19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Gelen ve giden mektuplar edilemez elbette. Mektuplarını yayımlayan ya da mektupları yayımlanan pek az kişi vardır ülkemizde. Türk Dili dergisinin vaktiyle çıkarılan Mektup özel Sayısı bu alanda bir MUUFFaUYGMHI seçki gibidir. Esendal'ın üç çocuğuna yazdığı mekeceyansı Mektupları, Salâh Birsel'in çeşittuplar yayınlandığında, bu konuda en kapsamlı mekli tarihlerde çeşitli kişilere değişik konularla tup dosyası oluşacaktır. ilgili olarak yazdığı mektuplardan oluşmakBirsel, bu mektuplarında Türk Dili dergisinin bir tadır. Şunu da hemen söyleyelim ki kitap iki özel sayısıyla ilgili çalışmalannı ortaya koyduğu gibi bölümdür; birinci bölümde onun yazdıklayazın alanında, yaşamda ve insan ilişkilerindeki bazı rı, ikinci bölümde ise ona yazılan mektuplardan bazı kunulara da değinmiştir. Sözgelimi, mektupların alıntılar yer almıştır. Birsel'e yazılan ya da Birsel'in üçünde bazı sözcükler konusunda bilgiler vardır. yazdığı mektuplar bu kadar değildir sanıyorum. Bunlardan biri, Kahveler Kitabı üzerinde dil çalışma1955 yılında yazdığı ilk mektuptan 1990 yüına kadar ları yapan Bahar Kalafat'a, kendi sözcükleriyle ilgili geçen uzun dönemde bu kadar mektubun sözu bile olarak yaptığı bazı açıklamaları içerir. Mektuplarının bazılarında şiir, düzyazı ve biçem konusuna değinmiştir. 19 Aralık 1983 tarihli mektubunda, biçem konusunda şunları yazmış: "10 yılda bir yazarın üslubu değişebilir y a da ilerleme gösterebilir. Şuna inanın ki üslup denilen teleme peyniri hemen şıpınişi ortaya çıkmıyor. Neki benim, dahaŞiirin llkeleri'nden ve 1949'lardaki ilk günlüklerimden başlayan bir üslubum vardır. Bu üslup sonraları öbür deneme kitaplarımda da sürgit olmuştur" (s. 7778). 1 Aralık 1980 tarihli mektubunda ise "Şiir, benim için çok gerilerde kaldı. Bir gün yine ona döner miyim bilmiyorum, ama şiire kapalı bir dünyada yaşadığımız bir gerçek. Ozanlar bile ona gereken saygıyı göstermiyor" diyor, (s. 69). Aynı mektubunda, "düzyazı yazamadıkları için onu aşağılayan şairlere de kızanm. Ama şuna da inaniyorum ki şiirin bir tek dizesi bile koskoca bir yazının anlatmak istediğini bir çırpıda anlatıverir" diye açıklıyor düşüncesini. Günlüklerin en içten yazın üriinü olduğunu söyledikten sonra SALAH BİRSEL "ÜSLUP DENİLEN TELEUE PEYNİRİ HEMEN ŞIPINİŞ/ ORTA YA ÇIKMIYOR • SALAH BİRSEL ÎN "GECEYARISIMEKTUPLAR1" YA Y1MLANDI Geceyansı Mektupları / Salâh Birsel Bağlam Yayınları / tstanbul, 1991 / 120 s. G "Anılara yalan dolan karışır da günlüklere pek karışmaz" diye belirtir bu konudaki görüşünü (s. 82). Eleştiri ve değerlendirme konusunda da bazı açıklamalarına rastlıyoruz mektuplarda. Bir değerlendiricinin, bir günde okurları için 4 kitap okuduğunu yazmasını tuhaf karşılamıştır. "Bir günde dört kitap. Bu ne yüzsüzlüktür. Behey adam, sen okurlar için kitap okumayı bırak da kendin için bir şeyler okumaya bak. Ükin kendini yetiştir" diye çıkış yapar (s. 53). 1940 kuşağının şiirini aşağılamaya çalışanlara da karşıdır ve bunu ikinci yenicilerin yaptığını belirtir. Ona göre "Bizdeki eleştirmenler kültürsüz ve duygusuz olmayı eleştirinin temeli sayıyorlar. İşin tuhafı, buna bir de 'bilimsel eleştiri' adını takıyorlar" (s. 60). Bu konuda benim diyeceğim, kendimin eleştirmen olmayışımdır. Ama gerçek eleştirmenlik konusunda çalışanlar da yok sayılamaz tümüyle. "Hem, değerlendirme bence dünyanın en zor işi. Bu yüzden değerlendirme yazılan yazanlar da hep çuvallıyor. Bizim yazınımızın da, iyisi kötüsünden ayrılmadan gümbürdetilmesi bundandır" diyor bir mektupta (s. 79). Herkesin bildiği bir söz vardır, "marifet iltifata bağhdır" derler; değerlendirme yazanları bir de bu yönden değerlendirmek gerekiyor karusındayım. Birsel, okuduğu kitaplar, dostluklar üzerinde de durmuştur mektuplarında. Kitaplar onun önemli kaynaklarıdır. 19 Kasım 1980 tarihli mektubunda, "..ben yazılarımı çokluk kitaplardan çıkarırım. Ama kitaplarda yaşayanlardan çıkarırım. Bu yaşayanı da bulmakkolay şey olmasagerek. Çünkü kitaplar çokluk ölü şeyleri anlatırlar" (s. 6768) der. Bu görüşü, onun denemeler konusunda yazdıklarını açıklar niteliktedir. Çünkü Birsel, "denemelerindeboyuna insan sevgisinden, tabiat sevgisinden, sanat sevgisinden, kitap sevgisinden söz açmanın insanları güzel ve iyi olan şeylere çekmek için olduğunu söyler" (s. 102). Denemelerinde olduğu gibi mektuplarının bazılarında da kendinden söz etmiştir. 31 Ocak 1973 tarihli mektubunda "Ben elbet toplumcu, yergici bir ozanım. Bunu eski kitaplanm da koyar ortaya" der (s. 19) ve sahte toplumcu ozanlara değinir. 5 Haziran 1975 tarihli mektubunda ise Kurutulmuş Felsefe Bahçeleri'nde kendini o mozayiğin içine koyduğunu açıklar ve o mozayiğin bir parçası olduğunu söyler (s. 3 3). Kuşlan örtünmek'ten söz ederken de "Ben kuşlarla o insafsız (sayyadı bîinsaf) avcıların elinden, bir damlacık canlarını yitiren gençlerin acılarını vermeye çalıştım. Haydar Haydar'daki şiirler hep bu çıkış noktasından yola düzülür. Onları soyut bulanlar oldu, ama siz kulak asmayın, onlar soyut değil soyut değil simgeseldir" (s. 43) diye açıklamada bulunur. Toplumsallık ile yazıları arasındaki ilişkiyi şöyle açıklar: "Benim yazılarım bir bakıma sanatın, sanat erlerinin ululanmasıdır. Bir de yaşadığımız toplum içindeki haksızlıklar, zırtapozluklar, yanlışlıklar, kötülükler, partallıklar beni paramparça etmektedir. Denemelerimin aralarına zaman zaman birtakım çığlıklar (bunlara gözlemler de diyebilirsiniz serpiştiriyorsam, bu saydığım şeylerin zaman zaman gelip boğazıma yapışmasındandır" (s. 78). Görülüyor ki Birsel'in mektupları sıradan mektuplar değil. Onlarda, çeşitli konular ve bu konularla ilgilı görüşleri yalın bir anlatımla, bazüarınca yadırganan sözcüklerden de arıtılmış bir düzenle okura da sunulmuştur. D C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 91 S A YF A 11
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle