Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SELÇUK DEMİREL’DEN ÇİZİMLER: “SEN SURAT OKUMAYI BİLİR MİSİN?” Kara Kitap’ın parantezi... “Sen Surat Okumayı Bilir misin?”, Orhan Pamuk ve Selçuk Demirel’in birlikte üretme isteğinden doğmuş. Kitabın sayfaları arasında “Kara Kitap”ın, Orhan Pamuk tarafından yaratılan o müthiş atmosferinin Selçuk Demirel diline çevrilmiş hâlleri yer alıyor. Selçuk Demirel eray Ak [email protected] Selçuk Demirel’in çizgileriyle dünyaya baktığımızda içinden sadece çizginin değil, hikâyenin, çizgilerle örülmüş öykülerin ve edebiyatın da olduğu bir dünyaya bakarız aynı zamanda. Bu öyle bir dünyadır ki içine aldığı her şeyi bir anda kendileştiriverir. Herhangi bir nesne ya da figür, Selçuk Demirel dünyasına adım atışından itibaren bize bambaşka hâliyle görünüyordur artık ve yazının hemen başında bahsettiğim hikâye de tam olarak bu noktada başlar. Buna sadece özgün bir çizgi dünyası demekle yetinemeyiz ayrıca çünkü bu nesne ya da figürler, çizgi olduğu andan itibaren hikâye anlatmaya başlar. Biz de tam olarak bu nedenle Selçuk Demirel kitaplarını bir çizgi dünyasından beklendiği gibi sadece ‘izleyemeyiz’. Demirel kitaplarının sayfaları arasında pek çok zaman bir hikâyenin sayfaları arasında da dolaşırız ve Demirel bizi okumaya iter. Bir de kendi hikâyesini yaratan çizimlerinden öte edebiyat odağında ilerleyen çalışmaları var Selçuk Demirel’in. Bilen bilir ki epey takipçisi de vardır bu çalışmalarının bundan kısa süre önce Yazarların Yüzünden düşmüştü kitapçı raflarına. Demirel’in edebiyatla kurduğu ilişkinin farklı bir yansımasıydı kitap. Aynı şekilde şiirli çizimlerden oluşan Portakal Mavisi Bir Dünya ve anlatılılmaya kalkılırsa sayfaya sığmayacak diğerleri... Demirel’in bu bağlamda ilerleyen yen kitabı ise Sen Surat Okumayı Bilir misin? Kitabın alt başlığı, içeriğine dair pek çok şeyi anlatmaya yetiyor: “Kara Kitap İçin Resimler”. “KİTABIN RUHU” Sen Surat Okumayı Bilir misin?, Orhan Pamuk ve Selçuk Demirel’in birlikte üretme isteğinden doğmuş. Bunu, Pamuk’un kitap için yazdığı önsözden öğreniyoruz. Bir gün İstanbul’da buluşup Galatasaray’dan Harbiye’ye kadar süren kısa sayılabilecek bir yürüyüş yapmışlar. Devamını Orhan Pamuk’tan dinleyelim: “Bu kitabın ruhu o ilk yürüyüşte ortaya çıktı. İlk başta birlikte bir şeyler yapalım diyorduk yalnızca ama bu şeyin ne olduğunu bilmiyorduk. Selçuk’un başta John Berger [olmak üzere] başka yazarlarla birlikte yaptıkları kitapları hatırlamaya çalışıyordum. Demirel’in kaleminden, fırçasından çıkanlar Kara Kitap’ın bir eklentisi değil. Kara Kitap için açılmış ayrı bir paragraf. Ama tabii ben onlarla yaptığından başka bir kitap geçiriyordum aklımdan. Yazının konusu kadar, kendisi; resmin konusu kadar kendisi de konudur. Roman içinde roman yazan adam. Resim içinde resim yapan kalem (...) Kafadaki resim. Resimdeki kafa. Kafanın içindeki yazı. Yazının içindeki kafa...” YAZAN BİR ÇİZER, ÇİZEN BİR YAZAR Orhan Pamuk, nasıl bir kitap düşlediğini tarif ederken aslında Kara Kitap’ın o kendine has dünyasını tarif ediyor gibi… Kara Kitap, tam da Pamuk’un anlattığı gibi değil midir? Yazının içinden dünyalara, dünyaların içinden başka başka âlemlere uzanırız roman boyunca. Sen Surat Okumayı Bilir misin’in sayfaları arasında da Kara Kitap’ın, Orhan Pamuk tarafından yaratılan o müthiş atmosferinin Selçuk Demirel diline Orhan Pamuk çevrilmiş hâlleri yer alıyor. Demirel’in kaleminden, fırçasından çıkanlar Kara Kitap’ın bir eklentisi değil. Kara Kitap için açılmış ayrı bir paragraf. İki yaratıcı zihnin açıcı bakışlarından doğmuş yeni bir verim. Bu bağlamda Sen Surat Okumayı bilir misin’in sayfaları arasına uzandığımızda Orhan Pamuk’u ve Kara Kitap’ı görüyoruz, çizgilerden mütevellit Selçuk Demirel’in kendisini de görüyoruz ancak bunlar dışında gördüğümüz diğer şey; yaratıcı zihinlerin birleşiminden doğan, hayal gücü canavarını hiç durmadan hareket ettiği yeni bir dünya. Bu yeni dünyanın ise kışkırtıcı bir yanı var. Kara Kitap’ı okuyup hayranlık duyanlar, romanın sahnelerini rüyalarına taşıyanlar, tüm kalemlerini bir kenara bırakıp yeşil mürekkeple yazmaya başlayanlar Sen Surat Okumayı Bilir misin’de, rüyalarındaki sahnelere bir adım daha yaklaştığını görecek. Bu anlamda bu düşsel kitabın gerçekle yakından ilişkisi var. Ama bu gerçekliğin yolları da hayal gücü taşlarıyla döşeli... Kitabın sayfaları arasında Selçuk Demirel’in bir çiziminin eşlik ettiği İbn Zerhani’nin şu sözü yer alıyor: “Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz. Yazı hariç.” Sen Surat Okumayı Bilir misin’de çizgileriyle yazan bir çizer, yazdıkarıyla çizen bir yazar var... Ne kadar şaşırabileceğinizi düşünebilir misiniz? n Sen Surat Okumayı Bilir misin?Kara Kitap İçin Resimler / Selçuk Demirel / Yapı Kredi Yayınları / 132 s. 8 24 Ağustos 2017 KItap