Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 TEMMUZ 2010 CUMA cEGE 3 M E B Y Ö N E T M E L İ Ğ İ Müdürlere zorunlu atama gun atama yeri bulunmayanların bir sonraki yılı bekleyeOkul müdürlerinin yeri zorcekleri de belirtildi. la değiştiriliyor. Milli Eğitim EğitimSen İzmir 1 No'lu Bakanlığı (MEB) tarafından Şube Örgütlenme Sekreteri yayınlanan yönetmelik doğBarış Çam, yönetmeliğin iprultusunda bir okulda 5 yılını tali için dava açacaklarını bedoldurulan müdürler, kent lirterek, “ Bu zorunlu uygulaiçindeki başka mayla bir okul okula “zorunlu” müdürü kentin olarak atanacak. bir ucundan diğeOkulunu seçmerine görevlendiriyen müdür, billebilir. Örneğin gisayarlar taraİzmir’de Balçofından görevlenva’da görevli bir dirilecek. Eğiokul müdürü, Kitimciler, uygularaz’a da atanabimanın demokralir. Ailesini ve tik olmadığını sosyal çevresini belirterek, kadrobırakarak, bu göyıllık görev rev yerine gitmek laşmanın önünün açıldığını, ülke zorunda bırakılasüresini genelindeki caktır. Bu uygudolduran binlerce eğitim lama antidemokurumu müdürüdedi. müdürlerin kent kratiktir” nün yer değiştiBakanlıkça daiçinde başka bir ha önce benzer receğini vurguluyor. uygulamalar yaokula zorunlu MEB Personel pılmak istendiğiGenel Müdürlü olarak atanmasını ni ancak davalar ğü tarafından 23 sonucunda iptalöngören Haziran’da yalerin yaşandığına yönetmelik, yınlanan “Eğitim dikkat çeken Kurumları Yöne yargıya taşınıyor. Çam, yönetmeliticilerinin Atama ğin geri çekilmesi ve Yer Değiştirgerektiğini söylemelerine İlişkin Yönetmedi. Okullarda denetim mekalik”le, eğitim kurumunda 5 nizmalarının sağlıklı işletilyıllık görev süresini dolduran mesi yönünde iyi bir sistemin müdürlerin zorunlu olarak oluşturulmasının yararlı kenti içerisinde yer değiştireolacağını anlatan Çam, cekleri, uygulamanın ağustos uygulamada ısrar edilmesi ayına dek gerçekleştirileceği durumunda yeni bir kaosun açıklandı. Yönetmelikte, uyortaya çıkacağını söyledi. HİCRAN ÖZDAMAR Küçük bir karşılaştırma... ASUMAN ABACIOĞLU Metroyu birkaç saniye arayla kaçıran genç kızın yüzündeki hayal kırıklığı ifadesi görülmeye değerdi. Buna bir İzmirli olarak bir anlam vermem mümkün değildi. Alt tarafı beş dakika daha fazla bekleyecekti; bir sonraki trenin gelmesi en fazla beş dakika sürüyordu ve beş dakikanın saatler sürecek çileli yolculuklarda ne önemi olabilirdi? Ancak burada kendime hatırlatmam gereken, bu olayın İzmir’de değil, Madrid’de geçiyor olmasıydı. İnsanların Madrid’de beş dakikayı bile kaybetmeye tahammülleri yoktu. Bunu bir çeşit şımarıklık olarak nitelendirmemin nedeni İzmir’de metro olayının her birimizde açtığı derin yaralar olabilir miydi? Madrid’deki o genç kız, şu aralar İzmir’de olsaydı acaba ne yapardı? İnsan ister istemez gittiği yerle yaşadığı yer arasında bir karşılaştırma yapıyor. Burada Madrid ve Barcelona’da kadınların geç saatlere kadar ne kadar özgürce ve rahat dolaştıklarından, kentlerin yemyeşil parklar ve bahçelerle süslendiğinden, sokakların çiçek koktuğundan, tarihi dokunun nasıl titizlikle korunduğundan, her yerde klasik ve modern heykellerin, müzelerin, müzik ve sanatla ilgili devasa yapıların bulunduğundan söz etmeyeceğim. Bu konularda İzmir ile aralarında ne büyük farklılıklar olduğunu anlatmayacağım. İspanya’nın büyük kentlerinde hırsızların liyorlar. Bisikletlerle otomobiller arasındaki kavgasız gürültüsüz uyum, caddenin kenarında durup trafiğin akışını izleyecek kadar insanda hayranlık uyandırıyor. Sadece gezi veya sportif amaçlı kullanılan bisikletlere bazı kıyı bantlarında kısa mesafe sürüş alanları oluşturulan İzmir için böyle bir çözümün şu aralar ne kadar gerekli olduğunu düşünmemek elde değil. Bisikletlilerin ezilme tehlikesi yaşamadan, tacize uğramadan kent içinde rahatlıkla dolaşabileceği bir düzenleme yapılması çok mu zor olur acaba? İspanya’da ulaşımda gelişmişliğin bir başka göstergesi ise, yayalara tanınan ayrıcalıklardı. Bir yaya olarak karşıdan karşıya geçmek için yol kenarında en fazla üçdört dakika bekleniyordu. Araçların kırmızı ışıkta bekleme süreleri ise daha sık ve uzundu. Yani İzmir’de olmanın tam tersine orada araç kullanmak daha zor ve sabır gerektiren bir iş, yaya olmak ise daha kolaydı. Kaldırımda bekleyen yaya olmadığında araçların durmadan geçtiği yerler vardı. Buralarda araçlar için kırmızı veya yeşil ışık olmadığını, sadece yanıp sönen sarı ışık olduğunu fark ettik. Araçlar, yaya gördükleri anda kırmızı ışığa gerek olmadan frene basıyorlardı; öyle bir koşullanmışlıkları vardı yani. Bu gelişmişlik düzeyine ulaşabilmek için daha ne kadar beklememiz gerektiğini düşünerek İzmir’in karmaşık trafiğine geri döndük. 5 bile ne kadar ustalaştıklarını, sizi rahatsız etmeden, itip kakmadan, yerlerde sürüklemeden cebinizi ya da çantanızı boşalttıklarını belirtmeyeceğim. Ama ulaşım alanındaki gelişmişliklerine yönelik kıskançlığımı dile getirmek zorundayım. Barcelona ve Madrid’de metro ve otobüsler, toplu taşıma yükünün önemli bir bölümünü üstleniyorlar. Ancak oldukça geniş olan caddelerde bisiklet ve motosiklet kullanımının yaygınlığı da dikkat çekiyor. Mini etekleri ve topuklu ayakkabıları ile motosiklet kullanarak işe giden kadınların, takım elbiseli erkeklerin sayısı, şaşkınlık yaratacak kadar fazla. Motosikletler için yol kenarlarında çok sayıda park yeri bulunuyor. Motosikletliler de diğer araçlar gibi trafik kurallarına uyuyorlar; kırmızı ışıkta duruyor, araçlar arasında çapraz geçişler yapmıyorlar. Gördüğüm kadarıyla onlar da diğer araç sürücüleri tarafından saygı görüyorlar. Başlarında kaskları ile dikkat çeken diğer bir grup sürücü ise bir başka yaygın ulaşım aracı olan bisikletleri kullanıyorlar. Öğrendiğimize göre belediyelerden alınan bir belge ile kentin belli yerlerinde yol kenarlarında toplu olarak bulundurulan bisikletlerden herhangi birine binilebiliyor. Bu bisikletler kullanıldıktan sonra yine bir başka bisiklet park yerine bırakılıp gidiliyor. Bu sistem, anlaşıldığı kadarıyla aksamadan yürütülüyor. Bisiklet öylesine güvenli bir ulaşım aracı ki, bir anne çocuklarından biri kendi bisikletinin arkasında, diğeri küçük bisikletiyle yanında, yoğun trafiğin olduğu bir caddede rahatlıkla ilerleyebi C M Y B C MY B