26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

23 KASIM 2010 SALI cEGE Sayıları hızla çoğalan zehirli balon balıklarına karşı dikkatli olunması gerekiyor 3 Amatör balıkçıya ‘balon’ uyarısı!.. Bafa’da kız bayramı OLCAY AKDENİZ MİLAS Bafa'da 12 Eylül'ün kesintiye uğrattığı “kız bayramı” geleneği yeniden canlandı. Milas'ın Bafa beldesinde, darbe dönemine dek Kurban Bayramı'nın üçüncü günü gerçekleştirilen etkinlik, bu yıl köy meydanında yeniden yapıldı. Kız Bayramı, Bafa’nın genç kızları tarafından düzenleniyordu. Çocukluktan genç kızlığa geçiş çağındaki kızlar, hem çocukluk oyunları, hem de yörenin halk oyunlarını sergiliyordu. Ayrıca çeşitli yarışmalar yapılıyordu. Köylüler de yöre yemekleri hazırlayarak bayrama katılanlara ikram ediyordu. Böylelikle Kurban Bayramı tüm köy halkının katılımıyla kutlanırken bir yandan da genç kızlarla delikanlıların tanışması amaçlanıyordu. 12 Eylül döneminde yaşanan sorunlar nedeniyle etkinlik o zamandan bu yana kutlanamamıştı. Bafa Belediye Başkanı Zühra Dönmez'in girişimiyle bu yıl kız bayramı yeniden başlatıldı. Şenlikte köy kızları ip atladı, günlük giysileriyle voleybol oynadı. Köy kızlarının sandıklardan çıkardıkları annelerinin, ninelerinin giysilerini giyerek yaptıkları defile de büyük ilgi gördü. Kutlamaya gelen konuklara keşkek ve kabak tatlısı ikram edildi. Belediye Başkanı Zühra Dönmez yıllardır unutulmaya yüz tutan bir geleneği yeniden canlandırmayı amaçladıklarını belirterek şunları söyledi: “Günümüzde kentleşme nedeniyle birçok geleneğimiz unutulmaya yüz tuttu. Bafa’nın kız bayramı da yıllardır yapılmaya yapılmaya neredeyse unutulmuştu. Biz, bir yandan tüm köy halkıyla birlikte bayramı kutlamak, bir yandan da genç kızlarımızla delikanlılarımızın tanışmasını sağlamak amacıyla düzenlenen bu güzel geleneği yeniden canlandırmak istedik. Kız bayramımızın Bafa’nın tanıtımına da katkı sağlayacağına inanıyorum.” DE N İZC İ ÜNAL BENLİALPER Sinarit Avı Ömrü 30 yıl kadar olan sinarit balığının boyu 4050 cm dolayındadır. Sinarit, açık denizlerin derinliklerindeki geniş topuklarda, gemi enkazlarının yayıldığı bölgelerde ve yemlenmeye uygun kayalık döküntülerin olduğu temiz deniz alanlarında, 1560 metre arasında değişen derinliklerde yaşamını sürdürür. Günümüzde yasa dışı ve kontrolsuz avlanma nedeniyle sayıları hızla azalmıştır. Sırtındaki beneklerle güzel bir görüntüsü olan sinarit, aynı zamanda çok lezzetli bir balık türüdür. İştah kabartmak gerekirse, lokum gibi, misler gibi deniz kokulu bembeyaz eti vardır. Ege'nin ve Akdeniz'in tertemiz, berrak mavi sularında yaşamayı severler. Özellikle bundan 25 yıl kadar öncesi Mandalya Körfezi sinarit balığının yurdu gibiydi. Günün her saatinde her yerden ve neredeyse sığ su denecek derinliklerde sinarit avlamak mümkündü. Körfez sanki sinarit havuzu gibiydi. Özellikle İasos antik limanın açıklarından tekneyle geçerken sırtı çektiğimizde mutlaka herkes 23 kiloluk sinarit alırdı. Ayrıca Metelik Adası'nın açık sularında da parakat ile çok sinarit avlamıştık. Buranın zemini de sırtı ile sinarit avlamaya uygun. Kaşığın 2 metre derinlikte olması bile yetiyordu. Sinarit aç gözlü bir balıktır ve doymak nedir bilmez. Her türlü balığı ve yumuşak olan deniz canlılarını çok sever. Özellikle kalamar ve subye (mürekkep balığı) kesinlikle hayır diyemeyeceği bir menüdür. Gezginci balık türü olduğundan farklı bölgelerde avlanarak beslenir. Genellikle kayalar arasına gizlenerek avını bekler, onu dikkatlice takip ederek uygun bir anda aniden saldırır ve yutar. Yemlerle de öyle oyalanmayı sevmez, onu da hemen kaparak yer. Bu nedenle sinarit avlarken uyarıcı, dikkat çekici ve hareketli yemleri tercih etmeliyiz. Eğer yapay yemlerle sırtı çekeceksek, onlarında parlak ve göz alıcı olmasına özen göstermeliyiz. Sinaritin dişleri küçük ve sivri olmasına karşın araları seyrektir. Bu yüzden misinayı kolay kolay bir hamlede keserek koparamaz. Oltadaki yemler ile oyalanmaktan da hiç hoşlanmaz, üzerine zaman kaybetmeden atlar ve hemen yutar. Sinarit havada ve denizde meydana gelen ısı değişimlerine, gelgit olaylarına ve akıntı şartlarına göre çok çabuk yer değiştirerek yoluna devam eder. Sinarit, kalamar ve subyeden başka, zargana, sardalya, kız balığı, kupez, istavrit, arsız kerpe ve hanoz ile de avlanabilir. Fakat yemin boyu 78 santimi geçmemelidir. Tekneden sırtı çekilerek avlanılacak ise misina 0.90 numara olmalıdır. Tekne demirliyken yapılacak sinarit avcılığında ise 0.600.80 numara yeterlidir. Sırtı çekerken teknenin hızı 34 deniz milini geçmemelidir. M uğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, zehirli balon balığının kesinlikle yenmemesi gerektiğini söyledi. NURPERİ DEĞİRMENCİ BODRUM Ege ve Akdeniz’de sayıları giderek artan zehirli balon balıklarının, Bodrum’da amatör balıkçılar için sorun olmaya başladığı belirtildi. Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan zehirli balon balığının kesinlikle yenmemesi konusunda yurttaşları uyardı. Prof. Dr. Tarkan, son yılarda Ege ve Akdeniz’de yüksek oranda çoğalan, iç organlarında zehirli nerotoksin bulunan balon balığının yenilmesinin ölümlere yol açabileceğini belirtti. Tarkan, “Bölgemizin balığı olmayan ancak son yıllarda Akdeniz’in ısınması sonucu Hint Okyanusu’ndan Süveyş Kanalı’nı geçerek gelen balon balıkları, buralarda üreme ortamını bulunca, sayıları da giderek arttı. Bunlar zehirleyici özelliğe sahip. Kesinlikle yenmemeli, özellikle amatör balıkçılar çok dikkatli olmalı” diye konuştu. İki saat içinde 14 zehirli balon balığı yakaladığını anlatan amatör balıkçı Necdet Ak da, “Ortakent açıklarında 8 yıldır avlanıyorum. Eskiden çipura, levrek, kefal, lambuka ve karagöz avlardık. Bu denizlerin balığı olmayan balon balıklarını çok ender görürdük. Ancak son zamanlarda oltalarımıza takılan balon balıklarının sayısında önemli artış var. En son balığa çıktığımda iki saatte 14 balon balığı yakaladım ama tekrar denize bıraktım” diye konuştu. Kanunî’nin sarnıçları direniyor! ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Kanunî Sultan Süleyman’ın 1520 yılında Rodos seferi öncesinde, ordusunun su gereksinimini karşılamak için Muğla’da yol boylarında yaptırdığı sarnıçlar, ayakta kalmaya çalışıyor. Mimar Sinan tarafından inşa edildiği belirtilen 490 yıllık yapıtlar, Muğla’da ıssız dağ başlarında, yol kenarlarında ve ova diplerinde bulunuyor. Fethiye’den Bafa Gölü’ne, Bodrum’dan DenizliTavas’a dek uzanan bir coğrafyada yer alan sarnıçların sayısının 300 olduğu tahmin ediliyor. Sarnıçları ile ilgili araştırmalar yapan Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Namık Açıkgöz, “Kanunî, 1522 yılının Haziran ayı başında, Rodos’u fethetmek üzere İstanbul'dan yola çıkarak, 24 Temmuz 1522 günü Muğla’ya gelmiş ve karargâhını kurmuştur. 2 gün sonra, 26 Temmuz günü Marmaris’e ulaşan Kanunî ve ordusu, Muğla’da su ihtiyaçlarını bu sarnıçlardan karşılamıştır” dedi. unalkaptan@hotmail.com C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear