20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sal Cumhuriyet* Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıiık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketı adırıa Berin Nadi Isıanbul Haberleri: Şenay Kalkan, Dış Haberler: Ergun Balcı, Iş-Ekonomi: Şiikran Keteıtci, Yurt Basan ve Yayarv Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Tûrkocağı Cad. • Genel Yayın Yönetmenı: Öıgen Acar • Genel Yayın Koordinatörü: Htkmet Çeıinkaya Haberleri. Mehmet Sarac, Kültür: Celal L'ster, Makaleler: Sami Karadren, Spor- Abdulkadir 39/41 Cagaloğlu 34334 Ist. PK: 246 Istanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Telex: Yazı Işlerı Mudurlen. Fusun Ozbilgen (Sorumlu), Celal Başlangıç (Haber) • Gorsel Yttcelman. Düzellme- Abdullah Yazıcı # Muessese Müdür V.. Erol Erkul • Koordınatör: Yönetmen: Ali Acar • Düzenleme Mustafa Saglamer • Ankara Temsılcısı: Cuneyt Ahmet Korutsan • Muhasebe: Buknı Vraer • Idare: Huscyia Gurer • Işletme: Önder Çelik • Arcajîirek, Haber Mudurleri: Muslafa Balbay, Işık Kansu, İzmir Temsilci V: Serdar Kızık, Bılgı-lşlem- Nail İnal Bilgısayar Sistenr Muruvet Çikr • Personel: Sevgi Boslancıoilu Adana Temsikisı: Çelin Yijienotlu • Reklam Reha Işıtman ),22246, Fax: (1) 526 60 72 • Burolar Aıkara: Z. Gökalp Blv. tnkılapS. No: 19/4, Tel: 433 11 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 6S • İzmir H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3, Tel: 83 12 30, Telex. 52359, Fax: (51) 89 53 60 • Adana: lnönü Cd. 119 S. No: 1 Kat I, Tel: 19 37 52 (4 hat), Telex: 62155, Fax: (71) 19 25 78 TAKVİM 16EYLÜLI992 5 1! Güneş 6 38 Öğle 13 03 tkındı 16 34 Akşarrr 19 20 Yatsr 20.41 Japonca konuşma yarışması lANKARA(AA)-Japon Büyükelçiliği tarafından 25 ekimde "Japonca Konuşma Yanşması" düzenlenecek. Japon Büyükelçiliği'nden yapılan açıklanıaya göre büyükelçilik ve Ankara Japon Topluluğu'nun - işbiriiğiyle düzenlenen "Japon Haftası", 16-25ekim tarihleri arasında gerçekleşünlecek. Japon kültürünü ve yaşam biçimini Türklere tanıtmak amaayla düzenlenen hafta kapsamında, bir de Japonca konuşma yanşması yapılacak. Bugünekadar Japonya ile ilgili dil eğiümi görmüş, araşürmalar yapmış ve Japonya'da bulunmuş Türklere, Japonya hakkındaki fikirlenru ve bu konudaki çalışmalannı dile getirme firsatını vermek amaayla düzenlenen yanşma, 25 ekim pazar günü Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda yapılacak. "Torpiryara açıyor • ADANA (AA)--ikili ilişkilerin sağladığı ayncalık' veya argo deyişiyle 'torpil'ın, bu yönteme başvuranlar ile böyle bir olanağı bulunmayanlarda. psikolojik bozukluklara yol açtığı bıldirildi. AA muhabirinin görüştüğü Çukurova Üniversitesi öğretim üyeleri, ahlaki ve insani değerlerin erozyona uğraması sonucu, Türkiye'de torpilin kurumsallaşüğını savundular. Toplumlann yazılı ve yazılı olmayan sosyal kurullara göre yönetıldiğini belirten Prof. Dr. Aşkın Karadayı, şunlan söyledi: "Torpil gibi sorunlar, yazılı olmayan sosyal kurallara göre konulacak tepkilerleortadan kaldınlabilir. Ancak ahlak, espri konusu; ahlaklı olmak ise geri zekâlılık olarak değerlendirilmeye başlandı. Torpil, ahlak alanında yaşanan bu erozyona paralel olarak gelişti ve şimdi önüne geçilemiyor." Çevreci tatil köyleri • Haber Merkezi- Çevrecilerturizm yalınmlanna tepki gösterdikçe. tatil köyleri de daha hizmetegirmeden "Çcvre Dostu" etiketini hazırlamaya başladı. Türkiye'nin ilk çevre dostu tatil köyünü kurma iddiasıyla yola gkan Pan Clup.geçtiğimizgünlerde 18 kişilik birgazeteci grubunu Bodrum Gümüşlülc mevkiinde henüz inşaat aşamasında olan "Çevre dostu" tatil köyünedavet etti. Pan Clup yetkililerinin verdiği bilgiye göre, "gerçek anlamda ilk devre mülk tatil köyü" niteliği taşıyacak olan tatil köyü'nde tüm evsel atık sular için bin 500 kişilik biyolojik antma tesisi kurulacak. Antmadanelde edilecek sular ise, bahçe sulamasında ve çevre temizliğinde kuljanılacak. Tatil köyü içerisinde, aynca çevre kirliliğine yol açan poşet ve pet şişe kullanımına izinverilmeyecek. Bunun yerine kese İcağıdı ve cam şişe kullanılması sağlanacak. Tatil köyünde botanik bahçesinin yanı sıra. sebzc-meyve bahçesi ile kümes hayvanlan çiftliği de kurulacağınıbelirtti. TÜBİTAK'a kardeş ltZMİR(AA)-Temel bilimlerde gereksinme duyulan bilim adamı sayısını arttırarak ulusal kalkınma programlanna itici güç sağlamak üzere, yeni bir bilimsel merkez kuruluyor. Yeni kuruluşun, "Uluslararası 1leri Araştırma Merkezi" adıyla yakında faaliyetegeçeceği bildirildi. Kurulacak merkezın sözcülüğünü üstlenen Bilkent Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salim Çıracı, sadece gelişmiş ülkelerin değil, gelışmekte olan ülkelerin de geleceklenni araştırma-gelişti rme faaliyetlenne bağladığını belirterek, AA muhabinne şunlan söyledi: "Ne yazık ki 2000 yılına yaklaşırken gelişmiş ülkelerie Türkiye arasındaki bilimsel ve teknolojik düzey farkı hızla aralanmaktadır. Bilim ve araştırmanın yüzyıllardır gündemimize cıddi olarak girmediği gözlenmcktedir." Thelma& Louise fılmiyle ünlenen Geena Davis, Rita Hayworth'tan beri Hollywood'un en seksi oyuncusu 'Kadınları aşağdayanfilmlerdeoynayamam'Dış Haberler Servisi- Geena Davis 9O'lı yıllann en flaş si- nema oyunculanndan biri. Adından uzun yıllar daha söz ettireceğini oyunculuğu ve kişi- liğiyle kanıtlıyor. Onu tanıyan- lann ortak görüşü ise Rita Hayvvorth'tan beri Hollywo- od'un en seksi ve cazibeli oyun- cusunun Geena Davis olduğu. Gerçekten de sinema perdesin- deki rahatlığı, Rita Hay- vvorth'u anımsatan sesi, 9O'lı yıllann sinema oyunculuğu kalıplanyla sınırlanmamış oyunculuğu, belki de onun bu kadar başanlı olmasını sağla- maya yetiyor. Vanity Fair Dergisi'nin eylül sayısına kapak olan Davis'in bilinen en önemli özelliği ola- rak feministliği gösteriliyor. Konuşurken bunu sık sık be- lirtmekten de geri kalmıyor. Dustin Hoffman'ın kadın kılığına girmiş erkek rolündeki Tootsie adlı filmde ilk rolünü alan Davis, filmdeki aşın seksi, aptal kadın imajlı rolünden söz ederken bugün bile hoşnutsuz- luğunu hemen belli ediyor. Bu yüzden yönetmen Sydney Pol- lack ve Dustin Hofiman ile gü- nümüzdeki kariyer ve profes- yonelliğine uygun bir projede çalışmak istediğıni betirtiyor. "Thelma & Louise" fılmi hakkında ise "Filmi izlemiş olan kadın izleyicilerinin gön- derdikleri mektuplarda filmi ne kadar çok beğendiklerini klasik bir şekilde ifade etmelenne karşın, yüz yüze konuşmalarda fılmin hayat felsefelennı değiş- tirip yeni Thelma & Louise' leri keşfetuklerini gördüm. Daha sonra kadınlar için gerçek kadın fılmleri olmadığını dü- şünmeye başladım. Kadınlan bayağı ve aşağılayan fılmlerin parçası olamam. Ne yazık ki aceleyle yapılan bir sürü filmde seyirci devamlı şekilde sahne- deki kötü kadına karşı 'öldü- riin orospnyu, kötü kadını' te- masına suç ortaklığı yapıyor. Böyle rolleri oynamam im- kansız" diyerek sinema hakkın- daki görüşlerini açıklıyor. Kadın ve yaşhhk konulann- da da "erkeklerin yaşlan- dıklannda yine de güzel görü- nebilmesine karşın kadınlann ileri yaşlarda güzel görünüşlü olamadığı" yerleşık inanana şiddetle karşı çıkıyor. Bu dü- şüncenin kafamızda yerleşmiş yanlış bir imaj olup hiç dü- şünülmeden kadınlarca da ka- bul edilmiş olduğunu, oysa çiz- / J avis, kadınlar için gerçek kadın fılmleri olmadığını düşünüyor. Dustin Hoffînan'la oynadığı Tootsie'deki ilk rolünde aşın seksi ve aptal kadın imajından bugün bile rahatsız. gilere sahip bir cilt ve yaşanmış olan hayat tecrübesinin kadın- lan güzelleştirdiğıni savunarak asla plastik ameliyatı olmaya- cağını belirtiyor. % Annesi öğretmen, babası mühendis olan Davis, çocuk- luk yıllannda da diğer çocuk- lardan çok daha uzun ve utan- gaç olduğunu belirtıyor. Çocukluktan gelen utangaç yapısı yetişkin olduktan sonra yüz hatlanna doğal bir utangaç ifade vermiş. Ergenliği ço- cukluğa tercih ettiğini söyleyen Davis, liseden sonra Boston Üniversitesi'ne devam etmiş. Sonra New York'ta garsonluk yapmaya başlamış. Bu işi bırakıp tezgahtarlık ile birlikte modellik yapan Davis. 1980'de Los Angeles'a taşınmış. TV di- zilerinde oynamaya başla- masının ardından bügünkü ba- şansına kadar yükselmiş. İlk evliliğini 24 yaşındayken Manhattan'da restoran ışleten Richard Emmale ile yapan Da- vis'in evlılığı ıkı yri sürmüş. İkinci evliliğini kendisi gibi sa- natçı olan JeffGoldblum ile ya- pan Davis'in son beraberliği de 3 yıl sonra aynlmayla son bul- muş. Üzüntülü geçen iki boşan- maya karşın 6-7 kere daha evli- liği deneyebileceğini şakayla kanşık belirtiyor. Otuz yaş çiz- gisinde olan Davis, çocuk sahi- bi olmayı çok istediğinı ve tabii ki bunun için evlenmesinin şart olmadığını da eklemeyi ihmal etmiyor. Mantar gibi biten ikinci konutlar, kıyılan beton ormanına dönüştürdüler Yazlık ev sahipliği cleğişıııeyeıı ıııocla İsvecli kadın turistlerin yakınması ASUMAN ABAC1OĞLU İZMİR - Her köşeyi dönüşte, her güzelim koyda, her tepenin ardında çıkıveriyorlar karşını- za; genelde dubleks veya trip- leks, lüks veya basit hepsi de ki- şiliksiz ve zevksizler. Ne denizdn mavisi ne ormanın yeşili ne de binlerce yıldır zamana karşı ko- yan antik kentler dayanabiliyor onlann işgaline. Oysa ne savaş- lar ve depremler görüp geçir- mişler doğa ve tarih, savun- masız bu beton yapılann gözü doymaz hırslanna... Mantar gibi biten ikinci ko- nutlar son on yıldır giderek ar- tan bir ivmeyle kıyılan bir beton ormanına dönüştürdüler. Yılın yalnızca 1 veya 2 ayı geçirilen bu yazlık evlere yapılan ölü yatınm Türkiye gibi kaynaklan sınırlı bir ülİce için büyük bir kayıptı. Yalnızca üst gelir düzeyindeki kişiler değil, orta gelir düzeyin- deki kişiler de ellerindeki avuç- lanndakı birikimi "yazlık sevdasTna yaürdılar. özellikle 1980 sonraismda bu konutlara kredi sağlayan teşvik yasa- lannın çıkanlmasının "yazlık furyası"nı yoğunlaştırdığı savu- nuldu. Bu gidişe son vermek amacıyla 1989 yıhnda ikinci ko- nutlara verilen kredilerin kesil- mesi 1. ve 2. konut aynmının ya- pılamaması nedeniyle yeterince etkili olamadı. Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurullan ise yoğun baskılar karşısında 1. derecede koruma altına alınan doğal ve tarihi SİT alanlannın dereeel rini düşürüp inşaat izni vererek bu betonlaşmada en önemli pay sahiplerini oluşturdular. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Güven Bakır, ikinci konutlann eski eser tahribatını üst boyutlara ulaştırdığını belirterek, Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkenin "ikinci konut sevdası"ndan ar- tık vazgecmesi gerektiğini sa- vundu. Çevre İnsan flişkileri Derneği yerlerden Çeşme ve Foça'yı örnek gös- (ÇEKfM) Başkanı MimarAli Dönmez teren Dönmez, İzmir 1 No'lu Kültür ve de ikinci konutlann doğal ve tarihi de- Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu'- ğerleri yok etmesinde Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kunıllan'nın yıllardır "korumama kurullan" gibi çalışmasının büyük payı olduğunu vur- guladı. Konut yapımının yoğun olduğu özellikle 1980 sonrası yazlık konutlara kredi sağlayan Teşvik Yasası'nın çıkanlması 2. furyasını yoğunlaştırdı. (Fotoğraf: ÜMİT OTAN) doğal değerlerle Türkiye'nin ender yer- lerinden biridir. Devlet, Foça için Koru- ma-İmar Planı çıkartıyor. Oysa koruma ile imar, yan yana gelemez. Ya koruma planı vardır ya da imar planı olur. Fo- ça'nın diyelim ki 30 binlik nüfusunu, 500 bin olarak düşünüp plan yapıyorsu- nuz. Şehir bu yoğunluğu kaldıramaz. nun aldığı kararlarla 1. derecede doğal ve tarihi SİT alanlannın derecelerinin 3'e indirildiğini ve hepsine de inşaat izni verildiğini söyledi. Dönmez, şu bilgileri verdi: "Foça, sahip olduğu tarihi ve Doğru olan, Foça merkezinin tümüyle yapılaşma dışında bı- rakılması, merkez dışında bir uydu kent planlamasıdır." Dönmez, Eski ile Yeni Foça arasında 1. derecede doğal SİT alanı olan bölgenin büyük bölümünün 3'e indirilmesiyle yoğun bir yapılaşmanın başladığına dikkat çekti. Ç?' ıkkale yöresiyle ilgili ör- nekk /eren Dönmez, bu böl- gede ı. derecede SİT alanı olan ormanlık alanlarda. belediye- nin, koruma kurullanna danış- madan inşaat izni verdiğini be- lirtti. Dönmez, korumacılık konusunda ciddi bir devlet poü- tikasının olmadığını savundu. Öte yandan ikinci konut fur- yasına bir son vermek amaayla kredi teşviklerini kaldırma yo- luna giden Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yetki- lileri, 1989 yılında.çıkanlan vö- netmeliğin yetersiz kaldığını bil- dirdiler. Toplu Konut tdaresi Başkanı Yığıt Gülöksüz, bınncı ve ikinci konut aynmının yapılmasının zor olduğunu belirterek. "Şu anda kesin ola- rak ikinci konut sayısını bilemi- yoruz. Bir kıyı kasabasında yapılan konutlar birinci konut da olabilir, kıyıda olması mutlaka ikinci konut olmasını gerektirmez" dedi. Gülöksüz, konuya açıklık getirilmesi için, Türkiye çapında ikinci konut taraması başlattıklannı kay- detti. Türkiye'de gelir düzeyi yük- sek olan kişilerin yanı sıra orta halli gelir düzeyine sahip kişile- rin de yazlık ev sahibi olma ya- nşına katılmalan ve birikimle- rini bu alana yatırmalannın nedenlerini inceleyen Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğre- tim üyelerinden Prof. Dr. Ah- met Çelikkol, bunlan, "Yazlık ev modası. toplumsal statü ve güvence" diye sıraladı. Prof. Çelikkol, emeklilerin eskiden birikimlerini altına yatınrken, günümüzde bunun eşdeğeri ola- rak yazlık evin ortaya çıktığını söyledi. Yazlık ev sahibi olmanın "değişmeyen moda'l olduğunu kaydeden Prof. Çelik- kol, "Öte yandan vatandaşın tatil yapa- bileceği uygun fiyath dinlenme tesisleri Türkiye'de yok. Yazlık ev sahibi olmak ona toplumsal statü de kazandınyor" dedi. konut Oteldeerkekterörü GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Türkiye. daha önce de yazdığımız gibi, tsveçlilerin gözde tatil ülkesi. Gazetelerde çıkan izlenimlerin hemen hepsı son derece olumlu. Çevremizde duyduklanmız da öyle. Ne var ki, Isveç'in ikinci büyük akşam gazetesı, yanm milyon tirajlı Aftonbladet'in pa- zar günkü turizm bölümünde, aşağıdaki mektup yayımlandı. Mektubun önemli bölümleri şöyle: "Ağustos sonunda Türkiye'- ye, Marmaris'e (turla) gjttim ve Otel Oya'ya yerleştim. Otel iyiy- di ve plaja yakındı. Ancak, otel müdürünün ve personelinin kadın konuklara karşı tavirlan, son derece aşağılayıcı ve saygısızdı. Müdür. 35 yaşlannda bir bey, tüm konuklann önünde, havuz çevresinde bir konukla aşın derecede yakın ilişki kur- duktan sonra, kadının odasma çıktıve adam. tüm kadın konuk- larla aynı ilişkiyi kurabileceğine inandı. Ertesi gece, önüne çıkan her kadına, o akşam "boş oldu- ğunu' söyledi. Kansı havuz başı- nda oturan bir başka personel, konuklardan birine resmen asüı- nca, kansı sinir krizi geçirdi ve havuz çevresindeki herkesin son derece etkilenmesine neden oldu. İki İsveçli kız da. gece oda- lanna dönüp yatma haarlığı ya- parlarken, personele dahil bir adamın, pencereden baktığını gördüler. Kızlar zaten odalan- run, reserjsiyonla yan yana ol- masından ötürü odalanna her giriş-cıkışlannda sözle sarkıntı- bğa uğruyorlardı. Son gece, sar- kıntılık doruk noktasına ulaşü. Havuz çevresine sarhoş olarak gelen otel müdürii, bir konuğun oda anahtannı havuza düşür- düğûnü öğrenince, önüne çıkan ilk bayanı, (Kuzey tsveç'ten) ya- kaladığı gibi havuza fırlattı. O, kadının, derhal anahtan çıkar- ması için bağınrken, kadıncağız, şok geçirmiş olarak sudan çıkü ve adamdan, özür dilemesini istedi. Adamın arsız arsız gül- mesine sinirlenen kadın, avcuyla adamı itekledi. Bunun üzerine müdür, kadının yüzüne öyle bir tokat attı ki kadıncağız. güçlükle ayakta kalabildi. Kadının yardımına koşmak isteyen bir başka konuk. personel tarafın- dan sıkı sıkıya tutuklu. Tokat yi- yen kadın polis çağırdı. Gelen memurlar İngilizce bilmedikleri için, personelle konuştular ve hiçbir şey yapmadan gittiler. Ben, çok sık yolculuk yaptım. Bu gördüklerim, rekor oldu. Bu nasıl bir kadın aşağılanması? Oteldeki genç kızlann böylesine berbat bir muameteye layık gö- rülmeleri akıl alır gibi değil."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle