Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
21 KASIM 2008 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK I Baştarafı 1. Sayfa’da Yeteneklere ‘özel’ eğitim EMRE DÖKER İzmir Sıdıka Akdemir Bilim ve Sanat Merkezi'nde üstün yetenekli çocuklara, ilgi duydukları ve becerili oldukları alanlarda birebir eğitim veriliyor ve potansiyellerinin ortaya çıkarılması sağlanıyor. İzmir'de tek olan bu kurumun, “özel” eğitim merkezi adıyla anıldığı için özel sektöre ait olduğu düşünülüyor. Sanılanın aksine Milli Eğitim Bakanlığı'na ait olan kurumda şu anda 302 öğrenci eğitim görüyor. Sadece üstün zekalı çocukları bünyesine kabul eden kurumda, yeni Fazıl Say'lar, İdil Biret'lerin yetiştirilmesi amaçlanıyor. Narlıdere'de bulunan okul, kentin her ilçesinden öğrenciyi bünyesinde barındırıyor. Buna karşın ulaşım sorunları nedeniyle 50 öğrencinin eğitimlerine ara vermek zorunda kaldığı bildiriliyor. Kurumun kent merkezindeki bir okula taşınması gündeme gelirken, Narlıdere'deki binaya yine üstün yetenekli çocukların okuyacağı ana okulunun yapılacağı öğrenildi. İzmir Sıdıka Akdemir Bilim ve Sanat Merkezi'nde çocukların seçilmesi için okullara formlar gönderiliyor. Okullardaki rehberlik öğretmenleri de çocukları izleyerek üstün yetenekli olduğunu düşündükleri çocukları bilim ve sanat merkezine bildiriyor. Geçen yıl bu şekilde bin 416 öğrencinin üstün yetenekli olduğu yönünde rapor merkeze gönderildi. Bu öğrenciler grup zeka testinden geçirildi. Burada 338 kişiye düşen sayının ardından IQ testi gerçekleştirildi. Bu yapılan testin sonuçları da Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne gönderildi. Bu test sonucunda IQ'su 130'un üzerinde olan 112 öğrenci bu okulda okumaya hak kazandı. Bu tip öğrencilerin okullarda karşılaştıkları sorunları en aza indirmenin amaçlandığın merkezlerde, aynı zamanda çocuğun şişebilecek egosunun aşağı çekilmesi için destek de veriliyor. Lise eğitiminin sonuna kadar verilen dersler yıllar geçtikçe genelden özele kayıyor. Bir öğrenciye en fazla üç dalda özel eğitim veriliyor. Yıllar geçtikçe öğrencinin üstün olduğu dal belirlenerek o konu üzerinde çalışmalara devam ediliyor. İzmir'deki merkezde öğrenciler başarılarıyla da üstün yetenekli olduklarını kanıtlıyorlar. 4. sınıftan 7. sınıfa kadar 8 öğrencinin şiir, hikaye ve deneme alanında kitabı bulunuyor. Bir çok yarışmada dereceleri bulunan öğrencilerin, patentli buluşları da kurumda bulunan 20 öğretmen ve idarecilerin yüzünü güldürüyor. (Fotoğraf: SERDAR AĞIR) Üstün yetenekli çocuklar küçük yaşlardan itibaren kişisel becerilerine göre eğitiliyor İzmir Sıdıka Akdemir Bilim ve Sanat Merkezi'nde yeni Fazıl Say'lar, İdil Biret'lerin yetiştirilmesi amaçlanıyor ‘İzmir’e Doğru’ kente geldi HAKAN D R K Kurtuluş Savaşı'nda milli mücadele ruhunu destekleyen en önemli yayın organları arasında yer alan “İzmir'e Doğru” gazetesinin nüshaları, kente kazandırıldı. Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) Müdürü Yard. Doç. Oktay Gökdemir, yalnızca Türk Tarih Kurumu ve Balıkesir İl Halk Kütüphanesi'nde bulunan nüshaların, kent arşivine kazandırılarak, araştırmacıların kullanımına sunulduğunu söyledi. 