26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
UUMHURIYET 1 MART1993 PAZARTESİ HABERLER v Anaf Ankara DGMie • Kültür Senisi-Ankara Biriik Tiyarosu'nun MaLsim Corkinın romanındın Bertolt Bredıt'in ovunlaştırdığı "Ana" ile ilgili olarak Samsun Cimhuriyet Savcıhğj Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne suç duyurusur.da bulundu. Ankara. İstanbul. İzmir ve Anadolu'ca 250 kez sahnelenec oyun için Samsun Sivcılığı soruşturma açmış, ancak 2845 sayılı kanunun 9'a maddesini jçerdiği gerekçesiyle "Ana"nın Dyunculannın Ankara DGM "de yargılanmalan istemiyle dosya DGM'ye gönderilmışti. Bunun üzerine talimatla Ankara Biriik Tiyatrosu oyunculannın ifadeleri alııidı. Fiyatro, "Pir Sultan Abdal" oyunuyla ilgili olarak da 60 mahkemede yargılanmış, bunlann 55'inde aklanmışü. Cezaevinde jnceleme• ANKARA (ANKA)-HEFtenistifa ettikten sonra bağımsız kalan Şırnak Milletvekili Mahmut Almak ile Muş Milletvekili Muzaffer Deniir, Nevşehir Cezaevinde inceleme yapacaklar. Alınak ve Demir, iki kişinin fıranndan sonra cezaevindeki mahkûmlara kötü muamele edildiği ve bütün haklannın alındığj yolundaki şikâyetlerden sonra Adalet Bakanı Seyfi Oktay dan cezaevinde inceleme yapmak için izin istediler. Oktay'ın izin vermesi üzerine Alınak ye Demir bugün cezaevinde inceleme yapmaya karar verdiler. Alınak ve Demir, incelemeleriyle ilgili bir rapor hazırlayarak TBMM Başkanlığfna sunacaklar. Erbakan eleştirdi • İZMİT (AA)-RP Genel Başkanı Necmetrin Erbakan, seçim sisteminde önerilen değişikliğin. partisinin iktidannı önlemeye yönelik olduğunu öne sürerek, "RP için barajı yükseltmeye kalkışan SHP ve DYP kendi barajlannda boğulacalardır" dedi. Partisinin Kocaeli II Kongresinde yapüğı konuşmada, l Kasım 1992 ara seçimlerinin RP ve Türkiye için dönüm noktası olduğunu söyleyen Erbakan, birinci parti konumuna gelen RP"nin iktidar olmasının, seçım sistemine hile kanştınlarak önlenmeye çalışıldığım öne sürdü. Akademisi tasansı •ANKARA (AA)-Türkiye Bilimler Akademisi'nin (TBA) kurulmasına ilişkin kanun tasansı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Merkezi Ankara'da olacak TBA, bilimsel, idari ve mali açıdan özerk olacak. Kuruluş ile Türkiye'deki araşüncı insan gücünün etkinleşürümesi amaçlanıyor. TBA"nın kurulmasına ilişkin kanun tasansma göre, akademi, Başbakan'a bağlı olacak. İHD'nin paneli • İSTANBUL (AA)-İnsan Haklan Derneği İstanbul Şubesince düzenlenen panelde, ILO sözleşmeleri, örgütlenme özgürlüğü. ulusal sorun ve işçi sınıfı konusu tartışıldı. Sepetçiler Kasn'ndaki panelde konuşanSHPeski milletvekili Hüsnü Okçuoglu, son 12-13 yıldaTürkiye'de insan haklan mücadelesi vermenin, üçüncü dünya savaşına girmekle eş anlamlı olduğunu söyledi. Tek Gıda-!ş Sendikası 1 nolu Şube Başkanı Hatice Görgü de, gelişmiş ülkelerin ifcri teknolojiyi kullanırken, artık kârlı olmayan ve ucuz emek gücüne dayanan sektörleri az gelişmiş ülkelere bıraküğını söyledi. İktidardönenH parti üyeleri • ANKARA (AA) - ANAP Genel Başkan Yardıması ErsinTaranoğlu. 20 Ekim 1991 tarihine kadar iktidar olduğu süre içerisinde ANAP'a üye olanlara pek itıbaretmediklenni belirterek "Esas partili, kredi yokken, ihale yokken, iktidar yokken opartiye üye olandır. Biz bundan sonra. onlara itibar göstereceğiz. herkes bilsin" dedi. Partisinin Mamak ilçe kongresinde bir konuşma yapan Taranoğlu, ANAP'lıIann 2 üniversite bitirecek kadar siyasi tecriibe birikimine sahip olduklannı, ifadeetti. İHD Elazığ Şube Başkanı ile doktorun kontrgerillaca öldürüldüğüileri sürûldü Can ile Kayatoprağaverildi• Altı gün önce kaçırı- lan ve cesetleri Tunceli yakınlannda bulunan IHD Elazığ Şube Başka- nı Metin Can ile Doktor Hasan Kaya'nın cenaze- leri binlerce kişinin katıl- dığı bir törenle toprağa verildi. Cenazeye katı- lanlar, 'Kahrolsun kontrgerilla. kahrolsun polis' sloganlan attılar. Haber Merkezi- Elazığ ve Tunceli'de gergin günler yaşa- nıyor. Altı gün önce kaçınlan ve önceki gün Tunceli yakınla- nnda öldürülmüş olarak bulu- nan İnsan Haklan Derneği Elazığ Şube Başkanı Avukat Metin Can ile Doktor Hasan Kaya, dün Elazığ"da binlerce kişinin katıldığı törenle toprağa verildiler. Cenaze töreninde sık sık "Kahrolsun kontgerilla". "Ka- til polis" sloganlan atıldı. Çevre il ve ilçelerden gönderilen gü- venlik güçleriyle geniş önlemin alındığı cenaze töreni olay&ız sona erdi. Avukat Can ile Doktor Ka- ya'nın cenazeleri önceki akşam Tunceli'den güvenlik güçleri ta- rafından Elazığ Devlet Hasta- nesi'ne getirildi. Önceki akşam- dan itibaren Elazığ'a giriş çıkışlar kontrol altında tutuldu. Cenazelerin bulunduğu hasta- ne de güvenlik güçlerince çem- Tabibler Birliğiheyetiengellendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elazığ İnsan Haklan Derneği Şube Başkanı Avukat Metin Can ile Doktor Hasan kay a'nın kay bolmalannı araştırmak iizere bölgeye gönderilen Türk Tabipler Birliği heyetinin, Can >e Kaya'nın ceserlerinin bulunduğunun bildirilmesi üzerine Tunceli've gitnıe talepleri. gih enlik güçleri tarafından reddedildi. Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Üyesi Doktor Metin Bakkalcı ile Adana ve Malaty a Tabip Odalan'ndan üyelerin yerakbğı 5 kişilik beyetin, Tunceli'} e girişinjn engellendiği öğrenikü. Yapılan engellemeye karşın. cesetterin buhnduğn Dinarsu köprüsü me> kiine gitmeyi başaran heyet, olay yerinde, "cesetlerin nerede öldühildüğünün tespitine ilişkin olarak" yeterli inceietnenin yapılmadığını gözlemledi. İzlenimlerini Cumhuriyet'e anlatan Bakkalcı, Elazığ-Tunceü karayohında 7 bölgede güvenlik güçleri tarafından sürekli olarak arama yapddığını belirterek, "Böige tamamen güvenlik güçleriran kontrolü alrmda. Cesetier, kimseye farkertirilmeden böylesi gözönünde bir yere nasıl getiriimiş anlamak mümkün değilT" dedi. Kaya ve Can'ın ilk otopsilerinin Tunceli'de gerçekleştirfldiğhıi kaydeden Bakkakı. bu otopsinin sonunda ötdürme olayının cesederin bulunmasından 15 saat önce gerçekleştiğfauı betiriendiğini söyledi. Bu saptamaya göre, Kaya va Can cuma gecesi saat 22.00 aralannda öldürülmüş. tlk otopsinin, adli tıp uzmanı olmaması nedeniyle, pratisyen hekimlerce gercekleştirildiğini betirten Bakkalcu bu nedenle Elazığ'da ikinci bir otopsiye gerek duyulduğunu, ikinci otopsi sonucunda da Kay a ve Can'ın öldflrülnieden önce işkence gördüklcrinin betiriendiğini, Kaya'nın başına sıkılan kurşunan da dtşan çtkmayarak, icerde kaldığının tespit edfldiğhribOdinU. ber aluna alındı. Cenazeler saat 12.30'da Yenicami'ye götürül- dü. Cenaze namazının ar- dından Asri Mezarlığa kadar yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı tören sırasında, "Katil polis", "Kahrolsunkontgerilla'V'Kür- distan faşizme mezar olacak", "Kahrolsun faşistler" slogan- lan atıldı. Büyük katıhm Can ve Kaya'nın cenazeleri- nin toprağa verilmesinin ardın- dan törene katılan grup sessizce dağıhrken, güvenlik güçlerinin herhangi bir müdahalede bu- lunmadığı görüldü. Cenaze törenine İHD Genel Başkanı Akm Birdal. SHP Tun- celi Milletvekili M. Sinan Yerli- kaya. Erzurum Milletvekili Ali tbrahim Tırtu, SHP İl Başkanı Gürsel Erol ve bazı partilerin il- çe başkanlan da katıldı. SHP Genel Sekreter Yardım- ası Mehmet Kerimoğlu. insan haklan savunuculanna karşı saldınlann arttığinı belirterek, "Metin Can ve Hasan Kaya'- nın son kurbanlar oimasmı in- sanlık adına diliyorum" dedi. Adana İHD, Özgûr-Der. Çağdaş Hukukçular Derneği temsilcilerince yapılan ortak açıklamada Metin Can ve Ha- san Kaya'nın kontgerilla tara- fından öldürüldüğü belirtildi. İşçi Partisi Genel Sekreteri Hasan Yalçm. Avukat Metin Can ile Doktor Hasan Kaya'- nın öldürülmesini "Özel terör politikasmın son halkası" ola- rak niteledi. Yalçın, devletin iş- lenen cinayetler karşısında kılı- nı kıpırdatmadığını bildirdi. Elazığ İHD Başkanı Av. Me- tin Can ile Hasan Kaya'nın öl- dürülmesini Samsun'da İHD, Eğit-Sen, Eğit-Der ve Tüm- Ray-Sen ile çok sayıda yurttaş, TBMM Başkanı, Başbakan ve Içişlen Bakanfna çektikleri telgraflarla kınadılar. IHD önünde toplanan kitle örgütleri ve sendikalann temsil- cileri yürüyerek PIT'nin Çiftlik Şubesi'ne giderek protesto telg- raflan çektiler. Izmir'de protesto Son cinayetler İzmir'de de kı- nandı. İHD Izmir Şubesi tara- fmdan yapılan açıklamada, de- mokratik kitle örgütlerinin bu olaylara sessiz kalmaması isten- di. Dün Pasaport Postanesi'n'- İçişleri Bakanlığına olayı kınayan telgraflar çeken İHD İzmir Şube yöneticileri insan haklan savunuculannın yürû- yüşünün devam edeceğini söyle- diter. Şımak'ta önceki gün aracı durdurularak öldürülen ömer Güvenın Anayasa Mah- kemesı tarafından kapatılan Sosyalist Parti il yöneticisi ol- duğu bildirildi. İşçi Partisi Ge- nel Sekreteri Hasan Yalçın yaptığı yazılı açıklamada SP Şı- rnak il yöneticisi ömer Güven ile arkadaşı Cemal özyurt'un otomobilleriyle Şımak'tân Ciz- re'ye giderken Kasnk Boğazı yakınlannda öldürüldüklerini, cinayeti işleyenlerin arabayı da yaküklannı söyledi. İHD İstanbul şubesi yönetim kurulu üyesi Eren Keskin, Can ve Kaya'nın öldürülmelerini protesto amacıyla eytem düzen- İeyeceklerini söyledi. Bugün İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yapacaklannı belir- ten Keskin. çarşamba günü de gözaltında kaybolmalar ve öl- dürülmelerle iİgili olarak valili- ğe dilekçe vereceklerini bildirdi. GÜNEYDOĞU'YA ÖZEL Batman'dahukukada 'tek kurşun' AYDIN ENGİN İstanbul'da bir avukat olsa- nız ve teröristlerle polis arasın- daki bir silahlı çatışmada malı zarar gören bir yurttaşın dava- sını alsanız ve tazminat talebi- nize, İstanbul Valiliği. "Zaten bu dava örgütle ılışkili avukat- larca j-ürütülmektedir" diye iti- raz ederse ne yaparsınız? Daha da önemlisi İstanbul'- da yaşayan bir yurttaş olarak. yukandakine benzer bir çatış- mada zarara uğradığınızda. hakkınızda verilmiş hiçbir hü- küm, bir yargı karan yokken, İçişleri Bakanlığı'nca yazılan ve "Bakan adına" ibaresini taşı- yan bir resmi yazıda "... zaten bu şahsın teröristlere yardım ve yataklık yaptığı idarece öteden beri bilinen bir husustur" denir- se ne yaparsınız? Tazminat isterseniz... Hele hele evinizin bitişiğinde başlayan ve süren ve yüksek tahrip gücü olan silahlann kul- lanıldığı çatışmada çoluk çocuk ölüm tehhkesi içinde şok geçır- diğiniz için manevi tazminat ta- lebinize valilikçe "... teröristler çevredeki köylüleri öldürürken hiç rahatsız olmayan bu şahsın yapılan operasyondan dolayı korktuğu iddiası ile tazminat is- temesi çok anlamsızdır" denir- se ne yaparsınız? Bütün bunlardan sonra Ana- yasa'yı elinize alıp 125. madde- de yazılı olan "İdare kendi ey- lem ve işlemlerinden doğan za- ran ödemekle yükümlüdür" cümlesini, ardından İdari Yar- gılama Usulü Yasası'ndaki "Hizmetin kusurlu işlenmemesi halinde dahi. kamu hizmetınin göriilmesi sırasında meydana gelen zarann. zararla idarenin eylemi arasmda illiyyet bağı bu- lunması koşuluyla tazmini ge- rekeceği, idare hukukunda yer alan objektif sorumluluk ilkesi- nin doğal sonucudur" hükmü- nü okursanız ne dersiniz? Sakın "Haydi canım sende, bir hukuk devletinde öyle saç- malık olmaz" diyebilirsiniz. Ama örneğın İstanbul'da değil de Güneydoğu ,\nadolu'da, ör- neğin Batman'da filan yaşıyor- sanız sakın böyle bir şey deme- yin ve sakm bir hukuk devletin- de yaşamanın güvencesine umut bağlamayın. BeşiriMe bir çatışma ve... En iyisi öyküyü aktarmak. Bir yıl önce,'15 Ocak 1992 günü Beşiri'nin Kaşüstü köyü- ne bağh Karataş mezrasında güvenlik güçleri ile beş PKK militanı arasında silahlı çatışma çıktı. Mezrada tütün deposu ve tahıl amban olarak kullanılan birbirine bitişik, biriketten ya- pılmış dört bölmeli binalarda kuşatılan PKK'lılar "teslim ol" çağnsına ateşle yanıt verince çatışma başladı ve beş PKK'lı ölü olarak ele geçirildiler. Ope- rasyon sırasında Nizamettin Onar, Medeni Onar ve Siraç Adlığ adlı köylülenn depolan da tümüyle tahrip oldu. Operasyonun ardından yü- rütülen soruşturmada Niza- mettin Onar ile Mcdcni Onar'ın PKK örgütü ile ü'şkileri olduğu anlaşıldı. Nizamettin Onar tutuklandı, kaçan Medeni Onar ise aranı- yor. Ancak çatışmada Siraç Âdlığ'ın da iki deposu tümüyle tahrip olmuştu ve depolarda 5 ton tütün ile buğday, fasulye, pirinç, soğan, şeker, yağ ve sa- bun gibi kışlık erzak ve 20 tane keci bulunmaktaydı. Kullanı- lan tahrip gücü yüksek silahlar- la bina tamamen çöktü. keçiler, tütünler ve kışhk erzak tümüyle telef oldu. Siraç Adlığ'ın PKK ile her- hangi bir ilişkisi bulunamadı ve bu, resmi soruşturma tutana- ğında da böyle yer aldı. Siraç Adlığ da Diyarbakır tdare Mahkemesi'nde uğradıgı zara- nn "tazmin edilmesi" için baş- vurdu. Buraya kadan Güneydoğu Anadolu'da "günlük vukuat- tan" sayıhyor ve "vaka-i adiye" kabul ediliyor. Ancak dava başvurusundan IMBâren olanlar ülkemizde, neydoğu için özel bir hukuk mu var?" diye sordurtacak kadar ilginç gelişti. Siraç Adlığ'ın savunmanlığı- nı üstlenen Avukat Sedat öze- vin, Beşiri Sulh Hukuk Mahke- mesi'ne başvurarak zarar tespi- tiistedi. Mahkemece tayin edilen ve Tütün Endüstri Mühendisi Fa- hrettin Ekmen'den oluşan üç bi- lirkişi, raporlannı verdiler. Buna göre "zayi olan tütünler" için 75 milyon 150 bin, >ikılan binalar için 30 milyon 91 bin 646 ve telef olan kışlık erzak için 2 milyon 655 bin liralık za- rar saptanmıştı. Siraç Adlığ buna ek olarak kimi kurşunlanarak, kirni çıkan yangında boğularak, kimi de çöken tavanm altmda ezilerek ölen 20 kecısi için de 15 milyon lira olmak üzere toplam 122 milyon 896 bin lira maddi ve 50 milyon lira da manevi tazminat talep etti. SÜRECEK Kürt Aydın İnkiy atifi'nce düzenlenen topianöda siytsi parti temsilcikri de görüşlerini açıkladı ( HAYR ANAK) Kürt Realitesini Tanımanın Gerekleri Toplantısı: Güneydoğu'da şiddet şiddeti doğuruyor lç Politika Servisi- " Kürt Realitesini Ta- nımanın Gerekleri" sempozyTimuna katı- lan siyasi parti temsilcileri, şiddetin şiddet doğurduğunu belirterek, Kürt sorunun çö- zümü için sivil toplum ve daha çok demok- rasiye ihtiyaç olduğunu savundular. Sempozyumda konuşan Ümit Fırat, top- laniıyı düzenleme amaçlannı açıklarken şöyle dedi: "Özellikle biz bu iki toplumun bir arada yaşaması halinde, ne tür bir anayasa ve mılli eğitim olması ge- rektiğini tartışıyoruz. Ayn bir federe devlet kurulması düşünülüyorsa, zaten bunlan tartışmaya gerek yok. Biz her çeşit şiddete karşıyız. 'Devletin kestiği parmak aamaz' sözü yanhştır. Kesilen parmak kim tarafın- dan kesilirse kesilsin acır." Prof. Mete Tuncav da sorunun federas- yon içinde çözülebileceğini savundu. Sem- pozyumun daha sonraki bölümünde Kürt sorunu üzerine siyasi parti temsilcileri ko- nuştu. Avukat Hasip Kaplan. Kürt soru- nuyla ilgili böylesi toplantılar düzenleme- nin çok yararh olduğunu belirterek, bun- dan sonraki toplantının 21 marttan önce li- derler seviyesinde Diyarbakır'da dûzenlen- mesini istedi. Cumhuriyetimizin temel ilkelerini yaşamı pahasına savunan UĞUR MUMCU'nun öldürülüşünü nefretle kınıyoruz. 50. YIL BESİM KADffiGAN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETMENLERİ VE ÇAUŞANLARI. MALTEPE-İST. Cumhuriyet ve demokrasi ilkelerinin şehidi UĞUR MUMCU "Vurulduk ey halkı unutma bizi" diyordun UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ MALATYA BAROSU AVUKATLAREVDAN Beyhun Pembeci, Hacer Uzun. Tansıı Turhan. Beyhan Cökuç, Fadime Yiğit, Cülfem Tekin. Sevim Çalışgan, N. Ergin Gökçe, Tümer Önen. Erdoğan Gftkbulut, Tuncav Uzun, Feridun Diyarbakırlı. Mahmuı Ali Kaşifoğlu, Erkan Emanac, Abdullah Nebioğlu, Oguz Tekin, Bedri Timur. Erol Tümer. Harun Özdemir. Erkal Gençaydın. Hasan Epik, Recep Korkmaz, Hayrettiıı Abacı. Rıza Çağlar. Nari Kiraz Muharrem Kılıç, Zeki Turhan, Fuat Karakuş. Ertürk Kotan. tzzet Llnsalan. BIZBİZE ERDAL ATABEK Makyavel'e Çağ Aöatmak... "...Hükümdar, insan ve hayvan yaradılışını kendinde toplar. Biri olmadan diğeri varlığını sürekli olarak kon> yamaz. Hayvanları örnek almaya gerek duyan hükümdar, tilki ile aslanın niteliklerini iyi bilmelidir. Çünkü, aslan tuzak- lara karşı, tilki ise kurtlara karşı kendini savunamaz. Şu halde, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için de aslan olmak gerekir. Sadece aslan olmakla yetinen- ler bir şey bilmiyor demektir. Sonuç olarak, ihtiyatlı bir hükümdar, kendisine zararı dokunuyorsa verdiği sözü tutmaz. Söz vermesini gerek- tirenşartlardeğişmişse, sözündedurmasınayine gerek yoktur. insanlar iyi olsalardı, bu davranış kötü olurdu. Ama insanlar kötü olduklarına ve onlar verdikleri sözde durmadıklarına göre. siz de verdiğiniz sözde durmak zorunda değilsiniz. Bir hükümdarın kurallara uymama- sının haklı nedenleri hiçbir zaman eksik olmaz..." Nikolo Makyavel, 1469 yılında Floransa'da doğmuş. Sonraki yıllardaRoransaCumhuriyeti'nde resmi görev- ler üstlenmiş, 1512 yılında da ünlü Medici ailesi göreve gelince siyasal hayattan çekilerek yazı yazmaya başla- mış. Ünlü yapıtı 'Hükümdar-ll principi' Lorenzo de Me- dici'ye sunulmuş bir 'yöneticinin elkitabı.' Bu kitapta öne sürülen görüşler, politika alanında 'Makyavelizm' ola- rak bilinen bir tutumun temeli olmuş. Bu da 'düşündüğü- nü saklamak, işine geleni söylemek. söz verip tutmama- yı meşru saymak, politikada her türlü ahlak kurahnı hiçe saymak' olarak kabul edilmiş. 'Amaç için her türlü aracı kullanmak'biçimindeözetlenen Makyavelizm kimilerine göre politik ahlaksızlık, kimilerine göre gerçekçilik sayıl- mış. Zaman zaman klasik yapıtları yeniden okumak pek yararh oluyor. Bu yakınlarda Hükümdar'a yeniden göz atınca, bu iş'tn ustası sayılan Makyavel'in kendi alanında bile epeyce yavan kaldığını düşündüm. Bu da onun ku- suru sayılmaz, çünkü aradan geçen beş yüz yılda ortaya çıkan yeni Makyaveller ne çağlar atladı. Bir kere Makyavel'in hayvanlara ilişkin kültürünün za- yıf olduğu hemen anlaşılıyor. Sadece tilki ile aslanın ör- nek alınması gerektiğini söylüyor ki pek yetersiz. Ayıları hiç tanımamış olmalı, üç değil üç yüz kere sıçrayan ba- şarılı çekirgelerden haberi bile yok, parmağı kapınca is- keleti bile kemiren piranhaları belki duymamış bile, so- lucanlara bakmamış, sürüngenleri tanımamış. O za- manın hükümdarları günümüzün hükümdarlarının ya- nında süt kuzusu kalır ki öyle tilkiyi bilmek, aslanı gör- mek, vız gelir tırıs gider. Sonra neymiş, hükümdar, eğer kendisine zararı doku- nuyorsa verdiği sözü tutmazmış. Bugünün hükümdarla- rı sadece kendine değil, yanındakine, şirket ortağına, kendisini destekleyene, oğluna, kızına, damadına, hem- şerisine... zararı dokunacaksözleri bile tutamaz. Yanlış- lık yapıp tutacak olursa hemen hizaya getirilir. Çağımız- da şaşılacak olan verilen sözün tutulmaması' değil, tu- tulmasıdır.' Öyle bir şey olursa hemen kuşkuya düşülüp 'aman, bir yanlışlık mı yaptık? Şimdi kabak gene başımı- za patlayacak' diye amansız korkulara düşülür. Makyavel bunlan nereden bilecek? Zamanında bilip bifeceği bir tek hükümdar. Şimdi öyle mi ya? Buralarda herkes hükümdar olmuş, kimin ne yapacağını nereden bileceksin? Siyasetin hükümdarları var, iş dünyasının hükümdarları var, sendikalann hükümdarları var, bası- nın hükümdarları var, üniversitenin hükümdarları var, sivilin hükümdarları var, askerin hükümdarları var, bili- nen hükümdarlar var, karanlık hükümdarlar var... Her bir hükümdarın hükmü var, hükümeti var, mührü var, parası var. Makyavel ne yapsın, hangisine yetişsin? Günümüzün hükümdarları Makyavel'e öyle bir çağ at- lattı ki kanımca politika sözlüklerinden Makyavelizm' sözcüğünü ya çıkarıp atmalı ya da o maddeyi yeniden -yeni ustalarına-yazdırmalı. Politika tarihine karşı birazayıp oluyor... Baskı altındaki hekim şerh düşecek Hekimlerişkenceye ortak olmakistemiyor ŞEBNEM GÜNGÖR ANKARA - Adh üp rapor- lannın gerçekleri yansıtmadığı yolundaki ıddıalann son yıl- larda giderek artması, adli tıp personelinin olmadığı yöreler- de bu hizmeti veren tabipleri rahatsız etti. Türk Tabipler Birliği'nce. tüm il sağlık mü- dürlükleri, devlet hastaneleri, sağlık ocaklan. cumhuriyet başsavcılıklan ile Sağlık ve Adalet Bakanhklan'na gönde- rilen bir yazıyla hekimlerden, bilirkişi olarak çağınldıklan durumlarda "doktorluk onu- runa yakışır" şekilde davran- malan istendi. Adli üp rapor- lannın haarlanmasında za- man zaman hekimlerin kolluk güçlerinin baskılanna maruz kaldıklan vurgulanan yazıda. "Bilirkişi sizsiniz, hekimsiniz ve hekim dışı hiç kimsenin bu konuda yeterli olup. ol- madığinızı belirlemesine ve size işinizi nasıl yapacağınızı dikte etmesine izin vermeyi- niz" denildi. 12 Şubat tarihli yazıda, he- kimlere. kendilerini baskı altın- da ya da yetersiz gördüklerin- de raporun altına, "bu vakayı adli yönden değerlendirmek için yeterli adli tıp formasyo- num yoktur, bu nedenle bilir- kişilikten çekilmemin kabulu- nü azederim" ya da "bu va- kanın adli tıp uzmanı bir he- kim tarafından değerlendiril- mesi uygundur" şerhini düşe- rek imza atmalan önerildi. Türk Tabipler Birliği. "Adli Tıp Kurumu'nun teşkilatının bulunmadığı yerlerde adli tıp hizmetlerinin hekimlerce yürü- tüldüğü ve hekimlerin bu yü- kümlülüğünün boyutlan konusunda belirsizlik olduğu" gerekçesiyle bir dizi çalışma başlatü. Biriik Başkanı Dr. Se- lim Ölçer. adli tıp hizmetleri- nin hukuki boyutlannın yeni- den değerlendireleceği, adli tıp hizmetlerinin hukuka uygun- luğunun hayata gecirileceğini ve adli tıp eğıtimi sertifikasyon programlannın geliştirileceği- ni bildirdi. UĞUR MUMCULARI KATLEDENLERİ IIVEFRETLE KINIYORUZ I Her sevinç yanm ; Her arzu kursağunızda kalıyor Bunca engel, Bunca baskı, i patlayacağız bir gün I Ama nerede I Ama nasıl J Ama mutlaka ASKİ KEÇİÖREN ŞUBEDEN BİR GRUP l§Çt Atatürk cumhuriyetinin, demokrasinin, laikliğin, ulusal bütünlüğün, insan haklannın yılmaz savunucusu UĞUR MUMClPya yapılan saldırıyı lanetle kınıyoruz. ANKARA BAHÇELİEVLER ORTAOKULU BİR GRUP ÖĞRETMEN VE ÇALIŞANLARl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle