18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 2008 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Her Şeye Hazırlıklı Olmalıyız Tarihi bir olayla başlayalım. Mustafa Kemal, o zaman Başbakan olan Ali Fethi Okyar ve İsmet Paşa’nın da hazır bulundukları bir toplulukla briç masası başındadır. Bir ara kapı açılır ve bir haberci telgraf getirir, Gazi Paşa’ya uzatır. Gazi Paşa metni okur, geti- renin kulağına fısıldar, - Ali Fethi Bey’e verin! Başbakan, Şeyh Sait isyanını haber veren tel- grafı açar, okur, sonra getirene iade ederek oyu- na devam eder. Atatürk mesajcıyı eliyle çağırır; önünde eğilen adamın kulağına, - Şimdi İsmet Paşa’ya götür, der. İsmet İnönü telgrafı alır, okur, bir daha okur, kâ- ğıtları bırakır, “müsaadenizle” diyerek daha faz- la bilgi almak için çıkar gider. Gazi Paşa olayı gülümseyerek izlemektedir, kı- sa süre sonra güç koşulların üstesinden gelmek üzere, İsmet Paşa Başbakanlığa getirilir. Bu öyküyü anımsamamın nedeni, Hava Kuv- vetleri Komutanı Org. Aydoğan Babaoğlu’nun An- talya’daki golf partisi. Babaoğlu’nun Aktütün Karakolu’nda şehit olanların haberi geldikten sonra golf partisini sürdürmesini açıklayabilecek bir gerekçe olamaz. Hava Kuvvetleri Komutanı’nın olaydan haber- dar olmaması da mazeret sayılamaz, böyle bir olaydan haberdar olamaması, başlı başına bir ta- lihsizliktir. Genelkurmay’ın açıklaması da talihsizliktir, eğer 15 (o sırada sayı öyleydi) şehit haberini, sa- de vatandaş birkaç saat içinde alırken, Hava Kuv- vetleri Komutanı ancak otuz saat sonra haber alı- yorsa, ört ki, ölem!.. Aktütün Karakolu olayının üzerinden bir hafta bile geçmeden PKK’nin Diyarbakır’ın ortasında po- lis otosuna yaptığı saldırıda beş şehit daha ver- memiz üzerine, artık her şeye hazırlıklı olmalıyız. Bir sonraki aşama sivil hedeflere yönelik, çok ses getirecek bir saldırı olursa kimse şaşırmasın! PKK böylelikle bir taşla üç kuş vurmuş olacaktır. Hem bitmediğini kanıtladığı gibi, hem de yalnızca kırsalda değil kentlerde güçlü olduğunu ilan et- tiğini düşünecek, birbiri üzerine gelen olayların ül- kede bir etnik ayrışmayı güçlendirmesi halinde ise düşleyebileceği hedeflerin en âlâsına varmış ola- caktır. Son olaylara yaklaşımda, özellikle işin bu yö- nünün hiç göz ardı edilmemesi gerekir. Bir noktanın daha hiç akıldan çıkarılmamasın- da yarar var. Demokrasilerde, terörü bıçakla ke- secek sihirli bir formül yok. TSK’nin PKK ile mücadelede etkin ve başarılı olması terörün kökünün hemen kazınması sonu- cunu doğuramaz. PKK’nin hâlâ varlığını sürdür- mesi de, şimdiye kadar yapılan mücadelenin ba- şarısız olduğu anlamını taşımaz. Unutmamak gerekir ki, dışardan, komşudan destek alan etnik terörün bastırılması, son dere- cede güç hatta olanaksızdır. İspanya ETA’ya büyük darbeyi sınır komşusu Fransa’nın terör örgütüne kendi topraklarından ge- len desteği kesmesinden sonra indirmiş ve yet- kililer bu hususu açıkça dile getirmişlerdir. Terör ile ilgili başka bir gerçek de, polisiye ön- lemlerin mutlaka zorunlu olduğu, ama tek başı- na yetersiz kalacağıdır. Ne yazık ki, bu gerçek ülkemizde yeterince gö- rülmemekte ve yıllardır, terör ile mücadele TSK’ye ihale edilmiş bulunmaktadır. Oysa, terör ile mücadeleyi kazanmak, ancak ve ancak siyasi iradenin kararlı tutumuyla, polisiye önlemleri tamamlamasıyla mümkündür. Unutmayalım, PKK yalnız kendi amaçları doğ- rultusunda etkinlik göstermiyor, aynı zamanda o kendi amaçlarıyla, büyük bölgesel planı uzlaştı- rarak, bölgeyi yeniden şekillendirmek isteyen büyük gücün politikasının taşeronluğunu da ya- pıyor. Bu durumda T.C’nin varlığının savunulması ancak BOP’un öğelerinden biri olan bu plana, si- yasi iradenin kararlı tavrıyla ve bu tavrı herkese kar- şı açıkça ortaya koyup arkasında durmasıyla müm- kün olabilecektir. Bu noktada duralım ve şu hayati soruyu sora- lım: - BOP’un eşbaşkanı olduğunu söyleyen bir ki- şinin başında bulunduğu bir siyasi iktidar, BOP kapsamı içinde olan bir oyunu bozacak kararlılı- ğı gösterebilir mi? İşte işin özü budur. Hangi kesimden gelirse gelsin, ihmal ve hafif- likleri eleştirirken işin özünü de gözden kaçırma- mak gerekir. [email protected] CMYB C M Y B Daha önce birlikte çalõştõğõ hukuk adamlarõ Ergenekon Savcõsõ’nõn çalõşma yöntemlerini anlattõ Öz’ün silahõ ‘görevi ihmal’TARKAN TEMUR Türkiye’nin siyasi tarihinin en önem- li davalarõndan Ergenekon soruşturma- sõnõ yürüten savcõ Zekeriya Öz, görev yaptõğõ tüm yerlerde “ciddiyetsiz ve hu- kuku kişisel çıkarları için sindirme amaçlı kullanan” bir hukuk adamõ profili çiziyor. Savcõ Öz’ün Balõkesir’in Bigadiç il- çesinde görev yaptõğõ dönemde, savcõ Öz’ün kâtibesi ile başka bir mahkeme kâ- tibi arasõndaki anlaşmazlõk yargõya ta- şõnmõş, savcõ Öz’ün kâtibesi, başka bir kâtip hakkõnda “sarkıntılık” şikâyetin- de bulunmuştu. Suçlanan kâtibin avukat talebi üzerine nöbetçi avukat olarak du- ruşmaya katõlan, çağdaş ve laik tutu- muyla çevresinde tanõnan Avukat Di- lek Kayıhan soru- larõmõzõ yanõtladõ. Savcõ Öz, davalõ kâ- tibin savunmasõnõ alan avukat Kayõ- han için “Bigadiç avukatları or...pu- luk etti, en büyük o...puluğu da Dilek yaptı” sözlerini söylediği gerekçe- siyle savcõ Öz hak- kõnda yetkili makamlara şikâyette bu- lundu. Müfettişler, tüm avukatlarõ, be- lediye başkanõ ve gerekli tüm kişileri din- leyerek hazõrladõğõ raporunda, savcõ Öz hakkõnda cezalandõrõlmasõ istemiyle ra- por düzenledi. Ancak çõkan Disiplin Affõ nedeniyle Öz bu cezadan kurtuldu. Öz, bu soruşturmanõn hemen ardõndan Kayõhan’a baskõsõnõ artõrarak sürdür- dü. “Her kafası bozulana görevi ihmal suçundan dava açmayı alışkanlık ha- line getiren” savcõ Zekeriya Öz, avukat Kayõhan’õn şikâyeti nedeniyle geçirdiği soruşturmanõn acõsõnõ, Kayõhan hakkõn- da hemen “görevi ihmal” suçundan da- va açarak çõkardõ. Ancak, gelişmeleri ta- kip eden bakanlõk, Kayõhan’õn yargõ- lanmasõna izin vermedi. Türkiye’nin en karmaşõk davalarõndan birini yürüten savcõ Öz, daha önce gö- rev yaptõğõ yerlerde de tartõşmalõ tavõr- larõyla tanõnõyor. Hakkõnda, pek çok yurttaşõn ve meslektaşõnõn şikâyette bu- lunduğu Öz, mesai arkadaşlarõ tarafõn- dan da “duruşmalardaki ciddiyetsiz tavrıyla” anõmsanõyor. Duruşmalara “cüppesiz” katõlan savcõ Öz’ün tam bir Atatürk düşmanõ olduğu ise herkesçe dillendiriliyor. Savcõ Öz’ün ciddiyetsiz çalõşma üslubunu, avukatlar “Duruşma sürerken kürsüden kalkar, polisi ça- ğırır dışarıda gördüğü köpeği işaret ederek ‘şu köpeğin sahibi var mõ? Git öğren!’ gibi duruşma ciddiyetini bo- zacak eylemleri sürekli yapardı. Ço- cukları adliye koridorlarında bisik- letleriyle dolaşırdı. Duruşma sürerken, çocuklar mahke- me salonuna girip çıkardı” sözleriyle anlatõyor. ‘Alışkanlığı göz korkutmak’ Savcõ Öz’ün bir diğer alõşkanlõğõ da “Dava açarak göz korkutmak”. Savcõ Öz’ün davalarõnõn hemen hepsinde ise sanõklarõn beraat et- mesi, açtõğõ davala- rõn hukuki temelden yoksun olduğunu kanõtlõyor. Savcõ Öz’ün, sindirme amaçlõ davalarõnõ ise Bi- gadiç’te birlikte görev yaptõğõ hukuk adamlarõ şöyle özetliyor: “Savcı Öz, doktorlar nöbetlere ria- yet etmiyor gerekçesiyle doktorlar hakkında ‘görevi ihmal’ davası açtı. Tüm doktorlar beraat etti. Adliye’deki tüm kâtipler için ‘görevi ihmal’ ettik- leri gerekçesiyle dava açtı, tüm kâ- tipler beraat etti. 8 Eti Bor mühendi- si hakkında dava açtı, mühendisler be- raat etti. Kısaca göz korkutmak ama- cıyla, her istediğine ‘görevi ihmal’ su- çu işledikleri gerekçesiyle dava açtı. Ancak açtığı davaların hiçbirinden hü- küm giyen olmadı. Savcı Öz için şu de- nebilir: Kültür seviyeniz yükseldikçe, sanık olma ihtimaliniz yüksek olu- yordu.” SGD: Ergenekon’da tarafız Sosyalist Gençlik Derneği (SGD) üyeleri “Ergenekon Soruşturması’’nın üniversitelere kadar uzandığını iddia etti. İstanbul Üniversitesi (İÜ) Beyazıt Yerleşkesi önünde basın açıklaması yapan grup “Biz de Ergenekon davasında taraf olduğumuzu beyan ediyoruz. Bu davaya müdahiliz çünkü öğrencilerin bu çetecilerden sorulacak hesabı var” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) Savcı Öz, daha önce görev yaptığı yerlerde de tartışmalı bir hukukçu olmuş. Ailesinin yakın fertleri tarafından Atatürk düşmanı olmakla suçlanan savcı Öz ile birlikte çalışan hukuk adamları onu, canını sıkan herkese karşı hemen dava açan ve açtığı davalarını tamamına yakınını da kaybeden biri olarak tanımlıyor. Halkevleri AKP’yi ‘haklıyor’ ‘Aklamõyoruz, haklõyoruz’ kampanyasõ ile hükümetin 6 yõlda ülkeye kaybettirdikleri gözler önüne serilecek İstanbul Haber Servisi - Halkevleri üyeleri, “Ak- lamıyoruz, haklıyoruz” kampanyasõyla AKP iktida- rõnõn 6 yõl içinde uygulamaya koyduğu politikalarõ göz- ler önüne serecek. Kampanya kapsamõnda 11 Ekim Cumartesi günü neoliberalizme, erkek egemenliğine, gericiliğe, AKP’ye karşõ gerçek yurttaşlõk haklarõnõ savunan halkevli ka- dõnlar da Taksim’de protesto gösterisi düzenleyecek. İstanbul Halkevi’nden yapõlan açõklamada, Türki- ye’nin 6 yõldõr tek parti hükümeti ile yönetildiği be- lirtilerek, “Bu altı yılda AKP, ABD’den aldığı des- tek ve yerli-yabancı büyük şirketlerin isteklerine uy- gun davranarak büyük ekonomik krizler yaşama- dan ilerledi. Ülke ekonomisini IMF’ye devretti. Ka- pitalist sistemin emrettiği biçimde sağlığı, eğitimi, enerjiyi, ulaşımı özelleştirip, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımıza peşkeş çekti’’ denildi. AKP’nin halk düşmanõ politikalarõnõ gizleyebilmek için halkõn cebinden aldõğõ paralarõn bir kõsmõnõ tekrar halka sa- daka-yardõm adõ altõnda dağõttõğõ ifade edilen açõkla- mada, “‘Aklamõyoruz, haklõyoruz’ kampanyamızla AKP iktidarının altı yıl içinde uygulamaya koyduğu politikaların halkın yaşamı açısından yarattığı olumsuz bilançosunu ortaya koyacağız” ifadesi kullanõldõ. Kampanya, 2 Kasõm’da Ankara’da yapõla- cak mitingle son bulacak. ANKARA BELEDİYE BAŞKAN ADAYLIĞINA SI- Karayalçõn:Solbirlik olursaiçindeyeralõrõz TÜREY KÖSE ANKARA - CHP’nin Ankara Ana- kent Belediye Başkan Adayõ olacağõ söylen- tileri yaygõnlaşan SHP Genel Başkanõ Murat Karayalçın, bu hafta sonu Parti Meclisi (PM) ve yerel yöne- timler programõnõ açõk- layacağõ toplantõlarda “Biz yeni bir giri- şimde bulunmayaca- ğız ama sol birlik sağ- lanırsa içinde yer alı- rız” mesajõ vermeye hazõrlanõyor. CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, “Melih Gökçek’in en çok çe- kindiği aday Murat Karayalçın’dır. Ka- rayalçın’a soğuk değiliz. Görü- şeceğiz” mesajõ verdi. Kulislerde, seçim işbirliği sağlanmasõ duru- munda Karayalçõn’õn CHP adayõ olarak seçimlere girmeye sõcak baktõğõ değerlendirmesi yaygõnlaş- tõ. DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer ve ÖDP Genel Başkanõ Ufuk Uras’õn da Karayalçõn’la görüş- meler yaptõğõ öğrenildi. Karayal- çõn’õn aday olmasõ için merkez sağda bazõ çevrelerden de giri- şimlerde bulunulduğu kaydedildi. Başkent için CHP-SHP işbirliğinin sağlanmasõ durumunda DSP’nin de buna “çekilebileceği” böylece daha kapsamlõ bir işbirliği gerçek- leştirilebileceği kaydedildi. SHP PM yarõn toplanacak. SHP lideri Karayalçõn, pazar günü de İn- şaat Mühendisleri Odasõ’nda “ye- rel yönetimler prog- ramı”nõ açõklayacak. Karayalçõn’õn adaylõ- ğõyla ilgili haberler konusunda açõklama- lar yapmasõ ve PM’nin de yerel se- çimlere katõlma kara- rõ almasõ bekleniyor. Karayalçõn, “CHP yöneticileriyle bir görüşmeniz, doğru- dan ya da dolaylı bir temasınız oldu mu” sorusuna “Kimse ile görüşmedik, bir te- mas yok” yanõtõnõ verdi. Karayalçõn haf- ta sonunda yapõlacak toplantõlarda yerel se- çimlerle ilgili anlayõ- şõnõ bir kez daha orta- ya koyacağõnõ vurgu- larken, şu görüşleri dile getirdi: “Bizim anlayışımız değişmedi. Bir girişimimiz olmayacak, ama bir ittifakın sağlanması duru- munda bunun içinde yer alırız. 22 Temmuz seçimlerinden iki ay sonra 23 Eylül’de toplanan 9. küçük kurultayda bu anlayışı- mızı ortaya koyduk. Biz hep it- tifak istedik, bunun için çok ıs- rarlı olduk, SHP’siz bir sol bir- liktelik olamayacağını iddia ettik. Kimseye küserek kırılarak ko- nuşmuyoruz ama olmadığını gö- rüyoruz. SHP’nin tüzelkişiliği, si- yasi kimliği ve ideolojik tercihleri açıktır. Ben SHP’nin genel baş- kanıyım, SHP’den vazgeçti ifa- deleri doğru şey değil. Solda iş- birliğinin koşulları ile ilgili gö- rüşlerimiz aynı.” Murat Karayalçõn’õn CHP’nin Ankara Anakent Belediye Başkanõ adayõ olacağõ yönündeki söylentiler artarken, Baykal ve Karayalçõn’õn verdiği mesajlar da bu işbirliğinin gerçekleşebileceği yönünde. VAKİT GAZETESİNE AÇILAN DAVA Bilirkişi generalleri haksız buldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Asım Yeni- haber” imzasõyla yayõmlanan “Onbaşı Bile Olamayacakların General Olduğu Ülke” baş- lõklõ yazõ üzerine 312 generalin dinci Anadolu’da Vakit gazetesi aleyhine açtõğõ manevi tazminat davalarõnõn görülmesine devam edildi. Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava- larõn duruşmalarõna taraf avukatlarõ katõldõ. Yar- gõç Adem Albayrak; Prof. Dr. Fahrettin Aral, Prof. Dr. Cengiz Taplamacıoğlu ve Prof. Dr. Şe- ref Sağıroğlu’nun hazõrladõğõ bilirkişi raporla- rõnõn gönderildiğini belirterek, avukatlara ra- porlarõn birer suretini verdi. Bilirkişi raporlarõn- da, teknik değerlendirmeler sonucunda, “Asım Yenihaber’in Mehmet Doğan olduğu kanaa- tine varmanın mümkün olmadığı” ifade edi- lerek, “Bu durumda Mehmet Doğan’ın, da- vacıların kişilik haklarına saldırıdan sorum- lu tutulamayacağını kabul etmek gerekir” de- nildi. Taraf avukatlarõnõn, bilirkişi raporuna kar- şõ yazõlõ beyanda bulunmak için süre istedikleri duruşma ertelendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle