23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ahmet Şık’tan “Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda” ‘Bu, cephe savaşı sonrası bir meydan muharebesi!’ Adalet ve Kalkınma Partisi ve Gülen Cemaati... Yakın zamana kadar Türkiye’yi siyasal ve toplumsal olarak birlikte dönüştüren iki iktidar ortağıydı. Devleti soyma amaçlı bir talan zincirini, yalanlarla ve hukuku ayaklar altına alarak örtbas etmeye girişen hırsızlar çetesiyle, bunun üzerinden hukuki değil siyasi operasyonlara kalkışanlar geçmişin yol arkadaşıydı. Şimdi, “Yeni Türkiye”nin savaşan güçleri olarak sahnedeler. Bu savaşın amacı ne demokrasi ve temiz toplum ne de birilerinin iddia ettiği gibi barış ya da sivilleşme. Amaç, devletin sahibi olmak. Ahmet Şık yazdı: “Paralel Yürüdük Biz Yollarda, AKPCemaat İttifakı Nasıl Dağıldı?” Şık’la kitabını ve süreçte gelinen noktayı konuştuk. Çünkü savaşanların ikisi de İslami camiadan. Aynı tabandan geliyor, aynı sosyolojik tabana hitap ediyor. Bugün AKP ve Cemaat’in birbirine yaptığı eleştirileri İslamcı camianın dışında kalan birçok insan söylemişti ama kendi tabanları açısından çok ciddiye alınan şeyler değildi. Bugün öyle değil. Ortak taban sorguluyor diyorsun. Yeterince değil ama giderek artacak. Benim derdim de bu. Hırsızlık ve çete faaliyeti sürdüren AKP’nin ve hırsızlık ve çete faaliyeti sürdüren Cemaat’in bu işlerle uğraşan kanadının marifetlerini onlara da göstermek. Orada bu taraflara kendini angaje hisseden, düzgün insanlarla bir arada durmak gerekli. “EKREM DUMANLI HER ŞEYİ BİLE İSTEYE YAPTI” Ekrem Dumanlı ile en çok neden görüşmeyeceksin? Peki, sence görüşmeli miyim? Ben görüşmezdim. Yani. Ne olursa olsun, kimin başına ne gelirse gelsin hukuktan yana taraf olmak bizi doğru bir yere taşıyacak. Attığım o tweet bir durum tespitiydi; “Cemaat’in bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir.” Hoşlarına gitmiş, “Görüşmek istiyorum” demiş. Herkes bunu Cemaat özür di r Gamze AKDEMİR mamın Ordusu dahil olmak üzere üç kitap bir arada değil mi? Evet, İmamın Ordusu kısmen kitapta çeşitli bölümlere dağıtılmış olarak var. AKP ve Cemaat’in savaşı, iktidarın yolsuzluklarına dair iddialar ve Cemaat’e yönelik soruşturmalar da kısaca var. Bu kitabı intikam almak için yazmayacağını bilecek kadar ben de tanıyorum seni. Hayır, intikam falan yok. Gazeteciliği intikam aracı olarak kullanan birisi değilim. Yapmaya çalıştığım gerçeği doğru zamanda söylemeye çalışmak. Ancak tarafsız da değilim. Durduğum yeri kısaca nesnel gerçekliği tahrif etmeden ezilenden yana diye tarif edebilirim. Dolayısıyla yapmaya çalıştığım sadece bir durum tespiti. Cezaevi kapısında söylediklerin de çıktı sonuçta. Benim ve pek çok insan hakkındaki tutuklanma kararı nasıl siyasiydi ise tahliye olma kararımız da siyasiydi. Tutuklanmamıza neden olan siyasi karar bir ittifakı içeriyordu. Çıkmamıza neden olan siyasi karar da bir ittifakın bozulmasının kanıtıydı. Cezaevi kapısında söylemeye çalıştığım da oydu. Fakat savaşın bu kadar erken ve bu kadar şiddetlenebileceğini ise düşünmüyordum açıkçası. Emareleri önümüzdeydi ama. En büyük emaresi tahliyelerimizi de sağlayan MİT kriziydi. 2013 yazında ise dershaneler krizi ve yolsuzluk skandalları henüz ortaya çıkmamıştı. Fakat AKP ile Cemaat arasındaki savaşın şiddetlenmeye başladığını hissediyordum. En azından savaş başladığında bir not düşmüş, bir kaynakça sunmuş olabilmek adına bu kitaba başladım. Dershaneler krizi derken yolsuzluk soruşturmaları patlayınca işler iyice sarpa sardı. O süreçte kitabı yazmayı bırakO C A K 2 0 1 5 İ Basılmamış kitabı “İmamın Ordusu” dolayısıyla on üç ay hapis yatan Ahmet Şık, “Benim ve pek çok insanın tutuklanmasına neden olan siyasi karar bir ittifakı içeriyordu. Çıkmamıza neden olan siyasi karar da bir ittifakın bozulmasının kanıtıydı. Cezaevi kapısında söylemeye çalıştığım da oydu” dedi. tım bir süre. Ortalık inanılmaz manipülatif haberlere boğuldu. Sular biraz durulsun diye bekledim. “CEMAAT’E YÖNELİK SALDIRILARDA BU DAHA GİRİŞ!” Kitabın zamanlaması manidar! Evet ama bu manidarlığı yaratan kişi ben değilim tabii, şartlar. Kaldı ki Cemaat’e yönelik saldırılarda bunun daha başlangıç, giriş olduğunu düşünüyorum. Daha da artacak! Her iki cephe de adalet savaşçısı kesildi! Şu an Cemaat’in talep ettiği “hukuk” haklı bir talep o ayrı. Ama samimiyet... Kendilerine istedikleri noktada gayet samimiler. Adalet konusunu içselleştirmek yok. Temelsiz bina misali... İktidar ve güç kimdeyse günü kurtarıyor kendi lehine. Aynen, yerleşik, kalıcı olması gibi bir dertleri yok. Bunu “zaman” ve “süreç” daha iyi gösterecek. Bu, neden çok iyi bir savaş? ledi bilmem ne, işte bir mahcubiyetleri var gibisinden dillendirmeye başladı. Bir kere böyle olmaz. Küstüler barıştılar gibisinden ifadeler evet.. Küslük aralarında ilişki olan kişiler için söylenir. Ben mesleğini ahlaki sınırları aşarak kötüye kullananlarla mesafeli olmayı tercih ediyorum. Bu nedenle benim Ekrem Dumanlı’yla bir sorunum var. Meslektaş olarak bir sorunum var çünkü yaptığı gazeteciliğin meslek ahlakına uygun olmadığını düşünüyorum ve her şeyi bile isteye yaptığını düşünüyorum. Bununla yüzleşmeyip de “Ahmet Şık bize destek çıktı, ben onunla görüşeyim” duygusuyla hareket etmesinde hiçbir samimiyet yok. Eğer görüşmek istiyorsa bir kere bu bir tek Ahmet Şık meselesi değil ki mağdur edilen çok sayıda kişi var. Sadece KCK davalarından içeride olan birkaç bin kişi hapiste. K İ T A P S A Y I 1298 S A Y F A 1 0 n 1 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle