18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 NİSAN 2019 CUMA EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Bir sandık kalmıştı Demokrasilerde, siyasal krizler keskinleşmeye başlayınca çare olarak sandık yolu görünür. Eğer seçimle de sorun çözülemiyorsa ortada bir siyasal kriz değil, rejim bunalımı var demektir. 31 Mart 2019 yerel seçiminin çözüm olmak şöyle dursun, bizzat kendisinin bir düğüm oluşturması ülkeyi kaosun eşiğine getirmesi, iflas belirtilerini de bağrında taşıyan bir rejim bunalımıyla karşı karşıya olduğumuzun kanıtıdır. “Cumhuriyetin son seçimi olmak” olasığını da içeren 31 Mart seçimlerinin yol açabileceği kaos ile Türkiye’nin her alanı kapsayan iflas tablosu, seçimleri hükümsüzleştirmek isteyenlerin çabalarıyla siyasi alanı da içine almıştır. Şimdiye kadar siyasal sistemden ortada bir tek sandık kalmıştı, yerel olan son seçimle o da gitti. Artık sen sağ, ben selamet! HHH Çok anlatılmaya çalışıldı, sandık demokrasinin zorunlu koşuluydu, ama yeterli koşulu değil, bir rejimin demokrasi olabilmesi için sandığın yanı sıra temel hak ve özgürlüklere saygılı, çoğulcu, katılımcı olması, kuvvetler ayrılığı ilkesine saygı göstermesi ve adil yargıyı da içermesi gerekirdi. İktidara egemen olan düşünce ise “ben sandıktan çıktım ne istersem yaparım”dı. Bunun ne kadar sakat ve sonu toplumsal iflasa varan bir yol olduğunu 17 yıl yaşayarak gördük. Tüm eleştiriler iktidar tarafından “kutsal sandık” defisiyle savuşturulmaya çalışılıyordu. AKP yutturmacasını baştan beri yememiş olanlar sandığın, ancak iktidarın lehine sonuç vermesi halinde kutsal sayıldığını aksine bir sonuçta onun da tanınmayacağını anlatmaya nafile uğraştılar. Ta ki 31 Mart seçimlerine kadar. O yerel seçimde, CHP İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Eskişehir, Mersin’i aldı, Bursa’yı da zorladı. AKP, bir aşk hikâyesi olarak sunduğu İstanbul’un rantı olmadan saltanat süremeyeceğinden, İstanbul’u kaybedince gerçek yüzünü gösterdi: Benim adayım kazanmayınca, ben sandık mandık anlamam! Sonucu kabul etmem! Böylelikle adil, eşit ve özgür koşullarda yapılmasına rağmen “var işte” diye gösterilen seçimler de tarihe karışmış, “ben benden yana olmayınca milli irade falan tanımam!” dönemi başlamış oldu. Bu şimdiye dek askeri darbelerin bile tutmadıkları bir yoldu. Kenan Evren bile, yasaklı ve kısıtlı da olsa seçim sonuçlarını tanımamazlık etmemiş, sandıktan çıkan Turgut Özal’a karşı koymamış, koyamamıştır. “Özal’ın arkasında Amerika vardı, sıkı mıydı, Evren’in karşı çıkması!” savı sonucu değiştirmiyor. Sonunda o ya da bu nedenle Evren dahi sandığa boyun eğmişti. Bugün 15 Temmuz darbe girişiminden iki buçuk yıl sonra, muktedirler “sandık sonucunu tanımıyoruz” diyerek darbe girişimi başarıya erişseydi, ne olacak idiyse onu gerçekleştirerek, o zamanlar, “demokrasinin çiğnenmesi için 15 Temmuz darbesine gerek yoktu, demokrasi zaten yoktu ki, çiğnensindi” diyenleri haklı çıkardılar. HHH Onlar, aynı zamanda şunları da söylüyorlardı: Türkiye’nin ekonomik sorunları, güven veren tam demokrasi olmadan çözülemez. Ulusal bir tarım politikasını demokratik yollarla yaşama geçirmeden, bir zamanların tarım ülkesi Türkiye’de açlığın yaygınlaşması engellenemez. Diplomatik gafları birbirini izleyen bu iktidar, içeride halkıyla bütünleşmesini sağlayacak demokrasiyi yaşama geçirmeden, içine düştüğü yalnızlık çukurundan kurtulamaz. Kürt sorunu demokrasi olmadan çözülemez. Türkiye’nin bekası demokrasi ile sağlanır. Yeni girmekte olduğumuz dönemde göreceksiniz bunlar da doğru çıkacak. Sonunda selamete ereceğiz ama ne yazık ki, bedeli çok ağır olacak. Maltepe sayımlarını geciktirme çabaları YSK’nin Maltepe’deki oyların yeniden sayılmasına karar vermesinin ardından CHP’nin çabalarıyla dün öğle saatlerinde 2’den 12’ye çıkarılan sandık kurulu sayısı akşam saatlerinde yeniden 2’ye düşürüldü. CHP PM üyesi Barış Yarkadaş, Twitter hesabından “İktidar bloku, belli ki sayım / döküm işleminin bitmesini istemiyor ve süreci uzatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Maltepe’de önce MHP ve AKP eliyle ardından da ilçe seçim kuruluna siyasi baskıyla sayım sürecini yavaşlatmaya çalışıldığını belirterek, süreci yavaşlatanlara ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bu arada AKP’nin İstanbul’da geçersiz oylara yönelik yaptığı itirazın ardından Maltepe’deki sandıklar hariç oyların yüzde 97.4’ü sayıldı. Kadıköy’de İmamoğlu’na 452 oy daha yazılırken, aradaki fark 13 bin 997’ye çıktı. l İç Politika Büyükçekmece kararı, Maltepe’de süren sayım ve AKP’nin olası itirazı gerekçe gösterilerek ertelendi YSK AKP’yi bekleyecek Akgün, rakamlarla çürüttü LEYLA KILIÇ AKP’nin Büyükçekmece’de sahte seçmen usulsüzlüğü yapıldığı yönündeki iddialarına tepki gösteren Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün, AKP’li Mevlüt Uysal’ın sözlerini rakamlarla yalanladı. Akgün, “2018 Haziran Genel seçimlerinde seçmen sayısı 172 bin 351. 2019’da ise 24 bin seçmen artışından bahsetmelerine karşı seçmen sayısı 174 bin 661. Toplam kullanılan oy sayısı ise 148 bin 42. Geçerli oyda 144 bin 768. Nerede bu 24 bin artış? Sayın Mevlüt Uysal, gelecek bize anlatacak” dedi. Akgün, AKP’nin kaybettiği seçime gölge düşürmek amacıyla Büşükçekmece’yi kullanmak istediğini söyledi. Akgün dün hakkında yöneltilen “taşıma seçmen” iddialarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Akgün, “AKP 25 yıl sonra İstanbul’da kaybetti. İstanbul seçimine gölge düşürmek amacıyla Büyükçekmece’yi kullanmak istiyor” dedi. İlçede polislerin seçmenlerin evlerine gitmesini “demokrasi ayıbı” olarak niteleyen Akgün, “Polisler hangi partiye oy verdiğinden, ne zaman taşındınız gibi sorularla insanları tedirgin ediyor” diye konuştu. Polislerin küçük çocukların dahi kimliğini istediğini söyleyen Akgün, “Çocuğa ‘seçmen misin’ diye sormak hangi vicdanla, hangi hukukla bağdaştırılabilir? 21’inci asır Akgün, AKP’nin iddialarına Büyükçekmece’de daha önce yapılan seçimlerdeki seçmen sayı larını gösteren tabloyla yanıt verdi. da bu zulüm değildir de nedir?” ifadelerini kullandı. Soyadına göre AKP’li seçmenlerin isimlerinin silindiği iddialarına ilişkin ise Hasan Akgün,“Benim soyadıma bakarsanız başında Ak var. O zaman ben AKP’ye oy verdim. Mizahçılar için iyi malzeme” dedi. Polis ekipleri dün de bazı evlere giderek seçmen kontrolü yaptı. 5 yaşa seçmen sorusu Öte yandan, polislerin tuttuğu kayıtlarda seçmen olarak görünen 5 yaşındaki Atilla Burak Özdemir yaşananları “Polislere, daha önce oy kullanmadığımı söyledim. Ben daha küçük bir çocuğum oy kullanmayı bilmem, onu siz bilirsiniz ben sadece sokakta oyun oynamayı bilirim dedim” şeklinde anlattı. Annesi Gaye Başarır da “Polis eve gelip oğlumu aradığını söyledi. Neden diye sorduğumda görmek istiyoruz dediler. Gördüklerinde onlar da şaşırdı ve ‘Bu mu oy kullanıyor’ dediler. Bu çocuk 5 buçuk yaşında” diye konuştu. ‘Kararı erteleyemez’Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu YSK’nin yetkiyi kötüye kullandığını söyledi HAZAL OCAK Yüksek Seçim Kurulu’nun, Büyükçekmece kararını ertelemesini değerlendiren CHP milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 31 Mart seçimlerine ilişkin YSK’ye itiraz süresinin 8 Nisan’da bittiğini belirtti. Kaboğlu, “YSK’nin olağanüstü itiraz süresi sona ermiş olduğu halde, kararın ertelenmiş olması, ciddi kuşkulara neden olmaktadır. YSK, “kötüye kullanılan başvuru hakkı” karşısında “yetkinin kötüye kullanımı” olarak adlandırılabilecek bir sürece girmiştir” dedi. Kaboğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: n YSK’nin daha AKP İstanbul genelinde seçimin iptali başvurusu yapmamışken böyle bir karar vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 298 sayılı yasanın 130. maddesinde olağanüstü itiraz şöyle belirtiliyor: “Şu kadar ki; tutanağın düzenlenmesinden sonra (7) gün içinde seçimin neticesine müessir olaylar ve haller sebebiyle yapılan itirazlar, seçimin sonucu hakkında karar vermek yetkisine sahip olan kurullar ca, seçimin neticesi ne müessir görüldü ğü takdirde...” Şu hal de, ‘seçim sonucu nu etkileyecek du rumlar’, ancak olağa nüstü başvuru konu su olabilir. İBB Baş kanı İl Birleştirme Tu İbrahim Kaboğlu tanak Özeti, 1 Nisan 2019 tarihli olduğu na göre il genelinde İstanbul İl Seçim Ku rulu kararlarına karşı YSK’ye itiraz süre si 8 Nisan günü saat 17.00’de sona ermiş bulunuyor. YSK uygulaması da bu yöndedir. YSK, 15 Mayıs 1999 tarihli 1531 karar numa ralı kararında, “İlgili birleştirme tutanağı nın düzenlenmesinden itibaren 7 günlük itiraz süresi de geçmiştir” demek suretiy le madde 130’da belirtilen 7 günlük iti raz süresinden sonra gerçekleşen başvu ruyu da süre sebebiyle reddetmiştir. Bu sebeplerle AKP tarafından yapılan itiraz hem süre hem de konu bakımından red dedilmelidir. Büyükçekmece itirazı, olağa nüstü itiraza konu olabilecek “durum ve haller” olarak nitelenemez. Bunu derhal reddetmesi gereken YSK, muhtemel bir iptal başvurusu gerekçesi ile kararını geciktiremez. n YSK’nin üzerinde siyasi baskı olduğunu söyleyebilir miyiz? Olağanüstü itiraz süresi sona ermiş olduğu halde, YSK tarafından olası bir başvuru nedeniyle kararın ertelenmiş olması, ciddi kuşkulara neden olmaktadır. AKP, 31 Mart gecesinden itibaren yürüttüğü anayasa ve seçim mevzuatını zorlayan, hatta çok yönlü olarak ihlal eden girişimlerinden mutlaka bir sonuç almayı amaçlamakta ve ne pahasına olursa olsun İBB Başkanlığını ele geçirmeyi amaçlamaktadır. Büyükçekmece başvurusu, konu bakımından öncelikle ve süre (ikincisi) reddedilmeli idi. Bunu reddetmeyen YSK, potansiyel başvuru gerekçesi ile kararını erteleyerek, “kötüye kullanılan başvuru hakkı” karşısında “yetkinin kötüye kullanımı” olarak adlandırılabilecek bir sürece girmiştir. Bu itibarla, siyasal baskı kuşkusu pekişmiş olmaktadır. l İSTANBUL ALİCAN ULUDAĞ Yüksek Seçim Kurulu (YSK), AKP’nin sahte seçmen iddiasıyla Büyükçekmece’de seçimlerin yenilenmesi talebini dün görüştü. Ancak toplantıyı yarıda kesen YSK; görüşmeyi erteledi. Buna gerekçe olarak İstanbul’da süren sayımın devam etmesini gösteren Kurul, Büyükçekmece başvurusunun, AKP’nin ileride İstanbul’da seçimlerin yenilenmesine yönelik yapacağı “olağanüstü itiraz” ile birlikte değerlendirme kararı aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasının ardından geçersiz oyları yeniden saydıran AKP; seçimleri iptal ettirmek amacıyla da Büyükçekmece’de sahte seçmen iddiasında bulunmuştu. AKP, Büyükçekmece’de seçimlerin burada iptal edilmesi talebiyle YSK’ye başvurmuştu. Günlerdir talebi görüşmeyen YSK, dün olağanüstü toplandı. Yaklaşık üç saat konuyu görüşen YSK; Büyükçekmece’deki seçimlerin yenilenmesi talebini karara bağlamayarak görüşmeleri erteledi. Alınan bilgiye göre, YSK; İstanbul’da sayımın bitmemesini gerekçe gösterdi. Maltepe’de tüm oylar yeniden sayıldığı için İstanbul sonuçları açıklanmamıştı. Kurul’un, Maltepe ilçesinde oy sayımının halen devam ettiği ve bu nedenle “il birleştirme tutanaklarının” henüz düzenlenmediği, ayrıca Büyükçekmece için verilecek bir kararın İstanbul seçimlerinin sonucunu da etkileyebileceği gerekçesiyle toplantıyı ertelediği öğrenildi. Erteleme talebinin ise AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel’den geldiği öğrenildi. YSK’nin Başkan ve 10 üyesi tarafından İstanbul’da sayım işleminin tamamlanması gerektiğine ilişkin görüş birliğine varıldı. Bu durumda, Büyükçekmece başvurusunun, AKP’nin ilerleyen günlerde İstanbul genelinde seçimin yenilenmesi için yapacağını açıkladığı “olağanüstü itiraz” ile birlikte değerlendirilmesi bekleniyor. YSK’nin bu son kararının ardından İstanbul’daki oy sayım işleminin tamamlanması beklenecek. Ancak YSK’nin, henüz AKP tarafından yapılmamış olan İstanbul’daki olağanüstü itiraz başvurusunun “yapılacak olması” nedeniyle Büyükçekmece kararını ertelemesi dikkat çekti. KHK’li meclis üyelerine de ret YSK ayrıca, KHK ile kamu görevinden çıkarılan ve 31 Mart seçimlerinde belediye meclis üyesi olan kişilere de olumsuz yanıt verdi. Kurul, ardından gelen adayın belediye meclisi olacağına karar verdi. Öztrak: İktidar zaman kazandı CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, YSK’nin Büyükçekmece kararını ertelemesine dair yazılı açıklamada bulundu. Öztrak, “Bu karar, Kurulun ağır baskı altında olduğunu bir kez daha göstermektedir. İktidar, sandıkta kaybettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini masada çalabilmek için bir kumpas planını uygulamaktadır. Bu erteleme kararı, söz konusu kumpas dosyasının tamamlaması için iktidara zaman kazandırmayı amaçlamaktadır. Alınan bu erteleme kararıyla, ülkemiz demokrasisine ve hukuk devletine verilen hasar giderek büyümektedir” ifadelerini kullandı. l ANKARA Dolmabahçe kumpasıCHP Sözcüsü Faik Öztrak, İstanbul seçimleriyle ilgili süreci hazırladığı şema ile anlattı CHP sözcüsü Öztrak, İstanbul seçimine yönelik itirazların 3 Nisan’da Erdoğan, Binali Yıldı rım ve bakanların Dolmabah çe’de bir araya geldiği toplantıda kararlaştırdığını söyledi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak 1 Nisan’dan bu yana geçersiz oyların sayımıyla başlayan ve Büyükçekmece’de seçmen kaydırıldığı iddiasına kadar geçen İstanbul seçimle riyle ilgili yaşanan süreci “seçim çalma organizasyonu” olarak tanımladığı bir şemayla birlikte açıklarken, “Saray ve sarayın bekçisi sandıkta kaybettikleri İstanbul’u FETÖ tipi bir kumpasla ‘şai be var, usulsüzlük var’ diyerek masada geri alma hareketinin önünü açmıştır” dedi. Öztrak, şunları dile getirdi: Oy farkı 14 bin: Seçmenlerin yüz de 49’a yakını “Biz İstanbul Büyük CHP sözcüsü Faik Öztrak toplantıda ‘seçimi çalma şeması’nı paylaştı. şehir Belediye Başkanı olarak Ekrem büyük usulsüzlükler olduğuna dair bir İmamoğlu’nu görmek istiyoruz” demiş. kampanya başlattı. 2 Nisan’da AKP’nin Yüzde 49 oy bir rekor. AA’nın ağır ma delilsiz itirazlarıyla geçersiz oyların sa nipülasyonları yaptığı ilk 5 saat dışın yımı başladı. Bu sayımların yapılması da İmamoğlu hep öndeydi. nın hukuksuz ve yasalara aykırı olma Seçim çalma organizasyonu: İkti sına rağmen YSK’nin sayın demesiy dar seçimi çalmak için düğmeye bas le hukuksuzluk devam etti. Adalet Ba tı. Ben de organize seçimi çalma şe kanlığı bir araştırma kapsamında san ması hazırladım. 1 Nisan’da başlıyo dıklarda görev yapan tüm görevlilerin ruz. İmamoğlu’nu kazandığının belli ol bilgilerini istemek için muhaberat po ması üzerine önce AKP’nin İstanbul İl lislerini seçim kurullarına gönderme Başkanlığı’nda AKP’nin adayı bakan ye başladı. larla bir toplantı yaptı. Bunun üzerine Düğmeye 3 Nisan’da basıldı: 3 yandaş medya İstanbul seçimlerinde Nisan’da AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP yöneticileri, Binali Yıldırım ve bakanlar Dolmabahçe’de bir araya geldi. Bu toplantıdan sonra bir kumpasın düğmesine basıldı. 4 Nisan’da Faik Öztrak mülkiye müfettişleri Büyükçekmece’de göründü. Müfettişlerin İçişleri Bakanlığı’nın nüfus müdürlüğünde yürüttüğü usulsüzlükle ilgili idari soruşturma gerekçesiyle görevlendirildiği belirtildi. Bu soruşturma AKP’nin YSK’ye Büyükçekmece’de seçimlerin iptali ve yenilenmesiyle ilgili başvurusunda dayanak teşkil etti. Bu soruşturma kapsamında 18 Ocak’ta bu usulsüzlükleri yapmakla suçlanan Mehmet Özgür Samanlı tutuklanmıştı. Nüfus Müdürlüğünün müdürünü ise kimse konuşmuyor. Seçimleri kaybeden AKP adayına sormak istiyorum; personelinin usulsüzlük yaptığı iddiasına karşın bu müdür hakkında neden hiçbir idari soruşturma yok? Bu müdürün çok yükseklerde birileriyle akrabalığı mı var? İlk işaret Erdoğan’dan: 8 Nisan’da AKP Genel Başkanı Erdoğan Rusya’ya giderken 1314 bin oy farkının İstanbul’u yönetmek için yetmeyeceğini açıklıyor. Bir anlamda seçimlerin yenilenmesine icazet veriyor. İstanbul’da seçimlerin iptal edilmesinin talep edileceğinin ilk işareti. 8 Nisan’da YSK, 38 ilçede oyların sayılması talebini redde diyor. Uzunca süre hukuksuz itirazlara göz yuman YSK bu kararla geçmişteki içtihatlarına bağlı kalıyor. Büyükçekmece itirazı da geri çekiliyor. Ellerindeki belgelerin yetersiz olduğuna dair bir inceleme yaptı. Delil için devlet kullanıldı: 9 Nisan’da Büyükçekmece’yi polisler bastı. Ev ev dolaşarak taşıma seçmen tutanakları alındı. Aynı gün Devlet Bahçeli de ‘Seçim yenilensin’ dedi. AKP; Büyükçekmece’de Belediye Başkanımız Hasan Akgün mazbatasını aldığı için; seçmen listelerinde yolsuzluk iddiasıyla olağanüstü itirazda bulundu. YSK temsilcisi bu süreçte sık sık İçişleri ve Adalet Bakanıyla konuştu. Bu durum, eşit şartlarda seçime girmesi gereken iktidar partisinin, bir itiraz dosyası hazırlarken devletin polisini, devletin Adalet Bakanı’nı yardımcısı olarak delil bulmak için kullandığını gösteriyor. Şu anda Büyükçekmece’de hâlâ polisler dolaşıyor. Tablo son derece açık: Saray ve sarayın bekçisi sandıkta kaybettikleri İstanbul’u, FETÖ tipi bir kumpasla ‘şaibe var, usulsüzlük var’ diyerek masada geri alma hareketinin önünü açmıştır. 14 yaşındaki çocuklara anne babasının evde oturup oturmadığına ilişkin tutanak imzalatmak istemişler. Millet yaşlı ana babasını evine almış, polis defalarca gelip soruyor. İmzalatılan tutanakların bir örneği vatandaşlara verilmiyor. Polisler polisleri şikâyet ediyor. l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle