25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Fiziği anlamak için... Çağdaş fizikçi Carlo Rovelli, Can Yayınları etiketiyle yayımlanan “Fizik Üzerine Yedi Kısa Ders” adlı kitabında 20. yüzyıl fizik biliminin temel meselelerini ele alıyor ve herkesin anlayacağı bir forma büründürüyor. Basit anlatımıyla dünyayı büyüleyen, 40’tan fazla dile çevrilen kitapta Rovelli, fizik alanında gerçekleşen büyük devrimin “en büyüleyici” yönlerini ve ortaya attığı soruları mercek altına alıyor. Cumartesi 9 Eylül 2017 EDİTÖR: orhun atmış TASARIM: ilknur filiz [email protected] Mazhar şapka çıkardı! 17 MFÖ, yıl sonuna kadar her ay başka bir ismin ağırlanacağı, Zorlu PSM’deki Red Bull Canlı Sahne konser serisinin ilk konuğu oldu Türk pop ve rock müziğinin sevilen grubu MFÖ, yıl sonuna kadar her ay başka bir ismin ağırlanacağı ve www.redbull.com/ canlisahne üzerinden yayımlanacak Red Bull Canlı Sahne konser serisi nin ilk konuğu oldu. MFÖ, önceki ak şam Zorlu PSM İZLENİM Studio’da gerçekleştirilen konser de bir saat sahne de kaldı. MFÖ sahneye çı kıp ilk olarak “Sa kın Gelme” par CÇeıprleank çasını seslendirdikten sonra Mazhar Alanson, ses siz kalan seyirci yi uyandırdı ve şarkıları beraber söy leyince daha değerli olduğunu hatır latarak “Bizimle söyleyin” anonsu yaptı. İşte bu anonstan sonra aslın da konser başladı, böylece MFÖ’nün diğer solisti seyirciler oldu... İzleyi ciler ise gençlerden oluşuyordu. Bu nu fark eden Alanson önce öğüt verir bir tonda “Biz de sizin yaşınızday ken özgürüz sanıyorduk. Her şey öz gür... Ama hayatın dikenli yollarında gittikçe öyle olmadığını gördük” de di ve “Eee mecburen” diyerek “Mec buren” parçasına geçiş yaptı: “Erken kalkmak mecburen, işe gitmek mec buren. Eve dönmek mecburen, mec buriyetten. Oh sesleri oof olunca, her kafadan ses çıkınca. Şaşırınca buna lınca, mecburiyetten. Mecburen mec buren, mecburen mecburen...” Fıstık yeşili ceketiyle sahneye çı kan Alanson gözleri kapalı, gülümse Özkan hayran bıraktı “Şapkasız çıkmam abi” lafını dilimize yerleştiren Mazhar Alanson, MFÖ kon serinde şapka çıkardı! Özkan Uğur’un perdesiz gitarla eşlik ettiği “Güllerin İçinden” parçası sırasında Alanson, parçanın sonuna doğru Özkan Uğur’un çalışını izledi, dinledi ve sonunda da şapka çıkardı ekip arkadaşına... yen bir yüzle sakin sakin, son derece hafiflemiş bir ruh haliyle seslendiriyor parçaları... Fuat Güner her zamanki gibi temkinli ve ağır... Özkan Uğur ise sahnede tam bir deli! Deliriyor sahnede... Enerjisi çok yüksek, aynı zamanda tiyatral bir duruş katıyor sahneye. Alanson da za ten “Özkan’ı maçın sonuna doğru sahaya süreriz” diyor ve sahada “Olduramadım” parçasıyla Özkan golünü atıyor... Karikatür Evi’nde yeni dönem Kadıköy Belediyesi’nin mizahı yediden yetmişe Kadıköylüyle buluşturduğu Karikatür Evi, 2017 – 2018 dönemi katılımcılarını bekliyor. Ücretsiz gerçekleşecek eğitimler için kayıtlar 11 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Kadıköy Belediyesi tarafından aslına uygun olarak Hasanpaşa’da restore edilen binada geçen yıl hizmete giren Karikatür Evi’nin ücretsiz gerçekleştireceği 2017 – 2018 eğitim yılının I. dönemi 17 Ekim Salı günü, II. dönemi ise 5 Aralık Salı günü başlayacak. Vatadandaşlar kayıtlarını, 11 Eylül Pazartesi günü bir adet fotoğraf, ikametgâh belgesi ve nüfus cüzdanı fotokopisiyle Karikatür Evi’nde yapabilecek. Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi’nin adresi ise şöyle; Hasanpaşa mahallesi, Kurbağalıdere Caddesi. No:69, 34722 Telefon: 0216 418 10 49 Adana’dan Dosunmu’ya ödül Adana Film Festivali, bu yıldan itibaren verilmeye başlanacak olan Vizyon Sahibi Yönetmen Ödü lü bu yıl Nijerya asıllı Amerikalı yö netmen Andrew Dosunmu’ya verile cek. Bu ödülle ül kemizde ve dünya da hak ettiği değe ri yeterince göre meyen sinemacı ların onurlandırıl A. Dosunmu ması ve keşfedilmesi amaçlanıyor. Kariyerine moda fotoğrafçısı, klip ve reklam yönetmeni olarak başlayan Andrew Dosunmu “Mother of Geor ge” filmi ile 2013’te Sundance Film Festivali’nde ana yarışmada yarış mış ve film En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü’nü almıştı. “Mother of George” aynı zamanda Amerikan Eleştirmenler Birliği (NBR) tarafından 2013’ün en iyi on bağımsız filmi listesine girdi. And rew Dosunmu’ya Vizyon Sahibi Yönet men Ödülü, 25 Eylül’deki açılış töre ninde verilecek. Yönetmenin filmleri “Mother of George” ve 2017 Sundan ce Film Festivali’nde gösterilen “Whe re is Kyra?”nın Türkiye prömiyerleri de Adana Film Festivali’nde yapılacak. Pamfilya dönemine ait Helenistik kulelerde 2.5 milyon TL’lik restorasyon yapılacak. Perge’deÇalışmalar 2019’da sona erecek. restorasyon başladı Perge Antik Kenti’ndeki Helenistik kulelerde Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü gözetiminde konservasyon, restorasyon ve bütünleme çalışmaları başladı. Antalya Rölöve ve Anıtlar Müdürü Cemil Karabayram, Aksu ilçesinde M.Ö. 2. ve 3. yüzyıldan kalan Perge Antik Kenti’ndeki Helenistik kulelerin restorasyonuna ilişkin ihalenin tamamlandığını belirtti ve antik yapının Pamfilya döneminin en gösterişli yapılarından olduğunu vurguladı. 2.5 milyon TL bütçe ile gerçekleştirilecek restorasyon projesi hakkında bilgi veren Karabayram, “Buradaki taşlar tasnif edilip ayrıldı. Kuleye ait iki bine yakın taş tasnif edildi. Şimdi bu taşların kullanılabilecek bir bölümünün kulelere düzenli bir şekilde yeniden bağlantıları yapılarak kullanıma açılması planlanmakta. Kulelerin gelecek nesillere aktarılması için çok ciddi bir çalışma başlatılıyor” diye konuştu. Çalışmaların 2019 yılı ortalarında tamamlanacağını belirten Karabayram, “Çalışmalar bittiğinde Helenistik kulelerin yüzde 70 ve 80’lik bölümünü kullanıma açmış olacağız. Proje bilimsel ve akademik danışmanların koordinasyonuyla yürütülecek” dedi. Perge’de Helenistik kulelerin res Perge’de sadece restorasyon olacağı, tamamlama yapılmayacağı açıklandı. torasyonu dışında farklı çalışmaların olduğunun altını çizen Karabayram, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tiyatro bölümü kullanıma açılması söz konusu. Bununla beraber stadyumda da bakanlık desteğiyle çalışma başlatıldı. Bir tarafta da antik kentin merkezinde boylu boyun ca gidilen caddemiz var. Caddenin de belgeleme ve ihale çalışmaları başladı. Perge’de ciddi bir restorasyon ve iyileştirme olacak. Bu bölgede asla tamamlama yapılmayacak. Bu söz konusu bile değil. Mevcut malzemelerden yola çıkılarak restorasyonu bitireceğiz.” l DHA Pistoletto İstanbul’a geliyor Michelangelo Pistoletto Galeri Artist, Galleria Continua ile işbirliği içinde, çağdaş sanatın önemli isimlerinden birini; Arte Povera’nın kahramanı ve canlandırıcı gücü olarak da tanınan İtalyan sanatçı Michelangelo Pistoletto’nun solo şovuna ev sahipliği yapıyor. Sanatçının ağırlıklı olarak 70’li yıllardaki işlerinden bir seçkinin yer alacağı sergi 12 Eylül 1 Aralık tarihleri arasında sanatseverlerin ziyaretine açık olacak. 1955 yılından bu yana sergiler yapan ve fark lı disiplinlerdeki sanatçılarla defalarca işbirliğine giren Pistoletto, sanatının en yeni evresi olarak kabul edilen Üçüncü Cennet projesiyle sanatı yeni ve olası bir denge sembolü haline getirmeyi hedefliyor. Tüm dünyayı dolaşan Üçüncü Cennet logosu geçen temmuz ayında NASA sayesinde uzaya da ulaşmıştı. Sanatçı ayrıca “Bir artı Bir eşittir Üç” başlıklı sergiyle halen devam eden Venedik Bienali’nin yan etkinliklerinden birinde boy gösterdi. Dünyaya gönül gözüyle bakmak Udi Hrant ‘The Early Recordings Vol.1’ (Traditional Crossroads / Equinox Music) Çağdaş ut tekniğinin öncüsü olarak kabul edilen Udi Hrant Emre (Kelkulyan), görmeyen gözlerinin yerine gönül gözüyle baktığı dünyanın en takdire şayan müzikal karakterlerinden biriydi. Sadece çalgıcılığı ile değil şarkıcılığı ile de hem eskinin eteğini bırakmamış, hem de yeni bir dünyanın kapılarını aralayarak kendinden sonrakilere el vermişti, yarım asra varan mesaisi boyunca. Yıllar sonra plak halinde piyasaya sürülen “The Early Recordings Vol. 1” adlı albüm, büyük ustanın ilk taş plaklarından derlenmiş nadir kayıtlar, besteler, keman ile çaldığı eserler, Şükrü Tunar ve Kanuni Ahmet Yatman ile çaldığı parçalar, hicaz ve hüzzam türünde yaptığı solo ve taksimlerden oluşuyor. Zamanın büyük pavyon ve Ermeni gazinolarında ter döken bu büyük ustayı yüzyıl öncesinin siyah müzisyenlerine benzetenler çok, yaşamın trajedilerini notalara döküş tarzı açısından. Ancak “Hastayım Yaşıyorum”, Amerikan aykırı blues’unun “I Put A Spell on You”su değildir. Olsa olsa bu efsane Screamin’ Jay Hawkins klasiği, Amerikan müzik tarihinin “Hastayım Yaşıyorum”udur. Bu plak ise dünyanın en güzel şehrinin, İstanbul’un bir zamanlar sahip olduğu çok kültürlülüğün, kozmopolit yaşamın ve engin hoşgörünün tarihi belgesidir. Modern Türk ut stilinin öncüsü Udi Yorgo Bacanos ‘1900 1977’ (Traditional Crossroads / Equinox Music) Rum asıllı udi Yorgo Bacanos, modern Türk ut stilinin öncüsü olarak tanınıyor. Geçtiğimiz yüzyılın ilk günlerinde Silivri’de doğan, 12 yaşında profesyonel olarak kendini gazinolarda bulan küçük Yorgo, henüz 27 yaşındayken Türk Radyosu’nda çalmaya başlamıştı. Mesud Cemil Bey, Münir Nurettin Selçuk, Sadi Işılay, Şükrü Tunar, Zeki Müren gibi zamanının büyük isimlerinin kayıtlarında çalan Bacanos, şöhretini Avrupa ve Ortadoğu’ya kadar taşımış, Ümmü Gülsüm’e bile eşlik etmişti. Solistlere yaptığı eşliklerle gerçek bir alametifarika haline gelen, kendine has tınısının yanı sıra gerçek bir ekol sahibi olan bu büyük usta, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanının sayfaları ya da “Süt Kardeşler” filminin soluk dekorları arasından sesleniyor adeta bizlere. Sadece “Acemkürdi Taksim” adlı esere kulak kesildiğimizde bile, Bacanos’un teknik, sürat, ifade gücü ve zekâ açısından bilhassa cazfusion gitarcısı John McLaughlin ile gen haritalarında büyük kesişmeler yaşadığı şüphesi oluşur. 1920 ile 1960 yılları arasında yaptığı önemli kayıtların yanı sıra, daha önce yayımlanmamış nadir radyo kayıtlarını da içeren “1900 1977” adlı plak, Bacanos’un sıra dışı müzik zekâsının ışıltıları ile parlıyor. Murat Beşer ([email protected]) Gaziantep’te 3 bin yıllık kukla bebek Gaziantep’teki Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi’nde sergilenen milattan önce bin yıllarında topraktan yapıldığı ve Yunanlılar tarafından tiyatro oyunlarında kullanıldığı belirtilen kukla bebek, ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Gaziantep’te kurulan Türkiye’nin ilk cam müzesi Medusa Arkeolojik Cam Eserler Müzesi’nde Bizans ve Roma Dönemi’ne ait yaklaşık 6 bin parça eser sergileniyor. Müze Müdürü İbrahim Halil Algın, kukla bebeğin nadir bulunan bir eser ve Türkiye’de tek olduğunu kaydederek şöyle konuştu: “Türkiye’de bu kukla bebekten sadece bir tane bulunuyor. Bu kukla bebek, Türkiye’de tek ve müzemizde sergileniyor.” l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle