18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 8 Haziran 2017 6 ‘Acımasız bir saldırı’ABD’de Cumhurbaşkanlığı korumalarına karşı zehir zemberek karar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1516 Mayıs’taki Washington ziyaretinde Türkiye Büyükelçiliği önünde korumaların protestocuları dövmesi şeklinde değerlendirilen, 2’si ağır 11 kişinin yaralandığı olayla ilgili ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde karar alındı. Dışişleri Komisyonu’nda görüşülmesinin ardından Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilen kararda “bir NATO müttefikinin alışılmadık şekilde sert dille eleştirildiği” yabancı haber ajanslarının da dikkatini çekti. Cumhurbaşkanlığı ve elçiliğin silahlı korumalarının silahsız göstericileri “dövdüğü, tekmelediği, boğazını sıktığı”, bunun “acımasız bir saldırı” olduğu dile getirilen kararda, “Türk güvenlik güçlerinin barışçı protestoları yasadışı biçimde bastırma çabalarına katılan, yönlendiren, emir veren her Türk güvenlik yetkilisi ABD yasalarına göre resmen suçlanmalı ve yargılanmalıdır” diyor. 354 sayılı kararda olaya karışan Türk koruma görevlilerinin diplo Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyaretinde korumaların protestocuları dövmesi sonucu 2’si ağır 11 kişi yaralanmıştı. matik dokunulmazlıklarının kaldırılması amacıyla ABD Dışişleri Bakanlığı’nın harekete geçmesini talep ediliyor. Önergenin sahibi olan Dışişleri Komisyonu Başkanı Ed Royce’un teker teker vekillerin oy kullanması talebine Meclis Başkan Vekili onay verdi. Meclisteki 435 üyeden oturumda hazır bulunan 397 vekilin hepsinin, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat vekillerin oybirliğiyle kararı onayladığı kayıtlara geçti. “Barışçı protestoculara yönelik şiddetin hoşgörülemeyeceği” mesajını Kongre’nin “apaçık” şekilde gönderdiğini söyleyen Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan, “saldırının sorumlusunun sadece Türk hükümeti olduğunu”, “Ankara’nın bu korkunç olayın sorumluluğunu kabul etmesini ve zarar görenlerden özür dilemesini talep ettiğini” duyurdu. ABD’li vekiller de Türkiye’yi eleştiren konuşmalar yaparken bazıları Türk korumalardan “çeteciler” diye bahsetti. Dışişleri’nden karara tepki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyareti sırasında korumalarının protestocuları dövmesinin ardından ABD Temsilciler Meclisi’nin Türk korumaları kınadığı ve diplomatik dokunulmazlıklarının kaldırılmasını talep eden kararına, Ankara, “ittifak ve ortaklık ruhuna aykırı” diyerek tepki gösterdi. Dışişleri Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “ABD Temsilciler Meclisi, daha önce Dışişleri Komitesi’nde oylanan yersiz bir karar tasarısını gündemine alarak dün akşam (6 Haziran) onaylamıştır. Benzer bir karar tasarısı, geçen hafta Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi’ne de sunulmuştur. ABD yasama organlarının konuyu tahrif etmeye ve siyasileştirmeye yönelik bu adımları yapıcı değildir. Bu, Türkiye ile ABD arasındaki ittifak ve ortaklık ruhuna da aykırıdır” l Ankara /Cumhuriyet BM’den vahim Türkiye raporu BM İnsan Hakları Konseyi raporunda, başta Sur olmak üzere kentsel dönüşümün uygulandığı bölgelerde etnik, sosyal, kültürel ve demografik yapı ile oynandığı belirtildi Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin Cenevre’de devam eden 35. oturumunda, BM özel raportörleri Annalisa Ciampi ile Koumbou Boly Barry, Türkiye’deki insan hakları ihlalleri ve Sur başta olmak üzere sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı kentlerde yaşanan yıkımı içeren bir rapor sundu. Raporda sokağa çıkma yasakları sırasında yaşanan yıkım ve sonrasında Sur’da devreye sokulan “kentsel dönüşümle” ilgili “2015 yılından bugüne kadar Kürt nüfusunun yoğun şekilde yaşadığı Sur başta olmak üzere birçok bölgede tarihi binaların ve yerleşim merkezlerinin tahrip edildiğine yönelik çok sayıda iddia geliyor. Söz konusu bölgelerde yapılan kentsel dönüşüm ve kamulaştırma projeleri ile bölgenin etnik, sosyal, kültürel ve demografik yapısı ile oynanıyor” denildi. “Türkiye’de toplanma ve örgütlenme hakkı büyük bir tehlike altında. İnsan hakları savunucuları, siyasiler, yasal bir şekilde hakları için sokağa çıkan insanlar büyük bir baskı ile karşı karşıya. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’de ‘terörle mücadele’ adı altında birçok özgürlükler kısıtlandı. Çok sayıda basın yayın organı kapatıldı. Çok sayıda gazeteci, akademisyen, STK ve insan hakları temsilcisi ya tutuklandı ya da işlerini yapamaz konuma getirildi” saptamasında bulunan rapor, Türk devleti yetkililerine “insan hakları savunucuları, siyasiler, barışçı eylem için sesini duyurmak isteyenlerin haklarının korunması gerektiğini hatırlatıyor ve uluslararası yükümlülükleri dikkate almaya çağırıyoruz” diye seslendi. Alman hükümeti 6 Tornado, 1 tanker uçağı ve 260 askerden oluşan birliği geri çağırıyor İncirlik’ten çekilmeye onay Ankara’nın Alman vekillerin İncirlik Üssü’ndeki Alman askerlerini ziyaret etmesine izin vermemesi, Berlin’in çekilme kararıyla sonuçlandı. Savunma Bakanı Ursula von der Leyen’in 6 Tornado, 1 tanker uçağı ve 260 askerden oluşan birliği İncirlik’ten çekme planı, dün Alman Bakanlar Kurulu’nda kabul edildi. Ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Türkiye ile diyaloğu sürdürmeliyiz. Başka konulara odaklanabiliriz, bir sürü zorlu mesele var. Ama bu adımda ilişkilerin bozulduğu bir durum görmüyorum” dedi. Alman askerlerinin meclis kararıyla İncirlik’e gönderilmiş olmasına rağmen kararda üs ismi geçmediğinden son kararın hü kümet tarafından alınması aslında yeterli. Yine de hükümetin parlamentoyu karara ortak etmesi ihtimal dahilinde bulunuyor. Von der Leyen’in planı uyarınca IŞİD karşıtı koalisyona keşif uçaklarıyla katılan Alman askerlerinin Ürdün’e nakledilme sini, mecliste temsil edilen siyasi partiler de destekliyor. Ancak Bartels, Ürdün’de ABD ve Hollanda askerlerinin de kullandığı El Azrak üssünün Alman askerleri için İncirlik’ten daha tehlikeli olabileceğini uyarısı yaptı. Sol Parti ise Almanya’nın IŞİD ALMANYA’DAN TEŞEKKÜR TELEFONU Alman Bakan Ursula Von Der Leyen, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ı aradı. Alman Bakanlar Kurulu’nun İncirlik’teki Alman askeri unsurlarının Ürdün’e intikali konusunda alınan karar hakkında bilgi veren Bakan Von Der Leyen, Türkiye’nin İncirlik’teki ev sahipliği için müteşekkir olduklarını; ancak çekilme kararı alma mecburiyetinde kaldıklarını ve yapılacak intikal planlaması hakkında Türkiye’yi bilgilendireceklerini belirtti. Bakan Işık ise bu intikalin IŞİD ile mücadelede bir aksaklığa yol açmayacak şekilde gerçekleşmesi için gerekli hassasiyetin gösterileceğini söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet YPG’ye İncirlik’ten hava desteği Pentagon, Ankara’nın “terör örgütü” saydığı YPG’nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Rakka için nihai operasyonuna İncirlik Üssü’nden hava desteği verdiğini açıkladı. İncirlik’ten havalanan A10 tipi “tank avcısı” savaş uçaklarının kullanıldığını belirten Pentagon Sözcüsü Albay Jeff Davis, “Bu savaşta onlara (SDG), özel kuvvetlerimi ze ve sahadaki ortaklarımıza Amerikan Deniz Piyadeleri M777 Obüsleri ile destek veriyor. Ayrıca HH64 Apache helikopterlerini kullanıyoruz” dedi. Davis, Türkiye’nin itirazlarına ilişkin soruyu “Türkiye’nin kendi çıkarlarına ilişkin hassasiyetlerine hassas davranıyoruz. Verdiğimiz silahlar IŞİD’e karşı kullanıldı” diye yanıtladı. ABD’nin IŞİD Karşıtı Koalisyon Temsilcisi Brett McGurk de, Rakka operasyonunun ivme kazanacağını, Musul’da da son mahallelere kadar girildiğini, bu iki hamlenin IŞİD’in nihai bozguna uğratılması noktasında kritik olduğunu belirtti. Üsse füzeli önlem Üssün doğu tarafında bulunan dikenli tellerin bulunduğu yerlere yerleştirilen 2 Hawk füzesi ile de güvenlik arttırıldı. TEŞEKKÜR Çok değerli aile büyüğümüz, GÜN GÜRBÜZ KADİRBEYOĞLU’nun vefatı sonrasında bizleri yalnız bırakmayan, cenaze törenine katılan, telefon ve eposta ile başsağlığı dileyen, eğitim vakıflarına bağışta bulunan ve acımızı paylaşan herkese teşekkür ederiz. AİLESİ haber EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Dünyada ‘doğal tutuculaşma’ süreci ve değişen dengeler Dünyayı anlamakta zorlanıyoruz. Mesela Trump’ın küreselleşmeye aykırı politikasını, Trump’a oy verenleri, Çin’in küreselleşmeyi savunmasını... “Bakın komünist Çin, akıllara ziyan küreselleşmeyi destekliyor” diye yazılar okuyoruz, dahası Batı medyasında bile... Dünyada değişen “ekonomik dengeler”i okursak sorunu çözeriz. Birkaç noktaya değineceğim, ama belirteyim ki bu yazı son iki yazının devamı niteliğindedir. Çin: Çünkü kazanıyor 1) Ekonomide büyük güç giderek Çin’in eline geçiyor. Dünyanın parası var ve Batı’nın can damarı şirketleri, limanları vb satın alıyor. Bütçesi yüz milyarlar civarında net fazla veriyor. 2) ABD ise yüz milyarlarca dolar açık veriyor. Onu ayakta tutan dünyayı boğduğu dolarlar. Ana değişim aracı. Küreselleşme sürecinde ABD’li şirketlerin üretim üslerini ucuz ülkelere kaydırdılar. Rekabet güçlerini böyle ayakta tutabildiler. 3) Dolayısıyla küreselleşmeden kim kârlı kim zararlı çıktı meselesi, iki ülkenin bugünkü konumlarını belirliyor. Çin büyük kârda. ABD zorda. Basit denklem bu. 4) Bu nedenle Çin küreselleşmeyi savunuyor ve geliştirilmesini istiyor. Bu süreçte, teknolojik olarak da büyük kazançta, 20 yıl gibi çok kısa bir sürede, ileri teknoloji ve bilim ülkesi de oldu ayrıca... ABD ise kısıtlamaların peşinde, küreselleşme oyununukoşullarını kendi ekonomik yararlarına yönelik yeniden belirleme peşinde. 5) ABD “Batı’nın jandarması” olmaktan çıktığı gibi, dünyada kendi çıkarlarının jandarmalığına soyundu. NATO giderek Avrupalılaşacak gibi. Avrupa’nın “ekmek elden su gölden”, ABD’nin savunmasavaş şemsiyesi altında yaşamasının sonu. 6) Merkel, İngiltere ve ABD’ye tavır aldı. FransaAlmanya mihveri yeniden öne çıktı... Almanya Trump’ı Ortadoğu ve İslam dünyasını silah tüccarlığıyla karıştırmakla ve dünyayı istikrarsızlaştırmakla suçlama noktasında. ‘Doğal tutuculaşma’ süreci Dünya muhafazakârlaşıyor, kavramı veya saptaması, çok sık paylaşılan ve dünyadaki gelişmeleri kolay açıklamanın yolu oldu. Bunun temelinde yatan, refah devletlerinin toplumlarının tehlikeye girmesi. Ekonomileri zorluk üretiyor. Toplumlar da “refahlarını” koruma altına almaya yöneldi veya kaybetmeye başladıkları refahıekonomiyi yeniden ele geçirme çabasına, en azından daha fazla kaybeden olmamaya yöneldi. Bu anlamda bir “doğal tutuculaşma (muhafazakârlık)” söz konusu. Bu açıdan “muhafazakârlaşma”ya sahip olduklarını kaybetmemesavunma içeriğiyle bakmak zorundayız. Toplumların esas korkusu, politik olarak onlara yön veren bu “koruma” isteği olunca, bunun seçimlere hızla yansıdığını görüyoruz. Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da, İngiltere’de, ABD’de vb oy sonuçlarının temelinde bu var: “Aman bizi koru, kurda kuşa yem ettirme...” Tabii, Batı’nın İslam dünyasına yönelik politikalarının (Ortadoğu) ürettiği köktendinci İslami terör de Batı’yı daha çok korumacı kıldı. Ne halt edeceklerini bilmiyorlar. İktidarın ve paranın yeni sahipleri Terör düşüncesinin mümbit topraklarından Suudi Arabistan’a yığılan silahlar ve bu ülkeye Ortadoğu’da verilen parçalayıcı ve İslam dünyasını Batı çıkarları doğrultusunda kırdırma politikası, yeni savaşları ve korkuları gündeme getirecek. Dünyada para el değiştiriyor, ama henüz iktidar el değiştirmiyor. Daha doğrusu, yeni “para sahipleri” henüz ülkelerde olsun dünya egemenliğinde olsun, “siyasi iktidarını” kurabilmiş değil. Mesela Çin, ekonomik ve teknolojik olarak güçlü; henüz egemen ve dünya politikalarını belirleyen değil. Trump, ABD’deki “yeni para” ve “yeni ekonomi”nin temsilcisi değil. Sanayi 1 ve 2, hadi biraz da sanayi 3’ten de katalım, ekonomilerinin adamı. Oysa şirketleri egemen değil. Sanayi toplumlarının siyasetleri ve iktidarları belirliyor hâlâ her şeyi. Oysa mesela tüm yeni ekonomi patronları, Trump’a savaş açmış durumda. Amerikan halkı ise düşen gelirinin ve kaybettiği işinin peşinde, bunu vaat eden tek insan Trump’ı bu nedenle seçti. Tutuculaştı diyebilir miyiz? Avrupa’da da benzer durum var. Şüphesiz, koruma isteğinin doğal olarak ötekileştirmeleri de beraberinde getireceği çok açık. Yer yer bu analizi sürdüreceğim. T.C. PAZAR (RİZE) 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN (KAMULAŞTIRMA İLANI) ESAS NO: 2017/86 Esas Davac TEİAŞ Genel Müdürlüğü vekili Av. ASLIHAN BEZİRGANOĞLU TEMREN tarafından aşağıda ismi yazılı davalılar aleyhine mahkememize açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davasında tensiben verilen karar uyarınca; Aşağıda davalı ile özellikleri yazılı taşınmazlarda yine aşağıda belirtilen kısmın davacı Teiaş Genel Müdürlüğü adına tesciline, yol olarak terkini ile kamulaştırma bedelinin tespiti için mahkememize iş bu davaların açıldığı ve mahkememizce yapılacak yargılama sonunda kamulaştırılacak taşınmazın belirlenecek kamulaştırma bedelinin saptanmasına müteakip kamulaştırma bedelinin ilgililer adına T.C. Ziraat Bankası Pazar Şubesine yatırılmasına ve bedelin yatırılması üzerine de taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilebileceği hususu Kamulaştırma Kanunu’nun 4650 S.K. ile değişik 10. maddesi hükmü gereğince İLAN OLUNUR. 15/05/2017 Sıra No 1, Esas No 2017/86, Davalılar 1AYŞE ALBAŞ, 2FATMA SAĞBAŞ, 3MERYEM BAŞGERDAN, 4MUSTAFA ALBAŞ, Köy Tütüncüler köyü, Yukarı Mahalle mevkii, Pafta No 2, Ada Parsel 2674, Cinsi Çay Bahçesi, Mülkiyet Alanı (m2) 2146,00, İrtifat Alanı (m2) 756,23, Duruşma Günü 19/07/2017, Duruşma Saati 13:4030 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 615081) C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle