20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devamı. ya başladm, neden? Oğretmen olmam, çocukların okuması gereken yapıtları inceleınem ve onlar için yeni ve farklı kitaplar yazmamı sağladı. Çocuk kitaplanndaki olumsuzluklar, bu alanın sömürülmesi yolundaki kimi çirkinlikler ve düşünce hırsızlan beni rahatsız ediyordu. Yayınevlerine gönderdiğim mektuplann, düşünce hırsızlarını irdcleyen yazılanmın dikkate alınmaması yeni ürünler oluşturmamda etken oldu. Çocuk edebiyatını kendime dert edinmemin nedenJeri öyle çok ki hangisinden başlasam bilemiyorum. Ama artık günümüzde benim gibi özgün şeyler düşünenler var, buna seviniyorum çocukların adına. Yazarların çok azı da olsa yeni ve nitelikli yapıtlar sunuyor çocuklarımıza. Dertleri de çocuklaruı iyi şeyler okumalan, bilgilenmeleri, kendilerini iyi ifade etmeleri ve dili kavramaları... Bu yüzden ardar gibi kendi ballaruıı yaratıyorlar. Fakat yayınevleriyle içlidışlı olanların böyle düşünmedikleri de bir gerçek. Çocuk yazınını sömürü alanına çevirenlerden hepimizin hesap sorması gerekiyor. Bu bakımdan benimkisi yalnızca küçük bir adım o kadar. Söz çocuk kitaplartndan açılmısken sorayım: Çocuk kitaplanndaki olumsuzluklar neler? llk aklımagelen, yaş gruplannın belirtilmemesi. Özensiz basılmış olmaları. Kötü kapak, kötü sayfa düzeni. Resimli olanların uygun resimli olmayışları. Çocukların algılayamadığı sözcüklerle yazılmış olmaları. Kanıksadığımız masallann, fabllerin ve didaktikliğin ötesine geçilememesi. îlk elden geliyor aklıma. Bu konuyla son btnoru: Çocuklar için yapıtlarda neler olmalt? Dil yalın ve hedef çocuklara uygun, konu akıcı olmalı. Paylaşımcı, çağdaş, hoşgörülü, birlikte çalışmayı ve öğrenmeyi, doğaya ve cevreye sahip çıkmayı öne çıkaran,, ama oütünüyle öğretici olmayan özellikler taşımalı. Okuma alışkanlığından çok bilinçli okumanın kapısını açacak üze sahip olmalı. Bunu uzatmak olası, ama bu kadarı yeter diyorum. Sevgili Tacim, sen konuştukça ben soru çtkartyorum sözlerinden. Şimdt sanki çocuklartmtz daha çok okuyor, yanılıyor muyum? Bir de kitabın kalitesini, tyıftğini ödül belırler mı? Senin için ödüllerin bir anlamt var mı? Sevgili Muzaffer Izgü'nün, "çocuk okuru olmayanın kitaplarını okuyacak büyük okuru da olmaz mealinde bir sözü var. Bunu katılmamak olanaksız. Bizden öncekilerin, çocuk yazını alanındaki ürünleri olmasaydı biz, bugün halen onları ve ardıllarını okumazdık, değil mi? Bizim de çabamız böyle olmalı diye düşünüyorum. Sonra gerçekten de çocuklar ülkemizde okumuyor olsaydı Yayıncılar Birliği'ne bağlı binin üzerinde yayınevinin %80'i çocuk kitapları yayımlar mıydı? Kitabın iyi olup olmadığını ödül belirlemez. Daha önce söylediğim olumlu özellikler belirler. Benim için ödülün bir tek anlamı var: çocuklar için doğru yol*•" Ögretmenlikle edebiyatı bir arada sürdüren yazar Tacim Cicek da olduğumu göstermeleri. Borgei, Burgın ile söylesisınde ". Hıkâyenizı beğenaik ama ne demek istediniz bu hikâyeyle" diye soruyor. Cevap şu. "tiiçbirsey demek istemeaım. Anlatmak ıstediğim, sadece hikâyenin kendisiydi. Eğer daha da yalın bir şekılde, daha basıt kelımelerle anlatabiheydkn öyle yapardım. "Hikâyenin kendisı zaten kendi gerçeğıdır değil mi?" der. Senin bütün öykülerin bu aîtnttya uyuyor. Düşsel olanı seviyorsun. Merak eaıyorum, öykülerini ve yazma sürecinin ruhsal durumunu nasıl betimleyebilırsın ? Içine doğduğumuz hayatın dikenlerinden, çukurlarından ve ateşlerinden etkilenmemek olası mı? Toplumun bir parçası olan sanatçının / yazarın, toplumu etkileyen sorunlardan uzak durması olacak şey mi? Şimdi, en küçük parmağımıza batan bir diken de olsa; parmağımızı mı çekeriz, yoksa kolumuzu mu? Işte sanatçının/yazarın doğasına uygun olan bu ruhsal durumu öyküsünü oluştururken (yaratısını deyip genelleştirelim istersen) göz önünde bulundurur. Günümüzde, sanati; olumsuz hayatın koşullarını olağan gösterip insanlara kabul ettirmek için araç olarak göstermeye çalışanlara lcarşı dıngin, direngen ve devrimci ruh haJini hep diri tutmak zorundadır her sanatçı/yazar. Bu bağlamda sanatçının tavn, bir parçası olduğu toplumun önünü güzelliklere açmak yönünde net olmahdır. Içine doğduğu toplumun muhalif ve müdahil oireyi olanlann kişiliği ve ruh hali /Gea'nın oglu Anteus'un ayağını toprağa sımsıkı bastığı gibi ohnalıdır. Gücünü kendisini doğuran, emziren anasindan, toprağa bağlılığından alırdı çünkü, o. Anteus, ayağını yerden kestiği için Herkül'e ye Yazar ve topium nilmiştır. / Topluma sırt cevirmek ve 'bir gram bal için Dİr çeki oaun..' yedirmek olursa, karşılığını bulamaz ve topium bir 'Herkül' gioi onun ayaklarını yerden keser. Yazar öyküsünü kurarken yalnızdır elbet, ama bir parçası olduğu toplumun da içindedir düşüncesiyle. Bu konuda Nâzım Hikmet'e kulak vermek gerekiyor: 'Beynimiz bal yoğuran / bir kovan üna bal dolduran / arıdır hayat.' Eğri oturup doğru konuşmak gerekiyor şimdi, yanlış mı söylüyor oüyük ozan? Yazarlar isteseler de kendilerini içinde yaşadıkları toplumdan ve çevreden soyutlayamazlar. Nasıl yaşarlarsa öyle düşünür ve üretirler. Toplumun önündeki kamufle edilmiş tuzaklan göstermek durumundadır. Tutkularla donanmış, tepkisiz, ruhsuz ve donanımsız bir sanatçı karşıhk bulamaz ve karşıhk bulacak ürünler yaratamaz. Güzel yapıtlar, tutkulardan değil kaygılardan doğar. Şimdi bunca sözden sonra sorunun başına dönecek olursam, Borges'in söylemine olduğu gibi katılıyorum. Okura ulaşınamıs öykü kitaplanmı okuyanlann ortak söylemi "ne demek" istediöim. Anlaşılmaması. Hikâyelerim gerçekliklerini içinde taşıyorlar, ama... Sorun kimde anlayamıyomm. Aslında anhyorum da... "Fantastik, düsscl, gerçeküstü anlatım denince, ille de bir takım duyguların, bireysel sorunların anlatımı olacak zannediliyor, sizin öyküleriniz bunıın bir yanılgı hem de büyük bir yanılgı olduğunu ortaya koyuyor; hem, fantastik, düşsel, gerçeküstü anlatımın tadını, hem de toplumsal bilincin güzelliğini taşıyarak." diyen Adem Eryürük'ün Ortak söylem BlHnçH okunn saptamasmı anımsatmak istiyorum. Anlaşılmaz görülen öykülerimin anlaşıldığınınbirkanmda(TCK.311./312.md.lerinin 1. ve sonuncu fıkralarına göre suç sayıldığı için) yargılanmış olmaıarı. Yaztlartnızı ilgiyle tzlıyorum. Konulara değişik bir bakıpnız, yalın, içtenlıklt bir anlatımtmz var. Sosyal konuları edebi bir hava içinde ustalıkla tşlemesinı biliyorsunuz "Aykırı Sevdalar Söylencesi" adlı kitabımzı okudum. Sürüklcyici, düsündürücü bir anlatımımz var. Çıçeklı dilinizle bir deneme havasım yansıttyorsunuz. Bu denli özgün çaltşmalarınızı yazınımız ıçın kazanç olarak göru'yorum, gerçekten. Sizisarsan, uyaran yazmantzı ateşleyen romancılar, öykücüler var mı? Kendinize yaktn buldug'unuz adlartn ürünlerini değerlendırırken nasıl yararlamrsıntz? Doğrusu bu güzel değerlendirmen için yürekten kutlarım seni. Bunları hak ediyormuyum, bilemiyorum. Bir kere Piramidin en tepesindeki eleştirmenlerden, en alttakDere kadar kimse benim ürünlerimi değerlendirmedi. Aslında bu gerekli mi diye sormadan edemiyorum çoğu zaman kendime. Yanırlarım net değil. Kitaplarımı yolladığım halde hiç birinden bir tümcelik not bile alamadım. Çünkü... neyse bu çünkünün açılımı da bana kalsın. Şimdi, beni sarsan, uyaran, yazmamı ateşlevenler hem bizden hem de dünyadan o kadar çok ki, birinin adını unutursam, sonra anımsa'yıp üzülmeyeyim diye söylemek istemiyorum. Belli bir dünya görüşüyle yazınsal anlayışlannı birleştiren, şiir, öykü ve roman sınır larını genişleten ve sanati araç görüp insanlığa hizmeti amaç edinenler beni ateşleyenlerdir. Kendime yakın bulduğum adların ürünlerini değerlendirirken 'ince eleyip sık dokumak klavuzum olur. Beynimi bal yoğuran bir kovana benzettiğimden, beynime bal doğuran arıları sevgiyle özümsüyorum. Kendime şöre soğuruyorum. Ne yalan söyleyeyim, kendime yakın adların ürünlerini değerlendirirken, bu ürünler karşısında kendimi 'lspinoz Kuşu'na benzetiyorum. Bu kuşun özelliğidir kıskanç olmak.. Günümüz öykücüMiğü Günümüz öykücülüSünde estetik kaygtnın edebiyatımıza sağıadtlt katkılar nelerdır ve öykümüz bugün dunya öykücülüğü ile kıyaslanırsa ne durumdaatr? • Günümüz öykücülüğünde estetik kaygının edebiyatımıza sağladığı katkılar, okurun büinçlenmesiyle orantılı g c lişiyor düşüncesindeyim. Okurun bilinçlenmesi, en iyimser tanımlamayla, okuma eylemini üç öğün beslenme gibi bir beyinsel beslenme olarak görmesi ve algılaması. Bu, 'boş zamanı değerlendirmek için okuma' değerlendirmesi 'yazma'yı geriletecektir, natta kurutacaktır. Okurun büinçlenmesi, sanatçının estetik kaygıyı daha çok hesaba katmasını gerektirecektir. Bunu göz önünde bulunduran ve bu gerçeğe göre gelişen okursanatçı damarı vardır ve bu çok sevindiricidir, cılız da olsa. Bu yüzden günümüz öykücüleri estetik kaygıyı artık eserdeki güzellik olarak algılamıyor. Ve bu 'güzelRk'ten kaynaklanan nitelik ile yetinmiyor. Edebiyatın 'öksüz çirkin'(!) ona değer veren öykücülerin (Aziz Nesin'in Öp Beni Okşa Beni" isimli masalımsı anlatısındaki yılanın öpücüklerle çok güzel bir kıza dönüşmesi gibi) içtenliği ile edebjyatımızın 'yazın güzeli'ne dönüşüyor. Öykümüz bugün nicel ve nitel olarak bir verde, ama dünya öykücülüğüyle kıyaslandığında yeni yeni yürüyen 'çocuk' diyebilirim. Kurumlann ve bireylerin çabalarıyla 'dünya okuru' karşısına çıkan öykücülerimize dayanarak öykücülüğümüzü abartmamalıvız. Yani şiirde, romanda 'boynuz kulağı geçmedi' ki. Değil mi? Ve karamsar da değifim, biline. Peki sırada neler var? CUMHURİYET KİTAP SAYI 683 Tacim çiçek (solda), şalr Hasan Hüseyln Yalvac İle binikte. SURfMEZ DAIMA HUKMU ACIN1N Yaşamın Özge Yorumu/ l'actm Çiçek/Telos Yayınaltk / « s. SAYFA 4 Ellerimiz Tırpandır KcıytJTacım Çiçek/Gerçek Sanat Yaytnlart /61 s. Beyaz Kısa Panüdon/Tacim Çtçek/Ozan Yaytnlart /% s. Süremez Daima Hiikmii Acınuı/Tâcım Çiçek/Seçkt Yaytnctltk /56 s. Aykırı Sevdalar Söylencesi/7ö« w Çtçek/Ayktrt Sanat /90s. Gül Yaşam/Tacim Çtçek/Aykın Sanat /64s.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle