23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler ler de okuru, şimdiye dek yazılanlardan farklı düşünmeye zorluyor. Kitapta da görüyoruz ki, her yerde "kadın"ın rolü, aynı. Kadın; ana, eş, sevgili... Sevginin, özverinin simgesi. Peki öyleyse, ciselliğe, ilaca, alkole, işine, insanlarabağımlı kadının (ve erkeğin) bağımlılıklarının gerisinde yatan ne? Çocuk yaştaki tccavüzler, ensest ilişkiler, yanlış bilgi ve yönlendirmeler, kadını erkeği cinsellikle birlikte başka bağımlılıklara nasıl taşıyor? Tecavüz, dayak her ülkedehalagündemde... Savaşta ve barışta tecavüzler yaşanıyor." Kadın, Cinsellik, Bağımlılık" salt kadınlara değil, herkese önereceğimiz bir kitap, birkaynak. Öliim Kuşun Kanadında / Celal Başlangıç /Ümit Yayıncılık/228s. , Binlerce Kürt yürüyor; çoluk çocuk, kadın erkek; hastası sağlıklısıyla. Ölümü arkada bırakmanın sevinci içindeler. Yaşamı, Türkiye sınırından geçince yakalayacaklarına inanıyor hepsL.Üstelik 1988'deSaddam'ın "bombayı kimyası"nın acıları henüz unutulmamışken, yağmur çamurda yürüyor Kuzey Iraklı Kürtler... 1991'deki bu göçün, Kuzey Iraklı Küttlerin yaşam kavgasının tanığı Celal Başlangıç. Uçaklardan atılan yiyecek giyecek kolileri bile ölüm getiriyor onlara. "ABD'yegüvendik.Saddam'a karşı sarıldık silaha" diyorlar. Körfez Savaşı'nda Saddam'ın karşısına dikilenlerin, kendilerine ilgisiz kalışının nedenlerini düşünüyorlar. Celal Başlangıç, yalnızca Kuzey Irak'tan kaçan Kürtleri değil, Türkiye'de yaşayanları da kitabının kapsamı içine almış. Kimi yer ve zamanlarda ölümü çok yakınında duyumsarinsan. "Nereyeko. nacağı belli olmayan bir kuşun kanadındadır, sanki ölüm" diyor Başlangıç, bu duyguyu tatmış bir gazeteci C U M H U R İ Y E T K İ T A P olarak. Kitapta okuyacaklarınız onun görüp yaşayıp gözledikleri... Şubattan Geçen Yol /Anna Seghers / Çeviren: Saadet Özkal/Kabala Yaytnevi/226 s. 1934 Şubatı'nda Avusturya işçileri faşist Dollfuss rejimine karşı ayaklandıklannda Anna Seghers bir yıldır Paris'te sürgünde yaşıyordu. Ayaklanma beş gün içinde bastınldı, önderi Koloman Wallisch asıldı. "Şubat", Avrupa faşizminin genel bir provasıydı. Yenilgiden iki nafta sonra Anna Seghers olayın izlerini araştırmak üzere Avusturya'ya gitti. Bu yolculuğun ilk ürünü "Koloman Wallisch'inSonYolu"adlı öyküoldu. 1935'tebunu "Şubattan Geçen Yol" izledi. Roman, belgesel değeriyle olduğu kadar, yazılış tekniği ile de ilgi çekmişti. Avrupa Feodalizminin Evrimi / Selim Somçağ / Bağlam Yaytnevi/136 s. Batı Avrupa'nınkapitalizme nasıl geçtiği sorusu, kendi içdinamiği ile kapitalizme geçemeyen ülkelerin büyük çoğunluğundan farklı olarak 16., hatta 17. yüzyılda bile birçok alanda Batı Âvrupa ile boy ölçüşebilecek bir medeniyete sahip olan Türkiye'den bakıldığında, Türkiye'nin neden kapitalizme geçemediği sorusuyla bütünleşmektedir. Elimizdeki çalışma Avrupa feodalizminin ortaya çıkışından kapitalizmin douşunun ilk şartı olan serflik işkisinin çözülmesine kadar ki evrimi inceliyor. ulaşmalarının 500. yılında dünyanın çeşitli merkezlerinde bir dizietkinIik düzenlendi. Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü, 1214 Ekim 1992 tarihlerinde düzenlediği "Amerika'nın Keşfinin 500. Yılı Toplantıları"nda bu konuda kendi sözümüzün, kendi açıklamamızın olması gerektiğinden hareketle, sorunu bir başka yönde kurcalama çabası içinde oldu. Bu kitap, sosyolojinin temel konularını ve Türk tarihini de yakından ilgilendiren söz konusu olay ve gelişmeler hakkında bilim adamlarımızın görüşlerinin ortaya çabasının bir ürünü. Elifin Öyküsü / Erhan Bener / Bilgi Yayınevi/224 s. ' • Elif.gelişailelerin yanına önce evlatlık, daha sonra da çocuk bakıcısı olarak yerleştirilip çalıştırılan Sıvaslı Alevi bir köylü ailesinin kızıdır. "Elifin Öyküsü", onun köyle kent arasında gidip gelen, kültür şoklarıyla, yanılsamalarla, düşlerle ve düş kırıklıklarıyla örülü dramatik yaşantısını konu alan sürükleyici birroman. "Elifin Öyküsü", birçok yönüyle Erhan Bener'in diğer romanlarından oldukça farklı özellikler taşıyor. Her şeyden önce, Bener'in ana rigürü ve anlatımdaki birinci tekil kişisi kadın olan tek romanı. Ayrıca, genellikle kendi aydın tipleriyle tanıdığımız yazarın bu yapıtının kahramanı bir köylü kızı. Yazar bu kez, kent insanını ve aile yaşantısını, içsel psikolojik çözümlemelerle değil, onlann yanına yerleştirilen ve yaşantılannı paylaşan bir köylü kızın gözlemlerine dayanarak irdeliyor. Bu yapıt aynı zamanda, gerçek sosyal ilişkileri maskeleyen iki yüzlü yanılsamalarla örtülmüş sö mürü boyutuyla, "en'sesti" andıran aile içi cinsel taciz boyutuyla, çağdışı bir kölelik olan "evlatlık" kurumunun da acımasız bir eleştirisi. Şeriat Gölgesinde Cezayir / Faik Bulut / Cem Yayınevi/ 320 s. Elimizdeki kitap, Cezayir deneyinin Türkiye'de yaŞP.RIM CK"H .CİRSINIK. şayanlar OZAYtR için neden önemli olduğunu inceliyor. Olayları anlatırken Cezayir tslamının kökünü arıyor, tarihin derinlilderine uzanıyor. Fransız sömürge döneminde Arapîslam kültürünün milliyetçilikle özdeşleşen yönlerini irdeliyor. Cezayir ile Türkiye arasında müthiş paralellikler kuruyor. Hem bir roman akıcılığında hem iddialı bir tarih tezi. Bu yüzden Kemalist, Atatürkçü, laik, demokrat, ilerici, Kürt, sosyalist, AleviSünni kesimlerle Islamcıları yakından ilgilendiriyor. Faik Bulut'un elimizdeki kitabının bir özeti, gazetemizde tefrika edilmiş ve büyük ilgiyle karşılanmıştı. Cuma ya da Pasifîk Arafı / Mıchel Tournier /Çev.: Melis Ece /Ayrıntt Yayınları / 224 s. "Cumaya da Pasifik P noza'dan LeviStrauss'a, Hegel'den Sartre'a birdizidüşünüre atıflar içeren bir düşünce romanı olmasına karşılık bir macera romanı kadar da sürükleyici. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren bir örnek. Düştüğü adada Batı kültürünü minyatür boyutlarda yeniden kuran Robinson'un, önce doğanın, sonrada kendine köle yaptığı 'vahşi' Cuma'nın "başkalık"lanyla yüz yüze gelmesi anlatılırken, bütün bir tarih Cuma'nın kahkalarıyla yeniden yazılıyor. Batı akıcılığının ipliği pazara çıkarılırken "başka" türlü düşünmenin ne denli mümkün ve gerekli olduğu gösteriliyor. Yüzün Yarısı Gece/Muzaffer Buyrukçu / Bilgi Yaytnevi /250s. Düşler, denemeler, "f^5Ölj| kitap tanıtmayazıları da yazan Muzaffer Buyrukçu'nun öyküleri, coşkun imgelerle, masalsı çağrışımlarla, şaşırtıcı saptamalarla, inandırıcı gözlemlerle yüklüdür. "Yüzün Yarısı Gece"deki öyküler, boşluğa yuvarlanmamak, ayaktakalmak ve bulundukları noktaları anlamlandırmak için savaşan kişilerin duyarlıklarını, tepkilerini; ruhsal ve bedensel sarsıntılarını anlatıyor renkli, büyülü birdüle. YerAltındaSesIerVar/ Doğan Kaltrctoğlu/Kendi Yaytnı/690s. 1936 doğumlu Doğan Katırcıoğlu, gazeteciliğin çeşitli dallarında çalışmış, ba^arılımeslek yaşamını bir çok ödülle süslemiş gazeteciferimizden biri. Katırcıoğlu, 1965 yılında işçi sıfatı ile Zonguldak Karadon ocaklanna girmişveoradagerçekleştirdiği röportajla da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 1965 yılı Başarı Armağanı'na değer görülmüştü. Katırcıoğlu'nun röportajı bize yalnızca Zonguldak'ın altını enine boyuna aşan kömür ocaklarındaki yaşamı anlatmıyor. O insanların yeryüzüne çıktıklarındaki yaşamlarından da bilgiler veriyor. Kitabın ikinci bölümünde ise Zonguldak'ı ve Zonguldak'la birlikte tüm ülkeyi yasa boğan facialann nasıl ve neden yaşandığını belgeleyen haber ve röportajlar yer alıyor. Katırcıoğlu'nun büyük birözveri ve şık bir baskıyla ortaya çıkardığı kitabını edinmek isteyenler "P.K. 2 Basınköy 34280lstanbul" adresine başvurabüirler. • S A Y F A 13 £ 500. Yılında Atnerika /Recep Ertürk Hayatı Tüfekçioglu/Baflam Yaytnevi/200s. 1492, dünya tarihinde önemli dönüm noktalarından birisidir. Batüıların Amerika'ya S A Y I 2 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle