Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 PAZAR YAZILARI 16 EYLÜL 1990
New York'tan
Sansüre uğrayan
eserler sergisiÇeşitli sergilerde, sansüre uğrayan sanat
eserlerini toplayan yeni bir sergi açıldı.
Michelangeîo'nun 'David'i ya da Boticelli'nin
'Venüs'ü yanında, bugün 'asayişin sansürüne'
uğrayan parçalann 'açık saçık' olduğunu
söylemek zor..
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK — Amerikan
Kongresi'nin bütçesinden sanatın
desteklenmesi için sanat projele-
rine maddi destek sağlayan The
National Endovvment of Arts'ın
"sansur" uygulaması uzun bir sü-
redir Amerikan sanat dünyasını
meşgul eden en önemli konu. Sa-
natçılann yoğun çabalannın so-
nucunda geçen hafta içinde ABD
Devlet Başkanı Bush tarafından
oluştunılan sanat komitesi The
National Endowment of Arts'a
birtakım önerilerde bulundu.
önerilere göre vakıf bundan böyle
maddi destek sağladığı sanatçıdan
"muzır sanat" yapmama sözü al-
mayacak, projelerin seçiminde
"nranriık" kıstas olmayacak, pa-
ra konusunda vakfın başkanı son
sözü söyleyecek. Bu öneriler uzun
süredir "mnzır" olarak değerlen-
dirilip sansüre ugradıklan için
maddi destek alamayan sanatçı-
lann yüreğine bir parça su serp-
ti.
Vakfın "muar" kategorisi al-
tında sansür yaptığı pek çok sa-
natçı ve arkadaşlan birkaç yıldır
bu uygulamalara karşı ülke çapın-
da çeşitli sanat sergileriyle kam
panyalannı sürdürüyorlar. Son
olarak Baltimore'da Bau gale-
risinde yeni açılan bir sergi, Orta
Atlantik bölgesi içinde çeşitli ser-
gilerde sansüre uğrayan eserleri
bir araya topladı. Michelangeîo'-
nun 'Dhmd'i ya da Botticelli'nin
"VeBüs"ü yanında bugün "asa-
yişin sansürüne" uğrayan parça-
lann "açık saçık" olduğunu söy-
lemek zor.
Sergide okul yetkilüerince do-
laba kilitlenen bir çıplak adam
tablosu, Alexandria'da çocuğu-
nun çıplak fotoğraflannı çekerek
Zigetvar'dan
Török'ler
bir eylül
günü...
GÜRHAN TÜMER
Zigetvar, Paris gibi Londra gi-
bi Viyana gibi akın akın turist gö-
ren bir yer değil. Hele bizimkiler
arasında, orayı görmek için yanıp
tutuşanların sayısı, bilmem ama
sarurım sıfıra yakın. Bense onlar-
dan değilirn besbelli, iş edindim,
hedef edindim kendime, indim
Macaristan'ın güneyine, kalktım
gittim Zigetvar'a.
Osmaolı - Macar tarihinde, tıp-
kı Budin gibi Mohaç gibi Ester-
gon gibi çok önemli bir yeri olan,
büyük, kanlı savaşlar ve Muhte-
şem Kanuni Sultan Süleyman'ın
ölümünü görmüş olan Zigetvar,
artık şimdi sessiz, dingin, postmo-
dern yapılarla, süpermarketlerle
süslü, fazla kalabalık, fazla hare-
ketli olmayan bir yerleşme.
Bir müzeye girdik. Müzede
kentin tarihi anlatıhyor. Girişte-
ki satış yerinde kitaplar. Birçoğu
bizimle ilgili. Gelgelelim Macar-
ca tümü. Yine de dayanamadım,
hiçbir zaman okuyamayacağımı
adiım gibi bildiğim o kitaplardan
bir iki tane aldım. Bir tane de
"Zygeth" başkklı, ash Macar
Ulusal Müzesi'nin Tarih Galeri-
si'nde bulunan ve Zigetvar'ın,
1566 yılında kuşatılışını, kenti,
kaleyi, toplan, hilâlli Osmanlı ça-
dırlaruu, Yeniçeri askerlerini gös-
teren bir gravürün tıpkı basımını.
Evet, 1566 yılı, Zigetvar'ın, bir
eylül günü "diistügıi" ve Kanuni
Sultan Süleyman'ın, 71 yılbk ya-
şamını, 46 yülık saltanatını ta-
mamlayarak Zigetvar'da öldüğü
yü. Aradan 424 yü geçmiş.
Az önce sözünü ettiğim muze-
nin önündeki meydanda bir aslan
heykeli var yüksekçe bir kaidenin
üzerinde. Zigetvar'ı Osmanlılar'a
karşı savunan Macar ulusal kah-
ramanı "Milüos Zrinyi" adına di-
kilmiş. Meydan da onun adıtu ta-
şıyor. Ve bu kisinin, aynı adı ta-
şıyan torunlanndan biri, ozan
Miklos Zrinyi, Zigetvar Savaşı'-
nı anlatan bir destan yazmış. O
destanı okuyamamanın üzüntüsü-
nü yaşıyorum, çünkü Miklos'un,
Zigetvar Savaşı'm, bizim kitaplı-
ğunızda yazılanlardan çok ama
çok farklı anlattığı, iki kez ikinin
dört etmesi kadar kesin.
Zrinyi Meydaru'nın öteki ucun-
da da bir kilise var. Bu yapı,
1568-1569 yıüannda, iki minare-
li Ali Paşa Camii olarak yapılmış
ama sonradan barok bir Katolik
kilisesine dönüştürülmüş, tstan-
bul'daki nice kiüsenin, bunun tam
tersi bir süreçle, camiye dönüştü-
rülmesi gibi.
Biliyor musunuz, Macarca'da
"Tönik" sözcüğü, "Tttrk" de-
raektir. Bu, Macaristan'da, özel-
likle de böyle yerlerde çok sık kul-
landığımız bir sözcük oldu. Kale-
deki müzede de biletçiye kendimi-
zi "Török" diye işaret edince, ka-
dın, Bakın, bu Sükyman Ca-
mii." Zigetvar'daki Süleyman
Camn'nin minaresinin yarısı yı-
kıktı.
sergileyen iotograıçı annenın ço-
cuklannın bir süre için asayiş gö-
reviilerince elinden aknmasının
hikâyesi, asayiş görevlilerinin hış-
mına uğrayan penisi kesik bir za-
valh çıplak adam heykeli ve ben-
zeri 30 sanat eseri bulunuyor. Bu
parçalar, ABD'de sanatı "bdden
aşagı" kategorisine sokup sansür
uygulayan "National Eadowment
of Arts" ve sansurün en hararet-
li savunucusu senatör Jesse
Heims'i protesto etmek amacıy-
la bir arada bulunuyor. Serginin
adı "Sansür edilenler."
Sergideki sanat eserleri, sansür-
cüler tarafından, "şeytani, ırkçı,
cinsiyetçi, bayraga, dine ve ABD
adalet sistemine saygısız" gibi çe-
şitli adlarla sınıflandınlmış parça-
lar. Bazı sanat eserleri ise cinsel
organ sergiledikleri ya da "çocuk-
lann cinsel tecavüz için alet ola-
rak kullanılmasını iraa ettiği için
"kusuriu" bulunmuş. Düzenle-
yenler sergideki bir resmin özel-
likle sorun yaratacağı kanısında-
lar. Bu resim New York'lu sanatçı
Carlos Gutierrez Solana'nın
AIDS'den ölen üç arkadaşına at-
fettiği bir eser. Resmin içinde
ereksiyon durumunda bir çıplak
adam görülüyor. Resim önce
Richmond'da bir sanatçının pen-
ceresine yapılmış. Bunun üzerine
savcı resmin kapatılması kararı-
nı çıkartmış. Federal hâkim ise
resmin "munr" olmadığına ka-
rar vermiş. Galeri yetkilileri pen-
cereyi kâğıtlarla örterek savcının
karannı uygulamışlar. Sanatçı ey-
lemciler ise resmi örten kâğıdı yır-
tıp sessizlik = ölüm yazmışlar. Bu
ifade özellikle AIDS eylemcileri-
nin en guçlü sloganlanndan biri.
Carlos Gutierrez şu an aym eseri
serginin bulunduğu galerinin pen-
ceresıne yapıyor ve resmi "boşgö-
rüsiizlök, acı ve kızgınlıgın" bir
ifadesi olarak tanımlıyor.
Sergideki bütün eserlerin yanın-
da bu tür ifadeler, açıklayıcı bil-
giler ve gazete kupürleri bulunu-
yor. Heteroseksüel ve lezbiyenle-
rin sevişmeleri fotograflannı ser-
gileyen KirstePin sergisi, eyalet
yetkilüerince "açık saçık" olmak-
la suçlanmış. Sekiz saat hapis yat-
mak zorunda kalmış. Alice Sims
adlı fotoğrafçı, kız çocuğunun
çıplak resimierinden ve nilüfer çi-
çeklerinin montajından oluşan
"su bebekieri" fotoğrafı nedeniy-
le sorunlarla karşılaşmış. Fotoğ-
rafı banyo eden stüdyonun poli-
se şikâyeti üzerine güvenlik güç-
leri Sims'in fotoğrafına el koy-
muşlar. Fotoğraflar Virgina'tun
muzır kanunlaruu ihlal etmek ve
çocuklann cinsel tecavüzünü ima
etmeleri nedeniyle yasaklanmış.
Eyalet yetkilileri Sims'in iki çocu-
ğunu alıkoymuşlar. Üç haftalık
bir araştırmadan sonra fotoğraf-
çı ve eşinin "normal" olduğu res-
men "tescUlenmiş" ve çocuklar
anne babaiarına geri verilmiş.
Shiryl Casteen ve Chartes Flic-
kinger'a ait bir çıplak erkek hey-
keii Virginia'nm ArUngton parkı-
na yerleştirilmekle ödüllendiril-
miş. Ancak yetkililer heykelin
"anatomik olarak dognı oldnğu-
nu" fark edince - bu ifade cinsel
organımn bir erkeğe yakışacak
kadar büyük oiması anlamına ge-
liyormuş - parkın heykel projesi
direktörüne bu konuda harekete
geçmesini önermişler. Direktör
önce itiraz etmiş. Asayiş görevli-
leri ellerinde bıçaklarla heykelin
üstüne yürüyünce, direktör peni-
sin sadece "başuuıı" kesilmesiy-
le sonuçlanan bir pazarlığa otur-
mak durumunda kalmış. Sergide
heykelin "kesilmiş" ve
"kesümemiş" fotoğraflan da bu-
lunuyor.
Baltimor'daki sergi şimdi ilgiyle
izleniyor. Bush'un oluşturduğu
komitenin önerileri ise Bush'a ile-
tilecek. Eğer ABD Başkanı bu
önerileri onaylarsa The National
Endowment of Arts'ın bundan
sonraki kararlannda muzırlık bir
sansür gerekçesi olamayacak.
Atina'dan
17Kasım'ın
daktilolarıGeçen çarşamba günü, şafak vaktiyle birlikte
beş Atinalının evi, aynı anda polisin
baskınına uğradı. Arşivler didik didik edildi,
daktilo makinelerine el konuldu. Ama yine
ünlü terör örgütü 17 Kasım'la ilgili ipucu
bulunamadı.
aüşık olmayan bir biçimde uyan-
dınlmışlardı.
Anna Filini ile profesör eşi Di-
mitris, sabahın köründe çalan ka-
pıyı açıp açmamak gibi bir ikilem
Fransa, Demokratik Almanya, Federal Almanya, Ingilterc, ABD dışişleri bakanlan ve Sovyet lideri Gor
baçov, geçen çarşamba gunu 2. Dünya Savaşı'm 'hukoken' sona erüirmisJerdi.
Bertin
9
den
Dün dündür, bugünbugün
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan'ın ünlü
terör örgütü '17 Kasım'ın
'sökülmesi' amacıyla yapılan
araştırmalar yoğunlaştınlırken, "içîne duşmüşlerdi. "Kim o " sesi-
cunu yıllannda uygulanan yön- ne karşılık, "Lötfen açınız,
temler de yeniden kendisini gös-
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Birleşme Doğu Almanya'da hayatı
alt üst ederken insanlar bir yılda değişen sisteme,
ıdeolojiye, hayat şartlarına nasıl ayak uyduracak-
lannı şaşırmış, bekliyor. Bu şaşkınlığın ve tarif edi-
lemez boyutlara varan karmaşanın en bariz örne-
ği, geçen hafta okullann açılmasıyla yaşandı.
"yurttaşlık bilgisi" ve "askeri savunma" dersleri
alelacele mufredattan kaldınlmış, ilkokul çocukla-
nnın alfabesinden lise tarih kitaplarına kadar "sos-
yalist ideolojinin propaganda malzemesi" kâğıt
hammadesi olarak fabrikalara sevk edilmişti.
Çocuklar, Federal Almanya matbaalannın yaz ta-
tilini kullanıp bastıklan yeni kitaplarla 1990/91 eği-
tim yılını açtılar. Daha geçen yıl derste "sınıf mü-
cadelesini", "uzlaşmaz çelişkileri", "işçi köylü dev-
leünin ozelliklerini", "dost ülke Sovyetler Biriigii
nin şanlı Ekim De\ritni"ni okuyan oğrenciler, bu
yıl yine aynı öğretmenlerin ağzından "serbest pa-
zar ekonomisinin nimetlerini", "iş banşının üike
ekonomisine katkısını", "sosyalizmin totaliter bir
rejim olduğunu" öğreniyorlar.
Batı kameralan karşısında öğretmene, "Bu ide-
olojik değişimi zihninde nasıl yoğurdagu, nasıl
hazmettiği" soruluyor. Öğretmen kameraya şaşkın
ve çaresiz bakıyor. Şöyle diyor: "Ben iizerime dü-
şen görevi yaptım, yapıyonnn. Yönetim değişikli-
ğinden önce derslerde ne okutacagımız belliydi. Şim-
di elimizde başka kitaplar var. Bu kitaplar dogrul-
tusunda gorevimizi yapmaya devam ediyonız."
3 ekımde tarih sahnesinden silinecek olan De-
mokratik Almanya devletindeki bu "ideolojik dö-
nüşüm"ü kimi keskin yazarlar, Ikinci Dünya Sava-
şı'm izleyen döneme benzetiyor. Hitler ordularımn
yenilgisinderı sonra Almanya'yı işgal eden mütte-
fiklerin ilk isi, okul kitaplannı irnha edip yeni içe-
rikte kitaplar bastırmak olmuştu. Amaç, "Alman
halkını egitmek"tı.
Daha birkaç ay önce "Alman ırkının
ttstünlugüne" köru körüne inanan insanlar topye-
kun yenilgiden sonra başlannı eğrniş, yukandan ge-
len ''yeni ideoloji"yi kabullenmiş, kendilerine dik-
te edilen yeni ideolojilerin öğelerini terennüm etmeye
başlamışlardı.
Demokratik Almanya rejimini Nasyonal sosya-
lizmle karşdaşürmak, STASI örgütünü Gestapo'ya,
Nazi kamplarmı Stalin'in çahşma kamplarına ben-
zetmek Almanya'da muhafazakârlann ve sağcı ke-
simlerin en sevdiği meşgale. Bu benzetmenin yal-
mz yanlış değil tebükeli de olduğu ortada. Benze-
şen tek bir şey varsa o da daha birkaç ay öncesine
kadar sosyalizmi savunan öğretmenlerin, bürokrat-
ların; partililerin çoğunun şimdi 180 derecelik bir
dönüşle gözlerini Baü'ya çevirmesi.
Alman tarihinde tekerrür eden bu 180 derecelik
dönüşümler toplumun belieğini ister istemez çok za-
yıf kılıyor. Yenilgiye uğrayan "eski dönem" bir ka-
lemde silip atüıyor. "NedenTere, "niçjn"lere yer kal-
mıyor.
Nostaljik Batılı aydınlar ise Doğu Berlir. deki eski
bakanlık binalanmn koridorlanndan, depolanndan
atılmış Marx ve Lenin büstlerini, parti bayrakları-
nı, madalyalan, kitaplar evlerine taşunayı surdü-
rüyorlar. 1990 Almanyası nda bu eşyamn kıymet-i
harbiyesi artık bit pazarı fiyatlarıyla ölçülüyor.
tenneye başladı. '17 Kasun' terör
örgütü, Yunanistan'ın demokra-
siye yeniden kavuştuğu 1974'ten
bu yana 15 siyasi cinayeti üstlen-
miş, ancak bugüne kadar paçayı
ele vermemiş bir örgüt. 17 Ka-
sım'ın V^ndisine daha çok Ame-
rikan hedefleri seçmesi, Amerikan
CIA'nın da ilgisini çekti ve örgüt
üyeleri hakkında 'sağlıkh bilgi
verenlere* 500 milyon dolar mü-
kâfat verileceğini duyurmuş bulu-
nuyor.
Ama bunun bir de Yunan ver-
siyonu var. 17 Kasıra örgütünün
sökülmesi için bir yıldan bu yana
yoğun araştırmalar yapan Savcı
Dimitris Cevas, geçen hafta için-
de ilk kararlı adımını attı, ama yi-
ne de hiçbir sonuc alamadı.
Geçen çarşamba günü şafak
vaktiyle birlikte 5 Atinalının evi
aynı anda polisin baskınına uğra-
yacak ve arşivleri didik didik edi-
lecekti. Baskına uğrayanların
daktilo makinelerine el konulacak
ve daha sonra Savcı Cevas'ın ken-
dilerini 'bürosunda bekledigi' bil-
diriiecekti,. Baskına uğrayarüar-
dan biri, Komünist partilerinin
oluşturduğu sol ittifak Sinaspis-
mos Partisi yönetim kurulu üye-
lerinden ve bu partilerden biri
olan 'Sol Paıti-EAR'ın kurucula-
nndan Kostas FUini'nin kızı An-
na Filini. Diğer ikisi, Devrimci
Komünist Parti (EKKE) kurucu-
larından gazeteci Andreas Bistis
ve onun kardeşi Hristos ve sine-
macı Andonis Leondis çifti, çar-
şamba günü saat 05.00'te hiç de
İNDİRİMÜ YENİ FİYATLARLA...
Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli Oğrenciler!..
Aylar, yıllar geçiyor, siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz?..
Ekonomik özgürlügünüzü kazanabilmek için geçerli bir meslek edinmenizin
hâlâ zaman, ge.medi m i ?
. .
37 yıldan beri 50.695 genci iş sahibi yapan
ve sahasmda DÜNYA ŞAMPİYONU olan:
AMPIYON
olabilecek EN UCUZ ÜCRETLERLE;
BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ;
BİLGİSAYARLA MUHASEBE;
BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI, YABANCI DİL
Hiçbir Bağlayıcı Odeme Zorunluğu Olmaksızın
B O N O S U Z + T A A H H Ü T S Ü Z
veya Bonolu; fakat HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYUKLARll
ve Öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE
StZLf»! BEKI.tYOR.
Merkezı
Kadıköy
Beşiktaş
Şişli
BaOorköy
Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel
Altıyol, Kuşdüi Caddesi, 6/8 Tel
Çırağan. Asarıye Cad. 7/2-3 Tel
Abideı Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel
Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel
527 55 25
338 08 42
158 24 97
130 90 37
571 31 31
522 21 06
336 11 50
158 24 98
175 43 14
561 29 06
Oıkkat: Bu 5 adresten başka ŞAMPİYON adıyla çalışan hiçbir Daktilo Sekreler ve Bilgisaysr kursu subemiz değlldtr.
Clubl
805
Aır candition'lı
B I R H A F T A
YARH* PAMStrOH
I I I
B İ R H A F T A
TARIM PAMSİYOH
000HAFTÂ SOHU {4 gûn/3 gece): 345.000.- 71. HAFTA SOMU (4 gün/3 gece): 315.000.- 71.
12 yasma kadar çocuklar ücretsizdir.
Gidlş-dönüş ulaşım bedek: UÇAK 410.000 (çocuklar 225.000) • OTÖBÜS- 100.000 (çocuklar50.000)
Kemer
735
TEK YETKİU ACENTE:
iRErrrruR"TatilSanatı"
:lnonu Cad 44/6 Taksım-lsc
151 73 35(5haU
NİSANTA&: 132 54 0013 haü
132 69 92*148 24 02
KADIKÖY : 348 73 47 * 348 73 48
GALLEMA : 559 01 29*559 78 71
ANKAM-.1175923*125 28 70
tCamel) 12 15 95*25 80 12-13
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'NA
BİLGİ İŞLEM ELEMANLARI
ALINACAKTIR
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilgi Işlem, istatistik ve Ekonomiyi izleme Genel Müdürtü-
ğü'nde sözleşmeli olarak görevlendirilmek ve yetiştinlmek üzere iyi derecede ingilizce bilen
SİSTEM PROGRAMCILIĞI, SİSTEM GEÜŞTİRME VE İLETİŞİM
alanlarında çalıştırılmak üzere bilgi işlem elemanları alınacaktır.
AOAYLAROA ARANAN ÖZELLİKLER:
1. Sınay tarihi itibariyle 28 yaşını_ doldurmamış olmak.
2. ODTÜ, Hacettep*. Boğaziçi Ûniversıtelerı ve yurtıçi/yurtdışı dengi yüksek okul Bllgisayar
Mühendisliği veya Elektrik, Elektronik Mühendisliği Bölümü Bilgisayar Opsiyonu lısans veya
lisansüstü mezunu olmak.
3. Bankamız memurlan yönetmeliğinin ikinci maddesınde yer alan diğer şartları haiz olmak.
4. Daha önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilgi İşlem elemanı alım sınavlarına katıl-
mamış olmak
SINAV:
1. Adaylar önce Ankara'da yapılacak olan ingilizce Programcı Yetenek smavına katılacaklar-
dır.
2. Yetenek sınavında başanlı olan adaylar daha sonra sözlü sınav-mülakata çağrılacaklardır.
Sınav tarihi ve yeri aynca bikJirilecektir.
BAŞVURU
İlgilenen adayların asağıdaki noktalan özellikle belirtecekleri özgeçmişlerini,
— Çalışmak istenilen alan,
— Bugüne kadar alınan eğitim,
— Kullanılan donanım(lar), ışletim sistem(ler)i ve diğer yazılımlar,
— Bugüne kadar yapılan çalışma ve projeler,
— İş deneyimi olanlann çalıştıkları kuruluşlar, bulunmuş olduklan görev unvanları ve çalışma
alanları,
iki adet vesikalık fotoğraf, adres ve telefon numarası ile birlikte asağıdaki adrese, en gec 8 EHm,
1990 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar ulasmış olacak şekilde, elden teslim etmeleri veya
posta ile göndermeleri gerekmektedir. Postadakı gecıkmeler dikkate alınmayacaktır.
ADRES: T.C. MERKEZ BANKASI, Bilgi İşlem, İstatistik ve Ekonomiyi İzleme Genel Müdür-
lüğu Ulus/ANKARA
HIZLI OKUMA KURSU
KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR.
BASIN MÜZESİ TEL:513 84 58
J
KEMALIZMIN
DRAMI
Vedat Nedim Tör
2. bası 2000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul
Ödemeli gönderilmez.
KURUÇEŞME'DE Yüzer Bar Restaurant
İşletmeciye verilecek
Tel: 151 88 9 7 - 1 4 5 77 93
emuyetteaiz" yanıünı alıyorlar-
dı. Nitekim kapıyı açmalanyla
kapamaları bir olmuştu. Anna-
Oimitri çifti kapıyı açtıklannda,
karşılarında silahlı, kurşun geçir-
mez yelekli bir gmbu görünce U-
könce hırsız sanmışlar ve kapıyı
arunda suratlanna kapatmışlardı.
Filini çifti panik halinde pencere-
ye koşarak, "tmdaaatt, soygnn
var. Polise haber verin, adun
öldiiriiyoriar" gibi canhıraş fer-
yatları atmaya başladı. Ancak
olacak gibi değil, dışandakiler ne-
redeyse kapıyı kıracaktı. Bu ara-
da, "Yatau biz polisiz zaten, açıa
kardeşim şn kapıyı. Ne
bağınyorsnnaz" diye bağırmaya
başladıklarında Filini çifti kapıyı
açmak zorunda kaldı. Antiterör
timinin 6 silahlı poHsi bir savcı eş-
liğinde kapıdan girer girmez oda-
lara daldılar. Ne var ne yok ara-
maya başladılar. Sonuç olarak bir
daktilo makinesini aldıktan ve
"RahaUız ettiginiz için özür di-
leriz. Sava Cevas'tan t«BnniıW
i7
vardı" dedikten sonra evi terk
edip gittiler.
Sinema yapımcısı Andonis Le-
ondis ile gazeteci eşi Lilli'nin evi-
ne de aynı şartlar' altında giren
polis, bu kez 'önemli' olarak ni-
teledikleri bir belge ile beş dakti-
lo makinesine el koymuşlardı. Le-
ondis çiftinin sinema arşivinde çı-
kan belgenin üzerinde 'bedefteki-
ler" yazıyordu.. Yani polise gö-
re bu 'hedefler' birçok anlama ge-
lebilirdi. Nitekim bedeftekiler1
belgesinin içinde, sinemacı çiftin
bu yıl için hedeflediği sinema ar-
tistlerinin bir kataloğu vardı. Ve
ilk sırada Sean Connery'nin adı
bulunuyordu.
Gazeteci Andreas ve kardeşi
Hristos Bistis'in evinde yapılan
aramalardan da yine daktilo ma-
kineleri ele geçirildi.. Amaç, 17
Kasım terör örgütünün her bir
saldınsından sonra'kimi ne için
dtdiirdiifii*B' duyunnak için ya-
yımladığı bildirileri yazan dakti-
lo makinesini ele geçinnekti..
Bu olay Yunanistan'da şok et-
kisi yaptı. Cunta yıllarından bu
yana tanınmış hiçbir gazeteci ya
da siyaset adamırun evine bu tür-
de baskınlar yapılmıyordu. Baş-
bakan KonsUntin Mitsotakis,
olaydan habersiz olduğunu açık-
ladı. Kamu duzeni bakaru Yani
VnsUiadis 'terörnn söknlmesi
uğnına' bu tür baskınların yapıl-
masını 'dogal karşıladı ve ba bas-
kınlan başbakana büdirmedittai
söyledi. Muhalefet ptrtileri, PA-
SOK ile Sinaspismos'nn'Kamu
Düzeni Bakanı derhal istifa
etmeii' çağnlan karşılık görmez-
ken, Savcı Cevas, "Her şey a«a-
yasaya oygun bir şekilde yapıkh"
demekle yetiniyor.
Bu arada aynı gün piyasaya çı-
kan bir kitap da ortalığı karıştır-
dı. Kitabın adı,"17 Kasm Iide-
ri." Yazar Dbnos Botsaris, Yuna-
nistan'ın en ünlü yazarlanndan
yaşlı Mihalis Raptis'in 17 Kasım'-
ın lideri olduğunu öne sttrdüğü ki-
tabuıda Agatha Christie'nin 'Her-
cnle Poirotsu'nu aratmıyor. Mi-
halis Rapus, kitabın piyasaya sü-
rilldüğü gün düzenlediği basın
toplantısında skandal kitaplan
yazmakla üne kavuşan Botsaris'e
"Solncan, aşağıkk berif, ntanmaz
adam, provokatör" gibi lakaplar
taktı. Raptis, basm toplantısından
sonra Cezayir'e Ahmet Ben Bei-
la ile söyleşi yapmaya gitti. Ceza-
yir'den sonra döneceği Atina'da
kitabın toplatılması ve kendisine
hakaret edildiği için Botsaris'ten
davacı olacak.
YDP hükümetinin sandalyesiz
bakanı ünlü besteci, eski komü-
nist Mikis Theodorakis de '17
Kasım' terör örgütünün peşinde.
Polisin baskınlannı şiddetle kma-
yan Yunan gazetderini aynı şid-
detle kınayan Theodorakis, "Bn
tvtnmunuzla demokrasinin kaü-
H 17 Kasım terör örgntöne çanak
tntayorsannz" demiş, aynca 17
Kasım'ın kurşunlanna kendisinin
de hedef olduğunu öne sürmüştü.
Ama gelgelelim, 17 Kasım te-
rör örgütü tüm bu gelişmeler kar-
şısında sessizliğini bozarak dün
(cumartesi) bir bildiri yayunladı.
Epikerotita gazetesine gönderdi-
ği bildirisinin 'tam metin' yayım-
lanmasını, aksi halde hiç yayım-
lanmamasını 'rica edea' 17 Kasım
örgütü, baskına uğrayan kişilerin
örgutle hiçbir ilgileri olmadığına
dikkati çekiyor. Theodorakis ile
yazar Botsaris hakkında, "Bu şar-
latanlar bizi gerçekten
eglendiriyor" şeklinde söz eden
bildiri, "Theodorakis hiç merak
etmesin. Ne yaparsa yapsın kea-
disini vnracak dc£iliz" ifadesine
yer verdikten sonra şöyle sürüyor:
"Yaadaşlanmız da merak etme-
sio. 17 Kasım örgâtii tembellik
yapmıyor. Yeoi hedeflerin peşin-
de bulunuyor. Ne var ki yaz tati-
li bazı gecikmelere yol açtı. Ya-
lunda yeniden vunıcagız. Geç ola-
cak, ama temiz olacak. (17 Kasım
devrimcı örgütü)"