Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 MART1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
OZGEN ACAR
Babıâli'de Saygınlık...
Toprağı bol olsun Malcoim Forbes ılgınç bir Amerikalıy-
dı. Kendi soyadını taşıyan "Forbes" adlı ekonomi dergisi-
nin etkinliği iş dünyasında tartışma götürmezdi.
Balonlarla uçar. en hızlı motosikletlere binerdi. Cum-
hurbaşkanı Turgırt Özal ile yakınlığı vardı. Yanılmıyorsam
70. yaşgününde dünya jet sosyetesini özel bir uçakla
Fas'a götürüp binbır gece masalları yaşatmıştı. Yanından
ayırmadığı Elizabeth Taylor'un "kız arkadaşı" olduğu yo-
lundaki söylentilerden hoşlanırdı.
Bugün bu derginin başında eski ABD Savunma Bakanı
Caspar VVeinberger bulunuyor. Genel yayın yönetmenlı-
ğini ise James W. Michaels yapıyor.
Finans çevrelerinin bu ünlü dergisi, Almanya'da Alman-
ca olarak da basılıyor. Almanya'nın en çok satan üçüncü
ekonomi dergisi durumunda olan "Forbes", çeşitli ülkele-
rin "en önde gelen yayın organlan" arasında Türkiye'den
'Cumhuriyef'i seçti.
Forbes dergisinin çağrıda bulunduğu yayın organlan
arasında İspanya'dan "El Pais", Fransa'dan "L'express"
ve "Le Rgaro", İngiltere'den "The Economist" ve "The
Guardian", italya'dan "La Stampa" ve "Corriere della
Sera" gibi ünlü dergi ve gazeteler yer alıyordu Gerek bu
gazetelerin, gerek katılan öteki gazetelerin genel yayın
yönetmenlerinin yaptıkları çağrıları cumartesi günü oku-
muşsunuzdur.
Danimarka'da yayımlanan "Der Polröken" adlı gazete,
Danimarka Dış Politika Derneği" ıle bırlıkte nisan ayında
İstanbul, Ankara ve Dıyarbakır'ı da içine alan Türkiye'ye
bir inceleme gezisi düzenliyor.
Geziye Danımarka'dan 40 kadar seçkin bilim adamı,
diplomat, üniversite öğretim üyesi, gazeteci ve yazar katı-
lıyor.
Danimarkalılar; Türkiye'de hükümet adamları. politika-
cılar ve bürokratlarla tanışacak, Türkiye hakkında kendile-
rine verilecek bilgileri dinleyecek, evsahibi Türklerle tartı-
şacak ve fırsat buldukça da halkla konuşacaklar.
Gazetenın genel yayın yönetmeninden bir mektup al-
dım. Mektupta özetle şöyle deniliyor:
"... Danimarka'daki Türk Büyükelçıliği ile gezimiz hak-
kında gorüşmeleryaptık. Büyükelçihğiniz, bizim için İstan-
bul'da bazı gazetelere yarım gunlük bir Turkiye semıneri
duzenlettirebileceğini soyledi.
Ancak biz, Turkiye'nin saygın gazetesi olan Cumhuri-
yet' çalışanlannm bize vereceği bir semineri yeğliyoruz.
Acaba gazeteniz çalışanian İstanbul'da bize Turkiye'nin
dış politikası, ekonomisi, AT ile ilişkileri, insan hakları ve
Kürt sorunu hakkında yarım gunlük bir seminer düzenle-
yebilirlermi?.."
Şimdi yazar ve çalışanlarımız öteki Türk gazeteleri kar-
sısında kendilerine gösterilen bu güvene layık olmaya ve
seçkin konuklarına şu konularda bilgi vermeye hazırlanı-
yorlar: Türkiye'de siyasal partiler ve demokrası, Atatürk
ilkelerinın Türkiye için önemı. Turkiye'nin küreselleşen dış
politikası, Turkiye'nin komşuları ile ilişkileri ve dın kökterv
ciliği. Kürt sorunu, Türk toplumunda kadın, Turkiye'nin
AT'ye üyeliği ve 2000 istanbul Olimpiyat Oyunları...
• • •
Dünyada gazeteler çeşitli sıfatlarla tanımlanır... Bulvar
gazetesi. sansasyonel gazete, parti organı, hükümet yan-
IISK en çok satan gazete, en önemli gazete, en etkin gaze-
te^en saygın vsvs... -
Perşembe günü Çırağan Otelı'nde.basınla ılgili önemli
bir toplantı vardı. Marmara Üniversitesi Iktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi'nin düzenlediği bu toplantıda "basın
ekonomisi vepromosyon" tartışıldı.
Önce üniversitenin bilim adamları bildirilerini sundular
ve daha sonra gazetelerin yöneticileri ile yazarları bu so-
runu tartıştılar.
Toplantıda konuşanlar ansıklopedi kampanyası ile satış
patlaması yapan Milliyet, Sabah ve Hürriyet hakkında 'üç
büyük gazete' deyimini kullanıyorlardı.
Konuşmamda bu tanımlamanın yanlış olduğunu "en
çok satan uç gazete "deyiminin kullanılmasınındahadoğ-
ru olacağını söyledim.
Bu önerim benimsenmiş olacak kı daha sonra meslek-
taşlarım ' en çok satan uç gazete 'deyimini kullanmayolu-
na gittiler.
Bu arada açıkoturuma başkanlık eden Dekan Prof. Dr.
Halil Nadaroğlu ıse "Cumhuriyet'ten "çok önemli gaze-
te" diye söz ediyordu.
Bu tanımlama gerek "Forbes" dergisi ve gerek Dani-
markalı konuklar için de geçerliydi. Çünkü onların gözün-
deCumhuriyet, Turkiye'nin "enetkin've "saygın "gazete-
siydi...
Bu arada açıkoturumda varılan bazı ortak göruşleri şöy-
le özetleyebilirirrr
1. Ansıklopedi savaşı; Türkiye'de gazete satışını -şimdi-
lik- yüzde 50 oranında arttırmış ve her dört evden bırıne
gıren ansiklopediler ıle genel kulturün gelişmesıne hızmet
etmıştır
2 Ancak. bu olgu gazetelerin aslı görevı olan haber
kavramının dışlanmasına ve en cok satan üc gazetede ha-
ber kalitesınin düşmesine neden olmuştur.
3 Eskıden patronlar en lyı haben veren gazetecıyi
odullendirırken şımdı en lyi promosyon projesını' ger-
çekleştıren personele ıkramiye vermektedırler Boylece
"iyı tezgâhtar lyı gazetecının' yerını almaktadır
4. Bu uç gazeteyi satın almayanlar. çeşitli nedenlerle
odediklerı vergilerin bir bolumünü ' vergı yasalanndaki
lade yontemi'nden dolayı ansıklopedi savaşını yapan ga-
zetelere kendi ıradelerı dışında kaptırmışlardır.
5 Bu kampanya, sadece promosyon yapmayan otekı
gazetelerin değil: ansıklopedi satan yayınevlerının ve dış-
macunu, tarhana çorbası ve deterjan gelirinden yoksun
kalan bakkalların da aleyhıne bir "haksız rekabet e yol
açmıştır
6 En cok satan üç gazete ile basın bir tekelleşmesürecı-
ne gırmıştir. Bu gazetelerin yenı TV kanalları kurmaları ile
tekelleşme. demokrasiyi, çoksesliliği zedeleyecek tehli-
keli bir boyuta ulaşmaktadır.
7. Gazete "kamusal hizmet veren tıcari bir kuruluş'tur
Devlet basının "kamusal" yanına müdahale etmeden, ba-
sın özgürlüğünü engellemeden, "r/car;'"alandaki "haksız
rekabet ve tekelleşmeye"özgür, demokratik. kapitalıstve
liberal ülkelerde olduğu gıbi yasalarla düzen getirmelidir.
Üç gazete arasında 1 martta varılan ateşkesin sürekli
bir barışa dönüşmesi dileğiyle mutlu haftalar...
T.C.
ANTALYA ASLİYE 6. HUKUK
MAHKEMESİ
1992/630
Davacı Pınar Ankan tarafından davalı Mehmet Arıkan aleyhine
açılmış bulunan şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma davasının du-
ruşmasında verilen ara karan gereğince;
Davacı Pınar Ankan 18.2.1992 tarihli dava dilekçesi ile davalı ile
aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, geçimsizliğin davalı eşin-
den kaynaklandığını, şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına
karar verilmesini talep etmiş.
Bütun aramalara rağmen adresi tespit edilemeyen davalı Mehmet
Ankan'a dava dilekçesi özeti ile davanın duruşmasının 10.5.1993 gunu
saat 8.30'a bırakıldığı, HUMK'nın 509 ve 510. maddeleri gereğince
ibraz etmek istediğı delillerle birlikte behrtılen gunde duruşmaya gel-
mediği takdirde ayrıca gıyap karan tebliğ edilmeksizin duruştnanın
gıyabında sonuçlandırılacağı ilanen tebliğ olunur. 26.2.1993
Basın: 46686
Kadın, sığuıağuula keııcliııi arıyor
• Kadına yönelik erkek şiddetinin yarattığı kadın
danışma ve sığınma evleri için. yapı, örgütlenme
modeli ve işleyiş konulannda tartışmalar sürüyor.
Kadının sorunlanna yanıt bulabilecek az sayıdaki
kuruluş birçok sorunla başbaşa. Eleman ve kaynak
sorunların başta gelenleri.
• Sığınma evlerinin "yardım sandığf olmadığını
da savunan Mor Çatı yönetimi. kadın danışma
merkezJerinin, "kadına yardım eli uzatan devlet ku-
rumu değil, kadının kendisi için bir şeyler yapması-
nı, adım atmasını destekleyen dayanışmacı" nitelik
taşıması gerektiğini savunuyor.
rinin, uzun vadede ülke çapına
yaygınlaştınlnıası planlanıyor.
Dünyada ilk kez 1972 yılında
İngiltere'de ve Kanada'da; 1975
yılında da Fransa'da açılan kadın
danışma merkezleri ve kadın sı-
ğınma evleri. Turkiye'nin günde-
mıne 1990 yıltnda girdi. Kadın
danışma merkezlerinin tamamla-
yıcısı olan sığınma evlerine yapı-
lan başvurularda. ilk sırayı kadı-
na yönelik şiddet alıyor. Psikolo-
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Kadına yönelik er-
kek şiddetinin Türkiye'nin gün-
demine soktuğu kadın danışma
merkezleri ve kadın sığınma evle-
rinde yapı, örgütlenme modeli ve
işleyiş konusundaki arayışlar sü-
rüyor. Kadınlara "yardım et-
mek" değü, "ayakta durmasını
sağlamak" amacıyla kurulan da-
nışma merkezleri ve sığınma evle-
jik, bedensel ve cinsel şiddete uğ-
rayan kadınlan, s"eçecekleri yeni
yaşam koşullanna hazırlamak
amaayla kurulan sığınma evle-
rinde, örgütlenme, işleyiş, kay-
nak, eleman sorunlan yaşanıyor.
Belediyeler tarafından kurulan
merkezlerde ise. yerel yöneticile-
nn "politika"sı sorun yaraüyor.
Türkiye'de şu anda faaliyet
gösteren sığmma evleri ve danış-
ma merkezlerinın fînansman,
personel ve kapasite açısından
durumu şöyle özetleniyor:
• Şişli Belediyesi Kadın Evi Fı-
ziksel, sözel. cinsel tacıze uğra-
yan, terkedilen. e\den atılan, ço-
cuklanyla birlikte ortada kalan
kadına; korunma ve sonraki ya-
şamını planlamada psikolojik
destek sağlamak amacıyla 1990
yılında kuruldu. 20 kişilik kapasi-
tesi olan kadın evinin kadrosun-
da 1 yönetici, 2 psikolog ve 2 psi-
koloji öğrencisi görev abyor. Fi-
nansmanı belediye tarafından
karşılanan kadın evinde kalan
kadınlann gunlük gereksinmeleri
karşılanıyor, kadınlann ev ve ış
bulmalanru sağlamak, boşan-
mak isteyenlere huk-uki konular-
da destek olmak gibi etkinlikler
gerçekleştiriliyor.
• Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı
14 femınist kadın tarafından
1990 yıhnda kuruldu. Mor Çatf-
da şiddete uğrayan kadınlara "gö-
nüllü dayanışma ağı, psikolojik
danışmanhk, hukuki danı-
şmanlık, mesleki rehberlik. özgü-
ven geliştirici kişilik eğitimi" hiz-
metleri veriliyor. Mor Çatı'da,
gönüllü uzman kadrolar çalışı-
yor. Feminıst dayanışmanın esas
olduğu sığınakta, kadınlara. "ka-
dın oimanın bilincine birlikte var-
raa", "birlikte çözümler üretme".
"kadınlann özgüvenlerini ve ya-
ratıcüıklannı geliştirme" hedefle-
niyor. Mor Çatı. kadın hareketle-
riyle danışma mefkezleri arasın-
da bağ kurulmasını savunuyor.
Mor Çatı'nın kısa vadeli hedefle-
ri arasında. şiddete uğrayan kadı-
nın şiddet ortamından uzaklaştı-
nlması; yılgınlık. korku, güven-
sizlik sorunlannın üstesinden gel-
mesi için dayanışma kurulması.
kadına, kendisi için karar vere-
bileceği, soğukkanlı düşünebile-
ceği ortamın yaratılması yer alı-
yor. Sığınma evlerinin "yardım
sandığı" olmadığını da savunan
Mor Çatı yönetimi, kadın danı-
şma merkezlerinin. "kadına
yardım eli uzatan devlet kunımu
değil, kadının kendisi için bir şey-
ler yapmasını , adım atmasını
destekleyen dayanışmacı" nitelik
taşıması gerektiğini savunuyor.
• Bornova Kadın Dayanışnıa
Merkezi 1991 yılında faaliyete gi-
ren danışma merkeande, kadın-
lara özgüven ve bilinç kazandır-
mak amaçlaruyor. Kadınlara di-
kiş-nakış kurslan açılması, üre-
tilenlerin satılması, çocuklara
psikolojik eğitim verilmesi, anne-
baba okulu açılması etkinlikleri-
nin yapıldığı danışma merkezin-
de, "kurum olamamak", "kadro-
lann geçici olması", "bütçenin ol-
maması" sorunlan yaşanıyor.
• NaziUi Kadın Dayanışnıa
Merkezi Türkiye'de ilçe bazında
açılan ilk kadın danışma merke-
ande, kadına yönelik psikolojik
ve hukuksal desteğin yanısıra, ai-
le planlaması, çocuk sağlığı ve ge-
lişimi konulannda çalışmalar
yapılması amaçlanıyor.
• Bakırköy Betediyesi Kadm
Sığınmaevi 1990 yılında açılan 45
kişi kapasiteli ev, RP'li bir beledi-
ye başkanının göreve başlaması
nedeniyle kapatıldı. Sığınma
evinde, faaliyette bulunduğu süre
içinde, 350 kadın, 255 çocuk ba-
nndı. Sığınakta kaian kadınlann,
ücretsiz olarak daktilo, muhase-
be kurslanna katılımı sağlandı.
• Alhndağ Kadm Dayantştna
Merkezi 1991 yilında açılan mer-
kezde. aile içi şiddete uğrayan her
yaştan kadına hukuk danışrnan-
lığı, iş - beceri - meslek eğitimi,
psikolojik danışmanhk ve ana -
çocuk sağlığı hizmetleri veriliyor.
1 müdür ve 3 memurun görev
yaptığı merkez yönetimi, müra-
cat eden kadınlann sağlık, hn-
kuk, psikolojik ve rehberlik ko-
nulanndaki ihtiyaçlannı karşı-
lamak için. tş ve Işçi Bulma Ku-
rumu. Belediye Hastanesi, Anka-
ra Barosu ile protokol imzaladı.
Sağlık reformu
soluk aldıracak• Sağlık Bakanhğı'nca hazırlanan bölge sağlık idareleri
yasa tasansına göre, oturduğu bölgede tedavi edileme-
yen ve bir başka ildeki hastaneye gitmek zorunda kalan
vatandaşın yol, konaklama ve yemek masraflan, bölge
sağlık idareleri tarafından karşılanacak.
Antikalar pahalıya patladı'Kültür Seni-
si-AntikAŞ.
tarafından düzenlenen 151. müzayedede N'azmi Ziya'nın tablosu
325 milyonla en yüksek fiyata satılan parça oldu. Yaklaşık 260 anti-
kanın satışa sunulduğu müzadeyede birçok parça satışa sunulduğu-
nun çok üslündcfivııla alıcı bııldu. Diin vuıl l4.(X)"lc başlavan mü-
zayede Swiss Otel'de yapıldı.
Mücevherlerin, tablolann, mobilyalann ve gümüş parçalann özel-
likle ilgi gördüğü arttırmada Nazmi Ziya'nın 200 milyondan satışa
sunulan "Kınk Çam" adlı yağtıboya tablosu 325 mılyona satıldı.
Müzayedenin ikinci en pahaİı tablosu olan Feyhaman Duranın "Nü"
yağlıboya tablosu ise 180 milyon liraya satıldı. Duran'ın tablosunu
Mahmut Cuda'nın "Vazoda Çiçekler" adlı yağlıboya tablosu izledi.
60 milyondan satışa sunulan Cuda'nın tablosu 150 milyona kadar
arttınldı. Müzayedede arttırmaya sunulduğu fıyatın çok üzerine alıcı
bularak sürpnz yapan parçalardan bırisi de Cuda'nın dalgalanan
Türk Bayrağı fonunda Atatürk'ü resimlediği tablosu oldu. 20 mil-
yondan satışa sunulup 90 milyona alcı bulan tablo müzayedeye katı-
lanlar tarafından alkışlandı. Nazmi Ziya'nın tablosundan sonra mü-
zayedede en yüksek fiyata satılan 18. yüzyıldan kalma ahşap "'Edir-
nc '"ı ııkliık Kapısı" 200 milyon TL'yc alıcı buldu. Müccvhcrlcnn
\v »ünnış parçıtlannın oklukça ilgi gördüğü arttırmada zümrüt vc
pırlantalı gerdanlık 150 milyona satılırken. Sultan II. Abdülhamid
tuğralı gümüş çay takımı 120 milyona alıcı buldu.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sağlık kuruluşlannın
dengesiz dağılımı nedeniyle.
sağlık göçünün yaşandığı Tür-
kiye'de, bu göçün geürdiği
maddi yük vatandaşın üzerin-
den alınıyor. Sağlık Bakanhğı'-
nca ulusal sağlık reformu çerçe-
vesinde hazırlanan bölge sağlık
idareleri yasa taslağında, yaşa-
dığı yörede tedavi edilemeyen
ve bir başka ildeki hastaneye
gitmek zorunda kalan vatanda-
şın yol, konaklama ve yemek
masraflan, bölge sağlık idarele-
ri tarafından karşılanacak.
Tasanyla. Türkiye 18 'iağlık
bölgesine aynlırken, her bölge-
de de, o bölgenin tüm sağlık
hizmejjerini koordine ve finan-
se etmekle yükümlü bir bölge
sağlık idaresinin kurulması ön-
görülüyor.
Tasanda, bölge sağlık idare-
lerinin birbirleriyle işbirliği yap-
ması gerektiği vurgulanırken,
bu çerçevede hasta ahşverişi ya-
pılabileceği de kaydediliyor.
Sağlık.Bakanhğı Sağlık Proje
Koordinasyon Kurulu yetkiİı-
lerinden alınan bilgiye göre, ta-
sanyla. bulunduğu bölgede ya-
şayan ve tedavisi o bölge sı-
rurlan içinde mümkün olma-
yan genel sağlık sigortası kap-
samındaki her vatandaş, yol,
konaklama ve yemek masrafı
yapmadan bir başka bölgede
tedavi görebilecek. Yetkililerin
verdiği bilgiye göre. Samsun'da
yaşayan bir vatandaş, eğer has-
talığının tedavisi için bölgesi
sınırlan dışmdaki bir başka ile
gitmesi gerekiyorsa. tedavi için
başvurduğu sosyal sağlık işlet-
mesinden rapor alacak. Bu ra-
porla tedavi göreceğı sosyal
sağlık işletmesine başvuracak
vatandaş, tedavisi süresince
yaptığı ulaşım. konaklama ve
yemek harcamalanru faturaü-
yacak ve geriye döndüğündö
bağlı olduğu bölge sağlık işletf
mesinden tahsil edecek.
Uyuşturucu saıııklaıılıesap veriyor
• Lucky S'deele geçirilen uyuşturucuyla ilgili olarak 15 kişi hak-
kında "Teşekkül halinde uyuşturucu madde kaçakçılığı" yap-
maktan 30'ar yıl hapis istemiyle İstanbul DGM'de dava açıldı.
• 14 ton uyuşturucu ile yakalanan Lucky S gemisinin kaptanı
Mustafa Çubuk, Umman Denizi'ndeki Astola adası yakınlann-
da uyuşturucuyu belgeleri imzalayarak teslim aldığını söyledi.
TAYFUNGÖNULLÜ
Akdeniz'in uluslararası sularında
"Luck> S" adlı gemivle 7 Ocak 1993'de
düzenlenen operasvonda ele geçirilen yak-
laşık 14 ton uyuşnırucunun sahiplerinden
olan Mardin'li Şehmuz Daş'ın. geminin
kaptanı Mustafa Çubuk'a. "PKK örgütün-
den kaçak militanları bile kendisinin besle-
diğini, zaten mahvolduğunu, ne pahasına
olursa obun bu işi sonuçlandıracağını" söy-
lediği öğrenildi.
Lucky S'dt' ele geçirilen uyuşturucuyla
ilgili olarak 1 ? kişi hakkında "Teşekk.iil ha-
linde uyuşturucu madde kaçakçılığı" yap-
maktan 30'ar > ıl hapis istemiyle İstanbul
DGM'de dava açıldı.
31 sayfalık iddianaınede. yargı kararla-
nyla aylar öncesinden dinlemeye alınan te-
lefonlann bant kayıtlarından alıntılann ol-
duğu görüldü. Ayrıca gemi mürettebatının
çoğunun Karaçi'den alınacak yükün türiinü
"yılan derisi" olarak bildikleri öğrenildi.
Lucky S'in kaptanı Mustafa Çubuk, Ka-
rachi'den Astola Adası (Imman Denizf-
nde küçük bir ada) açıklanna gitmesi emri-
ni aldıktan sonraki geüşmeleri şöyle anlan-
yor
"12 kasun günü Astola Adası'ndaki nok-
tada hazır olmam istendi. Belirtilen nokta-
da beklemeye başladım. Bu arada dikkati
çekmemek için ileriye, geriye dolaşmaya
başladım. Çünkü bu bölge askeri birliklere
yakın bir >er olduğu için şüphe uyandırabi-
lirdim. Ayın 12'sinde, parola verip gemiye
alacağımtz şahıs bir gün gecikme ile geldi.
Bu şahıs, parola olan şişeyi gosterince ge-
miye alındı. Şahsı getiren teknede gördüğü-
müz kadanyla silahlı 7- 8 kişi vardı...
1
'
Kaptan Çubuk, uyuşturucu teslimatını
ise şöyle anlatıyon
"21.12.1992 günü Astola yakınlanna
tekrar geldik. Lyusturucu burada yükle-
necekti. Gemideki şahsın uyuşturucuyu
alacağunız noktaya yavaş yavaş yaklas-
mamızı ve zaman zaman geminin ışıklannı
söndüriip yakmamızı istedi. Aniden çevre
güvenh'klerini almış motor içinde silahlı ki-
şüerle karşdaştık. Bu sırada büyük bir mo-
tor uyuşturucu maddeyi gerirmişti. Bizim
gemimizin y anına bordo edip gemileri birbi-
rine bağladılar. Lyuşturucu getiren gemi-
den silahlı 5 adam gemiye bindi. Bu arada
uyuşturucu maddenin sahibi olduğunu söy-
leyen Bizurg Hacı silahlı 2 konıması ile
yanıma geldi. Bana Arapça bir şey ler söyle-
di. Arapea bilmediğim için tcslimata ilişkin
kağıtlan gösterdi. Bu kağıtta uyuşturucu
miktan 11 bin 350 kilo esrar ve 2 bin 730
kilo da başka bir uyuşturucu olarak
yazılıydı. Bu belgeyi bana inualattı. Bu
şahıs, her haliyle 30 kişilik silahlı grubun
başkanı durumdaydı. Hemen bu bölgeden
aynlıp terilen talimat doğrultusunda lstan-
bul'a hareket ertik."
Ayrıca iddianamede, operasyondan 3
gün öncesinde bile, yükün Türkiye'de ne-
reye boşaltılacağının saptanamadığı anla-
şılıyor. Sanıkların uyuşturucuyu biran önce
Türkiye'ye getûmekten başka birşey dû-
şünmedikleri ve oldukça zor durumda ol-
duklan için de yeterli organizasyonu ya-
pamadıklan görülüyor.
Geminin yükünü boşaltabilecek uygun
bir yer bulabilmek amacıyla Abdurrahman
Çubuk. Halil Havar ve Aytaç Hatar'ın
Kas'ın (çağızlar Köyü'nde muhtar olan
Enver Pehli\an'la bir lokantada buluştuk-
ları belirriliy or. Halil Ha>ar'ın, Pehlivan'a
"Avrupa'dan otomobil parçası yüklü genü-
miz yola çıktı. Bu yükü bu koyda indirmek
istiyoruz" diye teklifte bulunduğu. ancak
Pehli>an'ın durumu araştırmak için zaman
Lstemesi üzerine yanıtı "olumsuz" olarak
değeriendirip buradan aynldıkları belirtili-
yor.
Gemiden indirilecek uyuşturucunun ka-
rayolu ile Nejat Daş'ın Karacabey'deki,
Halil Havar'ın da İzmit civarındaki çiftlik-
lerine depo edilmesinin ve aynı kişi tarafı-
ndan bir bölümünün yurtiçinde. önemli bir
bölümünün de karadan Hollanda'ya sevk
edilerek pazarlanmasının öngörüldüğü be-
ürtiliyor.
Özürlümüze artık
salıij) çıkacağız
A?>JKARA (Cumhurivet Büro- ıstihdamından soruml
Nükleer scmtrcdapedcdlı protesto
İstanbul Haber Servisi- Gelişmiş ülkeler
nükleer santrallardankurtulmayaçalışırken
Türkiye'de nükleer santral kurma girişimleri
cc\rccı gıuplann yoğun lepkısını çckmcyc
devam ediyor. Anti-Nükleerçalışmalan
arahlvM/ sürdürcn .urupların ulkc gcnclındc
bir araya gelerek oluşturduklan Nükleer
Karşıtı Platfonm, etkjnliklerini sürdürüyor.
Bu platform kapsamında dün Ortaköy'de,
"Nükleer Santrallara Hayır" standı kurula-
nık ım/a kampanyası sürdürüldü. "Ycşıl
Bisiklet" grubu da yaklaşık elli amatör bi-
sikletçiyle katıldığı imza kampanyasının
ardından anti-nükleer kampanya için Ru-
melihisan'na rjedal çevirdi.
(Fotoğraf: HAYRETTtNSAĞANAK)
. C ,
su) -Iş. eğitim. sağlık. sosyal hiz-
met alanlannda ve gunlük ya-
şamda özürlülerin önündeki
sınırlılıklann kaldınlması yolun-
da ilk somut adım atıldı. Sakatla-
n Koruma Milli Koordinasyon
Kurulu. özürlülere her alanda fır-
sat eşitliğı sağlamak ve onlan
toplumla bütünleştirmek ama-
cıyla, bir dizi eylem planı hazırla-
Özürlü vatandaşlann toplum-
la bütünleşmesi. frsat eşitliğinin
yaratılması. bağımsız olmalan ve
topluma etken bir şekilde katıi-
malannı sağlamak üzere hazırla-
nan eylem planlanndan tüm
kamu "kurum ve kuruluşlan ve
ünıversıteler de sorumlu olacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'nm koordinesindeki
Sakatlan Koruma Milli Koordi-
nasyon Kurulu tarafından hazır-
lanan eylem planı taslaklannda
özetle şu önlemlere yer veriliyor:
• Sakat ve eski hükümlü çalış-
tırma zorunluluğuna uymayan
işverenlerden. kişi başına her ay
asgari ücretin ikı katı para cezası
almması için gerek li yasal düzen-
leme yapılacak. Bu düzenlcmcde,
işverenlerden alınacak ceza para-
lannın sakatlann mesleğe yönel-
tilmelerinde. mesleki rehabilitas-
sorumlu tek ku-
rum haline getirilecek.
• Belirli bir oranm üzerinde
sakat istıhdam eden kurumlann,
kurumlar vergisinden muaf tu-
tulmalan için gerekli yasal dü-
zenlemeler yapılacak. İşyerinde
özürlü çahştıran girişimci ödül-
lendırilecek.
• Pilot bir bölgede rehabilitas-
yon merkezi acılacak.
• Ağır sakatlar için evde çalış-
tırma projeleri düzenlenecek.
• küçük yerleşimlerde, sakat-
lann isiihdamını kolaylaştıncı
yönde yerel yönetimlerin koru-
malı işyerleri kurmalan, koru-
malı işyerleri standartlanrun
hazırlanması sağlanacak.
• Özürlüyü normallerle kay-
naştırmak amacıyla, okulöncesi
eğitim yaygmlaştınlacak.
• Rekreasyon alanlan ile kitle
ulaşım araçlan ve kent merkezle-
rinde sakatlann kullammına iliş-
kin düzenlemeler gerçekleştirile-
cek.
• Hareket edemeyen sakatla-
nn evde bakımını sağlamak için,
doktor, hemşire ve sosyal hizmet
uzmanlanndan oluşan bir ekip
hizmet götürecek.
• Devletin işlettiği ulaşım hiz-
metlerinden sakatlann belirli in-
dirimlerle yararlanması sağlana-
yonlannda kullanılmak üzere İş cak. Haberleşme hızmetlerinde
vc Işçi Bulma Kurumu'na bırakı- sakatlara ındirim uygulanacak.
• Yükseköğrenime hak kazanan
sakatlar. yükseköğrcnim harcın-
lacak.
• Iş ve İşçi Bulma Kurumu,
devlet memuru olacak sakatlann dan muaf tutulacak.
Mustafa Kul
'Erzincan'a
4.6 trilyon
harcandı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - SHP Genel Sekre-
ter Yardıması, Erzincan Mil-
letvekili Mustafa Kul Erzin-
can için bir şey yapılmadığı
savlannm doğru olmadığını
belirterek. "Bugüne dek di-
ğer depremlerde yapılanlarla,
bu depremden sonra yaptlan-
lar karşılaştınlsın. Bir yılda 4
tnlyon 600 milyar harcandı"
dedi.
Erzincan depreminin ar-
dından yapılanlar ve ihaleler-
le ilgili savlar konusunda bir
açıklama yapan Kul kendisi-
ne yönelik savlan yalanladı.
Kul kendisine yönelik savlar-
da bulunan kişiler hakkında
tazminat davalan açacağım
söyledi. Erzincan depreminin
üzerinden bir yıl geçüğini ve
bu süre içinde Erzincan'ın ye-
niden kurulduğunu anlatan
Kul yapılanlar konusunda şu
bilgileri verdi:
"7269 sayılı yasaya göre,
deprem ve doğal afet olunca
devlet sadece ev yapıp verir-
di. Devletin eski depremler-
den vatandaşa 28 bin konut
borcu var. Erzincan'da bu
depremden önce Akbulut'un
başbakanlığı döneminde yı-
kılan evleri de biz yaptık.
Devletin işyeri yapma görevi
yoktu. Erzincan yasasmı çı-
kardık. İşyerlerini de afet
kapsamma aldık. 954 işyeri
yapılacak. 441 işyerinin ona-
nmı yapıldı. 28 bin 360 çadır
dağıûldı, 176bin23Obattani-
yedağıtıldı, ilk günlerde 3 bin
500 ton bedava kömür dağı-
tıldı. 990 ton hayvan yemi
dağıtıldı. Esnafa toplam 56.4
milyar lira verildi.."
Kul. 250 prefabrik konut,
650 prefabrik işyeri yapıldığı-
nı, programaalınan 4 bin 798
konuttan 3 bin 951 'inin de ta-
mamlandığını söyledi. Kul.
bu yıl için Dünya Bankası'-
ndan 285 milyon dolarlık bir
finansman sağlandığını belir-
terek bu kaynakla gerçekleş-
tinlecek işleri de şöyle anlattı:
"2 bin 190 konut daha ya-
pılacak. 75 yataklı devlet has-
tanesinin temelini gelecek
hafta atacağız . 100 yatakh
askeri hastane, 100 yataklı
SSK hastanesi yapılacak. Bu
yıl sonunda 1475 yatak kapa-
sitesine ulaşılacak. 1300 yeni
işyeri yapılacak. 8 okul, 184
öğretmen lojmanı, 1800 kişi-
lik öğrenci yurdu. 750 kişilik
spor salonu. otobüs termina-
li ile tüm kamu binalan bu
kaynaktan yapılacak.