19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SIM 1998. SAYI 662 11 'e, sonbaharda ise, Boğaz'dan geçerek Ege'ye kayar. Bakırköy'e biz de AJaattin Reis'lc onu izliyoruz. Yaklaşık de sonbaharda palamutlan Boğaz'dan geçerken avlasekizmillikyol. Buyıl palamut bol. Av yasağı sıkı uygulanmasaydı, IsHava imbatla lodos arasında gidip geliyor. Ilık kararsız bullubukadarbolbukadarucuzbalığızorbulurdu." bir hava. Deniz kâh durgun, kâh dalgalı. Reis, havanın duimdi de palamut hakkında herkesin bildiği küçük bir rumundan çok memnun. Denizciler için iyi bir hava. ;i: Büyüklüğünegöreadıdeğişiyor. KüçüğüneçingeDenizde yoğun birmazot vc lağım kokusu... Mazot tanjalamudu, orta boy una palamut, büyük boy una ise tokerlerden.lağımanlışanlı AyamamaDeresi'nden. Reis deniyor. Reis söylediklerimizi onaylay ıp ekliyor: "Kü yakınıyor: "Birbukirlilik bir detrolcüler denizi mahvctti. bir çingene palamudu yağmur yiyince çarçabuk boy Bu güzelim denizde eskiden her çeşit balık vardı. Mercan ,onudabelirt." ağaçlannıgırgırlarkazıdı. Balık yataklannıdabozdular. Şimdi bal ı k nerede rahat ederse orada yaşıy or. Biz de baJuarada balık sayısıhızlaartıyor: Bir, iki,üç, dört derlık neredeyse oraya gitmek zorundayız. ı livarpalamutladoluyor. "Balıkçılardaki canlı balıklaReisin dediğine göre Bakırköy açıklannda lüfer bol tümünü biz veririz. Leğenlerc ölmüş balıkları koyar, olurmuş. Lüferin peşindeyiz. Ama umutyok gibi. "Dumie de bizden aldıklan canlılan atıp hepsi canlı diye salupınar"kayığındaaltmış,yetmişyaşlarında bir balıkçı, ar." Böylece biz de balıkçılann bu küçük hilesini öğreişaretlerle pek balık olmadığını anlatmaya çalışıyor uzakoruz. tan. ieyaz, iri martılar tepemizde dolanırken Sefil'in eli olAlaattin Reis, "Balıkçılar birbirinitanır. Balık neredeyında.gevşcktutuyor. Birdeoltayıparmaklaradolamase birbirimize haber venriz. Ama çelebilere söy lemey iz. kgerekirmiş. Bu aylarda lüfer sabah, akşam olur. Öğle vakitlerinde neBalığınbirdenvurmasıylaparmaklarkesilcbilir. Bareye kaybolurlar henüz keşfedemedik" diyor. jılıkcambazlığabenzer. Hertürlüşeytanlığıyapmak trili ufaklı birçok tekne Sarayburnu'ndankopup, Bakırekir. Balık tutmanın binbir çeşit hilesi vardır. Bırkaç köy açıklanna çoktan yerleşmiş. Cep telefonlu bir balıkçı, ıde öğrenmek imkansızdır. Biz bile yirmi, yirmibeş y ılkayığıylayanımızdan geçiyor. çalışıyoruz, gcnc dc hcrgünyeni şeyleröğreniyoruz." Alaattin Reis Sivriada, Yeşılköy, Marmara Adası üçgeUaattin Reis ise daha ıyımser: ni arasında motoru durduruyor. Burası Marmara DeniBiz özgürlüğü seçtik. Ülkede yaşayan birkaç akıllı zi 'nin en derin yerlerinden. Üç, dört yüz metre civannda. ıptanbiriyiz. Burada insan gibi yaşamanın yolunu bulSefil' in teknesi de orada, selamlaşıyoruz. Lüferler ca<. Kimscye hesap vermey iz. Nc makam, ne mevki, ne tbrahim Reis: "Pudişah dilencilik azalstn diye icat etmiş bahkçılığı..." navarlargibiymiş. Oltayaonbirtane gelmişdört tanesini tuta"a, ne pul bizi hiç ı Igilendirmiyor. Daha doğrusu amaç gebir lakabıolupolmadığınısoruyoruz. Balıkçılar arasında Rebilmiş. Misinayı kopanpkaçıyorlarmış. Lüfer için canlı yem nden öte. Biz denizle bütünleştik. Balıkçılık croin gibidir. is'e'Yıldırım'derlermiş. Bazen"San",bazen"Çakır"diyenkullanıyorlar. Livardan caniı bir istavriti alıp iğneye takıyor. isi dese karın mı deniz mi? Deniz derim. Kapalı mekâna da lerdcolurmuş. /anamıyoruz. Zamanında başka iş denemedik de değıl. "tstavrite tekrar bu acıyı çektirmek istemezdim. Ama ne yaAlaattin Rei.s'inbalığaçıktığı bir kışgünü, hava anidenbona ba^aramadık. Aslında bu işe deli katlanmaz. Biz katlanıparsın ki ekmek parası!" zar. Ciök gürlcmcyc başlar. Ve tekncye yıldınm düşer.. . Yinni dakikalık yolu dört buçuk saatte alırız. Ama ertesi Hızlaoltayı hazırlıyor. Bukezde lüferler için bir zarganayı "Vücudumyanık içindekaldı. Ikigozümköroldu. Haftalarngenebalığaçıkarız. Denizi sevmeyenbuhayatakatlanauzunlamasınaikiyebölüyorveiğnelercgeçiriyor. ca yatakta yattım. Öncc sağ gözüm açıldı. Daha sonra sol göız." "Zarganayı yem olarak attığın zaman pullu kısmı üst tarafta züm. ölümdendöndüm. Buolayın ıyi birtarafı daoldu. Alkalmalı.yoksabalığıkandıramazsın." lah'ın işi işte, o günden sonra ne romatizma ağnsı ne dc eklcm 3irkaç saat süren balık avından sonra rotayı tekrar Kumkaagnsı kaklı. Böylece bana'Yıldırım'demeyebaşladılar." Oç orta boy iğne, yaklaşık beşer santim aray İa misinaya bağyaçeviriyoruz. Vakitöğle. Dönerkenyunuslararastlıyoruz. lanıyor. Livardan çıkanlan istavritleriğnelere tektekcanlı olarühalindc dolaşan y unuslar, bir havayla buluşuyor, birdeBilmeyeni varmıdır, balıkçı, hepbir ayağı denizde adam derak geçiriliyor. :1e. Sefil, "Eskiden Marmara'da yunus çoktu, bir dönem yumektir, gidip bırkaç ay dönmemek demektir, sıkıntıyla içkiye Oltaaşağıyadoğrugeriliyor. Anlaşılan balık geldi. Reisdislan yakalayıp satarlardı. Avrupa ayağakalkınca yunus avı sanlan adam demektir. Kısacası bu mcslck, emekçisi için zor; rençli, yavaşça oltayı çekiyor. saklandı" diyor. ailesi için daha dazordur. Vesürpriz: "Balıkçılar içinde aile hayatı düzenli olan sayılıdır. lti, koUzaklardaPrensAdalan. Alaattin ReisparmağıylagösteYem olarak gönderdiğimiz istavritin ucunda küçük bir yenpuğu çoktur. Ayyaşı, kumarbazı, uyuşturucu kullananı. Düek, "Bak Hay ırsızada balıkçılann adasıdır. Yaşayan da yokgeç. Amafa/labeklemedenkendinisuyabırakıveriyor. zenli bir yaşam kurmak bu nedenle zordur. Biz bunu başar. Kilisesi olan küçük bir adadır. Eskiden papazlar yaşardı. dık." "Çok enteresan hayvandır. Balığın içini boşaltır, derisini bız de orada balık tutarız" diyor. rakır." Alaattin Reis Sefil'i destekliyor: Sarayburnu açıklanndaki irili ufaklı teknelerin çokluğu dikHaydi bir daha! timizi çekiyor. "Birisi dese karın mı deniz mi? Deniz derim. Ama yine de Rastgele! Küçük birsarsıntı. Lüfer. Birdaha! Rastgele! Küailemizi çok severiz. Denizde işiınizbiterbitmezhemenevi'Oltabalıkçıları bu kadar çok mu?" çük bir sarsıntı dcrken avbitti. Livarda hatırısayılacak miktarmizegıderiz. Ancak,onlarayeterli zaman ayıramıyoruz. He'I layır, dedim ya Marmara'daki balıkçılann sayısı toplasan da lüfer. Peki biz nasıl döneceğiz Kumkapı'ya bu saatten sonlebirdeÇanakkale'yegittiğimızzamanaylarcagörüşemedi1yi geçmez. Bugördüklerinemekliler. Bizonlara 'çelebi' ya ra?"Kolay"diyorlar."SiziYeşilköy'ebırakınz." ğimiz olur. Gene de sabırla beklerler." 'çoban' denz. Emekli olunca bir tekne alıp, balık tutuyorYeşilköy'edöndüğümüzdelodosdurmuşru...^ . Aslında bir şey yaptıklan da yok. Tek yaptıklan ışimize enöğle vakti. Şimdi herkes kendi teknesine. Sefil teknesiyle lolmak." .. \cıktık. Yemeği açıkta /emeyeceğimize kanaat tirince Reis tekneyi ımkapı'ya çekmeye kaveriyor. Yemekler Se'den. Alaattin Reis, yeş, o n u n i ç i n y e m e k i ş i Ulkede yaşayan Dirkaç akllll gHIptan .... . DinyiZ. Burada ... . , , , , , , , . , k pişirmcsini biimez gıbı yaşamanın y o l u n u • fiiinmiş. Alaattin Reis, livardan lamutları çıkarıyor. Dört yük palamut... Palamut• canhavliilebirorayabir raya sıçrayıp duruyorlar. ılıklan ayıklamak Alaatı Reıs'e düşüyor. Öncc bulduk dıyorlar. UZgUrlUgU vermiyorlar. Ne makam, . . lamutiannkafaiangidi ne mevki, ne para, ne •r. Ardından karnına kü, , , . . . k bir çizik, küçük bir el p U İ O n l a n h l Ç m i h l Ç reketive balığın içidışa . . . . ,. . .. . . ia. Fiieto haiinde diiim ılgılendırmıyor. b ı n n ı n r. Sefil bir yandan doma5, biber, soğanla salatayı ızırlıyor. Bir yandan da lamutlan nargibi kızartı>r. Balık, ekmek, salata asayı donatıyoruz. Bol lion ve soğan da eksik de1. Palamutlanmızı afiyetmidemize indirirken laattin Reis'e Sefil gibi namı Sefil, diğerininki Yıldınm. îki olta balıkçısından denizin üstünde balıkçıhk ve yurttaşlık dersi...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle