Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
24 AĞUSTOS 2010 SALI cEGE Ölüme Yolculuk!.. kıyılarına gelene dek, acımasızca ölüme insan kaçakçılarının terkedilmişti. Sonuç neden tam bir katliam. Bu engellenemediğidir. kadar çok sayıda, Asıl yanıtlanması üstelik farklı ırklardaki gereken soru budur. insanlar nasıl oluyor da Ülkemiz, özellikle yüzlerce kilometreyi Asya ve Afrika aşıp, Ege kıyılarına DE N İ ZCİ ülkelerinden başlayan ulaşıncaya dek hiç mi ÜNAL BENLİALPER "umutsuz yolculuğun" farkedilmiyordu? önemli rotasıdır. Kaçak Üstelik bu kaçak göçmenler, göçmenler İzmir'in pençelerine düştükleri insan Basmane semtini kendilerine tacirlerinin kontrolünde Doğu ve küçük yurt ilan etmiş olmalarına Güneydoğu Anadolu sınırlarından rağmen. yurda sokulmakta sonra da çeşitli Doğru olan ve yapılması gereken yollarla Ege ve Akdeniz sahillerine girişim, kaçak göçmen gruplarının götürülmektedir. Bundan iki yıl daha yolun başındayken önce kadardı. Seferihisar'ın yakalanmalarının sağlanması ve bu Doğanbey kıyılarında onlarca tür yasa dışı işleri organize eden kaçak mülteciyi taşıyan bir tekne çetelerin çökertilmesidir. Sonradan batmış ve elliye yakın insan facia feryatları atmanın hiçbir unalkaptan@hotmail.com 3 SPOR GÜNDEMİ NÜVİT TOKDEMİR Denizler, insanca bir yaşam için kurulan düşlerin ve geleceğe yönelik umutların tükenip son bulduğu yerler olmamalıdır. Ege'nin sevgi ve dostluk duygularıyla bezenmiş masmavi, ışıl ışıl parıldayan sularında, yüreklerimizi parçalayan insanlık dışı vahşet görüntüleri artık gündeme gelmemeli. Yasadışı yollarla ülkemiz üzerinden Avrupa'nın çeşitli ülkelerine yapılan göçmen ticareti, her geçen yıl artarak dikkat çekici boyutlara ulaşmıştır. Ege Denizi'nden yepyeni dünyalara açılan pembe hayallerin süslediği bu tehlikeli macera, çoğu zaman ölüm yolculuğuna dönüşmektedir. Yurda kaçak sokulan mültecilerin, hangi tekneyle, nereden ve ne zaman açıldıklarının çok da önemi yok. Burada önemli olan ve aydınlatılması gereken konu, bu aşamaya yani Ege mantığı ve açıklaması olamaz. İnsan kaçakçılığı önemli bir sektör haline gelmiştir. Yasadışı yollarla yapılan bu insan ticaretinden, örgütler yılda 7 milyar doların üstünde kazanç sağlamaktadır. Bu paranın bedelini, son 14 yılda Ege ve Akdeniz'de yaşamını yitiren 3 bin 900 mültecinin cansız bedenleri ödemiştir. Ölümle sonuçlanan bu yolculuklardan, Sahil Güvenlik güçlerimiz sorumlu tutulamaz. Devlet, sahip olduğu ilgili kurumlarıyla uluslararası ilişkiler çerçevesinde tutarlı bir dış politika sergilemeli ve kansere dönüşmüş bu soruna çözüm bulmalıdır. Büyük umutlarla başlayıp, çoğu ölümle sonuçlanan bu hayal yolculuğuna Türkiye kesinlikle aracı olmamalı ve sorunun çözümü konusunda kararlı tavrını göstermelidir. Zor Geçecek Sezon... Sahiller bir bir boşalmaya başladı... Hafta sonları gözlenen devinim, futbol sezonunun başlaması; ramazan ayının da etkisiyle görülmez oldu... Kıyılarda heyecan kayboluyor anlayacağınız. Işıltılı geceler birbir sonlanıyor... Esnaf "Ha bugün ha yarın toparlarız" derken; Koca bir yaz sezonunun nasıl gelip geçtiğinin ayırdına bile varamamanın şaşkınlığı içinde Çeşme'de... Emrah Selçuk, "Nasıl geçti bugünler anlayamadık" derken, bir sezon içinde yitirdiklerini düşünüyor!.. Geçti mi geçiyor işte günler... Bunaltıcı sıcaklar bir yandan, işlerin düşüklüğü bir yandan esnafı düşündürüyor da, tatilciler de "Ucuza bir gün nasıl geçer" derdinde bitirdi sezonu... Alaçatı'da devinimli geceler öyle anlaşılıyor ki, bayram sonuna dek sürecek. "Ah bir de rüzgarımız bol olsaydı, şu sörf yelkenleri havalansaydı" diyen sporcular bir yanda, diğer yanda gece barları doldurmaya çalışan esnaf!.. Hoş o dar sokaklar yine alabildiğine yoğun ama Çeşme ve Alaçatı rüzgarsız çekilmiyor!.. Alaçatı'da bir Dünya Sörf Şampiyonası ne yazık ki, rüzgarın etkisizliği nedeniyle gerçek anlamda tamamlanamadı. Sonuçlar ilk iki günün yarışlarına göre yapılan değerlendirmeyle açıklanabildi... Anlaşılacağı üzere zor geçen bir sezon yaşadı İzmir'in arka kapısı Çeşme... Şimdi umutlar bayrama kaldı!.. Ve belki de yeni sezon umutlarını çoğaltanlar daha ağırlıktadır... Futbol sezonu da ağır sıcakların etkisinde başlamadı mı? Görüyorsunuz, ne oynanan futboldan bir zevk alıyorsunuz, ne de gönül verdiğiniz takımın aldığı sonuçlardan... İzmir yedi yıllık özlemin ardından Süper Lig'de Bucaspor ile mücadele ederken, ilk haftayı puansız geçti... Bank Asya'da mücadele eden Altay ve Karşıyaka'nın yeni sezona yengiyle başlamaları beklentisi ağır basıyordu... Ne var ki, özellikle evinde Gaziantep BB ile mücadele eden Karşıyaka da, deplasmanda ligin yenisi Tavşanlı Linyit ile oynayan Altay da bu beklentiye olumlu yanıt veremediler ve bir puanla yetindiler... Ligin ilk maçlarını oynamış olmaları nedeniyle şimdilik ağır bir eleştiri yapıp, gelecekle ilgili bir öngörüde bulunmak yanlış olur. Ancak, Karşıyaka'nın da, Altay'ın da olumlu sinyaller vermediklerini vurgulamakta yarar var... Her ne kadar Erdoğan Arıca, Karşıyaka için, "Bu ligin en iyi takımı biziz" dese de, oynadıkları futbol iç açıcı değildi; Yeni transferlerden bazılarının katılımının neler getireceğini de göreceğiz. Altay'da ise Ercan Ertemçöz, "Takviye şart" deyiverdi... Haydi hayırlısı... Ya eldekilerle yetinecekler, ya borçlanacaklar öyle değil mi? Her ne olursa olsun, zor geçecek bir sezon başladı... n.tokdemir@hotmail.com SAKA’DAN İLÇEDE ÜRETENLERE ÇAĞRI Aliağa’dan vergi sitemi... ŞAHAP AVCI ALİAĞA Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Saka, ilçede üretip kazanan kuruluşların, bölgeye katkılarının artması için vergilerini Aliğa’da ödemeleri gerektiğini vurguladı. Her yıl rekor üretim ve ihracat rakamlarıyla ekonominin zirvesinde yer alan, TÜPRAŞ başta olmak üzere çok sayıda büyük şirketin vergilerini İstanbul ve Kocaeli’de ödediğini anımsatan Saka, bu durumun Aliağa ve İzmir’in, merkezi bütçeden alacağı payı azalttığına dikkat çekti. Ayrıca bu büyük şirketlerin ihracatlarını da, bölge dışındaki ihracatçı birlikleri aracılığıyla yapmalarının, bölgenin gerçek ekonomik gücünü göstermesini engellediğini vurgulayan Saka, şunları söyledi: “Aliağa’da üretip kazanan kuruluşların bölgeye katkılarının artması için vergilerini Aliağa’da ödemeleri Aliağa Ticaret gerekir. TÜPRAŞ’ın Odası Yönetim Mersin, PETKİM’in Kurulu Başkanı İstanbul üzerinden ihAdnan Saka racat yapmasından dolayı da bölgedeki gerçek ekonomik büyüklük, bölge rakamlarına yansımıyor. Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde bir Kimyevi Maddeler Birliği kurulması gerekiyor. TÜPRAŞ, HABAŞ, Ege Çelik, İzmir Demir Çelik, Kocaer Haddecilik, Kardemir gibi kuruluşlarımız sektörlerinde lider ve pazar payları çok büyük. Örneğin TÜPRAŞ, her yıl Aliağa’nın 10 katını aşkın bir vergi tahakkuk rakamını Kocaeli Vergi Dairesi’ne ödüyor. Böylece merkezi bütçeden Aliağa daha fazla pay alabilecekken, bu pay büyük bir haksızlıkla başka il ve ilçelere gidiyor. Bu konuda Aliağa halkına ve bölgeye sorumluluğu olduğunu düşündüğümüz kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyoruz; gelin verginizi Aliağa’da ödeyin!” Beyaz Cennet’te ‘çukur’ tartışma SEDAT KURT DENİZLİ Beyaz travertenleriyle ünlü Pamukkale'nin eteklerindeki Koçaçukur havuzlarının açılışı töreninde yaşanan ruhsat krizi sürüyor. Pamukkale Belediye Başkanı Osman Akkulak'ın “Burası kaçak mühürleteceğim” sözüne karşılık Vali Yavuz Erkmen, “Eğer Kocaçukur ruhsatsızsa mühürlesin. Hatta yıkacaksa biz kepçe de göndeririz” dedi. Pamukkale’ye 2006’da yapılan, bu yıl gerçekleştirilen yenileme çalışmaları sonrası törenle hizmete giren Kocaçukur Havuzları, kentte tartışmaya neden oldu. Pamukkale Beldesi’nin MHP’li Belediye Başkanı Osman Akkulak, havuzların işletme ruhsatlarının olmadığını savlayarak, valinin etrafındakiler tarafından yanış bilgilendirildiğini öne sürdü. Akkulak, “Kocaçukur sadece 3 havuzdan oluşmuyor. İçerisinde kafeterya, çay bahçesi ve küçük göl var. Bisikletlerle de tur atabilirsiniz. Buranın ruhsatı yok ama bir mısır patlatıp satmıyorlar” dedi. Pamukkale Belediye Başkanı’nın “mühürleteceğim” sözüne Vali Erkmen, “Ruhsatsızsa yıksın” yanıtını verdi Akkulak’ın bu açıklaması önce havuzların işletmesini gerçekleştiren İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Oklu, ardından da Denizli Valisi Yavuz Erkmen tarafından sert eleştiriyle karşılandı. Adem Oklu, havuzların yapı ruhsatının olduğunu ancak gelir getirmedikleri için işletme ruhsatı almadıklarını söyledi. Vali Erkmen de, “Yıkacaksa iş makineleri göndereyim. Bu hassasiyeti Pamukkale kasabasının tüm binalarında, tümünde ve işletmelerinde görmek isteriz” diye konuştu. KALBİNİZİ KORUYUN TÜRK KALP VAKFI Tel: (212) 212 07 07 ÇELENK VE ÖZEL GÜN BAĞIŞLARINIZ İÇİN ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ C M Y B C MY B