26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART1993 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GIJNCEL CtJNEYT ARCAYÜREK • Raşıarafı 1. Sayfada muş gıbı, bir de 'uzlaşmacı tavır' aldı. Bu ve benzeri ne- denler 'by-pass'ların askıya alınmasmı isteyen TÖ'ye, Demirel in vereceği yanıtları ilgınç kılıyor. Oysa nerede kalmış barışseverlik? Dün piyasaya Çankaya damgalı yeni bir olasılık daha sürüldü. Bir ya- sayı veto eden TÖ, ikinci kez önüne geldiğinde imzala- yıp yayımlatmak zorundaymış ama, "uygulamaya gir- mesi ıçın yayımlatmayı sınırlayan bir süre yokmuş". Veto içinon beşgünlüksüre, Resmi Gazetede yayımlat- mak için geçerli değilmiş, Tö'yü bağlamıyormuş. Ister- se dilediği kadar bekletirmiş. Söylentiyi yayanlar ne demek istiyorlar ya da ne tür- den yeni bir tehdidin içindeler? Çok açık. 'By-pass'ları ikinci kez görüşüp gönderırsiniz ama, anayasa Köşk'ü onaylama noktasında bir süre ile bağlayıp zorlamadı- ğından, yürürlüğe gırmesi için yasanın yayımlanmasını çoook beklersiniz demeye getiriyor. Demirel ise dün kimi gazetecilere telefonda önce Çankaya da ımzalanıp yürürlüğe girdiği güne kadar bir yasanın geçirdiği aşamaları anlatıyor, arkadan Tö'nün uzlaşma görüntüsü altında önerdiği 'yasa yapmadaki yeni prosedure' değiniyordu. Uzlaşma, ama nasıl? Uzlaşalım! Pekâlâ, ama uzlaşmanın yöntemlerı nedir? önce Anayasa Mahkemesi'ne soralım, sonra Meclis'i bir yana atıp, bir araya gelerek yeni bir yasa mı ya- palım? Bu yollar, parlamenter sistemlerdeki kurallara pek benzemiyor. Üstelik. birinci 'by-pass'la ilgili Anayasa Mahkemesı kararınabakarak, 'her yasa kendineözgüözellıklergös- terır' kuralından vazgeçerek, adı 'by-pass'tır diye, ikinci üçüncüleri de peşınen anayasaya aykırı mı bulacağız? Demirel soruyor' "Kanun yapmanın belirli ve bilinen yolları var. Bunları bir yana atın, 'uzlaşın'mı demek isti- yorsunuz?" Daha şimdıden yavaş yavaş yaygınlaştırılan bir başka öğe, beklenen ve istenilen ölçülerde uzlaşmacı olmaz- sa, Demirel'i kavgacı, uzlaşmaz politikacı ilan etmek. Dün, bütün gün grup konuşmasını biçimlendirmeye çalışan Demirel, bu olasılığa değinildiğinde, böylesi savlardan korkmayacağını, bildiği yoida ilerleyeceğini' söyleyerek yanıtlıyor 'By-pass'ları gündeme alırken öne sürdüğü gerekçeyi örnekleriyle dün de yineliyor. 'Devlete arız olan tıkanıklı- ğı gidermeye' çalıştıklarını söylerken, örneğin Köşk'te 360 gün bekleyen kararnameler olduğunu, bir valiyi 20 günde atayamadıklarını, kararname işlemlerinin ortala- ma 25 günde tamamlandığını anlatıyor. Bir başka gelişme, Müsteşar Arif Yüksel'i görevinden alan ilk 'by-pass'ın 16 martta Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmesi olasılığıyla ilgili. Tabıi bir başka olasılık, yüklü gündem gereği bu konunun gerıye atılması. Siyasette önümüzdeki günler yine 'by-pass'lı günleri içeriyor. HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK WiBaştarafi1. Sayfada Polisimizin de çok güç koşul- lar altında, canlarını tehlikeye atarak görevlerini yürütmeye çalıştıklan bir gerçek... Ancaken "kritik" görünen or- tamda bile olayların sağlıklı analizini yapabilmek olanağını yitirmemek gerekir. Terör ne kadar acıması: olursa olsun, ka- nun adamı o kadar dikkatli ola- caktır; terörist insan hayatını hiçe saysa da, kanun aduıa insan hayatını özenle koruyacaktv, o hayat bir teröristinkiolsa bile... Kamuoyunda ayrılıkçı terö- ristlereyönelik nefretin büyüme- si, güvenlik güçlerinin dururmmu daha da ' 'nazik " bir noktaya ge- tirmıştir. Cezaevlerinden kaçış- ların çoğalması, güvenlik güçle- rinin benliğinde tepkiler yarala- bilir. Polis "ben vakahyorum: ama, kaçıyorlar" düşüncesinin olumsuzluğunda baskın olayları- m değişik açıdan tartabilir. Bu koşullarda ve ortamda görev vapmanın güçlüğü de meydan- Denktaş-Klerides dadır. Yine de teröristlerin yuvalan- dıkları evler kuşatıldığı zaman -hele ıçerıdekilerin kaçması ola- naksızsa- çembere alınmıs sa- nıkların teslim olmaları içm bütün yollar smanmah, bütün yöntemler denenmelidır. Teksas eyalefine bağlı Waco kentinde yaşanan olayda sekiz günden ben süregelen kuşatma, bu anlayışın göstergesıdir. Elbetteki Amerikan güvenlik güçlerinin elindeki olanaklarla bizimkini kıyaslamak insafsızlık olur; ama, elimizden gelenı yap- mak zorundayız. Kamuoyu teröristlere karşı güvenlik güçlerimızi destekliyor Ne var ki çoğunluğun desıeğmin yanı sıra azmlığın da bu konuda- ki kaygıları ıçerık bakmıuıdan ağırlıklıdır. "Yargısız infaz" kuskusunu düşüncelerden silmek zorunda- yız. Oysa bu kusku, baskın ope- rasyonlarından sonra çekılenfo- toğraflardan bile vansımakta- dır. Çağdas hukuk devletinin, te- rörün en azgm temsilcUermi de kapsadığını ve koruduğunu unut- mavalım. *irk • Baştarafi 1. Sayfada ğerlendırme yapmadan mart ayı ıçinde Nevv York'a gı- demeyeceğini söyledi. Denktaş ıle Klendes. yann Oscar Camıllion'un Lefkoşa'- run Rum kesıminde bulunan ikametgâhında bir araya gelı- yor. Her ıkı lider de Arjantin Sa- vunma Bakanlığı'na atandıâ ıçın Kıbns'tan aynlacak olan Camillıon'un "veda yemeği" olarak nitelenen bu yemeğe ka- tılmayı kabul etü. Denktaş, görüşmede. "Kıb- ns'ı görüşmeye gelmedım; sa- decek yemek yemeye, merhaba demeye geldim denırse. kendısi- nin de Klendes'le yemek yıye- ceği ve merhaba diyeceği" esp- nsinde bulundu. Öncekı gece Kıbns'a gelen BM Genel Sekreter Yardımcı- lan Gustirve Feisell ile Marrack Gouküng. beraberlennde Banş Gücü Siyasal Danışmanı John Paul Cavangh olduğu halde. Kıbns sorununa ılışkın görüş- melerin yeni turu ıçın. ilk gın- şim ve temaslanna dün başladı. BM Genel Sekreteri'nin Kıbns Özel Temsilcisi Oscar Camıl- lion"un da kaüldığı BM heyetu dün sabah Rum Yönetımi Baş- kanı Klendes, öğleden sonra da KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la ayn ayn görüştü. Denktaş'ın demeci Denktaş görüşmeden çıkar- ken, Türk tarafmın bir değer- lendırme safhasında olduğunu; bu değerlendirmeyi henüz yap- madığını duyurduğunu söyle- yerek "Türkiye ıle de bir değer- lendirme yapılacağmı: kendısı New York'a gitse bile yetkısı- nin bulunmadığını; çünİcü top- lum içinde bir karar alınmadığı- nı anlatüğmı" açıkladı. Antakya'da el değmemiş • Baştarafi 1. Sayfada gerdanhk, 29 adet alün düğme. Roma dönemine ait üç altm sikke ve bir cam böeak çıktı. RasJmGahadlıvatandaşın kent merkezindeki Kışla Saray Mahal- lesi'nde bulunan arsasmda yapılan kazKİa ortaya gkan mermer lâhtin alü ton ağırhğında olduğu bücüril- di. Arkeologlar, "sütunlu lahıt' ola- rak ünımladıklan bu esenrl İ.S. 3. yüzyJa ait ve kapağmda uzanmış yatan kan kocayı gösteren heykel başİBnmn kayıp olduğunu söyİedi- ler. ' Bu arada kendıs ile tekfonla kooyştuğumuz mermer lahitler uzmanı Dr. Nusın Asgan ıse "lahit mermerinin. Afyon yakınındaki anuk adı Dokımeon olan İscehisar mermer ocaklanndan gekiiğini" söyledi. Dr. Asgari, "'Gerek stilinden ve gerek içinde bulunan sücketerden lahtin Roma İmparatoriuk çağın- da Anadolu'da yaşamış zengin bir Romah aileye ait olduğu anlaşüı- yor. O dönernde bu tür lahitler zengin aikfer için modaydı. Bu la- hit Antakya'mn da bu zengin mo- ' daya uyduğunu göstenyor" dedi. Antakya Müze yetkılileri ise lahtin bir benaerinin Antalya Mü- ZEsi'nde buhınduğunu ve bu eser- lerte kendi mijzelennın daha da zEnginJeştiğıni söyledıJer. Meteo'olojı Genel Mudürluğû nden alınan bılçıye göre butuo bölgelen- mız çok bututlu ve yağışl' geçecek Yağışlar yağmur yer yer sağanak Marmara Iç Ege Batı Karadenız Iç Anadolu ıle Doğu Anadotu nun ku- zey ve doğusunda kar şeklınöe otacak Hava sıcakhğında onemlı bir de- ğışıklık olmayacak Ruzgar gjneyvebaö yuröun kuzeybatı Kesımlenn- de kuzey ve batı yonlerden kuvvetlı yer yer fırtına şekhnde esecek Van Goıü nde rtava karla karışık yağmurlu geçecek Rtzgar. gûney ve batı yonlerden orta kuvvette esecek Adana Atyon Ağrı Ankara Antalya Aydm Bursa Çanakkale Dıyarbaktr Edırr>e Erzurum Eskışetiır Istanbul Izrmr Kars Konya Samsun Trabzon ZonguMak Y 12 K K K Y Y K K Y K K K K Y K K Y Y K 5 2 3 12 8 3 2 7 4 2 4 2 9 3 4 S 7 6 6 -4 -7 -1 5 T -2 -2 3 -2 -4 -2 -1 2 -8 -3 5 4 1 j Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Guneşli Karlı Polis Dev-SoPun mıüıalif kanadını vurdu 29kışinın Dev-Sol hden Dursun Karataş a karşı darbe girişiminde bulunan Bedri Yağan taraftarlan olduğu belirlendi İstanbul Haber Servisi-İstan- parlanma süreci içersinde örgüt bul'da Devrimci Sol operasyonu ı c ı muhalefet giderek keskinleş- çerçevesinde baskın düzenlenen ö - 0^ Y a ğ a n v e taraftarlan 13 evdeörgHtün muhalefet kana- or &it u d e n Dursun Karataş 1 dını desteklevenlerin bulunduğu " t e k b a Ş| n .a hareket etraekle" , ortava çıktı. "Öldürülen beş kişV suçladılar. İki ana hizibe aynlan hn yıUardan ben devrımcı hare- nin >anKıra diğer evlerdVgözal- taraflar birbirlerini "Marksist kete^d,g,beurtıldı tstanbul tmaal.nan 29 kişinin örgüt lideri Leninist ilkelerden sapmakla ve \ahsi Hayn Kozakçıoglu, Emı- fırsatçılık. komploculuk, darbe- cilik"le suçlayarak örgüt içi ikti- dar mücadelesine giriştiler. 13 Eylül 1992 günü Al- Sol'un "Muhalefet manya'da Bedri Y ağan ile ce- darbe vuruldu. Dev- zaevi firarileri Aslan Şener Yü- Dursun karataş'a karşı "darbe girişiminde" bulunan Bedri Ya- ğan'la birlikte hareket ettiği öğ- renildi. Böylece bu operasvonla DevTİmci Kanadına ğan, Aslan Şener \ ıldırını ve Ibrahim Bingöl'ün fotoğraflarını kullanmadı. Mücadele Gaze- tesi'nin, Bedri Yağan ve arka- daşlannın öldürüldüğü operas- vondan önce \a\inlanan 36. saytsında "Darbe girişiminde bulunanlar" suçlanarak, devle- niyet Müdürii Necdet Menzir ve İçişieri Bakanı İsmet Sezgin'in sürekli 'önderliğe" saldırdığuun vurgulandığı Mücadele Gaze- tesi'nde şu göriişe yer verildi: "DevTİmci harekete karşı fa- ı bütün bu saldınlannm 15 başaramadığını. bugün İçimizdeki düşman' başardı. Lstelik bunu Gayrettepe'nin iş- kencehanelerinde kullandan iğ- renç demagoji >e yalanlarla doğrudan önderliğe saldırarak yaptı. Devrimci hareket oligarşi- nin her türlü saldınsına karşı kovarken, içerden hançerlendi. Bedri Yağan ve 4 arkadaşının öldürülmesi, 29 kişinin gözaltına alınmasından sonra da Devrimci Sol'dan yapılan açıklamada "Bu katliamın sorumlusu oligar- şidir. Bu katliamın hesabı oligar- şiden sorulacaktır. Bu katliamın hazırlanmasından darbeciler so- nımludur' denildi. rimci Sol'dan dün yapılan açık- dınm ve İbrahim Bingöl örgüt içi lamada,"Operasyondan oligarşi darbe yaparak Dursun Karataş'ı kadar darbecilerin de sorumlu gözaltına aldılar. Örgütün dökü- olduğu" vurgulandı. manlaruıa ve parasına el koydu- Devrimci Sol içinde Karataş'- lar. 3 ay boyunca sorgulanan la Yağan arasında iktidar müca- Dursun Karataş'ın sorulara ver- delesi şöyle gelişti: diği yanıtlar 306 sayfa tutru. 12 Eylülden sonra Devrimci Ay lar süren tartışmalar sonunda Sol'un üst düzey kadroları tu- örgütün Türkiye kanadı. Dursun tuklandı. 25 Ekim 1989 günü Karataş'ın yanında yer aldı. Bu- örgüt lideri Dursun Karataş ile nun üzerine" Bedri Yağan Orta- Bedri Yağan'ın Bayrampaşa doğu'ya geçerek yeniden yapı- Cezaevi'nden, daha sonra da di- lanma çaltşmalarına başladı. Bu ğer üst düzey yöneticilerinçeşitli arada hizipler arasındaki tartış- cezaevlerinden kaçışıyla örgüt madergilcrede vansıdı. yeniden toparlanmaya başladı. Haftalık Mücadele Gazetesi, Devrimci Sol'un veniden to- cezaevinden firar edenlerin Anne ve babaları operasyonda öldürülen Ozgür ve Sebahat'ın teyzesi Emine Er dün Darülaceze'ye giderek çocuklarla bir süre oynadı. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL) • Baştarafi 1, Sayfada yorumu olduğunu bildırdi. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu, Başbakamn talimaü üzerine hazırladığı ra- poru dün Başbakanlığa teslim ettikten sonra, yılhk izninin ka- lan 6 günlük bölümünü ta- mamlamak üzere Ankara'dan aynkiı. Fransa'ya gitti. Cumhuriyet muhabınmn Başbakanlıİc çevrelerinden edindiği bilgjye göre. Başbakan Demirel'in önceki gün Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Sara- coğlu ile yapüğı ve "kısa süren" görüşme şöyle oldu: DEMÎREL: Devlet Bakanı'- nın disponibilite sürelerinin uzatılması ile ilgili bir talimatı varmış. Nedir sizin görüşünüz? SARACOĞLU: Böyle bir tahmat yok. Sadece yardımcı- ma (Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Ercan Kumcu) bir toplantıda iletilmiş görüşler var. Esasen konuyla ilgili ola- rak resmen gündeme getiribniş bir hükümet görüşü olsa, bunu hazine ile birlikte müşavere ederdik. DEMtREL: Bu konuyu ha- zine ile hiç görüşmediniz mi? Baskında 6 yargısız infaz 9 savı M Baştarafi 1. Sayfada sin 'yargısız infaz* yaptığını öne sürdü. Kartal Esentepe'de önceki gece yapılan ve beş kişmın öldü- rülmesiyle sonuçlanan operas- yonun ardında bıraktığısorular henüz yanıtlanmadı. Öldürü- lenlenn yakınlan ıle çeşıtlı der- nek ve kuruluşlann "yargısız infaz' ıddialanna İstanbul Em- niyet Müdürlüğü'nden net bir yanıt venlmedı. Operasvonla il- gili olarak dıle getinlen bir id- diaya göre. operasyonun yapıl- dığı evın sahibı Rıfat Kasap ve eşi Asıye Fatma Kasap, operas- yondan kısa bir süre önce ışyer- len olan züccaciye dükkânında gözaltına alındılar. Devnmcı Sol'un muhalefet kanadı Bedn Yağan hücrelerinden bir kızın da gözaltına alınarak Kartal'- daki eve gidildiği ıddiası şöyle sürüyor: Bedri Yağan'ın ve ev- dekı diğer kişilenn tarudığı kız kapıyı çaldı. Içeridekiler kızı ta- nıdıklan için kapıyı açar açmaz polısler evin ıçıne gırdiler. Bu arada Rıfat Kasap. "'Beni bu işe kanştırmayın. içeride çocukla- nm var" dedi. Pobsler. Rıfat Kasap'ın çocuklannı dışan çı- karmasına ızın verdiler. Daha sonra bu tür operasyonlarda ilk kez tüfek bombası kullanıldığı ve diğer silahlarla yargısız ınfa- zın gerçekleştirildiğı de iddialar arasında yenru aldı. Basın toplantısı İstanbul Valısi Hayri Kozak- çıoglu. İstanbul Emniyet Mü- dürü Necdet Menzir ile dün düzenledıği basın toplanüsın- da. basının ve kamuoyunun "Bu silahlar ve adamlar yaka- lanmasaydı İstanbul'da ne olurdu?" değerlendirmesını yapması gerektiğıni belırttı. Emniyet Müdürü Necdet Menzir de örgüt elemanlannın işlettıkleri Kartal Cevızli Ma- hallesi İyidire Sokak'taki züc- caciye dükkânına operasyon- dan bir gün sonra yapılan baskında. özel bölmelerde şu sı- lahlann ele geçirildiğini beürtü: "6 roketatar. 38 roketatar mermesi, 17 lav silahı. 4 kalaş- nıkof marka tüfek. 36 bomba tipi silah. 1 otomotik silah, 6 ta- banca namlusu, 6 susturucu, çok sayıda 7. 65 ve 9 milimetre- lik mermi şarjörlen. fünye, sa- niyeh fitıl ıle patlayıcı madde yapımında kullanılan malze- me." Vali Kozakçıoglu, toplantı- da, Türkiye'deki terör örgütle- nnın tamamının İstanbul'da çalışmalan olup. çoğunun da üs olarak kullandığını belirterek, "'Görev e başladığımızda terör örgütlerimn îstanbul'da bu ka- dar organize olduğunu bilmi- yorduk. Devletın arşıvındekı bilgiler de böyle bir organızas- yon olduğunu göstermiyordu" dedi Menzir. bir gazetecının son operasyonun şeklıne ilişkin so- rusuna. "Her şey yasalara uy- gun gerçekkştınlmıştır. Bölge- dekı vatandaşlar da bunu çok ıyi gördüler. İsterseniz gidip on- larla konuşabilirsinız. Bir tele- vızyon da bu vatandaşlann göruşlerinı zaten ekrana getir- dı Polısın yanm saat kadar tes- lim ol çağnsmı herkes gördü" dıye konuştu. Menzir, "Operasyon. Suriye gizlı servisinden alınan bilgiler- le mi gerçekleşti?" sorüsuna da "Bize dünyanın her yerinden bılgı gelır Nereden. hasıl geldı- ği. kımden geldığini tespıt et- mek mümkün değil. Biz bu bil- gileri değerlendıriyoruz. Olaya çok geniş boyutlarda bakıyo- ruz" yanjtını verdi. Aileleri gazetecilere kızgın Öldürülenlerin cesetlerine Adli Tıp Kurumu morgunda otopsı yapıldı. Öldürülenlerin yakınlan. gazetelerin olayı yan- îı olarak aktardıklannı öne sü- rerek "Yanlış haber veriyorsu- nuz. Gördüklennızı yazmadı- nız. zlaten doğru dürüst gazete- ler olsaydınız kupona ihtiyaç duymazdınız" dedi. Kartal, Esentepe'deki operasyonda öl- dürülenlerden. Türk Hemşire- ler Derneği eski Başkanı Me- nekşe Meral'in babası Hasan Meral, kızkardeşlen ve yakınla- nnın yaru sıra Bedri Yağan'ın babası Feramuz Yağan, Rıfat Kasap'ın kardeşi Abdullah Ka- sap, Asıye Kasap'ın ağabeyi, Gülcan Ozgür'ün kardeşleri Ja- le ve Sevcan Özgür dün sabah saatlerinden akşama kadar Ad- li Tıp Kurumu morgunun önünde otopsi sonuçlannın çıkmasınıbekledi. Otopsı sırasında cesetleri teş- hıs için içeri giren avukatlar, daha sonra izlenimlennı şöyle aktardı: "Menekşe, Bedn ve Asiye'- nin vücudunda çok fazla kur- şun yarası var. Hatta aynı nok- taya defalarca ateş edılmış. Görünüşe göre yakın mesafe- den ateş açılmış. Bu, elbiselerin incelenmesinden sonra ortaya çıkacak." Avukatlar aynca cenazelerin kaldınlmasından sonra İstan- bul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve operasyona katılan polisler hakkında İstanbul Cumhunyet Savcılığı'na "Kas- ten adam öldürmek"ten suç duyurusunda bulunacaklannı açıkladı. Tutanaklardan otopsi sonuçları İstanbul Ünıversitesı Cerrah- paşa Tıp Fakültesı Adli Tıp Anabilım Dalı'na bağlı doktor- lann yaptığı otopsı sonucu Gürcan Ozgür ile Jgılı hazırla- nan tutanakta " Ateşlı silah mermı çekırdeğı yaralanmasına bağlı kafatası. çok sayıda ka- burga ve radıus kemıklen kınk- lanyla: iç organ ve büyük damar delinmesınden gelişen ıç kanama-beyin kanaması ve be- yın doku harabiyetı" tespit edıl- dığı belırtılerek "Cesetten mermı çekirdeğı elde edilmedi" denildi. Bedn Yağan'ın otopsi raporu ise şoylc "Ateşli silah mermi çekirdegi yaralanmasına bağlı kafatası kınğı ıle mütefank beyın hara- biyeti, kalp, büyük damar ve ıç organ delinmesınden meydana gelen ıç kanama tespit edildı. Cesetten mikroskobık görünü- me göre muhtemelen 9 mm ça- pında gömlekli, set ve yiv ızleri bulundu. İkisi uç kısımdan ha- fıf deforme, biri ileri derecede deforme toplam üç adet ateşli silah mermi çekirdegi elde edil- di." Bedn Yağan'la Gürcan Ay- dın'ın (Özgür) cenazeleri bugün saat 12.00'de Topkapı Mezar- hğı'nda toprağa verilecek Rıfat ve Asiye Fatma Kasap çiftinin cenazeleri ise, aileleri tarafın- dan Rize'ye götürülerek bura- da toprağa verilecek. Menekşe Meraî'ın cenazesi ise Ban- dırma'ya götürülecek. Tepkiler Operasyonla ilgili olarak 'yargısız infaz' ıddialan sürü- yor. SBP İstanbul İl Başkanı Atılla Aytemur. polısin Kar- tal'da yürüttüğü operasyonun. cınayetleri önleme gerekçesiyle devlet eliyle yargısız infaz şek- linde ışlenen yeni cinayetlere yol açtığını söyledi. İHD İslanbul Şube Başkanı Ercan Kanar da ortada hukuk devletı diye bir devletin söz ko- nusu olmadığını öne sürdü. SARACAOOLU: Benim tah- mın ettığim kadanyla onlar da (hazine) bizimle aynı paralelde düşünüyorlar. DEMİREL: O zaman bana disponibilite sürelen ile ilgili olarak Merkez Bankası'nın gö- rüşünü ifade eden bir rapor hazırlayın. Saracoğlu, Başbakamn bu talimatını alarak Başbakanlık- tan aynldı. Merkez Bankası Başkanı'nın, bunun ardından hazine üst yetkılileri ıle temasa geçtiği ve hazırlayacağı rapor üzerinde önceki gün geç saatle- re değin çalışuğı kaydedildı. Başbakanla dün tekrar bir tele- fon görüşmesi yaparak raporu- nun hazır olduğunu bıldıren Rüşdü Saracoğlu, metnı Baş- bakanlığa gönderdıkten sonra, izninin kalan 6 günlük bölümü- nu tamamlamak üzere An- kara'dan aynldı. Başbakan tarafsız Başbakanlık çevrelen, Demi- rel'in Çiller-Saracoğlu gergjnlı- ği üzennde "tarafsız" kalmayı yeğ tuttuğunu bildinyorlar, Bu çevTelere göre Başbakan, geliş- meler üzerinde "ani" karar ver- mek istemiyor, hangi tarafın hakh olduğunu zamanın ortaya koyacağını düşünüyor. Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Saracoğlu'nun Başba- kanla yapüğı görüşmeden son- ra, İstanbul'da bulunan Devlet Bakanı Tansu Çüler'in de An- kara'ya dönerek. "kurmayian" ıle dunım değerlendirmesi yap- üğı bildirildi. Tansu Çiller. dün sabah Cumhuriyet'in sorulanna şu yanıtlan verdi: - Merkez Bankası Başkanı ile cereyan eden tartışmalar üzerin- de sizin görüşünüz nedir? ÇİLLER Ben bir şey söyle- miyorum bu aşamada. - Saracoğlu'nu istifadan Baş- bakamn vazgeçirdiği ifade edil- di?- ÇİLLER: Ben ne söyleyebili- rim ki? Basında yer aldı bu gö- rüşler ve haberler. - Ekonomi zirvesinde bu tür- den gerginlikkr işteri zorlaştır- mıyor mu? -ÇİLLER Gerginlikler. tar- tışmalar basının kendi yorumu. Bunlan kendiniz yazıyorsunuz. - Disponibilite süresinin uzatıl- masının iç borçlanma vadelerüü yaymaya etkisi çok mu olumlu olur? - ÇİLLER: Bu konu üzerin- de şimdi konuşmak istemiyo- rum. Tartışmanın kaynağı Devlet Bakanı Tansu Çiller ile Merkez Bankası Başkanı Sa- racoğlu arasındaki tarüşma şu anda 210 gün olan disponibilite süresinin 280 güne çıkanlmak ıstenmesi ve Çiller tarafından gündeme getırilen bu göriişün Merkez Bankası Başkanı tara- fından reddedümesi ile ortaya çıktı. Bankalann tutmak zo- runda bulunduklan "dısponibl değerler" arasında hazine bo- nolan da bulunuyor. Mevcut düzenlemeye göre, bu bonola- nn ortalama vadesinin en fazla 210 gün olabiliyor. Çiller'in, devlet iç borçlanmasını kısa va- deden uzun vadeye yayabilmek amaayla önerdiği düzenleme- ler arasında, bu vadenin 280 güne uzaülması da bulunuyor- du. Çiller'in bürokratlan ile ara- sındaki "soğuk ilişkiler" bir sü- redir kamuoyunun gündemin- de bulunuyor. Bılındiği gibi Hazine ve Dış Ticaret Müşteşa- n Teyfik Altınok şubat ayında Çiller ile arasındaki uyuşmazlık nedeni ıle istifa etmişü. Altınok, ıstıfa karanna gerekçe olarak Çiller ile arasındaki yöntem farklılıklannı göstermışti. GOZLEM UĞURMUMCTJ • Baştarafi 1. Sayfada Cumhuriyet gazetesi, Yunus Nadi'den bugüne, Kurtu- luş Savaşı'nın ulusal bilincini, Kemalist devrimin ilerici atılımlarını savunagelmiştir... "Cumhuriyet bir okuldur" demiştik, gerçekten öyledir. Bizim "başöğretmenimiz", Yunus Nadi'nin oğlu Nadir Nadi'dir ve Nadir Nadi'nin yönetimindekı Cumhuriyet gazetesi yıllardır, Amerikan mandacılığının yeni fraksi- yonlarına, 'Abdülhamid Han' özlemcilerine, devrim kurt- dakçılarına karşı amansız bir savaş vermektedir. Aman- sız ve özverili bir savaş! Gazetemizin kaynağı, kökeni, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimleridir. Kurtuluş Savaşımızın ve Atatürk ilkelerinin en kıskanç, en bağnaz, en ödün vermez savu- nucuları bizleriz. Atatürk devrimlerini, bu devrimlerin ereği olan çok partili düzeni, çogulcu demokrasiyi bütün kurumları ile birlikte savunmak, Cumhuriyet gazetesınin değişmez ve şaşmaz yörüngesidir Kurtuluş Savaşı'n- dan 27 Mayıs Devrimi'ne, 27 Mayıs Devrimi'nden ço- ğulcu demokrasiye giden yolda Cumhuriyet gazetesi hep ülke bağımsızlığının, anayasal düzenin, hukuk dev- letinin baş savunucusu olmuştur. Cumhuriyet düşmanlarının bizlere yönelttikleri saldı- rıların nedeni, gazetemizin yarım yüzyıldırtaşıdığı, bun- dan sonra da inançla ve dirençle taşıyacağı, Kurtuluş Savaşı'nın bağımsızlık bayrağını dimdik ayakta tutması- dır. Gazetemizin Başyazarı Nadir Nadi, bu bağımsızlık bi- lincini, İkinci Dünya Savaşı eşiğinde 6 Mayıs 1939 tarihli yazısında şöyle savunuyordu: - Günden güne kaynayan ve kaynadıkça belirsizlikten kurtularak şekil almaya başlayan dünya buhranı karşı- sında Türkiye'nin vaziyeti, muhafazasına titiz bir itina sarfedilen bitaraflık hudutlannı şimdıye kadar aşmış de- ğildir. Bunu basit bir iş saymayalım. Bir yandan totaliter devletleri çenberlemek isteyen demokrasi cephesinin, öte yandan, çenbere mani olmak suretiyle, müstakbel 'hayat sahaları'nı emniyet altına almaya çalışan 'totali- ter cephe'nin ayn ayn giriştikleri siyasi teşebbüslere hedef bulunuyoruz... Nadir Nadi, Türk dış politikasını eleştiren Alman 'Dip- lomatische Korrespondenz', yazarını yanıtlarken daha sonra şunları yazıyordu: - Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin başında tehditten kor- kan yahut bir kuruşluk menfaat karşılığı milli kudretini kiraya veren bir hükumet tasavvur etmek, genç Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımamak demektir. Kendi varlığımız- dan sonra korumaya çalıştığımız en büyük nimet dünya sulhu olduğuna göre münasebette bulunduğumuz bü- tün milletlerin aynı gaye uğruna çalıştıklanna inanmak isteriz. Bu itibarla diğer milletlerle olduğu gibi Almanya ile olan dostluğumuzda da samimiyiz. Ancak, beynelmi- lel siyaset dünyasmdaki vaziyetimizi Almanya 'nın keyif ve arzusuna göre tanzim etmeye ve kendi menfaatleri- mizi Almanya'nm menfaatlennde aramaya mecburuz gibi bir neşriyatta bulunmak, iki devlet erasındaki dost- luk hesabına faydalı bir hareket sayılmaz... Cumhuriyet'in ikinci Dünya Savaşı yıllarında takındığı tavrın genel çizgisi bu yazıda yeterince ortaya konul- muştur. Bu tavır, 'savaş karştsında yansızlık ve ulusal Bağımsızlık bilincini ayakta tutmak' biçiminde özetlene- bilir. Nadir Nadi, Atatürkdevrimlerine sırtçeviren ve birbir- lerine benzer iki büyük siyasal parti egemenliğindeki demokrasiyi, 'San Francisco markalı demokrasi' olarak DÜei«f> w©to»f.yozısmda butor demokrasırHn saplanaca- A ğı çıkmaz sokakları gösterir. Gazetesmi tam bağımsızlık bilincinin. devrimlerin ve çoğulcu demokrasinin platfor- mu yapmaya çalışır; sayfalarını, yolsuzluklann, hırsız- lıkların, kaçakçıların kelepçesi gibi kullanır; barıştan, demokrasiden, özgürlükten yana olan tavrını, binbir tür- lü baskıya karşı sürdürür. Nadir Nadi'nin geçen yıllarda yayımlanan 'Perde Ara- lığından' adli yapıtı ve bu anı demetini bütünleyen bu yıl- ların yayını 'Olur Şey Değil' adli yapıtı, Cumhuriyet'in ana çizgisini belirlediği gibi, geçmiş ve gelecek arasın- daki köprüleri kuruyor, dünden bugüne bağlanan, bu- günden de yarına uzanacak yolları, kilometre taşlarını ve yol aynmlarını aydınlatıyor. Cumhuriyet, Nadir Nadi'nin yönetiminde Kurtuluş Sa- vaşı'nın ve Mustafa Kemal'in kutsal mirası, bağımsızlık ve özgürlük bayrağını dimdik ayakta tutuyor; Amerikan mandası mirasçılarına, Abdülhamid Han' özlemcileri- ne, Atatürk ve devrim düşmanlarına, çokuluslu şömürü- cü maşalarına karşı bitmez ve tükenmez bir savaşım veriyor. Cumhuriyetin geçmiş kavgalarına, her biri, Cumhuri- yet tarihimize kazılmış yayınlara bakıp, okuyucularımız- la biraber inaç ve coşkuyla sesleniyoruz: - Yaşasın Cumhuriyet... Azeri petrolündesorun, para ANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Azerbaycan Petrol Ba- kanı Sabit Bağıroğhı'nun dün Ankara'da yapüğı pazarlık sonrasında, Azerbaycan petro- lünün Türkiye üzerinden dün- yaya sunulması için görüş birli- ğine vanldı. Parasal konularda süren görüşmeler de son aşa- masına geldi. "Çerçeve anlaş- ması" bugün imzalanacak. Türkiye'nin. Azerbaycan'- dan "geçiş hakkı" olarak her- hangı bir para istememesı bek- lenıyor. Çerçeve anlaşmasında. geçiş yolu olarak İran behrtile- ceİc. ancak Karabağ'daki çatış- malann durmasmdan sonra Ermenistan'dan ikinci bir ayak daha eklenmesi gündeme gele- cek. Bağıroğlu. Dışışlen Bakanı Hikmet Çetin tarafından kabu- lü sırasında yapüğı açıklama- da, Azerbaycan petrolünün dünya pazarlanna sunulabil- mesı için üç yolun bulunduğu- nu. bu yollardan Bakü-Ceyhan rotasının kullanılarak Türkiye üzerinden sunulmasını "ümit etüklerini" bildirdi. Türkive üzerinden geçecek boru hatü- nın diğer iki alternatife göre daha uzun olmasının maliyeti artürması açısmdan dezavanta- jı olduğunu kaydeden Bağıroğ- lu, "Ama Bakü-Ceyhan yolu- nun avantajlan dezavantajın- dan daha fazladır" dedi. Bağıroğlu, diğer yollann Bakü- Poti (Gürcistan), Bakü-Novo- rinsk (Rusya) lımanlanna ka- dar boru hatlannın, oradan da gemilerle Boğazlar'dan geçerek Akdeniz yolunun kullanılması olduğunu söyledi. Konuya yakın kaynaklardan edinilen bilgıye göre, Türkiye'- nin geçüğimiz ay bir açıkla- mayla Boğazlar'dan büyük tankerlerin geçmesıne çekınce koymasından sonra, Gürcistan ve Rusya yolu teknik olarak uygulanamaz konuma geldi. Bağıroğlu. dün yaptığı görüş- meler sırasında. Bakü-Ceyhan hatünın diğer en kısa hat olan Bakü-Poti hatüna göre 260 ki- lometre daha uzun olduğunu bunun da Azerbaycan'ın para- sal kayba uğramasını yol açüğı- nı söyleyerek, bu kaybı Tür- kiye'nin bir şekilde "telafi etmesini" istedi. Bağıroğlu, bu- nun bir yolunun da. Türkiye'- nin geçiş hakkı parasından vazgeçmesi olduğunu söyledi. BOTAŞ yetkılileri. uzun pazar- lıklardan sonra, bu paradan vazgeçılebileceğini veya yapıla- cak çerçeve anlaşmasma "geçiş hakkına" ilişkin bir hüküm konmayarak bu konunun son- ra ele alınabileceğini söyiediler. Böyiece. Azerbaycan ve Türki- ye arasında ılke anlaşması sağ- lanmış oldu. Mkmet Çe- tin, Bağıroğlu'nu kabulü sıra- sında yapüğı açıklamada, ge- çen cumartesı günü Azerbay- can Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey ile yapüğı görüşme sıra- sında, Azerbaycan peü-olünün Türkiye üzerinden geçmesine evet dediğini son anlaşmanın yapılması için de Bağıroğlu'nu gönderdiğini söyledi. Çetin şöy- le konuştu: "Bu Orta Asya'ya ve dünya- ya bir mesaj olacaktır. Artık petrol ve diğer kaynaklann yö- neleceği yol belli olmuş olacak- ür Doğal gaz boru hatlannın da Türkiye üzerinden geçeceğj- ni herkese gösterecekür." Bakü peü-olünün dünya pa- zarlanna sunulması için oluştu- rulan konsorsiyumda ABD, İngıltere, Azerbaycan ve Türk firmalan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle