Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/6 23 HAZİRAN 1990
VĞ UR M Ü MVUKAZIM KARABEKIR ANLATIYOR
Kâzım Paşa, askerliğiyeğleyerek siyasetten çekilmeye karar vermiştir, ama... *
Ankara, Karabekir'i gözden çıkanr— 14 —
Karabekir yeni bır yol ağzanda-
dır.
O günlerde halktan gördüğu sı-
cak ilgiden M. Kemal'm çekindi-
Ji kanısındadır. M. Ketnâl Paşa1
nın cumhuriyeti kendilerine sor-
madan ilan etmesini buna baglar.
Ne yapmalıdır?
Aynlıp köşesine çekilse bu, "bir
dargınlık gibi telakki olunarak"
yenı ve içinden çıkılmaz olaylara
yol açabilecektir. Böyle düşünür.
Geriye bir olasıhk kalıyor: As-
kerliği yeğleyerek siyasetten çekil-
mek.
Bu düşüncesini Fethi 66/6 şöyle
açar:
"— Meşratiyetin ilanından son-
ra Sdanik'te toplanan 1. tttihat ve
lerakki Kongıesi'nde yapogım ve
•oora da ısmria uzerinde dnrdu-
gun askeruı sryasetle ugraşmama-
sı esasına tekrar dönmeliyiz. Za-
rari olarmk 1. TBMM zamanında
fUM Uzmetteki askerier aynı za-
aunda mebus da olabildiler. Fa-
kal solhe kavuştuk. Cumhuriyet
MUriunetnin normal oiarak yunı-
yebihnesi için asker arkadaşlaru
ya •wbasln|n ya askerliği terdh
U m l u i 01110110 yeni Teşkilau
Eusiye'ye koymalıdır. Bu hususu
tstaabml'a döner donmez Buyıik
MİOet Medisi ReisUgi'ne ve aske-
ri makaaüara yazıyla da tekHf et-
•cfc fikrindeyioı. Bu suretle ben
askeriikte kaknayı tercih ederim.
Ortada eadişe edecek bir şey de
ederek ve samimi ve feragatlı ça-
lışmaya devam edecektim. Fakat
tstiklal Harbi'ıu zaferle kapatok-
tan sonra işe tstiklal Mahkemele-
ri ile başlamavı hele Başvekil ts-
met Paşa'ya hiç yakışhramıyor-
dum. Sonra bu benim en eski ve
en samimi arkadaşımdı. Beni Er-
kftnı Harbiye Umumive Reisliği-
ne getirmeyi guya duşunuyordu.
Vaktiyle Şark hareketini muvaffa-
kiyeüe biürdiğimi tebrik ederken
bana en yıiksek mevkilerin mevut
(söz verflmiş) oldugunu yazıyordu.
Şimdi iki sanr bir şey yaznuyor,
aiızdan bir şey gondermiyordu.
Hatta resmi sıfatım, resmi hakkı-
Osman Bey'in (Koptagel) (47) ye-
niden Doğu'ya gönderıldiğini öğ-
renir.
Olayı şöyle yonımlar.
"Bana haber verilmemiş olma-
sına da diğer hadiselerdekinden
ziyade şaştını. Şifaen de Fevzi Pa-
şa bir şey soylememişti.
Asıl tarihi rezaleti Kemalettfn
Sami Paşa ile yalnız katınca öğrcn-
dim. Fevzi Paşa'nın imzasını taşı-
yan 'zata mahsns' bir emirde; eğer
tstanbul'da padişahlık lehioe bir
isyan çıkarsa kolordusu ile tstan-
bul uzerine harekele geçmesi emir
olunuyordu!
Onbirinci fırkanın alelacele
Paşa da bizzat tstanbul'a gelerek
abvati gözferi ile görecek ve icabtnı
yapacak.
Fevzi Paşanın, gözleriyle göröp
kulaklanyla abvali anladıktan ve
beaim de orduyu siyasetteD ayır-
maya Hğrasnğıına da kani olduk-
tan sonra atalan bu adınu haber
alacagunı tabmin ederek hiç de-
ğflse Ankara'ya hareketim sırasın-
da münasip bir şeldlde bana ba-
ber vermemesi, çok defalarda gor-
düğü askeri nitfnzumun derecesi-
ni ölçmeyecek kadar duymaz mı
sudıgı, yoksa M. Kemal ve tsmet
Pasalann teveccunlerini kayıp mı
edecegHie İBandığını kestinnedim.
şalarca askeri törenle karşılanır.
17 aralık akşami Rauf Bey ile
yemek yerier, konu siyasetlir. Sof-
rada konuşulan konulan Karabe-
kir anılannda şöyle anlatın
"HasbıhaUerimizin esasuu yeni
üçlb manzumenin, yani M. Ke-
mal, tsmet ve Fevzi Paşalann bi-
ze karşı akbklan Uvır teşkil etti.
Açık görnleo manzara şu idi:
M. Kemal Paşa, ilk tstiklal
Harbi arkadaşlanndan kaçıyor,
tsmet Paşa da O'nu kaçınyor. Fev-
zi Paşa da bu uysal Rnhi (48) ile
bu yolculoğa kabsıyor ve tstiklal
Harbi'nin üç banfei gibi göribune-
si de aynca O'na haz verdiğinden
telakidleri yeniden canlandınna-
maya çaltsnnmız miDi bir borçtu.
Ba düşünce Oe Raaf Bey ile Is-
met PasaVı bmnştmMyı ve M. Ke-
mal Paşa Oe de saaimi göroşme-
yi birinci plana akhm. Raaf Bey
de flkrimi kabol etti. Ve tsmet
Paşa'ya karsı gayet samimi davra-
nacafını ve kasaru varsa söylen-
digi anda tarziye verecegini (özör
difcyecegiııi) söyledL
18 araükta resmi ayaretlerimi
yapbm. tsmet Paşa yerinde yok-
muş, karU biraktım.
M. Kemal ögle yemegiae çagv-
dı. Hasbılıallerimizde kendileriııe
«amimi duyguUnmıza emniyet et-
Ve bötiin boniann iistünde ba-
na olan itimadının kınlmamasını
ve emirleri ne olnrsa apaçık teb-
bg baynrmalarun hasseten rica et-
tim."
Ertesi gfin Karabekir, tsmet Pa-
şa ile de görüşür. Karabekir, tsmet
Paşa'ya cumhuriyetin ilanının
kendisine daha önce haber veril-
memesi ve tstanbul'a kendisinden
habersiz tstiklal Mahkemesi gön-
derilmesinin 'itinalsızlık eseri"
olduğunu söyler.
tsmet Paşa, "Trabzoo'a emin
bir adam göndemek vadyeti sa-
na bildirmemekle haU ettiğimizi
kabul ediyorum" der.
m dnygnlara kapüaoüdaruu, bo-
non için bn mahkemenn bJçbir te-
sire kapılmadan asilaııe iş gönne-
sini ve işi çabok bitirip geri gehne-
sini ve arök şn veya bu sebepierte
bn matakemeleri bir vasıta oiarak
knllanmamalannı ve mesdenin
Tttrk miUetinin ve Turk vatanınm
şerefı oidugnnu ve cmnknriyet
idaremizi zayıf gösterecek obm ba
cebir ve şiddet vasıtası yeriue hal-
ka cumhuriyetin feyz ve bdrriyet
getirdigini flilen göstermekUgimiz
Inznmonn izah tttim" (50).
Yaruı:
oynalan'
Ba nouüaaaı Fethi Bey'ce oldu-
gn kadar diğer asker ve mebus ar-
kadaşlarca da isabetli gonındtt."
Karabekır, gezisıne devam eder.
Edirne'de okujlan, askeri birlik-
leri, hastaneleri ziyaret eder. Ka-
rannı vermiştir.
Siyasetten aynlacaktu.
7 Aralık 1923 günü TBMM
Başkanhğı, Genelkurmay Başkaıı-
bğı ve Milli Savuruna Bakanlığı1
na şu telgrafı çeker:
"Asker mebuslann fırka sıyasi
mücadelelen ile ülfet ettikten ve
icabında ordunun en büyük ma-
kamlan olan Erkânı Harbiye
Umumive Reisi'ni ve Milli Müda-
faa Vekili'ni istihza ettikten son-
ra ikinci intibapta orduya avdet-
lerinin zabtı rapta vuracağj darbe-
nin ne elım olacağı teemmül bu-
yurulmahdır.
Bınaenaleyh asker, mebus arka-
daşlann ya mebuslugu veyahut as-
kerliği teıcih ederek diğerinden af-
fedilmelerinin, selameti millet ve
memleket nanuna elzem olduğu-
nu arz ederim. Bu husus Teşküatı
Esasiye'nin bu babdaki noktasına
da tevafuk etmiş olur"
Karabekir'in telgrafına yalnız-
ca TBMM Başkanı Fethi Bey'den
yanıt gelir. Fethi Bey, bu konuda-
ki bir önergenın ilgili komisyon-
da görüsuldüğunu, dolayısıyla Ka-
rabekir'in önerisinin ışleme kon-
mayacağım bıldınr.
Bu yazışmalardan yaklaşık 11
ay sonra aynı öneri bu kez M. Ke-
mal'den gelir. Karabekir, bu gek'ş-
meleri şöyle yorumlar:
"Bu tarihten on bir ay sonra ha-
diselerin tesiri altında şahsi emir-
ie bu yola dönmek vakit ve zama-
nıyla işı kavramamak değil mi-
dir?"
tstiklai Mahkemesi
8 aralık günü Karabekir bir ha-
ber alır. Ankara'dan tstanbul'a
Ibpçu îhsan Bey başkanlığında
bir tstiklal Mahkemesi gönderil-
miştir.
Karabekir'in bundan haberi
yoktur.
Şflkrü Naili Paşa, mahkemeyi
Haydarpaşa Gan'nda karşılamış-
d. Mahkeme üyeleri de Şüknı Na-
ili Paşa'ya "iade-i ziyarerte bulu-
nuyorlardı.
"Ne Ankara'daki ust matamhtr
•e de Istanbul'daki madun bir ku-
mandaıum olan paşa bu heyetin
gekcegini bana bildirmemişlerdi"
diye yazar Karabekir.
tpler, taro anlamıyla kopmuş-
tur. Ankara, Karabekir'i gözden
çıkarmıştır.
''Ankara'daki şahsiyetlerin,
camnnriyet ilanında olduğu gibi
ba sefer de bulnndugum bir yere
tstiklal Mahkemesi gonderdikle-
ri halde bana haber vermemeleri
çok ağır bir hava yaraöyordu. B«-
••n reisine de bu \olda emir ve-
rflmiş olacaktı ki çok eskiden ta-
•ıstıgımıza ve ne de madun ku-
Biandanımı ziyarete giderkea bir
ordn mnfettişi »fabma harmeten
beni ziyarete gdmediler.
Ba çirkin vaziyeti Ankara ma-
kamlanna protesto ettigim gibi
Şukrv NaUi Pasa'yı da çagırarak
neden olayı bana haber vermedi-
Jini sordnm. Bu zat cevabında
'Ankara'nın size haber vermemiş
otacafı aklıma gehnemişti' diye-
rek Işin içİBden çıkmak istedi. Ba-
••a askerce bir cevap olmadiguıt,
Haydarpaşa'ya olsun giderken ba-
•a haber verebilecegini kendisine
Ihtar ettirn. Benim kanaatim M.
Kemal Paşa'nın Selanik'te çocuk-
lafandan beri arkadaşı oldugun-
dan hosnsi bir itimada mazhardı.
Ondan bu hususta diger makam-
iar gibi bana haber vermemek su-
retiyte beni knçuk daşürnıe emri-
ni atanı$tL Fakat benim mevkümin
şeref ve sdahiyetinden en ufak bir
feyi ihmaJ etmejecegimi arkadaş-
larım şimdiye kadar çok gormüs-
lerdL Şu halde maksadın beni Uh-
rik ederek beraber çalışmaj'a im-
kân bınkmama>-a çauşmak oldu-
| a apaçık gortinuyordu. Ben la-
bii momkaa olduğu kadar sabır
Yıl 1924. Kâzım Karabekir'le Mnstafa Kemal arasındaki iliskiler kopma noktasına gelmiştir. Dnmlupınar'da çekilen fotofraf, Kâzım Karabekir'i, Mustafa Kemal, taonu ve Fevzi Çakmak'la beild de son kez bır arada tespıt etmiş.
8
Aralık 1923 tarihinde Karabekir bir
haber alır. Halen kendisinin de
bulunduğu İstanbul'a, Ankara'dan
Topçu İhsan Bey başkanhğında bir
İstiklal Mahkemesi heyeti gönderilmiştir.
Karabekir'in bundan haberi yoktur.
Anılannda şöyle yazar: 'Ankara'daki
şahsiyetlerin, cumhuriyetin ilanında olduğu
gibi, bu sefer de bulunduğum yere İstiklal
Mahkemesi gönderdikleri halde, bana haber
vermemeleri, çok ağır bir hava yaratıyordu.
Bu çirkin vaziyeti Ankara makamlarına
protesto ettim'
K
arabekir Ankara'da Mustafa
Kemal, İsmet Paşa, Rauf Bey'le
görüşür, konuşur. Mustafa
Kemal'den 'Ordunun siyasetle
uğraşmaması için kumandanların aynı
zamanda mebus olmamaları hakkındaki
teklifinin' kabulünü rica eder. İstiklal
Mahkemeleri'nin halka çok fena tesir ettiğini
bildirir. îsmet Paşa'ya ise kendisine duyulan
'itimatsızhk'tan yakımr. îsmet Paşa,
cumhuriyet ilanının önceden haber
verilmemesi konusunda 'hatah' olduklarım
kabul ettiğini söyler.
K
arabekir 16 arahk günü
Ankara'ya gider. Doğu
cephesinden Batı cephesine
gönderdiği 11. Fırka
Kumandanı'nın tekrar doğuya gönderildiğini
öğrenir. Aynca Fevzi Paşa, Kemalettin Sami
Paşa'ya yolladığı 'zata mahsus' bir emirde,
eğer tstanbul'da padişahlık lehine bir isyan
çıkarsa harekete geçmesini söylemiştir.
Karabekir olayı şöyle yorumlar: '11.
Fırka'mn alelacele doğuya sevki de bu
fırkanm Şark seferlerinde emrimde
bulunması endişesinden dolayıymış.'
ma riayetsizliği hosgöniyordu.
Salbten sonra onlana uçan fikir-
lerini ben lehlikeli bir dış entrikası
görüyordum. Demek. onlar da ba
yolu tstiklal Mabkemelerine da>a-
narak durdurmakta ısrar edi>or-
lar ve başta benim gibi vefakâr ve
feragatlı bir arkadaşlanm açık ve
mertçe olmayan, sinsi bir usul ile
ezmekten çekinmeyeceklerdL Be-
nim şimdilik yapacağım şey; An-
kara'ya dönuşte bilhassa İsmet Pa-
şa ile çok açık konuşmak olacak-
tı. Sonrasını da hadisder tayin
edecekti."
O günlerde Fevzi Çakmak ts-
tanbul'dadır. Karabekir, Fevzi Pa-
şa'ya Kurtuluş Savaşı ile kazanı-
lan saygınltğın İstiklal Mahkeme-
leriyle yetirileceğinı anlatır.
Fevzi Çakmak, Karabekır'e hak
verir.
16 Aralık 1923 gunü Karabekir,
Ankara'ya gilmek uzere trene bi-
ner. Bu arada Karabekir, Doğu
Cephesi'nden Batı Cephesı'ne
gönderdiği fırka komutanlanndan
Şark'a sevld de bu fırfcanın Şark
seferlerinde emrimde bulunması
dolayısıyla berhangi bir hareket-
te benim emrime geçecegi endişe-
si imiş!
Ankara'daki Cumhurreisi, Baş-
vekil ve Erkânı Harbiye Reisi, yani
M. Kemal, tsmet ve Fevzi Paşalar
gibi her birine karşı ayn huku-
kum. ayn fera^atim ve ayn sami-
miyetim vardı. Bir arada duşunü-
yoriar ve karar veriyorlar ki tstan-
bui'da bir ihtilal çıkacak ve bir pa-
dişah ordusu kurulacak ve ben bu-
nu idare edecegim!
Bu karara karşı bu tertibi karar-
lastınyorlar
Maiyet kumandamm olan mer-
kezi Eskisehir'deki 4. Kolordu Ku-
mandanı Kemalettin Sami Paşa
komutasındaki bir ordu tstanbul'a
yuruyecek... Bu kolorduya men-
snp olan fakat Şark'tan geldiğin-
den bana iltihakı tehlikesi bnlunan
Osman Paşa fu-kası derbal vapur-
larla Şark'a iade olunacak. Erkâ-
nı Harbi>e Umumiye Reisi Fevzi
Her oe olursa olsun bu bir
skaadaldı.
Cumhariyet idaıcmize ve bana
ellerine alanlara
Kemalettin Sami Paşa'nın akbgı
emri amir olan bana bildirtcegi-
ni hesaba katmayanlar, ba zatın
daha Harbi Umumi'den önce ma-
iyetimde istibbarat şnbesinde ça-
lıştıgını ve benim pek eski bir ar-
kadaşım oldngunu bilmeli idiler.
tsmet Paşa bnnn bilirdi. Bunu
yakinen bildiğine göre işi başka
bakımdan döşiinoıek zarnretinde
kaldım:
Beni ordudan istifaya mecbur
etmek için sebepler bazıriamak.
Şimdiye kadar bu sebepler nu-
mara abuak kadar çoğalmısto. Bu-
nu ben apaçık birinci derecede ts-
met Paşa'ya, ikinci derecede Fev-
zi Paşa'ya söylemeye karar ver-
dim."
Karabekir, bu kararla Ankara-
ya gelir. Garda tsmet Paşa, Rauf
Bey, Milli Savunma Bakanı Kâzım
Özalp ve bazı milletvekıUen ve pa-
o da bizim nzakiaştınimanuza ve
kuçaltülnıemize yalnız seyird de-
ğil bizzat amil de oluyorda. tstik-
laJHarbi'aûiMkknrtıüuşyıhndaki
menfi hareketler, ba saıette yaluz
saklanmıyor, bizim fedakârlıkla-
nmız da onlann aesabıaa geciril-
miş gibi oluyordu.
Bizim bu tahHiimİM. kuvvet ve-
rea çok delUler vardı. Hde M. Ke-
mal Paşa'mn İsmet Paşa'ya 'Ben-
den sonra senin gelmen için lazı-
mını yapmalıyu' dediğini arka-
daslar knlaklanyia duymuşlardı.
Bu vaziyet kaışıaında ne yapsak
boştu. Fakat sonana kadar sami-
mi bağian kırnuunaya ve dost
düşmana karşı miDi birligi korn-
maya yhfmaiı da vazifemizdi.
'Türkier, ancak başlan sıkıya
geiince buieşuier ve ancak askeri
bir lodıctteşkOedebflirier; mede-
ni bir hükümet knranuzlar. Çun-
kü rubJarmda taaakküm ve istib-
dat kokleşmiştir. Başa gelen oglu-
nu,kardeşinibiezanvevenimağ-
nına öMnnnekten zevk alır' gibi
mesini beyandan sonra iki ricada
bnlandam:
1- Ordaann siyasetle ağraşma-
ması için komandanlaruı aynı za-
maada mebos olnuaudan hak-
kındaki teklifimin kabolfl.
^ tstanbul'a gönderilen tstiklal
Mahkemesi namı ve sahulan ba-
halka çok fena tesir et-ç
tiğini, eger ba fekfl devam ederse
eski hafıyelik devri ayaca başla-
yacagından normal idaıc seidin-
den aynlınmaması ve adüyemize
itimat olunması ve ona kudret ve-
rilmesi.
fsUnbai'da korkulacak bir şey
olmadığını, gazetedlerin kendile-
rini göstermek ve sabşlannı ço-
ğaltmakgayretiyleaçtıklannuiBa-
kas* da Aakara'daki V»igun ga-
zetesinin (49) (_) anp tatmaUn-
nı, berkes cumhariyet hakameti-
ni ve husasile sizin emrinizle ya-
pılıyor telakkisinin halkı çok mü-
teessir ettiğini, bannn için Anka-
ra gazetderiaJn çok agırbasb ba-
rekct etmderi mznmuıa benrrüm.
Karabekir, İsmet Paşa ile 21
Aralık 1923 günlü gorüşmesini
anılannda şöyle anlatır:
"tstiklal MahkemeferinİB mem-
leketin emniyet ve iktisadi haya-
nnı hırpabyacağını ve harice karşı
da cnmhoriyet idaresinİB tstiklal
Mankemeleriyle tutuaabildiği
zanmnı verecegini, nitekim tstan-
bol iktisadiyabnın saraldığını ve
is uzarsa bazı iflaslann da vukua
gdeceCU izah ettim. Ve oteden
beri M. Kemal Paşa'ya yazdığım
veya söylediğim şn düstunı tsmet
Paşa'ya da tekrar ettim:
— Sevgi ve saygı ikna ile kaza-
nılır. Korkntmaktan, sindirmek-
ten dogacak otaa ancak nefrettir.
Ba esasta oznn ozadıya göriiş-
tük.
tstiklal Mahkemderiyie işe baş-
lamalanndan M. Kemal Pasa'ya
ve kendisine karşı kalplerdeki bü-
yük sevginM sarsıldığını ve bele
mahkemder keyfi kararlar verir-
lene, defü tsUabul'un, butun va-
tandaşlann endişeye duşerek ay-
(47) Tümgeneral Osman Nun Kopta-
gel, 1874'tedoğdu, 1942>ılındaöldü.
Kurtuluş Savaşı'nda Doğu ve Batı cep-
hclennde tumen komutanlıkları yap-
tı. 1927'de Genelkurmay Askeri
Mahkemesi Başkanlığı'na atandı. As-
keri Yargıtay uyesı de olduktan son-
ra 1934 yılında ordudan aynldı.
Malatya MilletvetaB olarak TBMM'ye
girdi.
(48) Eski yazıda kuzu' ile 'Fevzi' ya-
zılışlanndakı benzerlikkr ve Fevzi Pa-
şa'nın uysallığı nedenıyle o günlerde
karşıt gruplarca 'Kuzu Paşa' diye de
anılırmış.
(49) Yunus Nadi tarafından çıkanlan,
Atatttrk'ün duşUncelerini savunan ga-
zete.
(50) Karabekir, Takrir-i Sükûn Yasa-
sı TBMM'de görusulurken de aynı du-
şüncelerı savunmuştur:
"İstiklal Mahkemeleri... İstiklal
Harplenmız esnasında yapıbnış ve ya-
pılması lazım gelen bır mahkeme idi.
Bınaenale>h bunlann tarıhe kanştınl-
ması da Meclısı Âlıruz ıçın bır şeref-
tır İsmet Paşa Hazretlen, eğer İstiklal
Mahkemelennı ıslahat aletı zannedi-
yorlarsa pek ziyade yanılıyorlar."
TBMM, 1- 69 4.3.1341 (1925) C: 2 *:
135.