17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 2 HAZİRAN 1990 S V P H İ K A R A M A \ (Ein.Kur.Alb.Eski MBK üyesi) 3 0 Y I L S O N R A 2 7 M AYIS 1961 yılının eylül ayı başında, 22 kişilik MBK'da ölüm cezaları konusundaki eğilim: îdama karşı: 13,idamyanlısı: 9— 14 — 6 Hazıran 1961 "den sonra ana- yasayı, rejimi, seçimleri konımak ve kollamak, çalışmaların yoğuıı- laştınldığı başlıca konulardı. Bu arada Yüksek Adalet Divanı'nın vereceği kararlarda ölum cezası olursa nasıl hareket edileceği de giderek yoğunlaşan bir çalışma alanı oldu. Idam kararlannın infazını is- temeyen düşünce biçiminin hukuk açısından gerekçesi şu idi: Bu suç- lar siyasidir. Bugün böyle sayma- yanlar olabilir. Fakat yarın her- kes siyasi suçtur diyecektir. De- mokrasiye gidiliyor. O halde kim iktidara gelirse gelsin siyasi suç- lara af söz konusudur. Af olun- ca, birkaç yıllık hapisle müebbet hapis arasındaki fark sıfırlana- caktır. Ölüm cezaları müebbet hapse çevrilirse bir af durumun- da o da sıfırlamr. Ya ölum ceza- lan infaz edilirse? Geriye alınması mümkün olmayan buyuk bir hak- sızlık yapılmış olacaktır. Siyaset açısından da gerekçe olarak de- ' mokratik ortama sürgit bir tortu bırakılmış olacaktır. Cemal Gürsei idam kararlan- nın infazından yana değildi. Tem- muz ortalanndan itibaren, kesin olarak infazdan yana olmayanla- nn dışındaki MBK üyeleri ile iki- li görüşmeler yaparak ortamı yok- luyor, infazın yapdmaması konu- sunu sıcak tutuyordu. Cemal Gürsei, 2 Ağustos 1961 günü Florya'daki dinlenme yeri- ne Yüksek Adalet Divanı Başka- nı Salira Başol'u ve Başkan Yar- dımcısı Hâkim General Rıza Tunç'u çağırdı. MBK uyelerinden de 6 kişiyi -Kuytak, Acuner, Kıi- çük, Ataklı, O'kan, Karaman- Ankara'dan istedi. Bir avcı botu öğleden sonra 14.00'te sessizce Florya Köşk iskelesine yanaştı. Gürsei, 6 Milli Birlik Komitesi üyesinin önunde Yüksek Adalet Divanı üyelerine içinde bulunulan siyasal ortam ile 27 Mayıs'ın sü- regelen amaçlanndan, kurulacak rejimde umut edilen banş ve hu- zur ortamından söz ederek özetle şunlan söyledi: "Dnnışmalar sonunda verece- ğiniz adil kararlann gelecek poli- tik yasam üzerindeki etkfsi çok önemli olacaktır. Hiçbir politik mulahazanın sizlere etki yapma- yacağına eminim. Vereceğiniz ka- rartara sadece hukukun gerekle- rini ve Türkiye'nin geleceğini dü- şünerek, vicdani kanaatlannızla varacagınıza inanıyorum. Şimdi burada 6 MBK üjesi var. Eger ve- receginiz kararlar arasında ölum cezaları da bulunacak olursa bu arkadaşlanmm şu andaki düşün- celerine göre bazılan bu cezalann infazmdan yana, bazılan da bu cezalann müebbet hapse çevrilme- sinden yanadııiar. O güne kadar düşüncelerini değiştirebilirler de. Tarih huzurunda ve arkadaşlan- mın önünde size açıklıyorum bugüne kadar sizin işlerinize k: nşmadık, bundan sonra da kanş- mıyoruz. Bu konuda MBK'va at- fen size aktanlacak hiçbir telkini kabul etmiyoruz. Sizlerin bu gibi tdlünlere itibar etmeyecek >üksek karakterlerinizi bilerek bu husu- su tarih huzurunda bir kez daha yinelemek için bu toplantıyı yap- tak. Yüksek Adalet Divanı'nın di- ğer üyelerine de bunu anlatın." Salim Başol verdiği yanıtta: "Bize hiçbir telkin yapılmamış- ür. Bundan sonra da yapılamaya- caktır. Biz hukuki sorumluluğu- muzun ağırlığını biliyoruz. Ülke- nin yüksek çıkarlanndan başka hiçbir duşüncemiz yoktur. Bu toplantı vesilesi ile size \e MBK'ya bu düşüncelerinden do- layı, bu davranışlanndan ötıini minnet duygulanmı sunuyonım." 1,5 saat kadar süren bu toplantı hakkında kamuoyuna hiçbir ha- ber verilmemişti. Birkaç gün son- ra bazı gazetelerde Başol'un ve yardımasının bir hücumbot ile Florya'ya sessizce gelip gittikleri hakkında kısa bir haber çıktı. 1961 yüı eylül ayı yaklaşırken basında Yassıada'dan çıkacak ka- rarlar üzerinde yonım ve yazı ola- rak hiçbir şey yoktu. Genel kamu- oyu durgundu. DP yönetimi dö- neminde bazı kötu uygulamalar- dan dolayı yeni anayasaya bir madde konmuştu. Durgunluk bu yüzdendi. 1950-1960 yılian ara- sında mahkemelere intikal etmiş bazı siyasi davalar hakkında dö- nemin yüksek mevkilerde bulu- nan politikacılan tarafından de- meçler verilirdi. Bu demeçlerin mahkemelerin kararlarını etkile- diği çokça ileri sürulmuştü. Bu konu iktidar-muhalefet ilişkilerin- de gerginliği oluşturan hususlar- dan birisiydi. tktidar sorumlula- n bu yanlış davranışlannı ısrarla sürdürürlerdi. Bu nedenle 1%1 Anayasası'na, "Göriişülmekte olan davalar üzerinde siyasi de- meçler veriiemez" diye bir hukum konmuştu. Yeni anayasanın, mec- lislerin oluşumu dışındaki, genel hükümleri 9 temmuz referandu- mundan sonra yurürlüğe girmiş- ti. Bu nedenle olacaktır ki Yassı- ada'daki duruşmalar için haber niteligi taşıyanlann dışında hiçbir yonım ve demeç basında çıkmı- yordu. Bu kez mekanizma ters yönde çalışıyordu. Ahmet Emin Yalman dahil, zamanın kimi un- lü yazarlan ile ilişki kurdum. ölüm cezalarının infaz edilmeme- si için kamuoyu oluşturmalarını Eylül başlarında 22 kişilik MBK üyeleri arasında eğilim "13-9" idi. On üç kişi mahkeme kararlarından ölüm cezalan çıkarsa, bunların müebbet hapse çevrilmesinden yanaydı. Fakat Silahlı Kuvvetler mensuplan arasında giderek artan idam yanlısı eğilimin, bu dengeyi bozabileceği varsayımını göz edemezdİk. Gürsel, idam kararlannın infazından yana degildi. MBK üyeleri Ue görüşmeler yaparak ortamı tnönü Ben MBK üyelerinin hepsini akıllı insanlar sanıyordum. 27 Mayıs'tan sonra 16 ay geçti. İçinizde hâlâ idam düşünenler olduğuna şaştım. Köksal Dün bir arkadaşa, 'kararımı sadece millet ve memleket yararım göz önünde tutarak vereceğim' demiştim. Aldığım yamt '16 eylülde vatan haini olarak ilan edileceksin' oldu. Küçük Bu başı, esasen 27 Mayıs sabahı yerinden kopmuş sayıyorum. Bundan sonra da onu sadece Allah yerinden koparabilir. Sunay Tartışmalara katılmak niyetinde ve hukukunda değiliz. Ölüm cezası çıkmazsa hoşnutsuzluk olabilir. Bu asla baskı demek değildir. Ordu MBK'ya inanmaktadır. Allah yardımcımz olsun. yoklnyonh. 1961 yılı eylül ayı yaklaşırken, basında Yassıada üzerine yorum ve yazı olarak hiçbir şey yoktn. 13 EYLÜL 1961 — ÇARŞAMBA CumhurİYet Suphi Karaman Suphi Karaman'ın 13 Eylül 1961 tarihinde aldıgj notlar. Komitede infazların yapılmasma taraftar olmayan dört arkadaş —Küçük, Gürsoytrak, Yıldız, Karaman— İsmet İnönü'yü devreye sokmaya karar verdik. Duyulursa büyük karışıklıklara neden olur düşüncesiyle, bu girişimimizi bir beşinci kişiye bile açmadık. Ifassıada'da KarariarBü Sabah Bçıklanıyor b n l Te 203 ı l n n ı !»•<••*• ctbe* 19 <S».y. U butun lonriar «<*- rib YJ dtrahn bojrlefx ıoıa eracdt MBKkararlanbu p a r t i |iderlerİ İİ<MBKkararlanbu;. ^ CfcJ p a r t i |iderlerİ İİ< gece görüsecek ı«*wrUf >in«ı ı . . ı «.M.»^^.' —— don bir toplantı yapt Cumhuriyet'in 15 Eylül 1961 Urihli sayısı. Idam kararlarının infazını istemeyen düşünce biçiminin gerekçesi şu idi: Bu suçlar siyasidir. Demokrasiye gidiliyor. Kim iktidara gelirse gelsin bu suçlara af söz konusudur. Ölüm cezalan müebbete çevrilirse, bir af durumunda sıfırlamr, ancak infaz edilirse geriye alınması imkânsız büyük bir haksızlık yapılmış olacaktır. Demokratik ortama sürgit bir tortu bırakılmış olacaktır Silahlı Kuvvetler mensuplan arasında idam cezalan konusunda giderek hızı artan konuşmalar yapılıyor, telkinlere girişiliyordu. Demoİcrat Partililere atfen söylenen bir fısıltı haber, silahlı kuvvetler mensuplarını tahrik ediliyordu. Haber şu idi: "Asamazlar, assınlar da görelim! Talat Aydemir ve arkadaşlannın bu tahrikleri daha çok hızlandırdıkları, sorunları kendi istekleri doğrultusunda sonuçlara ve çıkmaza sokmayı planlayacaklarını sezinliyorduk. Yassıada'da Yükek Adalet Divanı'nca verilecek kararlar 15 eylül günü açıklanacaktı. 11 eylülden itibaren MBK çevresinde temaslar yoğunlaştı. Arada karşıt görüşler arasında çok sert tartışmalar oluyordu. rica ettim. Hiç kimse bu konuda bir yazı ve yorum yazamadı. Kamuoyunun bu durgunluğu- na karşın silahlı kuv\ r etler mensup- lan arasında bu konuda giderek hızı artan konuşmalar yapılıyor, telkinlere girişiliyordu. Demokrat Partililere atfen söylenen bir fısıltı haber silahlı kuvvefler mensupla- nnı tahrik ediyordu. Haber şu idi: "Asamazlar, assınlar da göre- lim." Talat Aydemir ve arkadaş- lannın da bu tahrikleri daha çok hızlandırdıklan, sorunları kendi istekleri doğrultusunda sonuçlara ve çıkmaza sokmayı planlayacak- larını sezinliyorduk. Eylul başlannda 22 kişilik MBK üyeleri arasında eğilim (13-9) idi. On üç kişi mahkeme kararlarından ölüm cezalan çıkar- sa bunlann müebbet hapse çevril- mesinden yanaydı. Fakat silahlı kuvvetler mensuplan arasında gi- derek artan eğilimin bu dengeyi bozabileceği varsayımmı gözardı edemezdik. Komiteden infazlann yapılmasma taraftar olmayan dört aVkadaş -Küçük, Gürsoyt- rak, Yıldız, Karaman - İsmet İnö- nü'yü devreye sokmaya karar ver- dik. Duyulursa büyük karışıklık- lara neden olur, TaJat Aydemir cuntası ise gerginliği arttırır dü- şüncesi ile bu girişimimizi komi- tede bir beşinci kişiye bile açma- dık. (Daha sonraki yülarda bu ko- nuyu on sene hiç kimse bilemedi.) Girişimi şöyle yaptık. Sami Kü- çük ve Suphi Gürsoytrak, 5 Ey- lül 1961 sah günü İbrahim Saffet Omay'ın evinde, Ahmet Yıldız ve ben 6 Eylül 1961 çarşarnba günü Ayten sokaktaki kendi evlerinde tsmet tnönü ile bir araya gelmek için randevular alındı. Bu görüş- meler gerçekleşti. tnönü'nün Ay- ten sokaktaki evi, Aydemir cun- tasına dahil Ankara Merkez Ko- mutanı Kur.Alb.Seiçnk Atakan'- ın askeri inzibatlannca gözetim altında sıkıca korunuyordu. Do- ğal olarak eve giren çıkan hakkın- da da cunta adına istihbarat top- laruyordu. Bu nedenle Ahmet Yıl- dız'la ben bu görüşmeye bir aile ziyareti havasını vermek için eş- lerimizle birlikte gitlik. Hanımlar aşağıda misafir kabul salonunda oturdular. Biz tnönü ile birlikte yukanda çalışma odasına çıktık. Her iki grup da görüşmelerde silahlı kuvvetler içinde oluşturu- lan Aydemir cuntasının davranış- ları, etap etap önce idamlar üze- rinde sonra seçiınlerin yapılma- ması, meclisin açılmaması ve ye- ni anayasal rejimin kaderi üzerin- de olumsuz basküara girişebile- ceklerini anlattık. Öyle görünüyordu ki tsmet tnönü ilk kez bizlerden çok farklı şeyler du- yuyordu. Çok huzursuzlandı. Ar- tacak baskının şu anda mevcut olan 13-9 dengesini bozacağını bu nedenle; Yüksek Adalet Divarun- ca ölüm cezalan yerilirse bunla- rın müebbet hapse çevrilmesinin doğru olacağı kanaatıru, kararla- nn açıklanmasından önce, bir de- meçle kamuoyuna duyurmasını rica ettik. Aramızda geçen konuş- manın idamlara ilişkin bölümü özetle şöyleydi: — Ben. MBK üyelerinin hepsi- ni akıllı insanlar sanıyordum. Kansız bir ihtilal yaptınız. Başa- nnız için ne büyük bir ölçüdür. 27 Mayıs'tan sonra 16 ay geçti. tçi- nizde hâlâ idam düşünenler oldu- ğuna şaştım. — Kararlann açıklanmasından önce bir demeç verirseniz baskı- lar azalır. — O zaman göruşülmekte olan bir dava için siyasi bir demeç ver- mekle yeni anayasavı ilk ihlal eden ben olurum. Kararlann ila- nından hemen sonra bunu yapa- nm. — Geç kalırsınız. Çünkü ertesi gün infazlar yapılacak. — Bu kadar aceJe neden? — Bu planlama bizim irademi- zin dışında yapıldı. tnönü'nün yanından, onu son derecede huzursuz ederek aynldı- ğımızı fark etmiştik. Anayasaya konan yeni hükûm- den dolayı tnönü kamuoyuna yansıyacak bir demeç veremedi. Verseydi bile basında çıkmasınm kuşkulu olduğunu daha sonraki günlerde anlayacaktım. Ancak ts- met tnönü, Yüksek Adalet Diva- nı kararlannın açıklanmasından iki gün önce, 13 eylül tarihli, ölüm cezalarının infazının çok yanlış olacağına ilişkin oldukça sert ve ağır bir mektubunu aynı anda ve aynı gün Cemal Gürsel'e, MBK'ya ve Gen. Kur.Bşk.Cevdet Sunay'a gönderdi. Bu mektup, MBK'nın 14 eylül sabahki oturumunda sert tartış- malara neden oldu. Toplantıda okutturulmadı. Kürsünün üzeri- ne kondu. "tsteyen alıp okusun" dendi. öğle istirahatinde kirase- ye fark ettirmeden eve götürüp suretini aldım. Fısıltı edebiyatında, bir kısım sağ görüşlü kalitesiz yazarların kaieminde idamlann tsmet tnönü tarafından yaptınldığı dedikodu- su dört beş yıl sürdü. tnönü bun- lann hiçbirisine yanıt vermedi. 1965'te Talat Aydemir'in yayım- lanan anılarında da aynı tema iş- lenince dayanamadım. tnönü'nün mektubunun suretini tlhami Soy- sal'a verdim. Akşam Gazetesi'nde yayımlandı. Duydum ki tsmet tnönü küplere binmiş. Parti ka- sasında saklı bulunan bu mektu- bu kim dışarıya sızdırmış araştı- rıyormuş. Kuşkular bu mektubu ' vaktiyle daktilo eden parti görev- lisi Coşkun Bolükbaşıoglu üzerin- de yoğunlaşmıştı. Fikret Ekind ile lnönü'ye haber gönderdim: "Suçluya parti içinde arama- sınlar. Suçlu dışanda. Gazeteye ben verdim." Yassıada'da Yüksek Adalet Di- vanı'nca verilecek kararlar 15 ey- lül günü açıklanacaktı. 11 eylul- den itibaren MBK çevresinde te- maslar yoğunlaştı. Kendi aramız- da olası durumları görüşüp kar- şılıklı görüş ve düşüncelerimizi or- taya koyuyorduk. Arada bir karşıt görüşler arasında çok sert tartışmalar çıkıyordu. Hükümet üyeleri ve yüksek sorumlu gorev- deki komutanlan çağınp dinüyor- duk. Bunların dışında davetsiz misafirler de görüşlerini ve telkin- lerini aktanyorlardı. O günlerde takvim yapraklı not defterime geçtiğim kayıtlardan bir kısmını aktanyorum. 11 Eylül 1961 Yassıada'da verilecek kararlar üzerinde görüş bildirmek üzere öğleden sonra ordu temsilcilerinin MBK toplantısına gelecekleri bil- dirildi. Bu durumu uygun görme- dığimiz için bir kısım arkadasla- nmız toplantıya kaülmadık. Kök- sal, Küçük, Gürsoytrak ve ben bu toplantıda bulunmadık. Toplan- tı 2 saat surmiış. İsteklerinden ılımlı görünmüşler ve dilek biçi- minde görüşler söylemişler. Dağı- lırken geldiğimde sayılarınm 15-20 kadar ve çoğunun Tuğg. Alb. rutbesinde olduklannı gör- dum. 12 Eylül 1961 SaatlO.OO'da Meclisin muhale- fet salonunda, komite bakan- lar kurulu ile ortak toplantı yap- tı. Fahri Özdilek başkanlığında açılan oturumda ilk olarak içişleri bakanı Nasır Zeytinogiu se- çimler için alınan güvenlik önlem- lerinden söz etti. Sonra konu bir emrivaki halinde Yassıada'da ve- rilecek kararlara intikal etti. tlk sözü Maliye Bakanı Kemal Kur- daş alarak idam cezalarıruıı mü- ebbet hapse çevrilmesinin lüzum ve önemi üzerinde uzun ve çok ay- rıntılı açıklamada bulundu. Mu- cip Ataklı usul hakkında karşı çi- karak bakanın açıklamasının yer- siz olduğunu söyledi. Sami Küçuk yanıtlayarak: "Dün de ordu tem- silcileri dinlenmiştir. Aydınlan- mak için bakanlar kurulunun açıklamalarına gereksinim vardır" dedi. Daha sonra Dışiş- leri Bakanı Selim Sarper, Milli Eğitim Bakanı Ahmet Tahtakıhç (Millet Partili), Basın Yayın Ba- kanı Sahir KunıUuoglu (CHP'li) geniş açıklamalarda bulunarak ölüm cezalarının infazının aley- hinde konuştular. Toplantı 14.30'da bitti. 13 Eylül 1961 öğleden evvel komisyon odala- nnda toplanıldı. Göruşmelerin konusu yine Yassıada kararlany- dı. Ölüm cezası çıkması hah'nde infaz edilip edilmemesi. Bu ara- da Kadri Kaplan sonucunu çok U- ginç bir şekilde bağladığı bir du- rum tartışması tablosunu açıkla- dı. Elektronik bir tabloyu andıran durum tablosuna göre ölüm ceza- lan infaz edilse de edilmese de so- nuçta seçimler yapılamayacak. öğleden sonra 14.30'da yine Meclisin muhalefet salonunda MBK ile ordu yüksek komuta ka- demelerinden bulunan komutan- lar bir arada toplandık. Komiteden Gürsel ve Özkaya toplantıda yoktu. Katüan komu- tanlar şunlardı. 1- Genkur.Bşk. Org.Cevdet Su- nay 2- K.K.K. Org.Muhittin Onur 3- Hv.K.K. Korg.trfan Tansel 4- Dz.K.K. Kora.Necdet Uran 5- J.Gen.K. Tuğg.Abdurrah- man Doruk 6-Genkur. II.Bşk.Tuğg.Mem- duh Tağmaç 7- K.K.K.Kur.Bşk.Tuğg.Zeki tlter Komutanlara, ölüm cezalarının infaz edilmesi veya müeebbet hapse çevrilmesi konusunda neler düşündükleri soruldu. Bakanlann ne dedikleri aktanldı. Cevdet Su- nay: "Önce siz lebinde ve aleybin- de olan düşünceleri ve durumlan anlnhn, sonra biz konuşalun" de- di. Ekrem Acuner ve Ahmet Yıl- dız karşıt görüşleri uzun uzadıya açıkladılar. Bu arada aramızda yi- ne sert tartışmalar çıktı. Konuş- malar 2 saat sürdü. En sonunda şu konuşmalarla toplantı sonuç- landı. Osman Köksal: "Dün bir arkadaşa karanmı sa- dece millet ve memleket yarannı göz önünde tutarak vereceğim de- miştim. Aldığım yanıt '16 eylül- de vatan haini olarak ilan edile- ceksin' oldu. Şu anda yeniden bc- lirtiyorum ki kararianmı yine mil- let ve memleket varanna verece- ğim ve eğer sag kalırsam 16 eylül sabahı yeni hepinizi hürmetle se- lamlayacağım." Sami Küçük: (oturduğu yerden) "Bu başı 27 Mayıs sabahı esa- sen yerinden kopmuş sayıyorum. Bundan sonra da onu sadece Al- lah yerinden koparabilir." Org. Cevdet Sunay: "Tartışmalara katılmak niye- tinde değiliz. Zira bu hukuka sa- bip olmadıgımızı biliyoruz. Ordu Yassıada'da Vuksek Adalet Diva- nı'ndan çıkacak karariann yüksek komitenizce aynen uygulanacagı- nı ümit etmektedir. Ölum cezası çıkınaz ise hoşnutsuzluk olabilir. Bu asla baskı ve tazyik demek de- ğildir. Ordu MBK'ya inanmakta- dır. Allah yardımcımz olsun." 14 Eylül 1961 Saat 10.00'da yine Meclisin mu- halefet salonunda Fahri Özdilek- in başkanlığında toplandık. Yas- sıada kararlan üzerinde görüşme- lere devam edildi. Saat 12.30'da tartışmaların çok elektriklendiği bir anda toplantıya son verildi. öğleden sonra aynı salonda, oturarak ya da ayakta gruplar ha- linde konuşmalar sürdürüldü. Akşama doğru 17.00'de komi- te tarafından seçilen Yurdakuler, KUçük, Kaplan, Karaman, özgü- neş ve daha sonra katılan Ersü altı kişi olarak Jandarma Genel Ko- mutanlığı Karargâhına gidildi. Aynı konuda yapılan görüşme- ler 21.30'a kadar sürdü. Bizim dı- şımızda ordu temsilcileri denilen ve çoğu Talat Aydemir grubuna dahil aşağıda isimleri yazılı olan kişiler ölüm cezalannın yerine ge- tirilmesi görüşünü savundular. 1- J.Gen.K.Tuğg.Abdurrahman Doruk 2- KKK.Pers.Bşk.Tuğg.Nami Günal 3- Hv.K.K.Kur.Bşk.Tuğg.Hüsnü özkan 4- Dz.K.K.Kur.Bşk.1uğa.Turgut Kunter 5- J.Gen.K.Mv.Kur.Alb.Emin Arat 6- 28.Tüm.K.Kur.Alb.Nuri Ha- zeT 7- Hv. Alb. Fevzi Arsm 8- Harp Okulu K.Kur.Alb.Talat Aydemir 9- J.Okulu K.Kur.Alb.Necati Ünsalan Yarın: Cezalar Infaz edllivor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle