23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 16 TEMMUZ1992 PERŞEMBE 16 HABERLEREV DEVAMI BURASITURKIYE HALUKSAHİN Demokrasinin Geteceği New York'ta Demokrat Parti'nin kurultayı yapılıyor. Eski- den üç büyük televizyon şebekesi de baştan sona canlı olarakyayımlardı. Sanki beyzbol liginin şampiyonluk maç- ları gibi (VVorld Series) Amerika'da hayat günlerce durur- du. Tüm ülke kurultayı izler, kurultayı konuşurdu. Şimdi büyük televizyonlar birkaç saatlik özet yayınla yetiniyor- lar. Onlan da pek seyreden yok. Kimsenin kurultay tartış- ması yaptığını da duymadım. Batı demokrasilerinin çoğunda olduğu gibi Amerika'da da seçmenle siyaset arasına kara kedi girmiş gibi. Gerçi, politikacıları eleştirnnek Amerika'nın en eski çene sporla- rından biridir. Ülkenin dört bir yanında Washington'a şa- maroğlanı muamelesi yapılır. Ama bu kez politikacılarm ötesinde siyasetin kendisi oklara hedef oluyor. Hatta daha bile kötü, ok atmaya bile tayık görülmüyor. Ülkenin karşı karşıya bulunduğu bunalımlar konusunda politikacılarm aciz, yetersiz ve niyetsiz otdukları inancı âdeta taş kesmiş. Bunun farkında olan politikacilar da politikacıları eleşti- rerek politika yapıyorlar. Yılların profesyonel politikacısı George Bush, Kongre'deki politikacıları yerden yere vuru- yor. Kaşarlanmış profesyonel politikacı ve Demokratların başkan adayı Bilİ Clinton, kendisinin "dışandan" geldiğini ısrarla vurguluyor. Gerçekten dışandan gelen partisiz aday adayı Ross Perot ise zaten bu yabancılaşmanın ürü- nü. Benım hayret ettiğim şey şu: "Muzaffer başkomutan" George Bush ne çabuk bu hale düştü? Hani, Amerikan as- kerlerini Irak'ın üzerine gönderdiği gün ikinci kez başkan seçilmeyi garantilemişti? Hani, aklı başında hıçbır De- mokrat ona karşı aday olmayı göze alamazdı? Daha bir buçuk yıl önce her nefes alışı televizyona haber konusu olan Bush, şimdi televizyona çıkabilmek için baha- neler yaratıyor, ama nafile. llgilenen yok. Bir zamanlar sık sık telefonla konuştuğu Türkiyeli bir dostunu arasa, ortak birçok konu bulup karşılıklı dertleşe- bilirler! Hayatta da, politikada da böyle bu. Zafer sarhoşluğu çok tehlikeli. O esriklikle ayakları yerden kesilen kimileri, bir süre sonra, ayaklarının hâlâ yere değmemesinin nedeni- nin çok farklı olduğunu bir türlü kabul etmek istemiyorlar! Kamuoyu enselerinden yakalayıp kaldırmış, o yüzden ha- vadalar; farkma varamıyorlar! ••• Demokratik bir ülkede halk ile siyasetin birbirinden bu kadar kopması iyiye işaretdeğil. En azından sistemin için- den konuşanlar böyle diyorlar. Sözgelimi, ünlü tarihçi Art- hur Schelesinger Jr , halkın kurultaylara bile ilgi göster- memesinin, iki partiye dayanan siyasal sistemin bunalımı- nın bir belirtisi olduğunu söyledikten sonra uyarıyor: "Kurultaylar, 200 yıl süreyle ülkeye istikrarsağlayan sis- temin simgeieridir. Partilerin yıkılıp gitmesi meydanı kişi- likçi hareketlere bırakacak, tarihi örgütler yerine çarpıcı kişilikler, özel servetler ve yaygın şirketler at oynatacaktır. Siyasal serüvenciler ülkeyi Çinli savaş beyleri gibi payla- şacak, elektronik teknolojilere dayanan ordularının güçle- rine güç katacaktır. Partilerin istikrar kazandırıcı etkisi olmazsa, ülkede siyaset daha vahşi ve sorumsuz bir nite- lik kazanacaktır. Böyle olmaya başladı bile." Ünlü tarihçinin, elektronik teknolojilerle donanmış sa- vaş beylerinden söz ederken milyarder Perot'yu kastettiği açıkça belli oluyor. Ne var ki halkın siyasete bu ölçüde yabancılaşmasının "yeni bir siyasef'in muştucusu olduğunu düşünenlere de rastlanıyor. Bunlara göre, halksiyasetçilere verdiği temsil yetkisini yavaş yavaş geri almakta, işe bizzat el koymanın yollarını aramaktadır. Küreselleşen ve mozaikleşen dün- yada eski merkezlerin gücü erimeye mahkûmdur. Ana çizgilerı belirmekte olan yeni dünya, yepyeni bir politika tarzını da gerekli kılmaktadır. Amerika şu anda bu arayışın laboratuvarıdır. ••• Halk ile siyasal kurumlar arasındaki yabancılaşmanın Amerika'ya özgü bir fenomen olmadığını biliyoruz. Ingil- tereden, Almanya'dan, italya'dan, Fransa'dan da, gele- neklere uygun olmayan "çatlak" sesler geliyor. Soguk savaş boyunca total iter rejimlerin tehdidi dolayısıyla koza- sı içinde büzülen demokrasinin yeni bir arayış içine girdiği seziliyor. 19. yüzyılda temsili demokrasi ortayaçıkmıştı. 20. yüzyıl, sosyal demokrasiyi oluşturdu. 21. yüzyılın sancılarının ne- ler getireceğini şu anda net olarak göremiyoruz. Katılımcı demokrasi?.. Tele-demokrasi?.. (Tele-faşizm?) Elektronik demokrasi?.. Bir şeyler kıpırdanıyor. "Bize ne" diyebilir miyiz? 60 YIL ÖNCE Cumhurivet Gazi Hz. Yalova'da SAKER HAYDEN Bütün Dairelerindeki Mevsiın Sonu Eşyai MUtfcbakiye Fırsatlarının ilk günlerinden istifade ediniz 16 TEMMUZ 1932 M. Hoover ayan azasından M. Borach'a gönderdiği bir mektupta Avrupa'da aktolunan son itilafı kabul etmiyeceğini. çünkü bunun Cemahiri Mütlehide'ye borçlu olanlann müşterek bir hareketlerinden ibaret bulunduğunu söylemiş ve böyle olduğu lakdirde her hangi bir hatti hareketin tayini için Amerikan milleti üzerinde bir tazyik icrasına müsaade etmek niyeünde olmadığını ilaveeylemiştir. M. Hoover. Cemahiri Müttehidenin Lozan itilaflan için fıkrine müracaat edilmiş olduğunu ve bu itibarla bu ıtilaflardan dolayı hiç bir taahhüt alüna girilmemiş bulunduğanu beyan ederek mektubuna nihayet vermiştir. Sir John Simon, beynelmilel matbuat mümessilleri muvacehesinde Fransız-Büyük Britanya emniyet itilaflannın hariçte, hususile Vaşington'daki tarzı tefsirine ait kanşıkhğı izaleye gayret elmiştir. Bu itilaf Sir John Simonun da kaydetmiş olduğu veçhile Cemahiri Müttehide'ye olan borçlar meselesile hiç bir suretle alakadar olmakta ve Avrupa'nın içinde bulunduğu müşkülatın hal ve tanzimi için yapılmış, bilhassa Avrupai bir itilaf mahivetini hazi bulunmaktadır. HAVA DURUMU w w Koalisyonda YOK sıkmtısıAYŞESAYIN ANKARA - YÖK yasasında yapılması tasarlanan değişik konusunda, koalisyonun iki or- tağı çelişkiye düştü. Yeni üni- versıte reformu ile ilgili çalışma- lar yapmakla görevlendirilen cuD'i; rtw>ı»tSHP'ü Devlet fiakanı Türkân Akyol, " Reform tasansı gün- deme geldiği anda, mutlak ola- rak tüm yöneticiler seçimle yenilecektir" dedi. Buna karşın, DYP'li Milli Eğiıim Bakanı Köksal Toptan'ın haarladığı yasa taslağında, yasa yürürlüğe girdiği tarihte, yükseköğretim kuruluşlan başkan ve üyeleri- nin değişmeyeceği hükmüne yer verildi. Devlet Bakanı ve.Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün "seçilecek rektörlerin ömrü- nün 3-4 ay olacağını" söyleme- sinin ardmdan, mevcut YÖK üyeleriyle, seçilecek rektörlerin durumlan da tartışma konusu oldu. TBMM'nın yeni yasama döneminde yapılması beklenen yasa değışikliğinin, görevdeki YÖK ve üniversite yöneticilerin göreve devam etmelerini etkile- yip etkilemeyeceği konusunda hükümctin iki kanadından farklı sesler yükselmeye başla- dı. Milli Eğjtim Bakanı Köksal Toptan, üniversitelerde seçimle belirlenen adaylar arasında YÖK'ün demokratik bir seçim yapması gerektiğini dile getirdi. Toptan, aksi takdirde bu rek- törlerin durumlannın "tartışı- lacağını" söyledi. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tarafından hazırlanan ve Yükseköğretim yasasında değişiklik öngören yasa tasla- ğında, yükseköğretim üst ku- rullan başkanlannın değişme- yeceği hükmüne yer verilmesi dikkat cekiyor. Taslağın geçici 27.maddesinde şöyle deniliyor: "Bu kanunun yayımı tarihin- de görev başında bulunan yük- seköğretim üst kuruluşlan başkanlan ve üyeleri ile seçimle atananlar dışındaki üniversite rektörlerinin. dekanlannın, müdürlerinin ve bölüm baş- kanlannın görevleri yeni seçim- leri takip eden 15'nci günde sonaerer." Akyol: Seçim yapılacak Aynı konuda yasa değişikliği ıçın hazırbklannı sürdüren Dev- let Bakanı Türkân Akyol, reform lasansı ile üniversitelerin demok- ratikleşme sürecinin başlayacağı- nı belirterek, "Üniversitelerimiz, kendi seçtikleri yöneticiler tara- fından yönetilecektir" dedi. Ak- yol, Cumhuriyet muhabirinin. "Reform tasansı ile, yeni atanan YÖK Başkanı ya da bugünkü sistemle seçilen rektör ve yöneti- ciler değiştirilecek mi?" sorusunu da, şöyle yanıtladı: "Gerek Başbakan Sayın Süley- man Demirel, gerekse Başbakan Yardıması Sayın Erdal Inönü, bu konudaki görüşlerini açıkladı- lar. Bu refonn tasansı gündeme geldiği anda, mutlak olarak tüm yöneticilerin seçimleri yenilene- cektir." "Gerçekleştirilecek üniversite reformunun Milli Eğitim Bakanı v e b u yüzden ıstıfa ettiklennı söy- Köksal Toptan'ın haarladığı tas- lemişlerdir. Bunu anjamak müm- lak çerçevesinde mi olacağı" yo- k u n degil. Hükümetimiz, progra- lundaki bir soruyu yanıtlayan mında yer alan köklü bır ünıver- Akyol, "Sayın Köksal Toptan'ın sıte reformunu gerçekleşürmekte hazırladığı taslağı henüz görme- dim. Ama reform tasansı hükü- mette, birlikte haarlanacak. Tabii ki, tasan haarlanırken, üniversitelenn önerileri. görüşleri mutlaka abnacaktır. Çünkü, tam 12 yıldır üniversite sistemi başa- şağı edildi" diye konuştu. Akyol, üniversite reformuna ilişkin yasa tasansının. ağustos ayı sonunda olağanüstü toplanması beklenen meclıs genel kurulunda ele alınıp alınmayacağına ilişkin bir soru üzerine de, "Meclis, eğer ağustos kararhdrr. İJniversiteler, bu re- formun gerçekleşmesi için büyük ölçüde hükümeti desteklemekte- dirler." YÖK Yürütme Kurulu'na ye- ni seçilen ve aynı zamanda baş- kanlığa atanan ProI'.Dr. Mehmet Sağlam ve üniversitelerin konten- janından kurulda bulunan Prof. Dr.Mümin Köksoy dışındaki üyelerin görev süreleri 31 aralıkta sona erecek. Yürürlükteki yasa- ya göre; görev süresi dolan kişile- rin yerine 2 üye Cumhurbaş-Ü2erine de, Meclis, eğer ağustos -— , -- -- . v ^ ayı sonunda olağanüstü toplanır- kam'nca dogrudan, 2 uye YOK ü d i oğ lbih O Genel Kurulu 2 uye hukumet 2sa, gündemi yoğun olabilir. O açıdan, reform tasansının eylül ayından sonra çıkabileceği kanı- sındayım" karşılığını verdi. Devlet Bakanı Akyol, eski YÖK Başkanı