Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14MAYIS2010CUMA CumhuriyefEGE PÂTİKi HALUKIŞIK Haydi eller havaya! 'Biz hem konser izlemeyi hem de aynı anda gökyüzündeki yıldızları seyretmeyi pek severiz. Güzel havalarda kapalı yerlerde sıkılırız. Bize bu lazım...' ASUMAN ABACIOĞLU Havalann ısmmasıyla İzmir'in kültür sanat hayatı da yavaş yavaş renklenmeye başlar. İzmir'in gecelerine hareket gelir. Gazetelerin magazin ekleri, Çeşme, Alaçatı haberleriyle dolup taşar. Kim demiş İzmir kent olarak, kültür sanat etkinlikleri açısmdan geri kalıyor diye? Bu kentte tiyatro, konser, sergi oluyor da İzmirliler mi gitmiyor? Geçenlerde Hıdrellez günü Gündoğdu'da Roman Gecesi düzenlendi; öyle bir coştu ki insanlar, zannedersiniz bütün İzmirliler Roman. Bizler öyle meraklıyız ki etkinliklere, nerde davul çalsa atlarız ortaya; ister siyasi bir toplantı olsun, ister bilimsel içerikli bir kongre hiç fark etmez. Bu yüzden kimse İzmirlilere dil uzatmasm; İstanbul'da Ankara'da kültür sanat neyse, burada da o. Kimseden geri kalmışlığımız yok. Burada İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hakkını vermek lazım; kente kazandırdığı Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi ve Havagazı Fabrikası gibi kent içindeki prestijli projelerle İzmir'in kültür ve sanat düzeyini belirgin bir şekilde yükseltti. Havagazı Fabrikası'ndaki ücretsiz konser ve sinema gösterilerine büyük ilgi var. Bu da gösteriyor ki, İzmirliler kendilerine sunulam görmezden gelmiyor, geri çevirmiyorlar. Adnan Saygun Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen etkinliklere bilet bulmak için günler öncesinden koşuşturmak gerekiyor. Bunun gibi kentin çeşitli yerlerinde birkaç merkez daha açılsa yeridir. çocukluğumuzdan ve gençliğimizden hoş anılar olarak sohbet konusu olmaya devam ediyor. Çiğdem yenip gazoz içilerek seyredilen üst üste iki filmin oynatıldığı açık hava sinemaları tüm yaz boyunca düzenli olarak çalışmak üzere yeniden oluşturulsa İzmir'in kültür sanat hayatı epeyce şenlenirdi diye düşünüyorum. Nostaljiyi pek seven Büyükşehir Belediyesi yetkililerine naçizane bir öneri. İlçe belediyelerinin etkinliklerini gerçekleştirdikleri daha küçük çaptaki açık ve kapalı salonlar da oldukça işlevsel. Ancak buralardaki konser ve tiyatro gibi etkinliklerin duyurusunun daha iyi yapılması gerektiğine inamyorum. En azmdan kendi yaşadığım bölgede Güzelbahçe'deki açık hava tiyatrosundaki etkinlikleri, pek çoğumuz gerçekleştikten sonra gazetelerde okuyabiliyoruz. Bu duyurularm hoparlörlerle yapılması alışkanlığmdan vazgeçilmesi gerek. Ses yankı yapıyor, söylenenler anlaşılmıyor. Şaka bir yana ÇeşmeAlaçatı haberleri magazin olarak nitelendirilse de buralardaki cafe ve barlarda gerçekleştirilen konser etkinliklerini yabana atmamak gerekiyor. Yaz aylarmda kıyı bölgelerindeki tatil kasabalarmda düzenlenen festivallerin de kültür sanat hayatma katkısım göz ardı edemeyiz. Havalar ısımyor, İzmir'in kültür sanat hayatı canlamyor derken boşa konuşmuyoruz yani. Konserler düzenleniyor da biz mi gitmiyoruz? Ne Çok Enkaz! "Sizi bir yerlerden tanır gibiyim / mutlaka bodrum'daydı geçen yaz / dostlarınız vardı köylü ve kurnaz/ bireysel konularda acımasız / ülke sorunlarında vurdumduymaz / batı'lı düşünür, doğu'lu yaşardınız / azıcık hicazkar her dem şehnaz / n e ç o k en kaz..." Ne zaman okusam, Ahmet Necdet, Oğuz Atay'la konuşup dertleşiyor da, bizi de dinlemeye çağırıyor gibi olurum. Bulun ve okuyun bu şiirin tamamını. Ahmet Necdet, şiiriyle bir fotoğraf çekmiştir. Hepimizin, hepinizin, hepsinin yer aldığı fotoğrafı... Bodrum'u şirin bir ilçe olarak değil de, tıkıştığımız tıkıştırıldığımız bir izbe olarak yorumlamanız gerekir ki, Ahmet Necdet'in bence asıl derdi de budur. Şiir, bir daha hayatı, insanı ve ülkeyi çırılçıplak soymuş, herkesi kendiyle başbaşa bırakmıştır. Okuyun o şiiri. Bugünü, tam da bugünleri anlatmaktadır. Ahmet Necdet'i yitirdiğinize mi yanarsınız, şiirin ve şairin hayatı yakalayıp, bütün ezberleri bozduğuna, makyajları döktüğüne mi? Güle güle Ahmet Necdet, bu garabeti yener miyiz yenemez miyiz, bu bataklığı kurutur muyuz kurutamaz mıyız bilemem. Bildiğim şudur, dövüşe dövüşe, sıralı sırasız yanınıza geleceğiz, buluşacağız... Yazı burada bitebilir aslında. Don Kişot'un, "Dulcinea sevgilimdir diyorsun, ama öyle biri yok" diyen yamağı Sanço'ya, "mademki yaşıyoruz, o zaman var!" deyişindeki inatla sürdürmek gerek. İyi de nasıl? "Beni ölümün kıyısına getirip öyle bıraktılar..." Güler Zere'yi tanır mıydınız? Ne güzel bir dizeyazmış değil mi? Nobel ödülü verilen şiir kitabından bir dize değildir okuduğunuz; ölümcül hastalığı nedeniyle, "nihayet" bırakıldıktan sonra, "enkazımıza" dair yaptığı saptamadır. Bu saptama, bizi birbirimizin üstüneçürük tahtalar gibi devirirken ve kimseler farkında değilken... Süngerleştirilmiş değerler, varoluş omurgası çatırtılan bir ülke, ruhu örselenmiş zamanlar... Ben ne anlatayım şimdi? Yaklaşan 19 Mayıs'tan, özgürlükten, bağımsızlıktan bahsetsem ne yazar? Çok zorlanarakyazıyorum bu Patika'yi Siz de anladınız zaten. Bu köşe, meğer ne uzunmuş! Gurme ustalığı, gusto inceliği kokan bir yazıya ne dersiniz? Gamzeli bukleli, üfürükten tasvirler döktüreyim mi? Geçelim, bu gazetenin okurları bunları yemez. Ahmet Necdet'le başladık, Shakespeare ile bitirelim. Türkçesi Can Yücel'dendir; "Vazgeçtim bu dünyadan, tek ölüm paklar beni, / Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. / Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, / Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, / Değil mi ki ayaklar altında insan onuru / O kızoğlankız erdem dağlara kaldırılmış, / Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, / Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, / Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, / Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, / Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, / Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e, /Vazgeçtim dünyamdan, dünyamdan geçtim ama / Seni yalnız komak var, o koyuyor adama." Don Kişot, yorgun ve hüzünlüdür bugün. Patika'da bir başına... Böylece İzmir'de düzenlenen caz festivalleri, kültür sanat festivalleri gibi geniş çaplı organizasyonlarda konserlerin gerçekleştirilmesi için antik Efes kentinin binlerce yıllık tiyatrosuna ihtiyacımız kalmaz. İzmirliler de Efesliler gibi açık havada etkinlik izlemeyi seviyorlar; bunu anladık. Ama artık bizim de kendimize ait böyle büyük açık hava tiyatrokonser salonlarım oluşturmamız gerektiği ortada. Hala böyle tiyatrolar inşa edememiş olmak, bizim çağımızm uygar dünyası için utanç verici bir eksiklik. Bu yüzden en kısa zamanda antik Efes Tiyatrosu büyüklüğünde bir açık hava tiyatrosu yapmak yöneticilerimizin İzmir'e borcudur. Biz hem konser izlemeyi hem de aynı anda gökyüzündeki yıldızları seyretmeyi pek severiz. Güzel havalarda kapalı yerlerde sıkılırız. Bize bu lazım. • İKİFİLMBİRDEN Açık hava tiyatro salonu deyince burada açık hava sinemalarım anmamak olmaz. Açık havada sinema seyretme etkinliğinde İzmir'e özgü bir taraf vardır. Çocuklarımız bunu hatırlamaz; bizim nesilden sonra açık hava sinemaları ne yazık ki kapatılarak ya otoparka ya da apartmana dönüştürüldü. Bu etkinliğin tadını yaz aylarmda gerek belediyelerin gerekse TMMOB Makine Mühendisleri Odası'nm zaman zaman gerçekleştirdiği gezici açık havada film gösterimleriyle tatmak mümkün. Ancak insan asla eski tadı bulamıyor. Sadece halukisik@gmail.com 07.05.2010 tarihinde Bademler Köy Meydanında Sözleşmeli Bitkisel Üretim Protokolünü 232 ortaklı Türkiye'nin ilktarımsal kalkınma kooperatifi olan Kooperatifimizle imzalayarak gerçek tarım dostu olduğunu birkez daha gösteren Değerli Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Aziz KOCAOĞLU'NA bu özel güncle bizlerle birlikte olan ve desteklerİnİ esİrgemeyen, CHP İl Başkanı Sayın Ekrem BULGUN'a, 22. Dönem Milletvekilimiz Sayın Türkan MİÇOOĞULLARI'na Güzelbahçe, Seferihisar, Narlıdere, Urla CHP İlçe Başkanları'na Narlıdere Belediye Başkanı Sayın Abdül BATUR'A, Güzelbahçe Belediye Başkanı Sayın Mustafa INCE'ye, Urla Belediye Başkanı Sayın Selçuk KARAOSMANOĞLU'na, Seferİhİsar Belediye Başkanı Sayın Tunç SOYER'e, Çiğli Belediye Başkanı Sayın Av. Metin SOLAK'a, İzmir İl Genel Meclİs Üyelerine KöyKoop başkan ve yöneticilerine Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine ve diğer tüm katılımcılara Teşekkür Ederiz. Bademler Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu E L E D I Y E S I 17 Mayıs 2010 Narlıdere AKM Saat 20:30 m Q C M B