26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 KONUK / SALİH ERTAN 5 HAZİRAN 2009 CUMA Çakabey’in Misyonu... Cumhuriyet’in 22 Mayıs Cuma günkü Ege ekinde yazarımız Serdar Kızık’ın “Çakabey!..” başlıklı yazısı yayımlandı. Bu yazı ile kanımca uzun soluklu bir tartışma başlatılmış oldu. Çakabey’in öyküsü gerçekten de “olmaz” dedirtecek türden... Olup bitenler kadar gerçekleşmeyen olguların da yaygın ve şaşırtıcı olduğu ülkemizde, sessiz sedasızca gürültüye gitmiş Çakabey Projesi’ni uzun soluklu ve geniş katılımlı bir tartışma platformuna taşımak gerektiği inancıyla bu satırları kaleme alıyorum. Öncelikle belirtmemiz gereken, Çakabey’in Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından 30 yıldır çalıştırdığı Piri Reis araştırma gemisinin yerini almaktan çok öte amaçlara hizmet etmek üzere bir projeye dönüşmüş olduğu gerçeğidir. DEÜ DBTE tarafından 30 yıldır işletilen Piri Reis, çetin açık deniz koşullarında görev yapmaya uygun değildir. Çakabey, sert koşullarda seyir ve çalışma yapabilecek kendi sınıfının dünyadaki en iyi araştırma gemilerinden birisi olacak şekilde “genel amaçlı” bir araştırma gemisi olarak düşünülmüştü. Çakabey gibi bir araştırma gemisi neden gereklidir? Türkiye’yi çevreleyen sularda, açık denizde Türkiye adına yapılan çalışmalarda çoğu zaman yabancı araştırma gemileri kullanılıyor. Bu araştırmalar için bazen Çakabey Projesi’nin bütçesi olarak belirlenen 9 milyon Avro tutarına yakın ödemeler yapıyoruz. Üstelik elde edilen bilgiler de işi üstlenen yabancı şirketler ile paylaşmak durumunda kalıyoruz. Düşünebiliyor musunuz ki, gaz hidratları konusunu araştırmak üzere Alman bandıralı ve Meteor adlı araştırma gemisi ile sık sık Karadeniz’e çıkarak araştırma yapan Bremen Üniversitesi profesörü Gerhard Bohrmann’a, ilgili projeyi yürütmesi için önceki yıl Alman hükümeti tarafından tahsis edilen yıllık bütçe 15 milyon Avro idi. Şimdi, Almanya’da olanla Türkiye’de olmayanı yan yana koymak gerekmez mi? Bir yanda Türkiye Cumhuriyeti hükümeti tarafından kadük edilmiş ve bütçesi sadece 9 milyon Avro olan Çakabey Projesi, diğer yanda ise Prof. Bohrmann’a Alman Hükümeti’nce tahsis edilen 15 milyon Avro tutarındaki bütçe! Şimdi bu noktada düşünülebilir ki, Türkiye’nin etrafındaki denizlerde öyle kayda değer bir çıkarı belki de yoktur; bu nedenle de, üstelik kriz koşullarında çarçur edeceği tek kuruş bile olamaz. Almanya’nın çıkarı nedir peki? Karadeniz yeni Ortadoğu olmaya adaydır! Türkiye’nin Karadeniz’deki ekonomik alanında çok zengin gaz hidratı rezervleri bulunduğuna dair ciddi bilimsel bulgular mevcuttur. Bu arada “gaz hidratı” ile derin deniz tabanı altında katı hale geçmiş doğalgazın kastedildiğini de bir bilgi olarak aktarmış olayım. 1991 yılında Rusya’nın Karadeniz kıyısındaki Gelendzhik (Gelencik) kentinde mukim Yuzhmorgeologiya Enstitüsü tarafından büyük bir petrol tekeli adına Sinop – Samsun arasında yürütülen çalışmalar sonucunda, deniz tabanı altındaki gaz hidratı varlığının, burada mevcut zengin bir petroldoğalgaz rezervinden kaynaklandığı yolunda bulgular edinilmiştir. Çakabey, başka hiçbir nedenle gerekli değilse, ülkemizin bu bölgedeki yüksek çıkarlarını korumak için gerekli görülmüştür. 2005 yılı Kasım ve Aralık ayları boyunca fedakar bilim ve gemi adamları çok zorlu deniz ve hava koşullarına göğüs gererek Piri Reis gemisi ile anılan bölgede yüksek çözünürlüklü sismik kayıtlar almayı başardılar. Bu kayıtlarda, petrol ve doğalgaz içerme olasılığı çok yüksek olan jeolojik yapı ortaya çıkarıldı. Çakabey’in düşünülen özelliklerine sahip bir gemiyi ülkemize kazandıramadığımız durumda, bu çalışmaları yabancı şirketler yapıyor. Biz de onlara her defasında bir Çakabey bedeli ödediğimiz gibi yaşamsal öneme sahip bilgileri de onlarla paylaşmak zorunda kalıyoruz. Prof. Bohrmann, Meteor araştırma gemisiyle Karadeniz’de çalıştığı zaman ülkesi adına çok önemli bir görevi yerine getirmiş oluyor: Almanya’nın “etki alanını” Karadeniz’e ulaştırıyor. Tıpkı TPAO ile işbirliği yaparak önümüzdeki dönemde SinopSamsun arasında derin deniz sondajı çalışmalarını yürütecek olan PetroBras şirketinin Brezilya’nın etki alanını Atlantik Okyanusu ve Akdeniz’in ötesinde Karadeniz’e taşıdığı gibi... Türkiye’nin etrafını çevreleyen denizlerde, mevcut olabilecek zengin hidrokarbon rezervleri itibarıyla, yaşamsal çıkarları bulunuyor. Türkiye, etki alanını kendi karasularının ötesine genişletmek zorundadır. İşte Çakabey Projesi böylesi bir misyonun hayata geçirilmesini temsil ediyordu. Türkiye’nin AB ile gelecekteki ilişkileri gibi AB’nin gelecekte kendi akıbeti de sorgulanması gereken bir konudur. Türkiye’nin belirsizliklerle örülmüş gelecekte denizlerdeki sınırı nerelerde olacaktır? Bu soruya verilecek yanıtın bir yerinde Çakabey Projesi’nin gerçekleştirilmesi çok önemli bir yer tutuyor. Türkiye’nin etki alanı konusundaki söylem, iktidar partisine mensup bazı milletvekilleri ile de görüşülüp tartışıldı; kabul de gördü. Ne var ki mevcut hükümet, öyle anlaşılıyor ki, kendisine karşı muhalif bir duruş sergileyen DEÜ’nin o günkü yönetimi ile giriştiği siyasi çekişmeye Çakabey Projesi’ni kurban etmiştir. Her nedense projenin önünü tıkayan bürokratik engeller DEÜ yetkililerini bütün çabalarına rağmen, bir türlü aşılamadı. Bugün için bu proje ölüme terk edilmiş görünüyor. Akla ilk gelen DEÜ yöneticilerine bu projenin mal edilmek istenmeyişidir. Başka nedenlerde söz konusu mudur, varsa bunlar ne olabilir, doğrusu kestirmek zor... Bu noktaya kadar ki yazdıklarımı dönüp okuduğumda aklıma nedense Yeni Enerji Yasası ve TPAO’nun özelleştirilmesi konuları takılıverdi... Önümüzdeki dönemin en önemli ve sıcak tartışma konuları arasında kuşkusuz ki bu iki konu yer alacaktır, yer almalıdır! Türkiye’nin yüksek çıkarları ve bununla ilgili olarak Çakabey projesi, bir üniversite ile hükümet arasında yaşanan gerginliğin tırmanarak hükümetçe bir husumete dönüştürülmesine kurban edilemeyecek kadar önemlidir. ‘Lobim de yok, fobim de...’ Bağış almadıklarını ve almayacaklarını kaydeden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Azi Kocaoğlu, ‘Belediyenin sponsoru olmaz’ dedi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yerel yönetimlerin sponsorla hareket edemeyeceğini söyledi. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencileriyle bir araya gelen Kocaoğlu, bir öğrencinin “Karşıyaka Stadı için sponsor arayacak mısınız?” sorusuna, “Belediye sponsor almaz, yapar. Benim ne sponsorum var, ne lobim, ne de fobim... Tek başına bir adamım. Belediyeye bir lira bağış almadım almam da. Param kadar yaparım” yanıtını verdi. Karşıyaka'ya 2025 bin kişilik stat yapma sözü verdiklerini anımatan Kocaoğlu, “bunu seçim bildirgemize ve önümüzdeki 5 yıllık plana aldık. Önce projesi yapılacak, ardında inşaatına başlanacak. Bir sıkıntı söz konusu değil” diye konuştu. Öğrencilerin ulaşım ve suya yapılan zamlara yönelik eleştiri ve sorularını yanıtlayan Kocaoğlu, ekonomik kriz nedeniyle toplanan vergilerin azaldığını, bütçede büyük dengesizlik olduğunu ve bunun herkese adil bir şekilde dağıtılması için ulaşım, su ve otopark ücretlerinde düzenleme yaptıklarını bildirdi. çalışanlarının işten çıkarılmasına ilişkin gelen sorulara da yanıt veren Başkan Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden bugüne kadar hiçbir işçinin çıkarılmadığını, dünya görüşü olarak taşeron ve taşeronlaşmaya karşı biri olarak taşeronda çalışan işçi sayısını yüzde 50’nin altına indirdiğini belirtti. ‘HER ŞEY Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde öğrencilerle bir araya gelerek soruları yanıtladı. Kocaoğlu, Dokuz Eylül ‘İŞÇİ ÇIKARILMADI’ Son günlerde kamuoyunda yer alan Kent AŞ KONTROLÜMÜZ ALTINDA’ Son günlerde İzmir Körfezi'nin kokmasıyla ilgili yorumlara da açıklık getiren Kocaoğlu, derelerin çöp kovası gibi kullanıldığını, her yıl yağış sezonu sonrası dere çıkışlarında biriken malzemelerin temizlendiğini belirtti. “Her şey kontrolümüz altında. Bu yıl yağış yoğun olduğu için dere tabanında daha çok malzeme birikti. Bunları temizliyoruz. Ancak körfeze en kökten çözüm, su sirkülasyonu sağlayacak bir kanalın yapılmasıdır. Bunun için de Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü ile birlikte çalışmalara başladık” diye konuştu. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear