21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ŞUBAT 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER Resmi internet sitesinden gazetemize saldıran belediye başkanından kaymakama ağır sözler ‘Hani AK Partiliydin’ Haber Merkezi Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde AKP’li Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız’ı şikâyet etmeye teşebbüs ettikleri ve eleştirdikleri için haklarında savcılık soruşturması başlatılan köy muhtarları ve ilçe kaymakamıyla ilgili haberlerimiz AKP’li belediyeyi kızdırdı. Belediye Başkanı Yıldız’ın kaleme aldığı ve belediyenin resmi internet sitesinden “tehdit kokan bir üslupla” yayımlanan açıklamayla ilçe kaymakamı, muhabirimiz Aykut Küçükkaya ile gazetemiz hedef alındı. İnternet sitesinin manşetinden kamuoyuna yönelik açıklama yaptığını duyuran Yıldız, muhabirimiz Küçükkaya ve gazetemize yönelik, “Sayın Aykut; hiçbir kurumu ve camiayı töhmet altında bırakmak sizin haddinizin olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü hangi saiklerle hareket ettiğinizi hem yazınızdan anlamak mümkün, hem de yayın grubunuzu çok iyi tanıyoruz. Hiç boşuna playback yapmaya kalkma. Bu arada bu sanal gündemin ve sizin üzerinizden siyaset yapmaya çalışan zavallılara da ekmek olmadığını buradan belirtmek isterim. Yeni dönemde ben yokum ama Ak Partinin Çemişgezek’teki üçüncü döneminde başarılar dilerim” ifadelerini kullandı. İnsan Hayatına Saygı... İnsan hayatına saygı toplum yaşamının ölçütüdür. Uygarlık bir toplumda ‘saygı eşiği’ ile ölçülmelidir. Saygının temeli ‘değer verme’dir. Eğer değer vermezseniz saygı duymazsınız. Oysa sevgi, içgüdüseldir. Çocuğunu koruyan anne onu içgüdüleriyle sever. Eşini seven insan onu içgüdüsel yakınlığıyla sever. Ama saygı? Saygı, bilincin ürünüdür. Saygı, değer vermektir, değer bilmektir. Sevgi, ilkel insanlarda da, ilkel toplumlarda da vardır. Saygı ise uygar toplumlarda görülen davranıştır. Biçimsel gösterişi elbette saygı saymıyoruz. O yaklaşım yapay bir yasak savmadır. ??? Org. Ergin Saygun ameliyat masasında tahliye edildi. Prof. Fatih Hilmioğlu hapishanede kanserle boğuşuyor. İnsan hayatına saygı nerede? Modern hastaneler yapıyorsunuz. Tıp fakülteleri tıp doktorlarını yetiştiriyor. Sağlık hizmetleri gece gündüz çalışıyor. Eğer hayata saygınız yoksa bunların değeri nedir? Lüks arabalara biniyorsunuz? Yolda gidene saygınız yok. Akıllı evlerde oturuyorsunuz. Kendi çöpünüze saygınız yok. Yaptığınız işe saygınız yok. Emeğe saygınız yok. Birbirinize saygınız yok. Kendinize saygınız yok. Uygar değilsiniz, bunu bilin bari. Uygarlık saygıdır. ??? Saygınız, sizin kendi değerinizin ölçütüdür. Bilime saygınız... Sanata saygınız... Büyüğe saygınız... Küçüğe saygınız... İnsana saygınız... Kendi değerinizin ölçütüdür. Eğer saygı göstermiyorsanız, kendi değerinizi düşürüyorsunuz. Toplumunuza bu gözle bakın. Uygar mısınız? İlkel misiniz? Kararınızı öyle verin. ??? Kadına saygınız yok. Her gün bir iki kadın ‘gene’ öldürülüyor. Kendinizden olana saygınız yok. Amerikalı kadına sayfalar ayırdınız, kendi kadınlarınız iki satırlık haber oluyor. Kendi dilinize saygınız yok. Bütün tabelalarınız Amerikanca. Çocuğa saygınız yok. Çocuklar da artık saygısız. Gençlere saygınız yok. Yaşlılara saygınız yok. Zamana saygınız yok, kullanmayı bilmiyorsunuz. Kendi yaşamınıza saygınız yok, günü geçirmeye bakıyorsunuz. Gelin, karar verin. Toplumunuzun uygarlık düzeyi nedir? ??? Doğaya saygınız yok. Gökdelenler yapıyorsunuz. Bir hayvanat bahçeniz yok. Aramıyorsunuz. Bir botanik bahçeniz yok, umursamıyorsunuz. Farkında bile olmuyorsunuz. Kendi malınız değilse sahip çıkmıyorsunuz. Ağaçları kesiyor, ev yapıyorsunuz. Ormanları yok ediyor, AVM yapıyorsunuz. Kendi geleceğinize saygınız yok. ??? Yöneticilerinizin size saygısı yok. Alıştınız, beklemiyorsunuz. Sizin de saygınız yok, korkunuz var. Korkuyla bakıyor, korkuyla dinliyorsunuz. El avuç ovuşturma korkudan. Düşünmüyorsunuz ki, saygınız yoksa, siz de yoksunuz. Geriye kalan, günü geçirmektir. Yazık! Size de yazık! İnsanlığa da yazık!.. İŞTE AKP GERÇEĞİ AYKUT KÜÇÜKKAYA AKP’li Belediye Başkanı Yıldız, açıklamasında dilekçedeki iddiaların hepsine yer vermediğimiz için bizi sert bir üslupla eleştiriyor. Bu eleştiri gazetemizde yayımlanan bu haberlerin neden kaleme alındığını belediye başkanının idrak edemediğini gösteriyor. Şöyle ki: Eğer muhtarların yazdığı şikâyet dilekçesi AKP Genel Merkezi’ne ve diğer ilgili makamlara ulaşabilseydi biz de bu dilekçedeki iddiaların tamamına belediye başkanının söylediği gibi yer verebilirdik. Bu haber dizisi muhtarların, AKP’li bir belediye başkanını, AKP Genel Merkezi’ne şikâyet bile edemeden dilekçelerine savcılık emriyle polis tarafından el konulduğu için yapıldı. Bu nedenle bizim için şikâyet dilekçesinin içeriğinden ziyade, “Türkiye’de bir grup muhtarın iktidar partisinden bir ilçe belediye başkanını haklı ya da haksız şikâyet edememesi gerçeği” haber değeri taşımaktadır. CUMHURİYET NE YAZDI? Çemişgezek ilçesinde köy muhtarları, AKP’li Belediye Başkanı Metin Levent Yıldız hakkında şikâyet dilekçesi vermek isteyince savcıpolis marifetiyle ilçede evler ve dükkânlar basılmış, “suç delili” dilekçelere AKP Genel Merkezi’ne ulaşmadan el konulmuştu. Şikâyet dilekçeleri ilgili makamlara bile ulaşamazken belediye başkanının şikâyeti üzerine savcılık, muhtarlar hakkında iftira ve hakaret suçlamasıyla soruşturma başlatmıştı. Yıldız, kendisini “Alevi yurttaşların yaşadığı köylere daha az yatırım yapıyorsun” diye eleştiren ve köy muhtarlarını destekleyen İlçe Kaymakamı Ali İkram Tuna hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulundu. Kaymakam hakkında ise halkı kin ve düşmanlığa tahrik ile görevi kötü kullanma suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Her barodan seçilecek iki avukatın görüşleri hâkim atamalarında etkili olacak HSYK’den ilginç adım İLHAN TAŞCI Kaymakam hedefte Belediyenin resmi internet sitesinden İlçe Kaymakamı Ali İkram Tuna’yı da hedef alan Yıldız’ın ilçenin mülki amirine yönelik sözleri ise açıklamada (Yazım hataları bilerek düzeltilmemiştir) aynen şöyle yer aldı: “Nasıl oluyor da aynı dilekçede Belediye Başkanı bu kadar net hedef gösterilirken daha bir buçuk yıllık Çemişgezek Kaymakamı Ali İkram Tuna iyilik, barış, kardeşlik meleği olarak göklere çıkartılıyor. Dilekçede de yazıldığı gibi sözde bu kaotik durumu gören kaymakam bey hemen harekete geçmiş ve vatandaşları kucaklaşmaya başlamıştır! Oysa bu kaymakam bey Ak Parti ile aynı saflarda olduğunu söylemiştir. Ve defaten her ortamda, “Ben imam hatip mezunuyum, Şevki Yılmaz’ın kasetleri ile büyüdüm, 28 şubat mağduruyum” diyerekte bir mensubiyet ve aidiyet alanı algısını oluşturmaya çalışmıştır. Bu çok manidar değil midir? Nasıl oluyor da muhtarların dilekçesinde yazılan ifadesi ile Ak Partili Belediye Başkanı Yıldız buradaki barış ortamını bozuyor da! yine kendi ifadesi ile diğer bir Ak Partili Mülki idare amiri Çemişgezek Kaymakamı Ali İkram Tuna sözde bozulmuş barış ortamını tesis etmek için harekete geçiyor ve kurtarıcı gösteriliyor! Sizce bu da düşündürücü değil mi? Yoksa aynı kaymakam beyin bölgede yönetimsizlik yetersizliği hususunda bir takım yöneticiler tarafından ilgili makamlara bildirilip’te bunun sonucunda da bir ön inceleme soruşturması başlatılmış olması ve de aynı günlere aynı döneme bu dilekçenin denk gelmesi ile paralellik tezahür etmektedir sorusunu akla getirmiyor mu?” ‘Savunma susmayacak’ SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Avukatlara yönelik baskılar Adana Barosu’nun öncülüğünde düzenlenen “Savunma Susmayacak” mitingiyle protesto edildi. Mitinge Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Ahsen Coşar ile 30 barodan başkan katıldı. Uğur Mumcu Meydanı’nda gerçekleştirilen ve polisin geniş güvenlik önlemi aldığı, destek vermek isteyen yurttaşların katılmasına izin verilmeyen mitinge CHP milletvekilleri Rıza Türmen ile Mahmut Tanal destek verdi. Coşar’ın yürüyüş sonrası rahatsızlanması nedeniyle konuşma yapamadığı mitingde Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, “Avukatların ve avukatlık mesleğinin toplumda itibarsızlaştırmaya çalışıldığı, mesleğe yönelik açık ve örtülü tehditlerin ayyuka çıktığı, artık baro başkan ve yönetim kurulu üyelerinin dava edilerek kurum olarak yıpratıldığı bu dönemde elbette sessiz kalmayacağız” dedi. Ankara Baro Başkanı Metin Feyzioğlu, İzmir Baro Başkanı Sema Pektaş, Gaziantep Baro Başkanı Ali Elibol, Mersin Baro Başkanı Alpay Antmen, Eskişehir Baro Başkanı Rıza Özkök, Erzurum Baro Başkanı Faruk Terzioğlu, Bursa Baro Başkanı Ekrem Demiröz, Avukat Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Ekrem Demiröz, verdikleri mesajda avukatlara yönelik baskıların hükümet yetkilileri ve Adalet Bakanlığı’ndan geldiğini vurguladı. İZMİR’DEN İSTANBUL’A DESTEK İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Barosu Cumhuriyetçi Avukatlar Grubu’na üye avukatlar, yargıyı yürütmenin uzantısı durumuna getirmek isteyen anayasa değişiklik önerilerine ve İstanbul Barosu’na yönelik saldırılara karşı çıktı. Gruba üye avukatlar Murat Fatih Ülkü, A. Şakir Uzun, A. Günhan Baydoğan, Murat Talat Ünlü, Murat Ergün, Bahattin Gürbüz ve Lale Özberk tarafından yapılan açıklamada, siyasal iktidarın yasamayı ve yürütmeyi, yargı başta olmak üzere her türlü denetimden uzak bir hale getirmeyi amaçladığı vurgulandı. Buna karşı ödünsüz mücadele veren İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal ve yönetim kuruluna karşı yapılan saldırılara dikkat çekilen açıklamada, “Cumhuriyetçi Avukatlar olarak; avukatlık mesleği ve ülkemiz için tarihsel öneme sahip bu genel kurula katılacağımızı, İstanbul Barosu Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun yanında olduğumuzu kamuoyuna duyururuz” denildi. ANKARA HSYK, sık sık eleştiri konusu olan yargıç ve savcıların terfisine yeni bir kriter getiriyor. İlk kez, avukatlar da hâkim ve savcıların terfisinde “söz sahibi” olacak. Türkiye Barolar Birliği’nin ev sahipliğinde baro başkanları, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer ve üye Ali Aydın ile bir araya geldi. Toplantıda, yargı ve avukatlık mesleğinin sorunları masaya yatırıldı. Baro başkanları, yeterince tartışılmadan çıkarılan yasaların ortaya çıkardığı sorunlara işaret ederken, “Örgüt üyeliği propagandası yapıldığı gerekçesiyle maddi delile dayanmayan gözaltı ve tutuklamalar ile uzun tutukluluk sürelerini” eleştirdiler. Başkanlar, savunmanın, uluslararası ve ulusal mevzuata aykırı olarak, savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını ihlal edecek şekilde yargılama sürecinin dışına itilmeye çalışıldığına dikkat çekerken, “savunma görevini yürüten avukatlara yönelik soruşturmalarda gözaltı, arama, el koyma, tutuklama vb. işlemlerindeki hukuka aykırılıklar, hukuksuz uygulamalar karşısında yasadan kaynaklanan görevini yapan baro başkanları ve barolara yönelik soruşturmalara” yönelik rahatsızlıklarını dile getirdiler. Bakan Ergin de örgüt üyeliği propagandası suçlamalarını somut kriterlere bağlayan bir çalışmanın da 4. yargı paketi içinde ele alınacağını bildirdi. Toplantıda konuşan Özer, baro başkanlarına hâkim ve savcıların terfileriyle ilgili yeni bir uygulamayı açıkladı. Hâkimlerin terfi sisteminin değiştiğini anlatan Özer, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Türkiye’nin mahkumiyetine neden olan yargıçların terfi ettirilmediğini vurguladı. Özer, hâkim ve savcıların terfileriyle ilgili yapılacak pilot uygulamada, her barodan 2 avukatın seçileceğini ve bu kişilerin yargıçlarla ilgili anket dolduracağını belirtti. Özer, hâkim ve savcıların terfilerinde avukatların doldurduğu anketteki görüşlerinin de dikkate alınacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle