14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 PAZAR YAZILARI 16 EYLÜL 1990 New York'tan Sansüre uğrayan eserler sergisiÇeşitli sergilerde, sansüre uğrayan sanat eserlerini toplayan yeni bir sergi açıldı. Michelangeîo'nun 'David'i ya da Boticelli'nin 'Venüs'ü yanında, bugün 'asayişin sansürüne' uğrayan parçalann 'açık saçık' olduğunu söylemek zor.. ŞEBNEM ATtYAS NEW YORK — Amerikan Kongresi'nin bütçesinden sanatın desteklenmesi için sanat projele- rine maddi destek sağlayan The National Endovvment of Arts'ın "sansur" uygulaması uzun bir sü- redir Amerikan sanat dünyasını meşgul eden en önemli konu. Sa- natçılann yoğun çabalannın so- nucunda geçen hafta içinde ABD Devlet Başkanı Bush tarafından oluştunılan sanat komitesi The National Endowment of Arts'a birtakım önerilerde bulundu. önerilere göre vakıf bundan böyle maddi destek sağladığı sanatçıdan "muzır sanat" yapmama sözü al- mayacak, projelerin seçiminde "nranriık" kıstas olmayacak, pa- ra konusunda vakfın başkanı son sözü söyleyecek. Bu öneriler uzun süredir "mnzır" olarak değerlen- dirilip sansüre ugradıklan için maddi destek alamayan sanatçı- lann yüreğine bir parça su serp- ti. Vakfın "muar" kategorisi al- tında sansür yaptığı pek çok sa- natçı ve arkadaşlan birkaç yıldır bu uygulamalara karşı ülke çapın- da çeşitli sanat sergileriyle kam panyalannı sürdürüyorlar. Son olarak Baltimore'da Bau gale- risinde yeni açılan bir sergi, Orta Atlantik bölgesi içinde çeşitli ser- gilerde sansüre uğrayan eserleri bir araya topladı. Michelangeîo'- nun 'Dhmd'i ya da Botticelli'nin "VeBüs"ü yanında bugün "asa- yişin sansürüne" uğrayan parça- lann "açık saçık" olduğunu söy- lemek zor. Sergide okul yetkilüerince do- laba kilitlenen bir çıplak adam tablosu, Alexandria'da çocuğu- nun çıplak fotoğraflannı çekerek Zigetvar'dan Török'ler bir eylül günü... GÜRHAN TÜMER Zigetvar, Paris gibi Londra gi- bi Viyana gibi akın akın turist gö- ren bir yer değil. Hele bizimkiler arasında, orayı görmek için yanıp tutuşanların sayısı, bilmem ama sarurım sıfıra yakın. Bense onlar- dan değilirn besbelli, iş edindim, hedef edindim kendime, indim Macaristan'ın güneyine, kalktım gittim Zigetvar'a. Osmaolı - Macar tarihinde, tıp- kı Budin gibi Mohaç gibi Ester- gon gibi çok önemli bir yeri olan, büyük, kanlı savaşlar ve Muhte- şem Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünü görmüş olan Zigetvar, artık şimdi sessiz, dingin, postmo- dern yapılarla, süpermarketlerle süslü, fazla kalabalık, fazla hare- ketli olmayan bir yerleşme. Bir müzeye girdik. Müzede kentin tarihi anlatıhyor. Girişte- ki satış yerinde kitaplar. Birçoğu bizimle ilgili. Gelgelelim Macar- ca tümü. Yine de dayanamadım, hiçbir zaman okuyamayacağımı adiım gibi bildiğim o kitaplardan bir iki tane aldım. Bir tane de "Zygeth" başkklı, ash Macar Ulusal Müzesi'nin Tarih Galeri- si'nde bulunan ve Zigetvar'ın, 1566 yılında kuşatılışını, kenti, kaleyi, toplan, hilâlli Osmanlı ça- dırlaruu, Yeniçeri askerlerini gös- teren bir gravürün tıpkı basımını. Evet, 1566 yılı, Zigetvar'ın, bir eylül günü "diistügıi" ve Kanuni Sultan Süleyman'ın, 71 yılbk ya- şamını, 46 yülık saltanatını ta- mamlayarak Zigetvar'da öldüğü yü. Aradan 424 yü geçmiş. Az önce sözünü ettiğim muze- nin önündeki meydanda bir aslan heykeli var yüksekçe bir kaidenin üzerinde. Zigetvar'ı Osmanlılar'a karşı savunan Macar ulusal kah- ramanı "Milüos Zrinyi" adına di- kilmiş. Meydan da onun adıtu ta- şıyor. Ve bu kisinin, aynı adı ta- şıyan torunlanndan biri, ozan Miklos Zrinyi, Zigetvar Savaşı'- nı anlatan bir destan yazmış. O destanı okuyamamanın üzüntüsü- nü yaşıyorum, çünkü Miklos'un, Zigetvar Savaşı'm, bizim kitaplı- ğunızda yazılanlardan çok ama çok farklı anlattığı, iki kez ikinin dört etmesi kadar kesin. Zrinyi Meydaru'nın öteki ucun- da da bir kilise var. Bu yapı, 1568-1569 yıüannda, iki minare- li Ali Paşa Camii olarak yapılmış ama sonradan barok bir Katolik kilisesine dönüştürülmüş, tstan- bul'daki nice kiüsenin, bunun tam tersi bir süreçle, camiye dönüştü- rülmesi gibi. Biliyor musunuz, Macarca'da "Tönik" sözcüğü, "Tttrk" de- raektir. Bu, Macaristan'da, özel- likle de böyle yerlerde çok sık kul- landığımız bir sözcük oldu. Kale- deki müzede de biletçiye kendimi- zi "Török" diye işaret edince, ka- dın, Bakın, bu Sükyman Ca- mii." Zigetvar'daki Süleyman Camn'nin minaresinin yarısı yı- kıktı. sergileyen iotograıçı annenın ço- cuklannın bir süre için asayiş gö- reviilerince elinden aknmasının hikâyesi, asayiş görevlilerinin hış- mına uğrayan penisi kesik bir za- valh çıplak adam heykeli ve ben- zeri 30 sanat eseri bulunuyor. Bu parçalar, ABD'de sanatı "bdden aşagı" kategorisine sokup sansür uygulayan "National Eadowment of Arts" ve sansurün en hararet- li savunucusu senatör Jesse Heims'i protesto etmek amacıy- la bir arada bulunuyor. Serginin adı "Sansür edilenler." Sergideki sanat eserleri, sansür- cüler tarafından, "şeytani, ırkçı, cinsiyetçi, bayraga, dine ve ABD adalet sistemine saygısız" gibi çe- şitli adlarla sınıflandınlmış parça- lar. Bazı sanat eserleri ise cinsel organ sergiledikleri ya da "çocuk- lann cinsel tecavüz için alet ola- rak kullanılmasını iraa ettiği için "kusuriu" bulunmuş. Düzenle- yenler sergideki bir resmin özel- likle sorun yaratacağı kanısında- lar. Bu resim New York'lu sanatçı Carlos Gutierrez Solana'nın AIDS'den ölen üç arkadaşına at- fettiği bir eser. Resmin içinde ereksiyon durumunda bir çıplak adam görülüyor. Resim önce Richmond'da bir sanatçının pen- ceresine yapılmış. Bunun üzerine savcı resmin kapatılması kararı- nı çıkartmış. Federal hâkim ise resmin "munr" olmadığına ka- rar vermiş. Galeri yetkilileri pen- cereyi kâğıtlarla örterek savcının karannı uygulamışlar. Sanatçı ey- lemciler ise resmi örten kâğıdı yır- tıp sessizlik = ölüm yazmışlar. Bu ifade özellikle AIDS eylemcileri- nin en guçlü sloganlanndan biri. Carlos Gutierrez şu an aym eseri serginin bulunduğu galerinin pen- ceresıne yapıyor ve resmi "boşgö- rüsiizlök, acı ve kızgınlıgın" bir ifadesi olarak tanımlıyor. Sergideki bütün eserlerin yanın- da bu tür ifadeler, açıklayıcı bil- giler ve gazete kupürleri bulunu- yor. Heteroseksüel ve lezbiyenle- rin sevişmeleri fotograflannı ser- gileyen KirstePin sergisi, eyalet yetkilüerince "açık saçık" olmak- la suçlanmış. Sekiz saat hapis yat- mak zorunda kalmış. Alice Sims adlı fotoğrafçı, kız çocuğunun çıplak resimierinden ve nilüfer çi- çeklerinin montajından oluşan "su bebekieri" fotoğrafı nedeniy- le sorunlarla karşılaşmış. Fotoğ- rafı banyo eden stüdyonun poli- se şikâyeti üzerine güvenlik güç- leri Sims'in fotoğrafına el koy- muşlar. Fotoğraflar Virgina'tun muzır kanunlaruu ihlal etmek ve çocuklann cinsel tecavüzünü ima etmeleri nedeniyle yasaklanmış. Eyalet yetkilileri Sims'in iki çocu- ğunu alıkoymuşlar. Üç haftalık bir araştırmadan sonra fotoğraf- çı ve eşinin "normal" olduğu res- men "tescUlenmiş" ve çocuklar anne babaiarına geri verilmiş. Shiryl Casteen ve Chartes Flic- kinger'a ait bir çıplak erkek hey- keii Virginia'nm ArUngton parkı- na yerleştirilmekle ödüllendiril- miş. Ancak yetkililer heykelin "anatomik olarak dognı oldnğu- nu" fark edince - bu ifade cinsel organımn bir erkeğe yakışacak kadar büyük oiması anlamına ge- liyormuş - parkın heykel projesi direktörüne bu konuda harekete geçmesini önermişler. Direktör önce itiraz etmiş. Asayiş görevli- leri ellerinde bıçaklarla heykelin üstüne yürüyünce, direktör peni- sin sadece "başuuıı" kesilmesiy- le sonuçlanan bir pazarlığa otur- mak durumunda kalmış. Sergide heykelin "kesilmiş" ve "kesümemiş" fotoğraflan da bu- lunuyor. Baltimor'daki sergi şimdi ilgiyle izleniyor. Bush'un oluşturduğu komitenin önerileri ise Bush'a ile- tilecek. Eğer ABD Başkanı bu önerileri onaylarsa The National Endowment of Arts'ın bundan sonraki kararlannda muzırlık bir sansür gerekçesi olamayacak. Atina'dan 17Kasım'ın daktilolarıGeçen çarşamba günü, şafak vaktiyle birlikte beş Atinalının evi, aynı anda polisin baskınına uğradı. Arşivler didik didik edildi, daktilo makinelerine el konuldu. Ama yine ünlü terör örgütü 17 Kasım'la ilgili ipucu bulunamadı. aüşık olmayan bir biçimde uyan- dınlmışlardı. Anna Filini ile profesör eşi Di- mitris, sabahın köründe çalan ka- pıyı açıp açmamak gibi bir ikilem Fransa, Demokratik Almanya, Federal Almanya, Ingilterc, ABD dışişleri bakanlan ve Sovyet lideri Gor baçov, geçen çarşamba gunu 2. Dünya Savaşı'm 'hukoken' sona erüirmisJerdi. Bertin 9 den Dün dündür, bugünbugün STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'ın ünlü terör örgütü '17 Kasım'ın 'sökülmesi' amacıyla yapılan araştırmalar yoğunlaştınlırken, "içîne duşmüşlerdi. "Kim o " sesi- cunu yıllannda uygulanan yön- ne karşılık, "Lötfen açınız, temler de yeniden kendisini gös- DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Birleşme Doğu Almanya'da hayatı alt üst ederken insanlar bir yılda değişen sisteme, ıdeolojiye, hayat şartlarına nasıl ayak uyduracak- lannı şaşırmış, bekliyor. Bu şaşkınlığın ve tarif edi- lemez boyutlara varan karmaşanın en bariz örne- ği, geçen hafta okullann açılmasıyla yaşandı. "yurttaşlık bilgisi" ve "askeri savunma" dersleri alelacele mufredattan kaldınlmış, ilkokul çocukla- nnın alfabesinden lise tarih kitaplarına kadar "sos- yalist ideolojinin propaganda malzemesi" kâğıt hammadesi olarak fabrikalara sevk edilmişti. Çocuklar, Federal Almanya matbaalannın yaz ta- tilini kullanıp bastıklan yeni kitaplarla 1990/91 eği- tim yılını açtılar. Daha geçen yıl derste "sınıf mü- cadelesini", "uzlaşmaz çelişkileri", "işçi köylü dev- leünin ozelliklerini", "dost ülke Sovyetler Biriigii nin şanlı Ekim De\ritni"ni okuyan oğrenciler, bu yıl yine aynı öğretmenlerin ağzından "serbest pa- zar ekonomisinin nimetlerini", "iş banşının üike ekonomisine katkısını", "sosyalizmin totaliter bir rejim olduğunu" öğreniyorlar. Batı kameralan karşısında öğretmene, "Bu ide- olojik değişimi zihninde nasıl yoğurdagu, nasıl hazmettiği" soruluyor. Öğretmen kameraya şaşkın ve çaresiz bakıyor. Şöyle diyor: "Ben iizerime dü- şen görevi yaptım, yapıyonnn. Yönetim değişikli- ğinden önce derslerde ne okutacagımız belliydi. Şim- di elimizde başka kitaplar var. Bu kitaplar dogrul- tusunda gorevimizi yapmaya devam ediyonız." 3 ekımde tarih sahnesinden silinecek olan De- mokratik Almanya devletindeki bu "ideolojik dö- nüşüm"ü kimi keskin yazarlar, Ikinci Dünya Sava- şı'm izleyen döneme benzetiyor. Hitler ordularımn yenilgisinderı sonra Almanya'yı işgal eden mütte- fiklerin ilk isi, okul kitaplannı irnha edip yeni içe- rikte kitaplar bastırmak olmuştu. Amaç, "Alman halkını egitmek"tı. Daha birkaç ay önce "Alman ırkının ttstünlugüne" köru körüne inanan insanlar topye- kun yenilgiden sonra başlannı eğrniş, yukandan ge- len ''yeni ideoloji"yi kabullenmiş, kendilerine dik- te edilen yeni ideolojilerin öğelerini terennüm etmeye başlamışlardı. Demokratik Almanya rejimini Nasyonal sosya- lizmle karşdaşürmak, STASI örgütünü Gestapo'ya, Nazi kamplarmı Stalin'in çahşma kamplarına ben- zetmek Almanya'da muhafazakârlann ve sağcı ke- simlerin en sevdiği meşgale. Bu benzetmenin yal- mz yanlış değil tebükeli de olduğu ortada. Benze- şen tek bir şey varsa o da daha birkaç ay öncesine kadar sosyalizmi savunan öğretmenlerin, bürokrat- ların; partililerin çoğunun şimdi 180 derecelik bir dönüşle gözlerini Baü'ya çevirmesi. Alman tarihinde tekerrür eden bu 180 derecelik dönüşümler toplumun belieğini ister istemez çok za- yıf kılıyor. Yenilgiye uğrayan "eski dönem" bir ka- lemde silip atüıyor. "NedenTere, "niçjn"lere yer kal- mıyor. Nostaljik Batılı aydınlar ise Doğu Berlir. deki eski bakanlık binalanmn koridorlanndan, depolanndan atılmış Marx ve Lenin büstlerini, parti bayrakları- nı, madalyalan, kitaplar evlerine taşunayı surdü- rüyorlar. 1990 Almanyası nda bu eşyamn kıymet-i harbiyesi artık bit pazarı fiyatlarıyla ölçülüyor. tenneye başladı. '17 Kasun' terör örgütü, Yunanistan'ın demokra- siye yeniden kavuştuğu 1974'ten bu yana 15 siyasi cinayeti üstlen- miş, ancak bugüne kadar paçayı ele vermemiş bir örgüt. 17 Ka- sım'ın V^ndisine daha çok Ame- rikan hedefleri seçmesi, Amerikan CIA'nın da ilgisini çekti ve örgüt üyeleri hakkında 'sağlıkh bilgi verenlere* 500 milyon dolar mü- kâfat verileceğini duyurmuş bulu- nuyor. Ama bunun bir de Yunan ver- siyonu var. 17 Kasıra örgütünün sökülmesi için bir yıldan bu yana yoğun araştırmalar yapan Savcı Dimitris Cevas, geçen hafta için- de ilk kararlı adımını attı, ama yi- ne de hiçbir sonuc alamadı. Geçen çarşamba günü şafak vaktiyle birlikte 5 Atinalının evi aynı anda polisin baskınına uğra- yacak ve arşivleri didik didik edi- lecekti. Baskına uğrayanların daktilo makinelerine el konulacak ve daha sonra Savcı Cevas'ın ken- dilerini 'bürosunda bekledigi' bil- diriiecekti,. Baskına uğrayarüar- dan biri, Komünist partilerinin oluşturduğu sol ittifak Sinaspis- mos Partisi yönetim kurulu üye- lerinden ve bu partilerden biri olan 'Sol Paıti-EAR'ın kurucula- nndan Kostas FUini'nin kızı An- na Filini. Diğer ikisi, Devrimci Komünist Parti (EKKE) kurucu- larından gazeteci Andreas Bistis ve onun kardeşi Hristos ve sine- macı Andonis Leondis çifti, çar- şamba günü saat 05.00'te hiç de İNDİRİMÜ YENİ FİYATLARLA... Orta ve Lise Mezunlan, Beklemeli Oğrenciler!.. Aylar, yıllar geçiyor, siz hâlâ boş mu bekliyorsunuz?.. Ekonomik özgürlügünüzü kazanabilmek için geçerli bir meslek edinmenizin hâlâ zaman, ge.medi m i ? . . 37 yıldan beri 50.695 genci iş sahibi yapan ve sahasmda DÜNYA ŞAMPİYONU olan: AMPIYON olabilecek EN UCUZ ÜCRETLERLE; BİLGİSAYARLA DAKTİLOGRAFİ; BİLGİSAYARLA MUHASEBE; BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI, YABANCI DİL Hiçbir Bağlayıcı Odeme Zorunluğu Olmaksızın B O N O S U Z + T A A H H Ü T S Ü Z veya Bonolu; fakat HER TÜRLÜ ÖDEME KOLAYUKLARll ve Öğretip İŞE YERLEŞTİRME GARANTİSİYLE StZLf»! BEKI.tYOR. Merkezı Kadıköy Beşiktaş Şişli BaOorköy Beyazıt, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel Altıyol, Kuşdüi Caddesi, 6/8 Tel Çırağan. Asarıye Cad. 7/2-3 Tel Abideı Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel Hüsreviye S. 18/4 (Migros sırası) Tel 527 55 25 338 08 42 158 24 97 130 90 37 571 31 31 522 21 06 336 11 50 158 24 98 175 43 14 561 29 06 Oıkkat: Bu 5 adresten başka ŞAMPİYON adıyla çalışan hiçbir Daktilo Sekreler ve Bilgisaysr kursu subemiz değlldtr. Clubl 805 Aır candition'lı B I R H A F T A YARH* PAMStrOH I I I B İ R H A F T A TARIM PAMSİYOH 000HAFTÂ SOHU {4 gûn/3 gece): 345.000.- 71. HAFTA SOMU (4 gün/3 gece): 315.000.- 71. 12 yasma kadar çocuklar ücretsizdir. Gidlş-dönüş ulaşım bedek: UÇAK 410.000 (çocuklar 225.000) • OTÖBÜS- 100.000 (çocuklar50.000) Kemer 735 TEK YETKİU ACENTE: iRErrrruR"TatilSanatı" :lnonu Cad 44/6 Taksım-lsc 151 73 35(5haU NİSANTA&: 132 54 0013 haü 132 69 92*148 24 02 KADIKÖY : 348 73 47 * 348 73 48 GALLEMA : 559 01 29*559 78 71 ANKAM-.1175923*125 28 70 tCamel) 12 15 95*25 80 12-13 TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'NA BİLGİ İŞLEM ELEMANLARI ALINACAKTIR Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilgi Işlem, istatistik ve Ekonomiyi izleme Genel Müdürtü- ğü'nde sözleşmeli olarak görevlendirilmek ve yetiştinlmek üzere iyi derecede ingilizce bilen SİSTEM PROGRAMCILIĞI, SİSTEM GEÜŞTİRME VE İLETİŞİM alanlarında çalıştırılmak üzere bilgi işlem elemanları alınacaktır. AOAYLAROA ARANAN ÖZELLİKLER: 1. Sınay tarihi itibariyle 28 yaşını_ doldurmamış olmak. 2. ODTÜ, Hacettep*. Boğaziçi Ûniversıtelerı ve yurtıçi/yurtdışı dengi yüksek okul Bllgisayar Mühendisliği veya Elektrik, Elektronik Mühendisliği Bölümü Bilgisayar Opsiyonu lısans veya lisansüstü mezunu olmak. 3. Bankamız memurlan yönetmeliğinin ikinci maddesınde yer alan diğer şartları haiz olmak. 4. Daha önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Bilgi İşlem elemanı alım sınavlarına katıl- mamış olmak SINAV: 1. Adaylar önce Ankara'da yapılacak olan ingilizce Programcı Yetenek smavına katılacaklar- dır. 2. Yetenek sınavında başanlı olan adaylar daha sonra sözlü sınav-mülakata çağrılacaklardır. Sınav tarihi ve yeri aynca bikJirilecektir. BAŞVURU İlgilenen adayların asağıdaki noktalan özellikle belirtecekleri özgeçmişlerini, — Çalışmak istenilen alan, — Bugüne kadar alınan eğitim, — Kullanılan donanım(lar), ışletim sistem(ler)i ve diğer yazılımlar, — Bugüne kadar yapılan çalışma ve projeler, — İş deneyimi olanlann çalıştıkları kuruluşlar, bulunmuş olduklan görev unvanları ve çalışma alanları, iki adet vesikalık fotoğraf, adres ve telefon numarası ile birlikte asağıdaki adrese, en gec 8 EHm, 1990 Pazartesi günü saat 17.00'ye kadar ulasmış olacak şekilde, elden teslim etmeleri veya posta ile göndermeleri gerekmektedir. Postadakı gecıkmeler dikkate alınmayacaktır. ADRES: T.C. MERKEZ BANKASI, Bilgi İşlem, İstatistik ve Ekonomiyi İzleme Genel Müdür- lüğu Ulus/ANKARA HIZLI OKUMA KURSU KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR. BASIN MÜZESİ TEL:513 84 58 J KEMALIZMIN DRAMI Vedat Nedim Tör 2. bası 2000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli gönderilmez. KURUÇEŞME'DE Yüzer Bar Restaurant İşletmeciye verilecek Tel: 151 88 9 7 - 1 4 5 77 93 emuyetteaiz" yanıünı alıyorlar- dı. Nitekim kapıyı açmalanyla kapamaları bir olmuştu. Anna- Oimitri çifti kapıyı açtıklannda, karşılarında silahlı, kurşun geçir- mez yelekli bir gmbu görünce U- könce hırsız sanmışlar ve kapıyı arunda suratlanna kapatmışlardı. Filini çifti panik halinde pencere- ye koşarak, "tmdaaatt, soygnn var. Polise haber verin, adun öldiiriiyoriar" gibi canhıraş fer- yatları atmaya başladı. Ancak olacak gibi değil, dışandakiler ne- redeyse kapıyı kıracaktı. Bu ara- da, "Yatau biz polisiz zaten, açıa kardeşim şn kapıyı. Ne bağınyorsnnaz" diye bağırmaya başladıklarında Filini çifti kapıyı açmak zorunda kaldı. Antiterör timinin 6 silahlı poHsi bir savcı eş- liğinde kapıdan girer girmez oda- lara daldılar. Ne var ne yok ara- maya başladılar. Sonuç olarak bir daktilo makinesini aldıktan ve "RahaUız ettiginiz için özür di- leriz. Sava Cevas'tan t«BnniıW i7 vardı" dedikten sonra evi terk edip gittiler. Sinema yapımcısı Andonis Le- ondis ile gazeteci eşi Lilli'nin evi- ne de aynı şartlar' altında giren polis, bu kez 'önemli' olarak ni- teledikleri bir belge ile beş dakti- lo makinesine el koymuşlardı. Le- ondis çiftinin sinema arşivinde çı- kan belgenin üzerinde 'bedefteki- ler" yazıyordu.. Yani polise gö- re bu 'hedefler' birçok anlama ge- lebilirdi. Nitekim bedeftekiler1 belgesinin içinde, sinemacı çiftin bu yıl için hedeflediği sinema ar- tistlerinin bir kataloğu vardı. Ve ilk sırada Sean Connery'nin adı bulunuyordu. Gazeteci Andreas ve kardeşi Hristos Bistis'in evinde yapılan aramalardan da yine daktilo ma- kineleri ele geçirildi.. Amaç, 17 Kasım terör örgütünün her bir saldınsından sonra'kimi ne için dtdiirdiifii*B' duyunnak için ya- yımladığı bildirileri yazan dakti- lo makinesini ele geçinnekti.. Bu olay Yunanistan'da şok et- kisi yaptı. Cunta yıllarından bu yana tanınmış hiçbir gazeteci ya da siyaset adamırun evine bu tür- de baskınlar yapılmıyordu. Baş- bakan KonsUntin Mitsotakis, olaydan habersiz olduğunu açık- ladı. Kamu duzeni bakaru Yani VnsUiadis 'terörnn söknlmesi uğnına' bu tür baskınların yapıl- masını 'dogal karşıladı ve ba bas- kınlan başbakana büdirmedittai söyledi. Muhalefet ptrtileri, PA- SOK ile Sinaspismos'nn'Kamu Düzeni Bakanı derhal istifa etmeii' çağnlan karşılık görmez- ken, Savcı Cevas, "Her şey a«a- yasaya oygun bir şekilde yapıkh" demekle yetiniyor. Bu arada aynı gün piyasaya çı- kan bir kitap da ortalığı karıştır- dı. Kitabın adı,"17 Kasm Iide- ri." Yazar Dbnos Botsaris, Yuna- nistan'ın en ünlü yazarlanndan yaşlı Mihalis Raptis'in 17 Kasım'- ın lideri olduğunu öne sttrdüğü ki- tabuıda Agatha Christie'nin 'Her- cnle Poirotsu'nu aratmıyor. Mi- halis Rapus, kitabın piyasaya sü- rilldüğü gün düzenlediği basın toplantısında skandal kitaplan yazmakla üne kavuşan Botsaris'e "Solncan, aşağıkk berif, ntanmaz adam, provokatör" gibi lakaplar taktı. Raptis, basm toplantısından sonra Cezayir'e Ahmet Ben Bei- la ile söyleşi yapmaya gitti. Ceza- yir'den sonra döneceği Atina'da kitabın toplatılması ve kendisine hakaret edildiği için Botsaris'ten davacı olacak. YDP hükümetinin sandalyesiz bakanı ünlü besteci, eski komü- nist Mikis Theodorakis de '17 Kasım' terör örgütünün peşinde. Polisin baskınlannı şiddetle kma- yan Yunan gazetderini aynı şid- detle kınayan Theodorakis, "Bn tvtnmunuzla demokrasinin kaü- H 17 Kasım terör örgntöne çanak tntayorsannz" demiş, aynca 17 Kasım'ın kurşunlanna kendisinin de hedef olduğunu öne sürmüştü. Ama gelgelelim, 17 Kasım te- rör örgütü tüm bu gelişmeler kar- şısında sessizliğini bozarak dün (cumartesi) bir bildiri yayunladı. Epikerotita gazetesine gönderdi- ği bildirisinin 'tam metin' yayım- lanmasını, aksi halde hiç yayım- lanmamasını 'rica edea' 17 Kasım örgütü, baskına uğrayan kişilerin örgutle hiçbir ilgileri olmadığına dikkati çekiyor. Theodorakis ile yazar Botsaris hakkında, "Bu şar- latanlar bizi gerçekten eglendiriyor" şeklinde söz eden bildiri, "Theodorakis hiç merak etmesin. Ne yaparsa yapsın kea- disini vnracak dc£iliz" ifadesine yer verdikten sonra şöyle sürüyor: "Yaadaşlanmız da merak etme- sio. 17 Kasım örgâtii tembellik yapmıyor. Yeoi hedeflerin peşin- de bulunuyor. Ne var ki yaz tati- li bazı gecikmelere yol açtı. Ya- lunda yeniden vunıcagız. Geç ola- cak, ama temiz olacak. (17 Kasım devrimcı örgütü)"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle