Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER Bir Ömrün Kıyılarında/ Orhan Suda/ Literatür Yayınları/ 280 s. “Bir Ömrün Kıyılarında” yayıncı, yazar ve çevirmen Orhan Suda’nın çocukluğundan hapishane günlerine, Suda Yayınları macerasına, uzun yol arkadaşı, eşi Sevgi Suda’yla Fransa ve İngiltere’de devam eden yaşamlarına uzanan anılarını anlatıyor. Mücadele gücü, yaşama ve özgürlük tutkusu, insan sevgisi ve inancı tükenmeyen bir aydının, bir dil işçisinin, bir vatanseverin, bir müzik tutkununun, doğa âşığının yaşam serüveni... Yakınlarına, dostlarına yazdıkları ve onlardan gelen mektuplarla zenginleşen kitapta yabancı bir ülkede yaşamanın zorlukları, özlemleri anlatılırken o yıllardaki Türkiye’nin portresi de çiziliyor aynı zamanda. Yayınevinin Orhan Suda’yla ilgili okuyuculara sunduğu bir diğer kitap ise Suda ve Halim Spatar’ın birbirlerine yolladığı mektupları içinde barındıran bir çalışma. Spatar ile Suda’nın altmış yıllık dostluğunun umut dolu, daima güven verici, en zor şartlarda bile gülümseyen simgesi olarak gördükleri mektuplarını paylaşıyorlar okuyucularıyla. Güncel hayattan sanata, edebiyattan resme, müzikten felsefeye ve siyasete uzanan konular bağlamında, çeyrek asırlık bir dönemin Türkiye’den ve yurtdışından görünümünü sunuyorlar okuyuculara bu mektuplarla. Zor Saat/ Thomas Mann/ Çeviren: M. Sami Türk/ Can Yayınları/ 392 s. “Zor Saat”, 20. yüzyılın en büyük yazarlarından biri olan Thomas Mann’ın 18931912 yılları arasında kaleme aldığı, aralarında ‘Küçük Bay Friedemann’, ‘Tristan’ ve bu kitaba adını veren ‘Zor Saat’ gibi ünlü örneklerin de bulunduğu yirmi üç öyküyü içeriyor. Mann, Alman dilinde öykü anlatımına yeni bir soluk getirmiş, gerçekçi ayrıntıları etkin bir biçimde kullanmış ve 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmış. Gördüğü bir resmi ya da dinlediği bir müziği öykünün merkezine yerleştirerek etkileyici ve inandırıcı bir olay örgüsüyle besler. Öyküleri otobiyografik özellikler taşır aynı zamanda evrenselliği de yakalar. Yaşadığı yüzyılın iyi bir gözlemcisi olan Mann, bu gözlemlerini yapıtlarına da yansıtmış. Öykülerindeki ortak izlekler ise “kendinde olmayana sahip olma arzusu” ve “sanatçının çektiği acılar”. Küçük Avukat/ John Grisham/ Çeviren: Şefika Kamcez/ Remzi Kitabevi/ 206 s. John Grisham’dan gençler ve yetişkinler için çarpıcı bir roman raflardaki yerini aldı: “Küçük Avukat”. Grisham, kitabında Theodore Boone isimli, tek isteği avukat olmak olan bir çocuğun öyküsünü anlatıyor. Erkek çocukların hayalinde genellikle itfaiyeci, pilot, polis, komando vb. olmak vardır; fakat Theodore Boone’nin tek hayali avukat olmak. Ancak bir konuda karar veremez. Duruşma avukatı olup jüri karşısında etkili konuşmalar yapmayı mı seçmeli, yoksa zor kararları verebilen tarafsız bir yargıç olmayı mı? Küçük Avukat’ın daha şimdiden birçok müvekkili var. Sınıf arkadaşlarının başı derde giren ailelerine yardımcı olur. Ama Theo’nun henüz avukatlık diploması olmadığından, bu hizmetSAYFA 30 7 TEMMUZ 2011 lerin karşılığında elbette bir ücret söz konusu değildir. Hayat böylece sürüp giderken birden Theo kendini bir cinayet davasının tam ortasında buluverir. Ya katil kusursuz bir cinayetten paçayı sıyıracak ya da Theo araya girip yürürlükteki hukuk sistemine meydan okuyacak... Sağırlık/ Jesse Ball/ Çeviren: Berrak Göçer/ Everest Yayınları/ 334 s. Çağdaş Amerikan edebiyatının heyecan verici isimlerinden biri olan Jesse Ball, “Sağırlık” adlı romanıyla okucusunun karşısında. Ball, kitabında yer yer sersemletici olan sıra dışı bir dünya yaratmakla kalmamış, bir o kadar da çarpıcı bir karakter ortaya koymuş. Romanın kahramanı James Sim, bir pazar sabahı parkta yere kıvrılmış yatan bir adamla karşılaşır. Göğsünden bıçaklanmış olan adam son nefesinde bir isim fısıldar: Samedi. Ve bu tek kelimeyle James kendini bir kedifare oyununun ortasında bulur. Onu evine kadar izleyen etkileyici kızın amacı nedir? Samedi kimdir? Yedinci günün sonunda neler olacak? “Sağırlık”, heyecan severler için önemli bir roman olacak. lhan Usmanbaş Ölümsüz Deniz Taşlarıydı/ Evin lyasoğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 368 s. Çağdaş Türk kültürüne çok yönlü hizmeti geçmiş bir sanat adamı olan İlhan Usmanbaş’ın 90. doğum yıldönümünde müzik yazarı Evin İlyasoğlu’nun “İlhan Usmanbaş Ölümsüz Deniz Taşlarıydı” adlı kitabı yeniden okuyucuyla buluşuyor. İlk baskısı 2000 yılında yapılan kitaba bu son basımında yeni söyleşiler, 2000 sonrası Usmanbaş yaşamı ve içinde Usmanbaş’ın daha önce hiç çalınmamış, kaydedilmemiş dört yapıtının bulunduğu yepyeni bir CD de eklendi. Kitabın son bölümünde Usmanbaş’ın en yakın dört öğrencisinin onunla ilgili değerlendirmelerini içeren yazılar yer alıyor. Üç Büyük Usta/ Stefan Zweig/ Çeviren: Nafer Ermiş/ Türkiye ş Bankası Kültür Yayınları/ 218 s. Stefan Zweig, “Üç Büyük Usta”da üç büyük yazarın yaşam öyküleri üzerinden, okurlarını edebiyat tarihine, edebi dehanın sınırlarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Yapıtlarında toplumu anlatan ve kendi gücünü dünyaya kabul ettirmek isteyen Balzac; aile kurumunu konu alan ve döneminin İngiliz kültürüyle özdeşleşen Dickens; kişiyi ele alan ve yaşamla ölüm, dehayla çılgınlık arasında gidip gelen Dostoyevski hem birer yazar, hem de gerçek birer kişilik olarak Zweig’ın bu eserinde okuyucu karşısına çıkıyor. Şeytanın flası/ Nermin Bezmen/ Doğan Kitap/ 374 s. Daha çok uzun süren araştırmalardan sonra yazdığı tarihi romanlarıyla tanınan Nermin Bezmen, roman ve öykülerindeki karakterleri gerçekçi bir anlatımla sunuyor. Yazar, son romanı “Şeytanın İflası”nda “Sırça Tuzak”la başlayan hikâyenin ikinci perdesini açıyor. Yıllardır sanayicilik yapan isim sahibi, saygın bir ai le... Ailenin dağılmasına neden olan bir adam ve onun bir sanayi imparatorluğunu çökerten şeytan planı anlatılıyor romanda. Derrida Sözlüğü/ Charles Ramond/ Çeviren: Ümit Edeş/ Say Yayınları/ 188 s. Dünyanın en çok okunan, çevrilen ve yorumlanan filozoflarından birisi olan Derrida, en yenilikçi isimler arasında da ön sırada yer alır. Bu denli ilgi gören Derrida felsefesinin özelliği, sürekli, çabuk çoğalan ve çoğu zaman kışkırtıcı biçimde sözcükler yaratmasıdır. Onun için sözcükler, kavramlara ulaşmada sıçrama tahtası değil aksine, onlar için birer engel ya da tuzak konumundadır. Derrida felsefesini daha iyi anlamak için hazırlanan bu sözlükte Charles Ramond, Derrida tarafından en çok kullanılan ve yinelenen belirsiz ya da bileşik sözcüklerin belli başlı olanlarına yer veriyor. Açlığın Sofrasında/ Muhsin Kızılkaya/ letişim Yayınları/ 240 s. Çocukken soğuk kış gecelerinde, soba ateşinin etrafına kurulup dinlediği hikâyeler, masallar, destanlar, belleğinde yer ederken, öykünün bir yerine sızmış olan yemek bahsinin hep özel bir yeri olmuş Muhsin Kızılkaya için. Kulağına çalınan onca kan, gözyaşı ve acının arasından, buram buram yemek kokuları dolmuş burnuna. “Açlığın Sofrasında”, okuyucuları düğünlerden alıp mir konaklarına götürüyor, beylerin şölen gibi sofralarından kaldırıp bir içli köftenin insanın başına neler açtığını gösteriyor. Kulağına dolanlara bir dengbêj olup ses veren Muhsin Kızılkaya, ecinnilerden Nasturilere uzanan türlü hikâyeler de anlatıyor. Aslında çok da tanınmayan bir kültürün, türlü hallerinde acı tatlı yansımalarını göstermeyi amaçlıyor yazar. Bildiğin Gibi Değil/ Röportaj: Rojin Canan Akın, Funda Danışman/ Metis Yayınları/ 310 s. “Bildiğin Gibi Değil”, iki genç araştırmacı Funda Danışman ve Rojin Canan Akın’ın, 90’lı yıllarda çocukluğu Güneydoğu’da geçmiş Kürt gençleriyle yaptıkları on dokuz söyleşiyi bir araya getiriyor. Gençler, yoğun bir şiddet ortamında geçen çocukluklarını ve ilkgençlik yıllarını anlatıyorlar: Türkçe bilmedikleri için gerizekâlı muamelesi gördükleri, zaman zaman ajanlık teklifleri aldıkları eğitim hayatlarını; babalarının, analarının, kardeşlerinin, arkadaşlarının gözlerinin önünde dayak yediği, öldürüldüğü, koruculuğa zorlandığı, evlerinin kurşun yağmuruna tutulduğu aile hayatlarının... Kitap, bu Kürt gençlerinin Batı’daki, büyük şehirlerdeki akranlarına bir iç dökmesi olarak da ele alınabilir. Terk Edildim/ Matt Dunn/ Çeviren: Filiz nceoğlu Öztürk/ Doğan Kitap/ 362 s. Matt Dunn’ın kaleminden bir romantikkomedi “Terk Edildim”. On yıllık kız arkadaşı Jane, arkasında sadece bir mektup bırakıp Edward’ı terk eder. Bütün eşyalarını toplayıp ola¥ bilecek en uzak yere, Tibet’e gider. Ona yazdığı CUMHURİYET KİTAP SAYI 1116