26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 MART1993 PA2ARTESİ 8 DUNYADA GEÇEN HAFTA Yergisizhayat, aıııaııne ralıat! EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - Ülkenin en saygın kamu kuruluşlanndan biri, belki de bir numaralısı İngiliz Radyo Televizyon Kurumu BBC'nin Genel Müdürü John Birt. yasal boşluklardan yararlanarak kitabına uydurup. punduna getirip lOödeyeceğine, l vergi ödemiş. Genel müdürû olduğu imparatorluk gıbi bir kuramun tepesinde oturduğu halde. "danışman" sıfatıyla ve "dışardan taşeron iş yapan" kadrosuz bir kişiymış gibi maaş ödenmiş kendisine. Hem de BBC Yönetim Kurulu Başkanı'nfh bilgisi dahilinde. AJdığı para da az buzdeğıl Sadece çıplak maaşyılda 150 bin sterlin. Bizim paramızla, 2 milyar liraya yakın. Buna. yan ödemeler. bedavaya gelen hizmetler, araba ve vergjden zaten düşülen masraflardan cebe kalan dahil değil. Yani, "iyi para". Ama her normal vatandaş gibi maaşınm bir kısmını vergi olarak verecek yerde, hemen hiç kısmını vermiş. Nasıl rru? Kendisini. kendi kurduğu şirketin yönetiasi, kansını da ortağı göstererek ve maaşıru bu şirkete ödetip, bin türlü masrafı düştükten sonra geriye kalancılız miktar üzerinden vergi ödeyerek. Sanatcılann ve düzenli geliri olmayanlann başvurduklan, tamamen yasal bu uj> gulamayı, bir INCİLTERE kamu kuruluşunun en tepesindeki adamın yaptığı anlaşılınca ortalık bir anda bomba düşmüş gibi oldu. Sayın Bay Genel MüdürJohn Birt'in yasal, ama ahlaki bakımdan çok su götürûr vergj numaraa bununla bitmiyor. Kansını da şirketinin ortağı gibi gösterdiği ve ona da yılda şu kadar ücretödüyorgözüktüğügibi "çeşitli sekreterlik masraflan" için bir o kadar daha ödeme yapmış. Aynca, aldığı pahalı Armani kılıklardan, Volkswagen Golfarabaya, ofisi için aldırdığ sandalyeden müzik seti için hoparlöre kadar her bir şeyi de vergiden düşmüş bir güzel. Bununla da bitmiyor. Muhasebesini tutan kişi. resmi muhasebedenetim yetkisi ohnayan ve geçen pazartesi gunu mahkeme karan ile iflas eden kanşık biri. John Birt, Thatcherdöneminde "BBC'yi adam etsin" diye bu dev ve çağa ayak uydurmakta zorlanan kuruma sahnmıştı. Genelmüdür yardımcısı olarak ilk işi, genel müdürünün altını oymak oldu. Adam. "Lanet olsun'" deyip vaktindendeönceemekliveaynldı. Meydan Birt'e kaldı. Ticari televizyonla rekabet, masraflan kısmak, az paraya çok iş, merkeziyetciliği azaltmak gibi modern işletme ilkelerini benimseyen ve benimseten Birt'in yardımcılık ve müdürlük döneminde, 1987'denbu yana BBC'de yaklaşık 6 bin kişi işten çıkartıldı, programlar altüst edildi, 1930"lardan beri alışılmış birçok uygulama sil baştan elealındı. Bu işlerde Birt hep şimşekleri üzerine çekti. Bütün bunlan "danışman" sıfatıyla vergi kaçırarak yapıyormuş oysa. Birt'ün "kılıfı hazırlanmış" vergi numarasına bilerek göz yuman BBC Yönetim Kurulu Başkanı ve yardıması kıyasıya eleştiriliyor. 64 milletvekili Avam Kamarası'na bir önerge vererek Birt'in istifasını istedıîer. Lideri Thatcher gibi, daha yapacak çok işi varken isüfa da edebilir. Yüzsüzlüğe vurup yerinde de oturabilir. Ama ikinci şık epey zor. Irkçılığayılın ilk kurbanıverilcliDtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Mustafa Demiral 1969da Almanya yolunu tuttuğunda birgün burada ırkçı terörün kurbanı olacağını herhalde aklından geçirmemişti. 56 yaşındaki gurbetçimiz üç ay sonra, kıa işletme fakültesinden diplomasını aldıktan sonra yurda kesin dönüş yapacaktı. Çeyrek asırdır Almanya'da terdöken işçimız, bu yıl ırkçılığa verdiğimizilk kurban. Ruhr havzasmın M ülheim kentinde oturan işçimiz salı günü, her zamanki gibi büyük bir süpermarkete alışverişe gitmişti. Süpermarketın önünde, güpegündüz iki Alman genci önünü kestiler ve ona küfretmeye başladılar. Ne oldu demeye kalmadan gençlerden biri cebinden'Bir tabanca çıkarttı ve işçimızin üzerine üç kez ateşledi. Tabanca sahici değildi, ama işçimızin yorgun kalbi bu dehşetlı dakikalara dayanamadı. Oracıkta duruverdi. Mustafa Demiralağır kalp hastasıydı ve bu yüzden erken emekliye aynlmıştı. Saldırganlar, İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'inmeşhurSS birliklerinde görev yapuğını övünerek söyleyen Türk düşmanı Franz Schönhuber'in "'Cumhuriyetçiler" partisi üyesiydiler. Alman polisi, sabıkalı sanıklan bu kez nasıl oldu ise yakalamayı başardı. tkisi de 21 yaşındaki saldırganlann biri işsiz, ötekinin mesleği Hitlergibi badanaalık. Biri suçunu kısmen itiraf ederken diğeri hafıza kaybına uğramışcasına "Hiçbir şey hatırlamıyorum" diyor. Hayali bırinfaz olayında babalannı kaybeden iki genç kız ve anneleri şaşkın ve kederli, şöyle ALMANYA diyorlar: "İnsan haklanndandem vunılan bir ülkedc bu nasıl olur, anlamıyoruz. Savunmasızbiradamabu nasıl yapılır?'' Ve işçimizin kızlan soruyorlar "Neden herkesseyretmiş? Neden hiç kimse müdahale etmemiş?" İşçimizin kederli ailesine gelip başsağlığı dileyenlerde hepTürkler. Alman komşulanndan hiçbirinin yolu düşmemiş ölü evine. Mülheim şehrinin sosyaî demokrat belediye başkanı uğrayıp bir buket çiçek bırakmış. Almanya'da büyüyen, burayı kendisine ikinci vatan belleyen genç kızlar "Şimdiye kadar Almanlarla hiç sorunumuz olmamıştı" diyorlar. Ve içlerinde nefret duygulan yeşeriyor. Üç ay sonraki kesin dönüş planlan şimdılik rafa kalkıyor. Önce mahkemenin sonuçlanması beklenecek. Saruklann yargılandığını bizzat görmek istiyor işçimizin yakınlan. Bu son olay, Almanya'da iki gerçeğin altının iyice çizilmesine neden oldu. Birincisi: Saçlannın, gözlerinin. teninin renginden "yabancı" olduğu anlaşılan hiç kimse bu ülkedecan güvenliğinden yüzde yüz emin olamaz. Kafası kazınmış Dazlaklann ya da takım elbıselı ırkçılann kimliğinde smsi bir saldın her gün, her dakika, her yerde meydana gelebilir. İkincisi: Böyle bir saldınya maruz kahndığında çevredekilerin, yoldan geçenlerin yardım edeceğine bel bağlamak İcadar saf bir tutum düşünelemez. "Görmedik. işitmedik, bilmiyoruz" sözlerinin ne de olsa bu ülkede Hitler faşizminden beri çok köklü bir geleneği var. GoM Coast'a oy kullanan iki arkadaşbikiniylesandığagittüer.(REUTER) Bikiııili seçmenler kazamhrdı DtşHaberierServisi- Avustralya'daki genel secimler İşçi PartisPnden Başbakan Paul Keating'in galibiyetiyle sonuçlandı. Muhafazakar muhalefete karşı kılpayı bir zafer elde eden keating, ilk sonuçlardan sonra Sydney'de gazetecilere yaptığı açıklamada sonucu *her şe\den önce tatlı bir zafer" olarak değerlendirdi. Avustralyalı seçmenler Keatin'i tekrar bâşbakanlığa getirmekle, aşın sağcı olarak bilinen ve yeni uygulamalarla ağır bir vergi sfetemi getireceğini açıklay an muhalaferj rcddetmiş oldu. Başbakan Paul Keating erken seçimlere gidilmesi karannı yaklaşık beş hafta önce vermişti. 49 y aşındaki İşçi Parri lideri Avustralyalılar'ın ülkenin bölünmesine karşı oy \erdikleri ve ülke ekonomisinin çok y akın bir zamanda tekrar dûzeleceğini söyledi. Bazı seçim sandıkları başmda Uginç görûntüler yaşandı. Bazı seçmenler oy kullanmaya giderken üstlerini değjştirme gereğini duymamış olâcaklar ki, bikiniteriyteseçim merkezine gittüer. ANILAR-KAN1LAR ECMEL BARUTÇU Tazelenmiş Çayını Yudumlayan Dostum- Bu fincanlar ne kadar zarif. Yalnız, üzerindeki logo senin değil. CCR ne anlama geliyor? diye sordu. - O fincandan dedim, biri senin elindeki, biri de bende- ki olmak uzere ıkı adede sahibiz. Belçika Kraliyet Sayış- tayBaşkanı Van de Vaide ile eşinin bana ve eşime hediyesi. "Çok güzel" deyip beğenisini tekrar dtle getiren dos- tuma bu defa ben sordum. - Kamuoyunda Kıbns sorununa duyulan ilginin özel- likle genç kuşaklarda azaldığını seziyorum. Bunun se- bebi sence nedir? Adeta bir bilgisayarın düğmesine basmışım gibi dü- şünmeye bile gerek duymadan söze başladı. - Bence dedi, bunu genelleştirmek doğru olmaz. El- bette öyleleh de vardır ve bunu doğal karşılamak gere- kir. Neden mi? Bak, anlatayım. Kıbns sorununun patlak verdiği 1963 yılından bu yana 30 yıl; Türkiye'nin Kıbns a müdahale ettiği 1974yılının üzerinden ise 19yılgeçmiş tir. Bu rakamlara, delikanlılık döneminin başlangıcı di- yebileceğimiz 15 yaşına kadar olan çocukluk yıllarını ekle. Bu ne demektir bilir misin? Bugün, 45 yaşın altı- ndaki kuşak birinci olaya; 34 yaşın altında olan kuşak ise Kıbns Barış Harekatı'na fazla aşina değil demektir. Yani, Türk nüfusunun genç bir nüfus olduğunu dikkate alırsak, birinci halde nüfusumuzun yarısından fazlası; ikinci halde de hemen hemen yarısı Kıbns sorunu hakkında daha çok kulaktan dolma bilgi sahibi. Bu iki yaştan ne kadar aşağı inersek toplumda Kıbns soru- nuna dair bilincin de o kadar azaldığını görürüz ki bu da gayet doğaldır. O nedenle Kıbnslı öğrencilere Kıbns'ın tarihini ve milli mucadele tarihimizi okumalannı tavsiye etmeni yerinde bulurum. Yalnız sizin yazmanız kafi gel- mez. Gençliği bu yöne sevk etmek gerekir. Bana sorar- san, dünyanın en kolay büyükelçilik görevini Türkiye'- deki KKTC büyükelçileri yapıyor derim. Ama bunların biraz önce sana anlatttğım hesabı gözden kaçırdıklan anlaşılıyor. Kıbns konusunda Türkiye'de de işlenecek çevreler olduğu bilinmelidir. Ben RaufDenktaş 'ın yerin- de olsam, genç kuşaklarla diyalog kurabilecek cevval ve enerjik bir büyükelçi atanm Ankara ya. - Doğru söylüyorsun. Yaşanmış sıkıntıların ne olduğu- nu bilmeyen kuşakları eğitmek ve bilgilendirmek gere- kir. Dostum bir başka konuya geçti. - Halen dedi, eksik saymadıysam, basınımızda köse yazarlığı da yapan beş emekli büyükelçi var. Hepsini okurum, hiçbirinikaçırmam ve istifade ederim. Umanm, başkaları da öyle düşünüyordur. - Ne demek istiyorsun? diye sordum. - Dışişleri Bakanlığı'nda bazı emekli büyükelçiler ile üniversite profesörlerinin katıldığı ve dış politika sorun- ları üzerinde fikir tokuşturması yapılan basına kapalı bir toplantıya sizlerden veya yüksek görevlerde bulunmuş diğer emekli büyükelçilerden kimsenin çağnlmadığını duydum ve bunu biraz yadırgadım. Dışişleri Bakanlığı emekli buyükelçilerinden yararlanmayı düşünmüyor mu? - Bahsettiğin toplantıyı duydum. Bunun inisiyatifinin ve katılma yönünden çok dar tutulan sınırlandırmanın menşeinin Bakanlık içinden olduğuna ihtimal vermiyo- rum. Çağrılmayışımızın nedenini sen kendin söyledin. MArkaa H.Sayfoda "Çok daha Türkiye'de, insanlan bugün ulaştıkları kolaylık ve rahatlık düzeyine taşıyan banka Yapı Kredi'dir. Şöyle bir düşünelim: Bugün bazı bankalarda hâlâ rastlanan "vezne"ler, "vezne pullan", "getir-götür"ler, "tık-tık"lar, ömür törpüsü "provizyon bekliyoruz"Iar, çok değil 5-6 yıl önce bütün bankalarda vardı. Bunlann hepsi, Yapı Kredi ile değişti. Ülkemizde bankacılığın kaderini belirleyen bu sürecin adımlan, Yapı Kredi tarafından atıldi: . Yapı Kredi, insanlara "Yeni Bir Hayat" sundu. Ve bugün Yapı Kredi müşterileri, "Yapı Kredi Imkânlar Dünyasfnda bu yeni hayatın keyfıyle, rahatlığıyla yaşıyorlar. Nedeni açık: Yapı Kredi, çok daha yenilikçi, çok daha yaratıcıdır. Çünkü bilgi ve deneyim birikimiyle, teknik ve personel donanımıyla, her zaman hizmet alternatifleri üretmeye ve bu hizmetleri eksiksiz sunmaya hazırdır. Yapı Kredi çok daha aktif, çok daha globaldir. Çünkü Yapı Kredi'nin coğrafyası yalnız Türkiye değildir. Yapı Kredi çok çeşitli hizmeti bütün dünyada veren bankadır. Yapı Kredi çok daha yetkindir. Çünkü her şubesi, tüm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle