Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÖYKÜ ÖDÜLÜ: KADRİ ÖZTOPÇU ‘KİMSENİN BİLMEDİĞİ İNSANLAR’ 2020 Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü kazanan yazarımız Mehtap Meral’i kutluyoruz. Kör kuyularda merdivensiz öyküler 75’inci Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü Murat Çelik’le paylaşan Kadri Öztopçu’nun Kimsenin Bilmediği İnsanlar’ı, şiirsel bir biçemle Türk toplumunun aşamadığı kalıtımsal yaraların izini sürüyor. KADIR ÖZTOPÇU 1954’te Samsun’da doğan Kadri Öztopçu’nun şiirleri çeşitli edebiyat dergilerinde yayımlandı. 1 Mart 2020’de yaşama gözlerini yuman Kadri Öztopçu’nun Yanlış Hikâyeler (Can Yayınları, 2006), Kuş Oltası (Can Yayınları, 2009), Saklıköy’ün Kuşçucu (Günışığı Kitapları, 2009) ve Yara (Can Yayınları, 2013) adlı kitapları bulunuyor. MEHMET AMAN Schopenhauer, Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine adlı yapıtında, üslupta yapmacıklığın gereksiz yere yüz ekşitmek olduğuna değinir ve ekler: “Bir insanın yazdığı dil (üslup, y.n.), ulusunun fizyonomisidir.” [Fizyonomi: Yüz okuma sanatı, y.n.] Kadri Öztopçu, Kimsenin Bilmediği İnsanlar’da; dallanıp budaklanmayan olay örgüleriyle anlatılmak isteneni net bir şekilde anlatan, bir o kadar da şiirsel duruşuyla okuyucuyu umarsızca içine çeken bir biçemle çıkıyor karşımıza. Herkesin bildiği ama bilmek ve görmek istemediği insanların aslında genel olarak Türk toplumunun aşamadığı kalıtımsal yaraların izini sürüyor. Bazı kitapların ilk cümleleri, kitabın ne kadar nitelikli olabileceğinin işareti olabilir. Kimsenin Bilmediği İnsanlar’ın ilk hikâyesi de o nitelikli ilk cümle yordamında. “Kör Kuyular” adlı ilk bölümün ilk öyküsü olan “Bir Naftalin Hikâyesi”, olmayan merdivenin ilk adımı misali… Yaşamımızın her alanına yayılan ve gittikçe yükselen, yapana haz veren nezaketsizliğin bir ocağı nasıl yerle bir ettiğinin acı bir örneği… Gidenin ardından bıraktığı bir hırkanın hüzünlü bir anlatısı. Ardından gelen öykülerde, ölüm gerçeğinin ensemizde gezindiğini, zamanın su gibi acımasızca ve habersizce akıp gidişini; bir anne ve bir babanın ayrılığından doğan kimsesiz bir yasın, iki kardeşi hissizliğe terk edişinin gerçekçi anlatısını; bir çocuğun gözünden töre cinayetini; benliğini bulamayan, bulsa bile sistemin çarkları arasında ezilip gideni; hiçbir şey olamayanı ve terk edip gideni; işsizliği, işsizliğin getirdiği psikolojik yitmişliği dert ediniyor Öztopçu. “Kısa Bir Ara” adını verdiği ikinci bölümde, oldukça kısa öykülerle şiirsel anlatımın kapısını hayli aralıyor. “Akılların yerine bıçakların bilendiği” günümüz siyasal koşullarına ince göndermeler yapmadan edemiyor. “Kimsesiz Yollarda” bölümünde, gitgide matem havasına bürünüyor. Kitap boyunca sürekli ölümden bahseden Öztopçu, bu bölümde de sık sık yineliyor, adeta ölümü çağrıyor… Kimsenin Bilmediği İnsanlar okurlarla buluştuktan sekiz ay sonra, 1 Mart 2020’de aramızdan ayrılıyor ve kendi deyimiyle, sepya bir sisin içinde kayboluyor. n Kimsenin Bilmediği İnsanlar / Kadri Öztopçu / Can Yayınları / 136 s. 17 5 Kasım 2020 dur dedim yara sadece yaradır kendimi iki kişilik sarmayı bilmiyorum zaten. 75. YŞUİNİRUSÖDNÜALDÜİ