Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sal
Cumhuriyet*
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıiık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adırıa Berin Nadi Isıanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Dış Haberler: Ergun Balcı, Iş-Ekonomi: Şiikran Keteıtci, Yurt Basan ve Yayarv Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Tûrkocağı Cad.
• Genel Yayın Yönetmenı: Öıgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Htkmet Çeıinkaya Haberleri. Mehmet Sarac, Kültür: Celal L'ster, Makaleler: Sami Karadren, Spor- Abdulkadir 39/41 Cagaloğlu 34334 Ist. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex:
Yazı Işlerı Mudurlen. Fusun Ozbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç (Haber) • Gorsel Yttcelman. Düzellme- Abdullah Yazıcı # Muessese Müdür V.. Erol Erkul • Koordınatör:
Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme Mustafa Saglamer • Ankara Temsılcısı: Cuneyt Ahmet Korutsan • Muhasebe: Buknı Vraer • Idare: Huscyia Gurer • Işletme: Önder Çelik •
Arcajîirek, Haber Mudurleri: Muslafa Balbay, Işık Kansu, İzmir Temsilci V: Serdar Kızık, Bılgı-lşlem- Nail İnal Bilgısayar Sistenr Muruvet Çikr • Personel: Sevgi Boslancıoilu
Adana Temsikisı: Çelin Yijienotlu • Reklam Reha Işıtman
),22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Aıkara: Z. Gökalp Blv. tnkılapS. No:
19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 6S • İzmir H. Ziya Blv.
1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex. 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: lnönü
Cd. 119 S. No: 1 Kat I, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78
TAKVİM 16EYLÜLI992 5 1! Güneş 6 38 Öğle 13 03 tkındı 16 34 Akşarrr 19 20 Yatsr 20.41
Japonca
konuşma
yarışması
lANKARA(AA)-Japon
Büyükelçiliği tarafından 25
ekimde "Japonca Konuşma
Yanşması" düzenlenecek.
Japon Büyükelçiliği'nden
yapılan açıklanıaya göre
büyükelçilik ve Ankara
Japon Topluluğu'nun -
işbiriiğiyle düzenlenen
"Japon Haftası", 16-25ekim
tarihleri arasında
gerçekleşünlecek. Japon
kültürünü ve yaşam biçimini
Türklere tanıtmak amaayla
düzenlenen hafta
kapsamında, bir de Japonca
konuşma yanşması
yapılacak. Bugünekadar
Japonya ile ilgili dil eğiümi
görmüş, araşürmalar yapmış
ve Japonya'da bulunmuş
Türklere, Japonya
hakkındaki fikirlenru ve bu
konudaki çalışmalannı dile
getirme firsatını vermek
amaayla düzenlenen
yanşma, 25 ekim pazar günü
Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi
Farabi Salonu'nda
yapılacak.
"Torpiryara
açıyor
• ADANA (AA)--ikili
ilişkilerin sağladığı ayncalık'
veya argo deyişiyle 'torpil'ın,
bu yönteme başvuranlar ile
böyle bir olanağı
bulunmayanlarda. psikolojik
bozukluklara yol açtığı
bıldirildi. AA muhabirinin
görüştüğü Çukurova
Üniversitesi öğretim üyeleri,
ahlaki ve insani değerlerin
erozyona uğraması sonucu,
Türkiye'de torpilin
kurumsallaşüğını
savundular. Toplumlann
yazılı ve yazılı olmayan
sosyal kurullara göre
yönetıldiğini belirten Prof.
Dr. Aşkın Karadayı, şunlan
söyledi: "Torpil gibi
sorunlar, yazılı olmayan
sosyal kurallara göre
konulacak tepkilerleortadan
kaldınlabilir. Ancak ahlak,
espri konusu; ahlaklı olmak
ise geri zekâlılık olarak
değerlendirilmeye başlandı.
Torpil, ahlak alanında
yaşanan bu erozyona paralel
olarak gelişti ve şimdi önüne
geçilemiyor."
Çevreci tatil
köyleri
• Haber Merkezi-
Çevrecilerturizm
yalınmlanna tepki
gösterdikçe. tatil köyleri de
daha hizmetegirmeden
"Çcvre Dostu" etiketini
hazırlamaya başladı.
Türkiye'nin ilk çevre dostu
tatil köyünü kurma
iddiasıyla yola gkan Pan
Clup.geçtiğimizgünlerde 18
kişilik birgazeteci grubunu
Bodrum Gümüşlülc
mevkiinde henüz inşaat
aşamasında olan "Çevre
dostu" tatil köyünedavet
etti. Pan Clup yetkililerinin
verdiği bilgiye göre, "gerçek
anlamda ilk devre mülk tatil
köyü" niteliği taşıyacak olan
tatil köyü'nde tüm evsel atık
sular için bin 500 kişilik
biyolojik antma tesisi
kurulacak. Antmadanelde
edilecek sular ise, bahçe
sulamasında ve çevre
temizliğinde kuljanılacak.
Tatil köyü içerisinde, aynca
çevre kirliliğine yol açan
poşet ve pet şişe kullanımına
izinverilmeyecek. Bunun
yerine kese İcağıdı ve cam şişe
kullanılması sağlanacak.
Tatil köyünde botanik
bahçesinin yanı sıra.
sebzc-meyve bahçesi ile
kümes hayvanlan çiftliği de
kurulacağınıbelirtti.
TÜBİTAK'a
kardeş
ltZMİR(AA)-Temel
bilimlerde gereksinme
duyulan bilim adamı sayısını
arttırarak ulusal kalkınma
programlanna itici güç
sağlamak üzere, yeni bir
bilimsel merkez kuruluyor.
Yeni kuruluşun,
"Uluslararası 1leri Araştırma
Merkezi" adıyla yakında
faaliyetegeçeceği bildirildi.
Kurulacak merkezın
sözcülüğünü üstlenen
Bilkent Üniversitesi Fen
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Salim Çıracı, sadece gelişmiş
ülkelerin değil, gelışmekte
olan ülkelerin de
geleceklenni
araştırma-gelişti rme
faaliyetlenne bağladığını
belirterek, AA muhabinne
şunlan söyledi: "Ne yazık ki
2000 yılına yaklaşırken
gelişmiş ülkelerie Türkiye
arasındaki bilimsel ve
teknolojik düzey farkı hızla
aralanmaktadır. Bilim ve
araştırmanın yüzyıllardır
gündemimize cıddi olarak
girmediği gözlenmcktedir."
Thelma& Louise fılmiyle ünlenen Geena Davis, Rita Hayworth'tan beri Hollywood'un en seksi oyuncusu
'Kadınları aşağdayanfilmlerdeoynayamam'Dış Haberler Servisi- Geena
Davis 9O'lı yıllann en flaş si-
nema oyunculanndan biri.
Adından uzun yıllar daha söz
ettireceğini oyunculuğu ve kişi-
liğiyle kanıtlıyor. Onu tanıyan-
lann ortak görüşü ise Rita
Hayvvorth'tan beri Hollywo-
od'un en seksi ve cazibeli oyun-
cusunun Geena Davis olduğu.
Gerçekten de sinema perdesin-
deki rahatlığı, Rita Hay-
vvorth'u anımsatan sesi, 9O'lı
yıllann sinema oyunculuğu
kalıplanyla sınırlanmamış
oyunculuğu, belki de onun bu
kadar başanlı olmasını sağla-
maya yetiyor.
Vanity Fair Dergisi'nin eylül
sayısına kapak olan Davis'in
bilinen en önemli özelliği ola-
rak feministliği gösteriliyor.
Konuşurken bunu sık sık be-
lirtmekten de geri kalmıyor.
Dustin Hoffman'ın kadın
kılığına girmiş erkek rolündeki
Tootsie adlı filmde ilk rolünü
alan Davis, filmdeki aşın seksi,
aptal kadın imajlı rolünden söz
ederken bugün bile hoşnutsuz-
luğunu hemen belli ediyor. Bu
yüzden yönetmen Sydney Pol-
lack ve Dustin Hofiman ile gü-
nümüzdeki kariyer ve profes-
yonelliğine uygun bir projede
çalışmak istediğıni betirtiyor.
"Thelma & Louise" fılmi
hakkında ise "Filmi izlemiş
olan kadın izleyicilerinin gön-
derdikleri mektuplarda filmi ne
kadar çok beğendiklerini klasik
bir şekilde ifade etmelenne
karşın, yüz yüze konuşmalarda
fılmin hayat felsefelennı değiş-
tirip yeni Thelma & Louise' leri
keşfetuklerini gördüm. Daha
sonra kadınlar için gerçek
kadın fılmleri olmadığını dü-
şünmeye başladım. Kadınlan
bayağı ve aşağılayan fılmlerin
parçası olamam. Ne yazık ki
aceleyle yapılan bir sürü filmde
seyirci devamlı şekilde sahne-
deki kötü kadına karşı 'öldü-
riin orospnyu, kötü kadını' te-
masına suç ortaklığı yapıyor.
Böyle rolleri oynamam im-
kansız" diyerek sinema hakkın-
daki görüşlerini açıklıyor.
Kadın ve yaşhhk konulann-
da da "erkeklerin yaşlan-
dıklannda yine de güzel görü-
nebilmesine karşın kadınlann
ileri yaşlarda güzel görünüşlü
olamadığı" yerleşık inanana
şiddetle karşı çıkıyor. Bu dü-
şüncenin kafamızda yerleşmiş
yanlış bir imaj olup hiç dü-
şünülmeden kadınlarca da ka-
bul edilmiş olduğunu, oysa çiz-
/ J avis, kadınlar için
gerçek kadın
fılmleri olmadığını
düşünüyor. Dustin
Hoffînan'la oynadığı
Tootsie'deki ilk rolünde
aşın seksi ve aptal kadın
imajından
bugün bile rahatsız.
gilere sahip bir cilt ve yaşanmış
olan hayat tecrübesinin kadın-
lan güzelleştirdiğıni savunarak
asla plastik ameliyatı olmaya-
cağını belirtiyor. %
Annesi öğretmen, babası
mühendis olan Davis, çocuk-
luk yıllannda da diğer çocuk-
lardan çok daha uzun ve utan-
gaç olduğunu belirtıyor.
Çocukluktan gelen utangaç
yapısı yetişkin olduktan sonra
yüz hatlanna doğal bir utangaç
ifade vermiş. Ergenliği ço-
cukluğa tercih ettiğini söyleyen
Davis, liseden sonra Boston
Üniversitesi'ne devam etmiş.
Sonra New York'ta garsonluk
yapmaya başlamış. Bu işi
bırakıp tezgahtarlık ile birlikte
modellik yapan Davis. 1980'de
Los Angeles'a taşınmış. TV di-
zilerinde oynamaya başla-
masının ardından bügünkü ba-
şansına kadar yükselmiş.
İlk evliliğini 24 yaşındayken
Manhattan'da restoran ışleten
Richard Emmale ile yapan Da-
vis'in evlılığı ıkı yri sürmüş.
İkinci evliliğini kendisi gibi sa-
natçı olan JeffGoldblum ile ya-
pan Davis'in son beraberliği de
3 yıl sonra aynlmayla son bul-
muş. Üzüntülü geçen iki boşan-
maya karşın 6-7 kere daha evli-
liği deneyebileceğini şakayla
kanşık belirtiyor. Otuz yaş çiz-
gisinde olan Davis, çocuk sahi-
bi olmayı çok istediğinı ve tabii
ki bunun için evlenmesinin şart
olmadığını da eklemeyi ihmal
etmiyor.
Mantar gibi biten ikinci konutlar, kıyılan beton ormanına dönüştürdüler
Yazlık ev sahipliği cleğişıııeyeıı ıııocla
İsvecli kadın turistlerin yakınması
ASUMAN ABAC1OĞLU
İZMİR - Her köşeyi dönüşte,
her güzelim koyda, her tepenin
ardında çıkıveriyorlar karşını-
za; genelde dubleks veya trip-
leks, lüks veya basit hepsi de ki-
şiliksiz ve zevksizler. Ne denizdn
mavisi ne ormanın yeşili ne de
binlerce yıldır zamana karşı ko-
yan antik kentler dayanabiliyor
onlann işgaline. Oysa ne savaş-
lar ve depremler görüp geçir-
mişler doğa ve tarih, savun-
masız bu beton yapılann gözü
doymaz hırslanna...
Mantar gibi biten ikinci ko-
nutlar son on yıldır giderek ar-
tan bir ivmeyle kıyılan bir beton
ormanına dönüştürdüler. Yılın
yalnızca 1 veya 2 ayı geçirilen bu
yazlık evlere yapılan ölü yatınm
Türkiye gibi kaynaklan sınırlı
bir ülİce için büyük bir kayıptı.
Yalnızca üst gelir düzeyindeki
kişiler değil, orta gelir düzeyin-
deki kişiler de ellerindeki avuç-
lanndakı birikimi "yazlık
sevdasTna yaürdılar. özellikle
1980 sonraismda bu konutlara
kredi sağlayan teşvik yasa-
lannın çıkanlmasının "yazlık
furyası"nı yoğunlaştırdığı savu-
nuldu. Bu gidişe son vermek
amacıyla 1989 yıhnda ikinci ko-
nutlara verilen kredilerin kesil-
mesi 1. ve 2. konut aynmının ya-
pılamaması nedeniyle yeterince
etkili olamadı.
Kültür ve Tabiat Varlıklannı
Koruma Kurullan ise yoğun
baskılar karşısında 1. derecede
koruma altına alınan doğal ve
tarihi SİT alanlannın dereeel
rini düşürüp inşaat izni vererek
bu betonlaşmada en önemli pay
sahiplerini oluşturdular.
Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Arkeoloji Bölümü
öğretim üyesi Prof. Dr. Güven
Bakır, ikinci konutlann eski
eser tahribatını üst boyutlara
ulaştırdığını belirterek, Türkiye
gibi az gelişmiş bir ülkenin
"ikinci konut sevdası"ndan ar-
tık vazgecmesi gerektiğini sa-
vundu.
Çevre İnsan flişkileri Derneği yerlerden Çeşme ve Foça'yı örnek gös-
(ÇEKfM) Başkanı MimarAli Dönmez teren Dönmez, İzmir 1 No'lu Kültür ve
de ikinci konutlann doğal ve tarihi de- Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'-
ğerleri yok etmesinde Kültür ve Tabiat
Varlıklannı Koruma Kunıllan'nın
yıllardır "korumama kurullan" gibi
çalışmasının büyük payı olduğunu vur-
guladı. Konut yapımının yoğun olduğu
özellikle 1980 sonrası yazlık konutlara kredi sağlayan Teşvik Yasası'nın çıkanlması 2.
furyasını yoğunlaştırdı. (Fotoğraf: ÜMİT OTAN)
doğal değerlerle Türkiye'nin ender yer-
lerinden biridir. Devlet, Foça için Koru-
ma-İmar Planı çıkartıyor. Oysa koruma
ile imar, yan yana gelemez. Ya koruma
planı vardır ya da imar planı olur. Fo-
ça'nın diyelim ki 30 binlik nüfusunu,
500 bin olarak düşünüp plan yapıyorsu-
nuz. Şehir bu yoğunluğu kaldıramaz.
nun aldığı kararlarla 1. derecede doğal
ve tarihi SİT alanlannın derecelerinin
3'e indirildiğini ve hepsine de inşaat izni
verildiğini söyledi. Dönmez, şu bilgileri
verdi: "Foça, sahip olduğu tarihi ve
Doğru olan, Foça merkezinin
tümüyle yapılaşma dışında bı-
rakılması, merkez dışında bir
uydu kent planlamasıdır."
Dönmez, Eski ile Yeni Foça
arasında 1. derecede doğal SİT
alanı olan bölgenin büyük
bölümünün 3'e indirilmesiyle
yoğun bir yapılaşmanın
başladığına dikkat çekti.
Ç?' ıkkale yöresiyle ilgili ör-
nekk /eren Dönmez, bu böl-
gede ı. derecede SİT alanı olan
ormanlık alanlarda. belediye-
nin, koruma kurullanna danış-
madan inşaat izni verdiğini be-
lirtti. Dönmez, korumacılık
konusunda ciddi bir devlet poü-
tikasının olmadığını savundu.
Öte yandan ikinci konut fur-
yasına bir son vermek amaayla
kredi teşviklerini kaldırma yo-
luna giden Başbakanlık Toplu
Konut İdaresi Başkanlığı yetki-
lileri, 1989 yılında.çıkanlan vö-
netmeliğin yetersiz kaldığını bil-
dirdiler. Toplu Konut tdaresi
Başkanı Yığıt Gülöksüz, bınncı
ve ikinci konut aynmının
yapılmasının zor olduğunu
belirterek. "Şu anda kesin ola-
rak ikinci konut sayısını bilemi-
yoruz. Bir kıyı kasabasında
yapılan konutlar birinci konut
da olabilir, kıyıda olması
mutlaka ikinci konut olmasını
gerektirmez" dedi. Gülöksüz,
konuya açıklık getirilmesi için,
Türkiye çapında ikinci konut
taraması başlattıklannı kay-
detti.
Türkiye'de gelir düzeyi yük-
sek olan kişilerin yanı sıra orta
halli gelir düzeyine sahip kişile-
rin de yazlık ev sahibi olma ya-
nşına katılmalan ve birikimle-
rini bu alana yatırmalannın
nedenlerini inceleyen Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı öğre-
tim üyelerinden Prof. Dr. Ah-
met Çelikkol, bunlan, "Yazlık
ev modası. toplumsal statü ve
güvence" diye sıraladı. Prof.
Çelikkol, emeklilerin eskiden
birikimlerini altına yatınrken,
günümüzde bunun eşdeğeri ola-
rak yazlık evin ortaya çıktığını söyledi.
Yazlık ev sahibi olmanın "değişmeyen
moda'l olduğunu kaydeden Prof. Çelik-
kol, "Öte yandan vatandaşın tatil yapa-
bileceği uygun fiyath dinlenme tesisleri
Türkiye'de yok. Yazlık ev sahibi olmak
ona toplumsal statü de kazandınyor"
dedi.
konut
Oteldeerkekterörü
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Türkiye.
daha önce de yazdığımız gibi,
tsveçlilerin gözde tatil ülkesi.
Gazetelerde çıkan izlenimlerin
hemen hepsı son derece olumlu.
Çevremizde duyduklanmız da
öyle. Ne var ki, Isveç'in ikinci
büyük akşam gazetesı, yanm
milyon tirajlı Aftonbladet'in pa-
zar günkü turizm bölümünde,
aşağıdaki mektup yayımlandı.
Mektubun önemli bölümleri
şöyle:
"Ağustos sonunda Türkiye'-
ye, Marmaris'e (turla) gjttim ve
Otel Oya'ya yerleştim. Otel iyiy-
di ve plaja yakındı. Ancak, otel
müdürünün ve personelinin
kadın konuklara karşı tavirlan,
son derece aşağılayıcı ve
saygısızdı. Müdür. 35 yaşlannda
bir bey, tüm konuklann önünde,
havuz çevresinde bir konukla
aşın derecede yakın ilişki kur-
duktan sonra, kadının odasma
çıktıve adam. tüm kadın konuk-
larla aynı ilişkiyi kurabileceğine
inandı.
Ertesi gece, önüne çıkan
her kadına, o akşam "boş oldu-
ğunu' söyledi. Kansı havuz başı-
nda oturan bir başka personel,
konuklardan birine resmen asüı-
nca, kansı sinir krizi geçirdi ve
havuz çevresindeki herkesin son
derece etkilenmesine neden
oldu. İki İsveçli kız da. gece oda-
lanna dönüp yatma haarlığı ya-
parlarken, personele dahil bir
adamın, pencereden baktığını
gördüler. Kızlar zaten odalan-
run, reserjsiyonla yan yana ol-
masından ötürü odalanna her
giriş-cıkışlannda sözle sarkıntı-
bğa uğruyorlardı. Son gece, sar-
kıntılık doruk noktasına ulaşü.
Havuz çevresine sarhoş olarak
gelen otel müdürii, bir konuğun
oda anahtannı havuza düşür-
düğûnü öğrenince, önüne çıkan
ilk bayanı, (Kuzey tsveç'ten) ya-
kaladığı gibi havuza fırlattı. O,
kadının, derhal anahtan çıkar-
ması için bağınrken, kadıncağız,
şok geçirmiş olarak sudan çıkü
ve adamdan, özür dilemesini
istedi.
Adamın arsız arsız gül-
mesine sinirlenen kadın, avcuyla
adamı itekledi. Bunun üzerine
müdür, kadının yüzüne öyle bir
tokat attı ki kadıncağız. güçlükle
ayakta kalabildi. Kadının
yardımına koşmak isteyen bir
başka konuk. personel tarafın-
dan sıkı sıkıya tutuklu. Tokat yi-
yen kadın polis çağırdı. Gelen
memurlar İngilizce bilmedikleri
için, personelle konuştular ve
hiçbir şey yapmadan gittiler.
Ben, çok sık yolculuk yaptım.
Bu gördüklerim, rekor oldu. Bu
nasıl bir kadın aşağılanması?
Oteldeki genç kızlann böylesine
berbat bir muameteye layık gö-
rülmeleri akıl alır gibi değil."