01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/9 HABERLER 16 EYLÜL 1990 Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın cenazelerini almaya giden feribot, tekbirle uğurlandı -« J«- "1 "1 • • "1 asılarak ıdam ec Mezarlar bugün açılıyoröium Türkiye'de son 53 yılda 443 kişi asılarak idam edildi Sarayburnu'nda dün akşam kalabalık bir grup, Aydm Menderes Truva feribotuna binerken tekbir getirerek "Menderesler ölmez, meşalemiz Menderes" diye slogan attı. Başbakan Yıldmm Akbulut, Bursa'da gazetecilere "Mezarlara sahiplenmek isteyenlerin bazılannın kim olduğunu biliyorsunuz. Bunlara hakları yok. Biz DP'nin mirasçısı değiliz" dedi. Haber Merkezi — Adnan Men- deres, Fatin Ruştü Zorlu ve Ha- saa Poiatkan'ın tmraü Adası'n- daki mezarlan bugün açılıyor. Denizyollan'mn "Trnva" feribo- tu dün gece saat 22.00'de Saray- burnu'ndan îmralı'y a gitti. Aydın Menderes gemiye binmek Uzere is- kele alanına geldiğınde, bir grup tekbir getirerek "MenderesJer öl- mez", "Meşalemiz Menderes" di- ye bağırdı. Sarayburnu'ndaki uğurlama töreninde 2000'e yakın bir toplu- luk bulundu. Bunlann yakalann- da Menderes, Zorlu ve Polatkan'- ın üçü bir arada kokartlan yer al- dı. Uğurlama törenini DYP'lile- rin düzenlediği belirtildi. Zorlu'nun damadı ANAP ts- tanbul Milletvekili Hilmi Özen, torunu ve Rus asılh manken eşi is- keleye geldiğinde, karşüamada bulunan DYPTilerle selamlaşma- düar. DYP üyesi Saadetti» Blgiç, Mehmet Dülger ve partüiler Ay- dın Menderes geldiğinde bir ko- ridor oluşturdular. Menderes itiş kakış arasında gemiye binerken, sadece eliyle kalabalığı selamladı. Bu arada tekbir getiren ve slogan atanlara bazı DYPTilerin "tşte bu olmadı. Cenazeye gidenkrin arka- sından bu yapümaz" diye söylen- dikleri dikkati çekti. tmrab'ya, Istanbul Vilayeti'nin hazırladıği listeye göre çoğu mil- letvekili olan Yassıada'da yargı- lanmıç ,-ski Dl-'liler, aileler, ga- zetecilerolmak üzere 185 kişi git- ti. Aydın Menderes önceki akşam Ankara'dan tstanbul'a gelerek Maçka Oteli'ne yerleşti. Mende- res'i otelde DYP GİK üyeleri Dr. Miinif Islamoglu, Saadeıün Bil- giç ve lstanbul tl Başkanı Orhan Keçeli karşıladı. ANAP'lılardan karşılayan kimse olmadı. Ancak ANAP'ın genel başkan adaylann- dan Mesut Yılmaz ve milletvekili Bülent Akarcalı lobide bulunma- larına rağmen Aydın Menderes'- le karşılaşmadılar. Aydın Menderes dün anıt me- zara giderek son çahşmalan yerin- de gördü ve ilgililere teşekkür et- ti. Adnan Menderes'in eşi Berrin Mendcrcs'in yannki törene katd- mak uzere Ankara'dan geleceği bildirildi. Menderes'in, törenin son haf- tasında Cumhurbaşkam Turgnt özal'la da görüştüğü öğrenildi. özal, salı günü Menderes'i köş- ke çağırarak bir süre görüştü. Bir gun sonra Demirel, Menderes'i evinde ziyaret etti. Geçen perşem- be günü de tnöna, beraberinde Hikmet Çetin'le evlerine giderek Menderes'le görüştü. SHP'den törene Büyükşehir Belediye Baş- kanı Norettin Sözen de katılacak. Imralı'da üç siyasetçinin me- zarlannın açılması, kemiklerin toplanması, tabutlara yerleştiril- mesi, naaşların kefenlenmesi ve tören yapılması işlemi bugün 08.00-16.00 saatleri arasında ta- mamlanacak. Imralı'dakı törene hükümeti temsilen Adalet Baka- nı Oltan Sungurlu, Başbakanlık MOstesan Sabahattin Çakmakog- lu, Bursa Valisi, Mudan>a Kay- makamı, Belediye Başkanı, Jan- darma Alay Komutanı, Adalet Bakanlığı ve Diyanet tşleri Baş- kanüğj temsilcileri, Protokol Da- ire Başkanı, aile temsilcileri ve es- ki DP'liler bulunacak. Üç mezan getiren Truva feribo- tu yarın sabah 08.00'de adadan ayrılarak saat 11.45'te Saraybur- nu'nda olacak. Sahilyolu'ndan Aksaray Muratpaşa Camisi'ne geürilecek cenazeler için cenaze namazı kıhnacak. Devlet töreni- ne Cumhurbaşkam Özal, Başba- kan Akbulut, Bakanlar ve ANAP'h milletvekilleri ve resmi zevat katılacak. DYP îstanbul tl Başkanı Orhan Kecdi, naaşlann anıt mezara nak- li törenine katılmak üzere parti- sinin lstanbul 'daki 150 bin üye- sine duyuru yapıldığını açıkladı. DYP'li il başkanlannın da Uleri- ne ait sembolik topraklarla töre- ne katılacağını açıklayan Keçeli, Genel Başkan DemireFin yann saat O8.3O'da Istanbul'a geleceği- ni ve Osmanbey'e taşınan yeni il merkezinde bir süre istirahat et- tikten sonra cenaze namazının kı- lınacağı Muratpaşa Camisi'ne gi- derek anıt mezara kadar milletin arkasında yürüyeceğini duyurdu. Akbulut: DP'nin mirasçısı degiliz Başbakan Yıldınm Akbulnt, mezarlann nakillerinin iç politik malzeme yapümamasını isteyerek "biz DP'nin mirasçısı degffiz" de- di. Bursa'da gaiîtecilerle sohbet eden Başbakan, mezarlann nak- linin iç politika malzemesi yapıl- dığım öne sürerek, "BDDU sahip- lenmek isteyenlerden bazılannın kim olduğunu anlıyorsunuz. Bn- nn söylememe gerek yok. Sahip- lenmek için de bir haklan yok" dedi. Akbulut, Demokrat Parti'- nin Türkiye'de demokrasiyi ya- şatmak amacıyla ortaya çıktığını söyleyerek, "Nakil isi bir yarayı sarma meselesi. Biz de DP'nin mirasçısı filan değiliz. DP'nin mi- rascısıyız deyip de onlara 24 sene iktidarlan döneminde en ufak sa- mimi bir gayret ile haklannı iade etmeyenler şimdi kalkıp nasıl bu işi sahiplenmek isterler" diye sor- du. Cumhurbaşkam Turgnt Özal da Gemlik'teki boru fabrikasının temelini atarken mezarlann nak- li ile bir yaranın sarılacağını be- lirterek "Bunun tek sebebi iilke- mizde kardeşüği ve biriigi sag- lamaktır" dedi. 'lade-i itibar'tartısmasıAYŞE YTLD1RIM 27 Mayıs 1960 ihtilalinden son- ra anayasayı ihlal suçundan yar- gılanarak idam edilen Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın itibarlanmn Meclis karanyla iade edilerek anıt mezara nakledilmeleri, darbeler döneminde siyasi nedenlerle idam edilenlerin durumunun ne olaca- ğı sorununu yine gündeme getir- di. Hukukçular, olağanüstü dö- nemlerdeki yargılamalann "sa- kstiıgr'na dikkat çekerek karar- lann yeniden incelenmesini istedi- ler. Bazı hukukçular, Deniz Gez- mis gibi askeri dönemlerde idam edilenler için de Meclis'in iade-i itibar karan alabileceğini belirtti- ler. Bu arada, cenazelerin nakli- nin siyasi istismar konusu edilme- mesi görüşü de dile getirildi. Menderes-Zorlu-Polatkan'ın mezarlarımn nakli ve olağanüstü dönemlerde idam edilenlerin du- rumu konusunda hukukçular, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla- yarak şu görüşleri açıkladılar: Pr*f. Dr. ÇeUa Özek: "Bu konunun bütün 12 Eylül, 12 Mart gibi dönemlerdeki bütün yargıla- malar için gecerli olması lazım. Çünku onlar da yine olağanüstü dönemlerde, olağanüstü mahke- melerde, olağanüstü yöntemlerce verildi. Tabii gecerli olması için de karar ahnması gerekir, ama zaten Menderesler için verilen karar da hukuki değil siyasi bir karardır. ladei itibar diye verdiği bizim sis- temimizde yok ki. Ben bu olağa- nüstü dönemlerin olağanüstü mahkemelerinin, olağanüstü ka- rarlannın yeniden hukuksal baz- da, planda değerlendirüip incden- mesi geTekliliğine inamyorum. O dönemlerin ne kadar hukuk dışı olduğunun hukukçular tarafmdan saptanmasmdan yanayım. Hâlâ o dönemden olup da hapishanede yatanlar var. Onun yolu af. Dos- yalar yeniden incelenip bir af çı- kartılabilir. Cenazelerin nakli, hepsi siyasi istismar. O zaman Deniz Gezmiş de gelsin, Nâzım Hikmet de gel- sin. Nâzun Hikmet hakkında mahkûmiyet yok, bilmem ne yok vasiyeti olduğu halde adamın ce- nazesini getirmenin imkâru yok." Fr»f. Dr. Farak Eren: "la- dei itibar diye hukuki bir yol yok. Siyasi bir karar. Diğerlerine de teşmil edilip edilmemesi siyasi or- ganm verebileceği karara baglı, is- terse verebilirler tabii. Cenazele- rin getirilmesi politik bir takdir, o konuda bir şey söyleyemem ki." Pr*f. Dr. Salhl INtamezer: "TBMM tarafından bu konuda karar verilmiş, değil mi? Binaena- leyh, o konuda karar verdiği gi- bi, bu konuda da karar verebilir. Meclisin takdirine bağh, nasıl tak- dir ederse öyle olur. Cenazelerin naklini çok iyi karşıhyorum, isa- bet oldu." Av. T ı r g r t K a z u : "Benim görüşüme göre silahlı müdahale- lerin kendisi ile yargısıru aynı ke- feye koymak gerekir. Ben, her si- lahlı müdahalenin, 27 Mayıs'm da 12 Mart'ın da, 12 Eylül'ün de yar- gısım yargı saymıyorum. Hepsi aym, aym gecerlilikte düşünülme- si gerekir. Birisine saygı yani bi- risine sahip çıkanlann ya da biri- sine karşı çıkanlann, hepsine ay- nı duyariılıgı göstenneleri gerekir. Ciddi olmalan ve ciddiye ahnma- lan için. Nedir yapılan? '27 Ma- yıs'ın yargılamasını yargı saymıyornz' demektir bu. tyi de eğer ciddiysen ötekini de saya- mazsrn ki. Çünkü bunlar yargıla- ma değildir, yargı değüdir. Ancak böyle bakılabilir. Böyle bakılırsa tutarlı olursunuz. Kimler? Böyle bakanlar, hepsi için söylüyorum. 27 Mayıs'a baktıklan gibi diğer- lerine de bakmak zorundadırlar. Cenazelerin nakline bir şey diye- miyonım, hiç düşünmedim de." Hfcsanettla Cla«l*rak: (Menderes'in avukatı) "Ben o da- valann avukatlığım yaptığım için Yassıada'da olaylann taruğı sayı- lınm. İdam cezaları devletin işle- diği bir cinayetti ve öltim cezası nın telafisi de mürnkün değildir. tade-i itibar ve cenazelerin nakli bir milli özür dileme sayılabilir, bir de idam cezalanmn ne kadar nafıle ve çağ dışı kaldığını göste- ÇEVRE DÜZENLEME VE PROVA — Adnan Menderes, Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın naaşlannın getirilmesine bir giin kala Anıt Mezar'ın bulnndugu alanda dün de yogun bir çalışma ya- pıldı. Anıtın çevre düzenlemesi son haline getirilirken üst düzey yet- kililer de hazır bulandular. Lahitlerin konulduğu iç bölümde ise su- baylann gözetiminde askerler yann yapüacak törenin son provala- nnı yaptılar. (Fotofraf: Mnharrem Aydın) MİLLÎ BİRLİK KOMİTESİ ÜYESÎ HAYDAR TUIVÇKANAT 'DP'nin mirasına sahip çıkma çabası'ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) — Milli Birlik Komitesi üyesi Haydar lunçkanat, mezar nakilleri dolayısıyla yurütulen propaganda çaiışmalarım, "DP'nin mirasına sanip cıkma" çabası olarak niteledi. TUnçkanat yaptığı açıklamada, idam kararlanrun Yüksek Adalet Divam'nca oybirliği ile verüdiğini anımsatarak, "Üç kişi için, giderleri devlet biitçesinden karşılanarak. >-apüacak mezarlara nakiOerinin devlet töreni ile yapıiması"nın kararlastınldığını anımsatarak şöyle dedi: "Milli mnUbakat, haksızlığın gideriimesi, yaralann saniması gibi sloganlarla başlatilan siyasi propaganda kampanyasının altında yatan gerçek. DP'nin mirasına sahip çıkmakbr. ANAP ile DYP arasında uzun zamandır siiren miras kavgasının devlet töreni nedeniyle açıga çıkmış olması ba göriişn, hiçkimsenin inkâr edemeyeceği biçimde dgrulamaktadiT. 29 yıl sonra ölüler özerinden politik çıkar sağlamak amacıyla duzenlenen bu devlet töreni siyasi tarihimizde layık olduğu yeri alacaktır." "MiUet 27 Mayıs 1960 devrimini bıirük bir coskn Ue karşılamış ve onun anayasasuıı hiçbir zorlama olmadan onaylayarak meşruloğoBu da tescil etmiştir'' diyen Tbnçkanat, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkemizi dikta rejiminden kurtanp, ileri, çağdaş ve demokraük bir düzen getiren, 27 mayıs devrimine göniü vermiş Tiirk ulusn, devlet töreni adı altında sergilenccek olan politik çıkar ve miras kavgasını ibretle seyredecektir." rir. Bence bugün bütün demokrat düşüncede olanlar idam cezalan- mn kaldırılması için bir güçbirli- ği oluşturmalıyız. Bütün herkese bu çağnyı yapıyorum. Yargının bağımsızlığını, olağanüstü yargı yollanndan vazgeçilmesini, dar- belere son verilmesini bir düşün- ce faydası haline getirmeliyiz. Bu cenazelerin naldi bizde ortak duy- guyu oluşturmasmı diliyorum. Belki çıkanlması gereken tek so- nuç da bu. Yani bu adamlar ya- şasaydı Turkiye'nin hangi kamu düzeni sarsüabilirdi? tdam ceza- larından hiçbir sonuç almak mümkün değil. 30 sene sonra biz bugün, Menderes'in liderliğinde- ki partiyi yaşatıyoruz, hiçbir şey değişmedi." Prol. Bttleat Tmmürv "Anla- dığım kadanyla değişen şey me- zarlarıtun yeri, hukuki dunımla- n değil. Bunlar yine mahkflm, yi- ne hüküm giymişler, cezaları in- faz edilmiş. Mezarian yer değiş- tiriyor, bundan ibaret. Hukiki bir değişiklik görmüyorum ben bun- da. Aym şeyin Deniz Gezmiş vt arkadaşlanna uygulanması, bu bir politik tercih meselesidir. Ama diğer gençler için hükümetin böy- le bir şey yapacağını zannetmiyo- rum. Bence olağanüstü dönemler- de yapılan yargılamalann tümü- nün çürüklüğünü ortaya koymak gerekir. tnsanlann, ailelerin ölü- lerini diledikleri yere gömebilmek hakkı vardır. O bakımdan ben, cenaze naklini saygjyla karşüıyo- rum. Bu siyasi istismar konusu yapıhrsa, ölülerin sırtından poli- tik çıkarlar saglamaya çalışılırsa, aileler için de herkes için de kötü olur." Talat AMÜ (Menderes'in avu- katı) "Yüksek Adalet Divam, Yassıada'da muhakeme etmek için değil, mahkûm etmek için ku- rulmuş bir mahkemeydi. Mezar- lann nakli çok geç kalmış bir te- şebbüstur. Geç de kalınmış olsa, bugünkü güne gelinmesinden do- layı fevkalade memnunum ve bi- ze bir teselli kaynağı olmuştur." MehMet Ç«kgöl«r (Yassıada hâkimi) "lade-i itibar ve cenaze- lerin nakli milletin onuruyla pek uygun bulmuyorum. Milletin ço- ğunluğu o zamanlar kendisi ihti- lal yapU. Ordu araya girdi, bun- ları yargıladı. Mevanatımıza gö- re suçlu görüldüler. Bugün de bunlar yok sayılıyor. Bu yaşanmış olaylar yok sayılabilir mi? Bu ba- kımdan milletin onuruyla uygun bulmuyorum. Bir var, bir yok di- yor, nedir bu yani?" Doç.Dr. MefcMet All \y htan "Bir suçun kanunda mad- desi vardır; şu maddeyi işleyenler, şu cezaya çarptınlır diye. Ama ia- dei itibar etmeleri, suçlulann ki- siliği Ue ilgili bir meseledir. Yani 'her sncİD 146'dan mahkûm oldu, 3 kişi iadei itibar ediyorsa hepsi iadei itibar eder' diye bir kural yoktur. Ceza tayininde kişinin de durumu söz konusudur. Mende- res'in başbakan olması da ağırbk kazanabilir, kişisel vaziyeti de agjrlık kazanabilir. Kaldı ki hu- kuki bir karar değil, politik bir karar bu. Onun için hukuk da, bunu başkalanna da teşmin ede- lim olmaz. 3 kişiyle sımrlıdır. Ce- zada bir kişi vardır, onunfiüivar- dır ve bir de madde vardır. Şim- di o maddeden dolayı bu adam- lara, 3 kişiye iadei itibar etmeleri için bir karar alıyoruz, bütün bu maddeden olan herkes için iadei itibar şarttır gibi bir kural yoktur. Ceza kişiye verilmistir. Kişinin fı- ili vardır." Av. Hallt Çel«ak: "Bu ceza ister siyasal amaçlarla verilsin is- ter adi suçlar için verilsin, ben ölüm cezalarının tümüne karşı- yım. Ölüm cezalanmn tümden kaldınknasına taraftanm. Bu açı- dan, Menderes, Zorlu ve Polat- kan haklannda verilen ölüm ce- zalanm da doğru görmüyorum. Bunların infaz edilmiş olmasını kendi anlayışıma tamamen aykı- n buluyorum. Ancak bugün bu konu, bir politika konusu olarak ele ahnmış dunımdadır. Bu konu- da politik amaçlı bir tavir konul- muştur. Bu nedenle bu törenlerin içtenliğine inanmıyorum. Gerek ANAP'lüar, gerek DYP'liler eğer içten iseler, sarnimi iseler, o za- man tüm ölüm cezalannm karşı- sında olduklannı, Deniz Gezmiş, Hüseyin tnan ve Yusuf Aslan haklannda da 12 Eylül dönemin- de de verilmiş olan idam cezala- nmn tümden karşısında oldukla- nnı da açıklamalan gerekir. Bu- nu yapmadıkça, onlann içtenlik- lerine inanmak mümkün değildir. Bu, politik bir istismar konusu olarak ele alınmaktadır inancın- dayım. Deniz, Hüseyin ve Yusuf hak- lanndaki idam cezalan, o gün yü- rürlükte bulunan yasalara bile ay- kın olarak verilmistir. Eğer bu gençler, 12 Eylül döneminde bile yargılansalardı, yine haklannda ölüm cezası verilemezdi. Bu ne- denle, TBMM'ye 5 ay kadar ön- ce yaptığımız, bu idamların infa- zına ilişkin karann ortadan kal- dırılması yönündeki başvurumuz son derece haklı ve yerindedir. Meclisin bu başvurumuza ilişkin kararını ise hâlâ bekliyoruz." Döneme göre değişen görece bir kavram HIFZI VELDET VEIİDEPEOĞLU Ihtüal dönemlerinden sonra o dönemde mahkflm edilenlerin itibadarının iade edildikleri görülmüştür. Tarihte bunlara rasüanır. Fransız ihtilalinden önce tehlikeli sayılan ve önceden kralbk döneminde zaman zaman kaçmak zonında kalan Rousseau ve Voltaire gibi düşünürler, sonradan yüksek itibar kazanmışlar cesetleri Panteon kilisesinin aitıadaki büyük mezarhğa alayla yani törenle getirüip gömülraüşlerdir. Fransız ihtilalinin bir ürünü olan Napolyon Bonapart, 1815'te Waterloo'da yenildikten sonra ve geri gelen Fransız kralüğınca, yani o restorasyon döneminde hain sayılmjş. Kendisinin tngiiizler tarafmdaa tutsak edilip Saint Eüen adasma 7 yüa yakın sürgün edilraesi hoşgörülmüştü. Uzun süre orada kaldı. Aıadan yarım yüzyıla yakın bir zaman geçtikten sonra onun hibarı iade edilerek Paris'e getirildi ve kendisi için özel olarak yaptınlan anıtsal bir binaya gömüldü. Şimdi hâlâ orada yaüyor. Sovyet ihtilalinde de böyle durumlar görûldü. Stalin döneminde düzrnece mahkemelerie haksız yere mahkûm edilenlerin itibarlanmn iade edildiğini zaman zaman gazetelerde okuyonız. Bizde şimdi tutucu bir idare yönetim başındadır. Eğer Atatürkçj bir yönetim olsaydı, Bayar ve Menderes'in itibarlan sanıyonım ki iade edilemezdi. Çünkü gericilik ve Atatürk'ün eserlerini, daha Türkçe ezanın hemen kaldmlmasından ve Tûrkçe anayasanın yeniden Osmanlıca diline dOndürülmesinden, Halkevlerinin kapatılmasından, yani Atatürk'ün ilerici eserlerinin birer birer yok edilmesinden sonra gericilik aldı yürüdü ve günümüzde doruk noktasına ulaştı. Böyle olunca, Atatürkçü bir yönetim tarafından itibarlan iade olunaroayan hükümlülerin, tutucu bir idare tarafından benimsenerek itibarlanmn iade edilmesinin günümüz koşullannda doğal bulunması gerekir. Biliyorsunuz ki 12 Eylül döneminde Celal Bayar da devlet töreniyle gömülmüş ve böylece 12 Eylül yönetimi, onun görüşünün aynı doğrultusunda olduğunu göstermişü. Demek ki hükümlülerin itibarlanmn iade edilmesi zamana ve döneme göre değişen görece bir kavramdır. Deniz Gezmiş ve arkadaşlan, iîerici bir yönetim olsaydı biraz önce söylediğim sözlerin paraleJinde bugün onlann da itibarlan iade edilirdi. Gerekir de ama bu yönetim, bu tutucu yönetim bunu yapmaz. Nâzırn Hikmet'in jiırlerini bile yasaklayan bu yönetim bunu yapmaz. cezasının soğuk yüzüDünyada halen 85 ülkenin fıilen uygulamadığı idam cezası, Turkiye'nin aralarında bulunduğu büyük çoğunluğu geri kalmış 95 ülkede uygulamyor. Türkiye'de 50'si 12 Eylül sonrasmda olmak üzere son 53 yılda 443 kişi idam edildi. TBMM'de şu anda haklanndaki kararlar kesinleşen 291 idam hükümlüsünün dosyası onay bekliyor. Anayasa dahil yasalarda çoğunluğu idam cezası verilecek suçları içeren 64 madde bulunuyor. 12 Eylül döneminde açılan davalarda yargılanan sanıklardan 7 bini için idam cezası isteminde bulunuldu. Bunlardan yaklaşık 500'ü bu cezaya çarptınldı. TURAN YILMAZ ANKARA — "Yaşam hakkma doğnıdan saldın içeren çağdışı bir ceza" olarak nitelenerek kaldınl- masına çalışılan idam cezaları, Menderes-Zorlu ve Polatkan'ın iti- barlanmn iade edilip, mezarları- mn nakline karar verilmesiyle bir- likte yeniden gündeme geldi. Dün- yada halen 85 ülkenin fıilen uygu- lamadığı bu ceza, Türkiye'nin ara- lannda bulunduğu, büyük çoğun- luğu geri kalmış 95 ülkede uygu- lamyor. Bu konuda "rekor" sayılabilecek idam infazlanrun ya- şandığı Türkiye'de 50*si 12 Eylül sonrasmda olmak üzere, son 53 yıl içinde 443 kişi asılarak idam edil- di. Adalet Bakanlığı ve Genelkur- may Başkanhğı'nın verilerine gö- re 1937 yüından bu yana, Türki- ye'de aldıkları cezalar nedeniyle asılarak idam edilen 443 kişinin önemli bölümünü siyasi dava sa- nıkları olusturdu. Adalet Bakan- lığı yetkililerinin verdiği bilgiye gö- re de Türkiye'de gerçekleştirilen idamların büyük bölümü, "Taa- müden adam öldürme, birden çok adam öldürme, kan gutme saikiy- le adam öldürme, teşekkül halin- de yurtdışına uyuştunıcu madde ihraç etrae, anayasanın tamamını veya bir kısmını tağyir ve tebdil ve- ya ilgaya teşebbüs etme" gibi suç- ların cezalandırılması için infaz edildi. TBMM Adalet Komisyonu'nda halen, 291 idam hukümlüsüne ait 192 dosyamn infaz için verilecek "onay"ı beklediği bildirildi. Bu idam hükümlülerinden, 28'inin sağ görüşlü, 150"sinin sol görüş- lü, 109'unun adli suç sanığı, 4'ünün de Filistınli sanıklar ol- duklan kaydedildi. Bekleyen bu idamlara bir çözüm bulmak ama- cıyla hazırlanan anayasa ve yasa değişiklik tasanlan ise aradan ge- çen süreye karşın henüz bir geliş- me kaydetmedi. Halen Adalet ve Anayasa Komisyonları'nda oluş- turulan ait komisyonlarda ıncelen- meye devam edildikleri bildirilen bu tasanlar ile TBMM'nin "onay" verme yetkisi ortadan kaldınlıyor ve mahkemeierce verilerek kesin- leşen idamlar konusunda, bu ce- 12 Mart ve 12 Eylül'de idam edilenler ANKARA (Cnmhoriyet Börosu) — Türkiye'de günceUiğini koruyan idam infazlan arasında, 12 Eylül dönemi idamlanmn yani sıra, 27 Mayıs Devrimi'nin ardından DP liderleri Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkani uı idamlan, 1963'te darbe giriçi- minde bulunan Albay Talat Ayde- mir ve Binbaşı Fethi Gürcan'ın idamlan ile 12 Mart sonrasmda Deniz Gezmiş, Hüseyin tnan ve Yusuf Aslan'ın idamlan yer aldı. 12 Eylül sonrası yargılamalaıda idama mahkûm edilerek haklann- daki ceza 12 Eylül 1980 Ue 6 Ara- hk 1984 tarihleri arasında gerçek- leştirilen sağ ve sol görüşlü 28 ki- şinin adları ve infaz tarihleri şöy- le: Mustafa Pehüvanlı (8 Ekim 1980), Necdet Adalı (8 Ekim (1980), 9erdar Soyergin (26 Ekim 1980), Erdal Eren (13 Aralık 1980), Cevdet Karakaş (2 Haziran 1981), Veysel Güney (10 Haziran 1981), Ahmet Şener (25 Haziran 1981), Kadir Tandoğan (25 Hazi- ran 1981), Mustafa Özenç (20 Ağustos 1981), İsmet Şahin (20 Ağustos 1981), Seyit Konuk (13 Mart 1982), tbrahim Ethem Coş- kun (13 Mart 1982), Necati Var- dar (13 Mart 1982), Fikret Ankan (27 Mart 1982), Cengiz Baktemur (1 Mayıs 1982), Ali Bulent Özkan (13 Ağustos 1982), Ali Aktaş (Ağ- taş) (23 Ocak 1983), Ramazan Yu- kangöz (29 Ocak 1983), Levon Ekmekjiyan (29 Ocak 1983), Ah- met Kerse (30 Ocak 1983), Fatih Laçingil (24 Şubat 1983), Selçuk Duracık (5 Haziran 1983), Haiil Esendağ (5 Haziran 1983), llyas Has (7 Ekim 1984), Hıdır Aslan (25 Ekim 1984). Menderes, Zorlu ve Polatkan'- ın 17 eylülde devlet töreni ile me- zarlarımn nakledilmesine ilişkin karar ve her üçunün de itibarlan- mn iade edilmesi, özellikle 12 Mart ve 12 Eylül idamlannı da tartışma gündemine getirdi. Bu dönemlerde idam edilenlerin avu- katlan, "12 Mart ve 12 Eylül'de olnşturulan sıkıyönetim mahke- melerince verilen idam kararlan- nın da iptal edümeterini, infan ya- pılaııların itibarlanmn iade edil- mesi gerektigini" soylediler. zanın infaz edilmemesinin istene- ceği son başvuru orgaruna dönüş- türülüyor. TBMM'de bekleyen idamların, 2 yıl görüşülmemeleri halinde oto- matikmen ömür boyu hapse dö- nüşmelerini de öngören bu tasa- nlarla, daha sonra bu konuda ya- pılacak başvurular için, iki yıl içinde ele abnmamalan halinde otomatikmen onaylanmış sayıla- rak, infaz edilmeleri olanağı sağ- lanryor. Bu değişiklikler hukukçu- lar tarafından, "idam cezalanmn infazuıın kolaylaşbnldıgı" gerek- çesiyle tepkiyle karşılandı. Anayasa dahil Türkiye'de haleR yürürlükte bulunan çeşitli yasala- nn 64 maddesinde idam sözcüğü geçiyor. Bunların çok küçük bir miktan idam cezanın tanımını ve infazın nasıl yapüacağım belirler- ken, geriye kalan büyük bölümü ise idam cezası verilecek suçları içeriyor. Anayasanın 87. maddesi, idam cezasının infazının TBMM'nin onayını gerektirdiği hükmüne yer verirken TCK'nın da toplam 35 maddesinde idam sozcüğüne yer veriliyor. Bu maddelerin 29'unda idam cezası verilecek suçlar belir- tiliyor, 6'sında ise idam cezasına ilişkin tanım ve açıklamalar yapı- lıyor. Adalet Bakanlığı'nca hazrr- lanaa, ancak TBMM'ye sunulma- sına karşın bugüne kadar hiçbir olumlu gelişme kaydetmeyen bir tasarı ile bu 29 maddeden 13'ündeki idam cezalannm ömür boyu hapse dönüştürülmesi öngö- rülenTCK'da, halen idam sözcü- ğü geçen maddeler şunlar: "11, 12, 50, 54, 55, 59, 70, 125, 126,127, «9, 131,132, 133, 136, 137, 141,146,147, 149,152,156, 217, 285, 2S6, 403, 406, 407, 418, 439, 450, 451 ve 463." Cezaların tnfazı Hakkındaki Kanun'un 2. ve 3. maddelerinde de idam cezalanmn nasıl infaz edileceğine ilişkin açıklamalara yer verilirken, 2 sayılı Hıyaneti Va- taniye Kanunu'nun 1. ve 2. mad- delerinde de idam cezası içeren suçlara yer verildi. Buna göre, TBMM'yi ve cumhuriyetin temel nizamlanm yıkmaya vönelik isyan ya da bu yönde faaliyet gösteren- ler idam cezası ile cezalandınla- cak. 1918 sayılı Kaçakcılığın Men ve Takibi Hakkındaki Kanun'un 30. maddesi ölüm cezası hükmü- nü içerirken, Askeri Ceza Yasası 1 nın da 23 maddesinde idam söz- cüğü geçiyor. Söz konusu yasanın bu maddelerinin bazılannda idam cezasımn tanırm ve bu konudaki açıklamalar yer alırken, büyük bölümünde de yine idam cezası içeren suçlar belirtiliyor. Bu mad- deler ise şunlar: •% 54,56, 58, 59,60,62,63,69, 70, 75, 79, 80. 89, 91,94, 97,101, 126, 127 ve 136." Türkiye'deki ve yurtdışındaki hukuk ve insan haklan kunıluş- lannın belirlemelerine göre, 12 Ey- lül sonrasmda açılan yaklaşık 2 bin siyasi davada, 7 bine yakın sa- nık için idam isteminde bulunul- du. Ancak bu idam istemlerinden ancak 500'e yakını askeri mahke- meierce yerinde bulunarak, sanık- lar bu cezaya çarptınldı. Ortaya çıkan bu tablo, hukukçular tara- fından kuşku ve endişe ile karşı- landı. Bu davalarda idam istemiy- le yargılanan sanık rekoru ise Dev- Yol, Dev-Sol, PKK, THKP/C, TKP/ML, TDKP, KAWA, MHP ve ülkücü kuruluşlar, Kurtuluş, DİSK, MLSPB davalanna ait. Bu açıdan çok çarpıcı sonuçlar da or- taya çıktı. Fatsa Dev-Yol davasının iddia- namesinde, yargılanan 854 sanık- tan 341'nin idamı istendi. Esas hakkında mütalaada bu sayı 116'ya düşerken askeri mahkeme sadece 8 sanığı idam cezasına çarptırdı. Ankara'da görülen MHP davasında da yargılanan 770 sanıktan 220'si için idam is- teminde bulunuldu, yargüama so- nunda yalnız 19 sanık bu cezaya çarptınldı. Ana Dev-Yol davasın- da yargılanan 800'ü aşkın sanık- tan da 205'i için idam istendi, as- keri mahkeme ise sadece 6 sanığ) idama çarptırdı. İdamlar konusunda en etkili gi- rişim ise Ankara Bağimsız Millet- vekili Kâmil Ateşognllan tarafın- dan yapıldı. Ateşoğullan, SHP Milletvekili iken TBMM Başkan- lığı'na verdiği yasa önerisinde, "Bireyden daha güçlü olan devle- tin cinayet işlememesi gerekir. Ölüm cezası öç almadır. Öç alma, ilkel. çağdışı bir duygudur" diye- rek ölüm cezasının yasalardan tü- müyle çıkanlmasını istedi. Ancak, bu öneri, bugüne kadar hiçbir iş- lem görmedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle