19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

tirilmesinden üretilen katır örneği bilindiğinden, buna benzer bir bağın okurca kurulabileceği varsayıldığından herhangi bir açıklamaya gerek duymamış olabilir. Kısır uzayhlar konusu açılmışken bir başka ünlü bilimkurgu yazarı Edmond I lamilton'un Ölümsüzlcr Ülkesi Althar romanından da bahsetmek gerekir. 1 ler kuşağın kendi ailelerinden farklı özelliklcr taşıyan bir soyun dördüncü kuşağının "tamamcn kısır olup kendi soylarının yok oluşunu anlatan bir roman bu. Althar'ın güneşinin ışınlarının biyolojik değişime uğratması nedcn olur buna. Bu arada iki buluş insanların moral yapılarını ctkilcr. Ağız yoluyla gcbelikten korunrna ve kan analizi iie bir çocuğun babasının saptanabilmesi. îki bin yılına üç kala bu buluşların olağanüstü biryönlerinin olmaması, bizi etkilemcmcsi çok doğal; ancak her şcyden önce bu kitabın 1953 yılında yazılmış olması. Kitapta toplumsal bir clcştiri olarak sunduğu, insanların tclevizyon yüzünden yayınlanan her şeyi olduğu gibi pasif süngerler halinde almaları ve hiçbir şcy yaratamamaları, özel yaşamların anlamını yitirmesi, tek etkinliklerin ise televizyonda yayınlanan çeşitli aile dizilerini seyretmekle sınırlı kalması gibi.. Bugün bilc birçok sıradan ailenin konuşma konuları seyrettikleri pembe diziler veya kendi beklentilerine denk düşen televizyon programlarıyla düzeysiz vc sınırlı kalmasına şaşmamak gcrck. Pavyon kültüründen öteyegitmcyen eğlence programlarımn her kanalda boy göstermesi insanların beğeni düzeylerini düşürmesi, yazarın 1953 yılında yazdıklarının günümüzde büyük ölçüdc gerçek leşmesi yazarın her zaman olduğu gibi, öngörülerine denk düşmektedir. Buna benzer bir başka bilimkurgu yapıtı ise W. Tevis'in romanından uygarlanan David Bowie'nin oynadığı Dünyaya Dü; şen Adam (The Man Who I elJ to Earth) rilmi de televizyonun bir uzaylı üzerindeki olumsuz etkisini anlatır. Arthur C. Clarke kitaplarında genellikle uzaylılan fiziksel yapılarını betimlemekten kaçınır. I Jer ne kadar tanrısal olarak nitelendirenler şeytanın kötülüğe uygun bir şckildc insanların betimlemesine uygun düşse bile, bunların üstünde yer alan Yücedimağ'ın nasıl olduğunu belirtmez. Uzaykların betimlemesini okurun hayal gücüne bıraktığı bir başka yedi ciltlik başyapıtı olan Rama romanlannda da görüyoruz. (Bu romanın beş cildi Türkçeleştirilmiştir) Uzaylılarea iletişim kurmak, ya da daha cüretli bir kurgulama ile "extraterrestre"lcrlc yalun temas sağlamak bilimkurgu yazarlarının vazgeçemedikleri önemîi bir tema olmaktadır. Büindiği gibi evrende milyarlarcagökada (galaxi) var. Ve her gökadada milyarlarca yıldız ve her yıldızın birkaç gezegeni olması varsayıldığında, evrendeki gezegen sayısı hakkında bir bilgi verebilir. Unlü bilim adamı ve bilimkurgu yazarı Isaac Asimov Dünya Dışı Uygarlıklar adlı incelemesinde, varsayımlar üzerinde matematiksel hesaplamalarla sadece bizim dünyanın bulunduğu galaxide, teknolojik uygarhk aşamasına gelmiş 530.000 gezegenin olabileceğini söyler. Evrendeki gezegenlerin sayısı yanında son derece mütevazı olan bu rakam bile bizim uzayda yalnız olmadığımızı göstermeye yetiyor. Ancak ilginç olan, bilimadamlarından önce bilimkurgu yazarları hayallerini zorlayarak başka uygarlıkların varlığını zama yitirmeden yazmış olmaları. Luikanos'un Olmuş Bir Öykü ve Voltair'in Mikromega öykülerinden sonra uzaylılar H. G. Wells'in Dünyalar Savaşı (The War of the Worlds) romanında Marsldarın işgal amaçlı dünyamıza saldırışını işlediği gibi kıyıcı, Spielberg'in sinemaya kazandırdığı William Kotzvvinkle'nin unutulmaz kahranıanı ET gibi son derece sevimli ve barışçı da olabilirler. SAYFA 8 Uzaylılarla lletlşim Ya da Michael Crichton'un Uzay Mikrobu4nda (The Andromeda Strain) anlattığı şekilde ölümcül bir mikroorganizma da. Ancak uzaylıların varlığından öte, bilimkurgucuların başını ağrıtan da uzaylılarla nasıl iletişim sağlanabileceği sorunııdur. Yine Spielberg tarafından sinemaya aktarılan ünlü Buluşma (Close Encounters of tha Third Kind) filminde bu sorun müzikle aşılmakta, müzik her zaman olduğu gibi evrensel bir dit halinc gelmektedir. Ama eğer bir de uzaylılar kendilerini gizliyorlarsa. Arthur C. Clarke Rama adlı ünlü romanında uzaylılan şekil ve boyut olarak bir bctimlemc yapmaksızın gizemli bir şekilde merakımızı provoke ederken, amaçlarının ne olduğu konusunda da romanın ilk ciltlerinde nerhangi bir ipucu vermez. Uzaylıların varlıkları konusunda Asimov varsayımlardan yola çıkarken, Arthur C. Clarke Geleceğin Çehresi adlı incelemesinde, bilimsel gelişmelerden esinlenerek ileride olası gelişmelerin gerçekleşme olasılıklarını kcsin bir şekilcie tarihlendirerek 2100 yıllarında uzaylılarla bir ilişki kurulabileceğini söyleyebiliyor. Ay'a ve gezegenlere gidış üzerine yaptığı tahminlerde yanılmayan Arthur C. Clarke uzaylılarla karşılaşmaya da kendi mantık çerçevesinde, bilimkurgucu kimliğinin verdiği cürctle tutarlı bir tahminde bulunmaya çalışıyor. Daha önce 1983 yılında Rama ile Buluşma (Rendezvous with Rama) adıyla yayımlanan roman bu konuda vcrilen hemen hemen bütün ödülleri almıştır. Hugo, Nebula, John W. Cambell Memorial, British ScienceFiction.Jupiter... Romanda her şey 2130 yılında uzay nöbetçisi diye adlandırılan uzaydaki gözlemevinin Mars'taki radarlardan aldığı, yeni keşfedilen asteroidlerin incelenmesiyle başlar. Jüpiter'in yörüngesi dışında fark edilen ve 31/439 numaravla kodlanan bu cisim kendi başına hareket eden 50 km uzunluğunda, 20 km çapında silindire benzeyen düzgün bir şekıldir. Içinde geniş caddelerle bölünmüş birkaç yüz tane bina bulunan bu silindirik yapıda binaların hiçbirisinin penceresi ve kapısı bulunmamakta, otuz beş metre yüksekliğinde dikdörtgen olan bu yapıların hiç bağlantı ve ve ek yerleri de yok; yerin içinden fışkırmış gibiler. Hiçbir canlının izine rastlanmayan bu yapma göktaşı tüm gi zemiyle okuru bilinmeyen bir dünyanın içine çekmekte sanki. Esrarengiz yapının içindegüneşin uoğuşunu andıran güçlü elektriksel olaylar yanında güçlü Fırtınalar, yapma güncşin etkisiyle eriyen buzulların oluştuğu deniz ve denizin fırtınalar sonucu kabarması, uçurumlar, vadiler gibi dopayı andıran oluşumlar bu yapay dünyanın hiç de sakin olmadığmı anlatmaya yetiyor. Ancak öyle mi? Diğer ciltler okundukça sakin olmayanın bu yapay dünyaya girip de çıkamayan insanların olduğu görülüyor. Rama'yı yöneten güçlerin son derece sakin ve bilinçli olduğu hissedilir. Rama'nın içinde zorunIu bir gcziyc çıkan insanların ve Rama içinde araştırma yanan ekibin kişisel çıkar ve beklenti içinde olmaları, okuru bir taraftan uzaylıların gizemi hakkında düşünmeye zorlar. Diğer taraftan her yönüyle bizden olan, çekişme ve hırslarıyla derinliğine vcrilmiş kişilikler okurun sıradan bir romanla Karşı karşıya olmadığı gösterir. Rama'nın içini araştıran uzay gemisi Endeavour'un mürettebatını ve sentetik genlerle ürctilmiş cinsiyctsiz, son derece zeki maymunları karşılayan, örümceğimsi, üç bacaklı, üç dokungaçlı, basit bir kas sistemine sahip olan karmaşık beyinli yaratıklar olur. Pile bcnzeyen bir enerji kaynağıyla, yemeleri ve soluk almaları gcrekmcyen biyolojik robot olan biotlaruır bunlar. Yapay gezegen Rama ile bir eksik paradigma oluşturan Arthur C. Clarke ampirik dünvamızın normlarına, kural ve alıskanlıklarına uymayan konuklarımızla bilimkurgunun en önemli işlevi olan "yadırgatma" ile bizi, ufkumuzun çok ötesinde dış dünyalara düşüncclerimizi yönetmemize çağrı yapıyor. Uzaylılar ve amaçları konusunda iyimser bir nava yaratmasına karşın, yine de dıs dünyalı konuklarımızın gerçek anlamaa niyetlerini ilk ciltte açıklamayıp, her şeye karşı temkinli olmamızı söylerken ae insanlığın tüm kazanımlarına ve birikimine de göndermeler vapmakta. "însan ırkı bilinciyle yaşamatc zorunda, canlı kalmak her şey değil" derken aslolanın evrende yaratıcı zekânın özgür olması ve sürekliliğine vurgu yapması. Birinci Rama şöyle bir yoklayıp dünyamızdan gcçip gittikten sonra etkisi insanların üzerinde müthiş olur. En azından uzayda yalnız olunmadığı anlaşılmış, in sanoğlu kozmosda konumunu yeniden gözden geçirmeye zorlanmıştır. 2196 yılında, Rama'nın ikinci kez gelişinde insanoğlu bilgi iletişim konusunda daha gelişkin ve olaylara daha hazırlıkhydı. Ancak Rama'yı incelemeye alan ekibin birey olarak çok farklı konumlarda olmaları ve kişisel intiraslarını öne çıkarmaları nedeniyle yine de umulan gerçekleşmez. Cinayet, kaza ve kazalardan umulan bcklentiler, içten pazarlıklı kişiliklerin romanda yerli yerine oturtulması iyi bilimkurgu iyi edebiyattır söylemini hakh çıkartmaktadır. Bir taraftan bilimkurgunun bilimsel ayağıyla dengelenmeye çalışılan ilkel büyü gösterimi, diğer yandan dini yönü ağır basan general/papaz gibi kişilikler romandaki kurgulanımı zenginleştirmekten öte, yazarın metafizikçi yanının ağırbastığını göstermcktedir. Nicole des Jardins nasıl genç kuşağın tanrıtanımaz ve bilim ağırlıkfı kişilik yapısını simgeliyorsa, Gencral O'Toole da dini bütün, ama bilimle dini sentezlemeye çalışan eski kuşağı simgelemektedir. Ancak uzayda insan soyunu devam ettirmek kaygısı öne çıkınca bu iki farklı kişiliğin çocuk yapmaları kaçınılmaz olur. Artık beğeni ve sevgi gibi unsurlar, ahlaki değerler de uzayda insan soyunun devamı için bir an geriye itilmiştir. Rama, Nicolc, O'Toole ve Richard'ı alarak merkez üssüne dönmeye başlamıştır. Ekip içindeki çekişmeler vc çıkar çelişkilcri geri planda kalmış, sıra bu üç insanın uzayın derinliklerincıe Rama'yı inşa eden üstün zekâ sahipleriyle tanışmasına gelmişti. Ancak ana üsse vardıklarında bu üç insanla, bunlardan olan çocukları yapma kuş türünden robotlar karşılar. Ana üs yine dünyalıların hayal gücünü aşan bir özelliğe sahip. Node, uçlarında üç saydam küre olan bir eşkenar üçgcn nalindedir. Üç küresel modülü birbirine bağlayan ve ulaşım için kullanılan üç kenarın her biri, yüz elli kilometreden uzundur, kürelerin çapı 25 km'dir. Nodc'in ilk görevi galaksinin her bölümündeki yaşam biçimlerini kataloglaştırmak ve uzaya çıkanlar hakkında veri toplamak, uzay gezeinlerinin evrimsel düzeni bozacak engelleri en azına indirmek ve yaşamsal veriyi elde etme olasılığını arttırmak. Tanrısal bir amaç olarak görülen tüm bunları programlayan ve sistcmleyenlerin hiçbiri ortalarda gözükmez. Sadece iletisimi ve verilcn emirleri uygulayan robotlar ortalarda dolaşır. Rama yeniden güneş sistemine dönmeyi kararlaştırdığında, bu kez amaç her iki cinsten, her yastan ve farklı kültürden gelen insanları alıp uzaylıların merkez üssüne götürecektir. Bunun için görevlendirilenler ise Nikole eşi ve çocukları olacaktı. Alınan insanlarla birlikte geri dönülünce bu kez normal bir kent ve köy haline dönüştürülen Rama'da insanların bilinen klasik çekişmeleri ve çelişkileri boy gösterir. Başkanlık seçiminde uygulanan yöntemler, Amerika'daki klasik seçim çekişmelerini ve gerilim romanlarına konu olan entrikaları andırır. Uzaylıların temsilcisi ve özel bir misyonla yüklcnen Nicole dünyalı denekler taraftan anlamsız gerekçelerlc idamla cezalandırılır. Rama, insanın uzaylılarea tanışmasını bir dizi bilimkurgusal temalarla birlikte, mistik ve büyü gibi bilimdışı öğelerle bezeli büyük hacimli bir roman. Tannsal birtakım metafizik kurgulanımlar yazarın diğer romanlarında olduğu gibi ağırlıklı olmasa bile etkinliğini sürdürmekte. Bilimkurgunun sağcı, metafizikçi ve mistik yönü ağır basan ve her şeye karşın bilimselliği elden bırakmayan dev yazarıdır Arthur C. Clarke. Sadece bilimkurgunun iflah olmaz okurları için değil, bilimselliğe ilgi duyan herkesin okuması gereken bir yazardır. Ancak yine de düşük yoğunluklu bir uyuşturucu niteliğinde olduğu da belirtifmeli. Ağır edebi romanlardan yorulanlar için. • CUMHURİYET KİTAP SAYI 392 Biümıhşı ögalar TÜRKCEDE ARTHUR C. CLARKE 1 Geleceğin Çehresi, Yapı ve Kredi Bankası Kültür Yayınları, 1970 2 2001 Uzay Yolu Macerası, K. Yayınları 1973 3 2001 Bir Uzay Destanı, Deniz Kitaplar Yayınevi, 1983 4 Susuz Deniz, Baskan Yayınları, 1984 5 Kara Güneş, Baskan Yayınları, 1984 6 Şafak Projesi Phobos, Baskan Yayınları, 1983 7 Son Nesil, Cep Kitapları, 1984 8 Uzayda Serüven, Kelebek Yayınları, 1984 9 Rama îlc Buluşma, A. Geray Bilimer, 1983 10 Rama, Kavram Yayınları, 1995 11 Rama 2, (Birinci Kitap) Kavram Yayınları, 1996 12 Rama 2, (Ikinci Kitap) Kavram Yayınları 1996 13 Rama Bahçesi (Birinci Kitap) Kavram Yayınları 1996 14 Rama Bahçesi (Ikinci Kitap) Kavram Yayınları 1996
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle