26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 1 1 Göçmen Kadınların Sorunları • KüJtiir Servisi- İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen konferanslar dizistnin bu haftaki konuğu Prof. Dr. Esin Örücü olacak. Yurtdışında yaşayan göçmen kadinlann haklan ve şorunlan konusunun irdeleneceği toplantı, bugün Beyaaı Dcvlet KütûphanesTnde saat:14.OO-16.00arası yapılacak. Prof. Dr. Nermin Abadan Unat konfcransa tartışmact olarak katılacak. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nedeyameden Prof. Dr. Esin Örücü. İdare hukuku dalında doktora yaptı. Doktorasını tamamladıktan sonra İngiltere'nın Glasgow Üniversıtesindeöğretim üycliğinebaşladi. "Mukayeselı Hukuk" alanında geşıtlı yayınlan bulunan Örücü, halen Ingıltere'nin Glasgow ve Rotterdam üniversıtelerinde öğretım üyeliği yapıyor. 'Kadınlar da Savaşı Yitirdi' • İSTANBIL(AA)- Şehir Tıyatrolan, sezonun bıtmesine biray kala Fatih Reşat N'uri Sahnesi'nde " Kadınlarda Savaşı Yiü'rdı" adlı yeni bir oyun sahnelemeyebaşladı. Rus işgali sırasında Viyana"daki askerlerin cinsel ihtiyaçlannı karşılamak zorunda bırakılan kadınlann başlanndan geçenlerin işlendiği, Curzio Malaparte'nin vazıp, Rekin Teksoy 'un Türkçey e çevirdiğı oyunu Macit Koper sahnevckoydu. Dekorlanm ÖzhanÖzdil. kostümlennı Tûrfcan Kafadar'm yaptığı ovunda başlıca rolleri Celile Toyon, Berna Laçin, Nergis Çorakçu Müge \k\amac, Candan Sabuncu, Selma Kutluğ, Gökhan Mete, Ahmet L'z, Selçuk Soğukçay ve Hüseyin karşın paylaşıyor. Atatürk ve İnönü'nün fotoğrafları • Kültûr Servisi- Alatürk'ün fotoğrafçısı Foto CemaJ Işıkselin Atatürk ve İsmet Inönü fotoğraflanndan oluşan koleksıyonu, bugünden itıbaren Beyoğlu Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde sergjlenmeye başlayacak. Cemal Işıksel'in çocuklan tarafından İnönü Vakfı'naarmağan edilen koleksiyon 1925 yıhndan itibaren Atatürk ve İsmet lnönü'yü görüntüleyen fotoğraflan içerivor. İnönü Vakfı tarafından II. İnönü zaferinin 72. yıldönümü dolayıstyla düzenlenen sergı bır hafta süreyle açık kalacak. 'Çizgilerle istanbul' • Külrür Senisi- Basın Müzesi'nde bugün şaat 18.00'de'Çizgılerle İstanbul" konulu birdia gösterisi yer alacak. Gösteriden sonra yapılacak soyleşiye Mustafa Albükrek kaülacak. Nazım'la Dayanışma Sergisi' • Kültür Servisi- Yenidal grubunun KenterlerSanat Galerisindeki Nazım Hikmet'le dayanışma resim sergisi nisan ayının sonuna dek uzatıldı. İlk sergilerini 1959'daacan, fantasük burjuva sanatına karşı sosyalist realist bir resim anlayışını savunan grubun bu üçüncü sergisi. Sergide Avni Memedoğlu, İrfan Ertd, Abbas Yaşar, Nleriman Oyman, AJime Mitap ve Adil Bayraktar ın yapıtlan yer alıyor. festivalde İtalyan sineması • İSTANBUL(ANKA)- Sınemaeleştirrneni Rekin Teksoy. Türk-İtalyan Doitluk Derneği'nce düzenlenecek birtoplantıda İtahansinemasınıanlatacak. Türk-İıalyan Dante Alighieri Dostluk Derncğı'nin Türk-İtalyan dostluğunu gcli^tirmek içın düzenlediği sohbctlcrin üçüncüsüne, sıncma cleştirmeni Rekin Teksoy katılacak. 7 nisan çarşamba günü şaat 18.30'da Tepcbaşı'ndaki İtalyan Külıür Merkezi'nde yapılacak toplantıda Teksoy. "Uuluslararaşı Film Fesüvali'nde İtalyan sineması" konulu bir şöyieşiye katılacak. Her an her yerdekonserler veren ünlü viyolonselci Rostropoviç, bir dünya vatandaşı ve müzik elçisi 4 Yalaıı" yaşamdan müziğiıı yüceliğine Kültür Servisi-Rusya. komünist rejimle uzlaşmadıklan için ülkelerinden aynlan, va- tandaşlıktan çıkartılan aydınlannı. sanatçı- lannı teker teker geri kazandı. Bunlardan biri de ünlü viyolonselci Mstislav Leopoldo- vich Rostropoviç. Prokofiyev, Şostakoviç, Britten gibi bestecilenn özellikle kendisi içın viyolonsel konçertolan yazdfklan. Pablo Pascak'tan sonra en iyi çelhst olarak değer- lendirilen sanatçı. Rus vatandaşlığmdan 1978 yılında çıkanlmış. Başanlannın ve ün- lennin doruğunda. soprano sanatçısı kansı Vhisnevskaya ile adlan bütün kayıtlardan si- linen Rostropoviç, 1989'da ülkesine nasılza- ferdolu döndüklerini anlatıyor: "'Bir kere çıktıktan sonra Rusya'ya geri dönebilme şansımın çok küçük olduğunu bılıyordum. Bunun ıcin dönüşüm. hayaümda- ki cn büyük hedıye, adeta bır mucizeydi. Bu kadar kısa zamanda her şey nasıl bu ka- dar değişti? Çünkü halk 75 yıl önce kaybetti- ğj değerlere karşı bir nostalji besliyordu. Bü- tün bu süre içinde onursuzca yaşadık, hayat- lanmız birer yalandı". Bır zamanlar konser vermek içın bile olsa dışan çıkması engellenen, daha sonra yurt- suz kalan sanatçı, bugün kendisının de sayı- lannı tam olarak bilmediği dünyanın dört bir yanındaki evleri Isayıldığında 11 tane ol- duğu anlaşılıyor), her an her yerde verdiğı konserlenyle gerçek anlamda bir dünya va- tandaşı ve müzik elçisi. Rostropoviç. Joseph Addbon'in müziği "ölümlülerin bildikleri en yüce şey'' diye tanımlayan düşünceleriru yaymaya çalıştığını söylüyor. 1989'da Berlin duvannda verdiği konserle basının ve geniş kitlelerin de ilgisini çeken Rostropovich, hareketlerinin kamuoyunun dikkatine çekmek için tasarlanmışjestler ol- madığıru anlatıyor:" Berlin'e gittiğimde biri- cık düşüm orada duvann yanında tek başıma Bach çalmakü. Kimse- nin beni izlemesi- ni ya da dinleme- sini istemiyor- dum. Çünkü bu, benim Tann'ya teşekkkürlerimi işiten bır duaydı. Berlın'e gıttığımı kımse bıl- miyordu. Hiç kimse. Özel bır uçak tuttum. sonra da taksi. Fakat oraya vardığımda fark ettım ki taburem yok. Yerde oturup, viyo- lonsel çalmak.. Bu olanaksızdı. Oradaki ev- lerden birisine girdim ve bır tabure rica et- tim. Benitanıdılarveolaybasınaduyuruldu. İhanet eden tabureydi". 1991'in o ünlü ağustosunda. tanklar ve as- kerlerle kuşatılmış hükümet bınasında. arka- daşı Yeltsin'le birlikte olmak içın vizesiz. kansından bile habersiz Moskova'ya uçan sanatçı ölüme bile hazır olduğunu anlatıyor: "Hiç kimse beni durduramazdı. İçgüdüsel bir şeydi, o anın geldiğini bilyordum ve git- tim." Bu ekim ayında Vfoskova ve St. Peters- burg'da konserler verecek olan Rostropo- viç, tekrar eski adına kavuştuktan sonra St. Petersburg'a. bunun ilk ziyaretı olduğunu vurguluyor: Devrimden spnra o kadar ad değıştirildi ve çahndı ki. Örneğin Rusya'yı ın. Daha sonradan çok iyi dost olacak bu iki ünlü müzisyen, Rostropoviç'in, henüz 33 ya- şında genç bir çellistken Şostakoviç'in ken- disi için bestelediği çello konçertosunu ses- lendırdiği Royal FesdvaJ Hall'de karşılaşmış- lar "Fotoğrafinı hiç görmediğim Britten'ın adını Purcell için bestelediği çeşıtlemelerden, bir de "Yo- Yaşamını ordan oraya kutlama ve yıldönümü konserleri vermekle geçiren Rostropoviç, 7O.yaş günü konserinin nerede olacağmı şimdiden kararlaştırmış. Sanatçı 1997'de Moskova'da vereceği konserdev kahraman dostlan' Prokofiyev, Şostakoviç ve Britten'in yanısıra besteci arkadaşı Schnittke'nin yapıtlannı yorumlayacak. ung terk etmeden önce son konser verdiğim şeh- nn asıl adı Mariupol"dü. Şehre Şostakoviç ve Prokofıyevekarşı belgeleri yazan komü- nist yönetıcilerden Zhadonovun adını ver- diler'" Moskova ve St. Peterburg'daki konserle- rinde ünlü İngiliz besteci Benjamin Britten'ın "War Requiem" (Savaş Ağıtı) adlı yapıtını da seslendirecek olan Rostropoviç. bulun- duğumuz ay içinde de Barbican'daki Britten Festivali'ne katılarak aynı zamanda yakın bır arkadaşı olan besteci için konser \erdi. Bu yıl 80 yaşına basacak olan Britten'le lanışıkhğı çok eskılere gidiyor Rostropoviç'- yordum. Tabii bunlar başyapıtlardı ama bana melodileri biraz eski moda geliyordu". Britten'ın uzunzaman önce ölmüş, büyük klasik bestecilerden biri sanıyordum. Modern bir besteci olduğunu ve hala yaşadığını öğrendiğimde çok şaşırdım. İlk olarak sahne arkasına geldığin- de yüzünü gördüm. ÖncelikJe fark ettiğirn şey gülümsememı tutamadığım üçgen biçi- mındeki burnu oldu. Ertesi gün oteldeki odama gelerek benim için bir sonat yaza- cagını, ama tek bir şartı olduğunu söyledi. Yazacağı sonatı ilk defa Aldeburgh'da çala- caktım". ^ Sanatçının daha sonra vatandaşlıktan çıkanldığı zaman da Britten'ın önerisiyle ilk evini aldığı yer Aldeburgh oluyor. Rostropoviç'in, 1960'ta bir kalp krizi ge- çirdiginde de yardım isteyeceği ınsan Bntten oluyor. Sanatçı Britten'a ancak onun beste- leyeceği parlak bir viyolonsel konçertosu- nun kendısini hayata döndüreceğini söylü- yor. 1997'ye kadar en az sekiz konçertonun dünya prömiyerini yapacağmı söyleyen çel- list, emekli olmadan önce de toplam 100 tane seslendirmış olacağmı ümit ediyor "Hayat çok yoğun ve ben boynumda giyoti- nin gıdjklamasıru hissediyorum". "Bir keresinde Prokofiyev yalruzca dinle- yicinin hoşuna gitmek için çaldıgımı ye bu- nun çok tehlikeli olduğunu söylemişti. Ona göre insanlar doğuştan iyi bir müzik zevki getirebilirler. Ama aynı dişlerimizı temizledi- ğirniz gibi bu müzik zevkini de her gün te- mizlemeliyiz. Şimdi, ne yapmak istegimi bi- linceye dek viyolonselime dokunmuyorum. Rostropoviç temmuz ayında Prag'da, Cum- hurbaşkaru Havel'in, kenti yenıden inşa et- tirmek içın düzenlediği konserlerde Dvorak'- m çello konçertosunu seslendirecek. 1968 ağustosunda, Rus lanklannın Prag'a girdıği akşam, Sovyetler Birliği Devlet Senfoni Or- kestrası ile birhkte Rostropoviç'in çaldıgı konserde bulunan The Times'in sanat yö- netmeni Richard Morrison. izlenimlerini şöyle aktanyor: "Sanki dünyanın en iyi vai- a, dünyanın en hüzünlü cenazesinde konu- şuyordu. Çello gözyaşlan içindeydi"... Jethro Tull 8 haziranda Ankara'da Akustik ç klasikparçalar • 'A Little Light Music' albümünün ve konserlerin en önemli özelliği 'çekirdek* Tull kadrosunun, tü- müyle akustik çalgılar kullanarak klasik parçalan seslendirmesiydi. Ankara konserinin de aynı hava- da olması bekleniyor. ' 1971'de "Aquahıng" albü- BURAK ELDEM Ya2 aylanyla bırlikte Tür- kiye'ye gelecek starlar kervanı- na en son eklenen isim, progres- sive rock'ın öncüsü Jethro Tull. Topluluk, Ankara Belediyesi ve British Council'in davetlisi ola- rak Ankara'ya gelecek ve 8 ha- ziran tarihinde Hipodrom'da bir halk konseri verecek. Jethro Tull, Türkiye'ye ilk kez 1991 yazında İstanbul Fes- tivali kapsamında iki konser vermek üzere gelmiş; ancak müzikseverlerin gösterdiği bü- yük ilgi nedeniyle konser sayısı dörde çıkanlmışü. Topluluk ajnı süre içinde İzmir'de de Efes Antik Tiyatro'da yaJdaşık yirmi bin kişinin izlediği bir konser vermişti. Türkiye'deki hayranlanyla çok iyi bir diya- log kuran topluluğun solisti ve beyni Ian Anderson, kendileri- ne gösterilen ilgiden öylesine et- kilendi ki en kısa süre içinde yıne gelmeye söz vererek aynldı Istanbul'dan. On ay kadar son- ra da Ankara Belediyesi ve Bri- tish Council'ın düzenlediği iki konserde bir kez daha Türk iz- leyicisıyle buluştu. An Stüd- yosu'nda venlen bu konserler- den bin de kaydedilerek TV2"- de banttan yayımlandı. 1968 yılında Londra'da ku- müyle istikrarh çıkışını sürdü- ren ve rock'ta yeni çizgiler ara- yan dinleyiciye çarpra bir alter- natif sunmaya başlayan Jethro Tull, şarkı sözlerinde de Orta- çağ'ın "minstrel" olarak bilinen gezgin ozanlannm tarzını, mo- dern çizgiler içinde yaşatmaya başladı. Bugün Jethro Tull'ın başyapıtlanndan kabul edilen 1972 tarihü "TWck As A Brick'", o kendıne özgü Ander- son ironisinin en tipik ve en ba- şanlı örneklerinden biri. Tü- müyle tek bir şarkıdan oluşan "Thick As A Brick" (Tuğla Ka- dar Kaün), küçük bir çocuğun ağzından yaalmış uzun bir şiir- le. kapitalist dünyaya, ahlak anlayışına ve egemen değer yar- gılanna son derece çarpıcı bir eleştiriyi içeriyor.Kadrosunda değişiklikler yaşayan, ancak çizgısinı ve tarzını sürekli koru- mayı başaran Jethro Tull, son olarak "A Little Light Music" adlı bır konser albümü yayım- lamıştı. Bu albüm, aynı adlı "Akustik Dünya Turu" sırasın- daki değişık konserlerde kayde- dilmiş ve özel bir seçme yapıla- rak düzenlenmişu. Albümde, geçen yılki Ankara konserlerin- de seslendirdiklen klasik hıtlen "Too Old To Rock'n RoU, Too Young To Die" da yer alıyor. Gorecki'nin yapıtı üst sıralarda Pop listcsinde birsenfoniÜNER BtRKAN Bir "klasik" müzik yapıtı, birsaatlik, üçbölümlük bir senfoni, geçen haftalarda, "pop" listelerinin üst sıralannda yer aldı: Po- lonyalı besteci Henryk Gorecki'nin "Hüzünlü Şarkılar" alt başhğinı taşıyan Üçüncü Senfonisi. On yedi yıl önce bestelenen, ancak CD'ye yeni kaydedilen bu senfoni, dokunaklı, duygu- landına, düşündürücü metniyle, atlanüğin her iki yanındaki dinleyicilerin büyük ilgisini çeİciyor; bugüne dek (ıçlerinde Ra- vd'in Bolero'su, Albinoni'nin Adagio'su, Rodrigo'nun Gitar Konçertosu da bulunan) "kJasik/ pop"lann ancak enşebildikle- n bir etkıleme gücünü ulaşıyor. Nereden kaynaklanıyor bu büyük ilgi? Burada, her şeyden önce, her biri "lento/ağır" tempo işaretini taşıyan üç bölüm içine yerleştirilmiş üç metnin etkisi büyük. Soprano Dawn Upshaw'ın, son zamanlarda yıldızı ıyiden iyiye parlayan bu genç İngiliz ope- ra şarkıcısının bütün ıncelıkleriyle seslendırdiği bu metinlerden •Polonyalı besteci Henryk Gorecki'nin ,üç bölürnlük senfonisi pop listelerinin üst sıralannda yer aldı. blues ve folkun ve akustik ile 1991 'de İstanbul Festivali'ne geien Jethro Tull, İzmir ve Ankara'da da konser vermişti. Uluslararası etkinlik 5 nisanda Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda başlıyor Modern Müzik Festivaliçüsü Ian Anderson, daha ilk günlerden itibaren Jethro Tull'ı progressive rock'ın öncüleri arasına sokan, olağanüstü ya- raüa, enerjik ve zeki bir müzis- yen. Topluluğun "Ttais Was" albümüyle başlayan müzik se- rüveni, Anderson'ın eğilimleri doğnıltusunda "Benefit" albü- müyle birlikte İngiliz folkunu kucaklayarak gelişti. Gelenek- sel blues unsurlan, İngiliz ve İr- Ianda baladlanyla flört ederken Anderson'ın kimselere benze- meyen çılgın flüt tekniği, Tull müziğine bambaşka tatlar taşı- dı hep. Öyle ki flüt çoğu kez topluluğun vitrini olurken An- derson'a "Fareli Köyün Kaval- cıst" denmeye başladı. Kültür Senisi - Cemal Reşit Rey Konser SaJonu'nun nisan ayı etkinlikleri, 2 nisan cuma günü saat 19.00'da mezzo soprano Tereza Berganza'nın piyanist Juan Anto- nio Alvarez eşliğinde vereceği şan resitaü ile başlıyor. 3 nisan cumartesi günü devlet sa- natçısı Verda Erman'ın Beetfıoven ve Cho- pin'in yapıtlarmı yonımlayacağı piyano re- sitalinüi ardından, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 1. Uluslararası Modern Müzik Festivali gerçekleştiriliyor. Festival çerçevesinde 5 nisan pazartesi günü Avnıpa Kaos Yaylı Çalgılar Beşlisi, 7 nisan çarşamba günü Monahan İkilisi, 8 ni- sanda Aydın Lsen, 9 nisanda Kontrapunkte Topluluğu. 10 nisanda V ivana Klarinet Üç- lüsü, 11 nisanda Sümerav Arıman'ın sahne- ye koyduğu "Bir Opera Yapalım", 11 ni- sanda Betin Güneş ve Ahmet Yürür'le Soprano Tereza Berganza ve pi- yanist Verda Erman"ın konserle- rinden sonra CRR'de 1.Ulusla- rarası Modern Müzik Festivali başlayacak. Egberto Gismonti'- nin caz konseri de 14 nisanda. "Istanbul'dan Yeni Müzik", 12 nisanda Se- renata Nefesli Çalgılar Beşlisi, 13 nisanda Musüjue Oblique Topluluğu izlenebilecek. Cemal Reşit Rev Konser Salonu'nun bu ayki önemli etkinliklerinden biri de Sislev '- nin düzenlediği Jan Garbarek ve Chick Co- rea konserlerinin ardından gelen Egberto GLsmonti'nin 14 nisan çarşamba gün izlene- bilecek caz konseri. Konser Salonu'nda 19 nisan pazartesi günü Lluis Claret ile Judhh Uiuğ'un viyo- lonsel resitaJi, 20 nisanda İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bale gösterisi, 22-23 ni- san tarihlerinde İngiliz Oda Orkestrası'nm konserleri, 24 nisanda Kent Orkestrası konseri, 25 nisanda da genclik operası "Bir Opera Vapalım" ve Imret Khan Hint Mü- ziği I opluluğu'nun konseri yer alacak. 26 nisanda Marco Socias gitar resitali. 28 ni- sanda Emre Şen piyano resitali ve 29 nisan- da Dünva Dans Günü çerçevesinde ger- çekiştirilecek ücrrtsb etkinüklerin ardından, nisan avı caz topluluğu Fairport Con- vention'uı konseri ile sona erecek. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda a.vrıca Türkuaz Modern Dans Topluluğu'- nun gösterilen de sürüyor. Topluluk, geçen a\ değişen repertuvanyla 4 ve 18 nisan tarih- lerinde gösteriler sunacak. birincisi, on beşinci yüzyılda bir Polonya manastınnın duvanna yazılmış bir yakan. İkincisi 18 yaşında bir Polonyalı kızm bir Gestapo zindanının duvanna yazdıği, aa dolu, ıstırap yüklü bir- kaç satır. Son bölümün metniyse, ölen birçocuğun ardından ya- kılmış bir ağıt, bir halk şarkısı. Küçük, minimalist motifleri iş- leyen müzik, bir yandan bu dokunaklı metinleri en etkili biçem- ler içinde sunarken, bir yandan da, nitclikten ödün vermeksizin, geçen yüzyılm inanmış bestecilerinden Anton Bruckner'in senfo- nilerinden karşılaştığmuz. doğaüstü. içe dönük bir düşünce ve duygu yoğunluğu içeriyor. David Zinman'ın yönetimındekı London Sinfonietta orkest- rasmın yorumuyla CD'ye alınan senfoninin birdenbire bu üne kavuşması, geçen yılın ortalanndan bu yana 200 bmden fazla satJİması (bu rakamın 140 bini, İngiltere'de gerçekleştirilmiş du- rumda). İngiliz pop listelerinde aJtına sıraya yüksclrnesi, 59 yaşındaki Polonyalı besteciyi de çok şaartrnış. "Kimse yanıtlaya- maz 'Neden bugün?, Neden bu senfoni' sorulannı" diyor beste- ci. Gorecki, Katovvice'de, bu havası kirli sanayi kentinde, eşi Jadvviga ve iki çocuğuyla, sakin bır yaşam geçiriyor. Sorusunu şöyle yanıtlamaya çalışıyor Gorecki: Belki de insanlar, özellikle gençler, bu müzik parçasmda,gereksinimduyduklan, aradıklan bir şeyler buluyorlar da o yuzden böylesine ilgi gösteriyorlar müziğime." Avrupa ülkelerinde, bir "klasik" müzik CD'nin ortalama 15 bin tane satıldığı göz önünde tutulursa, Gorecki'nin üçüncü sen- fonisinin ulaştığı 200 bin rakamının akıl almaz bir düzey oiuş- turduğu daha iyi anlaşılıyor. Senfoni, radyo istasyonlannda yayımlandığında, yolda dinleyenlerin, arabalannı durduğup te- lefona sanldıklan, "Bu çaldığınız nedir?" diye heyecanla soru- yorlar. Şimdi, Gorecki'nin "Hüzünlü Şarkılar Senfonisi", dün- yanın önemli orkestralannca mevsimlik programlara ahnıyor, video çekimi için hazırlıklar yapılıyor. Gorecki gibi, dünya sa- vaşınm en acılı günlerinde büyümüş, iki yaşında annesini yitir- mış, ailesinden pek çok kimsenin Auschwitz Nazi kampında öl- düğüne tanık olmuş bir "klasik" müzik bestecisi için böyle bir- denbire "pop" listelerinde yer almak, iyiden iyiye şaşırucı. "Mü- zik yazmak. inanılmaz derecede zor bir iş" diyor Polonyalı besteci, ama yazdıkça yavaş yavaş ahyorsunuz sonucunu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle