Catalog

16 ARALIK 2011 CUMA EGE c 3 Kadına şiddet haberleri çoğalınca öyle sıradanlaştı ki, artık tüylerimizi diken diken edecek yeni yöntemler gerekiyor Naklen cinayet... Az sonra! 'Naklen bir cinayet belki insanları kıpırdatabilir bundan böyle oturdukları koltuklarda. Ya da toplu tecavüzün görüntüleri mesela. Televizyon kanalları tekrar tekrar duyurusunu yaparlar belki o zaman...' rıyla bütün toplumun ayağa kalkması için belki de her köşeye bir kamera koymak gerekiyor. Başka türlü kılımız kıpırdamayacak yoksa; bir kan gölünün ortasında kaldığımızı; bir şeyler yapmamız gerektiğini anlayamayacağız. AKP iktidarı, mahalle bazındaki örgütlerinde kadına yönelik şiddete karşı mücadele başlatacağını söylüyor. Nasıl bir mücadele yürüteceklerini merak ediyorum; “Kocanıza karşı gelmeyin, yoksa dayak yersiniz’’ diye öğüt mü verecekler kadınlara acaba? Yoksa, “Kocanız şiddet uygularsa hemen karakola gidip şikayet edin” mi diyecekler? Karakollarda elleri bağlı kadınlara dayak atıldığını gördükten sonra hangi cesaretle kimi kime şikayet edecek şiddet gören kadınlar? Kız çocuklarına tecavüz etmenin günah olduğunu mu anlatacaklar erkeklerin kulaklarını bükerek? Şiddeti doğuran zihniyet, kısa etek giyen liseli kızların “tumanı görünüyor’’ diye demeç veren okul müdürlerinde; 13 yaşındaki kız çocuklarının “tecavüze rızası’’ olduğunu söyleyen adalet sisteminde; karşı geldi diye elleri bağlı kadınları karakollarda tekme tokat döven polislerinde; gösteri yapan öğrenci için “kadın mı kız mı bilmiyorum artık’’ diyen yöneticilerinde oldukça, bu ülkede kadına şiddet önlenebilir mi sizce? ASUMAN ABACIOĞLU Bir kadının karakolda elleri bağlıyken polisler tarafından dövülmesine neden bu kadar şaşırıyoruz? Bu ülkede erkekler kendi kızlarını, karılarını ve kız kardeşlerini bıçaklıyor, kurşunluyor, diri diri toprağa gömüyor; 13 yaşındaki kız çocuklarına tecavüz eden kocaman adamlar çocuğun rızası olduğu gerekçesiyle en az cezayla yargılanıyorlar. Bunlar olurken karakoldaki dayak mı şaşırtıcı geliyor size? Neden şaşırıyoruz; karakolda bir kadının dövülmesi naklen yayınlandığı için mi? Gözlerimizin önünde gerçekleşmediği için mi, her gün kadınlar katledilirken başka başka konulardan konuşabiliyoruz gündelik hayatımızda? Naklen yayınlanmadığı için mi evlerimizden sokağa taşan şiddet giderek dozunu artırırken üçüncü sayfalardaki kadın katliamlarını sıradan olaylar gibi algılıyoruz? “Bir kadın cinayeti daha işlendi’’ diye başlıyor haberler; tekrarlanmaktan artık sıradan ve yavanlaşmış bir olaydan söz eder gibi. Spikerin tekdüze ses tonu neredeyse haberin sıradanlığını bir kez daha vurguluyor; gülümseyerek hemen başka bir habere geçiyor zaten; üzerinde dursa kanal değiştirecek durumdayız; sıkıldık artık bu tür haberlerden. “Duracağı yok bu kadın cinayetlerinin de’’ diyeceğiz içimizden ve “ne yapalım ‘Nafakayı bakanlık ödesin’ COŞKUN YAMAN BALIKESİR Balıkesir Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Gülten Şahin, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için kadınlarla birlikte erkeklerin ve polisin de eğitilmesi ve yasa uygulayıcıların zihniyetinin değişmesi gerektiğini vurguladı. Şiddet gören kadının nafakasını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın karşılamasını öneren Şahin, bakanlığın bu parayı daha sonra ilgili kişiden tahsil edebileceğini söyledi. Şahin, komisyon üyeleri Ayşe Özkan ve Aslı Çallıoğlu ile birlikte düzenlediği toplantıda, İzmir’de Fevziye Cengiz’e karakolda uygulanan şiddeti eleştirdi. Kadına şiddeti önleyecek yasaların uygulanmasında sıkıntılar yaşandığını belirten Şahin, “Biz kadınların özellikle ekonomik sıkıntılar nedeniyle şiddete katlandığını düşünüyoruz. Her ne kadar mevcut yasada şiddet uygulayanı uzaklaştırsa da, nafakaya hükmedilse de bunu uygulayamıyorsunuz. Biz Balıkesir Barosu olarak bu nafakanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden karşılanmasını ve ilgiliden tahsil edilmesini öneriyoruz. Bu yöntemin kadınların haklarını kullanmasını teşvik edeceğini düşünüyoruz” dedi. ELLERİ BAĞLI TEKDÜZE... yani’’ diye iç geçireceğiz. İlgimizi çekecek başka yöntemler bulmak lazım; tüylerimizi diken diken edecek yeni bir şeyler. Toplumun ilgisini çekebilmek için kameralara yakalanması gerekiyor belki de şiddetin; karakoldaki dayakta olduğu gibi. Polislerin kameraların önünde kadına dayak atmaktan çekinmemeleri de ayrı bir mesele yani. O kadar da rahatlar yaptıkları işten; doğruluğundan şüphe duymuyorlar; cezalandırılma kaygıları yok. Yayınlanmasaydı kimsenin ruhu duymayacaktı. Naklen bir cinayet belki insanları kıpırdatabilir bundan böyle oturdukları koltuklarda. Sırtına saplanmış bıçakla sedyede yatan bir kadının fotoğrafının yayınlanması gibi. Ya da toplu tecavüzün görüntüleri mesela. Televizyon kanalları tekrar tekrar duyurusunu yaparlar belki o zaman “Az sonra haberlerde’’ diye; ne kadar da çok reklam alır böyle görüntüler düşünsenize? Bir olay, televizyonlarda veya gazetelerde söz edilmemişse “gerçekleşmemiş’’ sayılıyordu eskiden; şimdi canlı yayınlanmıyorsa var olmadığını düşünecek düzeye geldik toplumca. Kadınlar için bir kabus ve dehşet ülkesi haline gelen Türkiye’de tüm kurum ve kuruluşla KAN GÖLÜ Tarihçiler tarih turunda İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğrencileri, Basmane'nin tarihi dokusunu yerinde inceledi. Öğrencilere tarih araştırmacısı yazar Orhan Beşikçi APİKAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir rehberlik yaptı. Dersim panelde tartışılacak İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir 68'liler Platformu'nun düzenlediği “Dersim İsyanı ve Cumhuriyete Saldırılar” adlı panel bugün saat 16.00'da Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde gerçekleştirilecek. İzmir 68'liler Platformu Temsilcisi Okan Yüksel'in açılışını yapacağı paneli Platform Sözcüsü Sancar Maruflu yönetecek. Etkinlikte emekli büyükelçi Onur Öymen, DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kemal Arı'yla Alevi Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı İlker Ağın konuşacak. C MY B C MY B