16 Kasım 1919 ile 27 Haziran 1920 tarihleri arasında 74 sayı çıkan İzmir’e Doğru’nun, milli mücadelenin her döneminde destekcisi olduğu biliniyor. Hatta gazetenin logosunun altında yer alan “Hareketi Milliyenin Hadim ve Mürevvicidir” ifadesi dikkat çekiyor. Logonun solunda da “Amali milliyeyi müdafaa edecek yazılar kabul edilir” deniyor. İzmir’in işgali sonrası Balıkesir’de çıkarılan gazetenin yönetim yeri olarak da “İdare hanesi Balıkesir Kuvayı Milliye Karargahı’ndaki dairei mahsus” ibaresinin bulunması, gazetenin milli mücadelenin ne ölçüde içinde olduğunu vurguluyor. Anadolu’da oluşan bağımsızlık ve mücadele ruhunu hem yansıtan, hem de bu gücün örgütlenmesine katkıda bulunan gazetenin yayın kurulu, Hüseyin Vasıf Çınar, Mustafa Necati ve Esat Çınar’dan oluşuyor. Gazetenin, verdiği haberlerde Batı Anadolu’daki mücadeleyi öne çıkarmasına karşın Anadolu’nun işgale uğramış tüm bölgelerinde yakından izlendiği biliniyor. İzmir'e Doğru'nun nüshalarını Balıkesir İl Halk Kütüphanesi’nden edinildiğini dile getiren Gökdemir, böylelikle Kurtuluş Savaşı döneminde bölgede çıkan gazetelere ilişkin serinin tamamlandığını söyledi. Gazetenin dijital ortama da aktarılacağını ve araştırmacıların kullanımına sunulacağını belirterek, İzmir'e ait belgeleri kente kazandırmak için çalışmalarının devam edeceğini söyledi. Soru basit. Türban konusu, çarşaf meselesi kaç yıldır ülkenin sorunu? Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana süren bir mesele mi, yoksa karşı devrim sürecinin gelişmesiyle yaratılan bir sonuç mu? 12 Eylül öncesi üniversitelerde türban sorunu var mıydı? Tıpkı etnik ayrımcılık gibi, siyasal simge türban da 12 Eylül’le geldi ve bugün bir sorun olarak belirdi. Ayrıca dikkat çekerim, türban ya da sıkmabaş, kadının kişisel iradesi mi, yoksa erkeğin “giydirmesi” mi? Oranlar ne? Çarşaflı bir kadın, CHP’ye üye olabilir mi? Olur! Ancak partinin çarşafı gösteren, öne çıkaran bir katılım töreni düzenlemesi ne ölçüde doğru? CHP, sandıkta bu kesimlere umut bağlamasın sakın. Kara çarşaf ve etnik ayrımcılık, özgür iradeyle oy kullanmıyor çünkü. Çünkü tarikat lideri, şeyh, şıh, örgüt karar veriyor, işaret ediyor, tabanın oyları o yöne gidiyor. Geçen yazıda İzmir’deki yerel yönetimlerin yaklaşan seçimlerle ilgili konumlarından söz edeceğimizi belirtmiştik. Kavga, dövüş, çekişme, çıkar mücadelesine ve bunun yarattığı karmaşaya bakılırsa, hem örgüt hem yerel yönetim ilişkileri için de bir çeşit “çarşafa dolanma” durumunun altını çizmeliyiz. Bir dikkat daha çekelim, burada kimin haklı ya da haksız olduğundan çok, kamuoyunda yaratılan manzaradır asıl olan. Belirtmiştik, aralık ayında düzenlenecek tüzük kurultayı örgütün olduğu kadar, yerel seçimlerdeki adayların da durumunu belirleyecek. Genel sekreterin ağırlığı, genel başkan yardımcılarına dağıtılırsa eğer, elbet bunun yeni sonuçları olacak. Zaten Deniz Baykal’ın, “Partiye hangi kesimlerden oy geliyorsa, kimler oy veriyorsa, temsilde de onlar yer alacak” anlayışı, yeni sonuçlara yansıyacak. Böylece, gerçek bir tabana dayanmayan “ekip ve il ağırlıkları, eski yapıdaki delege ağalıkları, şucu bucu” olmanın, anlamı kalmayacak. Bu yaklaşım örgütte de algılanmaya başladı. Sırtını genel merkezde bazı makamlara dayayanlar, kara kara düşünüyor. Yeni arayışlar, yeni ittifaklar gündemde. Yerel seçimlerde aday adaylarının Ankara trafiğindeki yoğunluğu giderek artıyor. Kulislere bakılırsa ilden Baykal'a gönderilen bilgiler, listeler ilginç. Üstü çizilenler, değerlendirmesi sürenlerin yanı sıra göreve devam etmeleri yararlı bulunan yerel yönetimler arasında Foça, Çeşme, Alaçatı, Narlıdere, Selçuk, Birgi, Bozdağ, Kiraz yer alıyor. serdarkizik@cumhuriyet.com.tr C M Y B C MY B