01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 OCAK 1990 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN A A A A K B K K K K K B A K B A K B K 4° 4° 5°1° 10° 5° 3° 5° 2° 6° 1° 7° 2° V 3° 0° 0°2° 2°3° 0°2° 2° 9° 4° 11° 2° 1° 1° 6° 1° 9° 2°8° 4"3° 2°4° CUMHURİYET/15 OÜNYA'DA BUGÜN lenngrad Londra Uadnd Mılano Möntreai Mostara MOnlı NewYork Oslo Pans Prag ftyad Roma Sofya Şam TelAnv Tunus Varşova (fcfledft Viyana A 10° 4° Dıyarbakır K 0° 4° Marnsa Adana A 4° 10°K Maraş Adapazarı A 1° 4° Edırne Ifleteoroto» Genel MüdüriüSü'nden alıAdıyaman B 2°2°Erzincan K 1° 8° Meran nan btlgıye gAre; yurdun kuzey ve doju K 5° 15°Muğla A 3° 10°Erzurum Afyon kesımten çok bukrilu. Bat Karartene kıK 7° 16°Eslaşefiır B 3° 9° Mus Aj)n yıları, Orta ve Doju Karaflenız ıle Ooğu B 2° 9° Gaaantep fl 5° 2°NıJde Ankara ve Guneyüoflu Anadolunun doğusu yaK 0°2°0rtu A 11° 6°&resun Anfekya îtşlı dtğer yerier az buluflu geçecek YaA 12° 2° Gümüşhane K 2° 8° RUE Amalya fcbr OoCu Karadene kıyılanraja karta teK 2° 4° Hakkan K 1° 6° Samsun Artvn nsık yağmur ve ler, dığer yerterde kar A 5° 1° Isparta A 2° 8° Snrt A*d.n şekinde olacak. HMA ŞICAKLIĞI AzalA 0° 9° Istanbul A 0° 5° Stnop Balıkesır maya devam edecek. RUZGAR. Kıcey ve A 2° 10 Izmır A 5° 1° Sıvas Bı'ecık doOu yMerden orta kuvveOe yer yer kuvB F^Kars K 4°13°Telon!a4 Bıngöl vetfi, yurdun kuzey ve batı kesimlenmje K 1° 5° Kastemonu B 2° 8° tataon BMıs krea süreb fırtma şekünde esecek Denız rmda çok kaba dalgalı olacak. Dalga yüksekiijı 0 5 ıla 1 5 yer yer 23, Bdu B 1° 7° Kaysen B 2° 8° iıncelı lenmaöe ruzgâr Karadeniz'de flünbata Ege'de 2 ıla 5 m , gSrüş uaMıftı 10 km., yafiış anında 1 km dolayın Bursa A O°B° KırUarelı A 5° 12°Uşak ve karayelflen, dıjer denızlenmızde yridız da bulunacak Van GAH'nde hava: Çok buluflu ve kar yağışlı geçecek Çjnaktale A 0°6°Kıxva B 1° •10°Van ve poyrazdan 4 ıla 6, yer yer 7, Ege'de 8 Ruzgar kuay yönlerden haffl. ara sıra orta kuvvette esecek Göl ku Corum K 1° 6" Kutahya A f «""tegat A 1°4°Halatya K 2°4° ZonguHak kuvvetinde saatts 16 ıla 28, yer yer 33. çuk dalgalı olacak Dendı Ege'de 40 denız mıtı hda esecek Denız muWS, yer yer kaba dalgalı. Ege açılda/Vâçık Btıulutti Ggiınesk Kkariı Saslı YyaOmunu açık yagnurlu POLİTİKA VE OTESI MF,H1WF,n KFMAI Neyin Diktası? Gençlik yıllarımızda diktatör dendi mi aklımıza Mussolini, Hitler, Franco, Salazar, Stalin gelirdi. Yalnız solcu olduğumuz için Stalin'i diktatörler arasında en sona bırakırdık. İkinci Oünya Savaşı'na girildi, diktatörlükler teker teker yıkıldı. Diktatörterden kimi öldü, kimi öldürüldü, kimi de bir köşeye çekildi, sonlannı beklemeye koyuldular. Artık diktatörler gelmez sanryorduk, zamanla yenileri turediler. Arkasını kollamasan diktatörler yeniden çıkıyorlar. Fransız Devrimi'nden bu yana kaç diktatör hortladı? Devrilen kral iki kez gelip gitmedi mi? Fransız Devrim'inden bu yana kaç diktatör geldi, kaç diktatör gitti? Sonuncusu sayılabilecek olan Romanya'nın Çavuşeskusu'dur. Partiyi bir kez eline geçirmiş, ondan sonra bu gücü, yanına sivil polisi de katarak bir aile diktatöriuğüne çevirmişti. İşçi sınıfını, orduyu, partiyi kötüye kullananlar çıkar. Çavuşesku, hanedanını gizli polise dayanarak sürdürenlerdir. 12 Eylül'ü düşünüyorum. Bizde 12 Eylül, orduyu ardına alarak diktasını sürdürmedi mi? 12 Eylül yönetiminde kaç bin kişi öldürüldü, kaç bin kişi yaralandı, kaç bin kişi işkenceden geçti, kaç bin kişi zindanlara atıldı? Bunları unutabilir miyiz? Meclis çoğunluğuna dayanan cuntanın diktasından söz edilmiyor mu? • Doğu Avrupa sosyalizmi özgürlüklerinin ne denli gerisindeyiz, belli değil mi? Onlar özgürlük ellerinden gidince başkaldırıyorlar; biz ne yapıyoruz? Tarih okur, sinema seyrederken diktatörlerin geliş ve gidişlerinden niye ders almıyorlar diye şaşardım. Öyle ya diktatörlüğe özenenler de tarih okumuyorlar, film seyretmiyorlar mı? 1980 yılı başlannda Tektaş Ağaoğlu ile Romanya'ya gitmiştik. Bize gezdirilen, tanıtılan yerleri gördükçe ortada bir bozukluk olduğunu seziyorduk. Bir şey vardı ki bize korku veriyordu. "Bu muydu sosyalizm?" Konuştuklarımız Sovyetler Biriiği'ne çatıyoriar, Besarabya gibi yerlerden toprak istiyorlardı. Komşusundan toprak isteyen, bu isteği sosyalizm gibi gösteren bir politik özlemin içindeydiler. Parti politikası olarak Sovyeöerte birlik, halk olarak birbirine düşman görünüyorlardı. "Sizi faşizmden Sovyet orduları kurtarmadı mı?" "Ne gezer, biz kendi kendimizi kurtardık." Parti müzesini gezdiğimizde eski liderlerden hiçbirinin fotografı yoktu. Varsa da yoksa da Çavuşesku'ydu ortada görünen, ötekiler toz olmuşlardı. "Yahu nerede öteki yoldaşlar?" "Büyük bir deprem geçirdik, müzenin duvarian yıkıldı, ortalığı onardıktan sonra yerine asacağız." Ortalık onarılmıştır, ama bu resimlerin bir daha asıldığını hiç sanmryorum. Bir devrim yapılmıştı, onu da yapan o yıllarda 1415 yaşındaki lise öğrencisi Çavuşesku idi. Çavuşesku rejimi gizli polise dayanarak bir çeyrek yüzyıl sürdü. Sonu bir diktanın kanlı yıkılışı oldu. Şimdi Avrupa haritası doğusuyla sosyalizmi yeniden kuruyor. Proletarya diktatöriuğünün yerini İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra halk demokrasileri almıştı. Doğu Avrupa'da savaş sonrası kurulan hükümetlere ya halk demokrasisi ya da halk cumhuriyeti deniyordu. Böylece Lenin'in proletarya diktatörlükleri sessizce yerini bir başka demokrasiye bırakıyordu. Lenınizmin bir bacağının topal oluşu gizleniyor muydu? Bugün demokrasiyte açılan yeni akımın getirdiği yeni bir görüş var. Komünist partilerin öncülüğü yerini bu yeni göruşe aktarıyor. Hatta öyle ki Romanya'da Çavuşesku'nun Komünist Partisi cezalandınlmaktadır. Belki nisan ayında yapılacak seçimlere bile katılamayacaktır. Elbette bu, partinin suçu değil Çavuşesku yönetiminin suçudur. Ama ortalığı kaplayan tozdan, dumandan bunu halka nasıl anlatabilirsiniz? Doğu Avrupa kucağını yeni bir demokrasiye açarken demokrasinin önünü tıkamak, demokrasiyi kendi çıkan için yedeklemek isteyenler hiçbir zaman başanlı olamazlar. Hele pariamento cuntasına sığmarak demokrasinin üstüne çörekienmek isteyenler hiçbir zaman. Böylesi cuntaların halk desteği de yoktur. Doğu Avrupa demokratik sosyalizmle soluk alıyor... Kahıre • BULMACA SOLDAN SAĞA 1/ Yer'in ya da genel olarak gezegenlerin atmosfer özelliklerini koşullandıran flziksel ve kimyasal olaylan inceleyen bilim dalı. 2/ Bir tür küçük zurna. 3/ Canlı varlıklarda kanın ya da besleyici sıvılann dolaştığı kanal... Doğal ve tarihsel özelliklerinden dolayı koruma altına alınan alan. 4/ Uzak... Gurbetteki bir kimsenin doğup büyüdüğü ve özlediği yer. 5/ Ekmek... Rornan. öyku gibi anlatı türlerinin giri$ bölümüne verilen ad. 6/ Bir sp>or kulübümüzün kısa yazılışı... Özellikle gemi yapımında kullanılan ve Hindistan'da yetişen sert bir ağaç... Bir bağlaç. 7/ Lokmanruhu... Bizmutun simgesi. 8/ Kutsal Hint destanlarııun genel adı. 9/ Eskiden kullanılmış bir çeşit devrik yakalı kürk. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Genellikle mimarlann kullandığı kaygan yüzeyli ve saydam bir kâğıt türü. 2/ Yapıları örten süslü çatı ve saçaklar. 3/ Yurdumuzda bir petrol bölgesi... Bağırsaklar. 4/ Kalıç... Havaya fırlatılan bir plakanın vurulması ilkesine dayalı atıcılık dalı. 5/ Ateş... Bir nota... Şaşma belirten bir ünlem. 6/ Yön göstermek için belli yerlere konulan işaret... Osmanhlarda sınır boylannda görev yapan asker sınıfı. 7/ Afrika'da bir ülke... Küçük erkek kardeş. 8/ Karşıhk beklenilmeden yapılan yardım... Gözü doymaz, haris. 9/ Seyrek dokunmuş bir kumaş. TARTIŞMA Strasbourg Konleransı Türkiye'nin dış temaslarının giderek artmasına paralel olarak hukukçulardan yararlanmanın da olumlu olarak gelişeceğini sanıyorum ve temenni ediyorum. 26 ekim tarihleri arasında "International Bar Association" (IBA) iki yılda bir yapılan uluslararası konferansmın altıncısı Fransa'nın Strasbourg şehrinde yapıldı. Bu yılki konferansın teması "1992'ye Doğra" idi. Konferans, IBA için önemi büyük olan avukatlar arasında temas sağlanması ve fikir alışverişinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Konferansa 74 ülkeden yaklaşık 2100 avukat katıldı. Bir hafta içinde uzay hukukundan çevre hukukuna, bilgisayar hukukundan patent hukukuna kadar yirmi altı değişik hukuk alanında toplam doksan yedi program yapıldı. Uluslararası arenada iş yapan hukukçular için IBA konferanslarının birçok yaran olmaktadır. Bu defa da hukukun çeşitü alanlannda yapılan toplantılar fevkalade kapsamlı ve ayrıntılı oldu. Ana temasının 1993'teki AT tek pazanna ilişkin olması konferansı aynca ilginç kıldı ve katılımın yüksek obnasını sağladı. Birçok ülkeden uzman hukukçuların katılmış olması toplantılan renklendirdi ve olumlu etkiledi. Bir seansta tartışılan konuda hukukçular mütalaa ve yonımda bulunmalannın yanı sıra karşılaştıkları hukuki problemler hakkında bilgi verip, tecrübelerini paylaştılar. Ayrıca birbirlerini bilgi ve tecrübelerini katmaya davet ve teşvik ettiklerinden toplantılar dinamizm içinde geçti. Toplantılar dışındaki zamanlar ve aralar hukukçuların daha ufak gruplar halinde tartışmalarına olanak verdi. Türk avukatlar ve hukukçular, nedense bu konferansa da ilgi göstermediler. Türkiye*den sadece üç avukat katüdık. Türkiye, 1993'de tek pazara geçildiğinde Avrupa Topluluğu'na tam üye olmayacaktır. Buna rağmen yeni birçok mesele ile karşılaşılacağı şuphesizdir. Çünkü, tabir yerindeyse, ortak tek pazarın duvarlannın 1993'le birlikte dışarıda kalanlar için daha da kalınlaşacağını tahmin etmek zor değildir; belki 1993'ten de önce. Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkeden bir hukukçunun bu tür toplantılara katılması yeni ilişkiler kunılmasını temin etmesinin yanı sıra ufkunun gelişmesine olanak sağlayacaktır diye düşünüyorum. Türkiye için soyut görü 6 0 Y I L ÖNCE CumhurİYet nen uzay ve henüz problemleri ortaya çıkmamış bilgisayar hukukundaki gelişmeler izlenmiş olsa bile. Hatta, onlar bile izlenmemiş, sırf hava teneffüs edilmiş olsa bile. Konferans sırasında iki husus aklıma geldi: Birincisi, Türkiye'deki avukatlann Batüı anlamda hukuk hizmeti vermek uzere birleşmelerinin vakti gelmemiş midir? İkincisi, bu tür toplantılara daha fazla avukatın katılması hem kendilerine hem de topluma daha yararlı olmaz mı? Denilebilir ki bir avukat genel olarak ilgisine ve kariyerine ilişkin uluslararası toplantılara katılmamakla bilgi ve tecrübesinden bir şey kaybetmez. Ancak mesele kaybetmemek değildir; hele neler kazanılabileceğini bildikten sonra; dediğim gibi sadece hava kcklanmış olsa bile. Türkiye'nin dış temaslarının giderek artmasına paralel olarak hukukçulardan yararlanmanın da olumlu olarak gelişeceğini sanıyorum ve temenni ediyorum. Ancak hukukçuların bu gelişim sürecine bugünden girerek, bilgi ve tecrübelerini arttırmaları, kısaca kendilerini geliştirmeleri doğru olacaktır. Bunun bir yöntemi de bu tür mesleki toplantılara katılmaktır. Ancak bunlara katılmak ciddi bir masraf (katılma bedeli, yol, otel, yemek, vs. parası) gerektirmektedir. Bu itibarla, şirketlerin, işadamlannın, hatta resmi kuruluşlann bu konuda hukukçulanru, avukatlannı teşvik etmesi ve maddeten desteklemesi hem o şirket ve şahıslar hem de Ulkemiz için yararlı olacaktır. Değil mi ki hukukculann öğrenecekleri ile kuracakları temaslar kendilerineyse, bunlann sonucu olarak verecekleri bütün toplumadır. NOYAN TURUNÇ Avukat Ankara Telsizi 6 OCAK 1930 Posta, Telgraf ve Telefon idaresine ait bulunan Ankara telsiz telefon istasyonu bu ayın altıncı pazartesi gününden itibaren neşriyata başlayacaktır. Tulü mevç 1575 metredir. Konserler Riyaseticumhur Musiki Heyeti tarafından verilecektir. Neşriyat programı aşağıdadır: Saat 18.0018.30 konferans veya ders. 18.3019.15 cumartesi salon orkestrası. Pazar senfonik orkestra. Pazartesi salon orkestrası. Salı bando muzıka. Çarşamba senfonik orkestra. Perşembe salon orkestrası. Cuma bando muzıka. 19.1519.45 istirahat veya konferans ve borsa haberleri. Aziiz Kolay mı insanın içindekileri, inandıklarını yıllarca içinde saklayıp dışa vuramaması. Ama neyse ki siz dayanamazdınız ve patladınız. Sayın Aziz Nesin, tüm Türk erkekleri adına size en içten teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. tnanın bana, sizi çok iyi anlıyorum. Biz erkekler, hele biraz da bir iki şey okumuş, kıyısından köşesinden enteleklüelliğe bulaşmışsak, korkar olmuştuk son yıllarda "aklı kısa, saçı uzunlar" hakkındaki gerçek duşüncelerimizi söylemeye. Hep özümüze uymayan kılıklara girmek zorunda kalmışuk. Hatta içimizden bazıları "kjutınlar erkeklerle eşit olraalı" gibi laflar bile etmek zorunda kaldı. Kolay mı insanın inandıklarını yıllarca içinde saklayıp dışa vuramaması. Ama neyse ki siz davanamadınız ve patladınız. Hepimizi de büyük bir yükten kurtarmış oldunuz böylece. Ağzınıza sağlık. Ama itiraf etmeliyim ki size biraz kızdım. Bir kere başladınız madem içinizdekileri dökmeye, niye salt bir 'SicdaıT benzetmesiyle kaldmız? Oysa eminim daha neler vardı söyleyecekleriniz. Eminim hepsi de literatüre geçmeyi hak edecek güzellikte şeylerdi. Niye hâlâ kepdinizi sıjuyorsunuz? Gevşeyin. Bakın Can Yücel ne güzel demiş: "Bir kadeh için, biraz rahatlayın, toplanın dostlarla, bakın nasıl da gelecek gerisi." 3 0 YIL ÖNCE CumhurİYet 6 OCAK 1960 İki üç gün önce gazetelerde okuduk: Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk'ün hayatı ile ilgili bir eser hazırlıyormuş. tki cildi şimdiden tamamlanan bu eserin tam sekiz cilt olacağı aynca belirtiliyor. Milli Kurtuluş hareketinin başlangıcından 10 Kasırn 1938'e kadar Atatürk'e daima yakında bulunmak, O'nun erarinde görev yüklenmek şüphesiz maddimanevi hiç bir nimetle değişilemiyecek derecede büyük bir şereftir. Bugün Atatürk devrimlerini korumaya çalışan genç kuşaklaı arasında eskiden ona yaklaşmak imkânını bulanlar şöyle dursun, onu bir kez görmüş olanlar bile parmakla gösterilıyor. Bu bakımdan Sayın Bayar'a gıpta etmeyecek bir Atatürkçü yoktur. Birinci Büyük Millet Meclisi hükümetlerinde Vekil olarak, cumhuriyetten sonra banka kurucusu olarak, daha sonra Ekonomi Bakanı ve nihayet Başbakan olarak Sayın Bayar, Atatürk'ün yapıcı fikirlerinin nasıl geliştiğini yakından görmüş, aktif politikada doğrudan doğruya ondan direktifler almış, günlük hayatının içine kadar Atatürk'ü izleyebilmek fırsatını ele geçirmiştir. Bu itibarla O büyük adamı millete anlatırken kimsede bulunmayan pek zengin, pek değerli hatıralardan bol bol faydalanabilecek bir dunımdadır. Eşsiz Kahramana ait bilinmeyen hatıraların, gizli kalmış önemli siyasal olaylann gelecek kuşaklara kitap halinde aktanlması Türk tarihi yönünden elbette unutulmaz bir hizmet olur. Atatürk'ü seven devrimciler bu zahmetinden ötürü Sayın Bayar'a şukran borcu altına girerler. Ancak, benim inancıma göre Sayın Cumhurbaşkanı'nın asü görevi, Atatürk'ü yarınki kuşaklara anlatmaktan ziyade O'nun büyük eseri olan devrimlerin bugün korunmasına gayret harcamaktır. Atatürk'ün ölümü ile O'nun giriştiği büyük davâ sona ermiş, tarihimizde bir sahife kapanrnış değildir. Tam tersine, başlanan eserin olumlu bir şekilde gelişip gelişemeyeceği, Batı uygarhğmı amaç bilen hamlelerimizin ne hale geleceği sorulan o büyük davayı şimdi tam can alacak noktasına getirmiştir. Devrimci bir rejimin sorumlu yürütücüleri olarak ilerleyecek miyiz, yoksa gerileyecek miyiz? Bu bakımdan Atatürk'e dair yazılması gereken kitabın henüz malzemesi bile tamamlanmamış sayüabilir. Atatürk'ten sonra devrim bayrağını dimdik ayakta tutması gerekenler görevini yüklenenler arasında hepimiz varız. Hepimizin başında ise Sayın Cumhurbaşkanı bulunuyor. Bayrağın yer yer didiklenmesini önleyemezsek, başta Sayın Cumhurbaşkanı olarak, hepimiz tarihimize, milletimize ve Atatürk'ümüzün hatırasına karşı suçlu olacağızdır. Gericilik akımlarımn bir süredir ortalığı kapladığını görüp dururken kötümser düşüncelere kapılmamak doğrusu elden gelmiyor. Bu hale bir son verilmediği takdirde, Sayın Bayar'ın sekiz ciltlik kitabı tamamlanıncaya kadar, kimbilir, belki bütün devrimler bir hayal olacak, belki de Atatürk'ü öven yanlar hakkında yayın yasakları konacaktır. O zaman, yarınki tarih yazarları, "Türk milletinin başına Mustafa Kemal adında bir kahraman geldi, muazzam işler başardı. Fakat ondan sonrakiler O'nun izinden yürüyemedikleri için eseri millete mal edemediler, yazık oldu" diye hüküm vereceklerdir. En büyük kaygumuz bu yargıyı önlemeye çalışmak olsun! NADİR NADÎ Tarihia yargısını Düşünelim? Yine de size teşekkür borçlu olduğumuzu bir kez daha yinelememe izin verin. Yolu siz açtınız. Içiniz rahat olsun, açtığınız izden yürüyecek bir Türk erkegi mutlaka bulunacaktır. Hani geçenlerde Can Yiicel sizdeki "kâinatvari" eğilimlerden söz etmişti ya, bence bundan kendinize övünme payı çıkartmalısınız. Her Türk erkeği gibi siz de biraz askersiniz ne de olsa. Hem zaten bütün Türk erkekleri birer küçük "kâinat" değil midir kendi evreninde? Biz erkek aydınların tek sorunu bunu gizlemek zorunda oluşumuzdu. Ama artık sayenizde bu engeli de aştık. Tarih sahnesindeki misyonunuzu tamamlamış olmanın huzuruyla köşenize çekilebilirsiniz artık. Gü1e ğüle. E. IŞIK A. Ayrancı / Anl KİTAP/YAYIN Aylık Kültür, Sanat ve Mimarlık Dergisi yapı • Mimari Çevrenin Oluşum Süreci ile İlgili Yaklaşımlar Mutlu BAŞAKMAN • Sinan'ın Düşündüğü Selimiye Çevresi İ.Hulusi GÛNGÖR • Mimar Gottfried Böhm Svetlozar RAEV Türk Bahçesinde Bat Etkileri Gönül A. EVYAPAN Isı Köpruleri: Köşeler Lemi YÜCESOY ProjeUygulama Moda'da Bir Galeri Mimari Proje: Ersen GÜRSEL PîrtSrtJFra&scofun TI«Hwdaı«.UFIg)d1ltlH.Ne&. Ocak sayısı çıktı FENER RUM PATRIKHANESI Tarihçesi,yenilenme projesi, itk (beflci de son)keziçmekânlar Aman. *m i Futıes E*t Şan Şohtt $*<a Ş » « DHfC Ç*ş» «Mm Ens Batı Müel «ptgİL Menh Mon. Fıal Bl(«ımL Sayısı: 4000.TL (KDV dahil) 12 Sayı: 45.000.TL (KDV dahil) Abonelik bedeli 33454.5 no'lu posta çeki hesabına yatırılabilir. SSrı Bırsel«Jesrinus 8acae^3ramn»m raaj» işa i n U : SeMİE Hadm &rt Vmw \j^W^ YflYIN yapıendustri meıbezi Cumhuriyet Caddesı, 329 80230 HarbıyeISTANBUL T * (1) 147 41 85 (5 Hat) Telefaks: (1) 141 11 01 Kupjk I» Kağazadar Krjrt KHjne Gorı 1 A Y L I K R R E D lUagnzıta E>>e, BmrusH D*j «e KıM Ssufeu. S09İB. tOvse OCAK SAYISI BAYİLERDE D E R G İ S İ N O T A S A R I M K Ü L T Ü R Ü M Mevcut sosyalizme alternatif öneriler!.. Williams bu kapsamlı ve kışkırtıcı eserinde hayatın iş, boş zaman, kültür, teknoloji, özel hayat, savaş ve barış gibi çeşitli alanlarına alternatif yaklaşımlar getirerek yeni ve dinamik bir sosyalist yol öneriyor. Önsöz yazarı Murat Belge'nin deyişiyle "Bizi, kendimize 'değerli' bir hayat kurma mücadelesine çağı rıyor." GÖRÜLMÜŞTÜR tlhan Selçuk 6. bası 5000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınlan Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğluîstanbul DEKORA6YON REFİK DURBAŞ | Bayır Yayınları Bin sekiz yüz altmış dörde kadar KUZEY KAFKASYA KABİLELERİNDE DİN VE TOPLUMSAL DÜZEN, Fiyat 3.000 TL. Dr. Yahya Kanbolat REYHANLI İLÇESİNDE TÜRKMEN AŞİRETLERİNİN DURUMU ve KUZEY KAFKAS GÖÇMENLERİ, Fiyat 2.000 TL. Dr. Yahya Kanbolat GEÇEN YIL BUGÜN Cumhunyet 6 OCAK 1989 Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı'ndan istifa eden ANAP Izmir Milletvekili Kaya Erdem, "bir süre konuşmayacağını, dinlenmek istediğini" söyledi. "Başbakanla, parlamenter siyasi hayatı değerlendirmede ve hükümet etme anlayışında ortaya çıkan ciddi fark" nedeniyle hükümetteki görevinden istifa ettiğini Anadolu Ajansı'na açıkladıktan sonra tstanbul'a gelen Kaya Erdem, önceki gece geç saatlerde gazetecilere gözükmeden Tarabya Oteli'ne geldi ve burada kaldı. Erdem'in istifası GEÇTİ Mİ 1 GEÇEN GÜNLER Şiirler ayrıhtılar önemlidir!.. Genel satış yeri: İlhan İlhan Kitabevi Bayındır Sokak 23/6 YenişehirAnkara ADAM YAYINLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle