26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA SIVAS OLAYLARI Irticaıım karaıüığlııa îııat Halk müziğinde çağdaşlığın bir adı da Hasret Gültekin'di TOLGAÇANDAR Halk müziğinin son dönemde yaşadığı en önemli sorunlardan biri de icracı eksikliği Hasret ıse bu eksikliğj gıderebılecek en önemli adlardanbıriydi. Ama bence Hasret'in insan yanı müzikal yetkınliğinin ve yeteneğinin daha önündeydi. 1989 yılında tedavi ıçin Moskova'ya gitmem gerektiğinde İsveç'te yaşayan bir grup demokrat ınsan, yapmayı düşündükleri kültüretkinliklerinin gelınni tedavimeayırmayıönerdiler. bir yaşamdı. Genellikle Av rupa'da ve fürkiyede konserler vererek geçimini sağlamaya çalışıyordu. Aynca kaset gelirleri v ardı. Çeşitli halk müziği sanatçılannın kaset düzenlemelerini de üstleniyordu. Geleneksel müzikten yola çıkmıştı Bir başka deyişle gelenekselden gelip bu birikimini çağdaş müzikal tekniklerle bir araya geürebilecek yeteneğe sahip bir insandı. Ama müzik bılgisi bununla sınırlı değildı. Halk müziğinin yanısıra "TRT ideolojisi"ne karşı geliştirilen yenı müzik akımına da Bana da bu etkinliklere katılacak sanatçılan bulmak kahyordu. Buna hiçbırkarşılık beklemeden katılacak sanatçı aradığımda sevgili Hasret Gültekın ve Ali Çağan'dan başka kimseyibulamamıştım. Ben sağlığıma kavuştum. Ama acı haber tezgeldı. Hasret Gültekın'iyitirdik. Hasret'in zaman zaman telefon edip. "Gevrek sesini ne zaman dinleyeceğim abı?" demesıni çok özleyeceğım. Yaşamj miizıkü. Halk müzığine,o zengin folklorik dünyaya adanmış yakındı. Çok sesli halk müziği konusunda calışmalar yapıyordu. Arif Sağ, Musa Eroğiu gibi ustalan sürekli ızlıyor. Onlardan ahyor. Aldıklannı kendine saklamıyor, bölüşüyordu. Müzik onuniçın bir arayışü. İcraa olarak da, müzik araştırmacısı olarak da mükemmeli arayan bir müzik emekçısiydi yitirdığimız. Bizdostlan ıçin Hasret GülteJun büyük kayıp. Ama bir o kadar büyük bir kayıp da Türk Halk müağinın. Hepimizonuçok arayacağız... Pir Sultan Abdallar olur, dırüir AYDINENGİN Anadolu'da Sünni egemenliğini kılıç zoruyla kurmak isteyen Osmanh dcspotluğuna karşı başkaldınrun önderi Pır Sultan Abdal. idam hükmünü yüzüne okuyan Sivas Valisi'ne, başkaldıranlann en güçlü silahıyla, şiirle yanıt verdi: "Bu kaçına ölmem hain / Pir Sultan ölür, dirihr" Öyle oldu. Yüzyıllar boyunca Pir Sukan çok öldü. hep dirildi. En son önceki gün öldü Pir Sultan. 2 Temmuz günü, Sivas'ta. Bu kezadı Nesımi'ydi, Asım Bezırcı'ydı.. Otuzaltı adı vardı önceki gün. Pir Sultan Abdal bundan 24 yıl önce de bir kez daha - kim bilir kaçıncı kez- öldüydü. Halk Oyunculan Tiyatrosu'nun fstanbul ve Ankara'yı sarsan Pir Sultan Abdal oyunu, çıküğı Anadolu turnesi sırasında. Tunceli'de yasaklandı. Hem de gösteriye birkaç saat kala Oyunu ızlemek için toplanan yurttaşlar bu yasağı protesto ettiler. Osmanlf nın despotizmi bir kez daha hortladı ve polis ateş açtı. Bir yurttaş öldü. Gözaltına alınan silahı ateşleyen veateşemrini verenler değildi. Halk Oyunculan Topluluğu "topluca" gözaltına alındı. Tunceli Emniyetinın deneyimh polislen işkencedeki hünerlerini tıyatro sanatçılan üstünde gösterdıler. Falaka, kaş. kirpik. bıyık yolma. sırtına binip cam kınklanyla dolu beton zemindekoşturma, hatta o dönemin kısıtlı olanaklannda basit bir telefon manyetosu aracıhğıyla elektrik verme gibi, daha sonra çok daha yetkınleşecek işkence teknikleri gencecık tiyotro oyunculan üstünde denendi. Tunceli Emnıyet Müdürlüğü'nün mahzenınde işkenceye yatınlanlararasında "gencecik " olmayan bir sanatçı daha vardı: Aşık Nesimi Çimen! Kalın pala bıyıklan yolunmuş, heryenne kan oturmuştu. Tunceli Mapushanesınin toprak zeminıne evindeymişcesine bağdaş kurmuş, gülüyor, o tadına doyulmaz Kayseri ağayla anlatıyordu: - Kötü dövdüler bizi erenler. Allahsız dediler vurdular, kitapsız dediler dövdüler, ımansızdediler yoldular. Nesimi Çimen oişkenceden beli sakatçıktı. Ogünden bu yana tam 24 yıl sakat beliyle Anadoluyu dolaştı,Istanbul, Ankara, İzmir, sonra Almanya, Avustralya, Fransa, fngiltere, İsviçre'de konserler verdi. Üç telli cura'yı bilir misiniz? İlk gören sazdeğil oyuncak sanır. O ağır. oturakh bağlamanın yanında zavallı bir cüce gibidir. Ama Nesimi'nm elıne düştüğünde cura büyür, çok büyür. Orkestra gjbı bir saz ormanına dönüşür. Nesimi'nin in, küt. kalın parmaklan curayı "dövdükçe"cura birisyan çıglığına dönüşür...dü. 2 Temmuz 1993 günü Nesimi ile üç telli curası bir kez daha ayn düştüler 2 Temmuz günü Pir Sultan'ın adı Nesimi oldu, Asım Bezırci oldu. 36 adı oldu ve bir kez daha öldü. Yüzyıllar öncesinden bugüne ulaşan şiir, bundan sonrasını anlatıyor bize: "Bu kaçıncı ölmem hain Pir Sultan ölürdırilir". İLK HEDEF HEYKELLERDİ Rr Sultan'ı yaktılar Atatürk büstü kayıp• Şeriat isteyenlerin tepkisi Aziz Nesin'den önce Pir Sultan heykelinde yoğunlaştı. Sonra Atatürk büstüne yöneldi. Devletin Sıvas'taki temsilcisi vali, Atatürk büstünün nerede olduğunu bile bilmiyor Haber Merkezi - Sıvas'taki şenatçı ayaklanmada. cuma namazmın ar- dından sokağa dökülen zorbalann ılk hedefi gösterilmek istendıği gibi .4ziz Nesin değil, Pir Sultan Şenlık- leri'nin açılışı sırasında dikilen Pır Sultan Abdal heykelı oldu. Gerici saldın daha sonra da Atatürk büstü- ne yöneldi. Pir Sultan heykeli beledi- ye araçlannca söküldü, Madımak Oteli'nin önüne getirilip yakıldı. Atatürk büstü de kaidesinden sökül- dü. Atatürk büstünün halen nerede olduğunu ise devletin Sıvas'taki tem- silcisi vali bile bilmiyor. Bu konudakı sorumuza vali "Nerede bilmiyorum Kesinlikle bilmiyorum. Soruyorum. yanıt alamıyorum" karşılığını verdi. Önce Pir Sultan heykeli 36 aydının yakılarak öldürüldüğü günden bir gün önce kentte dağjtılan bıldirilerle bir tür 'cihada çağnlan" dinsel gericilik, 2 temmuz günü cuma namazından sonra yürüyüşe geçti. Deneyimli kışkırtıalann saldırganlı- ğı daha da kabarttığı kalabahk. ilkın Pir Sultan heykeline yöneldi. Önce heykele sopa, kazma ve tornavida- larla saldınldı. Heykelin gözleri tor- navida ile oyuldu. Petrol türevi bir maddeden yapıldığı için yanıcı özel- likler taşıyan Pir Sultan heykelini gene de kaidesinden ındiremeyen ka- labalığa Refah Partıli kent belediye- sinin vinçli bir aracı yardım etti. Sıvas Belediyesi'nm hoparlörlen de Pir Sultan heykeünin indirihşini, sürüklenişini ve Madımak Oteh önünde yakılışını bir 'naklen yayın' havasında duyurdu. Beledıye hopar- lörlerinden aralıklarla "Heykel ye- rinden sökülecektir", "Heykel yerin- den sökülmüştür", "Muhterem vatandaşlanmız heykel meydana ge- tirilmektedir" anonslan yapıldı. Vinçli araç tarafından sürüklenerek Madımak Oteli önüne geüfilen Pir Sultan heykeli burada ateşe venldi ve yandı. Heykelin sonunu gene beledi- ye hoparlörü ilan etti: "Muhterem Sıvashlar heykel parçalanmışür!.." Sıra Atatürk büstünde Pır Sultan heykelinde "başanya ulaşan' saldırganlann bir bölümü Madımak Oteli önünde toplanırken bir başka bölümü de Atatürk büstü- ne yöneldi. Kurtuluş Savaşı'nın en önemli dönemeçlerinden biri olan Sı- vas Kongresı'nin toplandığı eski Sı- vas Lisesi, bugünkü Atatürk Mü- zesi'nin önündeki Atatürk büstüne, şenliğin açılışı sırasında konmuş olan çok sayıdaki çelenk saldırganlar ta- rafından. heykele vurularak parça- landı. Ancak metal alaşımh büst bunlardan 'rnaddı bir hasar' görme- di. Kentte kargaşanın doruğa çıktığı saatierde ise Atatürk büstü, şu ana kadar açıklık kazanamayan bir bi- çimde kaidesinden söküldü ve kaldı- nldı. Büstün ne olduğu ve şu anda nerede bulunduğu bilinmiyor. Bu konuda bılgısıne başvurulan Sıvas Valisi Ahmet Karabilgjn, Cumhun- yet muhabirinin sorusuna aynen şu yanıtı verdi: "Bilmiyorum. Inanın bilmiyorum. Kesinlikle bilmiyorum. Soruyorum. yanıt alamıvorum." Hedef Aziz Nesin mi? Olaylann başlangıcından bu yana gerek hükümet, gerekse büyük basın Aziz Nesin kışkırtü, halk galeyana geldi' yorumunda ısrar ettiler ve özellıkle "Bu bir Alevi-Sünni çatış- ması değildir" yargasını vurguladılar. Yazar Aziz Nesin ise kendisınin ke- sinlikle bahane olduğunu, Sivas'ta şeriat düzeni isteyen dinsel gericilikle devletin laik yüzünün karşı karşıya geldiğini belirtiyor ve "Sıvas'ta dev- let şenatçılara teslim oldu" diyor. KVRTULANLARANLATIYOR 'Kaldmmda taşbıraknuuhku'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sı- vas1 ta 36 kışinin yaşamıru yiürmesine neden olaylardan sağ kurtulanlar önce- ki gün Ankara'ya geldi. Yazar Aziz Nesin ile birlikte aynı odada kalan yazar Lütfi Kaleli, Kültür Merkezi'ndekı ab- lukadan kurtulan tiyatro oyuncusu Haldun Açıksözlüile yangın sırasında otelde bulunan ve otelın arkasındaki bir çıkıştan kaçarak yaşamıru kurtaran Er- tan Kaıtal, yaşadıklan olaylan Cumhu- riyet'e anlattılar. Aziz Nesin ile birlikte aynı odada sıkı- şan yazar Lütfi Kaleli, Nesin ile birlikte otelin dördüncü katında bulunan küçük bir odaya sığındıklannı, kapı ve pencere kollannın sıcaklığı nedenıyle havasız kaldıklanru, ölümü göze alarak dışan çıktıklanm aktardı. Kaleli. "Aziz Ağabey, "ne yapalım' diye sordu. 'Kal- bim dayanamayacak, şu yatağa uzana- yım. Bu ölümü haketmedim sanınm' diye konuştu" dedi. Sıvas Kültür Mer- kezi'nde Nazım Hıkmet'in "Umut' oyu- nunu sergiledikleri sırada, yetkilılerin ve polisin kendilerini önce sessiz olmalan. sonra da oyunu durdurmalan için uyar- dığını anlatan Can Şenliği Tiyatrosu oyuncusu Haldun Açıksözlü. polislerin kendilerini otele girmeye teşvik etiğini söyledi. Semah ekibınde de bulunan ti- yatro oyuncusu Ertan Kartal, 3-4 kişi- nin polıs kordonunu aşarak otelin lobi- sine girdiğini, bir süre lobide bulunan sütunlan yıkmaya çalıştıklannı, sonra da benzin dökerek oteli ateşe verdikleri- ni söyledi. LUTFt KALELİ: Saat 19.30"da içinde bulunduğumuz otelde bırden elektrikler kesildı. Dışar- dan etılan taşlar camlan parçalıyordu. Ortada merdiven boşluğunda kaldık. Karanlık bir hücrede gibiydik. Birden bir ses duyduk. Aşağı inmemiz isteni- yordu. Ben Aziz Ağabey"le birlikte, gençler kendilerini kurtarsınlar. diye bekledik. Fakat aşağı inenler geri dön- Katliamdan kurtanlıp Ankara'ya getirilenJer, dehşet dolu saatlcri anlattılar. düler. Aşağıda alevin, dumanın etkisin- den geri dönmüşlerdi. Aşağıya inmeye olanak yoktu. Aziz Ağabey'le birlikte yukanda küçük bir odaya girdik. Orta- lık duman doluydu. Kapının altından içeriye duman giriyordu. Nefes almakta zorlanıyorduk. Aziz Ağabe\. "Ne ya- palım" diye sordu. Kapı koıu tutulacak gibi değıldı. Pencereler de öyle. Cam sı- caktan şekiUdeğiştınyordu. eriyordu yanı ' : bey, "Öleceğiz. Bu ölü- mü haketmudım, sanınm. Kalbim da- yanamayacak. Şu yatağa uzanayım" dedi. Burada beklesek dumandan bo- ğulacaktık. Kapıyı açıp yan odaya geç- me>i düşündüm. Pencereyi acmayı düşündüm. Dışardakıler bizi farkedip, taşlayabilirlerdi. Aziz Ağabey. "Elimi tut" dedi. Kapıyı açtık, göz gözü gör- müyordu. Yan odaya geçtik ve pencere- yi açtık. Başımı pencereden dışanya çıkardım. temiz hava aldım. Kendıme gelınce "imdat" diye bağırdım. Ve bir- kaç kez bunu tekrarladım. O anda bizi farkeden kalabalık, "Çatıya gkın, sizı kurtaralım" dediler "Merdiven yanı- yor" diye yarut verdım. O sırada ıtfaıyc gelmişti. "İtfaiye ile inelim" dedim. It- faiye arabasırun merdivenini uzattılar. Önce Aziz Ağabey'i merdivene çıkar- dım. Daha sonra kendimçıktım. Birara Aziz Ağabey'i fark ettım. üç-beş merdi- ven aşağıda idi. O sırada bir polis, kala- balıktan çıkarak ona yardım etmeye kalkıştı. Kalabalık, polısi durdurdu Ve polis geri çekildi. Bu sırada 45 yaşlann- da sakallı birisi itfaiye arabasının üzeri- ne çıkmış, orada eline aldığı bir itfaiye sopası ile Aziz Ağabeye vurmaya çalışı- yordu. Ölüm çağnsı yaparak "O ınsan değil, bir hayvandır" diye bağınyordu. Ben "O bir ınsandır" dedim. O, "O bir hayvandır, ölmeye müstahakür" diye bağrdı. ERTAN KARTAL (Semah ekibinde ve tiyatro oyuncu- su): Saat 13.00 sıralannda otele girdik. Etrafta 200-300 kişı dolaşıyordu. Mec- buren otele girmek zorunda kaldık. Saat 13.30'da saldırganlar otelin önüne gelıp. "Sıvas Aziz'e mezar olacak" sio- ganlan atarak tekbir geüriyorlardı. Büyükler, lobide telefon görüşmeleri yapıyorlardı. Bızde bınncı katta olayla- n ızlıyorduk. Taşlama gittıkçe artmaya başladı. Otelın yanına gelmeye çalışı- yorlardı. Ancak polisler ve güvenlik güçlen engellemekte güçlük çekti. Tabii engelleyemediler. Çaba sarfetmediler. Olay bu şekılde saat 19.30'a kadar sür- dü. Bu saatlere kadar arabalar parça- landı, yakıldı ve yerlerde kaldmm taşı kalmadı. Karşı bmanm tepesinden taş ve kiremıt aüyorlardı. Bizler merdiven başlannda onlan bekledik. Bu sırada bir grup, polislerin arasından sıynlarak arabalan devirip otelin lobisine girdiler. Otelin sütunlannı yıkmak istediler. Biz yukardan sesleri duyuyorduk. Ters çe- vırdıkleri otolardan benzin almış ola-* caklar kı otelin lobisine döküp ateşe verdıler Bu sırada elektrikler kesildi. Dumanlar çıkmaya başladı. HALDUN AÇIKSÖZLÜ (Tiyatro oyuncusu): Perşembe günü bildın dağıtılmış, cihat ilan edilmiş. Per- şembe günü saat 10.00-13.00 arası ya- zarlann söyleşisi vardı. Cuma günü yerel gazetelerde Nesin"in Allah'a küfür ettiği şeklınde haberler yer aldı. Böyle bir şey yok. ben dinledım. Cuma günü "Dinsizlerin hakkmdan gelinmelidir" diye bıldiri dağıtılıyor Cuma günü, Kültür Merkezı'nde gostenmizi sürdü- rüyorduk. Hemen yanımızda cami var. Saat 13.00'teoyunumuza başladık. Na- zım Hikmct'in 'Umut' adlı şiinni oynu- yorduk. Polisler geldi, "Gürültü yap- mayın" dediler. Oyunu yanda kesmek zorunda kaidık. Polisler ve yönetıciler, "Bir şeyler olur" dedi. Orayı tcrk ettik Namazdan çıktılar. Biz Küllür Mer- kezi'ne gittik. Onlar medrescyc gidip yağmalamışlar. Daha sonra Kültür Merkezı'ndeyken 300-500 arasında ın- san, "Vali ıstifa. şcytan Aziz dışan" slo- ganlan atarak buraya geldi. Sonra. burayı taşladılar. Bızdeonlarataşattık. Polıs bizi içeri>e soktu. Barikat kurdu. Biz kendimizi korud-ık. YAKINLARI, CENAZE NAMAZIKILDIRMAK İSTEMİYOR Sıvas'taki gerici katliamda hav atını kav bedenlerden 18'i ile v aralananlardan 6'sı dün akşam An- kara'ya getirildi. Hükümet adına sadece Kültür Bakanı Ftkri Sağlar'ın katıldığı karşılamada 45 demokratik kitle örgütû temsilcisi bulundu.f Fotoğraf: AA) Şeriatçıkurbanları Aııkaıa ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sıvas'taki katliamda ya- şamlannı yitırenlerden 18'i ile yaralananlardan 6"sı dun ak- şam saatlerinde Ankara'ya ge- tırildı. Cenazesi Ankara'ya getiri- lenlerin Behçet Sefa Aysan. Murat Gündüz. Handan Me- tin. Ahmet Özyurt. Muhlis Akarsu. Mübıbe Akarsu. Uğur Kaynar, Gülcnder Akça. Gül- süm Karababa. Mehmet Ata>. Nurcan Şahın. İnci Türk. Yc- şim Özkan. Y'asemın Sıvn, Asuman Si\n, SehcrGül Ateş, Nurı Ö/kan \eÖzlcm Ş;ıhın ol- dııklan öğrcnıldı. Yaralılardan BJIHI Mciın Cicdık. Luttiyc Aulııı \c eşı (iATA'ya kaldırı- lırken. Aydoğaıı Yavaşlı \c eşı de Esenboğa HavaalanrıuUın İzmir'e göndcnldi. Cenaze ve varalıiann An- kara'ya getırileceği haberi üze- rine, başta yakınlan olmak üzere45 demokratik kitle örgü- tünün temsılalennın de bulun- duğu yaklaşık 300 kişilik kala- bahk da Etimesgut Havaalanı"- na geldiler. Devletin "üst düzey" yetkılılennın hiçbınnin gelmedıği havaalaruna yalnızca Kültür Bakanı Fikn Sağlar'ın gelmesı dıkkat cektı. Cenazele- rın havaalanından aynlmasına yakın. Pir Sultan Abdal Der- neği'nden bir grup, alkışlarla nızamıyeye kadar yürüdü. Bu arada demokratik kitle örgütle- nnın oluşturduğu "cenaze dü- /eııLıiK" komiıcsı". ölenleıin v.ıkınljrın.ı cena/e töreni hak- kinda bılgı \erdı Komıteden bir yetkili. "cenaze namazııun nerede kılınacağı"nın sorulma- sı üzerine. baa ailelenn. Sıvas'- taki olaylan protesto etmek için cenaze namazı kıldırmak iste- mediklerini açıkladı. Cenaze töreni yarın Cenazeler yann saat 10.00'da Dikmen'dekı Pır Sultan Abdal Derneği önüne getinlecek. Bu- rada yapılacak törenden sonra, cenazeler alınarak, yürüyerek Dikmen Caddesi-Kızılay-Sıh- hıye güzergâhından şehırlera- rası otobüs termınaline getirile- cek. Buradan araclarla Karşı- yaka Camii'ne gidilecek. Kılınacak cenaze namazından sonra cenazeler Karşıyaka Me- zarlığı'nda toprağa verilecek. ı \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle