18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 6 Haziran 2017 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ZARİFE SELÇUK Almanya Incirlik’e veda EDIYOR Alman Dışişleri Bakanı tane tane hukuk devletini anlattı ve milletvekilleri ziyaret etmezse askerin çekileceğini vurguladı Türkiye ve Almanya arasındaki son İncirlik krizinde taraflar mutabakata varamadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “bu aşamada İncirlik ziyareti olmaz” deyince, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel de Alman ordusunun orada kalamayacağını belirtti ve “birliklerimizi çekmek zorundayız” dedi. Almanya’nın İncirlik’ten Tornado keşif uçaklarını çekme kararını vereceğini açıklamasının ardından Ankara’ya gelen Gabriel’in, Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmesi Dışişleri programının uzaması ve Yıldırım’ın programının da yoğun olması nedeniyle iptal edildi. İki bakan resmi görüşmelerin ardından aynı araçla Saray’a, Erdoğan ile görüşmeye gitti. Dışişleri’ndeki görüşmenin ardından kameralar karşısında iki bakan önce yumuşak ardından da sert mesajlar verdi. Alman Bakan, Erdoğan’ın Merkel’e önerdiği “Alman vekiller önce Konya’ya gelsin” önerisine teşekkür etti ve ziyaretin gerçekleşeceğini belirtti. Ancak aynı görüşmede, “İncirlik’i ziyaret edecek olan milletvekillerinin listesini verin, terörle ilintili değilse değerlendiririz” teklifini kibarca reddetti. Gabriel ardından da “Ben size Almanya’nın hukuk devletinden ne anladığını anlatayım” diyerek, İncirlik, PKK ve Gülen konusunda Ankara’nın taleplerine yanıt verdi: İncirlik’te ordumuz kalamaz: Alman ordusu, parlamento ordusudur; görev alması gerektiğinde hükümet karar vermez. Ordu Almanya dışında görev aldığı takdirde Parlamento’nun, askerleri ziyaret edebilme hakkı vardır. Bu mümkün olmazsa, o zaman Alman Anayasasına göre ordumuz orada kalamaz. PKK’lileri iade edemeyiz: Almanya bir hukuk devletidir; o nedenle Almanya’da bir yargılama söz konusu olduğunda burada kanıtların ortaya konması gerekir. Mesela PKK ile ilgili 4500 kişi ile ilgili bir soruşturma var. Eğer geri döndüklerinde kendi ülkelerinde alacakları ceza Almanya’dan daha yüksek ise o zaman hükümlü olarak cezalarını Almanya’da çekmeleri gerekiyor. Gülenciler için delilleri siz verin: Delillerin Türkiye’den gelmesi gerekiyor; biz bunları takip edeceğiz ama bağımsız bir mahkeme karar verecektir. Eğer Gülen örgütüne dahil olan bir kimse bu darbe girişimine katılmıştır deniyorsa, o zaman tabii ki yine mahkeme önünde delillere ihtiyacımız var. Yücel için iade talebi Bakan Gabriel, Deniz Yücel’in iade talebiyle birlikte Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarına yönelik iade talebini de görüşmede tekrarladı. Gabriel, Yücel için Çavuşoğlu’na birtakım önerilerde bulunduğunu ve mevkidaşının bu önerileri ilgili makamlara ileteceğini söylediğini belirtti. l ANKARA /Cumhuriyet Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etti ‘Sorunlar diplomasi ile çözülmeli’ CHP lideri Kılıçdaroğlu, Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’i Genel Merkez’deki makamında kabul etti. Edinilen bilgiye göre, basına kapalı olarak gerçekleşen görüşmede; Gabriel, Alman milletvekillerinin İncirlik ziyaretine izin verilmemesinden çok rahatsız olduklarını dile getirdi. Konunun Alman kamuoyunda hükümete karşı bir eleştiri konusuna dönüştüğünü söyleyen Gabriel, adım atmak istediklerini ancak Türk Hükümetinin ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda farklı düşündüğünü dile getirdi. Almanya’daki bazı milletvekillerinin PKK ile ilgili açıklamalarının terörle ilişkilendirildiğini belirten Gabriel, “Bu milletvekilleri seçilmiş kişiler. Ama hükümet PKK’yi kınıyor. O ifadeler milletvekillerinin kendi fikirleri, bu fikirler bizi bağlamıyor” dedi. Gabriel’in tüm bu sözlerinden Almanya ile İncirlik konusunda bir ilerleme sağlanamadığı anlaşıldı. Kılıçdaroğlu’nun ise “Sorun diplomatik yollarla çözülmeli. İncirlik dahil tüm sorunlar ve hassasiyetler, bir paket halinde görüşülmeli. Bir konuyu alıp onu tırmandırmak krizi daha da derinleştirir” görüşünü dile getirdiği öğrenildi. l İKLİM ÖNGEL/ANKARA Kılıçdaroğlu GabrIel’e ‘OHAL’deki medyanın halini’ anlattı ‘FETÖ bahanesiyle gazeteciler hapiste’ CHP Genel Başkanı Kemal Kı 15 Temmuz sonrası OHAL ilanını günde lıçdaroğlu, Alman me getirerek, Fetö ile ya Dışişleri Baka mücadele yöntemini nı Sigmar Gabriel’e, eleştiren Kılıçdaroğlu Türkiye’de medya şunları söyledi: nın ve gazetecile Fetö ile değil ga rin halini Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi örnekleriyle anlattı. EGrüdlem zetecilerle mücadele: 15 Temmuz sonrası iktidarın izledi Kılıçdaroğlu, “Yayın ği yöntemin Fetö’ye hayatları Fetö’ye karşı müca karşı mücadeleyle ilgisi yok. deleyle geçen Cumhuriyet ve Örnek Cumhuriyet gazetesine Sözcü şimdi Fetö’den suçlanı yapılanlar. Ardından bugünler yorlar. Fetö bahanesiyle gaze de daha yeni Sözcü gazetesine teciler hapiste, akademisyen yapılanlar. Her iki gazetenin ler işlerinden atılıyor” dedi. yazarları, yöneticileri tutuk Kılıçdaroğlu ile Gabriel’in lu, hapiste. Bu iki gazetenin de görüşmesinin önemli başlıkla yayın hayatları Fetö’ye karşı rın birini de Türkiye’de ifade mücadeleyle geçti. Türkiye’de özgürlüğünün içinde bulundu yaşayan herkes bunu bilir. ğu durum ve gazetelerle gaze Ama her iki gazetenin men tecilerin halleri oluşturdu. Edi suplarını şimdi Fetö bahane nilen bilgilere göre Kılıçdaroğ siyle tutukluyorlar, aylarca ha lu Gabriel’e, 15 Temmuz darbe piste tutuyorlar. girişimini tanımlarken, “Dar Ahmet Şık her dönemde be girişiminin Fetö tarafından hapiste: OHAL çerçevesinde yapıldığı konusunda bir şüp amacın Fetö ile mücadele ol he yok. Sizin de olmasın. An madığının bir başka önemli ör cak Fetö ile mücadele, gazete neği Cumhuriyet gazetesi ça cileri, akademisyenleri baskı lışanı Ahmet Şık’ın durumu. altına almanın bahanesi hali Ahmet Şık, Fetö’nün en önem ne getirildi” ifadesini kullandı. li mağdurlarından biri. Fetö ile mücadele deyince adı akla gelen birkaç gazeteciden biri. Ama Ahmet Şık, AKP ile Fetö ortaklarken de cezaevindeydi. Şimdi Fetö ile mücadele deniliyor, Ahmet Şık yine tutuklu. Tahliye ettirmiyorlar: Halen 150’nin üzerinde gazeteci, aylardır cezaevlerinde tutuklu. Ve tahliye edilmelerine de yargı üzerine yapılan baskılarla izin verilmiyor. Atilla Taş, Murat Aksoy ve başka bazı gazeteciler, çıktıkları duruşmada mahkeme tarafından tahliye ediliyor. Ancak başka bazı gerekçe ve iddialar bulunarak serbest kalmalarına, cezaevinden çıkmalarına izin verilmiyor. İhraç edilen akademisyenler: OHAL’i Fetö ile mücadele gerekçesiyle ilan ettiler. Ancak OHAL, Fetö ile mücadele için değil, gazetecilerin, akademisyenlerin cezalandırılması için kullanılıyor. OHAL sayesinde üniversitelerde çok sayıda öğretim üyesini, akedemisyeni ihraç ettiler. OHAL’in süresi uzatılıyor ve akademisyenlere yönelik ihraçlar da sürdürülüyor. l ANKARA Kurtulmuş, Alman bakanın İncirlik İle ilgili açıklamasını değerlendirdi ‘Kararı parlamento verecek’ Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Almanya’nın örgütlerine destek verilmemesi talebimiz gündeme gelmiştir. İncirlik’ten çekilmesi ile ilgili ola İncirlik şimdilik uy rak, “Kendi kararlarıdır. Söyleye gun değil: İncirlik üssü Türk cek bir şeyimiz yok. Bakan böy üssüdür. Konya’daki üs NATO üs le bir açıklama yaptı ama Alman südür. Bu heyetin içinde şartlar Parlamentosu karar verecek” de dolayısıyla şimdilik uygun olma di. Kurtulmuş, Saray’da Cumhur dığı ifade edilmiştir. Konya’ya ge başkanı Erdoğan’ın başkanlığında lecek olanların da Türkiye’ye kar düzenlenen Bakanlar Kurulu top şı eylemlilik içinde olanların lantısının ardından şu açıkla listede olmaması gerektiği maları yaptı: ifade edilmiştir. Kendi ka Alman Dışişleri Ba rarlarıdır. Tek taraflı ola kanı ile görüşme: Bu rak alacağı karardır. görüşmenin yapılması baş Vatandaşlıktan lı başına olumlu bir adımdır. çıkarma adımı: Hem Gerginliklerin geride PKK hem FETÖ bırakılması ile ilgi Türkiye’yi dışarı li irade ortadadır. dan tehdit ettik Dışişleri Bakanı leri görülmekte mız hassasiyetle dir. Son zaman ri aktarmıştır. larda bazı ülke Türkiye düş lerde artan al manı terör Kurtulmuş gının da Tür kiye için güvenlik tehdidi olduğunu ifade etmek isterim. Bazı siyasiler tarafından da ciddi bir sempati beslenmektedir. KHK gereğince işlemler yapılmıştır. Aralarında PKK’li milletvekilleri de var, HDP’li milletvekilleri de var. 3 ay içinde dönmezlerse, vatandaşlıklarını kaybetmeleri münferit dosyalar üzerinden değerlendirilecek Bakanlar Kurulu tarafından, bu bir çağrıdır. Suriye’de karmaşık noktadayız: Suriye’de karmaşık noktadayız. Astana ve Cenevre süreci devam ediyor. Türkiye için esas olan siyasi çözümdür. AB ile İLİŞKİLER: Gerginliklerin azaltılması için önemli 45 madde üzerinde duruyoruz. Birincisi fasılların açılması. Ayrıca vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi önem arz etmektedir. l ANKARA /Cumhuriyet Arınç ve Davutoğlu iftara katılmadı Başbakan Binali Yıldırım, AKP’nin kurulduğu günden itibaren görev yapan eski ve yeni milletvekilleriyle iftar davetinde bir araya geldi. Yıldırım’ın masasında aralarında Bülent Arınç’ın da bulunduğu TBMM Başkanlığı yapmış isimler ile eski Başbakan Ahmet Davutoğlu için yer ayrıldı. Yıldırım, davette yaptığı konuşmada “Bu salonda bir kez daha gördük ki Ak Parti’de eskiyeni diye bir şey yok. Sen, ben yok. Biz varız” diyerek vekillere birlik mesajları verse de, FETÖ soruşturması kapsamında dün damadı tutuklanan Bülent Arınç ile halen vekilliği de süren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun davete katılmaması dikkat çekti. Başbakan Yıldırım’ın iftar davetine 1200 kişi katıldı. l ANKARA/Cumhuriyet haber 5 Dersimiz anayasa... Prof. Dr. İbrahim Ö. Kaboğlu’nun Tekin Yayınları’ndan çıkan “15 Temmuz Anayasası” kitabının giriş bölümünden başlayayım. Kaboğlu, yeni kitabını insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti için mücadele edenlere armağan ediyor: “Darbe” sözcüğünü telaffuz etmekten bile kaçınan bir kişi olarak haftalık yazılarımdan 7 ve 14 Temmuz günlü olan iki yazı, Temmuz 2016’nın ilkyarısında ülkenin içinde bulunduğu durumu resmettiği için, “15 Temmuz Anayasası”nın girişi olarak seçildi. Anayasa ve ilahi kitaplar arasındaki ilişki, daha sıkça ele alınmalı. Neden? Çünkü Türkiye’de şu ikili süreç ivme kazanıyor: Anayasasızlaştırma ve dinselleşme. Her ikisi de tehlikeli: Anayasasızlaştırma, hukuk dışı ve keyfi yönetimin yaygınlaşması anlamına gelir. Dinselleştirme, misyonerlerine “mücahit ruhu” aşılasa da uzun dönemde kaybeden din özgürlüğü olur. Dünyevi bir metin olan anayasa, din özgürlüğünün de başlıca güvencesi. Dinselleştirme ise, din özgürlüğü kadar diğer haklar için de tehlikeli, tıpkı, keyfi yönetim aracı olarak anayasasızlaştırmanın, halklar toplumunu yok etme tehlikesi yaratması gibi. HHH “DAEŞ denilen bu proje örgüt, Müslümanların bağrına saplanmış bir hançerdir” diyen Cumhurbaşkanı, çatışmalarda yaşamını yitirenleri iki kutba ayırıyor: “Şehitler” ve “pisi pisine gidenler”. DAEŞ teröristlerinin yerinin cehennem olduğuna da sıkça vurgu yapıyor. Bu ve benzeri beyanlar nasıl yorumlanabilir? Darbe gündemi ve senaryoları bakımından kısaca hatırlayalım: 1) Silivri hapishanesi ve adliyesi: AKP hükümetleri, “kendilerine karşı darbe girişimi failleri”ni yargılamak için bu devasa yapıyı inşa etti, bu yolda, bütün ülkeyi seferber etmeye çalıştı. Bir gün “bu bir kumpastı” deyiverdi. 2) PKK hendekleri: Kazdıkları hendek ve cephanelikleri imha için, teröristleri toptan yok etmenin ötesinde, yüzlerce güvenlik görevlisi ve sivilin ölümü, Parti ve Külliye açısından hiç sorgulama nedeni olmadı. 3) Cemaat: On yılı aşkın süreyle iktidarı paylaştığı Gülen Cemaati’ni, henüz silahlı bir üyesi ortaya çıkmış olmasa da “FETÖ Terör Örgütü” olarak ilan eden hükümet ve Külliye, kendilerine karşı amansız mücadele ve hatta savaş kararlılığını sürekli dışavurmakta. 4) Gezi: “Demokrasinin postmodern mantığı” olarak Gezi sürecinde, parkı savunanlara karşı açtığı savaşta ve dökülen kandahızını alamayan Külliye, Topçu Kışlası’nı yeniden gündeme getirebilmekte... 5) Ne var ki konu, “İslami terör örgütü” IŞİD (veya DAEŞ) olunca, devlet olarak mücadele kararlılığı yerine, “İslami dil” ile yanıt öne çıkmakta: “İslamın bağrına saplanan hançer”, “pisi pisine ölmek”, “yerleri cehennem”... Bunun, yaptırım açısından anlamı, dünyevi adalet yerine uhrevi adalet vurgusu. Katledilenler için “şehitlik” vurgusu ise “yaşamı değersizleştirme” söylemi. HHH Sonuç olarak; aynı zamanda “dinselleştirme” zemini olarak görülen “anayasasızlaştırma” tek kişi yönetimi kurma aracı olmanın çok ötesinde bir tasarım şeklinde karşımıza çıkıyor. 10 bölümden oluşan kitabın okuyucuya sunduğu bilgiler, Türkiye’nin yetiştirdiği önemli bir akademisyenin aynı zamanda çağına tanıklığının da göstergesi. İyi okumalar... ‘Halisdemir’e terzi’yi vurma emri verildi’ Albay Kılıç’ın şaşırtan ifadesi tepki çekti 15Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı’ndaki eylemlerle ilgili açılan davada savunma yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın eski özel kalem müdürü Kurmay Albay Osman Kılıç, darbe girişiminin kim tarafından yapıldığı sorusuna cezaevinde çok kafa yorduğunu söyledi. Kılıç, “İki ana grup var, sahne önündekiler ve sahne arkasındakiler” dedi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi tarafında Sincan Cezaevi Yerleşkesi’nde görülen duruşmada, darbe günü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı oteli aradığı ve suikast girişimini organize etmekle suçlanan Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile sık sık konuştuğu iddia edilen Osman Kılıç savunma yaptı. Darbe gecesi Akıncı Üssü’nde bir odada tutulduğu nu belirten sanık Kılıç, “Belli bir süre sonra Mehmet Dişli generalin binaya geldiğini gördüm. Salonda Gökhan Şahin Sönmezateş ve Şükrü Seymen ile irtibatı olan var mı diye sordular. Ben de Seymen ile akşam saatlerinde irtibat kurduğumu söyledim. Kendilerinin ulaşamadığını ve Şükrü’ye görevin iptal olduğunu söylememi istediler. Ne görevi diye sorunca, ‘o görevi biliyor’ diye cevap verdiler’ dedi.” Şehit Ömer Halisdemir’e, bildiklerini anlatmasın diye Semih Terzi’yi vurma emri verildiğini iddia eden sanık Kılıç, “Çocukları örgütün okullarında okuyan ve Bylock kullanıcısı olduğu iddia edilen Halisdemir’in görevi tamamladıktan sonra öldürülmesi emri verildiği yönünde iddialar var” yönündeki ifadeleri üzerine salondan tepkiler yükseldi. l ANKARA /Cumhuriyet Arınç’ın damadı tutuklandı Eski Başbakan Yardımcısı ve Meclis rısından sonra 2015’te Bank Asya’ya para yatırdı Başkanı Bülent Arınç’ın ğı da anlaşıldı. damadı Ekrem Yeter, Yeter, Yıldırım Beya Ankara’da yürütülen FE zıt Üniversitesi Tıp Fakül TÖ soruşturması kapsa tesi’ndeki görevinden 15 mında tutuklandı. Edinilen Temmuz sonrasında ihraç bilgiye göre, FETÖ’cü eski İliç Savcısı Bayram Boz Ekrem Yeter edilmişti. Önceki gün FETÖ üyesi olduğu iddiasıy kurt ile Lagos isimli gizli tanığın la gözaltına alınan Yeter dün ad itirafları üzerine Yeter, Konya’da liyede savcı tarafından sorgulan çalıştığı dönemde örgütün mah dı. Bülent Arınç, Hürriyet’e yaptığı rem abiliğini yapmakla suçlanı açıklamada, “Bir süreç var. İnşal yor. Bozkurt’un, itiraflarında Ye lah en kısa sürede bir haber ala ter hakkında “hâkimsavcı sınav cağız. Kesinlikle bir ilişkisi olmadı ları ile mülakatlarında FETÖ’cüle ğına inanıyoruz. Kendisini sevinç re referans olduğunu ve Konya’da le bekliyoruz” dedi. Açıklamadan mahrem abilik yaptığını” söyledi saatler sonra Yeter tutuklandı. ği öğrenildi. Yeter’in Gülen’in çağ l ANKARA/Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle