28 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

rine geçmesi ve etkileyici gücü de bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Şiirde bir duygu vardır ve çeşitli zamanlar birarada birinden diğerine geçmek suretiyle tek bir şiirde kullanılır. Resimde olduğu gibi tek bir planın yerini burada birçok planlar alabilir. Bu yönüyle şiir sınema sanatına göndermeler yapar. Şiir yitirilmiş bir şeyi bize yeniden veremez, ama yitirilcn şeyle aramızda oluşan ayrılığa kesinlikle karşı çıkar. Bunu da hayatımızdan koparılan şeyleri sürekli olarak bıraraya getirmekle yapar. Şiir her şey arasında yakınlık kurarak dilin yaşantıya ilgi duymasını sağlar.Resim bunu yapmak zorunda değildir, resmin sorunu salt plastik dc olabilir. Okuduğum ve beğendiğim şairler oldu. Bunlar kuzeyden Brecht, Güney Amerika'dan Neruda, Türkiye'den Orhan Veli'dir. Benim resmim soyut olduğu için resımlerımde bellı bir betimleme söz konusu değil. Sanatımı öyküsel bir mantığa dayandırmıyorum. Resimlerimi akıl ağırlıklı, sistematığe dayanan, plastik ögelerin ön plana geçtiği bir sanat anlayışıyla yönlendirmek isü y° mM Tanju Demlrci Şiirin bir yarısı, resim kadar inşa ve biçimle ilgili Edebiyatla olan ilişkim sürüyor. Şiir ile 20. yy. başı Fransız şiiri ve Jacqucs Prevert'le sona erdi. Şimdı izlemiyorum. Ancak şiirin bir yarısı resim kadar inşa ve biçimle ilintili. Diğer yarısı da şiirin iç sorunlarına ait. Ama gelin bız bu çok farklı sanat dallannı birbirine karıştırmayalım. Plastik sanatlar Türkiye'de çoğunlukla yazar ve şairler tarafından yanlış anlaşıldı. Çok sayıda ünlü yazarımızın herhangi bir vesileyle plastik sanatlar ve sanatçılar hakkında yazdıklarında ölçülere sığmaz yanılgılar beraberinde söküh ediyor. Son yıllarda yapılmış yanlışlar üzerine belleğimde en az 510 örnek var. Bu, bizım, edebiyatçıların kültürel yapılarına duyduğumuz güvene de mal oluyor. Hele Baudlaire, Apollinare örnekleri hafızamızda iken. En azından bir edebiyatçı inceliklerini bilemeyeceği bir alanda fazla açılmamalı. özdemlr AlUn Tomur Atagök' "Şaırı yönlendıren coşku sözcuklerle bıçımlenır " Resim görsel, şiir sözeldir Resımle şıır arasında izleyicinin yorumuna açık ifade biçimlerine rağmen pek bir bağ ya da ortaklık görmüyorum. Ressamı etkileyen ya da onu tepkiye iten güç, biçim, renk, çızgi, doku gibi görsel öğelerle resme dönüşür. Şairi güdüleyen, yönlendiren coşku ise sözcuklerle biçimlenir. Özetle, kullanılan malzeme farklı, daha doğrusu karşıttır. Resim görsel, şiir ise sözeldir. Malzeme farkJılığının yanı sıra resimde malzeme ve teknık çeşitliliği ressamın işini kolaylaştırdığı gibi zorlaştırır da. Temel malzemesi sözcük olan şiirde sorunlar daha az gibi gözükürse de duygusallığın, gizemliliğin dozu önemlıdır. Çok çalışılmış resmin yıpranmışlığı, şiirde duygunun yoğunluğu beni rahatsız eder. Sanatta mantık ve duygu dengesi benim için çok önemli bir ölçektir. Doğal olarak ustanın elinde resim de şiir de bir coşku kaynağıdır. Görseli arayan bir sanatçı olarak şiirden uzağım. Şairlerden özür dileyerek şiiri çağımız için biraz eskimiş bulduğumu söyleyebilirim. Sanat, çevresel bir sanata, daha doğrusu sanatların birlikteliğine doğru gıtmektedir. Sinema bugün için en efektif sanat dili benim için. Peter Greenaway'ın "Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı" benim için unutulmaz bir şölendi. Bunun paralelinde bir şiir okuduğumu anımsamıyorum son günlerdc. Bir zamanlar Shakespeare, Blacke, Ömer Hayyam'dan zevk almıştım. Shakespeare her zaman bir düşünür olarak yerini korudu. Yine her zaman ve hâlâ Kafka, Proust, Dostoyevski, Herman Hesse, Doris Leassing yazılanndaki sihırle şursel dıye tanımlanabilecek unutulmazlardan. Bu yazarlara şair dememe izin verirseniz onlar benim etkılendiklerimdi. Tomur Atagök Birbirlerine muhtaçtırlar diye düşünürüm Şıır güzellikleri, sevgileri, öfkeleri ses ve sözle dilc getirir. Biçim ve renkle beslendikçe kişiye yaklaşım daha bir yumuşaklık ve duyarlık şeklini alır. Resim ise şiirle bütünleştiğinde sevimli bir ritim ve duyarlık ka/anır. Bunlar birbirilerine muhtaçtırlar diye düşünürüm. Düşünsel olarak etkılenmek diyemem. Benzerlıklcr ya da beğeniler olabilir. Resımlerımde doğaınsan ılişkısini sevecenlık ve hoşgörü ile anl.umak isterim. Doğal olarak Yunus Emre akla gclebılir. Ayrıca Istanbulun semtleri, ağaçları ve bunlarla bütünleşen insanlarını konu olarak ışlerken de Orhan Veli'yı anımsar ve de gdzlerimi kapar, yaşarım Istanbul'u. Mehmet Pesen Ozdemır Altan "Şıır ıle ılışkım Prevert'le sona erdı CUMHURİYET KİTAP SAYI 40 S A Y F A 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear