Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 EYLÜL 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
52. VenedikFilm Festivali'nde vitrin, Hollpvood'un gösterişlimamulleriyle doluydu ama..
Giardana'nın •PasolinkBir İtaryan Suçu' da Senato Altın Madalyası denilen özel ödülii aldı. Sandrine Bonnaire"le Isabella Huppert. 'Seremoni'yle en iyi kadın oyuncu ödülünii paylaştılar.
Ödül dağıtımını bekleme-
den dönüş yolunu tutmak zo-
nında kaldığım 52. Venedik
Fılm Festıvalı'nin sonuçlannı
mecburen sonradan öğrenebıl-
dım. Ve Altın Aslan'ı. benım
de gönlümde yatan Viernam-
Fransız yapımi Cydo" filmı-
ne veren seçicıler kuruluna o
anda, hemencecik kafadan
sevgılenmı, alkışlanmı gön-
derdım. Her ne kadar 'Ben de-
mtştim kf ukalalığına pek düş-
mek ıstemesem de bu fılmın
Venedık'ten mutlaka ödülle
döneceğıni. ossaat bıldim sey-
reder seyretmez! (Canlı tanı-
ğım. filrni birlıkte seyrettiğımız Hülya
l çansu'dur.) Gerçekten de son yıllann en
sıkı seçıcı kunıllanndan bın denebılecek
Venedıkjürisı.(JorgeSempnuı yazar.se-
nanst. eskı lspanyol Kultür Bakani, Gug-
lielma Btragni/ sinema yazan. Venedik
Fılm Festıvalı'nm eski yönetıcısı Marga-
retha Von Trotta/ Alman yönetmen, Ab-
bas Kiarostami/ son yıllann gözde tranlı
sinemacısı. Jean-PierreJeunet/Delicates-
sen-Şarküteri'nın Fransız vönetmenı, Ma-
rio Vlartone/ genç Italyan yönetmen. Pe-
terReiner/ Amerikalı sinema yazan, Mo
Rothman/ Amerikalı vapımcı \e güzel
Italyan oyuncu Francesca Neri'den oluşu-
yordu bujüri) benı yanıltmadı sonuçta,
iyi mi! Ho Şı Minh kentinden unutulmaz
insan manzaralan...
Yanşma bölümiine 14 ülkeden 17 fil-
mın katıldıgı 52. Mostra Intemazionalc
d'ArteCinematografica-52. Venedik Film
Festıvali'nde büyük ödül Altın Aslan'ı.
gerçekten hak ederek kazanan Vıetnam-
Fransa ortak yapımı *Xkh Lö- Cyclo",
(San ırkın durmadan çoğaldığı, yogun ka-
labalık bırnüfusun yaşadığı Uzakdogu'ya
özgü popülerbır ulaşım aracı olan. birsü-
rücünün pedal basarak yürüttüğü. tek ki-
silik bisıklet taşıt demek Cyclo) geçen yıl
ıstanbul Festivali'nde, 1993 Cannes Fes-
tivali'nde Altın Kamera'yı alan ilk filmı,
"Mui du du Xanh-Yeşil Papaya**sını sey-
rettiğimiz. Fransa'da sinema eğıtimı gör-
müş, 1962 doğumlu, genç Vıetnamlı sine-
macı Tran Anh Hung'un ıkınci filmi.
Tatlı. şurin bir havada seyreden. ınsan-
cıl içeriğı ve gün ışığının alındığı. çok ba-
şanlı görüntülenyle, Vietnam mutfağına
özgü yemek tariflenvle anımsadığımız
" Yeşıl Papaya"nın tam tersine. "Cyclo".
son derece sert, belirgin bir sinema duy-
gusunun egemen oldugu bazı unutulmaz
sekanslanyla, beylik deyişle tokat gıbı
çarpan, sarsan ve resmen seyirciyi alabc-
ra eden bir etkileyıcilığe uîaşıyordu. 18
yaşındaki. sokaklan paylaşmış amansız
rekabetin kurbanı olarak ekmek teknesi
tek kişilik bisıklet faytonunu elinden çal-
dınnca, bogaz tokluguna çeşıtlı pıs işiere:
soygun, uyuşturucu satıcılığı. hırsızlık ve
sabotaj eylemlenne bulaşıp kısa zaman-
da kendıni giderek suç dünyasının içine
çekılmış bulan, öksüz-yetım faytoncu de-
likanlının (Lee Van Loc) nerdeyse bırebır
yansıtılmış. belgesel öyküsü gibi başla-
yıp gelışen "Cyclo". fahişelık yapan ab-
lalanna pezo'luk eden. fılozofumsu ve
hassas bir yapıya sahıp, kınlgan sokak
gangsteri olan şainn (Karate filmlennın
Hong Konglu ünlü aktörlerinden Tony Le-
Altm AsIan^Üçimcü
Dünya fihııiııe gittL..
T" Tİetnam-Fransız ortak
1 / yapımı "Cyclo"
V filminin Altın Aslan'ı
kazanması, 12 gün boyunca
ünlü yıldızlardan şavkıyan
medyatik ışıklarla parlayan,
Hollywood sinemasının
gösterişli, gözalıcı
mamulleriyle tıkabasa
doluşturulduğu eleştirileriyle
saldınlan Venedik Film
Festivali'nin, daha çok Üçüncü
Dünya sinemasına göz kırpışı
olarak da değerlendirilebilir.
SUNGU ÇAPAN
1 Venedik'te
canmraş bir
cehcnnem çığfağı
cstirerek AJün
Aslan'ı
alan'Cyclo'da
Lee Van Loc çok
başanlı.(üstte).
Cuiseppe
Tornatore'nin
v
LUomo deUe
Stelle-Yıldız
Adam'ı
Gümüş
Aslan'ı
paylaşü(yanda).
ung-Chiu W»i) çetesine katılmaya götü-
recektır, dehşetengiz sınıf karşıtlıklannın
yaşandığı Ho Şi Mın kentının cangılında.
hayatta ve ayakta kalmaya mücadele ve-
ren, masum faytoncu kahramanımızı.
Güç-iktıdar duygusuvla kolay kazanılan
paranın tadını alan, fılmın tüm bu masum
genç kahramanlan. dızboyu yoksulluğun
hüküm sürdüğü. denn uçurumlann var ol-
dugu, tehlıkelı çevrelerde, gündelik yaşa-
mı kuşatmış zamansız bir şiddetle kuşa-
tılmış olarak bütünüv le adaletsiz ve karan-
lık bir dünyanın çıkmazlanna çarpa çar-
pa. ufalanıp batağa gömülüyor ve giderek
kendılennı teker teker ımha edıyorlardı,
çogu gerçeklen akıldan çıkmavan bazı
sahnelerde. Genç yönetmen Tran Anh
Hung'un karakter çızıminden küçük ay-
nntıları değerlendıren özenlı \e dıkkatlı
anlatımına, kullandığı. soluk kesici şid-
det ögesınden müziğıne ve akıcı montajı-
na kadar 'olağanüstü sineması'ndan ör-
nekler \ eren. 'yaratıcı \önetmenlere özgü
büvülevici özeÛiklernle' sevircının de ıkı
saatüğıne ıflahını kesen, Vietnam-Fran-
sız ortak yapırru bu "Cyclo" filminin Al-
tın Aslan'ı kazanması. 12 gün boyunca
ünlü yıldızlardan şavkıyan medyatık ışık-
larla parlayan, Hollyvvood sinemasının
göstenşli, gözalıcı mamulleriyle tıkabasa
doluşturulduğu eleştırilenyle saldınlan
Venedik Film Festivali'nin. daha çok
Cçüncü Dünya sinemasına göz kırpışı
olarak da degerlendınlebilır sonuçta.
Israrla Pasıfik'tekı nükleer denemeleri-
ni sürdüren Fransa'yı ve ınatçı başkanı
Chirae"ı protesto eden bazı yeşilci göste-
nlenn 'program dışT olarak çeşni kattıgı
ödül gecesi, Italyan sinemasına iki ödül
52. Venedik Film Festivali'nin ödülleri* Altın Aşlan: Cyclo" (Yön. Tran Anh Hung, Vietnam)
* Büvük Özel Ödül (Gümüş Aslan). "L'U omodelle
Stelle- Yıldız Adam" (Yön. Giuseppe Tornatore,
Italyan) ile "A Comedia de Deus-Tannlar Komedisi"
(Yön. Joao Cesar Monteıro, Portekız) arasında
paylaştınldı.
* En iyi erkek oyuncu ödülü (Volpı Kupası): Götz
George (Alman filmı "Der Tohnacher-Katil"dekı
yorumuyla)
* En ıyı kadın oyuncu ödülü (Volpı Kupası): Sandrine
Bonnairevelsabelle Huppert ikılisıne (Fransiz filmı
"L Ceremonie-Seremoni"dekı yorumlanyla) ortaklaşa
verildı.
* En iyi yardımcı erkek \e kadın oyuncu ödülien: lan
Hart (Irlanda filmı "Nothing PersonaT) ve Isabella
Ferrari (Italyan filmı "Fakir Bir Gencin Ronıaru")
* Özel ödül (Altm Kuzu): "In the Bleak Mktointer-Kı<,
Ortasının Derınlennde" (Yön. Kenneth Branagh.
tngiltere), "Maborosinohikari-Havallenn lşığı"
(Yön. Hirokazu Koreeda, Japonya) ve "Det, yani
dokthar (Det, kız demek) (Yön. Ebülfazl Celili, Iran)
fılmlen arasında paylaştınldı.
* Senato Altın Madalyası: "Pasolini: L'n Delitto
ttallano- Pasolini. (Bir Italvan Suçu" (Yön Marco
Tullio Glordana. ttalva)
* OCIC (UluslararsrKatolik Kıliseler Birliğı) ödülü:
"La Settima Stanza" (Yön. Mrta Meszaros,
Macanstan)
* Filmcntıca ödülü: "Tannlar Komedisi""
* Psınettı. en iyi aktör ödülü Sergk) C astellitto
("Yıldız Adam"a)
* Altın Aslancık-Agıscuola ödûlü: "L'Uomodelle
Stelle- Yıldız Adam" Yön. (Giuseppe Tornatore,
Itajya)
* Özel 'Cınemaavvenıre' ödülleri. "'Tannlar
Komedisi~, "Hayallerin Işığı~ \e "Yıldız Adam'".
getirdi. Giuseppe Tornato-
re'nin ünlü ilk filmi "YeniCen-
net Sinemasrnın izlerini sü-
ren, sinemanın yüzüncü yılı
kutlamalanna da pek uygun
düşen son eseri "LTL'omo del-
le Stefle-Yıldız Adam", festı-
valin ikinciliği demek olan Gü-
müş Aslan'ı (büyük özel ödü-
lü) kazamrken Marco Tullio
Giordana'nın. 21 yıl sonra Pa-
solini cınayetinin üstündeki es-
rar perdesini aralayan, ılgınç
Docu- drama'sı "Pasolini: un
Delitto İtaliano-Pasolını: Bır
Italyan Suçu" da Senato Altın
Madalyası denilen özel bır
ödülle taçlandınldı. Sonuçta, Hollyvvood
tarzıyla, yaratıcı yönetmen sinemasının
ürünlerinı bir araya getırme becerısını
gösteren Venedik'te. canhıraş bır cehen-
nem çığlıgı estırerek Altın Aslan'ı alan
Tran Anh Hung'un "Cyclo"sunun yanı
sıra, akıllarda kalan bir başka hatın sayı-
lır film de Portekizli Cesar Monteiro nun
"Tannlar Komedisi'*yle birlikte, Gümüş
Aslan'ı paylaşan Giuseppe Tornatore'nin
"Yıktız Adam"ıydı kuşkusuz. 21. yüzyı-
la 5 kala. Akdenizin'in başkentı Vene-
dık'in Lido'sunda. mahşerimsi manzara-
lar, psikopat terönst portreleri, öfke-şid-
det boşalımlan, hevecan-genlim dalgala-
n ve sıkıntı-bunalım tasvirleri ıçeren on-
ca filmin arasından özellikle oyunculu-
guylasıvrilenClaudeChabrol'ün "LaCe-
remonie^sinin de en iv ı kadın oyuncu ödü-
lünü götürmesi zaten bekleniyordu doğ-
rusu. Sandrine Bonnaire-lsabeDe Huppert
ikilisine paylaştırılan Volpi Kupası. en iyi
erkek oyuncu dalında da Alman aktör
Götz George'a kısmet oldu, Romuald
Karmakann *
4
DerTotmacher"indekı yo-
rumuyla. Bu dalda sözgelişi bir yıllann
AIbertoSordi
n
sine "Fakir Gencin Roma-
nı"yla, karşıkonulmaz Hollyvvood ılahi
JackNichotson a "TheCrossingGuard''la
ya da yaşlandıkça ustalaşan Haney Ke-
Itel'e, SpikeLee'nin "Clockers''iyleavuç-
lannı yalatan GötzGeorge'u (ve festıva-
lin ilk günü gösterilen Alman filmı "Der
Totmacher"i) ne yazık ki kaçırmıştım
ben. Deneyimli sinemacılann yanı sıra Vi-
etnamlı Tran Anh Hung. Tornatore ya da
Japon Hirokazu Kereeda. vbgibi yeni ye-
teneklenne de kimsenın gıkı çıkmadı ve
Isabefl Ferrari sayesinde "Fakir Bir Gen-
cin Romanf'yla EttoreScola, lan Hart sa-
yesinde de "Nothing PersonaTla Irlanda-
lı "Thaddeus O'Sullivan ödüllerden na-
siplennı aldılar sonuçta. 'Venedik gecefe-
ri'nı kaplayan bırtakım gösterişli Amen-
kan filmlen çıkartmasının yanı sıra.
Hollywood'la bağlantılannı kuvvetlendı-
ren Venedik Festivali'nin bızceen önem-
lı yanı. 13 yıllık aradan sonra sinemaya
dönüş yapan Micheiangelo Antonioni us-
tanın. \Voody Allen'ın, Peter Greenawa>,
vb gıbı bazı sıradışı yönetmenlenn son
fılmlerine yer vermesiydi. Aynca çok sa-
yıda (6O'ı aşkın) kısa (ve orta uzunlukta-
ki) filmin göstenlmesıydi
Bir de daha önce belırttıgimız gibı Ke-
vin Costner'dan Jack Nicholson'a, Tom
Hanks'den Denzel \Vashington a. Mcl
Gibson'dan Woody Allen'a, SophieMar-
ceau'dan Spıke Lee'ye uzatılabilecek yı-
gınla ünlûnün konuk edildikleri Lido'da
boy göstermesiydi bu yıl kuşkusuz. Soft-
porno kralı Tînto Brass'ın peşinde çıplak
yıldızlanyla, aklı sıra festıvale karşı çık-
mak babından, Lido"da yürüyüş yapması
gibisinden 'ucuzluklara' da tanık olduğu-
muz bir Venedik Film Festivalı daha işte
böyle geldı-geçtı sonuçta.
Son olarak Venedik'te bu yıl bir de ye-
dince sanata yıllar yılı hızmet vermış ye-
nigerçekçı yönetmen Giuseppe DeSantis,
yapımcı Goffredo Lombardo, müzikçi
Ennk) Morricone, Yeni Dalga'nın özgün
yaratıcısı Alain Resnais, ıtalyan asıllı
Amerikalı usta Martin Scorsese ve yılla-
ra hâlâ meydan okuyan yıldızlardan Al-
berto Sordî ve Monica Vrtti gibı oyuncu-
lara, 'kariyer Alün .\slanlan'- ödülleri ve-
rildiğinı de ekleyelım unutmadan.
İşte Venedik"te son gün (9 Eylül'95)
Dün akşam yıllar sonra yeniden seyrettı-
ğim ve ınsancıl boyutundan, etkileyicılı-
ğınden pek bır şey yıtıımemış De Sico us-
tanın "lîmberto D"sı gözlerimın yaşar-
masına neden oldu yine.
Yoğun, dopdolu ve unutulmaz bır kla-
sik gerçekten Umberto D. De Cica'nın ya-
kınlanna resmı yetkılıler ödül. plaket filan
da verdıler, onore ettiler bır kez daha. Ye-
ni gerçekçı büvük sinemacıyı.
Dılckat ettım, yeni kuşak Jtalyan seyir-
cisi de bav ağı etkilendi bu 44 yıllık başya-
pıttan. gözlennı sılen sılenevdi çıkışta.
Umberto D'nın ardından Excehior'da Sco-
Ia'nın yanşma filmı "Romanzo di un gj-
ovane povero"yu kaydettık sinema hazne-
mize, Scola'ya özgü, akıcı bir acı alaycı-
lıkla yağ gibi kayan, ironık bır tasvır, Al-
berto Sordi de fırsat bu fırsat dıyerek bir
güzel döktürüvor ama Scola'nın "Balo",
"Una Giornata Partioolare" türünden baş-
yapıtlan arasına sokulmayacak bır çalış-
ması bu "Fakir Bır Gencin Romanı".
Bıraz Hıtchoockvari bır *Chweti kim iş-
ledi'entnkasına fazlabel bağlamış ve faz-
lasıyla lafa gömülmüş. sonu da belki de bı-
lınçle, belırsızlıkte bırakılmış, cinai ve ko-
mik bir ustalık göstensı. Eh artık Ettore
N O T L A R . . . N O T L A R . . Lido'da son gün.
Scola da mıyadını doldurdu mu ne? Lun-
gomare'dekı konserlı, şamatalı, kalabalık
ınsan selı de doğrusu çok fazla memnun
kalmamıştı Scola'nın bu son fılmınden.
Son Lıdo günümde Palagalileo'da, Wil-
liara Friedldn'ın yeni thnller'ı "Jade"ını
ızledım soluk soluğa. David Caruso, Lin-
da Fiorenrino, Chazz Palminteri gibı Ital-
yan asıllı oyunculann (Italyan seyircisı tut-
tuğu ısimlen acayıp aikışlıyor jenerik ge-
çerken.
Yine öyle oldu ve yeni Dıva'mız Lın-
da çok alkışlandı) rol aldığı. son derece sü-
rükleyicı kotanlmış, arabalı akılalmaz ta-
kip sahneleri, gözalıcı actıon bölümlen ve
hıç düşmeyen temposuyla bırıncı sınıf bır
polısiye seyırlık nıtelemesını hak eden bu
son William Fnedkin ypıtı, tam bir usta-
lıklı 'kaçış sineması' örneği. nefes kesen
cinsten. Seks ögesıyle örülü, bır hevecan
fırtınası sayılabilecek filmdeki mekân kul-
lanımı da (San Francisco sokaklan, egzo-
tik Çin mahallesindekı karnaval. şantaj,
Calıfornıa vahsınin pıs polıtıkacı numara-
ları, lüks ve şatafatıyla gözkamaştıncı ev
dekorlan vs her şey ustaca) Amerıkan si-
nemasına özgü beceriyı sergıliyordu bır
kezdaha. Sanırım vizyonaçıktığındahay-
lı ış yapacak "Jade" sınemalarda 'Notti
Venezjani'bölümünün sabah sabah tüket-
tıgımız bu gösterişli, albenılı Hollyvvood
seyirlığınm peşınden. Claudio Fragas-
so'nun "Palermo- Milano solo andata"si-
Ettore
Scola'nın
'Romanzo di
un giovane
povero'su biraz
Hitchoock\ari
birentrikaya
fazlabel
bağlamış, sonu
biünçle belirsiz
bırakılmış
cinai ve komik
bir ustalık
gösterisi.
nı mı yoksa Fransız Patrick Auri>gnc'ın
"Mamoires d'un jeune con"unu mu önce
seyredeyım, bır süre kararsız kaldıktan
sonra Fransız filmıne gırdım. Bu yakınlar-
da Istanbul sinemalarında gördüğümüz
Diane Kurys'nın "A la Folie"sınde Anna
Parillaud'nun. Beatrice Dalie'la da kınştı-
ran sevgılısi olarak seyrettığımız Patrick
Aurignac'ın ilk kez yönetmen-
liğe sov'unduğu. suçlu gençlık
• • öyküsü çeşıtlemesı "Genç bir
soyguncunun anıJan" enıkonu-
benı sardı ve yeni bır keşıf oldu bu Vene-
dik'te. Adeta bir son dakıka sürpnzı. Özel-
likle Alain Dekm'dan bır şeylerçağnştıran
genç ve yeni aktör Laurent Hemonun baş-
roldeki gelecek vaat eden oyunu ilgımi
çekti.
tlk suçundan 6 ay içerde yatıpçıktıktan
sonra babası Françoıs Pener'yle yaşayan,
ışsız-güçsüz ve suça eğilimii, yakışıklı bır
delıkanlının hapiste tanıştığı düzenın kur-
banı, 'kötü' arkadaşlanyla (yönetmen Au-
rignac da bunlann elebaşısını oynuyordu)
soygunlara kalkışıp sonunda da yeniden
yakayıelevermesıni vebukez6vılamah-
kûm olmasını hikâye eden bu ılginç Fran-
sız yapımı. gerçek bir yaşamöyküsünden
uyarlanmış. Lyon'da çekılmış ve 'suç-ha-
pishane filminin beylik klışelennı yerlı
yerinde kullanarak belirgin dinamık ve
duygusal bıratmosferkurabılmış; 'sıkıbir
iikfilm'dı. diyebileceğım.
Yine bır gençlık öyküsü anlatan Cla-
udio Fragasso'nun Italyan panoraması
bölümünde gösterilen Palermo-Milano'su
da oldukça ılgınçtı...
KEDİ GOZU
VECDİ SAYAR
Yunus ile Madonna
Eskıden kedileri türlerine göre ayınrlarmış, uzun
tüylüler, kısa tüylüler, Ankara kedileri, Van kedileri, fa-
lan. Şu "globalleşme" çıktı çıkalı artık tek bır aynm
var: "Televizyon izleyenler" ve"televizyon ızlemeyen-
ler."
Televizyon izlemeyen kediler, "entel" kediler olu-
yormuş. Olsun varsın, ben kendi payıma, televizyo-
na bayılıyorum. Bir defa, çok zahmetsız ış, koltuğa
kuruldun mu, bütün dünyaayaklarının altında. Bırül-
kenin kültürel gelışmişlığini şıp diye anlayıverryorsun,
televizyona bir göz atınca.
Sözüm TRT-2'den dışan, bizim kanallarımızda pek
sanat programına rastlanmaz ama, sanatın çeşitli
dallannabolcayerverilir. Isteyene 'oryantal', isteme-
yene 'roman', o da olmazsa "Huysuz" var.
Bütün şarkıcılann "talk-show"cu, bütün "star"\a-
nn "realify-show"cu olduğu bırortamda hâlâ, sana-
tın kitlelerle kucaklaşmadığını ıddia edenlerden de-
ğılsinizdir hemalde.
Sanata öylesine önem veriyor ki özel televtzyon-
lar, 24 saatın 12 saatini sinema sanatına ayınyorlar
neredeyse.
Yok efendim, filmterin yüzde doksanbeşi Amerikan
filmiymiş, bunlar aracılığı ile tek tip bır seyircı yetış-
tırilıyormuş, bunlar önemsiz ayrıntılar. Sız, halkımız
film ızliyor mu, ona bakın.
Ya müzığe ne demeli? Amerikan plak şırketlerınin
yeni yıldızlarını "dünya ile aynı anda" tanımak şan-
sına sahibiz artık. Isterseniz "Em-ti-vi"de, ıstersenız
onun "Turkçe "taklidi "Number One 7V"de.
Kısacası, televizyonlar aracılığı ileyayılan, yaygın-
laştırılan kültur politikası, tek bır komutla bıçimlendi-
rilmişcesıne teksesli ve seçeneksiz.
Televizyonun karşısında mutsuz olmamamız içın
ne mümkünse yapılıyor. Zihnimizi yoracak, duygula-
nmızı geliştirecek "zor" filmlere ne gerek var. Mak-
sat toplumun "boşalması" değil mi? Koyarsın "ka-
rafe"yi, alırsın "rating"\.
Peki, bu "çok özel" televizyonlann karşısında btr
seçenek var olamayacak mı? Yeni yetışen kuşakla-
rın kültürsüzleştirilme sürecine karşı çıkan "muhaltf"
bir ses duymak mümkün olmayacak mı?
Nicedir, değeriertmizi unuttuk. "Medya" denilen
göstenşli pahalı bir oyuncağın peşinde surüklenıyo-
ruz. Onun bize öğrettiğı yeni "değerlerle yatıp kal-
kıyoruz artık.
Geçenlerde, bir sabah programında Ali Özgen-
türkçıktı karşıma. "Yunus Emre'y; tanımayan, Ma-
donna'y/ tanıyan bir kuşakyetişiyor" diyordu. Bunun,
Amerika'nın seyircı yetıştırme politıkasının bır sonu-
cu olduğunu, kültürlenn ıçınin boşaltıldığını söylü-
yordu. (Elbette, Madonna'yı tanımayalım, demek is-
temiyordu.)
Şımdi dıyeceksinız ki. bir kaç "dinozor-kedi"den
başka kim önemseyecek kültürlenn ıçinın boşaltılma-
sını.. Herhalde, kültur alanında olup bıtenlerı tepkı-
siz izleyen, ılgılerini başka alanlara yönelten polrtika-
cılar değıl.
Nezamandırsöylenm, şu "/cad/n/cofas/"nınyanın-
da bir de "kedi kotası" olmalı diye. Ama, kime dinle-
teceksin, kedi sözü dinler mi koca siyasetçiler.
Zaten, onlar için sanatçı dediğin, "gerektiği za-
man"ve "gerektiği" yerde bulunması ıstenen bir "mı-
zıka takımı" değil mı?
Bir sağ parti Orhan Gencebay'a konser verdiri-
yorsa, sol partınin Ferdi Tayfur'u yanına alma çaba-
sı hıç garipsenmez. Bunun partinin kültürel kimliğını
zedelemekten öte bir yaran olmayacağını kime an-
latırsınız?
Siyasetçi açısından sanat, "imaj" ıçin gereklı bır un-
surdur yalnızca. Onun ötesinde bir role soyunmaya
kalkışanlara hadleri bıldırilır çoğunlukla.
Bu yüzden. hafta başında "kurultay"\n sonuçlan-
nı öğrenınce pek keyiflendım. Eminım. başka kedi-
ler de sevınmışlerdir, parti meclisine bır yazar (Naz-
iı Eray), bır tiyatrocu (Asuman Çiyiltepe) ve bir res-
samın (Bedri Baykam) gırmesine. Hem de kotayla,
motayla değil, bileklerinin hakkıyla.
Bu isimlerin parti meclisine "renk" kattığını yazıyor
bir gazete. Bana kalırsa renk değil, onur katıyoriar.
Ve kültur politikası lyice belirsiz hale gelen bir parti-
ye umut taşıyorlar. Tabii, bu isimlerin yanına, Atilla,
Sav gibi değerli bır tıyatro eleştirmenini (partililer, onu
hukukçu ve siyasetçi yanıyla tanırlar, ama kediler için
en vazgeçilmez yanı tiyatroculuğudur) ve de sanat
dostu bazı politikacıları da koyarsanız, siyasetin ıçi-
ne düştüğü kültürel boşluktan kurtulması içın somut
adımlar atılmasını bekleyebilirsiniz.
Tabii, hâlâ sabnnız kaldıysa.
Bakırköy Belediyesi Oyun
Yazma Yarışması' sonuçlandı
Kültür Servisi- Bakırköy Beledıye Başkanlığı'nın
ulusal tiyatroya özgün eserler sunmak, öykü ve
romanlann oyunlaştırmasına katkıda bulunmak ve
'Türk tıyatrosunun ancak kendi yazarlanyla
gelişebileceği' mesajını vermek amacıyla düzenlediği,
'Oyun Yazma Yanşması" sonuçlandı Aralannda
Devlet Tiyatrolan Başrejısörü Ergin Orbey. Tıyatro
Yazarlan Derneğı Genel Başkanı Recep Bilgıner,
Bakırköy Beledıye Tiyatrosu Sanat Yönetmeni Pekcan
Koşar gibi isimlerin bulunduğu seçici kurul özgün
dalda 100, uyarlama dalında 27 eseri inceledi
Yanşmanını büyük ödülü 75 milyon TL idi Özgün
oyun dalında büvük ödülü ''Ramiz ile Jülıde" adlı
oyunuyla Refık Erduran alırken Müjdat Gezen, Erhan
Gökgücü, Orhan Asena, Ferdi Merter. Memed
Türkkan. Beki L. Bahar da başan ödüllerinı aldı.
Uyarlama daiında ise büyük ödülü Samipaşazade
Bey'in eserinden oyunlaştırdığı 'Böyle Bir Aşk'la
Ferdi Merter ve Hüseyın Rahmı Gürpınar'ın eserinden
oyunlaştırdığı 'Evlere Şenlik" ile Dinçer Sumer
paylaştılar. Bu dalda başan ödülleri Turan Oflazoğlu.
Ersan Uysal ve Haluk Işık'a \erildi.
Başkentte fotoğraf günleri
ANKARA(ANKA) - Fotoğraf Sanatı Kurumu,
başkentli fotoğrafseverler ıçin söyleşı. saydam
gösteriler ve sergılenn yer aldığı renkli bır program
hazırladı. Yann, Alberto Modiano'nun katılacağı
"Fotoğraf Tarihı" konulu söyleşı, 19 eylülde Tahır
Un'un "Düşlenmiş Manzaralar" başlıklı sa\dam
gösterisi. 21 evlülde 10. Dönem Fotoğraf Semıneri'ne
katılanlann eserlennın yer alacağı bir fotoğraf sergısi
gibı etkinlıkler düzenlenecek. Etkinlikler. Fotoğraf
Sanatı Kurumu'nun lokalınde ızlenebilecek.
İDOB'un Müdüpü Selmin Günöz
istifaetti
İZMİR (A.A)- İzmir Devlet Opera ve Balesi (İDOB)
Müdürü Selmin Günöz, görevinden ıstifa ettı. IDOB
tarafından yapılan yazılı açıklamada. Gündüz'ün,
ailesının Ankara"da bulunması nedenıyle i^tifa ettiği
belırtilerek, sanatçını çalışmalannın Ankara Devlet
Opera ve Balesı'nde sürdüreceği kaydedıldi. İDOB'u
kuruluşundan bu yana solist sanatçı olarak çalıışan
Günöz. 14 Nısan 1992 tanhınde müdürlük görevine
atandı. Bugüne kadar 20'ye yakın opera, operet ve
müzıkalde rol alan sanatçı. aynca Blganstan Varna ve
Burgaz Flarmoni Orkestraları eşliğinde konserler verdi.