20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 25 Eylül 2017 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ AgeKçPi’rdmeen oopdealraarsıyeolenu TOBB’a bağlı 365 oda ve borsanın seçimi 6 ay ertelendi, bunda 67 odanın hükümet nezdinde yaptığı görüşmelerin etkili olduğu vurgulandı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ni sağlamak için hükümetten zaman istediği ifade ediliyor. Daha faz (TOBB) bağlı 365 oda la muhafazakâr ve AKP ve borsanın seçim yanlısının yönetime leri hükümete yakın kesimlerin yönetimde yer almak isteme ŞEHRİBAN KIRAÇ girmesi için bu adaylar içinde siyasilere ya kın olanlar hükümetle si nedeniyle Nisan 2018’e görüşme trafiğini yoğunlaştır ertelendi. dı. Hatta bazı adayların direkt Bir hafta sonra başlama Başbakan Binali Yıldırım’la sı gereken seçimlerin erte görüşerek “Bize zaman tanı lenmesinde ardında 67 oda yın, var olan yönetimi devire nın hükümet nezdinde yap lim” dediği vurgulanıyor. tığı görüşmelerin etkili oldu Dün seçim erteleme kararı ğu belirtiliyor. nın Resmi Gazete’de yayım Oda ve borsa seçimlerinin lanmasının ardından sosyal ertelenmesiyle ilgili tartışma medyadan AKP üyesi bazı ki lar İstanbul Ticaret Odası’yla şiler İzmir Ticaret Odası (İTO) (İTO) başladı. İTO seçimlerin Başkanı Ekrem Demirtaş’ı de belirleyici gruplardan olan hedef alan paylaşımlar yap Müstakil Sanayici ve İşadam tı. O paylaşımların bazıla ları Derneği’nde (MÜSİAD) rı şöyle: “İTO Başkanı Ekrem İTO için temayül yoklaması Demirtaş’ın 25 yıllık başkan yapıldığı haberleri çıkmıştı. lık saltanatının sonlanması di Başta İTO olmak üzere arala leğini de taşıyarak kararın iyi rında Ege, Marmara ve Doğu değerlendirilmesi kanaatinde Anadolu bölgelerindeki önde yim. Şimdi Demirtaş düşün gelen birkaç odadaki aday sün! Vakit İzmir’de koltuğa ların da hükümet nezdinde yapışmış ve İzmir’in makus yaptığı görüşmelere hükü talihi olan bu yapıyı değiştir metin olumlu yanıt verdiği me vaktidir.” dile getiriliyor. Seçimler normalde 1 Ekim Yandaşlar devrede tarihi itibarıyla resmi olarak başlayacağı için zaman Aldığımız duyumlara gö kaybedilmeden Bakanlar re hükümete yakın bazı aday Kurulu’nun konuya ilişkin ların mevcut muhalif yöneti kararı, dün Resmi Gazete’de mi değiştirmek ve AKP’ye ya yayımlanarak yürürlüğe gir kın daha fazla kişinin oda ve di. Buna göre, tüm oda ve borsa yönetimlerine girmesi borsaların bu yılın ekim ayında başlayıp kasımda tamamlanması gereken organ seçimlerinin gelecek yıl nisan ayında yapılması, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ilgili yazısı üzerine Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırıldı. Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) seçimleri de, geçen hafta ertelenmişti. Diğer oda ve borsa seçimlerinin ertelenmesi için neden bir hafta beklendiği ise merak konusu. Kaos yaratacak CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, seçimlerin ertelenmesiyle ilgili, AKP iktidarının tüm kurumları “ele geçirme” anlayışıyla hareket ettiğini, daha önce meslek odalarına yönelik başlatılan demokrasi dışı müdahalelere, oda ve borsa seçimleriyle bir yenisinin eklendiğini vur Mayıs 2018’de TOBB seçimlerinin tamamlanması öngörülüyor. guladı. Budak, “Oda ve borsa seçimlerine yönelik bu müdahale, iş dünyasında barışı bozacak, kaos yaratacak. Bu kararla, zor günlerden geçen, borç yükü altında ezilen iş dünyasında barış da bozulacaktır. İstiyorlar ki tüm kurumlar yandaş olsun, AKP’li olsun. İtiraz etmeyen, suskun kurumlar olsun” diye konuştu. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, daha sağlıklı ve adil bir seçim sürecinin işletilmesi için tüm oda ve borsa seçimlerinin Nisan 2018’e ertelendiğini belirterek, “Muhtelif odalarda firma kuruluşlarında normalin çok üzerinde artışlar olduğunu tespit ettik. Oda ve borsalarımızdan gelen şikâyet ve talepler nedeniyle seçimleri 6 ay erteleme kararı aldık” ifadesini kullandı. DEİK Başkanı’nı Zeybekci mi değiştirdi? Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) üç yıldır Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Ömer Cihad Vardan görevinden ayrıldı. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci tarafından DEİK Başkanlığı görevine Nail Olpak getirildi. Kulislerde konuşulanlara göre Ömer Cihad Vardan’ın uzun süredir Ekonomi Bakanı ile sorun yaşadığı belirtiliyor. Bakan Nihat Zeybekci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçen hafta ABD’ye gitmişti. Burada DEİK Başkanlığı için Cumhurbaşkanı’nı ikna ettiği ifade ediliyor. Bakan Zeybekci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleri ile güçlenen DEİK’in tüm kurucu kuruluşlar için önemli bir platform olduğunu, birçok sivil toplum örgütü ve kuruluşta önemli görevleri son derece başarılı bir şekilde yerine getiren Nail Olpak’ın DEİK’te de önemli hizmetler yapacağına inandığını ifade etti. ‘Rusya’dan et alabiliriz’ Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya’ya domates ihracatına karşılık bu ülkeden et ithal edilmesine yönelik basına yansıyan haberlere ilişkin, bu konuların asla birbiri ile bağlantılı olmadığını savundu. Türkiye’nin, halihazırda et ithal eden bir ülke olduğunu anlatan Zeybekci, “Tarım Bakanlığı standartlarının ve bazı manevi hassasiyetlerimizin yerine getirilmesi kaydıyla Rusya’dan et ithal etmeye sıcak bakıyoruz” dedi. Zeybekci, New York’ta Türkiye Ticaret Merkez açılışından sonra yaptığı açıklamada Boeing ile gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin, “Bizim sadece Boeing uçak serilerini yapan değil, o teknoloji, kültür, anlayış ve ArGe ile tedarik zincirinin ayrılmaz parçası haline gelebilecek Türk şirketleri üretmemiz lazım. Bu konuda onlarla uzlaştık” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Yeme zam geldi hayvanlar satılık Artan saman ve yem fiyatları Diyarbakır ile Siverek arasında bulunan Karacadağ bölgesindeki hayvancılığı vurdu. Fiyatlar nedeniyle ayakta duramadıklarını belirten bölge üreticileri, hayvan desteklemelerinin arttırılmasını ve yaylacılığın teşvik edilmesini istedi. Yaklaşık 150 yıldır bölgede hayvancılık yaptıklarını belirten Maruf Karacadağ, hayvan sürülerini zamanla bin 500’e çıkardıklarını belirtti. Ancak saman ve arpanın pahalı olması nedeniyle sayıyı düşürdüklerini anlatan Karacadağ, “Böyle giderse hayvancılık biter. Hayvancılığın bitme noktasına gelmesinin en büyük sebebi yemdir. Ot olmadığından mecburen yem veriyorsun” dedi. l Ekonomi Servisi Erdal Bahçıvan İstanbul Sanayi Odası’na göre sık sık Türkiye devrimideğiştirileneğitim politikalarıyla ilerleme eğitimle yapmalıkaydedilemez İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’nin tatmin edici boyutta ne yazık ki eğitim konusunu çözemediğine işaret ederek, Türkiye’nin son yıllarda birçok konuda yapmış olduğu atılımı eğitimde başaramadığını vurguladı. İSO Meclisi, geleneksel Anadolu illeri ziyaretleri kapsamında Trabzon’u ziyaret etti. Bahçıvan, burada gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Eğitimdeki istik rarsızlıktan şikâyet eden Bahçıvan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle: Çok hafife aldık n Buradaki istikrarsızlığı bakanlarda görüyoruz, sınav sisteminde görüyoruz. Türkiye’nin net yapması gereken bir konu var: Öğretmen kalitesini yükseltmek. Toplumun başka belki birçok bütçe kaynağından fedakârlık edip öğretmen maaşlarını yükseltmesi, bu ülkenin evlatlarının, en kıymetli beyinlerinin öğretmen olaya özendirilmesi gerekiyor. Yani Türkiye’nin devrimi böyle yapması gerekiyor. n Eğitim devrimi hakikaten en güçlü beyinlerin, en kıymetli ve en cazip mesleğin öğretmenliğe dönüştürülmesiyle başarılmış. Bizim asla ve asla üzerinde oynamamız gereken en temel insan kaynakları konusunun öğretmen olması lazım. Bizim eğitimi mutlak suretle eşit, dengeli ve her okulun her öğretmenini rahatlıkla ailelerinin çocuklarını emanet edebilir bir seviyeye getirmemiz gerekiyor. Bu konuyu çok ihmal ettik, çok hafife aldık. ‘Çocukları korumak lazım’ İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, TEOG’un kaldırılmasıyla yeni bir belirsizlik ortamı doğduğunu vurgulayarak, “Bir anne olarak konuşuyorum, belirsizlik ortamı doğdu. Çocuklarımızı bu belirsizlikten korumamız lazım. Burada bence bir kriz var ortada ve bunu doğru şekilde yönetmek lazım. Veli şikâyetçi, öğretmen şikâyetçi, devlet şikayetçi. Demek ki sistematik bir problem var” dedi. Bodur Okyay, sağlık, eğitim ve eko nomi politikalarının uzun vadeli olma sı gerektiğini, bugün öyle, yarın böyle diye değiştirmenin akılcı olmadığını anlatarak, “Milli eğitim politikalarını bir ülkenin en önemli şeyi olması lazım. Şimdi sık sık değiştiri len müfredatlarla, sık sık de ğiştirilen eğitim politikala rıyla bir yere gidilmeyeceği de çok aşikar” diye konuş tu. l Ekonomi Servisi Zeynep Bodur Okyay Yatırım yok Erdal Bahçıvan ekonomi ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı 2018’i kendi haline bırakma lüksümüz yok. Yani 2017’nin başarısı aynen devam eder, dersek çok doğru olmaz. O bakımdan 2018’e şimdiden çok iyi hazırlanmak gerekiyor. Sanayi bu seneki büyümeye ciddi katkı veriyor. Ama yatırımlar tarafından baktığımız zaman, henüz daha bu olumlu katkının yatırımlara dönüştüğün maalesef söyleyemiyoruz. Bunun pek çok nedeni var, bir kere tabii politik gerçeklerin payı var. Teşviklerin çok iyi anlaşıldığı veya çok iyi yatırımcıyla buluşabildiği konusunda sorunlar var. Yatırım olmaması faizlerin yüksekliğiyle de ilintili. Dış finansman noktasında, eskisi kadar rahatlık yok. Türkiye’de maalesef planlama hızlı bir şekilde plansızlığa dönüştü. Ne yazık ki hızlı ve çok çabuk kararlar alma sürecine dönüşmeye başladı. Bunu konut sektöründe, tarımda, eğitimde, ekonominin farklı alanlarında da görüyoruz. ekonomi 9 Uygarlığın sonuna doğru II Yapay Zekâ ve Büyük Veri olgularına değinmiştim. Ancak uygarlığı doğrudan tehdit eden başka gelişmeler de var: Ekonomik kriz, yerel savaşlar, yeni soykırımlar, İslamcı terör, büyük güçler arasındaki rekabette, Wall Street Journal’ın deyimiyle, “real politik ortamına geri dönüş” bir yana, son yıllarda sıklaşan, 45 kategori gücündeki kasırgalar, her yaz tekrarlanan aşırı sıcaklar, dünyanın bir tarafı kuraklıktan kırılırken, diğer tarafında, şiddetli sağanak ve yağmurların getirdiği tufan düzeyinde su baskınları... Harvey, Irma, Maria... Kapitalist uygarlık, enerji ve hammadde gereksinimlerinde hidrokarbon tüketimine bağımlı biçimde gelişti. Hidrokarbon enerjisine bağımlı endüstri, tarım üretimlerinin, taşıma teknolojilerinin atmosfere saldığı karbon dioksit, metan gazı gibi atıklar sera etkisi yaratıyor. Böylece gezegenin ortalama sıcaklığı artıyor, atmosferdeki hava akım sistemleri değişiyor, iklim dengesi bozuluyor, kasırgalar, sağanaklar sıklaşıyor, sertleşiyor, hassas ekosistemler, canlı türleri yok oluyor, yeraltı ve yerüstü içme, sulama suyu kaynakları aşınıyor, kirleniyor; su ve gıda üretimi alanında dağılımpaylaşım adaletsizlikleri derinleşiyor. Bu yıl birbirini izleyen, Harvey, Irma, Maria adlı kasırgalar yoksul Karayib Denizi adaları halkını olduğu kadar, dünyanın en zengin ülkelerinden ABD’yi de vurdu. Bu kasırgaların rüzgârlarının yarattığı yıkım, yağmurlarının getirdiği su baskınları, on yıllardır neoliberal modelin kaynaksız bıraktığı, sağlık, iletişim, taşımacılık, elektrik ve su altyapı sistemlerinin içine itildiği derin krizin boyutlarını, müstehcen düzeylere ulaşmış gelir dağılımı bozukluğunun toplumsal sonuçlarını gözler önüne serdi. Ve ODKA Harvey, Irma, Maria yakıp yıkarken, kentleri, tarım alanlarını seller götürürken, ODKA (Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesi gittikçe ağırlaşan bir su kıtlığı krizinin pençesinde kıvranıyor. ODKA, dünyanın, kişi başına kullanılabilir su oranı en düşük bölgelerinden biri. ODKA’nın topraklarının dörtte üçünde sulama yağmura bağımlı; yeraltı suları aşırı kullanmaktan hızla tükeniyor, halen su talebi su arzının yüzde 20 üstünde. Hızlı nüfus artışı, kötü yönetim, altyapının ve yasal kurumların yetersizliği bu oranın 2050’ye kadar ikiye katlanacağını düşündürüyor. Küresel ısınma bu süreci daha da ağırlaştırıyor. BM, AB, NATO araştırmaları, su güvenliğindeki yetersizliklerin, su kaynakları üzerindeki rekabetin Suriye, Yemen, Mısır’da olduğu gibi siyasi istikrarsızlıkları artırdığını, savaşlara yol açabildiğini; savaşların yıkımını, nüfus hareketlerinin de su güvensizliğini derinleştirdiğini saptıyor. Ürdün ve Filistin yönetimi karşında İsrail’in konumunun gösterdiği gibi, su kontrolü güçlü bir siyasi kaldıraç olarak karşımıza çıkıyor. Küresel ısınmaiklim krizinin, bir taraftan hızlandırdığı kasırgaların yağmurların yıkımı, diğer taraftan su ve gıda kaynakları üzerindeki yıkıcı etkisi, bu etkilerin siyasi sonuçları, kapitalist uygarlığın sürdürülemez olduğunu açıkça gösteriyor. Özel mülkiyete, piyasa ilişkilerine, rekabete dayalı bu uygarlık, bu tür küresel ve yavaş ilerleyen krizlere cevap verecek işbirliği ve uzun dönemli planlama becerisinden yoksundur. İkincisi, bu uygarlığın son aldığı neoliberal biçimde, “kâr makinesinin yaşamı” hızlandırılmış tüketime, kısa dönemli tatmine odaklı, adeta yaşamını ben merkezli “küreleri” içinde sürdüren öznelliklerin varlığına endekslemiştir. Üçüncüsü, bu uygarlığın, doğa üzerindeki tahribatından kaynaklanan krizler, hem birbirlerini besliyor hem de toplumsal çelişkilerden kaynaklanan krizleri derinleştiriyor, ırkçı, dinci, milliyetçi, etnik düşmanlıkları körükleyerek, savaş olasılıklarını artırıyor, böylece bireyler, halklar, uluslararasındaki işbirliği olanaklarını daha da zayıflatıyor. İnsanlık ya bu uygarlıktan çıkacak, ya da aşamayacağı yaşamsal bir zorlukla karşılaşınca yok olan canlı türlerinin kaderini paylaşacak. PTT’de istihdama Danıştay freni Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından verilen kararla PTT tarafından yapılan 2017/2 ve 2017/3 personel alımlarının yürütmesinin durdurulmasına karar verildi. PTT AŞ tarafından yapılan açıklamada, ihtiyaç duyulan personelin istihdamı için gerekli düzenlemeler yapılarak yeniden personel alımı ilanına çıkılacağı bildirildi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan istihdam seferberliği kapsamında, PTT’nin bu yıl 5 bin personel istihdamı planladığı ve personel alımlarına hızla başlandığı anlatıldı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle