Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 K 0 N U K CumhuriyetEGE İzmir'in Sokakları ZEKİ ARIKAN 12ŞUBAT2010CUMA İZMİR'DE 107 KOOPERATİFİN ÖRGÜTLENDİĞİ KÖYKOOP YENİ PROJELER GELİŞTİRİYOR 1889 yılında Sadık beyle birlikte Paris sergisine giden Halit Ziya, izlenimlerini şöyle dile getirir: "Paris! Bu şehir bana hiç yabancı değildi. Onu romanların arasından, en çok Balzac'tan öğrenmiş, tanımış, adeta ezber etmiştim. Adı bence bilinen sokaklara rastladıkça sanki içinde yaşanmış türlü vakalarla orada uzun uzun bulunmuş gibiydim..." Paris'i okuduğu romanlardan bilen Halit Ziya, bu kenti tanımakta hiçbir zorluk çekmemiş ve her şeyi olduğu gibi yerli yerinde bulmuştu. Acaba biz de İstanbul'u, İzmir'i, Ankara'yı bütün bu kentleri anlatan romanlardan, öykülerden ki var öğrenebilir miyiz? Hiç sanmıyorum. Çünkü kentlerimiz hala bir şantiye alanı gibidir. İnşaatı henüz tamamlanmamıştır. Deyim yerindeyse birer yaz boz tahtasıdır. Sürekli değişir. Cadde ve sokak adları da öyle... Yıllar önce Yenişehir'in simgesi haline gelen piknik, romanlara da girmişti. Acaba bugün yerini anımsayan bilen var mı? Bir kitapçının yerini birkaç ay içinde bir çorbacıya bıraktığı çok görülür. İzmir'i çok iyi bilen HasanAli Yücel, yıllar önce, Konak'ta Milli Eğitim Bakanlığı yayınlarını satan kitapçının Kemeraltı'na taşınmasından acı acı yakınmıştı. O kitapçı artık bugün Kemeraltı'nda da yok ne yazık ki... İzmir'de caddelerin adı vardır. Durakların adını ise otobüslerdeki "Söooraki duurak..."ı bildiren mekanik seslerden öğrenebiliriz. Ama İzmir'de çoğu sokaklar adsızdır. Numaralıdır. Fakat bu numaralandırma işleminin neye göre yapıldığını anlamak zordur. Sözgelimi 111. sokağın yanı başında 95. sokak yeralır. Bütün sokaklar geleneksel yapılarını yitirmek üzeredir. Gerçek anlamda fiziksel ve sosyal yapısını koruyan sokak sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır. Bu tür sokaklardaki komşuluk ilişkileri belki Kadifekale eteklerinde görülebilir. Yani herkesin birbirini tanıdığı, herkesin deyim yerindeyse birbirinden sorumlu olduğu sokaklar... İzmir'in sokakları son yıllarda hızlı bir gelişme sürecine girdi. Hepsinde "depreme dayanıklı, doğalgaz uyumlu, 'lux' apartmanlar" yükseliyor. Caddelerde olduğu gibi sokaklarda da arabadan geçilmiyor. Sokakların simgesi olan bakkallar artık heryereyayılan "süper, hiper" marketlerle yarış edecek durumda değildir. Çoğunun kapısına kilit vurulmuştur. Oturduğum sokaktaki bakkal dükkanı birkaç yıl içinde dört kez el değiştirdi. Sonuncusunun ne kadar dayanacağını bilemem. Elbette sokaklarımız en önemli bellekyerlerimiz arasındadır. Burada yaşamış olanların, İzmir'e damgasını vuranların havasını koklar, izlerini sürebiliriz. Dario Moreno sokağı az çok özelliğini koruyor. Ama burada oturan ailelerin evlerinin apartmana dönüşememesinden yakındığına şüphe yok. Eşrefpaşa semtinde (Değirmendağı) Mustafa Necati'nin doğup büyüdüğü sokak da oldukça değişmiş. Sokağın iki geçesinde apartmanlar yükseliyor. Necati'nin evi de bundan kurtulamamış. Geçen yıl Necati'nin ölümünün 80. yılı idi. Bu yıldönümünde bir dizi etkinlikler yapıldı. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği'nin girişimi ve çabasıyla bu sokağa Necati'nin adı verildi. Onun adını taşıyan birtabela asıldı. Ancak sokağın açıldığı gün yapılan tören, yaklaşan belediye seçimleri dolayısıyla biraz ilerideki açık hava toplantısının bir uzantısı sanıldı. Olsun! Necati'nin adını taşıyan tabela o sokağın başında duruyorya... Bu yeter. Evet Necati'nin çocukluğu, gençliği burada geçti. İşgal günü, Anadolu gazetesi sahibi Haydar Rüştü'yle buradaki evde saklandılar. Birinin yazıhanesi, ötekinin matbaası altüst edilmişti. Evin etrafını askerler sarmıştı. Erkekleri karakola çağırıyorlardı. Necati'nin babası Halit bey, karakola giderken onlara: "Hiç korkmayın, düşman sizin etrafınızı saracak fakat sizi koruyacak!" dedi. Gerçekten askerler eve girmedi. Bir ara kapı çalındı. Heyecan doruktaydı. Meğer askerler su istiyorlarmış. Onlara yalnız su değil yiyecek de verildi. Gerçekten Halit beyin güçlü sezgisi doğru çıkmıştı. Evet İzmir'in sokakları bu ve buna benzer nice anıları nice olayları bağrında taşımaktadır. Bu sokak, Necati'nin adını almakla yepyeni bir kimlik kazanmıştır. Diğer sokaklara da örnek olmalıdır. Sokaklarımızın değerini bilelim ve onlara gerçek adını verelim. Üretici gücünü keşfetti HİCRAN OZDAMAR Köy kooperatifleri, üreticinin umudu oldu. İzmir'de 107 kooperatifin örgütlendiği KöyKoop İzmir Birliği, 22 bin üreticinin hakkmı savunmak için çabalıyor. Birlik Başkanı Muhittin Akbulut, üretici kooperatiflerinin sağlıklı ürünler yetiştirdiğini vurgulayarak, "22 bin üyemizle güçlü bir yapıdayız. Gücümüzü üretimden alıyoruz. Yerelde üretip bunlann yerelde tüketilmesine çabalıyoruz. Bu amaçla ürünlerimizi birinci elden tüketicilere sunmak için çalışıyoruz" dedi. 1980 öncesinde kooperatiflerin güçlü bir yapısı bulunduğunu ancak 12 Eylül'le birlikte sendika, siyasi partilerin yanı sıra, köy kooplann da kapatıldığmı anımsatan Akbulut, bu alanla uğraşanlarm gönüllük esasma yönelik çalıştığmı belirtti. Kooperatiflerin üreticilerin alm terinin değerlendirilmesi amacıyla hareket ettiğini bildiren Akbulut, "Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ancak üreticimizin alm terinin değerlendirilmesi ortak noktamızdır. Üreticilerimiz sağlıklı ürünler yetiştiriyor, ürünlerin çoğunluğunun organik sertifikası bu JVooperatifler aracılığıyla çiftçinin yetiştirdikleri, aracısız biçimde tüketime sunulurken, hem üretici hem de tüketici kazançlı çıkıyor. lunuyor" diye konuştu. Çiftçi örgütleri arasmdaki dağınık yapıyı gidermek amacıyla İzmir İli Çiftçi Örgütleri Güç Birliği Platformu (ÇİFTÇİPLAT) oluşturduklarmı, bu platformun kurucu üyeleri arasmda yer aldıklarmı anlatan Akbulut, şunları söyledi: "Çiftçi örgütleri çok dağmık bir yapıda bulunuyor. Örgütler dağıtılıyor ki birleşip büyük bir güç haline dönüşmesin. Buna bir tepki oluşturmak amacıyla üretici güçleri birleştirdik. KöyKoop bu yapılanma içinde itici güçtür. Bu yapıda sanayi odalan dışında tanmla, emekle ilgili örgütler var. Üreticinin ürettiği ürünü aracı olmadan tüketiciye ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu amaçla belediyelerle görüşüyoruz. Tarım masası kurmalarmı öneriyoruz. Kooperatifçi arkadaşlanmızı görevlendiriyoruz. İlk olarak Seferihisar'da, üreticiden tüketiciye birinci elden ürünlerimizi satmaya başladık. Çevreci bir yapıdayız. Naylon poşet kullanmıyoruz. 14 çeşit sebzeden, süt, bal, kekik suyuna, zeytin ve zeytinyağmdan odun kömürüne dek geniş bir yelpazede ürün çeşidimiz var. Türkiye genelindeki diğer kooperatiflerimizden çeşitli ürünler geliyor. Oftan çay, Edirne'den prinç geliyor. Üreticinin tüketiceye ürünlerini ulaştırdığı bir modelimiz var. Bu da Türkiye'ye örnek oluyor." ÇİFTÇİPLAT Dönem Sözcsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı da, özgün bir model oluşturduklarmı kaydederek, örgütlü olmayan yapıların günümüzde yenilgeye uğradığmı vurguladı. Kaymakçı, "Belediyelerle yaptığımız görüşmelerimiz olumlu gidiyor. Seferihisar, Bornova ardmdan Konak, Foça'da satış alanlan kuracağız. Kooperatiflerden sürekli yeni ürünler gelecek. Bunlarm hepsi sertifikalı ürünlerdir. Bu modelimiz diğer kentlerimize de örnek oluyor. Bu amaçla Denizli'de de benzer bir örgütlenmeye gidiliyor. Amacımız üreticimizin ürünlerinin tüketiciye doğrudan, ucuz ve sağlıklı bir şekilde sunulmasıdır" dedi. Genel Havuz, Aileye Mahsus Jakuzili Havuz, Sauna Fizik tedavi ve Rehabilitasyon Ünîtesi 3 ve 5 Yataklı Villalar, 2 yataklı Odalar KURSUNLU KAPLICALARI "Saklı Cennet" Endikasyon; toplam 2172 mg/lt mineratizasyonu olan, bikarbonatlı florürlü niteliktedir. Banyo uygulamalı şeklinde, Romanitzrnal ve Nörolojik hastalıkların kronik lonemlerinde, Ortopedik sekellerin yardımcı/tamamlayıcı tedavisinde kullanilabilir niteliktedir. Tel: 0.236 712 50 00 01 w&p vs *S m 'fe Q C M B