26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7MART1993PAZAR 12 DIZI Araştırmacılar, çok eski tarihlerden bu yana dinler ve inanç akımlannın oruç tutma alışkanlıklannın bulunduğunu belirtiyor Bînlerce yıldan beri süren gelenek• Bakara Suresi'nin bir ayeti, ramazan ayında cinsel ilişkinin nasıl olacağını belirliyor:"Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi, kadınlannıza yaklaşmanız helal edildi. Onlar sizin örtünüz, sizde onlann örtülerisiniz. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi biliyordu. Bu yüzden tövbenizi kabul etti. Sizi affetti. Artık onlara yaklaşabilirsiniz. Allah'ın size yazdığını dileyin. Tan yerinde beyaz iplik, siyah iplikten ayırdedilinceye kadar yiyin. için, sonra orucu geceye kadar tamam olarak tutun." ORALÇALIŞLAR Müslümanlar için en kutsal aylardan birisi 'ramazan'dır. Onbir ayın bir sultanı denen ra- mazan. İslam toplumlannda haarhklar yapıla- rak karşılanır. Ramazan hilalinin ilk ortaya çıküğı gün ra- mazan ayının başlangıcıdır. Ramazan ayı otuz gündür ve hilalin batması ve kaybolmasıyla bir- likte ay sona erer. Ramazan ayı İslam Peygamberi Hazreti Mu- hammed'e oruç emrinin bildirildiği aydır. Bu yüzden özel bir öneme sahiptir. Oruç da rama- zan ayı ile başlar ve onunla sona erer. 'Oruç'un Arapçası şavm veya siyamdır. Şavm kelimesinin bir anlamı hareketsiz kalmak, bir anlamı da sus- maktır. İslam Ansiklopedisi, Kuran'ın 19. sure- sinde bir sesin Meryem'e "Ben acıyana şavm adadım: bugün kimse ile konuşmam " demesin- den yola çıkarak Kuran'da geçen şavm kelimesi- nin. oruç tutmak ve susmak anlamında ikili şekilde kullanıldığına işaret ediyor. Ansiklope- di, susmak ve oruç tutmak kelimeleri arasında bir bağ olduğunu belirtiyor.. 'Oruç'un Türkçesi ise farsça bir kelimeden tü- remiştir. Yeni Farsça da roza gün demektir. Oruç ise günlük kelimesi karşıhğında kullanılır. Pehlevice 'razak' kelimesinin de oruç sözcüğüne kaynaklık ettiği söylenir. Her halükârda kay- naklar, Türkçe oruç sözcüğünün Farsça'dan türediği konusunda hemfîkirdirler. Kuran'ın Bakara Suresi oruçla ilgili temel emirleri içerir. Peygambere bu ayetler Medine'- ye hicretinin ikinci yılında (M.S. 624) tebliğ edi- lir. Bu tebliğle birlikte düzenli oruç tutulmasına başlanır. Bakara Suresi'nin oruca ilişkin ayetlerinde şunlar emredilir: "Ey inananlar! Oruç, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye sizden öncckilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı." Bu ayetten dc anlaşılacağı gibi oruç, İslamiye- ti benimseyen Medineliler için yabana bir kav- ram değildir. "'Sizden öncekilere farz kılındığı gibi" sözcükleriyle daha öncekilerin de oruçla il- Müslümanlıkta en kutsal av Ramazandır. Ramazan 11 ayın sultanı olarak tanımlanır. gılen olduğu vurgulanıyor. Nitekim araştırma- alar çok eski tanhlerden beri dinler ve inanç akımlannın oruç tutma alışkanlıklannın.bulun- duğunu belirtiyor. Bakara Suresi'nin bir başka ayeti ise ramazan ayında cinsel ilişkinin nasıl olacağını belirliyor: "Oruç tuttuğunuz günlerin gecesi. kadınlan- nıza yaklaşmanız helal edildi. Onlar sizin örtü- nüz. siz de onlann örtülerisiniz. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi biliyordu. Bu yüzden töv- benizi kabul ettı. Sizi affotti. Artık onlara yakla- şabilirsiniz. Allah'ın size yazdığını dileyin. Tan yerinde beyaz iplik. siyah iplikten ayırdedilince- ye kadar yiyin. için. sonra orucu geceye kadar tamam olarak tutun. Fakat mescitlere ibadet için itikâfa (kapanıp ibadet etme) çekildiğinizde oturup kaldınız mı, kadınlannıza yaklaşmaym. İşte bunlar Allah'ın yasalandır." Bu ayetlerde görüldüğü gibi İslamiyet. diğer inanç akımlanndan fârkh 'drkrak, perhiz veya oruç aylannda cinsel ilişkiyı yasaklamıyor. Bu- nu da nefse hakimıyette zaafa düşüleceği gerek- çesine dayandınyor. Diğer akımlara ve dinlere göre cinselliğe yaklaşımı bu konuda da oldukça pozıtifur. Çünkü diğer dinler ve inanç akımlan- nın oruç tutarken en önemli yasaklanndan birisi cinsel ilişkidir. Perhiz en çok cinsellik için uygu- larur. İslamiyet cinsellik konusunda esnektir. Ramazan ayında oruç tutmak Müslüman için farzdır. Bunun dışındaki aylarda tutulacak olan oruç ise isteğe bağlıdır. Bu tür oruçlar ise İslam hukukunda çeşitlı isimler altında ifade edilir. Örneğin Hazreti Ali'nin oğlu Hazreti Hüseyin'- in, Emevi hükümdan Yezid'in adamlan tarafın- dan Kerbela'da öldürülmesinin yıldönümü olan Muharrem aymın 9., 10., ve 11. günleri oruç tut- mak sünnettir. Bakara Suresi'nde de belirüldiği gibi İslami- yetten önce de oruç tutmak adeti vardı. İslam Ansiklopedisi. Peygamber devrinden önce oruç adetinin bilinmemesinin mümkün olmadığını belirtiyor. En azından Hıristiyan ve Yahudi ge- leneklerinde bulunan orucun Araplarca bilindi- ği kabul ediliyor. Yine İslam öncesi kutsal bir tapınak görevini yerine getiren Kâbe etrafında dönüldüğü üç gün boyunca Araplann oruçlu ol- duğunu gösteren kayıtlara rastlıyoruz. islam öncesi yaygın dinlerden Mani dininde oruç adetinin bulunduğunu İslam Ansiklopedisi vurguluyor. Bütün tarihi kaynaklar oruç adetinin insanlı- ğın eski bir geleneği olduğunda birleşiyor. Eski çağ dinlerinde oruç. özellikle rahip ve ra- hibelerin tannlara yakınlaşmaya haarlanması- nm bir yoluydu. Hellenistik dönemin gizem dinlerine göre tannlar, kutsal öğrelilerini ancak belli bir süre eksiksiz oruç tutan kişilere düşler ve görüntüler yoluyla açıklardı. Kaynaklar, birçok kültürde orucun, öfkele- nen bir tannyı yatıştırmak ya da ölmüş bir tann- yı. örneğin Bereket tannsını, diriltme amacma yönelik olduğuna dikkat çeker. Teknoloji öncesi dinlerde. örneğin ABD'nin ovalar bölgesinde ve kuzeybatı kesiminde yaşa- yan yerli kabilelerinde. düş beklerken ya da düş öncesinde oruç tutulurdu. Sibirya'daki Tungulann Şamanlan, ilk düşle- rinden sonra başka düşler görmek ve ruhlarla ilişki kurmak amacıyla oruç tutardı. ABD'nin güneybaü kesiminde yaşayan Pueb- lo yerlilerinin rahıpleri, mevsim değişiklikleriyle ilgili büyük törenlerden önce inzivaya çekilerek oruç tutardı. Bûtünbiyök dinlerde var Dünyanın bütün büyük dinlerinde, belirli kutsal zamanlar sırasında ya da öncesinde ya da özel nedenlerle oruç tutulur. Örneğin Caynacı- lıkta, kişinin belirli kurallara göre oruç tutması ve belirli meditasyon yöntemlerini uygulaması, dünyadan koparak aşkm bir duruma geçmesini sağlar. Budaa keşişler belirli günlerde oruç tutup gü- nahlannı fısıltılarla itiraf edarler. Çin'de, göksel Yang ükesinin yeni çevrimine başlayacağı kış gündönümünden önce beUrli bir süre oruç tutulur. Hindistan'da, Hindu ermişleri (Sadhu) çeşitli vesilelerle sık sık tek başlanna oruç tutarlar. Zerdüşt dininde oruç, çileciüğin kötülükle mücadelede inananlann gücünü artırmayacağı- na inanıldığı için yasakür. Yahudilik, yılda birkaç kez, özellikle Yom Kippur'da oruç tutulmasını öngörür. Hıristiyankkta, özellikle Katolikler ve Orto- dokslar 40 günlük 'Büyük perhiz' ile Noel'den önceki Advent dönemlerinde oruç tutar. Katolik Kilisesi'nde II. Vatikan Konsili'nden (1962- 65) sonra Küllenme Çarşambası ile Kut- sal Cuma dışında oruç konusunda esnekük geti- rilmiştir. Protestan kiliseleri. oruç tutmayı üyelerinin vicdanlanna bırakır. B I N L E R İÇİNYAZDI Gözün avkada kahnastnZ Tarüı24Ocak Yiizbinler yürüyor kucak kucak Mumcu'yu yedi caniler, Ama, o hep bizimle yaşayacak Uyan Mumcu uyan da bir bak, Bu dosya kapalı mı kalacak. Kimsenin birşey yaptığı yok. Caniler dolaşıyor el kol saUayarak. \ olumuz senin yolun, Atam'ın yolu. Yolumuz Cumhuriyet yolu, demokrasi yolu Yoktur şeriatın, böiücülüğün sonu. Ata'dır babası laikliğin. Mumcu'dur oğlu. Ey! Demokrasi âşığı saygıdeğer Mumcu. Seni kaybetmek. inan ki çok acı. Hiç birmeyecek, yüreğimdeki bu sancı. Sensin laikliğin y.egâne ilacı. Sen Ankara'da, İstanbul'da, Antalya'da... Senin sevginle coşan yüreklerdesin. Biz yaşadıkça: laik. demokrat Türkiye y aşadıkça, Bizimle yaşay acaksın, sen ölmedin, ölmeyeceksin. Gözün arkada kalmasuı say gıdeğer Mumcu. HAYDAR YILMAZ -İst. Üniversitesi Ben şimdi kızuna ne ögretecegim?Onsekiz gün olau sen gidelı! Gün gün sây3ık. sevenlenn.. Gerçekten acı çekiyorsa insan. günün karanp karanlığın ağar- masına şaşkınlaşıyor. İnanamıyor, kabullenemiyor, isyan ediyor. Ölüm bu kadar gercek, yasam bu kadar acımasız olamaz. olma- mab diyor. Annesini, "Anne" olmayı düşünüyor; eş'ini- "eşlik" etmeyi, çocuklannı/dostlanni'sevenlerini, ülkesıni.. O'nu yetiştir- meye verilen bunca emeği! "Sevgi emektir" dedik hep. "'İnsan"ın oluşması için sütlerimizi sağdık. uykulanmızı gecelere kattık. Yetmedi, bebemizin aklı da büyusün istedik. Okurken, yazarken düşünmeyi öğrettik. inançlı insan olmanın erdeminden sözettik. Kendi doğrulan olsun; top- luma uğraşına. saygısını-sorumluluğunu yerine getirsin dedik.. Bir rüzgâr esti. Bilirim de üstelik, nerelerden!.. Emek, en yüce değer olmaktan geçti. "Helal olsun adama. Bıam gibi enayi ola- cak değildi ya" devri geldi. Dostlara karşı bile dürüstlüğümüzün utananı yaşadı. "Uyumsuz(!)"luğumuzu aklayamadık, tutuna- madıkbiryerlere!.. O "Tutunamayanlar"(l)dan mıydı? Yasalanyla çelişkisini, çe- lişkiyi yoketmede kullanıyordu. Hayır o. "tutunanlar"dandı. bil- güer belgeler hazırlıyor, araştırmasını en derinlere götürüyordu. Zor'u deniyordu. Mücadeleyi seçmişti. Ödünsüz doğruluğu, ses- siz çoğunluğumuzun gü\eniydi. "Tutulmayan değerlere tutun- mak" büyük cesaret değü, inanç işiydi. Mutlaka O'nun da korku- lan vardı. Oysa, ölümü beklemek yerine "yaşamak için" her gün. her yaasıyla intihar etmeyi yeğledi.. Ben şimdi kınma ne öğretsem? Dürüst ol. desem.. İnandıklann için uğraş ver, desem... Düşün, düşündüğünü paylaş, daha gûzel- ler için yenilerini üret, desem. Hayır, yavrum öneinli! Bütün anne- lerin yavrulan önemli. O'nun annesinin de yavrusu önemliydi. Ya kendi yavrulanmn babası önemsiz miydi? Yavrulannı, eşinı. annesini, sevenlerini: bu güzel ülkeyi, bu güzel ülkenin güzel in- sanknnı onsuz bırakmak önemsiz miydi?. Ben şimdi kızıma ne öğreteceğım?. Ben kızıma, vazgecmemeyi öğreteceğim! (1) Tutunamayanlar" Oğnz Atay, 1972, Roman. NOgünEser Kalcmin kaderil. Mumcu T.C. KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1992/402 Davacı Salim Denizli tarafından davalı Gülseriye Denizli aleyhine açılan boşanma davasımn yapılan duruşması sırasında: Davalının Subaşı köyündeki adresine tebligat çıkartıldığı ancak bila tebliğ iade edüdiği, yaptırılan zabıta araştırması ile de davalının ad- resinin tespit edilemcdiğinden davalı adına ilanen tebligaıa karar ve- rilmiştir. Davalı Süleyman ve Nazmiye'den olraa 1955 doğumlu Gülseriye Denizli'nin duruşmanın bırakıldığı 5.5.1993 gflnü duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir kanuni temsilci ile temsil ettirmesı, ak- si halde duruşmaıun yokluğunda yıirülüleceği dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 18.2.1993 Basın: 46463 Vatanunızın büyük yazarı mcrhunı Lğur Mumcu İçimizi volkan gibi yaktı menfur somuncu Dileriz AUahtan bu canilik olur sonuncu Bu yola tevessül edenler hepsi de birer soyguncu Tarihe geçtin bile gönüUere taht kurdun biiyiik Uğur Sana acımadan kıyan katillerde kalmamış ki şuur tçinde maya olmayan hamunı istersen hep yoğur Sevgili analar, beni bağtşlayın, kolaysa bir Mumcu da sen doğur. Ben hem ağlanm hcm okurum hem yazaran. Sayın vatanse>erler anladınız ben kimlere kuyu kazanm Yüz sene de y azsam tukenecek gibi değil pazarnn. Lafı fazla uzatmayalım belki sonra değer nazanm.. Bütün güvenlik ku\>etlerine teşekkür ederim, Ben böyle zamanda kenetlenmiş millete ne derim? Olsa da y azsam yüzbin sayfalık ycrim. Yine de canilere hem lanet okur hem ellerintz kırılsın derim.. MLSTAFA HOŞGÖR - İSTANBUL Bu kalemler neler yazmadı ki.. Notlar, denemeler, şiirler, güzel sözler, krokiler, imzalar.. Ve daha neler neler.. Kalemin kaderine bakın ki mürekkebi tükenmeden, gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun aramızdan aynlmasını da yazıyor. Kederli.. Ama tükenmiyor mürekkebi, daha yazacaklan var. Çok değerli Uğur Mumcu'nun Cumhuriyet'teki köşesini. kitaplannı okuyanımızçoktu. Ancak Mumcu istediği ölçüde sesini duyuramamış olmamn sıkıntısını da yaşıyordu. Hayatta bu güne ulaşmayı görmek isterdi eminim. Aydını-cahili, küçüğü-büyüğü, kentlisi-köylüsü, Türkü-yabancısı, Türkiye'si-dünyası böylesine aydınlansın, laiklik ve Atatürkçülük adına -bilinci uyarsın, tek yumruk tek ses olsun isterdi. Böyle görmek Türkiye'sini. Değerli Mumcu'yu susturmak istemi geri tepti. Susturmak isteyenlerin görüşleri ile aynı görüşü paylaşan kitlelerde bile tepki uyandırdıeylemleri. Birtekhedefaldılar. Milyonlan uyandırdılar. Beyinlerdeki mum ışığı büyüdü, meşaleyedöndü. Kitleler"Aynmsız" bir araya geldiler, tek ses tek yumruk oldular. "Birlikten doğan gücü" gösterdiler "Can aLalara." Her ne kadar "Can almak Allah'a mahsustur" sözüne saygılan yoksa da.. Korku yüreklerinde!. Korkuyla yaşamak. yatmak "güç" olmalı.Korkuyüreklennde!. Ağırlığınıtaşımakzorolmab, "Dağlar" gibi. "Korku Demokles'in kılıa" gibi tepelerinde. Susmak onlara yakıştı.. Görkemli, hazin. ağlatıcı olduğu kadar ışık saçan bir değerli gazeteci-yazan henüz 51 yaşında uğurladı milyonlar. Ebedi uykuya giderken bile görev başındaydı. Laiklik ve Atatürkçülüğü biraz daha tekrarlatrnak için direndi. Cenaze arabası itilerek götürüldü. Motor sesi bile istemedi, Atatürk ve laik sözünü anlamayacağı için. En sevdığin çıçek karanfıl miydi, gül müydü, lale miydi?. Benden sana kucaklar dolusu karanfûler ve bir o kadar da sevdiğin çiçeklersevgili Mumcu. Ailene, tüm basın camiasına, tüm sevenlerine, tüm yaşayanlara başsağlığı diliyorum. Rahat uyu?Görevin, bıraktığın yerdedurmayacak!. Devam ediyor!.. Mumcu'larölmez!. "Kalemin kaderi" diye başlamışum yazıma ama şimdi bu kalemi kırmak mı, saklamak mı ğerektiğindenemindeğilim... MEBRURE COŞKUNSURewam Sevgili Mumcu Yüzyüze gelip gözgöze ba- karak rastlaşıp selamlaşa- madık omuz omuzayım inadına seninle. Sanlarak yanaklanndan öpüp ellerimle sırtını okşa- yamadım. Gözlerim her gün Cumhu- nyeı "Gözlem de. Dirseklerimizi bir masaya dayayarak yannlanmızdan konuşamadık. soluk almışım. nefesim güzelliklen genişletmeye ye- min etmış, o şipşirin düşün- celerinde. tZZET HAZNEDAR ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Avustralya'dan Gelen Mektup...Avustralya'dan yazan Iclal Ayık'la bir kez, Avust- ralya'dayken telefonla konuşmuştuk Yazdığı mektupla birlikte, yirmı de Avustralya Doları koymuş; şöyle diyor özetle: "Mustafa Bey, Size böyle hitap etmek istemezdim. 'Sevgili dost', 'Sevgili abi 1 , 'Değerli büyüğüm' diye başlamayı yeğler- dım: fakat bu size ilk yazışım, beni bağışlayın. Sizinle telefon konuşması yapmıştım, Sydney'de iken. ben Devrim 'in annesı Iclal Ayık; dort yıldır Avustralya 'da yaşıyorum. Bu dörtyıllık ayrıhk. benim sanınm 14 yılıma bedel oldu. Yurdumdan ayn kalmak beni hasta ve duy- gusal etti. Etti, derken bu normal çoğu kişide yurtdışına çıkışta görülen bir hastalık ya da duygusallık değil. Be- nımki aşırı, anormal, cinnetlik derecesine erişti. İlk gün sizinle konuşamadığımı anımsarsınız. Siz. saygıdeğer, aydın gazeteci yazarlar toplumun gö- zü kulağı ve en buyük toplum araştırmacılansmız. Be- nım hakkımda düşündüklerinizi bılmek isterdim. Eğer bana yazacak bir zamanınız olursa, umarım olur, çok mutlu olacağım Vatanımdan bu kadar uzakta, vatanı- mın sorunlarını kendi sorunlanmdan daha öncelikle duyduğum ve bu sorunlarımı rahatlıkla yazıp, konuşup bılgi alabileceğim bir kimse yok Türkiye'mde. Oradaki arkadaşlanm köşeyi dönmüş, deveyi düze çıkarmış, 'Gelen ağam giden paşamdır' diyen takımından. Sizi kendime yakın buldum. Dediğim gibi eğer bana yazma fırsatınız olursa çok mutlu olacağım. Uğur Mumcu'nun ölümü beni anlatılması imkanstz acılara boğdu. 20 yaşındaki yeğenimi faşistler katletti. Ve çok sevdiğım annemi 5 yıl önce yitirdim. Bu iki sevdi- ğım canım ciğerim yakınlarımın ölümüne duyduğum acı, Uğur'un ölümüne duyduğum acıyla aynı; içim kor ateşi ile yanıyor. Ağlamaktan gozlerime kan geidi. Bur- da, SBS'de yapılan, Aşkın Bey'in yaptığı radyo konuş- masında, kocam, Uğur anlatılırken hüngür hüngür ağla- dı ki o çok dirayetli, kendini tutmasını bilirdi; onun ölümu, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, bir zamanlar çok çekmiş, şimdi 'yorgun demokrat'/ yaşayan bizler için de bir ölümdu. Korktum. Halkımın üzerine çöken kö- tülükler, onları yok edecek diye korktum. Gordüm ki Uğur'un ölümü aydın halkımı yine tek yürek, tek fikir ola- rak birleştirdi. içimde coşkun umutlar fışkırdı. Büyük Mumcu için bir dosya hazırladım. Bulabildiğim kadar yazı ve bilgileri bu dosyada topladım. Türk okulu- na götürdüm ve bir imza kampanyası başlatmak iste- dım. O gün kimse yoktu okulda; haftada bir gün bu okul açık olduğu için bu haftaya kaldı. Yurdamu, halkımı dü- şünen siz aydın insanlar karşısmda kendimi suçlu his- sediyorum. Bir şeyler yapmak istıyorum, bu suçluluğu- mu gidermek, kendimi avutmak için. Sürekli okuyorum, Türkiye'deyken çok okurdum, şimdi olanaklarım elver- diğince, bulabildiğimce okuyorum. Sizden ricam var; ne olursunuz bana yardım edin. Şu anda tek istediğim Uğur'un olumüyle ilgili Cumhuriyet'- te çıkan yazıları ve ölümünden sonra çıkan birkaç gaze- teyi, bir de cenaze töreniyle ilgili video kasetini istiyo- rum. Lütfen, lutfen bana bunları postalaym. Posta masrafı için 20 dolar gönderiyorum, yetmezse yine gön- deririm. Belki yazışmalarımız devam eder, size kendimi daha iyi tanıtma fırsatı bulabilirim. Türk okulunda 'Laiklik ve Uğur Mumcu 1 adlı bir sem- pozyum hazırlayacağız. Kocam, ben vekızım Devrim bü' konuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bir de video kaseti hazırlayıp buradaki Türklere TV'den izlettireceğiz. Bu- nun için yardımınıza ihtiyacımız var. Kendinize iyi bakın. Devletimizin gösteremediği, sağ- layamadığı güvenliği, siz gazeteciler, yazarlar birbirini- ze sağlayınız. Şu anda duyduğum diğer bir kaygım, üzüntüm Aziz Nesin için. Ona birtakım tehditlerin geldi- ğini okudum, sizi sizlere emanet eder, saygı, sevgi ve hasretle ellerinizden öperim...'' iclal Ayık'ın istediklerini yollamaya çalışacağım. iclal Ayık a, yalnız benim yazmam yetmez diye düşün- * düm. O nedenle, adresini yazıyorum. "İclal Ayık, 2 Wal- laceRoad, Elizabeth Vale5112, S. A. Australia." Gerici akımlara karşı toplumun baskısı giderek belir- ginleşıyor. İllerde. ilçelerde dini baskılarla inançları çı- karlara, özellikle siyasal çıkarlara araç etmek isteyenle- rin gözlerden kaçmaması, kamuoyunda uyanık aydınla- rın, özellikle Cumhuriyet okurlarının olayı hemen Cumhuriyet'e ulaştırma bilinçleri övgüye değer. Bu ara- da, "Atatürkçü Düşünce Derneği" üyelerinin laikliğe sahip çıkmada bir çeşit "öncü" rolü oynadıkları görûlü- yor. Bu çabaları da kutlamak gerek. Atatürk'ü, Atatürk- çülüğü karalamayı amaç edindiği ileri sürülen "Sürgün" filmi Kultür Bakanlığf nın sıkı denetimine takıldığı halde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bunu okullar için önermiş ol- ması, gösterilmesi şaşırtıcıdır. Oldu olacak bari, "Kara- ses'in, "Said-iNursi'nm filmlerini degöstersinler okul çocuklarına... Kuran kurslarının temel eğitim okulları kapsamına alınmak istenmesi de geniş tepkilere yol açtı. Bu tepkile- rin yoğunluğu da bu konudakı bilinçlenmenin yabana atılmayacakdereceye geldiğini gösterir. Ankara'nın göbeğinde, Ahmet Cevdet Paşa llköğretim Okulu'nda, sabahları derslere 20 dakika erken başlanıp, öğrencilerin "soluklanma" sürelerinin 15 dakikadan 5 dakikaya indirilmesi göze çarptı. "Bu ne ola ki" derken sorunun namaz vakitlerini, ders ve soluklanma saatleri- ni ayarlamaktan doğduğu anlaşıldı. Bu ne menem şey? Ders saati, namaz vakitlerine göre mi ayarlanırmış? Medrese mi burası? BULMACA 1 2 3 4 5 '-'" 7 SOLDAN SAĞA: 1/ Tatlı sularda yaşayan, eti lezzetli bir balık... Bü- yük çivi. 2/ Gözün renkli bölümü... Araba üzerine gerilerek ıçine saman ya da tahıl doldurulan bü- yük kıl çuval. 3/ Atlann taşınması için yapılmış kapalı taşıma aracı... Tann. 4/ Radon elemen- tinin simgesi... Bir tür pamuklu kumaş. 5/ Bir anayoldan aynlan yolun başlangıç noktası. 6/ Mekke'nin doğusunda. hacılann anfe günü toplandıklan tepe... Be- rilyum elementinin simgesi. 7/ Yol yapımında kullanılan bir maki- ne... En arkada bulunan. 8/ Yu- nan mitolojisinde savaş tannsı... Bez tezgâhında ipliği ayarlayan ta- rak. 9/ Bir şeyin anımsanması için yazılan kısa yazı... Potasyum bile- şıklerinin genel adı. YUKARIÖAN AŞAĞIYA 1/ Aşık Veysel'in doğum yeri olan köy. 2/ Endüstn... Bir türdeniz taşımacıhğı 3/ Bir şeyin en yük- sek ve sivri noktası... Konuşulan asıl konu. 4/ Kakım da denilen bir kürk hayvanı... Pencerelere takılan bir çeşit siper. 5/ Taka- dan büyük bir tür Karadenız kayığı. 6/ Yanhş... Çin ve Ja- ponya'da oynanan bir çeşit satranç. 7/ Padişah, hükümdar... Erkek balığın tohumu. 8/ Asya'da bir ülke... Geminin rüzgâr almayan yanı. 9/ Bir dik üçgende. dik acının karşısında buJu- nan kenar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle