Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 TEMMUZ1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
SIVAS OLAYLARI
Irticaıım karaıüığlııa îııat
Halk müziğinde
çağdaşlığın bir adı da
Hasret Gültekin'di
TOLGAÇANDAR
Halk müziğinin son dönemde
yaşadığı en önemli sorunlardan biri
de icracı eksikliği Hasret ıse bu
eksikliğj gıderebılecek en önemli
adlardanbıriydi.
Ama bence Hasret'in insan yanı
müzikal yetkınliğinin ve yeteneğinin
daha önündeydi. 1989 yılında tedavi
ıçin Moskova'ya gitmem
gerektiğinde İsveç'te yaşayan bir
grup demokrat ınsan, yapmayı
düşündükleri kültüretkinliklerinin
gelınni tedavimeayırmayıönerdiler.
bir yaşamdı. Genellikle Av rupa'da
ve fürkiyede konserler vererek
geçimini sağlamaya çalışıyordu.
Aynca kaset gelirleri v ardı. Çeşitli
halk müziği sanatçılannın kaset
düzenlemelerini de üstleniyordu.
Geleneksel müzikten yola
çıkmıştı Bir başka deyişle
gelenekselden gelip bu birikimini
çağdaş müzikal tekniklerle bir araya
geürebilecek yeteneğe sahip bir
insandı. Ama müzik bılgisi bununla
sınırlı değildı. Halk müziğinin
yanısıra "TRT ideolojisi"ne karşı
geliştirilen yenı müzik akımına da
Bana da bu etkinliklere katılacak
sanatçılan bulmak kahyordu. Buna
hiçbırkarşılık beklemeden katılacak
sanatçı aradığımda sevgili Hasret
Gültekın ve Ali Çağan'dan başka
kimseyibulamamıştım. Ben
sağlığıma kavuştum. Ama acı haber
tezgeldı. Hasret Gültekın'iyitirdik.
Hasret'in zaman zaman telefon edip.
"Gevrek sesini ne zaman
dinleyeceğim abı?" demesıni çok
özleyeceğım.
Yaşamj miizıkü. Halk müzığine,o
zengin folklorik dünyaya adanmış
yakındı. Çok sesli halk müziği
konusunda calışmalar yapıyordu.
Arif Sağ, Musa Eroğiu gibi ustalan
sürekli ızlıyor. Onlardan ahyor.
Aldıklannı kendine saklamıyor,
bölüşüyordu. Müzik onuniçın bir
arayışü. İcraa olarak da, müzik
araştırmacısı olarak da mükemmeli
arayan bir müzik emekçısiydi
yitirdığimız. Bizdostlan ıçin Hasret
GülteJun büyük kayıp. Ama bir o
kadar büyük bir kayıp da Türk Halk
müağinın. Hepimizonuçok
arayacağız...
Pir Sultan Abdallar
olur, dırüir
AYDINENGİN
Anadolu'da Sünni egemenliğini kılıç zoruyla kurmak
isteyen Osmanh dcspotluğuna karşı başkaldınrun önderi Pır
Sultan Abdal. idam hükmünü yüzüne okuyan Sivas
Valisi'ne, başkaldıranlann en güçlü silahıyla, şiirle yanıt
verdi:
"Bu kaçına ölmem hain / Pir Sultan ölür, dirihr"
Öyle oldu. Yüzyıllar boyunca Pir Sukan çok öldü. hep
dirildi. En son önceki gün öldü Pir Sultan. 2 Temmuz günü,
Sivas'ta. Bu kezadı Nesımi'ydi, Asım Bezırcı'ydı.. Otuzaltı
adı vardı önceki gün.
Pir Sultan Abdal bundan 24 yıl önce de bir kez daha - kim
bilir kaçıncı kez- öldüydü. Halk Oyunculan Tiyatrosu'nun
fstanbul ve Ankara'yı sarsan Pir Sultan Abdal oyunu, çıküğı
Anadolu turnesi sırasında. Tunceli'de yasaklandı. Hem de
gösteriye birkaç saat kala Oyunu ızlemek için toplanan
yurttaşlar bu yasağı protesto ettiler. Osmanlf nın despotizmi
bir kez daha hortladı ve polis ateş açtı. Bir yurttaş öldü.
Gözaltına alınan silahı ateşleyen veateşemrini verenler
değildi. Halk Oyunculan Topluluğu "topluca" gözaltına
alındı. Tunceli Emniyetinın deneyimh polislen işkencedeki
hünerlerini tıyatro sanatçılan üstünde gösterdıler. Falaka,
kaş. kirpik. bıyık yolma. sırtına binip cam kınklanyla dolu
beton zemindekoşturma, hatta o dönemin kısıtlı
olanaklannda basit bir telefon manyetosu aracıhğıyla
elektrik verme gibi, daha sonra çok daha yetkınleşecek
işkence teknikleri gencecık tiyotro oyunculan üstünde
denendi.
Tunceli Emnıyet Müdürlüğü'nün mahzenınde işkenceye
yatınlanlararasında "gencecik " olmayan bir sanatçı daha
vardı: Aşık Nesimi Çimen! Kalın pala bıyıklan yolunmuş,
heryenne kan oturmuştu. Tunceli Mapushanesınin toprak
zeminıne evindeymişcesine bağdaş kurmuş, gülüyor, o
tadına doyulmaz Kayseri ağayla anlatıyordu:
- Kötü dövdüler bizi erenler. Allahsız dediler vurdular,
kitapsız dediler dövdüler, ımansızdediler yoldular.
Nesimi Çimen oişkenceden beli sakatçıktı. Ogünden bu
yana tam 24 yıl sakat beliyle Anadoluyu dolaştı,Istanbul,
Ankara, İzmir, sonra Almanya, Avustralya, Fransa,
fngiltere, İsviçre'de konserler verdi.
Üç telli cura'yı bilir misiniz? İlk gören sazdeğil oyuncak
sanır. O ağır. oturakh bağlamanın yanında zavallı bir cüce
gibidir. Ama Nesimi'nm elıne düştüğünde cura büyür, çok
büyür. Orkestra gjbı bir saz ormanına dönüşür. Nesimi'nin
in, küt. kalın parmaklan curayı "dövdükçe"cura birisyan
çıglığına dönüşür...dü.
2 Temmuz 1993 günü Nesimi ile üç telli curası bir kez daha
ayn düştüler 2 Temmuz günü Pir Sultan'ın adı Nesimi oldu,
Asım Bezırci oldu. 36 adı oldu ve bir kez daha öldü.
Yüzyıllar öncesinden bugüne ulaşan şiir, bundan
sonrasını anlatıyor bize:
"Bu kaçıncı ölmem hain Pir Sultan ölürdırilir".
İLK HEDEF HEYKELLERDİ
Rr Sultan'ı yaktılar
Atatürk büstü kayıp• Şeriat isteyenlerin tepkisi
Aziz Nesin'den önce Pir
Sultan heykelinde
yoğunlaştı. Sonra Atatürk
büstüne yöneldi. Devletin
Sıvas'taki temsilcisi vali,
Atatürk büstünün nerede
olduğunu bile bilmiyor
Haber Merkezi - Sıvas'taki şenatçı
ayaklanmada. cuma namazmın ar-
dından sokağa dökülen zorbalann
ılk hedefi gösterilmek istendıği gibi
.4ziz Nesin değil, Pir Sultan Şenlık-
leri'nin açılışı sırasında dikilen Pır
Sultan Abdal heykelı oldu. Gerici
saldın daha sonra da Atatürk büstü-
ne yöneldi. Pir Sultan heykeli beledi-
ye araçlannca söküldü, Madımak
Oteli'nin önüne getirilip yakıldı.
Atatürk büstü de kaidesinden sökül-
dü. Atatürk büstünün halen nerede
olduğunu ise devletin Sıvas'taki tem-
silcisi vali bile bilmiyor. Bu konudakı
sorumuza vali "Nerede bilmiyorum
Kesinlikle bilmiyorum. Soruyorum.
yanıt alamıyorum" karşılığını verdi.
Önce Pir Sultan heykeli
36 aydının yakılarak öldürüldüğü
günden bir gün önce kentte dağjtılan
bıldirilerle bir tür 'cihada çağnlan"
dinsel gericilik, 2 temmuz günü cuma
namazından sonra yürüyüşe geçti.
Deneyimli kışkırtıalann saldırganlı-
ğı daha da kabarttığı kalabahk. ilkın
Pir Sultan heykeline yöneldi. Önce
heykele sopa, kazma ve tornavida-
larla saldınldı. Heykelin gözleri tor-
navida ile oyuldu. Petrol türevi bir
maddeden yapıldığı için yanıcı özel-
likler taşıyan Pir Sultan heykelini
gene de kaidesinden ındiremeyen ka-
labalığa Refah Partıli kent belediye-
sinin vinçli bir aracı yardım etti.
Sıvas Belediyesi'nm hoparlörlen
de Pir Sultan heykeünin indirihşini,
sürüklenişini ve Madımak Oteh
önünde yakılışını bir 'naklen yayın'
havasında duyurdu. Beledıye hopar-
lörlerinden aralıklarla "Heykel ye-
rinden sökülecektir", "Heykel yerin-
den sökülmüştür", "Muhterem
vatandaşlanmız heykel meydana ge-
tirilmektedir" anonslan yapıldı.
Vinçli araç tarafından sürüklenerek
Madımak Oteli önüne geüfilen Pir
Sultan heykeli burada ateşe venldi ve
yandı. Heykelin sonunu gene beledi-
ye hoparlörü ilan etti: "Muhterem
Sıvashlar heykel parçalanmışür!.."
Sıra Atatürk büstünde
Pır Sultan heykelinde "başanya
ulaşan' saldırganlann bir bölümü
Madımak Oteli önünde toplanırken
bir başka bölümü de Atatürk büstü-
ne yöneldi. Kurtuluş Savaşı'nın en
önemli dönemeçlerinden biri olan Sı-
vas Kongresı'nin toplandığı eski Sı-
vas Lisesi, bugünkü Atatürk Mü-
zesi'nin önündeki Atatürk büstüne,
şenliğin açılışı sırasında konmuş olan
çok sayıdaki çelenk saldırganlar ta-
rafından. heykele vurularak parça-
landı. Ancak metal alaşımh büst
bunlardan 'rnaddı bir hasar' görme-
di.
Kentte kargaşanın doruğa çıktığı
saatierde ise Atatürk büstü, şu ana
kadar açıklık kazanamayan bir bi-
çimde kaidesinden söküldü ve kaldı-
nldı. Büstün ne olduğu ve şu anda
nerede bulunduğu bilinmiyor. Bu
konuda bılgısıne başvurulan Sıvas
Valisi Ahmet Karabilgjn, Cumhun-
yet muhabirinin sorusuna aynen şu
yanıtı verdi:
"Bilmiyorum. Inanın bilmiyorum.
Kesinlikle bilmiyorum. Soruyorum.
yanıt alamıvorum."
Hedef Aziz Nesin mi?
Olaylann başlangıcından bu yana
gerek hükümet, gerekse büyük basın
Aziz Nesin kışkırtü, halk galeyana
geldi' yorumunda ısrar ettiler ve
özellıkle "Bu bir Alevi-Sünni çatış-
ması değildir" yargasını vurguladılar.
Yazar Aziz Nesin ise kendisınin ke-
sinlikle bahane olduğunu, Sivas'ta
şeriat düzeni isteyen dinsel gericilikle
devletin laik yüzünün karşı karşıya
geldiğini belirtiyor ve "Sıvas'ta dev-
let şenatçılara teslim oldu" diyor.
KVRTULANLARANLATIYOR
'Kaldmmda taşbıraknuuhku'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sı-
vas1
ta 36 kışinin yaşamıru yiürmesine
neden olaylardan sağ kurtulanlar önce-
ki gün Ankara'ya geldi. Yazar Aziz
Nesin ile birlikte aynı odada kalan yazar
Lütfi Kaleli, Kültür Merkezi'ndekı ab-
lukadan kurtulan tiyatro oyuncusu
Haldun Açıksözlüile yangın sırasında
otelde bulunan ve otelın arkasındaki bir
çıkıştan kaçarak yaşamıru kurtaran Er-
tan Kaıtal, yaşadıklan olaylan Cumhu-
riyet'e anlattılar.
Aziz Nesin ile birlikte aynı odada sıkı-
şan yazar Lütfi Kaleli, Nesin ile birlikte
otelin dördüncü katında bulunan
küçük bir odaya sığındıklannı, kapı ve
pencere kollannın sıcaklığı nedenıyle
havasız kaldıklanru, ölümü göze alarak
dışan çıktıklanm aktardı. Kaleli. "Aziz
Ağabey, "ne yapalım' diye sordu. 'Kal-
bim dayanamayacak, şu yatağa uzana-
yım. Bu ölümü haketmedim sanınm'
diye konuştu" dedi. Sıvas Kültür Mer-
kezi'nde Nazım Hıkmet'in "Umut' oyu-
nunu sergiledikleri sırada, yetkilılerin ve
polisin kendilerini önce sessiz olmalan.
sonra da oyunu durdurmalan için uyar-
dığını anlatan Can Şenliği Tiyatrosu
oyuncusu Haldun Açıksözlü. polislerin
kendilerini otele girmeye teşvik etiğini
söyledi. Semah ekibınde de bulunan ti-
yatro oyuncusu Ertan Kartal, 3-4 kişi-
nin polıs kordonunu aşarak otelin lobi-
sine girdiğini, bir süre lobide bulunan
sütunlan yıkmaya çalıştıklannı, sonra
da benzin dökerek oteli ateşe verdikleri-
ni söyledi.
LUTFt KALELİ:
Saat 19.30"da içinde bulunduğumuz
otelde bırden elektrikler kesildı. Dışar-
dan etılan taşlar camlan parçalıyordu.
Ortada merdiven boşluğunda kaldık.
Karanlık bir hücrede gibiydik. Birden
bir ses duyduk. Aşağı inmemiz isteni-
yordu. Ben Aziz Ağabey"le birlikte,
gençler kendilerini kurtarsınlar. diye
bekledik. Fakat aşağı inenler geri dön-
Katliamdan kurtanlıp Ankara'ya getirilenJer, dehşet dolu saatlcri anlattılar.
düler. Aşağıda alevin, dumanın etkisin-
den geri dönmüşlerdi. Aşağıya inmeye
olanak yoktu. Aziz Ağabey'le birlikte
yukanda küçük bir odaya girdik. Orta-
lık duman doluydu. Kapının altından
içeriye duman giriyordu. Nefes almakta
zorlanıyorduk. Aziz Ağabe\. "Ne ya-
palım" diye sordu. Kapı koıu tutulacak
gibi değıldı. Pencereler de öyle. Cam sı-
caktan şekiUdeğiştınyordu. eriyordu
yanı ' : bey, "Öleceğiz. Bu ölü-
mü haketmudım, sanınm. Kalbim da-
yanamayacak. Şu yatağa uzanayım"
dedi.
Burada beklesek dumandan bo-
ğulacaktık. Kapıyı açıp yan odaya geç-
me>i düşündüm. Pencereyi acmayı
düşündüm. Dışardakıler bizi farkedip,
taşlayabilirlerdi. Aziz Ağabey. "Elimi
tut" dedi. Kapıyı açtık, göz gözü gör-
müyordu. Yan odaya geçtik ve pencere-
yi açtık. Başımı pencereden dışanya
çıkardım. temiz hava aldım. Kendıme
gelınce "imdat" diye bağırdım. Ve bir-
kaç kez bunu tekrarladım. O anda bizi
farkeden kalabalık, "Çatıya gkın, sizı
kurtaralım" dediler "Merdiven yanı-
yor" diye yarut verdım. O sırada ıtfaıyc
gelmişti. "İtfaiye ile inelim" dedim. It-
faiye arabasırun merdivenini uzattılar.
Önce Aziz Ağabey'i merdivene çıkar-
dım. Daha sonra kendimçıktım. Birara
Aziz Ağabey'i fark ettım. üç-beş merdi-
ven aşağıda idi. O sırada bir polis, kala-
balıktan çıkarak ona yardım etmeye
kalkıştı. Kalabalık, polısi durdurdu Ve
polis geri çekildi. Bu sırada 45 yaşlann-
da sakallı birisi itfaiye arabasının üzeri-
ne çıkmış, orada eline aldığı bir itfaiye
sopası ile Aziz Ağabeye vurmaya çalışı-
yordu. Ölüm çağnsı yaparak "O ınsan
değil, bir hayvandır" diye bağınyordu.
Ben "O bir ınsandır" dedim. O, "O bir
hayvandır, ölmeye müstahakür" diye
bağrdı.
ERTAN KARTAL
(Semah ekibinde ve tiyatro oyuncu-
su): Saat 13.00 sıralannda otele girdik.
Etrafta 200-300 kişı dolaşıyordu. Mec-
buren otele girmek zorunda kaldık.
Saat 13.30'da saldırganlar otelin önüne
gelıp. "Sıvas Aziz'e mezar olacak" sio-
ganlan atarak tekbir geüriyorlardı.
Büyükler, lobide telefon görüşmeleri
yapıyorlardı. Bızde bınncı katta olayla-
n ızlıyorduk. Taşlama gittıkçe artmaya
başladı. Otelın yanına gelmeye çalışı-
yorlardı. Ancak polisler ve güvenlik
güçlen engellemekte güçlük çekti. Tabii
engelleyemediler. Çaba sarfetmediler.
Olay bu şekılde saat 19.30'a kadar sür-
dü. Bu saatlere kadar arabalar parça-
landı, yakıldı ve yerlerde kaldmm taşı
kalmadı. Karşı bmanm tepesinden taş
ve kiremıt aüyorlardı. Bizler merdiven
başlannda onlan bekledik. Bu sırada
bir grup, polislerin arasından sıynlarak
arabalan devirip otelin lobisine girdiler.
Otelin sütunlannı yıkmak istediler. Biz
yukardan sesleri duyuyorduk. Ters çe-
vırdıkleri otolardan benzin almış ola-*
caklar kı otelin lobisine döküp ateşe
verdıler Bu sırada elektrikler kesildi.
Dumanlar çıkmaya başladı.
HALDUN AÇIKSÖZLÜ
(Tiyatro oyuncusu): Perşembe günü
bildın dağıtılmış, cihat ilan edilmiş. Per-
şembe günü saat 10.00-13.00 arası ya-
zarlann söyleşisi vardı. Cuma günü
yerel gazetelerde Nesin"in Allah'a küfür
ettiği şeklınde haberler yer aldı. Böyle
bir şey yok. ben dinledım. Cuma günü
"Dinsizlerin hakkmdan gelinmelidir"
diye bıldiri dağıtılıyor Cuma günü,
Kültür Merkezı'nde gostenmizi sürdü-
rüyorduk. Hemen yanımızda cami var.
Saat 13.00'teoyunumuza başladık. Na-
zım Hikmct'in 'Umut' adlı şiinni oynu-
yorduk. Polisler geldi, "Gürültü yap-
mayın" dediler. Oyunu yanda kesmek
zorunda kaidık. Polisler ve yönetıciler,
"Bir şeyler olur" dedi. Orayı tcrk ettik
Namazdan çıktılar. Biz Küllür Mer-
kezi'ne gittik. Onlar medrescyc gidip
yağmalamışlar. Daha sonra Kültür
Merkezı'ndeyken 300-500 arasında ın-
san, "Vali ıstifa. şcytan Aziz dışan" slo-
ganlan atarak buraya geldi. Sonra.
burayı taşladılar. Bızdeonlarataşattık.
Polıs bizi içeri>e soktu. Barikat kurdu.
Biz kendimizi korud-ık.
YAKINLARI, CENAZE NAMAZIKILDIRMAK İSTEMİYOR
Sıvas'taki gerici katliamda hav atını kav bedenlerden 18'i ile v aralananlardan 6'sı dün akşam An-
kara'ya getirildi. Hükümet adına sadece Kültür Bakanı Ftkri Sağlar'ın katıldığı karşılamada 45
demokratik kitle örgütû temsilcisi bulundu.f Fotoğraf: AA)
Şeriatçıkurbanları Aııkaıa
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Sıvas'taki katliamda ya-
şamlannı yitırenlerden 18'i ile
yaralananlardan 6"sı dun ak-
şam saatlerinde Ankara'ya ge-
tırildı.
Cenazesi Ankara'ya getiri-
lenlerin Behçet Sefa Aysan.
Murat Gündüz. Handan Me-
tin. Ahmet Özyurt. Muhlis
Akarsu. Mübıbe Akarsu. Uğur
Kaynar, Gülcnder Akça. Gül-
süm Karababa. Mehmet Ata>.
Nurcan Şahın. İnci Türk. Yc-
şim Özkan. Y'asemın Sıvn,
Asuman Si\n, SehcrGül Ateş,
Nurı Ö/kan \eÖzlcm Ş;ıhın ol-
dııklan öğrcnıldı. Yaralılardan
BJIHI Mciın Cicdık. Luttiyc
Aulııı \c eşı (iATA'ya kaldırı-
lırken. Aydoğaıı Yavaşlı \c eşı
de Esenboğa HavaalanrıuUın
İzmir'e göndcnldi.
Cenaze ve varalıiann An-
kara'ya getırileceği haberi üze-
rine, başta yakınlan olmak
üzere45 demokratik kitle örgü-
tünün temsılalennın de bulun-
duğu yaklaşık 300 kişilik kala-
bahk da Etimesgut Havaalanı"-
na geldiler. Devletin "üst
düzey" yetkılılennın hiçbınnin
gelmedıği havaalaruna yalnızca
Kültür Bakanı Fikn Sağlar'ın
gelmesı dıkkat cektı. Cenazele-
rın havaalanından aynlmasına
yakın. Pir Sultan Abdal Der-
neği'nden bir grup, alkışlarla
nızamıyeye kadar yürüdü. Bu
arada demokratik kitle örgütle-
nnın oluşturduğu "cenaze dü-
/eııLıiK" komiıcsı". ölenleıin
v.ıkınljrın.ı cena/e töreni hak-
kinda bılgı \erdı Komıteden
bir yetkili. "cenaze namazııun
nerede kılınacağı"nın sorulma-
sı üzerine. baa ailelenn. Sıvas'-
taki olaylan protesto etmek için
cenaze namazı kıldırmak iste-
mediklerini açıkladı.
Cenaze töreni yarın
Cenazeler yann saat 10.00'da
Dikmen'dekı Pır Sultan Abdal
Derneği önüne getinlecek. Bu-
rada yapılacak törenden sonra,
cenazeler alınarak, yürüyerek
Dikmen Caddesi-Kızılay-Sıh-
hıye güzergâhından şehırlera-
rası otobüs termınaline getirile-
cek. Buradan araclarla Karşı-
yaka Camii'ne gidilecek.
Kılınacak cenaze namazından
sonra cenazeler Karşıyaka Me-
zarlığı'nda toprağa verilecek.
ı
\