29 Eylül 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

20 KÜLTÜR Kilise, cami, müze Ayasofya, Türk dönemi boyunca Hıristiyanlığa karşı kazanılan zaferin bir simgesi olarak görülür. Mozaiklerin uzun süre korunup üzerinin kapatılmaması da bu zaferi hatırlamalarına bağlanır. Ancak 17. yüzyıldan itibaren sultanlar idari güçlerini garanti altına almak için İslami kurallara bağlılıklarını açıkça ifade etmek zorunda kalırlar. Yavuz Sultan Selim’le birlikte halifeliği de elinde tutan Osmanlı sultanları için Ayasofya artık daha farklı bir konumdadır. I. Ahmet (16031617) ve III. Ahmet (17031730) Ayasofya’yı bu düşünce içinde onartmışlar, o tarihe kadar duvarlarda gözüken mozaikler onarım sırasında kapanarak üzerleri İslami motif ve bitkisel bezeme ile bezenmiştir. Yapının içinde ve dışında ilavelerle Osmanlı sultanların Ayasofya’daki gücü daha da belirginleşir. Bahçede Mimar Sinan’ın yaptığı II. Selim Türbesi, Mimar Davud Ağa tarafından yapılan III. Murat’ın ve nihayet Dalgıç Ahmed Ağa tarafından yapılan III. Mehmet’in türbeleri, Ayasofya’yı sultanların yapmıştır. Bahçede I. Mahmut döneminde yapılan şadırvan ve Sübyan Mektebi ile Abdülmecit’in saatlerin ayarlanması için yaptırdığı Muvakkithane’de bu ilavelerin devamıdır. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, büyük bir hoşgörü ile yeryüzündeki iki büyük dinin en büyük mabet olarak kabul ettiği bu yüce yapıyı ve sultanlara ait ek yapıları isteyen herkesin görebilmesi amacıyla, müze olarak Bakanlar Kurulu’na önerir. Ayasofya böylece, bütün insanlığa ve kültür dünyasına kucak açar. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle