Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 TEMMUZ 1990 KULTÜR-SANAT
Alışık hâlâ komada
• Kttitür Servisi — Türk sinemasının ünlü adlarından
Sadri Alışık hâlâ komada. Alışık, siroz teşhisiyle
kaldınldığı Amerikan Hastanesi'nde yoğun bakımda.
Altmış beş yaşındaki Sadri Ahşık'ın, Kurban
Bayramı'nda tatil için gittiği Çeşme'de rahatsızlandığı ve
karaciğerinin iflas ederek işlevmi göremediği belirtildi.
Sadri Alışık ve eşi Çolpan flhan'ı hastanede yakınlan ve
sanatçı dostlan yalıuz bırakmıyorlar. Dün de Amerikan
Hastanesi'nde Alışıklan ziyarete gelen sanatçtlar arasında
Filiz Akın (solda) ve Gönül Yazar (ortada) da
bulunuyordu. (Fotoğraf: Alaattin Çiftçi)
5, Uluslararası Çeşme Festivali
• tZMtR (AA) — 5. Uluslararası Çeşme Festivali
başladı. 1983 yılında "Deniz Şenlikleri" olarak başlayan
ve 1986 yılında "Uluslararası Çeşme Festivali"ne dönüşen
etkinlikler, 15 temmuza kadar sürecek. Festival, Ibrahim
Tatlıses konseriyle başladı. 11 temmuz çarşamba günü ise
resmi açılış yapılacak. Festivale katılan sanatçılar,
Ayşegül Aldinç, Gökben, Seyyal Taner, Erdal, Atilla
Atasoy, Çiğdem Tunç, Mehmet Ali Erbil, Vedat Sakman,
Grup Piramit, Izel Çeliköz, Ajlan Büyukburç, Sevim
Yiğit, Meltem Polat, Ali-Aysun Kocatepe ve Tlırkuaz
Dans Gnıbu, Amfı Tiyatro'da düzenlenecek konserlerde
izleyicilerin karşısına çıkacaklar. Ünlu Italyan sinema
oyuncusu Ornella Muti ile Korhan Abay'ın sunacağı
Uluslararası Şarkı Yanşması'nın kostümlü genel provası
13 temmuz cuma günü yapılacak. 14 temmuz cumartesi
günü gerçekleştirilecek yanşmaya ABD, Belçika, Batı
Almanya, Doğu Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda,
îngütere, trlanda, îspanya, lsveç, ttalya, Lüksemburg,
Norveç, Polonya, Portekiz, Şili, Türkiye, Yugoslavya ve
Yunanistan'dan sanatçılar katılacak. Bu arada Ornella
Muti ile birlikte C.C. Catch, Sam Brasil'in de şarkı
yanşmasına renk katacağı bildirildi. Geçen yıllarda
*' birinden ünlü sanatçılarm katıldığı yanşmaya, Brigitte
. Jsen, Brooke Shields, Randy Crawford, Donna
Summer ve Ofra Haza gibi ünlülerin de davet edildigi,
ancak katılımlann henüz kesinlik kazanmadığı belirtildi.
Uluslararası Çeşme Festivali 15 temmuz pazar günü
festival kapanış gösterisi ile son bulacak.
Operanın tiç devi buluştu
• ROMA (Cumhuriyet) — Roma yazlannın vazgeçilmez
randevulanndan biri olan Terme di Caracalla
konserlerinin en unutulmazı Dünya Kupası'nın kapanışı
için yapıldı. Opera dünyasının en büyük üç devini Jose
Carrera, Placido Domingo ve Luciano Pavarotti'yi bir
araya getiren Italyanlar, sanatçılarm seslendirdiği
muhteşem aryaları 112 Olkede 1 milyar televizyon
izleyicisine aktardılar. Eski Roma'dan kalan Caracalla
Kaplıcaları'nın uzgün mizanseni içinde gerçekleştirilen ve
Hintli yönetmen Zubin Mehta tarafından yönetilen
konserde alfabetik sırayla sahneye gelen tenorlar "O Sole
Mio" gibi Napolitenleri, "O Ciccornia" gibi popüler
şarkıları seslendirdiler. Caruso'nun ünlendirdiği
parçaların yanı sıra kimi klasik yapıtlar da sanatçılarm
repertuvannda yer aldı. 6 bin kişilik konserin biletleri
400 bin liretten (yaklaşık 850 bin Türk Lirası) satıldı.
1
*semiden yeni kurtulan Carrera ise gelirini "kanserle
".adele" çalışmalarına vereceğini açıkladı. ltalya
başbakanı Andreotti'nin özel bir helikopterle yetiştiği
konserde Hollanda Kraliçesi'nden Jacques Chirac'a,
Kissinger çiftinden modacı Valentino'ya pek çok ünlu
isim yer aldı.
Tarilıi eser kaçakçıları
• FLORANSA (AA) — İtalya ile Isviçre arasında tarihi
eser kaçakçılığı yapan uluslararası bir-şebekenin
çökertildiği ve 12'si Isviçreli olmak üzere 40 kişinin
tutuklandığı bildirildi. Italya'nın Floransa kenti polis
yetkililerinden edinilen bilgilere gore operasyon sırasında
l.ö. 7. yüzyıldan kalma ve Etrüsklere, Greklere ve
Romalılara aıt 1500 parça eser ele geçirildi. Tarihi eserler
Isviçre'den yola çıkan ve sebze ya da konserve taşıyan
karnyonlann özel bölümlerinde saklanmış olarak
Italya'ya getiriliyordu. İsviçre'nin Lugona kentinde bazı
şirketler, urihi eserleri restore eden uzmanlar ile
göriştükten ve eserin orijinal parça olduğunun
belirlenmesinden sonra tarihi eserin geldiği bölgenin
uzakiığmı ve konusunu belirleyen belgelerle satışa
çıkirıyorlardı. Tarihi parçaların özellikle İsviçre'ye,
Federal Ahıanya'ya ve ABD'ye götürülerek satıldığını
beiirten polis yetkilileri, bazen de antikacı dükkânlarında
satunak tzere tekrar Italya'ya getirildiğini söylediler.
Pols yetklileri, konu ile ilgili soruşturmamn İsviçre'de
yüritüldüjünu ve tutuklanan kişilerin künlikleri
hakkında Jİlgi edinilemedığini belirttiler.
Ttirkü 'Rumelfde
• tültür iervisi — Rumelihisarı Açıkhava Tiyatrosu'nda
düjmleneı konserlerin ilki bu akşam gerçekleşecek.
Yex Türk topluluğunun katıldığı konserler yarından
ba-şayarak 15 temmuz tarihine dek sürecek. Saat
21_5'teki onserlerin biletleri Vakkorama Taksim,
VajKoram Suadiye ve Rumelihisan'ndan alınabilir. Most
F*Tiductio:'ın düzenlediği konserlerde Yeni Türkü, 200
kw».ık bir-es ve ışık düzeni ile müzikseverlerin karşısına
çıbccak. Ipluluk, konserlerinde son kasetleri "Vira
Vi:r"dan sşitli parçalar seslendirecek. Rumelihisarı
Avcıhava 'iyatrosu'ndaki konserlerin ikincisini Nilüfer
veırcek. Nüfer'in 18-25 temmuz tarihleri arasında
geaekleşeek resitallerini ise Sezen Aksu Show izleyecek.
İO. ULUSLARARASIİSTANBUL FESTtVALİ
CUMHURÎYET/5
John McLaughlin bugün üçlüsüyleAçıkhava'da, yarın solist olarakAKM'de
Gitarın dünya coğrafyasıİngiliz gitarist John
McLaughlin yeni
kurduğu üçlüsüyle
birlikte bugün
Açıkhava
Tiyatrosu'nda bir
konser verecek. Sanatçı
yann da Iskoç Ulusal
Orkestrası'nın Atatürk
Kültür Merkezi'nde
vereceği konserde solist
olarak yer alacak ve
kendi bestesi "Akdeniz
Konçertosu"nu
seslendirecek.
SAMİH RİFAT
Günumuz caz muziğinin en il-
ginç yaratıcılarından biri de kuş-
kusuz John McLaughlin'dir. ln-
giltere'de Yorkshire'da doğan bu
gitar ustası, konser sahnelerinde
ilk kez görüldüğü ve ilk kayıtları-
nı yaptığı öOTı yülann sonlanndan
bu yana caz dünyasının ramp ışık-
larından hiç çekilmemiştir dene-
bilir. Üstelik çok degişken deney-
ler, arayışiar, çıkışlarla dolu bir
raüzik yaşamını sığdırmıştır bu
yirmi yılhk sureye.
McLaughlin ilk kez Georgie Fa-
me'in Blues Flames'inde çalarken
dikkatlen ustune çekmiş, daha
sonra Graham Bond Organizaü-
on'a, Brian Angers'in Trinity'sine
katılmış, 1968 yılında da kendi
grubunu kuraıuş ve ilk ödüllü pla-
gı "ExtrapoUtion"la ilk önemli
başansını kazanmıştı. 1969'da
ABD'ye gitti ve Amerikan caa üs-
tünde önemli etkileri olan Lifeti-
me adlı grupla bir sure çaldı. Bu
sttre içinde Miles Davis'le çalışma
ve kayıt yapma olanağını buldu.
Daha sonra Billy Cobham, Jerry
Goodman, Rick Laird ve Jan
HammerMe ünlu "fusion" grubu
Mahavishnu Orchestra'yı kurdu.
Bu ad, McLaughlin'in o yıllarda
Doğu müzik ve felsefesine duydu-
ğu yogun ilgiyi açıkça sergiliyor-
du. Bir süre sonra, aynı etki altın-
da kurduğu Shakti adlı grupla yi-
ne Doğu müziklerine, özellikle de
Hint "raga"larına yönelen McLa-
ughlin, bir vandan da Batı esinli
çalışmalaı yapmaktan geri dur-
muyordu.
Aynı yılarda Carios Santana*yla
"Love, Devotion, Surrender" al-
bûmünu, Micbad Tîlson ve Lond-
ra Senfoni Orkestrası'yla "Apo-
calypse"i yaptı; Cbick Corea ve
David Sanborn'la çaldı. Al Di Me-
ola ve özellikle Paco de Lucia ile
birlikte verdikleri konserler ve dol-
durduklan plaklar, McLaughlin'in
bu kez Ispanyol/Latin müziğiyle
ügilenmesine yo) açlı. 1984'te Ma-
havishnu'yu yeniden biçimlendir-
di, 1988'deyse yarı Afrikalı, yarı
Alman basçı Kai Eckhardl-
Karpeh ve Hintli vuruşlu çalgılar
ustası Trilog Gurtu'yla birlikte ye-
ni bir grup kurdu ve yoğun turne
programları düzenledi.
Bertraod Tavernier'nin ünlü fil-
mi "Round Midnighf'ta, Dnter
Gordon ve Herbie Hancock'la
birlikte küçük bir de rol alan
McLaughlin'in son büyük basan-
sı, Los Angeles Füannoni Orkest-
rası yöneticisi Eraest Flcishman
tarafından ısmarlanan "Medi-
tenumean" adlı gitar konçertosu-
nu yazması ve çalması oldu. Kon-
çerto ilk kez 1985 ekim aymda ses-
lendirildi ve büyük övgülerle kar-
şılandı. Daha sonra ABD'nin ve
Avrupa'nın birçok önemli konser
salonunda çahnan yapıt, her ça-
hndığı yerde aynı yoğun ilgiyi gör-
dü.
John McLaughlin, Istanbul
Festivali'ne oldukça ilginç bir bi-
HEP YENt SESLER PEŞİNDE — Bir zamanlar gönlünu Hint müziğine kaptıran John McLaughlin, yülardır bep yeni Utlar, yeni
scsler, yeni renkler peşinde. Sanatçı, belki de durmadan kendini ve calgısını sınama kaygısında.
çimde, iki farklı müzik oiayıyla
katüıyor. önce Açıkhava Tiyatro-
su'nda yeni üçlüsüyle bir konser
veriyor. Ertesi gün de AKM Bü-
yük Salon'da, Iskoç Ulusal Or-
kestrası eşliğinde gerçekten çok
merakla beklediğim (ne yazık ki
tek kaydını dinleme olanağını bu-
lamadığım) ünlü konçertosunu
çahyor.
Mahavishnu ve Skakti deneyle-
rinden bu yana, McLaughlin'in
çoğunlukla az sayıda çalgıyı bir
araya getiren gruplan, giderek üç-
lüleri, ikilüeri yeğlediğini görüyo-
ruz. öte yandan çok ilginç ve şa-
şırtıcı bir biçimde egemen olduğu
calgısını kimi zaman bir keman-
cıyla kimi zaman bir piyano us-
tasıyla kimi zaman da dünyanın
en parlak flamenko gitarcısıyla bir
araya getiriveriyor. Bu kanşımlar-
dan yeni tatlar, yeni sesler, yeni
renkler elde ediyor. Bir tür kendini
ve calgısını sınama kaygısının be-
lirtilerini de görebiliriz belki bu
tutumda. Buna karşıhk sonuçla-
•rın her seferinde başanlı, her se-
ferinde etkileyici olduğu da kuş-
kusuz.
Ben kendi hesabıma, McLa-
ughlin'in kemanlarla, piyanolar-
la, flamenko gitarlarla yanşürdı-
ğı gitannı bu kez bir senfoni or-
kestrasıyla karşı karşıya getirme
düşüncesinden doğduğunu sanı-
yorum Akdeniz KoncertosıTnun.
Ve bu heyecan verici karşılaştır-
mayı dinlemek, görmek istiyo-
rum.
öte yandan McLaughlin Trio1
nun konserinin de çok ilginç bir
konser olacağı kuşkusuz. Üçlüyü
oluşturan müzikçilerden Kai
Eckhardt-Karpeh, gerçekten çok
iyi bir basçı, Trilog Gurtu'ya ge-
lince, onu tstanbullu cazseverler,
Oregon grubunun konserlerinden
anımsayacaklardır. Olağanüstü
yetenekleriyle dinleyıciyi büyüle-
yen, inanıunaz ve unutulmaz bir
müzikçiydi bu genç Hintli. Ve
bence festival programı içinde Tri-
log Gurtu'nun varbğı en az Akde-
niz Koncertosu kadar önemli.
Polonya'dan gelen Concerîo Avenna 'uzmari bir barok orkestraidi
Barok müzimn ustaları
Concerto Avenna Topluluğu eski çalgıları
kullanmadan, modern çalgılarla eski icra
özelliklerini, barok icra stilini yeniden
canlandırıyor. Bu festivalde kırk yılhk
toplulukların Concerto Avenna'nın
duyarhhğının ve stile bağhhğının yanına bile
yaklaşamadıklarını gördük.
FtLtZ ALİ
Polonya'dan gelen barok müzik
uzmanı Concerto Avenna Toplu-
luğu'nun verdiği tek konserin ta-
dı damağımda kaldı, ne yalan söy-
leyeyim. Aslına bakarsanız bu yıl
bana artık muzikten "gına" gel-
mişti. Festivalden festivale konsere
gitmeyi özler olmuştum. Arada
kalan zaman içerisinde hiç olmaz-
sa beynimi ve kulaklarımı dinlen-
dirir, sıradan hatta kötü konser-
ler dinlemek zorunda kalarak ge-
rilen sinirlerimi gevşetir, yeni fes-
tival mevsimine huzurlu, toleranslı
ve gıizel müziğe susanuş olarak gi-
rerdim. Oysa şu sıralarda Mo-
zart'ın ta kendisi öteki dünyadan
geri gelip en sevdiğim eseri olan
Figaro'nun Dügünü operasını
Topkapı Sarayı'nda şahsen yönet-
se bile heyecandan baygınlık ge-
çireceğimi hiç sanmıyorum.
Ancak, geçirmekte olduğum bu
akut müzik yorgunluğuna rağ-
men, Concerto Avenna konserin-
den pek keyif aldığımı ve yeni bir
şeyler öğrendiğimi itiraf etmeli-
yim.
Bildiğiniz gibi barok öncesi ve
barok müziği antik, yani orijinal
enstrümanlarla çalma modası al-
dı yüriidü son yıllarda. Barok ön-
cesi ve barok dönemde kullanılan
yayb çalgılar, yaylan ve telleri ile
günümüzdeki gelişnüş yaylı çalgı-
lardan biraz farklıydîlar doğal
olarak. O zaman keman ve viyo-
lalarda çenelik kullanılmaz, eşik
daha az kavisli olur, bağırsak tel
kullamlır, yaylar kimi zaman bil-
diğimiz ok yayına benzerdi. Çal-
ma tekniklerinde de çalgının ya-
pısından gelen değişiklikler vardı
tabii ki. Bütün bunlara ek olarak
bir de barok müziği yorumlama
stili vardı ki bu stil 19. yüzyılda
unutuhnaya terk edihniş ve gele-
neği sürdüren ustalar da rahmetli
olunca yok olma tehlikesi ile kar-
şı karşıya kalmıştı.
Neyse ki barok müziği yorum-
lama stillerinin sırlannı, özelhk-
lerini kaleme almış ustalann var-
lığı unutulmartuştL Yüzyıhmızda
harekete geçen kimi müzikolog,
bu işe meraklı müzisyenlerin de
desteğiyle barok donem stillerini
açıklayan kuramsal tezleri birer
ikişer kitaplık arşivlerinde bulup
ortaya çıkardılar.
Concerto Avenna'nın başansı
iste bu noktada beürginleşiyor. Es-
ki çalgdan kullanmadan, modern
çalgılarla eski icra özelliklerini,
barok icra stilini yeniden canlan-
dınyorlar. Eşit olmayan ritmler,
vibrato kullanma veya kullanma-
ma koşulları ya da nerede ne ka-
dar kullamlacağı, yayın teller üze-
rindeki yumuşaklîğı, süslemeler,
nüanslann nerede nasıl uygulana-
cağı, forte ile piyanonun, her iki-
si arasında gerçekleşecek olan
crescendo veya diminuendonun
dozu ve dengesi zaten daha önce
sözünü ettiğimiz "mizik
tezlerinde" aynntüarı ile belirlen-
mişti.
Concerto Avenna gibi uzman-
lardan oluşan topluluklara yazıh
metinieri, yaşanun pratiğine adap-
te etmek görevi düşüyordu. Her
babayiğit topluluk nazariyatı pra-
tiğe dönüşturmekte Concerto
Avenna kadar başarılı olmayabi-
lir. Nitekim bu festivalde lurk yıl-
hk toplulukların Concerto Aven-
na'nın duyarhgının ve stile bağh-
lığının yanına bile yakiaşamadık-
lannı gördük.
Sotheby, üç eseri özel anlaşmayla sattı
Yunanistan
ahcı'EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Yunanistan hükü-
meti, "Sotheby" müzayede firma-
sının yapmasını engeüeyemediği
müzayedede 3 tarihi eseri özel an-
laşmayla satın aldı. Hükümet,
rnüzayedeye konan 42 parça arke-
olojik eserin 1950'lerde Yunanis-
tan'dan kaçınldığını iddia ederek
müzayedenin durdurulması için
Londra'da dava açmış, ancak da-
va reddedilmişti.
Yunanistan hükümetinin satın
aldığı üç eserin MÖ 2800-2200 yıl-
larına ait olduğu saptandı, ancak
hangi eserler olduğu açıklanma-
dı. Aynca hükümetin bunlara kaç
para ödediği de gizli tutuldu. Bun-
lara ek olarak Yunanistan hükü-
metinin, muzayedeye katıhnadan
müzayede öncesinde "Sotheby"
ile özel gorüşme yoluyla eserlere
fiyat biçmeyi önermesi, "Sot-
heby"nin de bunu kabul etmesi
dikkati çektiği gibi katılımcılar
arasında eleştiri konusu da oldu.
"Sotheby" tarafından yapılan
açıklamada, pazartesi ve salı gün-
leri yapılan "Erienmeyer Koleksi-
yoau Sanşı"nda Yunanistan hükü-
metinin herhangi başka bir parça
için muzayedeye katılmadığı, "ko-
nunun kapandığı" belirtildi. An-
cak görüs beiirten bir koleksiyon-
cu, "Olup bitenler bizi kaygılan-
dırdı. Çünkıi müzayededen amaç,
belli bir piyasa duzeninde ticaret
yapılmasıdır. Alıcı ve satıcı vardır.
Bu mekanizmaya bu şekilde dışa-
ndan müdahale, finnanın itibannı
zedeier ve güvenirligini azaltır.
Oemek ki gucu yeten berkes fir-
maji bazı eserleri müzajede dışın-
da satmaya zoriayabilecek. Söz
konusu parçalar 30 yıldır özel el-
lerdeydL Yunanistan hükümeti
bunca yıl sonra bunlarda hak id-
dia edebiliyorsa başkalan da baş-
ka eserler için aynı iddiayı
getirebilir" dedi.
Türkiye'den de ceşitli zamanlar-
da ülke dışına çıkartıhnış çok sa-
yıda eserin halen özel koleksiyon-
larda ya da müzelerde durduğu
hatııiatıldığında ise koleksiyoncu-
nun yanıtı, "Eğer muzayedeye ka-
dar çıknuşsa ortada arnk ticari bir
alışveriş var demektir. Bu durum-
da iddia sahibi hukumet de her-
kes gibi muza>edeye gırmeli ve ya-
nşmalı. Bu bir ticari arenadır.
Özel muameje bir kez başlarsa bu-
nun sonu gelmez" dedi.
tsviçreli profesör Haos Erlen-
meyer'in paha biçilmez ve çok
zengin arkeolojik eser koleksiyo-
nu 1988 arahk ayında yapılan bir
raüzayede nedeniyle Türkiye'nin
de dikkatini çekmişti. "Christie"
fırması tarafından satışa çıkartı-
lan parçalar arasında, yarısı An-
kara Anadolu Medeniyetleri Mü-
zesi'nde bulunan bir tablet oldu-
ğu anlaşılmış, müzayedede parça
önce Londra'da tarihi kitap alım-
satımı yapan bir rırmanın üzerin-
de kalmış, müzayededen sonra da
Çigdem Simavi'nin mali katkıla-
rıyla Kultur Bakanlığı adına satın
alınmıştı.
Bolşoy Buz Balesi 12 günlüğüne Korukenfte
Buzü ar
Kültnr Servisi — Bu yıl 18.
Uluslararası lstanbul Festivali
kapsamında degişik bir topluluk
da gösteriler sunuyor. Bolşoy Buz
Balesi, yarından başlayarak 24
temmuz gunüne kadar Levent'te-
ki Korukent Rekreasyon Merke-
zi'nde gösteriler sunacak.
1988 yüından bu yana birçok
ülkede turneler gerçekleştirmiş
olan Bolşoy Buz Balesi'nde, buz
patenı şampiyonalarında şampi-
yonluklar almış patenciler yer
alıyor.
Natalya Bestemianova, artistik
buz pateninde birçok kez dünya
ve Avrupa şampiyonlukları ka-
zanmış bir patenci. Sovyetler Bir-
liği'nde yapılan yanşmalarda bi-
rincilik ve ikincilikler almış olan
tgor Bobrin, 1981 Avrupa Şampi-
yonası'nda birinci, Dünya Şampi-
yonası'nda da üçüncü oldu.
1983 Avrupa Şampiyonası'nda
birinci, Dünya Şampiyonası ve
olimpiyatlarda ikinci olan Andrey
Bukin 1985, 1986, 1987 ve 1988
Avrupa ve Dünya Şampiyonala-
rında birinci olurken, 1988 Olim-
piyatlarında da birinciliği kazan-
dı.
Yuri Bnreyko, 1980 Gençler
Dünya Şampiyonası ikincisi. tri-
na Vorobyova ise 1976 Avrupa ve
Dünya Şampiyonalan üçüncüsü,
Kış Olimpiyadı dördüncüsü, 1977
Avrupa ve Dünya Şampiyonala-
n ikincisi.
Vladimir Kotin, 1984 Olimpi-
yatlannda uçüncü, aynı yıl yapı-
lan Avrupa Şampiyonası'nda bi-
rinci, 1985 yılındaki Dünya Şam-
piyonası'nda da birinci oldu.
ÜNLÜLER DE GELİYOR — Yanndan başlayarak Korukent Rek-
rasyon Merkezi'nde gösteriler sunacak olan Bolşoy Buz Balesi'nde
birçok Avrupa \e Dünya Şampiyonası'nda, olimpiyatlarda şampi-
yonluklar almış sporcular da bulunuyor.
FESTİVALDE BUGUN
John MeLangldİM tçlüsiı AçTkhava Tiyatrosu
(21.30)
FESTİVALDE YAREV
Iskoç L'lusal Orkestrası Atatürk Kültür Merkezi
(21.30)
Bolşoy Buz Balesi Korukent Rekreasyon Merkezi
(21.30)
EUa Fıtzgerald
yoğun bakımda
• LAHEY (AA) — Kuzey
Deniz Festivali için
Hollanda'da bulunan
Amerikalı ünlü caz şarkıası
Ella Fitzgerald, su
kaybından rahatsızlanarak
hastaneye kaldmldı.
Lahey'deki festivalin
yetkililerinden Ike Ruberts,
72 yaşındaki Ella
Fitzgerald'm, kentteki bir
hastanenin yoğun bakım
bolümüne kaldınldığını ve
kendisine damardan çeşitli
sıvılann verilmekte
olduğunu belirtildi.
Fitzgerald'm durumunun
ağır olmadığı, ancak
festivalin açılışındaki
konserinin iptaJ edildigi
kaydedildi.
w
Abdülcanbaz'
tez konusu
• Kültür Servisi — Turhan
Selçuk'un ünlü çizgi
kahramanı Abdülcanbaz ve
Abdulcanbaz'dan uyarlanan
oyun, 9 Eylül
Üniversitesi'nde hazırlanan
bir lisans tezine konu oldu.
Sahne ve Görüntü Sanatlan
Bolümü Tivatro Anasanat
Dalı son sınıf öğrencisi
Sabahat Emine Abacı, Yrd.
Doç. Dr. Hülya Nutku'nun
yönetiminde "Karikattlr
Sanatımn Tiyatro Dekoruna
Etkileri ve Bir Model
Oyun: Abdülcanbaz'ın
Harikulade Maceralan"
adlı lisans teziyle mezun
oldu. Abacı, tezinde, 'Kara
Mizahın Toplumsal ve
Duşünsel Kökenleri ve
Dekora Yansıması, Turhan
Selçuk ve Abdülcanbaz'
başlıkiı bölumlere yer verdi.
10. Vienne
Caz Festivali
• Kültür Servisi — Vienne,
Fransa'nın Dauphine
bölgesinde yer alan bir
kent. Bu kentte dokuz
yıldır sürdürülen caz
festivalinin bu mevsim
onuncusu düzenlendi. "Frec
Jazz Revisited" başlıkiı
festivalde Ugi çeken
konserlerden birini Muhaİ
Richard Abrams verdi.
Eleştirmenlere göre Abrams
'sevgi ve cömertlik' sunan
bir müzik yapıyor, bu
müziğin kökeni Chicago
kentine özgü.
Stan Laurel
100 yaşında
• Kültür Servisi —
Sinemanın gelmiş geçmiş en
ünlü komedi ikilisi Laurel-
Hardy'nin sıska yarısı Stan
Laurel, önümuzdeki hafta
içinde 100 yaşına basıyor.
Asıl adı Arthur Stanley
Jefferson olan Stan Laurel
1890'da Ingiltere'de
Ulverston'da dünyaya geldl
1915'ten başlayarak kısa
güldürü filmleri çeviren
Laurel, 1927'de Oliver
Hardy ile birleşerek
unutulmaz bir ikili
oluşturdu. 20 yıl boyunca
birlikte film çeviren tüm
dünyayı güldüren ikili bizde
de Ferdi Tkyfur'un
seslendirmesiyle büyük bir
üne kavuşmuştu.
'Çizgi-Mizah'
karikatürleri
• Kültür Servisi — "Çizgi
Mizah" karikatür sergisi 12
temmuz perşembe günü
Kartal Sanat Evi'nde
(İstasyon Cad. No. 36)
açılıyor. Kartal Sanat Evi
tarafından düzenlenen,
geleneksel hale getirilerek
her yıl tekrarlanması
amaçlanan bu sergi 18
temmuza kadar sürecek.
Sergide Tbrhan Selçuk, Tkn
Oral, Haslet Soyöz, Kemal
Gökhan Gürses ve Erdoğan
Bozok'un çizgileri yer
alıyor.
Erdal Alantar
Efes'te
• Kültür Servisi — Resim
çahşmalarmı bir süredir
Paris'te sürdüren Erdal
Alantar, son çalışmalaruu 1
ağustos tarihinden
başlayarak Efes Selçuk
Arkeoloji Müzesi Sanat
Galerisi'nde sergileyecek.
Sanatçının Paris'te
gerçekleştirdiği 15 yağlıboya
yapıttan oluşacak olan sergi
15 ağustosa kadar açık
kalacak.