28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 TEMMUZ 1994 SALI CUMHURİYET SAYFA SIVAS KATLIAMIIMN BIRINCIYHJ İki çocuğunu birden yitiren İsmail ve Hüsniye Kaya, bomboş kalan evlerinde anılarla yaşıyor 4kişiydilerSıvas'ta,2kişidöndüler IŞEKKANSU Bir kız, bir oğlan çocuk, anne ve baba, 4 kişiydiler Sıvas'a gi- dişte. Ikisi döndü Ankara'ya. Halk ozanı ismail Kaya'nın. evindeyiz. Dışanda kavaklar hışırdıyor. Sade eşyalara kar- şm, eksik olan bir şeyier var odada, besbeUi. Eşi Hüsniye Kaya'nın sıkkınüğt her halin- den anlaşılıyor. Oturduğu yer- de duramıyor. Kalkıyor, içen odaya gidiyor, taşlığı süpürii- yor, albûmlere bakıp "oP çeki- yor. 2 Temmuz 1993, öğle saatle- ri. İsmail Kaya, Sıvas Lokan- tası'nda 12 yaşındakı oğlu Ko- ray ile yemek yıyordu. Yan ma- salarda da semah ekibindeki kızı Menekşe'yi gördü. Daha yemek bitmemişti kı "Yobazlar, camiden çıkıp valiliğe, oradan da küJtür merkezine saldınyor- lar" dediler. Lokantadan çıkıl- dı. Jsmail Kaya, çocuklannı bulmaya çalışıyordu. "Çocuk- lan Madmıak Oteli'ne götür- dük. Merak etme. Orada daha güvenli olurlar" denildı. Kültür merkezıne gitü. 3.5-4 saat çok gergın saatler geçti. Saat 16.00- 16.30 sırası kültür merkezine saldınlar azaldı. tsmail Kaya, Sıvas'j bilmiyor. Bir otobüse bindirdiler. 'Çocuiclar İyV Ali Baba Mahallesi'nde oto- büsten indi. Eşini buldu. Bir ara, Madımak Oteli'run sanldığını fısıldıyorlardı. O an, göğsü mengeneyle sıkıldı. Tele- fonla Madımak Oteli'ni buldu. Arkadaşı Kamber Çakır ile gö- rüştü. "Çocuklar yükanda, iyi- ler" dedi. Kendini rahatlatma- ya çalıştı. Yanlannda kaldığı ev sahiplerine, "Beni Madunak'a götörim" diye üsteledı. "Polis, 2 asker koymuyor mahalle dışına" yanıtını verdıler. Dayanamadı, yıne telefona sanldı. Daha yoğun sesler gelı- yordu ahizeden, dennden den- Temmuz 1993, öğlesaatleri. îsmail Kaya, Sıvas Lokantası 'nda 1'2yaşındaki oğlu Koray ileyemek yiyordu. Yan masalardada semah ekibindekikızı Menekşe 'yigördü. 'Yobazlar, camiden çıkıp valiliğe, oradan da kültür merkezine saldırıyorlar'dediler. 'Çocukları Madımak Oteli'negötürdük. Merak etme. Orada dahagüvenli olurlar'denildi. ne. Kamber Çakır. "Kurtulaca- gemisi. Karşıyaka. Baba-kız çıyor: ğız, çocuklar iyi" demiştı yıne. patates yıyorlar, sırtlannı deni- "Bir türlü sevdirememiştim Otelyanmaya başladı. Haber ze vermışler. Fotoğrafçı da ya- eteği. Üf, üf..." geldı, İsmail Kaya bayıldı. man çekmiş ha. Annesı. etek- Menekşe, daha ondördün- Arkada bayraklı bir yolcu lıkli çekılmış bır fotoğrafını se- deydı Ayın ondördü gibıydı. Pir Sultan Abdal Derneği'nde semah ve saz dersleri alırdı. Türkü söylemeyi severdi. İlker Mahallesı'ndekı evın odasında, perçemlerirun ardından anne ve babasına bakıyor... Koray, ablası okula başladı- ğında, onun kıtaplanyla oku- mayı, yazmayı söktü. 6 yaşın- daydı, gazete okurdu. Okula başladığında sınıf bınnasi ol- du. Karnesı, takdırsizgelmezdı. Anadolu liselerine haarlık içın dershaneye gırdı. Dershane sı- navında ılk ona giren, dersha- nede ücretsız ders görecekti. Koray, 9. oldu. Derslenni ateş gıbı çalışıyor, notayı da su gıbi okuyordu. Sa- n aldı mı eline, can verirdı telle- rine. Kahkahalar bitti Çok değıl, daha bir yıl önce- sinde, kavgalan, çığlıklan, kah- kahalan ile iki çocukla doluydu bu ev. Bugün sessizlikte, duvar saatinın tik-taklan vuruyor. Zaman, uzuyor da uzuyor. İs- mail Kaya, Sıvas'ı güfteleyemi- yor bır türlü. Yüzlerce kağıt tü- ketrruş şımdiye değin. Karar kılsa yakacak türküsünü: "Bir mevsimük zaman ve- rin. Menekşe'yi koklayıp, bağrıma basacak. Bir mevsimük zaman verin. Koray'ı yaşayacak, onlara doyacak kadar." Hüsniye Kaya, albûmlere dalıyor. Hızlı hızlı sayfalan ka- nşünyor. İsmail Kaya, yüreğinı dillendınyor: "Hicbir şey yapamadık..." BİTTİ 'Biiibizdennû koruyacaklar?' MİYASEtLKNUR Sıvas'ta polislerin birbirlenyle ha- berleşmesi ve istihbarat çabşmalan oldukça başanlı görünüyordu. Han köyünden çıküktan 10 kılometre sonra durdurulduk. Polislerden biri gözlerimızdekı penşanlığı görünce "Hayrola hanfendi kötü bir dunım mu var?" dıyerek aracımıza eğıldiğmde elindeki defterden bindığırniz aracın plaka numarasını okuyabiliyorduk. Sıvas'ta 2 Temmuz günü sokak- larda Sıvash yoktu. Sessizliği, polis- lerin telsiz konuşmalan ile gazetecile- rin deklanşör sesleri bozuyordu. Ga- zetecilerin çoğunlukla Başbakan Yardıması Murat Karayalçın ıie ŞHP'li bakanlann geceyi geçirdiği Öğretmenevi önünde birikmesi polı- sin işini kolaylaşürdı. Bütün kavşak- lan tutan pofislerin asıl yığınağı, Ale- vilerin yoğunlukta olduğu Alibaba Mahallesi'ne yapüklannı. bakan ko- nımalannın telsizlerinden duyuyor- duk. Bakan arabalanndaki telsizler- den yankılanan "Madımak Oteli'ne gitmeye çalışan 500 kişilik grubu zap- tedemiyoruz" şeklindeki heyecanlı polisın sesı kısa sürede etkisini gös- terdi. Birkaç dakıka sonra Alibaba Mahallesı'nden 4-5 el silah sesi du- yuldu. Alibaba, Pir Sultan'ın musa- hibmin adı. Yani onun en yakın dos- tu. Pir Sultan asıldıktan sonra Hızır Paşa'nın gazabına en çok uğrayan- lardan. Geçen yüzyıllar, sonucu de- ğiştırmemış anlaşılan. Şimdi de en ufak bir olayda Alibaba sakınleri gü- venlik güçlerinin gazabına uğruyor. Alibaba Mahallesi'ne girişimize ızın verilmedı. Alibaba'daki tarudı- klanmızı aradık. 500 kişilik grup cop ve dipçiklerle dağiülmıştı. 20 kadar mahalle sakinının yaralandığı, ancak hastaneye gjtmediklerini öğrendik. Nedenini sorduğumuzda verilen yanıt adeta kanımızı dondurdu; "Hastanedeki doktorlara güvenmiyo- nız. Büyük bir kısmı şeriatçı. Geçen yılki olayda ölenlerin bir kısmı hasta- neye sağ gjtti de ne olduT" Banaz'da, İstanbul'dan gelen 14 otobüs al- kışlarla karşılanırken arkalanndan da konvoy halinde jandarmalann gelip Pir Sultan heykelinın bulundu- ğu tepeyı sarması şenlığe katılanlan tedırgin etti. "Buraya neyegeliyorlar. Ne kimse bize saldırır, ne de biz baş- kasına. Hepimiz aynı ideoloüyi payla- şan insanlanz. Bizi bizden mi koruya- caklar" dıye tepkılerini dıle getirdı. Hasret Gûltekin'in amcası Nurettin Gûltekin, yeğeninin mezan baştndan uzun sûre ayruamadı. GİJVERCİNIER ÜÇMUYOR SIVAS ÜSTÜNDE - 4 Yıkamayın ellerinizi,gülsuyuylaçıkmazbu kan Kanlı cumayı ve aydınlanmaya karşı bu kara ayaklanmayı hazırlayan baş aktörler, Sıvas'm dışından gelen kimselerdi. Bunlar sıradan insanlar, amatörler değildi. Böyle günler için eğitildikleri, yetiştirildikleri açıktı YHJVtAZGÜMÜŞBAŞ Sıvas'taki 2 Temmuz kanlı cuma olaylan, sadece o gün patlak vermiş bir olay mıydı, yoksa günlerdir, hatta haftalardır 'geByonım' dıyen bir tertip miydi? Pir Sultan AbdaJ'ı sevmekten, güzelliğe, dostluğa ve banşa tutkula- nndan başka suçlan olmayan 33 insa- nın diri diri yakılmasıyla sonuçlanan bu 'kurt kapanı' nasıl hazırlanmıştı ve başaktörleri kimlerdi? Bugün Ankara DGM'de yargıla- nan ve her geçen gün sayılan azalan sanıklar, gerçekten Sıvas olayının suç- lulan mıydı? Yoksa sadece birer fıgü- ran rruydılar? Asıl suçlular, bir başka deyişle cinayetin 'asli failleri' kımlerdi? Olaylann üstünden tam bir yıl geçmiş olmasına karşın bu sorulann yanıtı hala verilmiş değildir. Abdi İpekp'nin, Bahriye Üçok'un, Turan Dursun'un Prof. Mııammer Aksoy'un ve de ya- zanmız, arkadaşımız Uğur Muıncu'- nun katillennin kım ya da kimler oldu- ğuna bir yanıt verilemediğı gıbı. Evet, Sıvas'ta 2 temmuz cuma günü bir şeyier olacağını bilmemek içın be- yinlerle bırlikte beş duyulann da du- mura uğramış olması gerekiyordu. Karanhk güçlerin Sıvas'ta günler ön- cesinden dağıttığı bildiriler elden ele dolaşıyor, yerel gazetelerin manşetle- rinde yer aliyordu. Bu gazetelerden baalan geliyorum diyen Icara gün'ün haberini vermekle de kalmıyor, "Müs- lüman mahalksinde salyangoz sattırmayız'' diyerek parla- mak üzere olan ateşin üstüne körükle gidiyorlardı. Bildiriler ve gazete yayınlan yanında fısılü gazetesi de bütün hızıyla işlevini yerine getiriyor, Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sı- vas'a gelecek ekiplerin tümü- nün Kızılbaş, yani Alevi ol- duklan, başlannda da yazar Aziz Nesin'in bulunacağı, köy- lere kadar duyaıruluyordu. Altında sa- dece "Müslümaıılar" imzası bulunan bildiriler açıktan bırer 'dhad' çağnsıydı. İnsanlar 'din uğruna', 'Allah uğmna' ölüme çağnlıyor, cennete gı- den yollann bu îayamdan gececeği, tann adına kullara teblığ ediliyordu. Kent, bir barut fıçısına dönmüştü. Perşembe günü, yani 1 temmuzda baş- layan şenliklerin ertesı gün de aynı coşkuyla sürmesı beklenirken cuma günü öğie saatlerinde kılınan cuma namazından sonra, sonu bir felakete gidecek olaylar uç vermeye başlıyor- du. Kültür merkezine yapılan saldıny- la başlayan taşkınlıklar, giderek artan Bir gecedir gecelerden Ytldtzlar uyanmuştır kara kanath yarasa lcaranhğ* hwtşanmtş kapumuxa dayanmtştır Ozan Telli kalabalıklarca tam bir 'kıyam'a dö- nüştürülüyor, bir gün önce dikılen 'Ozanlar Anıtı' yıkıhp yerlerde sürük- lenirken ortalık tekbir' seslenyle ınlı- yordu. Kullanılan sloganlarda asıl he- defın, laıklik, cumhuriyet ve devlet ol- duğu gizlenmıyor, açıktan ve korku- suzca 'şeriat' naralan aühyordu. Pir Sultan Abdal'a ve onu sevenlere olan hınçlannı Ozanlar Anıtı'nı parça- layarak ve yerlerde sürükleyerek al- maya çalışan kalabalık. akşam saatle- nnde etkinlıklere katılmak içın Sıvas'a gelenlenn sığındıklan Madımak Ote- h'ne yöneliyor. bilinen olaylar ya- şandıktan ve ıçende bulunanlardan 37 insan din dın yakıldıktan sonra bu defa devletın valısı hedef olarak alınıyordu. Sıvas'ı güzelleştirmekten, aydınlatmaktan ve ınsanla- ra yenı ekmek kapılan ara- maktan başka suçu olma- yan Valı Ahmet KarabUgin ve yanındakiler tam sıranın kendilenne geidiğini düşü- nürken olay yerine ancak 7 saat sonra gelebilen bir grup komando ennin havaya açtıklan ateş- le canlannı zor kurtanyorlardı. Olayın özeti ve görünen yani kısaca böyleydı. Ya gensındekıler? Kesmlikle bilinıyor ki kanlı cumayı ve aydınlanmaya karşı bu kara ayak- lanmayı hazırlayan başaktörleri, Sı- vas'ın dışından gelen kımselerdi. Özel giysılen ve kalabalıklan yönlendir- mektekı becenlerinden de anlaşılıyor- du ki bunlar sıradan insanlar, amatör- ler de değıldı. Böyle günler içın eğitil- dikleri, yetiştirildikleri apaçıktı. Nite- kim olaylann doruk noktasına ulaş- masmdan hemen sonra ustalıkla orta- dan kaybolan ve inanıyoruz ki aran- madıklan için bulunmayan bu kişiler nereden, nasıl gelmişlerdı? Olaylar öncesi nerelerde bannmış. Sıvas'ta kimlerle işbirliğı yapmışlardı? Bu sorulann yanıtı bugüne kadar ve- nlmiş değildir ve görüldüğü kadanyla da devletin böyle bir çabası yoktur. Olaylara Sıvas'tan bazı gruplann katkısına gehnce. Bunu Sıvas halkın- dan çok, yıllardır bu güzel kenti her türlü aydınlığa kapatmayı görev bil- mış kişilerle bunlann arkasındaki güç- leresormah. Bu kişiler ve güçler Sıvas'ta hâlâ hâ- kim durumdadırlar ve kanlı ellerini gül sulanyla yıkayarak temızleyecek- lerinı ummaktadırlar. YARIN: Kalkhgöç eyledi Sıvas elleri 15 dernek harekete geçti KadınlardanAdalet Bakanı'naçağn: Laikliğikoruyun İstanbul Haber Servisi - Türk Hukukçu Kadınlar Der- neğı, Kadın Sorunlan Araş- tırma ve Uygulama Merkezi gjbı toplam 15 kadtn dernek ve kunıluşu, anayasada yer alan bazı hükümlere karşı ge- lindığı gerekçesıyle Adalet Bakanı Seyfi Oktav a çağnda bulundu. Dernek başkanlan gönder- dıklen ortak mektupta, cum- hunyet ve demokrasinin te- mel taşı olan "iaiklik" ilkesi- nin korunması amacıyla ana- yasada yer alan bazı hüküm- lenn yargı organlannca uygu- lanmadığına dikkat çektıler. Uygulanmayan hükümlerden bın olarak anayasanın 3 12. 1934 tarih ve 2596 sayılı "Bazı Kis>elerin Gi>11eıneyeceğine Dair Kanun"u gosteren der- nek başkanlan, "Çeşitli renk- lerde cübbe giyen ve sarık ta- kan kişiler cadde ve sokaklar- da gruplar halinde dolaşmak- tadır. Bu durum 2596 sav ılı \ a- sanın 1. maddesine avkınlık teşkil ertiğinden gereken işlem- lerin yapılnıası zoruniu biılun- maktadır" dedıler Uygulanmayan bır dığer hüküm olarak Türk Medenı Kanunu'nun 110. maddesını, "Evlenme Akdinin Evlendirme Memuru Önünde Yapılması" karannı gosteren dernekler, bu hukme aykın olarak sade- ce dını nikah yapanlan ve bu uygulamayı benimseyen bazı belediye başkanlannı göster- dıler Dernek başkanlan. Adalet BakanlığYnın, bu hü- kümlere uymayan kişiler hak- kında anayasaya aykın dav- ranışlan nedeniyle işlem yap- masmı istedıler Adalet Ba- kanlığı'na çağnda bulunan dernekler ve başkanlan şöyle: "Türk Hukukçu Kadıniar Derneğı Başkanı Avukat Na- zan Moroğlu, Kadın Araştır- maian Derneğı Başkanı Gül- sevil Erdem, Türk Kadınlar Konseyı Boğazıçi Başkanı Avukat Jale Toker, Kadın Haklannı Koruma Derneğı Başkanı Avukat Gönül İşler, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğı Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, Soroptı- mıst . Kuluplen Federasyon Başkanı Cihan Kundakçıoğlu, Türk Ünıversıtelj Kadınlar Derneğı Başkanı Doç. Dr. Tüten Anığ, Çağdaş Eğitim Vakfı Genel Başkanı Gülse- ven Güven Yaşar. İ. Ü. Kadın Sorunlan Araştırma ve Uygu- lama Merkezi Başkanı Necla Arat, Ünıversıtelıler Eğıtım ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ayşe Cebesoy Sanaip. Kadın Haklannı Araştırma Geliştir- me Derneğı Başkanı Doç. Dr. Süreyya Hic, İstanbul Kız Lı- sesı Mezun ve Mensuplan Derneğı Başkanı Biraur Özû- mert, Turk Kadınlar Bırlığı (İstanbul) Başkanı Gûltekin Baktır. Türk Anneler Derneğı (İstanbul) Baykanı Nezahat Köksal, 21. YY. Eğiüm ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Avukat Gülbin Sözen." Cumhurbaskanı Demirel: Yaşasın laik ve demokrat Türkiye, var olun Sıvaslılar• Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, '"Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in, Sıvas ilini ziyaretlennde, halka hıtaben yaptıklan birlik ve beraberlığe çağn nıtelığındeki konuşma, kamuoyunun bilgisine yeniden sunubnaktadır" denildi. ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "ÇeşrtH yorumlara neden olduğu" gerekçesıyle geçen hafta Sıvas'ta yaptığı konuşmanın metninı, yeniden yayımlanmak üzere basın-yayın organlanna gönderdi Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezı"nden\apılan>azılı açıklamada. "Cumhurbaşkanı Sav ın SüJeyman Demirel'in, Sıvas ilini ziyaretlennde, Belediye Meydanf nda halka hitaben yaptıklan birlik ve berabeıiiğe çağrı niteüğindeki konuşma, kamuoMinun bilgisine yenidensunulmaktadır" deruldı. Cumhurbaşkanı'nın Sıvas'ta yaptığı konuşmanın Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi tarafından 'deşifreedilen' metni şöyle - "Bu ülke, doğulusuyla-batılısıyla, güneylisiy le-kuzeyüsiyle, Alevisiyle-Sünnisiy le hepimirin değil mi? Herkes istediği yerde oturmuyormu? İstediği işi tutmuyor mu? Barış içinde olsak, kardeşlik içinde olsak, o zaman bize dışarıdan kirnse yan bakamaz. Ama biz birtakım tahriklere kapılır da birtakun yanılmalara gider ve birbirimizin burnunu kanatırsak. kimin işine y arar sev gili kardeşim, kimin işine y arar? Düşmanlaruı işine y arar. Gelin, gelin bu büyük ülkeyi zaafa uğratmay alım. Ben size 30 senedir Türkiye'nin hay rına olmayan bir tek kelüne söy lemedim. Tahrikler hangi istikamerten gelirse gelsin, sebep ne olursa olsun, eğer bizi birbirimize düşürüy orsa v anlıştır. Bizi birbirimize düşürüy orsa, kim y aparsa yapsın, hangi taraftan y apılırsa yapıisın,fîtnedir.Gelin fıtnelere uymayın." Metınde, Cumhurbaşkanı Demırerinpeygamberin sözlerini de hatırlattığına dikkat çekılerek şöyle devam edıldi: "Hazreti Peygamber buyuruyor ki Eğer bır kişiyi öldürürseniz bütün insanİığı öldurürsünüz." Onun içindirki gecmişte olan acı, müessif hadiseler milletimizi incitmiştir. Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yunıarlar. Gelin birükte içinde, beraberlik içinde, acı hepimizin acısıdır. Bu çeşit şeyler tekrarlanmasın diyonız. Gelin birbirimize daha çok sarüahm, kırgınlıklan, darguılıkları ortadan kaldıralım ve 2 temmuz gününü, herkesi şaşırtacak şekilde, kem gözlere bir av uç toprak atacak şekilde bir beraberlik, kardeşlik ve barış günü yapalım. \ apacak mıyızr Cumhurbaşkanı Demirel'in 30 hazıran günü Sıvas'ta yaptığı konuşmanın son bolümü de şö>le tekrarlandı: "Ve bin senedir birbirine hürmet eden benim insanlanm, benim kardeşlerim, gelin, gene bir sene daha, bir bin sene daha bu güzel topraklarda beraber y aşamanın sırrını yaşatalım. Ve böylece geü'n. hep beraber mutlu olalım, ûlkemiz imar edilsin, inşa edilsin. Gelin y abancılara'Bu Türkıve çok güçlü bir ülkedir, çünkü bu Türkiye'nın insanlan kardeştır. gönül gönüledir, kol koladır. omuz omuzadır' dedirtelim. Ve gelin. Türkiye Cumhuriyeri Devlerine yardımcı olun, onu daha iyi kucaklay ın ki devlet. işte kapılan ardına kadar açık ve bu ülkede vicdanı hür, kürsüsü hür hakimler görev lerinin başındadır. Bütün bunlann teminatı sizsiniz. Ama ben sizin adınıza bu işleri takip ederken bana yardımcı olacaksınız. Niçin y ardımcı olacaksmız? Birlik icin. düzenlik için, kardeşlik için. Çok şey mi istedim? Oy leyse gelin hep beraber... Devlet bir, öyle mi? Millet bir... Bay rak bir... Din bir... Ülke bir... V aşasın büyük Türkiye, yaşasın demokrat Türkiye, y aşasın laik demokrat Türkiye. Var olun Sıvaslılar..." Sıvas davasına devam edildi Saııık avukatları tahliye istedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Sıvas'ta geçen yıl 2 tem- muz günü meydana gelen ve 37 kışının öldüğü olaylarla ıl- gili açılan 124 sanıkh davaya, Ankara DGM'de dün devam edildi. Basına kapah olarak yapı- lan duruşmanın sabah bölü- münde. dosyadaki bazı eksık- likler nedeniyle, savcılığın esas hakkındakı görüşü açıklan- madı. Müdahil avukatlann, gızlılik karannı protesto amaayla katılmadıklan du- ruşmada. sanık avukatlannın tahliye ısterrunde bulunduğu öğrenıldı. Soruşturmamn ge- nişletilmesı yönündekı talep- lennı de mahkemeye bildir- diklennı belırten sanık avu- katlan, davada karar aşa- masına gelınmesinın uzun bır süre alabüeceğini ifade ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle