29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 25 Haziran 2017 6 haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ 238 gündür özgürlüğünden yoksun... MEB sınır tanımıyor İmam hatipler için 50 bin olan nüfus koşulu 5 bine düştü. Fen liselerinde öğrenci kontenjan limiti, ildeki 8. sınıf öğrenci sayısının yüzde 5’i ile sınırlandı Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), nitelikleri bakımından en çok tartışılan konumda ki imam hatip liselerinin açılmasını 10 kat daha kolaylaştırdı. Son 10 yıl da binin üzerinde imam hatip lisesi açan MEB, Anadolu İmam Hatip Lise si açılması için gereken 50 bin nüfus koşulunu, yerleşim birimi merkez nüfusu için 5 bine kadar düşürdü. Öğretim bina sında ise en az 8 ders OZAN ÇEPNİ lik, binada veya bahçesinde uygulama mesci di, geleneksel/görsel sa natlar atölyesi, musikî/müzik dersliği bulunması, okulun açılacağı yerleşim birimi merkez nüfusunun 5 bin ve ya yerleşim birimine bağlı mahalle ve köyleri ile birlikte en az 10 bin olma sı kararlaştırıldı. Eğitimdeki başarısına karşın sayılarının azlığı ile dikkat çe ken fen liseleri için ise öğrenci konten jan limiti, ildeki 8. sınıf öğrenci sayısı nın yüzde 5’i ile sınırlandı. MEB, “Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği”nde değişikli ğe giderek bakanlığa bağlı ilk ve or taöğretim okullarının açılmasına iliş kin esasları yeniden düzenledi. Ba kanlığın en dikkat çeken düzenle mesi ise imam hatip liselerinin açıl masına ilişkin koşullar için yapı lan kolaylıklar oluşturdu. 2002 yılın da 450 olan imam hatip lisesi sayı sını 2017’ye gelindiğinde 1408’e, 71 bin olan öğrenci sayısını ise 517 bine yükselten MEB, yeni yönetmelik ile her mahallede bir imam hatip lisesi kurulabilmesinin önünü açtı. Her okula mescit Yeni açılacak okulların ortak standartlarını belirleyen MEB, her okula abdesthane ve kadın ile erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit bulundurma zorunluluğu getirdi. Bakanlık, her okulda yeteri kadar müdür yardımcısı odası, idari oda, revir, su deposu, sistem odası, sığınak, depo, yeterli sayıda tuvalet, öğretmenler odası, çok amaçlı salon, okulların ya da MEB, İmam Hatip açılmasını daha da kolaylaştırdı. programların özelliklerine uygun laboratuvar, bilgisayar odası, atölye, beden eğitimi salonu, kütüphane, okul aile birliği odası, zümre öğretmenler odası ve destek eğitim odası bulunacağını belirtti. En fazla 32 derslik Bakanlık, okul öncesi eğitim kurumları açılabilmesi için; anaokulunda öğrenci sayısının en az 20 olması, oyun odası bulunması; ana sınıfında öğrenci sayısının ise en az 10 olması, dersliğin binanın giriş katında aydınlık, güneş alan bölümünde bulunması ve ayrı girişçıkışının olması şartlarını belirledi. Yeni yönetmelikte birleştirilmiş sınıf uygulaması yapılan ilkokulların kurulması için en az 1 derslik ve 1, 2, 3, 4. sınıflarda toplamda en az 10 öğrenci bulunması, ilkokul, ortaokul ile imam hatip ortaokulları için en fazla 32 derslik şartı getirdi. Okullarda ayrıca görsel sanatlar atölyesi, müzik dersliği, fen dersliği, spor veya drama salo nu bulunması koşuluna yönetmelikte yer verildi. Fen liselerine yüzde 5 Bakanlık verilerine göre ortaöğretimdeki öğrencilerin yüzde 6.5’inin eğitim gördüğü fen liseleri, sayılarının azlığı ile eleştiri konusu olsa da MEB yeni kurulacak liseler için kontenjan üst sınırı belirlendi. Yönetmelik ile fen lisesi ile sosyal bilimler lisesi açılabilmesi için ilde 8. sınıfta öğrenim gören toplam öğrenci sayısının yüzde 5’ini geçmeyecek şekilde öğrenci kontenjanı üst sınır olarak belirlenmesi kararlaştırıldı. Eski yönetmelikte kız ve erkek öğrenciler için ayrı ayrı olmak üzere kurulacak pansiyonlar için 300 öğrenci kapasitesi de 200’e düşürüldü. Ayrıca illerde ve büyükşehirlerde nüfusu 50 binin üzerinde olan ilçelerinde, büyükşehir statüsünde olmayan illerin ilçelerinde ise nüfusunun en az 20 bin ve il merkezi ile birlikte toplam nüfusu en az 200.000 olması şartı belirlendi. l ANKARA 100 KİŞİLİK ÖĞRETMEN ENSTİTÜSÜ MEB, çok tartışılan Öğretmen Strateji belgesinde yer alan ‘öğretmen akademisi’nin de nasıl kurulacağı yeni yönetmelikte yer aldı. Öğretmenlere yönelik öngörülen 4 yılda bir sınav ve yıllık performans değerlendirmesine karşı eğitim için adres olarak gösterilen öğretmen akademisi ve hizmetiçi eğitim enstitülerinin en az 100 kişi kapasiteli olacak. İhtisaslaşmış olduğu alanlara ilişkin atölye, eğitim salonu, laboratuar, spor salonu, kütüphane, eğitim yöneticisi/eğitim görevlisi odasına sahip olacak. Ayrıca en az 100 kişiye hitap edebilecek nitelikte, banyo ve tuvaleti içinde bir ve iki kişilik odalardan oluşan yatakhane bölümü, engelli yatak odası, kapalı veya açık spor alanları, aletli spor salonu bulunacak. Z. BARIŞ EDİPOĞLU ARACI (1962 2000) “Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur götürecek yoksa beni geceleri bir çarpıntı duyarsan telaş telaş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu’ndan geçiyorum akşamsa eylülse ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur götürecek yoksa beni.” A. Gülden Diniz Ünlü BATI BASININDA GENİŞ YANKI UYANDIRDI, DAWKINS TEPKİ GÖSTERDİ ‘Evrimin müfredattan çıkarılması trajedi’ Türkiye’de evrimin müfretadattan çıkarılması Batı basınında geniş yankı buldu. Özellikle Avrupa basını olumsuz yorumlarda bulunurken BBC’de de Selin Girit evrimin ders kitaplarından çıkarılması üzerine Türkiye’de sert tartışmalar yaşandığına dikkat çekti. Haberde, EğitimSen’in genel başkanı Feray Aytekin Aydoğan’ın “Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın ardından evrim teorisini müfredattan çıkaran ikinci ülke olacağı, İran’da bile evrim teorisi hakkında 60 saat, Darwin üzerine ise 11 saatlik ders konulduğu” sözleri aktarıldı. Dawkins’ten tweet Ünlü ateist bilim insanı Richard Dawkins, Twitter hesabında “Türkiye kendini gülünç duruma düşürdü” mesajını paylaşırken “büyük laik, eğitim şampiyonu” diye nitelediği Atatürk’ün “mezarında ters döndüğünü” ima etti. Geçen yıl Richard Dawkins Mantık ve Bilim Vakfı ile birleşen ABD merkezli eğitim vakfı Center for Inquiry’den yayımlanan açıklamada durumun “Türkiye’nin geleceği için bir trajedi olduğu” vurgulandı. Independent gazetesinin konuyla ilgili haberinde hükümetin evrim teorisi ile ilgili kararının ülkedeki laik kesim ile sağ kanat dinci gruplar arasındaki mücadelenin bir parçası olduğu Richard Dawkins na dikkat çekildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin demokratik ve laik kurumlarını baltalamakla suçlandığı, darbe girişiminin ardından gazetecilerin, askerlerin, kamu çalışanlarının, akademisyenlerin hedef alındığı hatırlatıldı. New York Times gazetesi telefonla ulaştığı Feray Aytekin Aydoğan’ın “Laik, bilimsel eğitimin son kırıntıları da kaldırıldı. Bırakın liseyi bu konuyu anaokulunda bile rahatça anlatabilirsiniz” açıklamalarına yer verdi. İtiraz edilmeli Center for Inquiry’nin başkanı Robyn Blumner, “Türk bilim insanlarının da katılacağı gibi evrim, tektonik hareketler gibi kabul edilmiş bir gerçektir. Ortaokul fen öğretmenleri ile çalışmalarımızdan biliyoruz ki öğrenciler evrimin basit ilkelerini kolayca kavrayabiliyor. Dahası doğal seleksiyon hakkında öğrenmek öğrencileri etkiliyor, ilham veriyor. Hükümet bunu öğrencilerden almayı nasıl düşünebilir?” ifadelerini kullandı. Ankara’ya bu kararın iptali çağrısı yapılırken, halkın, çocuklarının ve ülkenin geleceği için karara itiraz etmesi gerektiği vurgulandı. l Dış Haberler ‘İktidarı teslim etmez’ düşüncesi neden yaygın? Sevgili dostum Ali Sirmen, “AKP kaybederse iktidarı teslim eder mi?” başlıklı perşembe günkü yazıma, dün başka bir boyuttan çok değerli katkıda bulundu. Lütfen okuyun. Bu arada bir okurum, 13 Haziran 2013 tarihli bir yazımın fotoğrafını gönderdi: “RTE iktidarı bırakmaz...” 4 yıl önce: “...iktidarı ve partisini, ‘normal, demokratik, seçimle gelip gidecek’ bir parlamenter sistemin bir unsuru olarak görenler, stratejik ve çok temel bir siyasi hata yapıyorlar demektir... Oyunun kurallarını kabul etmeyen birisiyle, oyunun kurallarını kabul eden birisinin herhangi bir ortaklığı zaten olamaz...” (http://orhanbursali.blogspot. com.tr/2013/06/rteiktidarbrakmazamaneincikefali.html) Ve derkeeen: Cumhurbaşkanlığı Arşiv Müdürü Muhammet Safi adındaki şahıs, sosyal medya hesabından yazıyor: “Her eve bir otomatik tüfek ve 1000 mermi projesi şart...” “Üst düzey” bir yetkili... Saray’da oturuyor. Bunları kendi aklından durup dururken uydurmamıştır. Cumhurbaşkanı resmi Twitter hesabından paylaşılan şu sözlerden esinlenerek bu twiti atmış: “Savunma alanında her şeyimizi kendimiz yapmadan bize huzurlu bir uyku yok.” Cumhurbaşkanı ülkenin savunmasından mı bahsediyor, bence sanki öyleyoksa iktidarının savunmasından mı?.. Ama Safi Bey’in çıkardığı sonuç iktidarın savunması, bu amaçla “Her eve bir otomatik tüfek ve 1000 mermi projesi şart” diyor. Her ev derken, AKP’lileri kastediyor tabii ki... Bir süredir, özellikle beraber yürüdükleri FETÖ’cülerin darbe girişiminden sonra, iktidar mensuplarının aklından “iktidar silahlanması” çıkmıyor. Safi Bey’in paylaşımı bu tartışmaların ürünü olsa gerek. Rejimin doğurduğu düşünceler Zaten AKP parti üyelerinden zırt pırt silahla öne fırlayanlar var. En son bunlardan bir katil adayı daha ortaya çıktı, Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak: “Reis’in ağzından çıkacak tek bir kelimeye bakıyoruz. Tek bir kelimesiyle ölürüz, şehadet için koşar öldürürüz, gereken her şeyi yaparız...” Tabii otomatik silahıyla boy gösteren berberleri de anımsayalım. 400 bine yakın polisleri ve Ordu ile büyük ittifakları demek ki iktidarlarına yeterli güveni vermiyor. Partinin sivil milisleri vb gibi, gayri meşru bir kitleyi iktidarın vurucu gücü olarak silahlandırmak ve örgütlemek fikri, demek ki farklı kademelerde tartışılıyor veya iktidara anımsatılıyor, dayatılıyor. “Seçimleri kaybetmek” bunun sonucunda “iktidarı devretmek” gibi korkunç düş görmeye başlayan bu iktidar mensupları, sürekli iktidarda kalmanın “çare”lerini düşünüyor: Acaba bu saltanatı nasıl ve ne kadar sürdürebiliriz? Bu tür düşünceler, içinde bulunduğumuz rejimin de niteliği konusunda yeterli fikir veriyor. Sorunun temelinde ne var? AKP seçimi kaybederse iktidarı bırakır mı, sorusuna çok paylaşım ve yanıt geldi. Ve egemen görüş: Vermezler, vermemek için de her şeyi göze alırlar... Bu kanaat bu kadar yaygın olarak nasıl giderek egemen olmuş acaba? Melih Aşık da Ali Sirmen gibi “Böyle bir sorunun soruluyor olması bile demokrasimizin fotoğrafıdır” diyerek, ülkemizin içinde bulunduğu çok önemli bir açmazı dile getirerek devam ediyor: “Kaldı ki bu soruya ‘teslim eder’ diyecek babayiğiti de zor bulursunuz..” Durum budur, yarın belki bu senaryonun ülkeyi sokacağı derin bunalımlara değinirim. Bana, fol yok yumurta yok, neler uyduruyorsun diye bakan çoktur. Ama 20 Mart 2012’de, fol yok yumurta yokken, Cemaatin askerlerinin RTE’ye darbeye kalkışacağını da burada okumuştunuz. Karamsar bir adamım... Bazen de çok iyimser. Bir salıncakta olmak iyidir... Erdoğan, Akıncı ile Kıbrıs’ı görüştü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün Beylerbeyi Sarayı’nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüştü. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1.5 saat sürerken görüşmeye ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Görüşmede Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik de hazır bulundu. l İSTANBUL/ Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle