28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 1995 CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Kalabalık MELİH CEVDET ANDAY G eçen hafta eşımle Abant'a gıttık, uç gun ıçın Otele gırdığımde benı şaşırtanbırşey ol- du Ganı Gırgın'ın eşıyle karşılaşmaz mı- yım' - Ganı nerde0 dıye sordum - Sizı Tann gonderdı buraya, dedı Ben de ne yapacağımı bılmıyordum Merakla. - Ne oldu, ne var° dıye sordum. Kadıncağız telaş ıçındeydı - Ganı kendı kendıne konuşuyor - Ne dıyor9 - Aniayamıyorum kı, bırşeylermınl- danıyor • Bız boyle konuşurken Ganı Gırgın gorundu, yanımıza gelınce eşını bır su- re suzdukten sonra bana. - Merak etme, delırmedım, dedı Ama delırebılınm Gel şoyle Boyle dıyerek benı salona goturdu • - Oturalım - Kendı kendıne konuşuyormuşsun. dedım Ganı Gırgın, - Çocukluk anılarımı tazelıyorum. dedı. bu da yuksek sesle olmaz kı - Anılarını tazelemek ıçın mı burava geldın9 - Yok canım. gelı gelıvenyor ışte Kuşku ıle baktim yüzune, duş gorur gıbıydı - Izmır'ın kurtuluşunda ben ılkokul oğrencısıvdım, Kadıkoy'de Sonradano gunlerı Falih Rıfkı Atay'dan okumu- şumdur şoyle der "Işgali görmemek için dünyaya gelmemeği veglerdim. İz- mir'in kurtuluşu haberi ise, tek başına o haber, dunyaya gelmeğe değer." Be- nımse o gune ılışkın anıma gozy aşlanm kanşıyor - Neden1 ' - Okulda sevınç soylevlen verıldı. sonra oğrencıler sınıf sınıf sıraya gmp yuruyuşe geçtık, kaymakamlığa doğru gıdıyoruz - Ö zaman ne oldu, bılıyor musun° - Ne oldu'' - Bayan oğretmenımız yanıma geldı, kolumdan luttuğu gıbı benı sıradan çı- kardı. "Gite\ine" dedı. "Bu Yunan bay- rağı gömleğini de at üzerinden." Yunan bayrağı dedığı de. mavı çızgılı beyaz bır gomlektı Ağlayarak gıttım ev e, gun bana zehır olmuştu. ama Izmır'ın kur- tuluşu sevıncı yureğımde taptaze ıdı - Canım bu anıyı tazelemek ıçın mı 'Kbant a geldın' Ganı Gırgın, çok kez yaptığı gıbı, be- nı duymazlıktan gelerek surdurdu sözu- nu - Bır de Mustafa Kemal Paşanın za- ferden sonra İstanbul'a ılk gelışıne ılış- kın anım tazedır Moda burnuna yığıl- mıştık Açıktan Ertuğrul >atı geçıyor- du yatta bıze mendıl sallıyordu işte Mustafa Kemal Paşa ıdı o Sonradan okumuştum, tstanbul Valısıogun Mus- tafa Kemal Paşa'ya. kıyılan doldurmuş olan tstanbul halkını göstererek. "İşte Paşam. İstanbui sizi karşüıyor!" demış de. Paşa onu şoyle yanıtlamış "Beni asmaya getirseterdi bunun on katı kala- balık olurdu." O sırada hanımlar geldı yanımıza - Neler konuşuyorsunuz'* dıye sordu- lar Ben, - Eskı günlerden, dedım Ganı Gırgın. - Hayır. gunumuzden konuşuyoruz, dıyeekledı Çunkü bugun Mustafa Ke- mal Paşa asılıyor Zavallı eşı uzuntuyle yuzume baktı - Evet, dıye surdurdu sozunu Ganı Gırgın. dınleyelım1 Cebınden gazeteyı çıkardı veokuma- ğa başladı - "1991 yılında Sovyetler Biriigi'nin dağılması ile başlayan sureç Yenı Dun- yaDuzenı diyeadİandınlıyor. EskiCIA Türkiye görev lisi Paul Henze'nin 1993 yılısonlanndahazırladıgı Turkıye Yır- mıbınncı Yuzvıla Doğru" raporu, ABD'nin Turkhe ile ilgıli yeni politika- sının ipuçlarını veriyor. Raporunda şe- riatçılara >e ırkçılara göz kırpan Hen- ze've göre soğuk savaşın sona ermesi ile ortaya çıkan >eni diınya duzeni açısın- dan. Atafürk ilkelerinin pek de gerekli olmadığı ortaya çıkmıştır. Yeni diinva düzenine geçilmesiyle birlikte, 'Ataturk tlkelerı'nin adı 'Klasık Atatürkçü- luk'olmuştur. O da ölmüştür." Ganı Gırgın, yazının bu parçasını okuduktan sonra koltuğuna yaslandı ve - Işte bukadar, dedı Bensonzaman- larda memleket havasını saran Ataturk duşmanlığının nerden kaynaklandığını bır turlu anlayamıyor, bunu koktendın- cılığın doğasına bağlamak ıstıyordum, ama koktendıncı olmadıklannı bıldığı- mız başka kışılenn de bu yolda at oy- natmaya başladıklannı gorunce yoru- mumdankuşkuyaduşuyordum CIAra- poru duruma aydınlık getırmıştır Yemek zamanıydı Kalktım yenm- den. - Ganı, dedım, bunu sofrada konuşu- ruz, hadı' Eskı dostumu yatıştıracak bır soz bu- lamıyordum, kafamda Ataturk'un Is- tanbul Valısı'ne soyledığı o soz çınla- yıp duruyordu "Beni asmaya getirse- lerdi bunun on katı kalabalık olurdu." Sofraya otunırken Ganı Gırgın, ken- dı kendıne konuşur gıbı, - Ona yetışemedıklen ıçın kızıyorlar, dedı ARADABIR OSMAN BOLULL Eğıtıma Yazar İki "3 Mart" Bırıncı 3 Mart: TBMM, 3 Mart 1924'te çıkardığı uç ya- sayla çağdaşlık yönunde onemlı bır adım atmıştı: 1) Tevhıd-ı Tedrısat'la (oğretım bııiığı 430 sayılı yasa) ıkı- lı oğretım kaldınlmış, eğıtım oğretım ışlerı Mıllı Eğıtım Ba- kanlığı'nın yonetım ve denetımıne verılmıştı Bu yasaya rağmen askerı okullar, tapu meslek okulu gıbı başka ba- kanlıklara bağlı okullar vardı Yasanın asıl amacı, ınsan- ların Tann buyruğuna gore yonetıleceklerını kabul eden medreselı göruşu devreden çıkarıp laık anlayışı yerleştır- mektı, pozıtıf bılımı kılavuz almaktı 2) Şer'ıye ve Evkaf Vekâletı (429 sayılı yasa ıle) kaldınl- mıştı Çunku şerıat, dunya ışlerının Allah'ın emrıne gore yurutulmesı, ayet, hadıs ve ıcmaı ummet esaslarına da- yalı dın kuralları demektı O zamankı vakıflar ıse dınsel ku- ruluşlardı, medreselı anlayışın gudumundeydı. 3) Halıfelığın kaldırılmasına, Osmanlı hanedanının yurt- dışına çıkarılmasına (431 sayılı yasayla) karar verılmıştı Dınle devlet ışlennın bır arada yurutulmesının, koca bır ım- paratorluğu ne hallere duşurduğu gorulmuştu Son Os- manlı kuşağının kendı sultasını surdurmekten başka bır amacı bulunmadığı, kendı kışısel çıkarı ıçın duşmanla ış- bırlığı yaptığı gozlemlenmıştı Halıfelığın tarıhsel bır ger- çeğe oturmadığı ve hıçbır geçerlılığı olmadığı bılınıyordu Islamı unsurların, bızı arkadan vurmaktakı haınlıklen ya- şanmıştı. Bu durum karşısında halıfelığın kaldınlması, Os- manlı hanedanının yurtdışına çıkarılması doğaldı Başkanlık kursusunun ustune "Hâkımıyet mılletındır" yazısını asan, laık eğıtıme geçmek ısteyen, çağdaş bılı- mı onder tutma amacında olan TBMM, aynı gun bana gore buyuk bır yanlışlığın temelını de atıyordu: Dıyanet [şlerı Başkanlığı'nın kuruluşuna karar vermıştı Dın, dev- letın denetım ve gozetımınde olursa çağdaş uyguiama- nın kolay gerçekleşeceğı umuluyordu Turkıye'de başka dın ve mezhepler yokmuş gıbı salt Sunnılık adına yapı- landırılan Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nın, gıderek devlet ıçınde devlet olacağı, kendısını kuran cumhunyetın te- mellerıne dınamrt koyma heveslılerının de araya sızaca- ğı sezılememıştı o zaman Ikıncı 3 Mart 1)3 Mart 1924'ten 70 yıl sonra Turkıye'de traj[ik bır 3 Mart (1994) yaşandı Ozellıkle RP Mılletvekılı Hasan Mezarcı'nın laıklığe karşı çıkışından rahatsız olan çevreler vardı Dınsel so- murunun ana memesı, RP'nın ağzındaydı Aynı kaynağı oy deposu olarak kullanan dığer sıyasal odakların altı bo- şalıyordu Bırbırlerıne kurşun atarcasına sıyasal boğuş- manın ıçınde bulunan DYP, ANAP kadroları bırleştı, Ata- türk'e sovgude, anasına ıftırada bulunması gerekçe gos- terılerek Hasan Mezarcı'nın dokunulmazlığı -DEP mıllet- vekıllerıyle beraber- kaldırıldı Bu konuda, o kadar ıstek- lı ve amaçlıydılar kı daha dokunulmazlığının kaldınlması resmıleşmeden Hasan Mezarcı'yı tutuklama yanlışlığına duştuler Aralarındakı kavga, dın duygularını gıdıklaya gı- dıklaya oy aldıkları potansıyelın boluşulememesınden doğuyor Mezarcı, sadece bır pıyon. Varsayoksa oy kay- gısı ağırlık kazandı 2) 3 Mart 1994'te Dıyanet Işlerı Başkanlığı'nın kuruluş yıldonumunu kutlamak ıçın bır toplantı yapıldı Nıçın, şım- dıye kadar boylesı toplantılar duzenlenmıyordu da şım- dı gundeme geldı'' DEP'lılerı, Mezarcı'ları malzeme ola- rak kullanan Başbakan Tansu Çiller, istanbui Taksım Meydanı'ndaduzenledığı mrtıngdelaıklıkyanlılarını uyar- mıştı, sozumona, laıklık yandaşlarının 3 Mart'ta toplan- tılar yapması doğaldı Taksım mıtıngıne "ezan, bayrak, Kuran" dıyerek başlayan, mıtıng sırasında ezan okunun- ca konuşmaları kestıren Başbakan Tansu Çiller, asıl da- yanağı olan dıncılerı boşlayabılır mıydı? Laıklık yanlısı toplantılar yerıne, Dıyanet Işlerı'nın toplantısını yeğledı Orada başortulu fatıha okudu "Daha guçlu Turkıye ıçın ıkı unsur gerekli Bunlardan bmncısı mıllı bırlık ve butun- luk, ıkıncısı ıse bu coğrafya uzenndekı Islamı kımlığın mu- hafazası" dedı Goruyorsunuz laıklık ve bılım soylemde yok Dıyanet Işlerı Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ıse "Dını yok sayarak, yeryuzu cennetı vaat eden ıdeolojıle- rın ınsanlığa mutluluk getırmedığme ve yok olduğuna hep birlikte şahıt olduk" fetvasında bulundu. Iktıdarın başı, dayanacağı yerı bılıyordu(!) Fetvasını sağlam (!) yerden alıyordu Olçusu, dozu, ne olursa olsun aynı amaca yoneldıkten sonra Mezarcı'ların soylemı ıle bu tutum arasındakı fark nedır? Farklar saptırmacaları, yutturmacaları kaba ya da ınce yontemle uygulamadadır. Kavga, somuru alanını paylaşamamaktan doğuyor 1946'dan sonra ıktıdarın el- den gıdeceğını gorunce, dın sömuruculerıyle yarışa çı- kıp ımam-hatıp lıselerını, ılahıyat fakultelerını açan, dın derslerını okullara sokan, koy enstrtulerını gozden çıka- ran (1948, CHP); Turkçe ezanı Arapçaya donuşturen (1950, DP); TBMM'de, mılletvekıllerıne "Beyler, sızıster- senız, hılofetı bıle gerı getırebılırsınız" dıyen (1955, Ad- nan Menderes), omru boyunca komünızm fobısınden kurtulamayarak onu hepgündemdetutan (Celal Bayar); her konuşmasına "ihlas ıle yola çıktık"\a başlayan (Sü- leyman Demirel); "Bana sağcılar suç ışlıyor dedırte- mezsınız" sozu dıllere destan olan (Suleyman Demirel); "Tespıh çekenle sılah çeken bır olurmu? Turkıye'yı ko- munızmden ımam-hatıplıler kurtaracak" sozunu soyle- yen (Cevdet Sunay), butun okullara zorunlu dın dersı ko- yan (Kenan Evren), sıyasal konuşmalarına "ezan, bay- rak, Kuran"\a başlayan (Tansu Çiller) kımdı? Ezan, bayrak, Kuran bunlara tapulanmıştı Kendı saf- larında bulunmayanlann, sankı bunlarla ılgısı yoktu. Boy- lesı aynmcılığı yaptıkları halde kendılerı bolucu olmuyor- lardı (?) Ulusu, "ınananlar-ınanmayanlar" (Necmettin Erbakan) dıye ıkıye ayıran odaktan başka mıydı bunla- rın yerı? Batı cephesinde yeni bir şey. Artık ınsanlar, Batı cephesınden yenı haberler beklıyorlar: Aydınhk, özgürlük haberlen... R4LİT ÇELENK Hukukç^ B uyuk Türk şaın Nâzun Hik- niet, 1938 Harp Okulu olay ın- da du^uncelennden öturu ve komünızm propagandası \ ap- ma savıyla Donanma Komu- tanlığı Askerı Mahkeme- sı'ndeaçılan düzmecebirdavasonunda 'yir- miyılağırhapiscezası'naçarptırıldı Dortki- ta subayı ve bır asken yargıçtan oluşan mah- keme. daha once Harp Okulu Asken Mahke- mesı'nce Nâzım Hıkmet hakkında yıne du- şuncelen nedenıyle venlen on beş yıl ağır hapıs cezasını bırleştırerek şaınn 28 yıl 4 ay agır hapıs cezasıyla mahkûmıyetıne karar \erdı O gunkü Asken Ceza Yasasfnda 141- 142 maddelerbulunmuyordu Yasadayeral- mavan suçlardan oturu kımseje ceza \enle- mezdı (TCYM 2) Ama baskı altında bulu- nan mahkeme bu kuralı bır yana bırakarak su- çu Asken Ceza Yasasfnda bulunan "askeri isyana teşvik" olarak kabul etmış \e hukum oluşturmuştu Bu hukuksuzluk karşısında Nâzun Hikmet'ın "Ceza hukukunda kanun- suz suç olmaz, \sken Ceza Yasası'nda boyle bir suç \oktur. (propaganda suçu) mahkeme bana ceza veremez" şeklındekı ıtırazına mah- kemenmverdığı vanıt şovleolmuştu "Iddia olunan komünıstlik nkirlerinin neşrine teşeb- büs ke>*Tı>eti dava>a mevzu teşkil ctnıiş, an- cak Askeri Ceza Kanunu'nda ayn bir hıikiim bulunmadığından hadıse a>kerı isyana teş- \ ık mahı>etınde telakki olunarak 94. madde- ye tevfikan huküm \erirnııştir." Boylece Ceza Yasası nın temel \e genel kuralı olan "Kanunsuzsuçohnaz" ılkesı çığ- nenmış, yasaya aykın bır karar oluşturulmuş Daha sonra da Asken Ceza Yasası'ndakj boş- luğu doldurmak ıçın sonradan çıkanlan bır yasayla 141-142 maddeler Asken Ceza Ya- sası 'naeklenmıştı BudaNâzım'ınıtırazının ne kadar haklı olduğunu açıkça gostenyordu 141-142. maddeler 1936 yılından. Terorle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi yurürluğe gı- nnce\ c kadar 55 yıl yazarlar, sanatçılar, şaır- ler, yayıncılar, oğretım uyelen, oğretmenler, oğrencıler bılım adamlan. ışçıler. sendıkacı- lar, ozetle duşunen tum ınsanlar ve tuzel kı- şılenn tepesınde bır Demokles kılıcı gıbı sal- landı Sovyetler Bırlığı'nın dağılmasından sonra egemen sınıflar açısından artık gerek- sınme kalmayan bu maddeler yururlukten kaldınldı, ama (sıyasal ıktıdarlara gore du- şunce açıklama ozgurluğu tehlıkelı kabul edıldığınden 1 ) yenne Terorle Mücadele Ya- Sdsfnın yıne duşunce açıklamasını cezalan- dıran 8 maddesi getınldı 141-142 maddelere dayanılarak Samsun Agır Ceza Mahkemesf nde açılan ve savun- man olarak bulunduğum davadan bu yana 46 yıl geçtı, Nâzım Hıkmet'ın anlatımıyla o gün- den ben "Kürenin etrafinda 46 kerre döndü şudünya". 12 Mart \e 12 Eylul donemlenn- de yıne savunman olarak bulunduğum Dev- Genç, Türkiye Ögretmenler Sendikası, Ay- dınhk DetçisL Ko\ -Koop. Banş, DtSk, TÖB- Der. TİP, TSIP, TKP, Halkev len. Turkive \a- zarlar Sendikası ve daha bırçok davada bın- lerce ınsan duşuncelennden oturu tutuklan- dı, yargılandı. cezaevlerınde çıle doldurdu Bu dönemlerde adlıye bınalannda toplu ba- sın mahkemelennın kondorlan yazarlar. şa- ırler, oğrencıler yayınevı sahlplen ve basın mensuplanyla dolup taştı Gunumuzde de yı- ne yuzlerce kışı düşuncelerinden öturu yar- gılanıyor Unıversıte oğretım üyelen Haluk Gerger, Fikret Başkaya ve aynca İsmail Beşikçi du- şuncelennden öturu ıçerdeler Sendıkacı Mü- nir Ceylan cezasını çekerek geçenlerde tah- lıye edıldı lşçı Partısı Genel Başkanı Doğu Perinçek elınde valızı ınfaz beklıvor Yasar Kemal sıradadır Herdevletın kendı varlığını koruma hakkı vardır Kamu hukuku boyle soyluvor Ama devlet kendi varlığını düşûncelere karşı değiL şiddete ve eyleme karşı koruyabilir. Duşunce açıklamalan ıle mucadeleye kalkan devletın demokrasıde yen olamaz Açıklanan duşün- celer doğru olabılır, yanlış olabılır Ozgur bır tartışma ortamında karşıt duşünceler açık- lanarak gerçeğe vanlabılır Düşiince açıkla- manın tek sının: Şiddettir. Şöyie de divebili- riz: Düşiince açıklama özgOrlüğûnün sının yine duşunce açıklama özgurluğudür. Adnan Ozvalçıner, geçen gunlerde yazdı- ğı "Diışünce Ozgürlüğü" başjıklı yazısında "Edebiyat, sanat bir tanıkhkür. Edebivatçılar, yazar ve sanatçılar her çağda, her >erde gü- nün tanığı olmuşlardır. Vaşadığı dönemdeya- şadıklannu vaşananlan anlatarak bu tanıkb- ğı gerçekkştiriıier... \alana tanıklık vazar ve sanatçının ışı değüdir" dıyor Nazım Hıkmet, Memlekerimden İnsan Manzaralan ve Kurtuluş Savaşı Destam ıle Uusal Kurtuluş Savaşı'nın şıırsel tanhını yaz- mıştı 34 vıl ağır hapıs cezasınaçarptınldı, 14 v ıla yakın bır sure cezaevlennde yattı Hak- İı bir değeriendirme ile Günumuz lurkiye- si'nin Nasrt'rtın Hocası olarak nitelenen Azız Nesın çağının buyuk bir tanığıdır. Bu tanık- lıktan rahatsız olanlar onu yok etmek ıçın planlar tezgâhlıvorlar Yazar, sanatçı ve şaır, halkının gozu. kula- gı, dılı ve ozgur ortam da bılımsel ve sanat- sal gelışmenın on koşuludur Duşunce açık- lamasına konulan sınır. sonuçta toplumsal gelışmeyı kosteklıyor Çağdaş kımvanın ku- rucusu "Doğada hiçbir şey kaybolmaz, hiç- birşey >eniden varolmaz"* kuralını bulan La- voisier'nın "Cumhuriyetin bilginlere Oıtiyacı yoktur" gerekçesiyle giyotıne gondenlme- sınden bu yana 200 yılı aşkm bır zaman geç- tı Lavoisier bugün de yaşıyor. Tiım asılanlar, zindanlara aülanlar. asanlan ve uydulanıu sorguluyor. ^ onetilenler yonetenleri yargıu- yor. Bu, tarihın şaşmaz yargısı. Artık insan- İar, BaO cephesinden yenı haberler beklivor- lar: Aydınlık, ozgüıiuk haberleri..." TARTIŞMA İffetli ve iffetsiz PENCERE G uncellığı bugune kadar devam eden ve devam edecek olan -iffef sozcuğunun once anlamına bakalım Mustafa Nihat Ozon'un 'Osmanlıca-Turkçe' sozluğü 'iffeti' şov le tan ıml ıyor 'Na mus, temizlik." İffetli 'Olumlu, namuslu." IfFetsız 'Olumsuz. namussuz.' Içerdığı anlam ı»e Turk toplumunun değer vargılanmn dışma taşmak, onur. şeref, gurur, naınus. doğruluk. durustluk gıbı kutsal kavTamlan ortadan kaldumak ve >ok saymaktır Gelın gorun kı Mıllı Eğıtım Bakanı Sayın Nevzat iVyaz, ortaogretım kurumlannda kı Odul ve Dısıplın Yonet melığt'nde yapılan değışıklığın 'iffersizliğin' sadece bekâret kontrolu olarak algılanmasını doğru bulmadığını açıklıyor Ardından da tartışma konusu olan maddenın yenı olmadığını Talım ve Terbı>e Kurulu nun 1930 yılında aldığı bır karara davandığmı vurguluyor Sayın Bakan, bugun Turk ulusu genye doğru mu gıdıyor" Daha açık bır dev ışle bu toplum, 1930'lardan gunumuze kadar demokrasıden. çağdaş duşunceden. uygar yasalardan hıç mı etkılenmemıştır hıç mı değışıme uğramamıştır kı 1930'laromekalınıyor Kaldı kı bır yonetmelık hazırlanırken onun anayasaya yasalara, tuzuklere, ınsan haklanna uygun olup olmadığı araştmlır Incelenır, oyle karar venlır, yavımlanırve >urürluğe gırer Bu halıyle bu yonetmelık anayasâdakı 'özeJ vaşamın gizliligine" bıle el uzatmıştır Hem bu yonetmelık hazırlanırken ılgılı genel müdurluğun. musteşarlığın, Talım ve Terbıye Kurulu Başkanı ve uyelennın, uzmanlannm dıkkatını nasıl çekmemıştır Çunkü, ulkenın ve ulusun eğıtım polıtıkasını >onlendıren bu kadrolardır ve bu da bır eğıtım ışıdır eğıtım olayıdır 'Ödu! \v Disiplın Yönetmeliği'nın 'iffet'le ılgılı maddesi bunu açıkça gostermıştır, Turk halkı eğıtımle ılgılı bellı konularda Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nı, onun >uksek burokratlannı aşmıştır ve onunde gıtmektedır Gerçek şu kı Mıllı Eğıtım Bakanlığf nda zaman zaman tutkulannı yenemeyenler ve kendını venıleyemeyenler bulunmaktadır Acaba bu gınşımler, bılınçlı ve sıstemlı mıdır 7 Bu gınşımler, laık ve demokratık cumhunyete mı yonelıktır 9 Oysa bugune dek bu çeşıt olav lardan dolav ı 'egitimin millUiği ve birüği" tartışılır olmuş ve 'Oğretim Biriiği Yasası' (Tevhıd-ı Tednsat Kanunu) yara almıştır Ne var kı toplum vıcdanı, ıkı vılda ve uzun uğraşlarla hazırlandığı savunulan yonet melığe ve onun 'iffetsiz' maddesıne karşı. duyarlılığını ve tepkısını koymuş yetkılılere gen adım attırmıştır Ayrıca. Turkıye"de bu >onlu ış ve eylemlere bakacak mahkemeler, yargıçlar ve yasalar vardır Kımse kendmı kadı yenne koymasın KEMAL OCAK Eskı Bakanlık Mufettişi ACI KAYBIMIZ ERCAN, ADNAN, DOĞ^N. EMRAH, ESRA, AYŞE, DENİZ AKIN İLE NESRİN VE FARUK KAY<VNIN BABALARI, NERtMAN AKJNIN EŞİ, KİTAP DOSTU NAHİT MİTHAT AKIN'I KAYBETTlK ACILI GUNUMUZDE BlZl YALNIZ BIRAKMAYAN DOSTLARA TEŞEKKUR EDERİZ AİLESİ VEFAT Canım kadar sevdığım bıncik eşım SERFİNAZ YILMAZ'ı geçırdığı rahatsızlıktan kurtaramayarak kaybettık Cenazesı 3 Mart 1995 (bugun) Kırazlı Fevzı Çakmak Mahallesı Kuran Kursu yanı Hacı Ahmet Camıı'nden öğle namazını müteakıp kaldınlacaktır Eşi: ZlYAETTİN YILMAZ Kardeşi: ŞERAFETTİN VTLMAZ BAŞSAĞLIĞI ANKARA HABER MUDURUMUZ DOĞ\N AKINMN BABASI NAHİT MİTHAT AKIN'I KAYBETTtK KEDERLİ AİLEStNE BAŞSAĞLIĞI DİLER, ACILARINI YUREKTEN PAYLAŞIRIZ CUMHURÎYET GAZETESİ ÇALIŞANLARI Bayramımz Kuılu Olsun Bir Manastır Ortamında FASIL & TÜRK SANAT MÜZİĞİ Zengın Aç* Büfe Ehlı>etımı, nüfus cuzdanımı kızımın nufüs cuzdanını 34 FFZ 89 plakalı araç ruhsatımı kaybettım Hukumsuzdür N4Z ERAYDA KURDOĞLL Sağlıklı Bir Kalp Dilegi İle Bayramınızı Kutlanz TURK KALPVAKFI Muayene, Teşhıs.Tedavı Tel (0212) 27512 44/45 266 02 78 Fax (0212) 266 4 ' 12 19 Mayts CdNo8 Jrçfl / ISTAHBUL Bayram Yağmurlu mu Geçecek?.. Şeker Bayramı bugun Mevsımlerde gezınır Şeker Bayramı, kımı zaman karya- ğarken kapımızı çalar, kımı zaman yaz sıcağında, kımı za- man guz yağmurlannda.. Enk ağacı çıçek açarken geldı bu kez. Bızım evın onunde bır, arkasında ikı erık ağacı var. Bu sabah baktım, en kuçuğu çıçeğe durmuş, otekılenn elı ku- lağında, bugun ya da yann Bedri Rahmi "Bahar Yoldadır" dıyor: Yıldızlardan haber gelıyor Bahar yoldadır, yoldadır Toprağa çınlçıplak gırenler, Toprağın sımna erenler, Cennet'ten müjde verenler, Bahar yoldadır, yoldadır Otekı dunyaya goçmuş dostlar, bu dunyada yaşayan- lara bahan duyururlar mı? Duymanıza bağlı.. Bedrı Rahmı "Bahar Yoldadır" dıyor, Istanbul'da bahar, hava kırlılığını delıp bıze ulaşmak ıçın çırpınıyor, erık ağa- cı yıne de çıçek açıyor Bır de ustune bayram gelmez mı?. Bayram mı9 O da ne?.. • Bayram ne mi Gelın bunu Jacques Prevert'e soralım, hanı şu çocuk gıbı şaıre, bakalım nasıl yanıtlayacak: - Oğlum nereye bu yağmurda? Nedır o elındekı çıçekler? - Yağmur yağıyor yağmur Kurbağa bayram edıyordur Kurbağaysa dostumdur - Bak yedığı naneye1 . Hayvanın bayramı kutlanır mı, Üstelık de bır kurbağanın ? Anlaşıldı ayağımızı denk almazsak Yapmadığı serserılık kalmaz bu oğlanın Bu oğlan kendı kafasına uyuyor hep Bızım kafamıza uyacak yerde Aman baba' Aman anne! Aman buyük amca 1 Kafam ne kanşır bu ışe? Yureğımden gelen bır şey bu Bugun bayram ışte bayram Nıçın anlamıyorsunuz bunu 7 Kurbağa kaç kez guldurdu beni Her akşam da turku soyluyor bana... • Pekı, anladık mı neymış bayram?.. Yaşamak sevıncı mı?.. Baş donmesı gıbı Bayram erık ağacında açan çıçektır, sokakta oynayan çocuktur, komşunun kızıdır, sokağın koşesındekı mavı çamdır, yolda yururken sana selam veren tanımadığın bır kışıdır, merdıvenlı bır sokaktır, bır sokak kopeğıdır, Pre- vert'ın kurbağasıdır Bızım evın arkasındakı erık ağacı bayram dıye mı çıçek açt>, yoksa bayram erık ağacı çıçek açtı dıye mı geidı?.. Kım bilır, doğanın ve ınsanlığın hallerı oylesme ıç ıçe geç- mış kı, kımı zaman neyın ne olduğu guç anlaşılıyor. Çocukluğumdan ben gelır gıder Şeker Bayramı, kımı za- man kar yağarken gelır, kımı zaman yaz sıcağında, kımı zaman guz yağmurlarında merhaba deyıvenr... Meteorolojı raporianna gore, bu kez bayram gunlen yağmurlu geçecekmış . Desenıze bayram edecek kurbağalar.. Kurbağalann ışı ış, gelın hep birlikte kurbağalann da bayramını kutlayalım. DARÜLACEZE VAKFTNDAN TEŞEKKUR Ramazan Bayramınızı kutlar. ılgılennız ve bağışlannız ıçın Darûlaceze'de bannanlar adına şukranlarımızı sunanz Saygılarımızla, DARÜLACEZE VAKFI VÖNETtM KURULU Tel: 0212 221 79 50 (8 hot) Faks: 0212 221 79 54 DUZELTME EĞİTLM VE ŞAĞLIK MUHABİRLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞFNDAN 2 Mart 1995 tarıhlı Cumhunyet Gazetesı'nde yayımla- nan Olağan Genel Kurul Toplantısı tanhı yanlışlıkla 18 Mart 1995 pazar gunu olarak çıkmıştır Doğrusu 18 Mart 1995 Cumartesı gunü olacaktır Duyurulur YÖNETİM KURULU GALERI • ATÖLYEİ293 89 78 (3HAT) SERVER DEMIRTAŞ4 Şubat - 20 Mart '95 GALERİ B HusrevGeredeCad FınnSok No 2 »ITeşvfcya'Ist Tel 0-(212) 227 03 63 Ptar-Ptanul tıtnç htrgûn IT 00-13M na âçâtr OSMANİYE SULH HUKUK MAHKEMESİ DosyaNo 1994495 Davacı Haşım Malap vekılı Av Alparslan Yucel ıle davalılar Atılla Yakıcı vs arasında görulmekte olan vasıyetın tenfizı davasında davalılardan Çığdem Malap'ın gosterılen adresıne teblıgat yapılamadığı. tüm araştırmalara rağmen de teblıgata yarar açık adresı tespıt edılemedığınden ılanen teblığıne karar venlmıştır. Çığdem Malap'ın mahkememızın 1994'495 esas sayılı dosyasının 20 03 1995 gunlü duruşmasına bızzat gelmesı, veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı. aksı tardırde HYUY 509'510 maddelen uyannca yokluğunda duruşma yapılıp karar verıleceğı ılanen tebl'ığ olunur 08 02 1995 Basın 8532 TURYAP EMLAK BİLGİBANKASI Tlf (242)248 49 95-242 48 12 Fax (242) 242 37 3^ ANTALYA Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 55406 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle