Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 16 TEMMUZ1992 PERŞEMBE
16 HABERLEREV DEVAMI
BURASITURKIYE
HALUKSAHİN
Demokrasinin Geteceği
New York'ta Demokrat Parti'nin kurultayı yapılıyor. Eski-
den üç büyük televizyon şebekesi de baştan sona canlı
olarakyayımlardı. Sanki beyzbol liginin şampiyonluk maç-
ları gibi (VVorld Series) Amerika'da hayat günlerce durur-
du. Tüm ülke kurultayı izler, kurultayı konuşurdu. Şimdi
büyük televizyonlar birkaç saatlik özet yayınla yetiniyor-
lar. Onlan da pek seyreden yok. Kimsenin kurultay tartış-
ması yaptığını da duymadım.
Batı demokrasilerinin çoğunda olduğu gibi Amerika'da
da seçmenle siyaset arasına kara kedi girmiş gibi. Gerçi,
politikacıları eleştirnnek Amerika'nın en eski çene sporla-
rından biridir. Ülkenin dört bir yanında Washington'a şa-
maroğlanı muamelesi yapılır. Ama bu kez politikacılarm
ötesinde siyasetin kendisi oklara hedef oluyor.
Hatta daha bile kötü, ok atmaya bile tayık görülmüyor.
Ülkenin karşı karşıya bulunduğu bunalımlar konusunda
politikacılarm aciz, yetersiz ve niyetsiz otdukları inancı
âdeta taş kesmiş.
Bunun farkında olan politikacilar da politikacıları eleşti-
rerek politika yapıyorlar. Yılların profesyonel politikacısı
George Bush, Kongre'deki politikacıları yerden yere vuru-
yor. Kaşarlanmış profesyonel politikacı ve Demokratların
başkan adayı Bilİ Clinton, kendisinin "dışandan" geldiğini
ısrarla vurguluyor. Gerçekten dışandan gelen partisiz
aday adayı Ross Perot ise zaten bu yabancılaşmanın ürü-
nü.
Benım hayret ettiğim şey şu: "Muzaffer başkomutan"
George Bush ne çabuk bu hale düştü? Hani, Amerikan as-
kerlerini Irak'ın üzerine gönderdiği gün ikinci kez başkan
seçilmeyi garantilemişti? Hani, aklı başında hıçbır De-
mokrat ona karşı aday olmayı göze alamazdı?
Daha bir buçuk yıl önce her nefes alışı televizyona haber
konusu olan Bush, şimdi televizyona çıkabilmek için baha-
neler yaratıyor, ama nafile. llgilenen yok.
Bir zamanlar sık sık telefonla konuştuğu Türkiyeli bir
dostunu arasa, ortak birçok konu bulup karşılıklı dertleşe-
bilirler!
Hayatta da, politikada da böyle bu. Zafer sarhoşluğu çok
tehlikeli. O esriklikle ayakları yerden kesilen kimileri, bir
süre sonra, ayaklarının hâlâ yere değmemesinin nedeni-
nin çok farklı olduğunu bir türlü kabul etmek istemiyorlar!
Kamuoyu enselerinden yakalayıp kaldırmış, o yüzden ha-
vadalar; farkma varamıyorlar!
•••
Demokratik bir ülkede halk ile siyasetin birbirinden bu
kadar kopması iyiye işaretdeğil. En azından sistemin için-
den konuşanlar böyle diyorlar. Sözgelimi, ünlü tarihçi Art-
hur Schelesinger Jr , halkın kurultaylara bile ilgi göster-
memesinin, iki partiye dayanan siyasal sistemin bunalımı-
nın bir belirtisi olduğunu söyledikten sonra uyarıyor:
"Kurultaylar, 200 yıl süreyle ülkeye istikrarsağlayan sis-
temin simgeieridir. Partilerin yıkılıp gitmesi meydanı kişi-
likçi hareketlere bırakacak, tarihi örgütler yerine çarpıcı
kişilikler, özel servetler ve yaygın şirketler at oynatacaktır.
Siyasal serüvenciler ülkeyi Çinli savaş beyleri gibi payla-
şacak, elektronik teknolojilere dayanan ordularının güçle-
rine güç katacaktır. Partilerin istikrar kazandırıcı etkisi
olmazsa, ülkede siyaset daha vahşi ve sorumsuz bir nite-
lik kazanacaktır. Böyle olmaya başladı bile."
Ünlü tarihçinin, elektronik teknolojilerle donanmış sa-
vaş beylerinden söz ederken milyarder Perot'yu kastettiği
açıkça belli oluyor.
Ne var ki halkın siyasete bu ölçüde yabancılaşmasının
"yeni bir siyasef'in muştucusu olduğunu düşünenlere de
rastlanıyor. Bunlara göre, halksiyasetçilere verdiği temsil
yetkisini yavaş yavaş geri almakta, işe bizzat el koymanın
yollarını aramaktadır. Küreselleşen ve mozaikleşen dün-
yada eski merkezlerin gücü erimeye mahkûmdur. Ana
çizgilerı belirmekte olan yeni dünya, yepyeni bir politika
tarzını da gerekli kılmaktadır.
Amerika şu anda bu arayışın laboratuvarıdır.
•••
Halk ile siyasal kurumlar arasındaki yabancılaşmanın
Amerika'ya özgü bir fenomen olmadığını biliyoruz. Ingil-
tereden, Almanya'dan, italya'dan, Fransa'dan da, gele-
neklere uygun olmayan "çatlak" sesler geliyor. Soguk
savaş boyunca total iter rejimlerin tehdidi dolayısıyla koza-
sı içinde büzülen demokrasinin yeni bir arayış içine girdiği
seziliyor.
19. yüzyılda temsili demokrasi ortayaçıkmıştı. 20. yüzyıl,
sosyal demokrasiyi oluşturdu. 21. yüzyılın sancılarının ne-
ler getireceğini şu anda net olarak göremiyoruz. Katılımcı
demokrasi?.. Tele-demokrasi?.. (Tele-faşizm?) Elektronik
demokrasi?.. Bir şeyler kıpırdanıyor.
"Bize ne" diyebilir miyiz?
60 YIL ÖNCE Cumhurivet
Gazi Hz. Yalova'da
SAKER
HAYDEN
Bütün Dairelerindeki
Mevsiın Sonu
Eşyai MUtfcbakiye
Fırsatlarının
ilk günlerinden istifade ediniz
16 TEMMUZ 1932
M. Hoover ayan azasından
M. Borach'a gönderdiği bir
mektupta Avrupa'da
aktolunan son itilafı kabul
etmiyeceğini. çünkü bunun
Cemahiri Mütlehide'ye
borçlu olanlann müşterek bir
hareketlerinden ibaret
bulunduğunu söylemiş ve
böyle olduğu lakdirde her
hangi bir hatti hareketin
tayini için Amerikan milleti
üzerinde bir tazyik icrasına
müsaade etmek niyeünde
olmadığını ilaveeylemiştir.
M. Hoover. Cemahiri Müttehidenin Lozan itilaflan için
fıkrine müracaat edilmiş olduğunu ve bu itibarla bu
ıtilaflardan dolayı hiç bir taahhüt alüna girilmemiş
bulunduğanu beyan ederek mektubuna nihayet vermiştir.
Sir John Simon, beynelmilel matbuat mümessilleri
muvacehesinde Fransız-Büyük Britanya emniyet itilaflannın
hariçte, hususile Vaşington'daki tarzı tefsirine ait kanşıkhğı
izaleye gayret elmiştir.
Bu itilaf Sir John Simonun da kaydetmiş olduğu veçhile
Cemahiri Müttehide'ye olan borçlar meselesile hiç bir suretle
alakadar olmakta ve Avrupa'nın içinde bulunduğu
müşkülatın hal ve tanzimi için yapılmış, bilhassa Avrupai bir
itilaf mahivetini hazi bulunmaktadır.
HAVA DURUMU
w w
Koalisyonda YOK sıkmtısıAYŞESAYIN
ANKARA - YÖK yasasında
yapılması tasarlanan değişik
konusunda, koalisyonun iki or-
tağı çelişkiye düştü. Yeni üni-
versıte reformu ile ilgili çalışma-
lar yapmakla görevlendirilen
cuD'i; rtw>ı»tSHP'ü Devlet fiakanı Türkân
Akyol, " Reform tasansı gün-
deme geldiği anda, mutlak ola-
rak tüm yöneticiler seçimle
yenilecektir" dedi. Buna karşın,
DYP'li Milli Eğiıim Bakanı
Köksal Toptan'ın haarladığı
yasa taslağında, yasa yürürlüğe
girdiği tarihte, yükseköğretim
kuruluşlan başkan ve üyeleri-
nin değişmeyeceği hükmüne
yer verildi.
Devlet Bakanı ve.Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü'nün
"seçilecek rektörlerin ömrü-
nün 3-4 ay olacağını" söyleme-
sinin ardmdan, mevcut YÖK
üyeleriyle, seçilecek rektörlerin
durumlan da tartışma konusu
oldu. TBMM'nın yeni yasama
döneminde yapılması beklenen
yasa değışikliğinin, görevdeki
YÖK ve üniversite yöneticilerin
göreve devam etmelerini etkile-
yip etkilemeyeceği konusunda
hükümctin iki kanadından
farklı sesler yükselmeye başla-
dı. Milli Eğjtim Bakanı Köksal
Toptan, üniversitelerde seçimle
belirlenen adaylar arasında
YÖK'ün demokratik bir seçim
yapması gerektiğini dile getirdi.
Toptan, aksi takdirde bu rek-
törlerin durumlannın "tartışı-
lacağını" söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan tarafından hazırlanan
ve Yükseköğretim yasasında
değişiklik öngören yasa tasla-
ğında, yükseköğretim üst ku-
rullan başkanlannın değişme-
yeceği hükmüne yer verilmesi
dikkat cekiyor. Taslağın geçici
27.maddesinde şöyle deniliyor:
"Bu kanunun yayımı tarihin-
de görev başında bulunan yük-
seköğretim üst kuruluşlan
başkanlan ve üyeleri ile seçimle
atananlar dışındaki üniversite
rektörlerinin. dekanlannın,
müdürlerinin ve bölüm baş-
kanlannın görevleri yeni seçim-
leri takip eden 15'nci günde
sonaerer."
Akyol: Seçim yapılacak
Aynı konuda yasa değişikliği
ıçın hazırbklannı sürdüren Dev-
let Bakanı Türkân Akyol, reform
lasansı ile üniversitelerin demok-
ratikleşme sürecinin başlayacağı-
nı belirterek, "Üniversitelerimiz,
kendi seçtikleri yöneticiler tara-
fından yönetilecektir" dedi. Ak-
yol, Cumhuriyet muhabirinin.
"Reform tasansı ile, yeni atanan
YÖK Başkanı ya da bugünkü
sistemle seçilen rektör ve yöneti-
ciler değiştirilecek mi?" sorusunu
da, şöyle yanıtladı:
"Gerek Başbakan Sayın Süley-
man Demirel, gerekse Başbakan
Yardıması Sayın Erdal Inönü,
bu konudaki görüşlerini açıkladı-
lar. Bu refonn tasansı gündeme
geldiği anda, mutlak olarak tüm
yöneticilerin seçimleri yenilene-
cektir."
"Gerçekleştirilecek üniversite
reformunun Milli Eğitim Bakanı v e b u
yüzden ıstıfa ettiklennı söy-
Köksal Toptan'ın haarladığı tas- lemişlerdir. Bunu anjamak müm-
lak çerçevesinde mi olacağı" yo- k u n
degil. Hükümetimiz, progra-
lundaki bir soruyu yanıtlayan mında yer alan köklü bır ünıver-
Akyol, "Sayın Köksal Toptan'ın sıte reformunu gerçekleşürmekte
hazırladığı taslağı henüz görme-
dim. Ama reform tasansı hükü-
mette, birlikte haarlanacak.
Tabii ki, tasan haarlanırken,
üniversitelenn önerileri. görüşleri
mutlaka abnacaktır. Çünkü, tam
12 yıldır üniversite sistemi başa-
şağı edildi" diye konuştu. Akyol,
üniversite reformuna ilişkin yasa
tasansının. ağustos ayı sonunda
olağanüstü toplanması beklenen
meclıs genel kurulunda ele alınıp
alınmayacağına ilişkin bir soru
üzerine de, "Meclis, eğer ağustos
kararhdrr. İJniversiteler, bu re-
formun gerçekleşmesi için büyük
ölçüde hükümeti desteklemekte-
dirler."
YÖK Yürütme Kurulu'na ye-
ni seçilen ve aynı zamanda baş-
kanlığa atanan ProI'.Dr. Mehmet
Sağlam ve üniversitelerin konten-
janından kurulda bulunan Prof.
Dr.Mümin Köksoy dışındaki
üyelerin görev süreleri 31 aralıkta
sona erecek. Yürürlükteki yasa-
ya göre; görev süresi dolan kişile-
rin yerine 2 üye Cumhurbaş-Ü2erine de, Meclis, eğer ağustos -— , -- -- . v ^
ayı sonunda olağanüstü toplanır- kam'nca dogrudan, 2 uye YOK
ü d i oğ lbih O Genel Kurulu 2 uye hukumet 2sa, gündemi yoğun olabilir. O
açıdan, reform tasansının eylül
ayından sonra çıkabileceği kanı-
sındayım" karşılığını verdi.
Devlet Bakanı Akyol, eski
YÖK Başkanı İhsan Doğra-
maa'nın istifasıyla, 12EyluIile
oluşturulan YÖK ve tüm yükse-
köğretimde köklü bir demokra-
tikleşme sürecinin başladığını
dile getirdi. Akyol, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, hükümetin
haarladığı ve üniversitelerce seçi-
lecek 3 adavdan birinin Cumhur-
başkanı tarafından rektör atan-
masına ilişkin yasa önerisinin,
Doğramaa'nın önerileri doğrul-
tusunda TBMM'de değiştirildi-
ğmi anımsatü. Akyol, şunlan
söyledi:
"'Hayretle ızliyorum, müstafı
YÖK Başkanı, bizatihi kendisi.-
nin önerdiği bır sistemle seçilen
rektörlerle, "ünıversıteye oligarşi
gelecektir' diye buyurmuşlardır
Tüp ikizlerden merhaba IstanbuPun ikinci tüp bebek ikizleri, tÜ
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tüp Bebek
olan ve anne-babasuıa 10 milvon TL'ye
bebekleri. Tüp Bebek Merkezi Başkanı
Merkezfnde dün sezanenle dünya\a geldi. Kız
mal olan ikiz kardeşler Cerrahpaşa'nın ilk tüp
Prof. Dr. Necati Tolun, 1989 yüında kunılan merkezin ilk tüp bebekleri olan ikizlerin doğ-
masında sperm ve yumurtanın kanallara enjekte edilerek doğal birleşmeyi sağla\an -gift'
yönteminin uygulandığını söyledi. Prof. Dr. Tolun ikizlerin annesinin Kütahya'dan gelen
Şengül Dönmez adında bir ev hanımı olduğunu açıkladı. Halen aynı merkezde 200'e yakın
aile, tüp bebek için sıra bekliyor. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR)
YILDIZ'DAN İZLENİMLER
Bir seçim böyle geçti
Demirel
FİGENATALAY
Yıldız Üniversitesi'nin odi-
toryumu. Koltuklarda oturan-
lar heyecanh. Birazdan rektör
adaylannı belirlemek üzere
sandık başına gidecekler.
Şimdiki Rektör Prof. Dr. Sü-
ha Toner. "açılış"ı yapmak
üzere kürsüye geliyor. Yakında
emekliye aynlacağı için bu se-
çimde aday olmayan Rektör,
seçim başlamadan önce yaptığı
konuşmada. seçimin "huzurlu
ve aile atmosferi içinde" geçece-
ğine inandığını vurguluyor.
Önce sandık kurullannın
oluşturulması gerek. YÖK.
üniversitelere gönderdiği "Rek-
tör adaylannın seçimle belirlen-
mesine ilişkin usül ve esaslar"
başlıklı yazıda, sandık kurulu-
nun "tercihen" bir profesör, bir
doçent ve bir yardımcı doçent-
ten oluşturulması gerektiğini
belirtmişti. Rektör, koskoca
YÖK'e karşı gelecek değil ya.
Prof. Toner, salondaki öğretim
üyelerinden, her iki oy sandığı
için ikişer profesör, doçent ve
yardımcı doçent adı istiyor. Bu
konuda sorun çıkmıyor. Ku-
rullar oluşturularak, öğretim
üyeleri yerlerini abyor.
Kimi öğretim üyeleri, rektör
aday adaylannın kimler oldu-
ğunu bilmiyor \e kürsünün
yanındaki tahtaya adlann ya-
zılması isteniyor. Çünkü, aday
adaylannın sayısı. kimi çekildi-
ğinden, kimi son anda aday
olmaya karar verdiğinden sü-
rekli değişiyor. Seçimden önce
yaptığımız küçük araştırmada
TÜRKİYE'DE
rektörlüğe Rektör yardımcısı
Nurullah Gühekin, Mimarhk
Fakültesi Dekanı Necati İnce-
oğlu. Fen-Edebiyat Fakültesi
öğretim üyesi Esin Çungurlu ve
Mimarbk Fakültesi öğretim
üyesi Turgut Uzel'in aday oldu-
ğunu öğreniyoruz.
Her neyse. aday adaylan,
kendilerini yeterince tanıtama-
dıklanna inandıklanndan olsa
gerek propaganda konuşmalan
yapmak istiyor. Bu isteğe "usül
açısından" itiraz geh'yor. Ge-
rekçe şöyle: "Madem ki, oy
pusulalanna üniversitede gö-
revli her öğretim üyesinin adı
yazılabilecek, o zaman herkesin
konuşma yapması gerekir."
Rektör işin içinden çıkamı-
yor ve "Aday adaylan konuş-
sun mu? Konuşmasın mı?"
sorununu oylamaya sunmor.
Çoğunluk konuşma yapılma-
masından yana. Artıİc seçime
geçilebilir. Adı okunan öğretim
üyesi sandık kurullanndan bin-
ne gidiyor, imza karşılığında o>
pusulasını alıyor ve üç yanı per-
deyle çevrili kabine giriyor. Ar-
tık. kap>alı yerde oy pusulasına.
önceki gün İstanbul Üniversı-
tesi'nde olduğu gibi. kendi adı-
nı mı yazıyor. Semra Özal'ı mı.
yoksa Tra\estiler Kraliçesi
Sisi'yi mi, bilemıyoruz.
Oy verme ışlemı sürüyor. Öğ-
retim üyeleri kendi aralannda
şakalaşarak birer birer sandık
başına geçiyor. Herkes oy kul-
landıktan sonra sandıklar açılı-
yor ve kimin ne oy aldığı açıkla-
nıyor. Bu sefer aday adaylann-
dan başkasmın adı yazılmamış.
DÜNYA'DA
Devlet Bakanlığı Meteoro-
loji Genel MûdûrtûğO'nden
alınan bilgıye göre yurdun
kuzeydogu kesimteri çok
buluflo, Marmara'nın doğu-
su.BatıveOrtaKaradeniz,
Iç Anadolu'nun kuzeybatı-
sı sağanak yağışlı, dığer
yerter açık gececek. Hava
sıcaklığı değişmeyecek.
Rüzgâr kuzey ve bat yönlerden hafit, ara sıra orta kuvvette esecek. Deniz-
lerde rûzgâr, Marmara'da yıldız ve poyraz, güney Ege'de günbatısı ve kara-
yel, Akdeniz'de günbatısı ve lodostan 3-5 kuvvetınde saatte 10-21 deniz milı
hızla esecek.
AmstBrdam
açık snl A-açık B-Wuttu G-gûneş* K-lariı S-ssb Y-ya4mur1u
Atna
Baödat
Brüteel
Ceneıre
Frartdurt
Letaşa
PeterstHirg
Londra
Uadnd
Mteno
Mostaa
Uûnh
Osk)
Pans
Prag
Riya)
Roma
Viyana
Zûnh
20°
35°
31°
37°
21°
25°
24°
34°
26°
23°
34°
34°
30°
25°
21°
26°
25°
43°
32°
25°
25°
mBaştarafi 1. Sayfada
memurlann ış bırakma eylemı-
nin desteklendiği ıfade edildi.
Demirel, dün Tunus Başba-
kanı'm uğurladıktan sonra
Esenboğa Havalimanı'nda, ga-
zetecilerin memur eylemlerine
ilişkin sorulan üzerine. maaş
artışlannın enflasyonun üzerin-
"Bundan sonra verilecek her
kuruş, memurun öbür cebin-
dan iki kuruş alınmasını gerek-
tirir. Kaşıkla verirsiniz, kepçey-
le ahrsıruz. Türkiye'nin duru-
munu herkes biliy'or. 140 tril-
yon Türkiye'nin vergi geliri var.
Bunun yüzde 64.8'ini memura
veriyor. Geriye de bir şe\ kal-
mıyor.
Onun içindir ki, memurlann
tahriğe gelmemesi lazım. Me-
murlara yapılabileceğin en iyisi
yapılrruştır. Ben de biliyorum
hayat şartlanru."
Başbakan Demirel, "Memur
eylemlerinin tahrikten mi kay-
naklandığını söylemek ıstiyor-
sunuz?"sorusunu yanıtlarken
de. şunlan sövledi:
"Evet. Kaç kişi yürüyor kı
zaten? Kaç kişi yürüyor? Bir
buçuk milyon Türkiye Cumhu-
riyeti Devletinin memuru var.
Kaç kişi Yürüyor? 500 kişi, bin
kişi yürüyor. hepsi bundan iba-
rettir. Tamamen tahriktir. kim-
senin tahrike gelmemesi lazım-
dır. Memuru koruma görevı
bizimdir. Taahüdümüz entlas-
yon ezdirmemektir, ezdirmemi-
şizdir. Bundan sonra verilecek
her kuruş, ya ödenemeyecektir.
>a öbür cebinden iki kuruş alı-
nacaktır. Her şeyin ölçüsü var"
SHP Genel Sekreteri Cevdet
Selvi, demokratik çerçevede ol-
duğu sürece bu tür eylemlerin
bir hak arama yöntemi olarak
gördüklerini belirterek. ücretle-
rini artırmakla memurlann so-
runlannın çözülmediğini bildir-
di. SeKi, "Memurlann ve çalı-
şanlann sendikalaşmasından
kimse kaygı duymamahdır.
Grevli, toplusözleşmeli sendika
hakkının bir anlam ifade edece-
ğine inanıyoruz" dedi.
HEP Genel Merkezi'nden
dün yapılan açıklamada da.
halktan yana tasarruf ve karar-
lan rafa kaldıran iktıdann.
memurlan içi boş bir sendikacı-
lıkla sınırlamaya çalıştığı savu-
nuldu.
Kurulu, 2 üye hükümet. 2
üye üniversitelerin, 1 kişi de Ge-
nelkurmay BaşkanhğYnın kon-
tenjanından atanacak. Cumhur-
başkanı'nın dogrudan atadığı
üyeler dışında önerilen üyeler de,
yine Cumhurbaşkanf nın onayıy-
la bu göreve gelebilecekler. Buna
göre, 9 üyeden oluşan YÖK Yü-
rütme Kurul üyelikleri sona ere-
cek kişiler şunlar:
YÖK Başkanvekilleri Turgut
Akıntürk, Üygur Tazebay, Ör-
han Baysal, Kamil Mutluer,
Durmuş Yalçın ve Lütfı Sel. Üye-
lerden Atilla Sezgin'in Demır-
Çelik İşletmeleri Genel Müdür-
lüğü'ne atanması nedeniyle istifa-
sı üzerine boşalan üyelik için de
yübaşından sonra atama yapıla-
cak.
Sağlam tartışüıyor
19 Mayıs Üniversitesi Rektörü
Mehmet Sağlam'ın, YÖK Baş-
Rektör
MBaştarafi 1. Sayfada
sıtedeki toplam öğretim üyele-
rinin de yalnızca yüzde 16'sının
desteğini almış durumda.
Yıldız Üniversitesi'ndeki se-
çim sonuçlan fazla sürpriz ol-
madı. Seçimden önce hemen
her adaya eşit oranda^ans tanı-
myor, hıçbir aday diğerlen ara-
sından srvrilmiyordu.
Trakya Üniversitesi'nde,
toplam 170 öğretim üyesinden
154'ünün katıldığı oylamada,
Askeri Baran 45 oy alırken,
rektör Ahmet Karadeniz 26 oy-
la ikinci olabildi. Seçimde, Poy-
raz Ülger 17, Osman Şengönül
14. Çetin Algüneş ve Sabahat-
tin Öğün de 12'şer oy aldılaîr
Başına kapab olarak yapılan
seçimde 5 geçersiz oy çıküğı ve
bu oylardan birinde "Prof. Fer-
han Şensoy" yazdığı öğrenildi.
İstanbul Teknik Üniversi-
tesi'ndeki seçimde ise, öğreüm
üyelerinin yasanın çıkmasın-
dan önce yapüklan seçimde 1.
olan Gemi İnşaaü ve Deniz Bi-
limleri Fakültesi Dekanı Reşat
Baykal, yine 1. sırada yer aldı.
798 öğreüm üyesinden 640"ının
kaüldığı seçimde, ilk 6'ya giren
öğretim üyelerinin adlan ve al-
dıklan oy sayılan şöyle:
"Reşat Baykal 157. rektör
yardımcısı Duran Leblebici 94,
Spor Birliği Başkanı Yalçın
Aköz 76, Rektör yardımcısı
Güngör Evren 60, Inşaat Fa-
kültesi öğretim üyesi Hasan
Boduroğlu 60, Gemi İnşaaü ve
Deniz Bilimleri Fakültesi öğre-
tim üyesi Cengiz M. Dökmeci
34". Seçim sonucunda 29 boş oy
çıktı.
19 Mayıs Üniversitesi'nde
yapılan seçimde ise 230 öğretim
üyesinden 218'i oy kullandı.
Kullanılan oylardan 6'sı boş
çıktı, 3 oy da geçersiz sayıldı.
Seçim sonunda, Tıp Fakültesi
öğretim üyesi Kamuran Erk 71.
Fen-Edebiyat Fakültesi öğre-
tim üyesi Ösman Çakır 55, Tıp
Fakültesi Dekanı Naci Gürses
46, Ziraat Fakültesi Dekanı
Fahrettin Tosun 21, Fen-Ede-
biyat Fakültesi Dekanı Fevzi
Köksal 8, Ziraat Fakültesi öğ-
retim üyesi Enver Esendal da 5
oy aldı.
KTÜ'de yapılan ve 256 öğre-
tim üyesinin kaüldığı seçimde,
halen rektörlük görevini yürii-
ten Aydm Dumanoğlu 98, Baki
Komsuoğlu 72, Mustafa Asla-
ner 34, Nuran Özalp 31, Münir
Telatar 9 oy aldılar. Seçimde 3
oy geçersiz sayıldı, 6 oy da boş
çıktı.
Erzurum Atatürk Üniversi-
tesi'nde yapılan seçime de 7
aday katıldı. Adaylardan Mü-
hendislik Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Erol Oral 211. Rektör
Prof. Dr. Hurşit Ertuğrul 103
oy.' Ziraat Fakültesi öğretim
üyelerinden Prof. Dr. Hüsnü
Yusuf Gökalp 86. Prof. Dr.
Yunus Kisalh 2 oy. Prof. Dr. İl-
han Özçelebi. Prof. Dr. Muhar-
rem Güleryüz. Prof. Dr. İlhan
Özçelebi ve Prof. Dr. Kemalet-
tin Yiğiter de birer oy aldılar.
449 öğretim üyesinden 401'inin
oy kullandığı seçimler sonunda
en çok oy alan 4 aday ile birlik-
te, birer oy alanlar arasında
çekilen kurada Prof. Dr. Kisallı
ve Prof. Dr. Güleryüz YOKe
gönderilecek listeyc girdi.
9 Eylül Üniversitesi'nde yapı-
lan seçimlerde Rektör Prof. Dr.
Namık Çevik, 197 oy ile ilk sırayı
aldı.
Ege ve Çukurova üniversite-
lcrinde öğrelim üyelen bugün,
Erciyes Üniversitesi'nde ise ya-
rın sandık başına gidecekler.
kanbğYna atanması, üniversite
çevrelerinde tartışma konusu ol-
du. Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlayan bir YÖK üyesi, şu gö-
rüşlere yer verdi:
"Rektör belirleme sisteminin
değişmesiyle, Sayın Doğramaa'-
nın istifa edeceği beklentisi vardı.
Ancak, Meclis'te, YÖK'e bildiri-
lecek rektör adayı sayısı 6'ya çı-
kınca, biz, bir süre daha bekler
diye düşünmüştük. Her şey çok
hızlı oldu. Sayın Doğramaa'nın
istifasınınardından, hemen yeni
başkan atandı. Atanan kişi, üni-
versiteçevresinden olması nede-
niyle normal, boyle bir şey için
herhangibir isim telaffuz edilme-
mesi nedeniyle sürpriz oldu. An-
cak, YÖK Yürütme Kurulu için-
den de herhangi bir kişinin atan-
masını beklemiyorduk. Çünkü
şu andagörevde bulunan üyeler-
den ikisi dışında tümünün görev
süresi sona eriyor.''
Sağlam'la birükte 19 Mayıs
Üniversitesi'ndegörev vapan bazı
öğretim üyeleri, "YÖK başkanb-
ğına böyle bir kişinin atanmasın-
dan büyük üzüntüduyduklannı"
bildırdiler. öğretim üyeleri, Sağ-
lam'ın rektöriüğü süresince,
"kadrolaşma harekâtı yürüttü-
ğünü" öne sürdüler. Edinılen bil-
giye göre, Sağlam'ın rektöriüğü
süresince, 19 Mayıs Üniversite-
si'nden aynlan ya da ayrılmak
zorunde kalan öğretim üyeleri-
nin adlan şöyle:
FEN FAKÜLTESİ: Prof. Dr.
Şevim Akyüz, Prof. Dr. Mustafa
Özdemir, Prof. Dr. Fethi Çallıol.
ZlRAAT FAKÜLTESİ:
Prof. Dr. İsmet Şahin. Prof. Dr.
Seyit M. Şen. Prof. Dr. Fethı
Bayrakb, Doç. Dr. Muammer
Nalbant, Doç. Dr. Gülderen Oy-
sun.
TIP FAKÜLTESİ: Prof. Dr.
Yüksel Alvur. Prof. Dr. Gürler
İliçin, Prof. Dr. Hulusi Koçak,
Prof. Dr. Ercihan Güney, Prof.
Dr. Sara Baygu, Prof. Dr. Vasfı
Kaynar, Doç. Dr. Ragıp Esener,
Doç. Dr. Hülya Güven, Doç. Dr.
Banş Diren, Doç. Dr. Adnan
Akçoral, Doç. Dr. Ahmet Koca-
baş, Doç. Dr. Cavit Karakulak,
Doç. Dr. Taner Gören, Doç. Dr.
Faruk A\kan.
Sağlam:
YOKaynen
kalmalı
ANKARA (ANKA) -YÖK '
BaşkanlığYna atanan Prof. Dr.
Mehmet Sağlam "ın YÖK ve üni-
versiteler konusunda Prof. Dr. '
İhsan Doğramacı ile aynı görüş-
"lere sahip olduğu belirlendi.
Prof. Sağlam, YOK'ün görev ve .
yetkileriyle aynen devam etme-
sini, rektör, dekan, enstitü ve
yüksekokul müdürleriyle, bo-
lüm ve anabilim dalı başkanla- '
rının atamayla gelmesini •
savundu. •'•
YÖK'ün yeni patronu Prof. -
Dr. Mehmet Sağlam, Başbakan :
Süleyman Denürerin talimaüy-
la "çağdaş eğitim, çağdaş
üniversite" başbğı altında kitap-
laştınlan çabşma için hazırladığı •
makalesinde, YÖK'ü, rektör ve
dekanlann atanmasına ilişkin
düzenlemeleri savundu. YOK'- J
ün yanı sıra üniversitelerarası
kunil ve üniversite senatosunun
da mevcut durumuyla korun- ,
masını isteyen Prof. Dr. Meh-
met Sağlam'ın Başbakanhk'a •
sunduğu görüş ve önerilerinden •
banlan özetle şöyle:
"öğretim üyelerini full-time,
part-time olarak nitelemek yan-.,
lış ve sakıncalı anlayışa neden ;
oluyor. öğretim üyelerinin mut- "
laka full-time çahşması gerekir. *
Ancak bu, öğretim üyelerinin .
özel proje alamayacağı, özel •
hasta muayene edemeyeceği an-
lamına gelmez. Part-time kaldı-
nlarak sözleşmeli öğretim ele-
manı statüsune işlerlik kazandı-
rılmalıdır. ;
AA'nın haberine göre Prof. •
Dr. Mehmet Sağlam Samsun'da-
ki aday seçimi öncesi yaptığı ko- ,
nuşmada,YÖK'tetemelbirdeği-
şikliğin olup olmayacağı konu-
sunda şimdiden bir şey söyleme- -
nin erken olduğunu belirterek
şunlan kaydetti:
"Neler yapılması gerektiğine,
YÖK Genel Kurulu ile görüştük-
ten sonra karar vereceğiz. Yükü-
müzagır. Altından kalkmak için
elimizdennegeliyorsayapacağız.
Bu görevegetirilmem çok ani ol-
du. Ben rektörlük seçimlerini dü-
şünürken YÖK başkanı oldum.''
KONUK YAZAR
Rektör seçimî, tinîversite
gündetnini saptınyor
Prof. Dr. İBRAHİM ARMAĞAN
Doku: E)lul L'mversıtesı Guzel Sanaliar Fakidtesı Dekanı
Bugünlerde üniversitelerin ve bir ölçüde de kamuoyu ve ba-
sının gündeminde yer alan konulardan biri rektör seçimidir.
Sayın Doğramacfnın istifasıyla konunun güncelüği ve kar-
maşıkbğı biraz daha artmıştır. YÖK yasasının rektör seçimiy-
le ilgili maddesinde yapılan değişikliİde, rektörlerin seçimi ve
üniversitenin demokratikleştirilmesi konusu yeniden günde-
me geldi ve şu anda üniversite kamuoyunu işgal eden tek konu
dabu.
Bence bu konu ile üniversitenin gündemi sapünlmıştır.
Çünkü;
1. Rektör seçimi tek başına üniversitenin demokratikleşme-
sinı sağlayamaz. 2547 sayıh yasa ve YÖK yasası kaldığı sürece
rektör en demokratik biçimde seçilse bile üniversitenin de-
mokratikleşmesi ve çağdaşlaşması mürnkün değildir.
2. Rektör seçimiyle ilgili yasayla özünde bir seçim sistemi
getirilmemıştir, bir atama sistemi getirmektedir. Üniversite
öğretim elemanlannın sadece bir kesiminin bebrleyeceği 6
adaydan YÖK üçünü kendi ölçütlerine göre cumhurbaşkanı-
na önerecek ve bunlardan biri atanacak. Bu sistemde kimse-
nin oy vermediği, sadece kendi oyunu alan bir profesör de
teorik olarak rektör olabilecek. Bunun demokrasinin temel il-
kesi olan seçimle uzaktan yakından ilgisi yok. Asbnda eski
YÖK sistemi devam ediyor. Tek fark atama işlemi için üniver-
site öğreüm üyeleri kullanılmış oluyor.
Kanımca bu aşamada bu kanuna gerek yoktu. Yeni bir üni-
versite reformu gerçekleştirilinceye kadar YÖK, rektörlerini
eski sistemle atamaya devam edebilirdi. Zaten şu anda da de-
ğişen bir şey yok. Atama sistemi yine yürürlükte.
3. Üniversitelerin, kamuoyunun ve basırun üzerinde dur-
ması gereken husus, demokratik üniversite yasası, gündemi-
nin sapünlması nedeniyle göz ardı edilmiş gibi görünmekte-
dir. Öğretim üyeleri de bir ölçüde bu tuzağa düşmüş görün-
mektedir.
4. Önemli olan yeni bir üniversite yasasının, demokratik bir
yasanın bir an önce çıkanlmasıdır.
Milli Eğitim BakanlığYnın haarladığı bu yasa tasansının
demokratik olması için öğretim üyelerinin ve kamuoyunun
daha duyarb olması gerekir. Çünkü üniversite toplumun en
önemli kurumlanndan biridir.
Üniversitesi demokratik olmayan bir toplumun demokra-
tikleşmesi mümkün değildir. Demokratik üniversite ise özgür-
özerk-çağdaş, yani ilgib tüm kesimlerin, hem organlann se-
çimlerinde hem de karar süreclerinde söz sahibi obnası de-
mektir. Bunun için de YÖK sisteminin terk edilmesi, anayasa
değişikliğinden sonra demokratik bir üniversite yasasının _ç>
kanlması gerekir. 1982 Anayasası değişmediği sürece, YÖK
yasasının kimi maddelerinde yapılacak iyileşürmeler sonuç
vermeyecek, tam tersine belli bir manüğı (12 Eylül mantığı)
olan YÖK sisteminin dejenere olmasma neden olacakür. Ya-
mab bohça yerine yeni bir bohca tercih edilmebdir. Yoksa
2000'li yıllara hep çağdaş ve demokratik üniverite arayışı ile
girmek durumunda kalınz, ki bu da tüm toplumun zaranna
bir durumdur.
Bu aşamada kanımca rektör seçimini bir yana bırakarak,
yeni bir üniversite reform çalışmalan için ciddi, daha ciddi bir
çaba içine girmek gerekir. Bu konuda, iktidar ortaklannın,
gerek seçim öncesi verdikleri sözleri gerek hükümet protoko-
lürltie yer alan hükümleri gerekse de hükümet programı ve
kamuoyuna yapüklan açıklamalar doğrultusunda sözlerini
yerine getirmeleri gerekir. Üniversite öğreüm üyelerinin geçici
(çünkü demokratik bir üniversite yasası, rektör seçimini de
yeniden zorunlu kılacaktır.) Rektör seçimlerini YÖK'e bıra-
kıp, daha önemli olan, hatta üniversite için yaşamsal önem
taşıyan özgür-özerk-sivil-çağdaş ve demokratik bir üniversite
yasasının, demokratik bir biçimde hazırlanmasına katkıda
bulunmak için ciddi ve planlı bir çaba içine girmelidir. Unut-
mamalı ki sistemin tümü, sistemin bir öğesinden daha önemb-
dir. "Gözümüzü ağaca takıp. ormanı görmemek" durumuna
sakın düşmeyehm.
YÖK düzenine, felsefesine ve işleyiş biçimine temelde karşı
olan ve bu konuda yasal biçimde mücadele eden tüm öğretim
üyelerinin, özgür-özerk-demokratik-sivil ve çağdaş bir üni-
versite sistemi için çaba göstermesi gerekir.
Türkiye'nin 2000'li yıllara sancısız girebümesinin temel ko-
şullanndan biri, yeniden yapılanmış. çağdaş ve dinamik bir
üniversitenin oluşmasıdır. Bilgi toplumu aşamasına yönelebil-
memizin, hızla değişen dünyada, çağdaş toplumlar içinde ge-
reken ve beklenen yerimizi alabilmemizih ön koşullanndan
biri, Türkiye'yi çağdaş bir üniversite yasasına kavuşturmak-
tır. Politikaalar kadar bu konuda bilim adamlanna da önemli
görevler düştüğü kanısındayım.