçmişinden de güç alarak uluslararası kimliğe sahip bir kuruluş olmanın haklı gururunu yaşıyor. Bütün sanatçıları, şefleri, çalışan personeli, sanat kamuoyu, sanat kurumları, sponsorları, basın yayın kuruluşları, sivil toplum örgütleri, yerel ve kamu yöneticileriyle ele ele vereceğiz.” eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Salı ve Cuma günleri yayınlanır. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Senfoni Orkestrası (İZDSO) yönetimi belirlendi. Vurma Çalgılar Grup Şef Yardımcısı Akgün Çavuş, yeniden İZDSO Müdürü olarak görevlendirildi. Çavuş başkanlığındaki yönetim şu isimlerden oluştu: Ender Ünal “keman”, Gündüz Öğüt “keman”, Duran Kaya “kontrabas” ve Tolga Alpay “fagot”. Akgün Çavuş, yeni görevlendirme sonrası şu açıklamayı yaptı: “İZDSO, Türkiye’de çok sesli müziği yayma, tanıtma sevdirme, Türk bestecilerinin serdarkizik@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B