21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2005 SALI 8 Istanbul HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Y 19 Sinop Eome PB 22 Samsun Y 21 Adana A 27 Y 23 Kocaeli Y 22 Trabzon Y 20 Çanakkale PB 21 Giresun Y 19 Izmir PB 26 Ankara PB 21 Manısa Aydın PB 25 Eskişehir PB 20 B 18 De-ıızli PB 27 Konya B 26 Sıvas PB 17 Zonguldak Y 20 Antaiya A 27 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A B PB 28 22 24 19 23 17 14 PB 13 Yurdun kuzey kesım- len parçalı buluflu. Mar- mara'nın doğusu Batı Karadenız kıyılan sağa- nak yağışlı, dığer yerier az bulutlu ve açık geçe- cek. Sabah saatlennde ıç Ege'de yer yer sıs go- rülecek Hava sıcaklığı yurdun kuzey kesımle- nnde bıraz azalacak, dı- ğer yerterde onemlı bır değışıklık olmayacak DIS MERKEZLER Oslo Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn K Y Y Y Y PB Y PB 2 5 8 18 16 17 20 18 Münıh B 21 Zürıh Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB PB PB PB PB PB PB 17 18 20 18 21 19 23 23 PB 19 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahire Şam PB B PB PB A PB A A A 3 22 8 17 19 14 21 28 27 Parçalı bulutlu i Sıslı Bulutlu ^ Çok bulutlu Yağmuriu Sulu kar Gök gürultulü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada vunuyor hem de laik rejime ihanetin kanıtlarına ulaşıyor. Laik devletin bütün gereklerinin yerine gelip gel- mediğıni saptaması veya laik üniversitelerde aykı- rı gdişatı izleyerek karşı çıkması ya da karşıdevrim kokularının yükseldiği bir üniversiteye (üniversite- lere) karşı hukuksal uygulamalara olanak sağlama- sı gereken Cumhuriyet hükümeti ve başı ne yapı- yor? YOK'e saldırıyor, hükümet olarak üstlendiği so- rumluluklar aklının ucundan geçmiyor. Sanki ana muhalefet, YÖK ve üniversite rektör- leri iktidarda... Laik rejimin gereklerini yerine getir- medikleri gibi laik rejime karşı Van'daki gerici devi- nimlere göz yumuyorlar. Hazret de muhalefette. Ik- tidara veryansın ediyor. Eşine ender rastlanan de- mokratik bir çarpıklık sergileniyor! ••• O yalan bu yalan; peki ama aylardır, yıllardır van'- da gözlemlenen kimi antilaik hareketler de mi ya- lan? Laik rejimi koruma kollama uğruna savaşım vermeyi ilke edinen kimi gazetelerde (tabii Cumhu- riyet'te) okuduk. öğretim üyelerinin yüzde 85'inin çeşitli tarikatlarla yakın ilişki içinde olmaları... Mah- remdir diye konutlarına balkon yaptırmamaları... Lojmanlarda kimi öğretim üyelerinin eşlerinin er- keklere kapı açmaması... Kara çarşafla gezmesi... Çağdışı ahmaklık diye nitelenebilecek bu ve ben- zeri olaylar, uygulamalar da mı yalan! Size göre doğru olan nedir, Bay Başbakan? Faz- lası yok eksiği çok bu olaylar mı? Islam devletlerin- de yaşanan çağdışı yaşam biçimi mi, yüzünü batı- ya dönen Türkiye'yi temsil ediyor? Bu Başbakan'ın Van'daki gericilik olaylanna, üni- versitedeki gericilik eylemlerine karşı söyleyeceği tek bir cümle yok mu? Olamaz da. Kuşkusuz kafası da gönlü de Van Üniversitesi'ndeki gerici düzenin bütün Türkiye'ye, Türk toplumuna yerleşmesinden yana. Olana bite- ne ses çıkaramayarak Van'daki gericilik olaylarını desteklediğini gösteriyor. ••• Başbakan, Müsteşarı Ömer Dînçer'in üniversi- telerde ders vermekten men edilmesini, rektörün tu- tuklanmasına karşı YÖK'ün intikam hareketi diye ta- nımlıyor. Insaf! Olayları izleyen -tek bir kişi dışında, Başbakan dışında- sade bir vatandaş bile aylardır ömer Dinçer'in intihal (aşırma) suçu işlediğini, bir bilim adamınayakışmayan hareketin saptanmasın- dan sonra YÖK'ün gerekeni yapacağını biliyor. ömer Dinçer'i, aşırmadan suçlu bir insanı, RTE'nin olağanüstü ölçülerde savunması anayasal kurumlara bakış açısını da ortaya koyuyor. Gün boyu oruçlu. Iftardan sonra tok bir mide, hızlanan kan dolaşımı mantıksızlığı tetikliyor ve bu Başbakan, YÖK'e, Barolar Birliği'ne, ana muhale- fete, rektörlere saldırgan bir kimlik sergiliyor. Ülke için, laik rejim için, çağdaş yaşam için talih- sizliğin adı, bu Başbakan! Keenlemyekûn • Baştarafı 2. Sayfada amacıyla başvuracağı sa- kat yöntemlerdir. Böyle ayak oyunlan ve aldatma- calarla ülke yönetilmez. Ne var ki, bu aldatıcı yöntemler sonucu halkı- mızın, sevgili ozanımız Nizıın Hikmet'in nitele- diği gibi, "midye gibi ka- palı ve rahat", "koyun gibi" uysal bir duruma ge- üşinden yararlanan günü- müz iktidan. ulusumuzun bağımsızlığı, egemenliği gibi yaşamsal konularda kararlar almakta, yabancı- laıia özleşmeler yapmak- ta, devletin temel yapısı olan anayasayı bile değiş- tirme girişiminde buluna- bilmektedir. Hukuk ilkelerine, ana- yasa kurallanna aykın ol- duğu gerekçesiyle Cum- hurbaşkanı'nca geri çevri- len ya da Anayasa Mahke- mesi'nce iptal edilen ya- salan, anlamsız bir inatla, yeniden yapmakta direne- bilmektedir. Anayasanın bağlayıcı kurallanna karşın, yargı kararlannifl uygulanmayı- şı, devlet mallannın gizli pazarlıklarla yabancılara satılması gibi işlemlerin olgulanması ve daha ürkü- tücü olanı "ûlkeyi pazar- lama"ya kalkjşması, üJ- kemızin ne denli hukuk- suz bir iktidann elinde ol- duğunun açık ve acı kanıt- landır; yönetenlerin de yö- netilenlerin de altında ka- lacağı böyle bir yıkımdan ülkeyi korumak için ge- rekli örJemlerin geç kal- madan alınması zorunlu hale gelmiştir. Sonuç: Evrensel hukuk ilkelerine aykın olarak u- lus çoğunluğunun istenci- ne dayanmayan AKP ikti- dannın aldığı tüm karar- lar, uluslararası sözleşme- ler ve tüm işlemler, Sayın Prof. Mardin'den öğrendi- ğim hukuksal deyimle ke- enlemyekûndür. Daha yü- rekli ve köklü bir deyişle, AKP iktidannın kendisi keenlemyekûndür. (l)T.ZaferTunaya"Si- yasi Partiler ve Anayasa Hukuku" s. 665. AL GOZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Işikadınlara bırakın! I BaştarafıArka Sayfa 'da Birkaç sivri örnek dışında bulunduğumuz zamanda da solda özellikle karar mekanizmalannda kadınlann olduğunu sanmıyorum. Emin olunuz ki olsaydı, solun şu darmadağın ve içler acısı hali olmazdı. Neden kadınlara bu kadar güveniyorum, görünen köy kılavuz istemez. nerede adam gibi bir iş yapılıyor- sa, bakın, çoğunJuk kadınlarda; kadınlar daha mı ze- kiler, daha mı pratikler bilmiyorum ama, çok çabuk çö- züm üretebiliyorlar. Işlere asılıp sonuna kadar gittne- yı ve kendilerine daha az ihanet etmeyı beceriyorlar. Daha gerçekçiler, kınhnalarmı, örselenmelerini da- ba çabuk aşmayı ve hayata dolaınmayı seviyorlar. Vay canına, çok büyük sözler ettim, ama biliyorum Id kadınlar benim yüzümü kara çıkarmazlar. Bu arada jöyle bir önerim de var; artık kadınlar, kadın kotası koymayan partilere oy vermesinler. Ne mi olur, bu du- rumda ülkenin yansı oy vermeyecek demektir. Bu er- keksi partiler ancak bundan anlarlar. Kibarca kota is- temek olmuyor. Böylece belki akıllan başlanna da ge- ısilozgenturkıa superonline. com MGSB'de kriz aşıldıEge ve Kıbns'la ilgili sert ifadeler nedeniylegörüşmeleri 3 Ekim sonrasına ertelenen belgede uzlaşüması 'TSK'nin duyarlı olduğu konularayer verildi'yorumuna neden oldu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Milli Güvenlık Kurulu (MGK), Milli Güvenlik Siyase- ti Belgesi'nin (MGSB) Bakanlar Kurulu'na iletilmesine karar ver- di. Uzun süredir hükümet ile (T- SK'nirj uzlaşma sağlayamadığı belge üzerinde MGK'de anlaş- maya vanldı. Irticai ve bölücü faaliyetlerin öncelikli tehdit sıralamasına alınması, Kıbns ile Ege konula- nnm beigedeki ifade biçimleri nedeniyle aşılamayan MGSB'- deki kriz dünkü MGK toplantı- sında aşıldı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlı- ğında yapılan ve 6 saat süren top- lantıya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başka- nı Orgeneral Hilmi Özkök, TSK komuta heyeti ile ilgili bakanlar katıldı. Toplantının ardından açıklanan biJdiride, "Yeni Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'nin uygun bulunarak bu konuda- ki tavsiye kararının Bakanlar Kurulu'na bildirilmesine ka- rar verildiği" ifadesi yer aldı. Müzakerelere başlanacak 3 Ekim 2005 'ten önce Ege ve Kıb- ns sorununa ilişkin sert söylem- leri içeren MGSB'ninAB ile iliş- kilerde sıkıntı yaratacağı gerek- çesiyle görüşülmesi daha sonra- ki toplantılara ertelenmişti. Hü- kümet, yıne AB'ye uyum gerek- çesiyle MGSB'nin sadeleştiril- mesi gerektiğini savunarak bir- çok niteleme ve kavramı belge- den çıkararak yeni bir öneri ha- zırlamıştı. TSK irticai ve bölücü tehditleri, dış tehditler kadar önemli iç tehdit unsuru olarak nitelerken hükümet bu konuya yumuşak yaklaşıyordu. Kıbns ve Ege konuJannda çözüme dayalı ifadelere belgede yer vermek is- teyen hükümet, bu konuda da T- SK'nin itirazjyla karşılaşmıştı. TSK önerisinde ise Kıbns'ın Rumlaştınlması yönündeki ça- balara dikkat çekilmişti. TSK, MGSB'de önemli bulunan nok- talardan geri adım atılmayacağı- nın işaretini dönemin Genelkur- may 2. Başkanı Orgeneral tlker Başbuğ'un basmı bilgilendirme toplantısında da vermişti. AB ile müzakerelerin resmen başlama- sının ardından gerçekleştirilen MGK'de belge üzerinde uzlaş- maya vanlması dikkat çekti. Ge- lişme Ankara kulislerinde "T- SK'nin duyarlı olduğu konu- lar belgede yer aldı" yorumla- nna neden oldu. MGSB'nin Ba- kanlar Kurulu'nca onaylanması- nın ardından, belgenin uygula- ması yine aynı kuruJ tarafuıdan gerçekleştirilecek. 'Ulusal yarar1 vurgusu MGK'de Türkive ile AB'nin müzakerelere başlaması ile geli- nen aşama da değerlendirildi. Konu ile ilgili Dışişleri Bakanlı- ğı ve AB Genel Sekreterliği yet- kilileri kurula bilgi verdi. Top- lantı sonrasında yayımlanan bil- diride, şu ifadelere yer verildi: "Avrupa Birliği ile müzakere- lerin başlama tarihi olan 3 Ekim 2005'e uzanan süreç ile sonraki gelişmelerin değerlen- dirmesi yapılmış; bu dönern- de, ülkemizin AB'ye üyelik is- tenç ve kararlıbğı yinelenerek görüşmelerde ulusal yararla- rımızın gö/etilmesinin önemi vurgulanmıştır." Toplantıda aynca, Türkiye 'nin su kaynaklannın etkin kullanı- mına ilişkin konu başlığı da gö- rüşüldü. Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Hilmi Güler ile DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğ- lu'nun da katıldığı bu bölümde Türkiye'nin önümüzdeki dö- nemde bu alanda yaptığı planla- ma gündeme geldi. Bildiride ko- nu, şöyle dile geririldi: "Tanm alanlarının sulan- ması, şehirlerin ve sanayinin su gereksiniminin karşıianma- sı, hidroelektrik üretiminde teknik ve ekonomik potansiye- lin tümünün 2023 yılına kadar knllanılması için alınması ge- reken önlemlerle sınır aşan su- lar üzerindeki barajların bir an önce tamamlanması üze- rinde durulmuştur." Cumhurbaşkanı Sezer başkanlığında yapılan ve yaklaşık 6 saat süren toplantıya, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, TSK komuta heyeti ve ilgili bakanlar katıldı. (Fotoğraf: AA) El konulan şirketin hukukçusu da değiştirildi TeftişKurulu 9 na taraşmalı ısim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu'nun (TMSF), Egebank'ın borcuyla bağlan- tı kurarak el koyduğu 9 şirke- tin Teftiş Kurulu Başkanlı- ğı'na Egebank'ın verdiği kre- dilerden sorumlu olan Ersin Dayıoğlu 'nu getirdiği ortaya çıktı. TMSF görevlileri, şir- ketlerin hukukçusunu da es- ki Faisal Finans hukukçusuy- la değiştirdi. TMSF görevli- lerinin, el konan şirketlerden Göltaş Çimento'nun tahsili zor satışlar yapması için pro- tokol hazırladığı saptandı. Tüm kişisel harcamalanm Egebank'tan fon aktanldığı gerekçesiyle el konan şirket- lere yükleyen TMSF görevli- leri, bu şirİcetlerin hukukçula- nnı da gerekçe göstermeksi- zin değiştirdi. El konan şir- ketlere hukukçu olarak ata- nan llhan İınik daha önce Faisal Finans'ta görev yapı- yordu. El konan şirketlerin teftiş kurulu başkanlığına ise Egebank'la ilgili raporlarda çok sık adı geçen FJayıoğlu atandı. Dayıoğlu, el konma- dan önce Egebank'ın Ku- rumsal Pazarlama Yönetme- ni idi. Egebank soruşturma raporlarında, Dayıoğlu'nun tartışmalı olan bütün kredi is- temlerinin altrnda imzasının olduğu dikkati çekiyor. Hu- kukçusu ve teftiş kurulu özenle seçilen Göltaş'ta, TMSF görevlilerinin son dö- nemde riskli satışlann yapıl- ması için devreye girdiği or- taya çıktı. Isparta Belediye- si'nin bir kuruluşu olan Istem Limited Şirketi, el konulma- dan önce Göltaş Çimento'dan 100 milyarlık sınırlamalarla çimento alıyordu. Bu bedelin ödenmemesi halinde yeni çi- mento verilmiyordu. TMSF görevlileri, bu şirkete 400 milyarlık sınır tanıdılar. Bu- na İcarşın şirket ödeme yap- mayınca bu kez yeni bir borç yapılandırması yapıldı. Bu yapılandırma protokolüne, hukuki bir tanım olmamasma karşın "şahit" olarak Ispar- ta Belediye Başkam Hasan Balaman da irrıza attı. Göltaş'ın el konulmadan önceki yönetimi, verimli bul- madığı içinAntaiya bölgesin- de hazır beton tesisi kurulma- sı önerisine olumsuz yanıt vermişti. TMSF görevlileri- nin bu tesisin kurulması için görüşmeler yaptığı öğrenildi. El konan 9 şirketin TMSF tarafından belirlenen ortak yönetim kurulunda bulunan Turan Korkmaz daha önce Istanbul Belediyesi'nin kuru- luşu iGDAŞ'ta satın alma müdürlüğü yapıyordu. Bu görevi sırasında 1 trilyon lira- lık naylon fatura düzenlen- mesi olayına adı kanşmıştı. Başbakana, keyfiharcamalar'soruldu CHP, Göltaş'ı Meclis'e taşıdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Istanbul Mıl- letvekili Berhan Şimşek. Cumhuriyet'in ortaya çıkar- dığı, TMSF'nin el İcoyduğu Göltaş'a atanan yöneticilerin keyfi harcamalanm Meclis gündemine taşıdı. Şimşek, Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na sundu- ğu soru önergesinde şu soru- lara yanıt istedi: t/ TMSF'nin Egebank'tan fona aktanldığı gerekçesiyle el koyduğu Göltaş Çimento, Göltaş Hazır Beton, Orma, Elmataş, Elma-Su, Göl Yatı- nm, Göltaş Enerji, Orkav ve OZF Fidancılık adlı şirketle- rin genel koordinatörlüğü görevine getirilen Aslan Ya- man'ın kariyeri, mesleği, iş tecrübeleri, mezuniyeti ne- dir? Bu göreve getirilmesin- de adı geçen kişinin partiniz- den Bakırköy Belediye Mec- lisi üyeliğine aday olmuş ol- masının bir etkisi ohnuş mu- dur? Yine bu göreve getiril- mesinde TMSF Başkanı Ah- met Ertürk'ün eskiden ça- lışhğı Al Baraka Türk'ün or- taklannın sahibi olduğu Yon- gapan adlı şirkette idarecilik yapmasınm etkisi olmuş mu- dur? Kendisine 15 milyar maaş bağlandığı, araba ve lojman tahsis edilerek bütün masraflannın el konulan şir- ketler arasında olan Göltaş Çimento tarafindan karşılan- dığı iddialan doğru mudur? Bu iddialar doğruysa bu ka- dar yüksek maaş bağlanma- sının ve bu imkânlann ken- disine sunulmasının gerek- çesi nedir? • TMSF tarafından el ko- nulan bütün şirketlerin yöne- tim kurulu üyeliklerine ve genel müdür, genel müdür yardımcıhğı, genel koordi- natör, genel koordinatör yar- dımcısı görevlerine getirilen kişiler kimlerdir? • Göltaş Çimento ve di- ğer 8 şirketin yönetimine ge- tirilenlerin, bu şirketlere yö- netici olarak atanmadan ön- ceki döneme ait harcamala- nnı şirketlere fatura ettikleri iddiası doğru mudur? • Göltaş'm üniversite öğ- rencilerine burs verdiği iddi- alan doğru mudur? Doğruy- sa Göltaş'ın öğrencilerimize burs verme kriterleri nedir? Verilen burs miktan nedir? Burs hangi öğrencilerimize verilmektedir? • 3 Temmuz 2005 tarihin- de TMSF yöneticisi Canan Kaymakcan'ın 8 farklı yer- den benzin faturası aldığı id- dialan doğru mudur? • Bu şirketlerden Isparta Belediyesi ve diğer kuruluş- lara bağış adı altmda para ödendiği doğru mudur? Yücelman'a basın hizmet ödülü tstanbul Haber Senisi - Türkiye Gaze- teciler Cemiyeti (TGC) eski başkanJanndan Burhan Felek adına düzenlenen "Basın Hizmet Ödülü"nü aknaya hak kazananlar belirlendi.Ödüller, 7 Kasım'daTGC Burhan Felek Konferans Salonu'nda düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. TGC'den yapılan yazılı açıklamada. ilki 1983 yılında verilen ödül için adaylann 70 yaşından gün almış, 50 yılı aşlon süreyle ba- sına hizmet vermiş ve bu hizmetlerini sürdü- rüyor olmalan şartının arandığı belirtildi. Açıklamada, Orhan Erinç başkanlığın- da, Necmi Tanyolaç, Nail Ğüreli, Semih Balcıoğlu.Ara Güler, Turgay Olcayto, Za- fer Atay, Ahmet Özdemir ve Abdülkadir Yücelman'dan oluşan seçici kurulun, yönet- meliğe uygun olanlan belirlediği ifade edil- di. Değerlendirme sonucu bu yıl Kayhan Küreman, Etem Çalışkan, Veli Sezai Bal- cı, Faruk Geç, Erdoğan Arıpınar, Oktay Ekşi, Hasan Pulur,Abdülkadir Yücelman, EserTütel ile Erdoğan Tokmakçıoğlu'nun ödüle layık görüldüğü kaydedildi. GÜNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bir başka deyişle ABD, binlerce askeri yığıp bir ül- keyi işgal etme girişimlerine nokta koymaya hazırla- nıyor. Bunun yerini ne alacak? Yanıt iki sözcükten ibaret: Bilgi harekâtı! Elbette "bilgi" sözcüğünün içine pek çok şey sığ- dırılabilir. Bundan böyle hedef ülkelerin temel daya- nakları içinden çürütülecek, gerekli olan yeni daya- naklar da yine içerideki güçler tarafından oluşturula- cak. Neyle? Bilgi gücüyle... Yeri geldikçe vurguladığımız bir tanımlama var Artık kitle imha silahlannın yerini kitle imal silahları aldı! Kitle imha sözcüğü zaten itici. Üstlenilmese de bir dizi sorumluluğu var. Oysa kitle imali hem daha an- latılabilir, hem daha verimli. Bir kitleyi imha edeceği- ne, senin için çalışmasını sağla; daha fazla sonuç el- de etmez misin? Bu hedefe ulaşmak için kullanılan bilgi harekâtı ta- nımı önümüzdeki dönemin çok kullanılan deyimlerin- den biri olacak gibi görünüyor. ••• Klasik ve doğruluğuna inandığımız bir tanım var- dır Emek en yüce değerdiıi ABD mantığının sürdürümcüleri bunu şöyle değiş- tiriyorlar: Bilgi en yüce değerdir! Bilgiyi üretmek ve ulaşmak için de bir çaba, bir e- mek harcamak gerektiğine göre, vurguladığımız kla- sik tanımın özünde değişen bir şey yok. ABD'nin 21. yüzyılı "Yeni Amehkan Yüzyılı" olarak ilan etmesinin ardından giriştiği genel harekâtın "bil- gi" ile ilgili bölümleri henüz çok net tartışılmıyor. Kav- ramın yeniliği bunda bir etkense. bir başka unsur da hedef ülkelerdeki yönetimlerin "köhüğü". Ya da "ba- karköriüğü". Türkiye'de iktidar, üniversiteleri ele geçirmek için her türlü karanlık yöntemi düşünmeye devam etsin, ABD bilgi kaynaklarını besleyip yönlendirmek için her türlü çalışmayı tamamladı bile. ••• Irak'la biıiikte ABD'nin fiilen işgal ettiği ülkelerden biri olan Afganistan ve etrafındaki ülkelerden gelen "bilgiler", sözünü ettiğimiz harekâtın adım adım de- rinleştirilerek başlatıldığını söylüyor. Dışişleri Bakanlığfnda geçen günlerde yapılan bir toplantıdaAfganistan'dan dönen devlet görevlilerinin gözlemleri masaya yatırıldı. Bu gözlemlerden bazı sa- tır başları aktaralım: - ABD-lngiltere hiçbir zaman Afganistan işgalini bi- tirmeyecek. - İşgal güçleri Afganistan içinde ortak bir bütünlü- ğün oluşmaması için her şeyi yapacak. - Afganistan'ın kuzey bölgelerinde Türk unsurlar yaşıyor. özellikle Ingiltere onların Türk olmadığını an- latmak ve Orta Asya'daki ortak yapıdan kopannak için her şeyi yapıyor. Içlerine onların dilini bilen uzman- larını gönderip kendi yönlendirmesi doğrultusunda- ki bilgileri aşılıyor. Bilgi harekâtı kavramının çok değişik yönleri var. Bugünlük her renginden birer tutam aktardık. Insanlığın, tıpkı "insan haklan"ve "demokrasi" kav- ramları gibi "bilgigücü" kavramının da kirletilmesine izin vermemesi dileğiyle... ankcum(a cumhuriyet.com.tr DENKTAŞ'DAN KIBRIS UYARISI 'AB'nin şartlan Sevr'i andınyor' ADANA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kuzey Kıbns Türk Cumhuri- yeti (KKTC) 1. Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Birli- ği'ninTürkiye'nin önü- ne koyduğu şartlann değişmez olduğunu ve bunlan Türkiye'nin ka- bul etmesi halinde Se\T Antlaşması'nın benze- rini kabul etmiş olaca- ğını belirterek "Çok tehlikeli, içerisi ma- yınlarla, tuzaklarla dolu bir yola girmiş durumdayız. Kıb- ns'ta ateş üzerinde oturuyoruz" dedi. Çukurova Üniversi- tesi'nin düzenlediği "Kıbns,ABve Türki- ye" konulu söyleşiye katılmak üzere Ada- na'ya gelen Denktaş, kısa bir konuşma yap- hktan sonra gazetecile- rin sonılannı yamtladı. 'Hükümet Kıbns pazarljğı yapamadı' AB'nin Türkiye'nin üyeliği için hükümetin önüne koyduğu şartla- nn Kıbns Türkleri için çıkmaz olduğunu ve hükümetin kabul ettiği belgeler incelendiğin- de Kıbns Türkü için gerekli pazarlığın ya- pılmadığının görüldü- ğünü vurgulayan Rauf Denktaş şunlan söyle- di: "lmzalanan belge- lere baktığımızda Kıbns konusunda hü- kümetin büyük baskı altmda kalacağı görü- lüyor. Çok tehlikeli, içi mayınlarla, tuzak- larla dolu bir yola gi- rildi. Kıbns'ta ateş üzerinde oturuyoruz. Ne kadar dayanabile- ceğimizi zaman gös- terecek." 'Gerçekler halka anlatılmıyor' Güney Kıbns Rum Kesimi'ne ait gemile- rin Türk limanlannı kullanması konusunda hükümetin imzaladığı bazı maddelernedeniy- le de baskı altmda kala- cağını, basının Kıbns konusunda gerçekleri halka yeterince yansıt- madığmı ifade eden Denktaş sözlerini şöy- le noktaladı: "AB di- yor ki, 'Biz sizi davet etmedik, siz üyemiz ol- mak istediniz. Birliğe üye ohnak için şartlan- mız katidir ve şartlan- mızı pazarlık edemez- simz'. Bu şartlar içe- risinde Avrupa Parla- mentosu kararları da bulunuvor. Bu karar- ları okuduğumuzda görüyoruz ki, Türk hükümeti bunlan ka- bul etmek zorunda kalırsa Sevr Antlaş- ması'na benzer bir belgeyi kabul etmiş olacak. İş bu kadar vahimdir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle