Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"•IART1993PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
OjMHURryETTEN
«OJRLARA
OZCEN ACAR
Hurdacının Bulduğu Bomba
"Güvenlik" nedeniyle adını yazmayan bir okurum
•nektubunda önemli bir noktaya dikkati çekiyor:
"...yaklaşık 1.5-2sene önce Doğu da kazı yapan devlet
görevlısi üniversite hocalarının arabalanna konan bom-
ba sonucu DTCF arkeoloji yardımcı doçentı Metin Ak-
furt ve Hacettepe'den öğrencisi BahatUn Devam aynı
Vlumcunun akıbetine uğradılar..."
Okur soruyor:
"Acaba arabaya yerleştirilen bombanın türü incelen-
ii mi? Mumcu nunkiyle benzer mi? Acaba bu olayla ilgi-
I nasılbir çatışma yapıldı? Yakalananlar oldu mu?"
Okurun uyarısı üzerine ufak bir araştırma yaptim.
Prof. Hayat Erkanat başkanlığındakı bilim adamları
Mardin'in Nusaybin ilçesindeki Girnavaz höyüğünde ar-
teolojik kazı yapıyorlardı. 25 Eylül 1991 günü kazı heye-
6nin arabasınm altına konan bomba sonucu, iki genç
arkeolog ölmüş, Prof. Erkanat kurtulmuştu.
Güvenlik yetkililerinin incelemesinden sonra taşıt ye-
rel bir hurdacıya satılmıştı. Hurdacı arabayı deposuna
getirmişti. Hurdacı daha sonra aracı incelerken patla-
mamış ikinci bir bomba daha bulmuştu.
Işte, Türkiye'deki soruşturmaların nasıl yapıldığına
ilişkin tipik bir örnek...
Mumcu olayında da öyle olmadı mı? Aracın kontak
anahtarı Uğur'un cebıne gelişigüzel konmadı mı? Bir
meslektaşımız olay yerinde, arabanın kapıkolunu "anı"
diye alıp beraberinde Londra'ya kadar götürmedi mi?
Arabanın parçalan ife birlikte kanıtlar, çöpçülerin süpür-
geleriyle toplatılmadı mı?
• • •
8 şubatta bu köşede "TBMM Frankeştayn'ı soruştur-
malı" diye yazmıştık. Yazıda, Emeç, Dursun, Aksoy,
Üçofc ve Mumcu olayları ile Dr. Frankeştayn'ın yarattığı
Hizbullah canavarının TBMM'ce soruşturulması gerek-
tiğini şu sözlerle önermiştik:
"...fürk Parlamentosu'nu, Türk demokrasisinin gele-
ceği için, Türkiye de insan hakları için önemli bir göreve
çağırıyoruz.
...Söylentiler ve iddialar o düzeye ulaşmıştırki TBMM,
bu konuda bir 'Meclis araştırması' başlatmak zorunda-
dır."
TBMM, "göreve çağn"m\zı geçen hafta içinde ger-
çekfeştirdi. Parlamentoda temsil edilen tüm partilerin
verdiği "ortak önerge" benimsendi ve 12 milletvekilin-
den oluşan "Araştırma Komisyonu"kuruldu.
Dileriz ki "Araştırma Komisyonu" hiçbir siyasal etki
altında kalmaksızın Türkiye'de demokrasiyi ve insan
haklarınısarsantümterörcinayetlerinive "failimeçhul"
olayları araştırır.
Komisyon bununla da yetinmemelidir. Mardin'de ar-
keologların öldürülmesi olayında olduğu gibi ikinci
bombayı araç üzerinde bulamayacak kadar ihmal ve
beceriksizlik gösteren. Ankara'da Mumcu olayında da-
ğmıklığa ve istanbul'da basına haber sızdırarak katille-
rin kaçmasına neden olan yetkilileri kamuoyu önünde
sergilemeli ve haklarındayasal kovuşturmaortamını da
yaratmalıdır
Devlet olmanın ciddiyeti şu anda "Araştırma Komis-
yonu'nun 12 üyesinin vicdanlarınayüklenmiştir.
• • •
Bizde "Uğur Mumcu" olaytrvn aydınlatılması amacıy-
la tanınmış bazı hukukçulardan oluşan bir komisyon
kuruyoruz.
Komisyon, Mumcu olayı ile ilgili tum bulguları ve ka-
nıtfarı araştırarak yargıya ve TBMM Araştırma Komrs-
yonu'na yardımcı olmaya çalışacak.
Komisyon üyelerinin adlarını birkaç gün içinde açıkla-
yacağız. Amacımız, sadece Mumcunun katillerini bul-
mak değildir. Amacımız, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve
demokrasisinin temellerine ülke ıçinden ve dışından
kundak koymak isteyen kişi ve örgütlerin, hukukun ob-
jektif kurallarına bağlı olarak ortaya çıkarılmasıdır.
• • •
Uğur Mumcu öldürüldüğü sırada, ancak yaklaşık 200
bin kişi tarafından okunan bir yazardı. Oysa, öldürülme-
si üzerine Türkiye'de sokaklara ve meydanlara dökülen
insanların sayısı çoktan 20 milyonu geçti.
Ankara'da olay yerinde ve Cumhuriyet gazetesinin
önünde karanfiller her gün tazeleniyor ve yeni mumlar
yakıfıyor.
Bir Amerikan radyosunun Ortadoğu muhabiri olan bir
bayan gazeteci, görüşlerimi almak üzere iki hafta önce
ziyaretime geldiğinde şöyle diyordu:
"Ben Körfez savaşında Bağdat'taydım. Çeşitli kereler
Suüdi Arabistan ve Mısır'a gittim. Iran'a pek çok kez gi-
dip geldim. Daha önce Türkiye'ye hiç gelmemiştim.
Bana göre Türkiye de bu islam ülkelerinden farksızdı...
Mumcu olayı olunca Türkiye'ye gelmek istedim.
Haber müdürüm, "Oraya gidip ne yapacaksın? Türki-
ye de bir Müslüman ülke değil mi? Laiklik kaç yazar?
Deve Mısır'da da Kuveyt'te de aynı deve... Türkiye'deki
deve de aynı deve değil mi?' dedi.
Israrım üzerine kabul etti. Buraya geldiğimde gördüm
ki Türkiye'deki deve de ötekilerin aynısı... Ancak Tür-
kiye'de kadın-erkek, genç-yaşlı, kim olursa olsun insan-
ların laikliğe inancı; dünyanın hiçbir yerinde böylesi
görülmemiş... Mumcu olayı için insanlann neden soka-
ğa döküldüklerini önce haber mudürüme, sonra radyo-
yu dinleyenlere anlatmam çok güç... Ancak hiç kuşku-
suz bu farkı anlatmak benim için çok mutlu bir görev
olacak
~"
"Onbinler Mumcu için yazdı" sayfamıza yeni yazıla-
rın, yeni şiirlerin ve çizimlerin akışı sürüyor. Taze karan-
fil getirenler ve mumlar yakanlar, defterlere de yeni
düşünceler, yeni şiirler yazıyorlar.
Bu nedenle "Onbinler Mumcu için yazdı" sayfamızın
ikinci bölümünü bugünden itibaren yayımlamaya başlı-
yoruz.
Mutlu günler dileğiyle...
BAŞSAĞLIĞI
Oeğeıii arkadaşımız ve Yönetim Kurulu üyemiz,
EnsarÖğût'ûnBabası
ABDULLAH ÖĞÖT
vefat etmiştir.
Acısını yürekten paylaşır, Tanndan rahmet ve
yakınlarına başsağlığı dileriz.
ESENKENT
S.S. Esenyurt Esenevler
Konut Yapı Kooperatifleri Biriiği
'Kirlf taşıtınfaturasıkııllaııaııa• Otomotivde değiştirilen
standartla zaten "sıfır"
kilometrede büe havayı
kirleten araçtan üretici
değil, kullanan sorumJu
tutuluyor.
• Kavala Grubu Çevre
Teknolojileri Müdürü
Erdoğan Erkan, aracın
"sıfır" kilometrede havayı
kirlettiği birülkede,
egzozlanndan "kara
duman" çıkaran taşıtlara
milyonlarca Iira ceza
öngören tebliğler
çıkanlmasını
"Trajikomik" buluyor.
HÜRRtYET UYMAZ
Kavala Grubu Çevre Teknolo-
jileri Müdürü Erdoğan Erkan,
üretilen araçlann "sıfır" kilomet-
rede havayı kirlettiği bir ülkede,
egzozianndan "kara duman" çı-
karan taşıtlara milyonlarca Iira
ceza öngören tebliğler çıkanlma-
Cem'i Demiroğl
ERDOĞAN ERKAN
Yüzbaşılıktan çevreciliğe
1939 yıhnda İzmirde doğdu. 1%9'da, Ord. Tek. Ön. Yzb.
rütbesinde iken Silahlı Ktmetler'den a> nlarak özel sektörde görev
aldı. Ağır Bakım ve Ana Tamir Fabrikalannda, Vfotorhı Araçlar
veKaliteKonrrol Bölüm Amiıiiği>apti. 1959vılında ABDdeki
uzmanlık eğitimini takiben de Ordudonatım Ökulu'nda Motorlu
Taytlar öğretmenliği y aptı. Özel sektörde: Fiat Türk Traktör
Fabrikası Genel Bakım Şube Vlüdürü, Elektro-Dizel Motor
Sanayi ve Tiearet AJŞ. Merkez Senis Vlüdürü ve N.V. Turkse
Shell \lakina Mübemlislik Amiri görevlerinde bulundu.
1983-1991 >ıllan arasında, ABD ile çeşitli Avnıpa ülkelerinde,
"Otomotiv Emisyon Konfrol Teknolojisi" ve "Trafik Fenni
Muayene Hizmetleri" ile ilgili araştırmalar yaptı. eğih'm gördü.
Erkan. halen kav ala Gunıbu'nda "Çevre Teknolojileri \ lüdürij"
olarak çalışıyor.
sını "Trajikomik" buluyor. Er-
kan. yetkililere ""Önce bataklığı
kurutun. sonra topal sinek avlar-
sınız" çağnsında bulunuyor.
Türkiyede üretilen araçlann
egzoz emisyonlannı denetle>ecek
bir mekanizma olmadığına da
dikkat çeken Erkan, yürürlükten
kaldınlan standardın, otomotiv
sanayine sıfır kilometrede havayı
kirletmeyen araçlar üretme yû-
kümlülülûğü getirdigi için şim-
şekJeri üzerine çektiğini vurgulu-
yor. 1984 yılında hazırlanan TS
4236 sayılı standart değiştirilme-
miş olsaydı. otomotiv üreticileri
şu yükümlülügu yerine getirmek
zonında kalacaktı: "Fabrikalar-
da montaj hatundan çıkan 10 ta-
şıttan birinde, trafıkteki taşıtlann
da her 2 senede bir, trafik muaye-
ne istasyonlannda veya bu konu-
da yetki verilmiş özel bakım ser-
vis istasyonlannda çizelgedeki
emisyon sınır değerlerine uygun-
luk kontrolü yapılır Yapılan
muavene denetimlerinde de emis-
yon ümitlerine uymadığı sapta-
nan taşıtlar, uygun duruma geti-
rilinceye kadar trafikten alıkonu-
lur. Emisyonlan standarda uy-
gun bulunan taşıtlara. yetkililer-
ce bir etiket yapıştınbr. Ruhsat
için emisyon sınırlan montaj hat-
tındakı emisyon denetleme sınır-
lamalanyla alınacak muayene ve
görevlerin uygulama hazırlığı ve
sorumluluğu otomotiv sanayine
aıttir."
Aynı zamanda motor uzmanı
olan Erkan'la trafikteki taşıtlann
egzoz emisyonlan nın denetlen-
mesini öngören tebliğ ve değişti-
rilen standart üzenne konuştuk:
-Çevre Bakanlrğı, bir teHiğle
trafikteki tasıtların egzoz emis-
yonlarını denetim altında tutarak
egzoz kirliliğini önlemeye çalışı-
yor. Bu tebliğleri nasıl değeıiendi-
riyorsunuz?
ERKAN-Butebliğlerle sizkir-
liliğı önleyemezsiniz. Son tebliğ
"gözle görülür duman görürsen,
onu trafiğe sokma, eğer girerse
1.5 ile 37.5 milyon Iira ceza ver"
diyor. Bunun yüzde 100 uygulan-
dığını farzedin. yine egzoz kirliliği
6
AIarko
ileilişkiııı
yoktur'
• Cem'i Dcmiroğlu, Cerrah-
paşa Tıp Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Celal
Erçıkan'ın ileri sürdüğü
iddialann kamuoyunu
yanıltıcı nitelikte olduğunu
belirtti.
tstanbul Haber Servisi- İstan-
bul Üniversitesi Rekîörü Prof.
Dr. Cem'i Demiroğlu, Cerrah-
paşa Tıp Fakültesi öğretim üye-
lerinden Prof. Dr. Celal Erçı-
kan'ın ileri sürdüğü iddialann
kamuoyunu yanıltıcı nitelikte
olduğunu belirtti. Prof. Dr. De-
miroğlu, gazetemizde önceki
gün yayınlanan "Cem'i Demi-
roğlu'na istifa çağnsı" başlıklı
haber hakkmda yaptığı açıkla-
mada. Prof. Dr. Erçıkan'la ilgib
olarak devlet ihale ve harcama-
lanna aykın hareket etmesi ne-
deniyle soruşturma açıldığını ve
soruşturmanın halen devam et-
tiğini ifadeetti.
Demiroğlu'nun gazetemize
gönderdiği açıklama şöyle:
"Bir kişi veya kunımın hu-
kuk dışı davranması bö) le so-
yut bir ifade ile kanıtlanamaz.
Bu tür iddialann kanıtlanması
yargj karan ile olur. TÜIÜ Istan-
bul Üniversitesi öğretim üyeleri
veyöneticilenni suçlayar. bu tür
ifadeler hem İstanbul Üniversi-
tesi tüzel kişibği hem de öğretim
üyelerini yaralar ve buna da
kimsenin hakkı yoktur. Erçı-
kan'ın iddialannda sözünü etti-
ği Bitezikçi Çifthği Orman Fa-
kültesi'nin gelişme ve araştırma
alaru olarak tekrar tahsis edil-
miştir. Şahsım ve oğlum ile
Alarko arasında iddia edildiği
gibi hiçbir ilişki yoktur."
Bl RASISERA\ftK BÖLÜMÜ-Paçalan yukanya doğnı km-ünıış ve ellerindeki süpürgelerle sel basknuna karşı mücadele eden
öğrenciler... Sel baskınından fırsat buldukça, mesleki eğirimlerini yapan seramik öğrenciierinin doğal göriintükri bunlar.
GüzelSaııatku'daçhkintnmzjaralar
• Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri perişan. Sınıflannı sık sık su basar. En doğal ihtiyaçlannı
giderecek yerleri yok. Zamanîannın büyük bölümü. doğal afetlere karşı mücadeleyle geçiyor.
ZAFER AKNAR
68'lı yıUaruı. unlü sloganı" Savaşma Seviş'-
"\. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde tembellik
yapmak isteyen öğrenciler, "Sanatma Seviş'-
"e çevirerek söylerdi, eskiden. Marmara Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri.
çaresızlıkten de olsa bu nostaljik slogana ye-
niden sanldı: "Sanaıma Süpür" şeklinde de-
ğiştirerek. İşte size anlatacağımız bu hıkaye.
"Sanatma Süpür" sloganının hikayesi...
Herşey 1985yıbnda başladı. Güzel Sanat-
lar Fakültesi dağınık halde öğretimini sürdü-
ren bölümleri bir araya toplayarak, Aaba-
dem caddesindeki yeni binasına taşınıyordu.
Öğrenciler, derslerini tek bir binada yapma-
nın ve semtten semte taşınmaktan kurtulma-
nın sevinci içindeydi. ılk günlerde görülen
ufak tefek" aksakhklar" hiç göze batmadı.
Günler günleri, aylar aylan, yıllar yülan ko-
valadı. Yağmurgeldi güzel sanatlan bastı, so-
ğuk geldi, güzel sanatlann kınk pencerelerin-
den içeriye doldu. Sanat yapmayı bir tarafa
bırakan öğrenciler, zamanîannın büyük bö-
lümünü, doğal afetlere karşı mücadeleyle ge-
çirdi.
özetle, "Sabnn Sonu Selamettir" sözü, Gü-
zel Sanatlar fakültesinde sökmedi. Yedi yıl
boyunca 'selamet' gelmediği gibi. ufukta da
görünmedi. Çaresiz kalan öğrencıler çareyi.
okul koridorlanna dökülmekte buldu. Biz.
bu haklı isteklerle dolu olan göstenye tanıkbk
ettik. tşte size Marmara Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi'nden manzaralar:
Binanın dışandan göriinümü sizi aldatma-
sın. Gerçeği görmek istiyorsanız, içeri ginne-
lisiniz. Kapının girişinde, "Havuz Party" du-
yurusunu gördukten sonra, duyurunun ûze-
rindeki ok yönünde ilerleyıniz. Karşınıza se-
ramik bölümü gelecek. Seramikte paçalan
yukanya doğru kıvnlnuş ve ellerindeki sü-
pürgelerle sel baskınına karşı mücadele eden
öğrencileri görünce şaşırmayın. Sel baskının-
dan fırsat buldukça. mesleki eğitimlerini ya-
pan seramik öğrenciierinin doğal görüntüleri
bunlar. öğrencilerin bazüan sel sulanyla bo-
ğuşurken, bazılan da dizlerine kadar gelen
suyun içinde. çamura şekil vermeye çalışıyor.
Seramik smıfından biraz ilerideki sınıfın
özejbği -sıkı durun- bir duvannm eksik plma-
sı. Okul büyükleri burasının- yazlık oiarak
kullanılmasına lcarar vermiş, n.o-. < >• ••
Tekstil bölümünün tomalanpinzolmadı-
ğı için çabşmıyor. Derslikler toz içinde ve öğ-
renciler tesisat borulanyla birbkte kuramsal
derslerini görüyor. Sıra sayısı yetersiz olduğu
için de, öğrencıierdiğersınıflardan sırtlannda
sıra taşıyor. Bölümün tek yüksek lisans öğ-
rencisi ise Özlem. Kocaman ve yine toz-
duman içindeki sınıftaki biricik sırasına otu-
rarak gururla poz veriyor. Okulda tuvalet, la-
vabo ve yemekhane yok. 10 metrekarelik bir
alana sıkıştınlmış kantinin habni ise, bu yok-
luklar içensinde lükstür diye anlatmıyonız.
Evet; Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi'nde en doğal ihtiyaç olan, yemek.
içmek ve tuvalete gitmek gibi ihtiyaçlannıa
karşılayacak mekanlar yok. Yetkililer sa-
natçılığa özenen insanlan, belki de iyilik ol-
sun diye' bu fikirlerinden vazgeçirmeye çalışı-
yorlardır.
azalmış olmayacak. Çevre Ba-
kanlığı bu arada egzoz yergisi
topluyor. Dünyada böyle bir ver-
giyok.
-Başka ülkelerde bakım kontrol
adı altında bir vergi yok mu?
ERKAN- Var. ama onlar önce
bataklığı kurutmuşlar. Yetkililer.
üreücilere fabrika çıkışmda senin
arabandan şu limitlerin üzerinde
kidilik çıkmayacak, diyor. Egzoz
kirliliğine, sadece kükürt dioksit
çıkaran araç gözüyle bakmıyor,
araçlann karbon monoksit, azot
oksit. hidrokarbon ve kurşun da-
hil olmak üzere ağır metal çıkar-
dığını da görüyor. Bunlann hep-
sine ayn ayn limit koyuyor.
"Daha fabrika çıkışmda aradı-
ğım rakamlardır bunlar" diyor.
-Biz de var mı böyle bir dene-
tim?
ERKAN- Hayır. efendim im-
kanı var mı? 1984'de çıkardığı-
mız standartta, otomotiv sanayi-
ne fabrika çıkışmda havayı kirlet-
meyen araçlar üretme yükümlü-
lüğü getirmişük. Emisyon limit-
leri öylesine belirlenmişti ki, buna
uymak için üretıcıler araçlara ka-
talizör takmak zonında kalacak-
tı.
- Bu standarda otomotiv üretid-
lerinden ne tür tepkiler geldi?
ERKAN-'Standardı istemiş-
tiniz, buymn" dendi. işte o za-
man kıyametler koptu ve bu
standart uygulanmamak üzere
buzdolabına atıldı. "Efendim, bu
standan gerçekleri yansıtmıyor.
Otomotiv sanayimiz daha yeni
yeni palazlanmaya başlıyor, bu
uygulanırsa sanayimiz batar"
dendi. Standart aynı zamanda
kurşunsuz benzini de öngördüğü
için, kurşunsuz benzin yatınmı-
nın ülkeyi ekonomik açıdan için-
den kolay kolay çıkılamayacak
badirelere sürükleyeceği söylcn-
dı. Tabii, bunlann hiçbirisi gerçe-
ği yansıtmıyordu.
-Budeğişikhgeitirazedcnobna-
dımı?
ERKAN- TSE içinde bile dai-
reler birbirine düştü. TSE Maki-
ne Hazırlık Grubu Otomotiv
Özel Daimi Komitesi 12.8.1986'-
da Sümeyir Akçasu imzalı bir
yazıda "Uygulama olmadan re-
vizyon yapıbnasına prensip ola-
rak karşı çıkılmaktadır" dendi.
Başbakanhk Çevre Genel Müdü-
rü Muzaffer Evirgen, yeni stan-
dardı görünce, "Bunun revizyon-
la ilgisi yok, taşıtlarda Avnıpa
standartlanna uygun emisyon
kontrolünü sağlayacak katalizatör
lakılmak zorundadır" şekbnde
görüş bildirdi. Kendi başlanna
hazırladılar, ama bnrnı
1
YaptogV
mız değişiktiği irtceleyin' diyerek
TUBİTAKadaitettiler.
-Taşıtlann emisyon standart-
lan dünyada nasıl beürieniyor?
ERKAN- Dünya otomotiv sa-
nayinin ağababalan olan Gene-
ral Motors, Ford, Cryshler'e
ABD Çevre Bakanlığı(EPA)ta-
rafından 1970'de verilen talimat
şuydu: "Sizin ürettiğiniz arabala-
nnızm trafige çıkabilmesi için,
öngördüğümüz limitler şunlar-
dır. Siz, bu limitieri aşan kiriıHkte
bir araba çıkaracak olursanız,
ürettiğiniz her bir araba için 10
bin dolar dolar ceza vereceksi-
niz." 1.5-37.5 milyon Iira cezayı
benim Çevre Bakanlığım araba
kullanıcıya öngörüyor.
6
Once Çocuk' sonrayabırakıldı
İstanbul Haber Servisi- "Ön-
ce Çocuk"adlı açık oturumda.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'-
nde önceüğin çocuklarda olma-
dığı ortaya çıktı. Devlet Bakanı
ve Hükümet Sözcüsü Akın Gö-
nenÇocuk Hakları Sözleşmesi'-
nin gündemin yoğunluğu nede-
niyle TBMM'de onay lanamadı-
ğını söyledi.
Lluslararası Lions Yönetim
Çevresi tarafından Sheraton
Oteli Balo Salonu"nda düzenle-
nen "Önce Çocuk" konulu top-
lantının açılış konuşmasını ya-
pan Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Akın Gönen, Çocuk
Hakları Sözleşmesi'nin ve Ço-
cuk Mahkemeleri'nin kuruluş,
görev ve yargüama usulleri hak-
kındaki yasa tasansınuı yıl so-
nuna kadar yasallaşacağını
açıkladı. Çocuk Mahkemeleri-
nde yargılama yaşının 15'den
18'e çıkanldığmı hatırlatan Gö-
nen, çocuğun hafif suçlar nede-
niyle yargı önüne çıkanlmasının
ve hürriveti bağlayıcı cezaya
çarptınlmasınm da önleneceğini
bildirdi.
U,luslararası Lions Yönetim Çevresi tarafından
düzenlenen "Önce Çocuk" konulu toplantıda
konuşan Devlet Bakam Akın Gönen. Çocuk Haklan
Sözleşmesi'nin gündemin yoğunluğu nedeniyle
TBMM'de onaylanamadığını söyledi.Akın Gönen,
Çocuk Haklan Sözleşmesi'nin ve Çocuk
Mahkemeleri'nin kuruluş, görev ve yargılama
usulleri hakkındaki yasa tasansınm y;l sonuna kadar
yasallaşacağını açıkladı.
Konuşmasında, son on yılda
çocukla ilgili kavramların değiş-
tiğini anımsatan Prof. Dr. Esin
Konanç ise , hâlâ okula giden ve
ailesiyle bağını rümüyle kopar-
mamış sokak çocuklarına şimdi-
den ilgi gösterilmesiyle Tür-
kiye'nin Brezilya'ya benzemek-
ten kurtulacağını söyledi.
Düny anın artık çocuklan kunun
ve kuruluşlarla değil aile yanın-
da korumaya eğildiğini de belir-
ten Prof. Konanç, bu yöntemle
çocuğun devlete olan maliyetinin
de azaldığtnı savundu.
İstanbul'daki sokak çocuklan
hakkında bir çalışma yapan
Prof. Dr. Esin Küntay ise bu ço-
cuklan. kaçaklar. tiner ve bali
koklayanlar. hırsızlar, fahişeler
ve yankesiciler olarak beş grup-
ta topladı. Prof. Dr. Küntay, bu
çocuklarının yaşlarının 11-18
arasında değiştiğini, eğitim dü-
zeylerinin düşük olduğunu da
sözlerine ekledi.
"Önce Çocuk" toplantısına
katılacağı açıklanan Kadından
ve Sosyal Hizmctlerden Sorum-
lu Devlet Bakanı Türkân Akyol
katılmadı. Akyol'un yanı sıra İs-
tanbul Anakent Belediye Başka-
nı Nurettin Sözen de toplantıda
yer almadı. Sözen'inyerine Ana-
kent Belediyesi Genel Sekreteri
Tuğnıl Erkin bir konuşma yaptı.
Erkin. konuşmasında çocukla ra
yönelik çalışmalardan sözede-
rek, göç olgusunun çocuklan da
olumsuz yönde etkilediğini vur-
guladı.
Dekaıı yardımcısınaölüıııtehdidi
• Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekan Yardıması Doç. Dr.
Zerrirı Bayraktar'm odasını yeşil takkeli çember sakallı üç öğrenci bastı.
BÎLÎM VE
TEKNtK
AYLIK POPÜLER
DERGİ
my TT* jr r\ rrı J \ jr| T
TüRKIYE NIN
ENÇOK
CATHT
DERGİSİ
BÜTÜN
GAZETE
BAYILERINDE
TÜBİTAK
MART
SAYISI ÇIKTI
ALDINIZMI?
Çernobil... Dûnya'nın
Çekirdeği... Adı Dünyanın
Çevresine Yazdan Adara...
Japon Üniversiteleri...
Şizofroni... Görûnen
Göriinmeyefl E?ren...
Tipografık Teknoloji...
1 cm2
'de 3500 Sayfa...
Katalitik Konvertörler...
HerAy
Bilgisayar Klübü... Akhnıza
Takdanlar... Astronomi...
Bilim ve Teknik Klübü...
İşte Doğa... Elektronik
Çağı... Bilim Damlalan...
Zekâsayar... Satnmç
Dünyası...Bilimin Öocûlcri...
BİLİM n HLNIS Tûnoye Bimsei «e Tek* Afaşna Kunmuıui Aytk Popder Yayndı.
Y22S(raMfMİ:*a(«tBı*anN< ; : » Kavaktdere 06680 U n Tel •«53 00
İstanbul Haber Servisi-Yıldız Teknik Cnı-
versıtesı İnşaat Fakültesi Dekan Yardımcı-
sı Doç Dr. Zerrin Bayraktar'm odası-
nı yeşi! takkeli çember sakallı üç öğrenci
bastı. Uğur Mumcu'yu da öldürdüklerini
iddia eden öğrenciler Doç. Dr. Bayraktar"ı
ölümle tehdit etiler.
Doç. Dr. Zerrin Bayraktar 26 Şubat Cu-
ma günü üniversitede meydana gelen olayı
şöyle anlattı:
'"Saat 13.30 sıralarında yeşil takkeli çem-
ber sakallı üç kişj odama girdi. Vc sertçe
kapıyı kdpatlı. C'ç gençten ikisi Makına
Fakültesi öğrencisi diğeri de bizim üniver-
sitede ancak hangı fakültede olduğunu bil-
miyorum. Üç öğrenci saldırgan bir biçimde
bana 'Sizden hesap sormaya geldik. Arka-
daşımıza başörtüsü için hesap soramazsın.
Ona nasıl baskı yaparsın' dediler. İkisi ma-
samın önünde duruyordu. Diğer öğrenci
yanıma kadar geldi.
Ve onu itmek drumunda kaldım. Bir ta-
nesi duvarda asılı Uğur Mumcu fotoğ-
rafını görünce "'Uğur Mumcu'yu ben ökJür-
düm. Nc yapabildiler? Sizin gibilcr yaşama-
yacak. Türkiye'de düzeni dcğişlircceğiz"
gibi sözler etti. Daha sonra dışardaki sek-
reterlerin telefonlan üzerine dekan ve pp-
lisler geldi. Şikayetçi oldum. Karakola git-
tik. Zabıtlar tutuldu. Beşiktaş Emniyet
Amiri üç gencin terör şubesine gönderildi-
ğini söyledi."
Önümüzdeki günlerde bu üç öğrenci
aleyhine dava açacağını belirten Doç. Dr.
Bayraktar, "Bu kişilerin cczalandınlması
gerekiyor Yaptıklan terbiyesizük yanlan-
na kalmamalı. Akıllanna her geleni yapa-
mayacaklannı, bu ülkede devletin hükü-
metin olduğunu bilmclidirlcr" dcdi
PARTİZAN
I Bayrampaşa Cezaevi hrarının perde arVasını
firari Halıl Çakıroğlu anlattı
I "Sakıncalı piyade'lıkten "demokrasi şehitliği'De
8ıden yçlda Uğur Mumcu
en ışçilen oğretıyori
I Bir sendıkacının Kürdistan göztemleri
I Terör uzmanları PERU DEVRİMI YENİLMEZ!
BÜROLARIMIZDA VE KİTAPÇILARDA