İhsan Doğra- maa'nın istifasıyla, 12EyluIile oluşturulan YÖK ve tüm yükse- köğretimde köklü bir demokra- tikleşme sürecinin başladığını dile getirdi. Akyol, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, hükümetin haarladığı ve üniversitelerce seçi- lecek 3 adavdan birinin Cumhur- başkanı tarafından rektör atan- masına ilişkin yasa önerisinin, Doğramaa'nın önerileri doğrul- tusunda TBMM'de değiştirildi- ğmi anımsatü. Akyol, şunlan söyledi: "'Hayretle ızliyorum, müstafı YÖK Başkanı, bizatihi kendisi.- nin önerdiği bır sistemle seçilen rektörlerle, "ünıversıteye oligarşi gelecektir' diye buyurmuşlardır Tüp ikizlerden merhaba IstanbuPun ikinci tüp bebek ikizleri, tÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tüp Bebek olan ve anne-babasuıa 10 milvon TL'ye bebekleri. Tüp Bebek Merkezi Başkanı Merkezfnde dün sezanenle dünya\a geldi. Kız mal olan ikiz kardeşler Cerrahpaşa'nın ilk tüp Prof. Dr. Necati Tolun, 1989 yüında kunılan merkezin ilk tüp bebekleri olan ikizlerin doğ- masında sperm ve yumurtanın kanallara enjekte edilerek doğal birleşmeyi sağla\an -gift' yönteminin uygulandığını söyledi. Prof. Dr. Tolun ikizlerin annesinin Kütahya'dan gelen Şengül Dönmez adında bir ev hanımı olduğunu açıkladı. Halen aynı merkezde 200'e yakın aile, tüp bebek için sıra bekliyor. (Fotoğraf: ZAFER AKNAR) YILDIZ'DAN İZLENİMLER Bir seçim böyle geçti Demirel FİGENATALAY Yıldız Üniversitesi'nin odi- toryumu. Koltuklarda oturan- lar heyecanh. Birazdan rektör adaylannı belirlemek üzere sandık başına gidecekler. Şimdiki Rektör Prof. Dr. Sü- ha Toner. "açılış"ı yapmak üzere kürsüye geliyor. Yakında emekliye aynlacağı için bu se- çimde aday olmayan Rektör, seçim başlamadan önce yaptığı konuşmada. seçimin "huzurlu ve aile atmosferi içinde" geçece- ğine inandığını vurguluyor. Önce sandık kurullannın oluşturulması gerek. YÖK. üniversitelere gönderdiği "Rek- tör adaylannın seçimle belirlen- mesine ilişkin usül ve esaslar" başlıklı yazıda, sandık kurulu- nun "tercihen" bir profesör, bir doçent ve bir yardımcı doçent- ten oluşturulması gerektiğini belirtmişti. Rektör, koskoca YÖK'e karşı gelecek değil ya. Prof. Toner, salondaki öğretim üyelerinden, her iki oy sandığı için ikişer profesör, doçent ve yardımcı doçent adı istiyor. Bu konuda sorun çıkmıyor. Ku- rullar oluşturularak, öğretim üyeleri yerlerini abyor. Kimi öğretim üyeleri, rektör aday adaylannın kimler oldu- ğunu bilmiyor \e kürsünün yanındaki tahtaya adlann ya- zılması isteniyor. Çünkü, aday adaylannın sayısı. kimi çekildi- ğinden, kimi son anda aday olmaya karar verdiğinden sü- rekli değişiyor. Seçimden önce yaptığımız küçük araştırmada TÜRKİYE'DE rektörlüğe Rektör yardımcısı Nurullah Gühekin, Mimarhk Fakültesi Dekanı Necati İnce- oğlu. Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Esin Çungurlu ve Mimarbk Fakültesi öğretim üyesi Turgut Uzel'in aday oldu- ğunu öğreniyoruz. Her neyse. aday adaylan, kendilerini yeterince tanıtama- dıklanna inandıklanndan olsa gerek propaganda konuşmalan yapmak istiyor. Bu isteğe "usül açısından" itiraz geh'yor. Ge- rekçe şöyle: "Madem ki, oy pusulalanna üniversitede gö- revli her öğretim üyesinin adı yazılabilecek, o zaman herkesin konuşma yapması gerekir." Rektör işin içinden çıkamı- yor ve "Aday adaylan konuş- sun mu? Konuşmasın mı?" sorununu oylamaya sunmor. Çoğunluk konuşma yapılma- masından yana. Artıİc seçime geçilebilir. Adı okunan öğretim üyesi sandık kurullanndan bin- ne gidiyor, imza karşılığında o> pusulasını alıyor ve üç yanı per- deyle çevrili kabine giriyor. Ar- tık. kap>alı yerde oy pusulasına. önceki gün İstanbul Üniversı- tesi'nde olduğu gibi. kendi adı- nı mı yazıyor. Semra Özal'ı mı. yoksa Tra\estiler Kraliçesi Sisi'yi mi, bilemıyoruz. Oy verme ışlemı sürüyor. Öğ- retim üyeleri kendi aralannda şakalaşarak birer birer sandık başına geçiyor. Herkes oy kul- landıktan sonra sandıklar açılı- yor ve kimin ne oy aldığı açıkla- nıyor. Bu sefer aday adaylann- dan başkasmın adı yazılmamış. DÜNYA'DA Devlet Bakanlığı Meteoro- loji Genel MûdûrtûğO'nden alınan bilgıye göre yurdun kuzeydogu kesimteri çok buluflo, Marmara'nın doğu- su.BatıveOrtaKaradeniz, Iç Anadolu'nun kuzeybatı- sı sağanak yağışlı, dığer yerter açık gececek. Hava sıcaklığı değişmeyecek. Rüzgâr kuzey ve bat yönlerden hafit, ara sıra orta kuvvette esecek. Deniz- lerde rûzgâr, Marmara'da yıldız ve poyraz, güney Ege'de günbatısı ve kara- yel, Akdeniz'de günbatısı ve lodostan 3-5 kuvvetınde saatte 10-21 deniz milı hızla esecek. AmstBrdam açık snl A-açık B-Wuttu G-gûneş* K-lariı S-ssb Y-ya4mur1u Atna Baödat Brüteel Ceneıre Frartdurt Letaşa PeterstHirg Londra Uadnd Mteno Mostaa Uûnh Osk) Pans Prag Riya) Roma Viyana Zûnh 20° 35° 31° 37° 21° 25° 24° 34° 26° 23° 34° 34° 30° 25° 21° 26° 25° 43° 32° 25° 25° mBaştarafi 1. Sayfada memurlann ış bırakma eylemı- nin desteklendiği ıfade edildi. Demirel, dün Tunus Başba- kanı'm uğurladıktan sonra Esenboğa Havalimanı'nda, ga- zetecilerin memur eylemlerine ilişkin sorulan üzerine. maaş artışlannın enflasyonun üzerin- "Bundan sonra verilecek her kuruş, memurun öbür cebin- dan iki kuruş alınmasını gerek- tirir. Kaşıkla verirsiniz, kepçey- le ahrsıruz. Türkiye'nin duru- munu herkes biliy'or. 140 tril- yon Türkiye'nin vergi geliri var. Bunun yüzde 64.8'ini memura veriyor. Geriye de bir şe\ kal- mıyor. Onun içindir ki, memurlann tahriğe gelmemesi lazım. Me- murlara yapılabileceğin en iyisi yapılrruştır. Ben de biliyorum hayat şartlanru." Başbakan Demirel, "Memur eylemlerinin tahrikten mi kay- naklandığını söylemek ıstiyor- sunuz?"sorusunu yanıtlarken de. şunlan sövledi: "Evet. Kaç kişi yürüyor kı zaten? Kaç kişi yürüyor? Bir buçuk milyon Türkiye Cumhu- riyeti Devletinin memuru var. Kaç kişi Yürüyor? 500 kişi, bin kişi yürüyor. hepsi bundan iba- rettir. Tamamen tahriktir. kim- senin tahrike gelmemesi lazım- dır. Memuru koruma görevı bizimdir. Taahüdümüz entlas- yon ezdirmemektir, ezdirmemi- şizdir. Bundan sonra verilecek her kuruş, ya ödenemeyecektir. >a öbür cebinden iki kuruş alı- nacaktır. Her şeyin ölçüsü var" SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, demokratik çerçevede ol- duğu sürece bu tür eylemlerin bir hak arama yöntemi olarak gördüklerini belirterek. ücretle- rini artırmakla memurlann so- runlannın çözülmediğini bildir- di. SeKi, "Memurlann ve çalı- şanlann sendikalaşmasından kimse kaygı duymamahdır. Grevli, toplusözleşmeli sendika hakkının bir anlam ifade edece- ğine inanıyoruz" dedi. HEP Genel Merkezi'nden dün yapılan açıklamada da. halktan yana tasarruf ve karar- lan rafa kaldıran iktıdann. memurlan içi boş bir sendikacı- lıkla sınırlamaya çalıştığı savu- nuldu. Kurulu, 2 üye hükümet. 2 üye üniversitelerin, 1 kişi de Ge- nelkurmay BaşkanhğYnın kon- tenjanından atanacak. Cumhur- başkanı'nın dogrudan atadığı üyeler dışında önerilen üyeler de, yine Cumhurbaşkanf nın onayıy- la bu göreve gelebilecekler. Buna göre, 9 üyeden oluşan YÖK Yü- rütme Kurul üyelikleri sona ere- cek kişiler şunlar: YÖK Başkanvekilleri Turgut Akıntürk, Üygur Tazebay, Ör- han Baysal, Kamil Mutluer, Durmuş Yalçın ve Lütfı Sel. Üye- lerden Atilla Sezgin'in Demır- Çelik İşletmeleri Genel Müdür- lüğü'ne atanması nedeniyle istifa- sı üzerine boşalan üyelik için de yübaşından sonra atama yapıla- cak. Sağlam tartışüıyor 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Mehmet Sağlam'ın, YÖK Baş- Rektör MBaştarafi 1. Sayfada sıtedeki toplam öğretim üyele- rinin de yalnızca yüzde 16'sının desteğini almış durumda. Yıldız Üniversitesi'ndeki se- çim sonuçlan fazla sürpriz ol- madı. Seçimden önce hemen her adaya eşit oranda^ans tanı- myor, hıçbir aday diğerlen ara- sından srvrilmiyordu. Trakya Üniversitesi'nde, toplam 170 öğretim üyesinden 154'ünün katıldığı oylamada, Askeri Baran 45 oy alırken, rektör Ahmet Karadeniz 26 oy- la ikinci olabildi. Seçimde, Poy- raz Ülger 17, Osman Şengönül 14. Çetin Algüneş ve Sabahat- tin Öğün de 12'şer oy aldılaîr Başına kapab olarak yapılan seçimde 5 geçersiz oy çıküğı ve bu oylardan birinde "Prof. Fer- han Şensoy" yazdığı öğrenildi. İstanbul Teknik Üniversi- tesi'ndeki seçimde ise, öğreüm üyelerinin yasanın çıkmasın- dan önce yapüklan seçimde 1. olan Gemi İnşaaü ve Deniz Bi- limleri Fakültesi Dekanı Reşat Baykal, yine 1. sırada yer aldı. 798 öğreüm üyesinden 640"ının kaüldığı seçimde, ilk 6'ya giren öğretim üyelerinin adlan ve al- dıklan oy sayılan şöyle: "Reşat Baykal 157. rektör yardımcısı Duran Leblebici 94, Spor Birliği Başkanı Yalçın Aköz 76, Rektör yardımcısı Güngör Evren 60, Inşaat Fa- kültesi öğretim üyesi Hasan Boduroğlu 60, Gemi İnşaaü ve Deniz Bilimleri Fakültesi öğre- tim üyesi Cengiz M. Dökmeci 34". Seçim sonucunda 29 boş oy çıktı. 19 Mayıs Üniversitesi'nde yapılan seçimde ise 230 öğretim üyesinden 218'i oy kullandı. Kullanılan oylardan 6'sı boş çıktı, 3 oy da geçersiz sayıldı. Seçim sonunda, Tıp Fakültesi öğretim üyesi Kamuran Erk 71. Fen-Edebiyat Fakültesi öğre- tim üyesi Ösman Çakır 55, Tıp Fakültesi Dekanı Naci Gürses 46, Ziraat Fakültesi Dekanı Fahrettin Tosun 21, Fen-Ede- biyat Fakültesi Dekanı Fevzi Köksal 8, Ziraat Fakültesi öğ- retim üyesi Enver Esendal da 5 oy aldı. KTÜ'de yapılan ve 256 öğre- tim üyesinin kaüldığı seçimde, halen rektörlük görevini yürii- ten Aydm Dumanoğlu 98, Baki Komsuoğlu 72, Mustafa Asla- ner 34, Nuran Özalp 31, Münir Telatar 9 oy aldılar. Seçimde 3 oy geçersiz sayıldı, 6 oy da boş çıktı. Erzurum Atatürk Üniversi- tesi'nde yapılan seçime de 7 aday katıldı. Adaylardan Mü- hendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Oral 211. Rektör Prof. Dr. Hurşit Ertuğrul 103 oy.' Ziraat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp 86. Prof. Dr. Yunus Kisalh 2 oy. Prof. Dr. İl- han Özçelebi. Prof. Dr. Muhar- rem Güleryüz. Prof. Dr. İlhan Özçelebi ve Prof. Dr. Kemalet- tin Yiğiter de birer oy aldılar. 449 öğretim üyesinden 401'inin oy kullandığı seçimler sonunda en çok oy alan 4 aday ile birlik- te, birer oy alanlar arasında çekilen kurada Prof. Dr. Kisallı ve Prof. Dr. Güleryüz YOKe gönderilecek listeyc girdi. 9 Eylül Üniversitesi'nde yapı- lan seçimlerde Rektör Prof. Dr. Namık Çevik, 197 oy ile ilk sırayı aldı. Ege ve Çukurova üniversite- lcrinde öğrelim üyelen bugün, Erciyes Üniversitesi'nde ise ya- rın sandık başına gidecekler. kanbğYna atanması, üniversite çevrelerinde tartışma konusu ol- du. Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan bir YÖK üyesi, şu gö- rüşlere yer verdi: "Rektör belirleme sisteminin değişmesiyle, Sayın Doğramaa'- nın istifa edeceği beklentisi vardı. Ancak, Meclis'te, YÖK'e bildiri- lecek rektör adayı sayısı 6'ya çı- kınca, biz, bir süre daha bekler diye düşünmüştük. Her şey çok hızlı oldu. Sayın Doğramaa'nın istifasınınardından, hemen yeni başkan atandı. Atanan kişi, üni- versiteçevresinden olması nede- niyle normal, boyle bir şey için herhangibir isim telaffuz edilme- mesi nedeniyle sürpriz oldu. An- cak, YÖK Yürütme Kurulu için- den de herhangi bir kişinin atan- masını beklemiyorduk. Çünkü şu andagörevde bulunan üyeler- den ikisi dışında tümünün görev süresi sona eriyor.'' Sağlam'la birükte 19 Mayıs Üniversitesi'ndegörev vapan bazı öğretim üyeleri, "YÖK başkanb- ğına böyle bir kişinin atanmasın- dan büyük üzüntüduyduklannı" bildırdiler. öğretim üyeleri, Sağ- lam'ın rektöriüğü süresince, "kadrolaşma harekâtı yürüttü- ğünü" öne sürdüler. Edinılen bil- giye göre, Sağlam'ın rektöriüğü süresince, 19 Mayıs Üniversite- si'nden aynlan ya da ayrılmak zorunde kalan öğretim üyeleri- nin adlan şöyle: FEN FAKÜLTESİ: Prof. Dr. Şevim Akyüz, Prof. Dr. Mustafa Özdemir, Prof. Dr. Fethi Çallıol. ZlRAAT FAKÜLTESİ: Prof. Dr. İsmet Şahin. Prof. Dr. Seyit M. Şen. Prof. Dr. Fethı Bayrakb, Doç. Dr. Muammer Nalbant, Doç. Dr. Gülderen Oy- sun. TIP FAKÜLTESİ: Prof. Dr. Yüksel Alvur. Prof. Dr. Gürler İliçin, Prof. Dr. Hulusi Koçak, Prof. Dr. Ercihan Güney, Prof. Dr. Sara Baygu, Prof. Dr. Vasfı Kaynar, Doç. Dr. Ragıp Esener, Doç. Dr. Hülya Güven, Doç. Dr. Banş Diren, Doç. Dr. Adnan Akçoral, Doç. Dr. Ahmet Koca- baş, Doç. Dr. Cavit Karakulak, Doç. Dr. Taner Gören, Doç. Dr. Faruk A\kan. Sağlam: YOKaynen kalmalı ANKARA (ANKA) -YÖK ' BaşkanlığYna atanan Prof. Dr. Mehmet Sağlam "ın YÖK ve üni- versiteler konusunda Prof. Dr. ' İhsan Doğramacı ile aynı görüş- "lere sahip olduğu belirlendi. Prof. Sağlam, YOK'ün görev ve . yetkileriyle aynen devam etme- sini, rektör, dekan, enstitü ve yüksekokul müdürleriyle, bo- lüm ve anabilim dalı başkanla- ' rının atamayla gelmesini • savundu. •'• YÖK'ün yeni patronu Prof. - Dr. Mehmet Sağlam, Başbakan : Süleyman Denürerin talimaüy- la "çağdaş eğitim, çağdaş üniversite" başbğı altında kitap- laştınlan çabşma için hazırladığı • makalesinde, YÖK'ü, rektör ve dekanlann atanmasına ilişkin düzenlemeleri savundu. YOK'- J ün yanı sıra üniversitelerarası kunil ve üniversite senatosunun da mevcut durumuyla korun- , masını isteyen Prof. Dr. Meh- met Sağlam'ın Başbakanhk'a • sunduğu görüş ve önerilerinden • banlan özetle şöyle: "öğretim üyelerini full-time, part-time olarak nitelemek yan-., lış ve sakıncalı anlayışa neden ; oluyor. öğretim üyelerinin mut- " laka full-time çahşması gerekir. * Ancak bu, öğretim üyelerinin . özel proje alamayacağı, özel • hasta muayene edemeyeceği an- lamına gelmez. Part-time kaldı- nlarak sözleşmeli öğretim ele- manı statüsune işlerlik kazandı- rılmalıdır. ; AA'nın haberine göre Prof. • Dr. Mehmet Sağlam Samsun'da- ki aday seçimi öncesi yaptığı ko- , nuşmada,YÖK'tetemelbirdeği- şikliğin olup olmayacağı konu- sunda şimdiden bir şey söyleme- - nin erken olduğunu belirterek şunlan kaydetti: "Neler yapılması gerektiğine, YÖK Genel Kurulu ile görüştük- ten sonra karar vereceğiz. Yükü- müzagır. Altından kalkmak için elimizdennegeliyorsayapacağız. Bu görevegetirilmem çok ani ol- du. Ben rektörlük seçimlerini dü- şünürken YÖK başkanı oldum.'' KONUK YAZAR Rektör seçimî, tinîversite gündetnini saptınyor Prof. Dr. İBRAHİM ARMAĞAN Doku: E)lul L'mversıtesı Guzel Sanaliar Fakidtesı Dekanı Bugünlerde üniversitelerin ve bir ölçüde de kamuoyu ve ba- sının gündeminde yer alan konulardan biri rektör seçimidir. Sayın Doğramacfnın istifasıyla konunun güncelüği ve kar- maşıkbğı biraz daha artmıştır. YÖK yasasının rektör seçimiy- le ilgili maddesinde yapılan değişikliİde, rektörlerin seçimi ve üniversitenin demokratikleştirilmesi konusu yeniden günde- me geldi ve şu anda üniversite kamuoyunu işgal eden tek konu dabu. Bence bu konu ile üniversitenin gündemi sapünlmıştır. Çünkü; 1. Rektör seçimi tek başına üniversitenin demokratikleşme- sinı sağlayamaz. 2547 sayıh yasa ve YÖK yasası kaldığı sürece rektör en demokratik biçimde seçilse bile üniversitenin de- mokratikleşmesi ve çağdaşlaşması mürnkün değildir. 2. Rektör seçimiyle ilgili yasayla özünde bir seçim sistemi getirilmemıştir, bir atama sistemi getirmektedir. Üniversite öğretim elemanlannın sadece bir kesiminin bebrleyeceği 6 adaydan YÖK üçünü kendi ölçütlerine göre cumhurbaşkanı- na önerecek ve bunlardan biri atanacak. Bu sistemde kimse- nin oy vermediği, sadece kendi oyunu alan bir profesör de teorik olarak rektör olabilecek. Bunun demokrasinin temel il- kesi olan seçimle uzaktan yakından ilgisi yok. Asbnda eski YÖK sistemi devam ediyor. Tek fark atama işlemi için üniver- site öğreüm üyeleri kullanılmış oluyor. Kanımca bu aşamada bu kanuna gerek yoktu. Yeni bir üni- versite reformu gerçekleştirilinceye kadar YÖK, rektörlerini eski sistemle atamaya devam edebilirdi. Zaten şu anda da de- ğişen bir şey yok. Atama sistemi yine yürürlükte. 3. Üniversitelerin, kamuoyunun ve basırun üzerinde dur- ması gereken husus, demokratik üniversite yasası, gündemi- nin sapünlması nedeniyle göz ardı edilmiş gibi görünmekte- dir. Öğretim üyeleri de bir ölçüde bu tuzağa düşmüş görün- mektedir. 4. Önemli olan yeni bir üniversite yasasının, demokratik bir yasanın bir an önce çıkanlmasıdır. Milli Eğitim BakanlığYnın haarladığı bu yasa tasansının demokratik olması için öğretim üyelerinin ve kamuoyunun daha duyarb olması gerekir. Çünkü üniversite toplumun en önemli kurumlanndan biridir. Üniversitesi demokratik olmayan bir toplumun demokra- tikleşmesi mümkün değildir. Demokratik üniversite ise özgür- özerk-çağdaş, yani ilgib tüm kesimlerin, hem organlann se- çimlerinde hem de karar süreclerinde söz sahibi obnası de- mektir. Bunun için de YÖK sisteminin terk edilmesi, anayasa değişikliğinden sonra demokratik bir üniversite yasasının _ç> kanlması gerekir. 1982 Anayasası değişmediği sürece, YÖK yasasının kimi maddelerinde yapılacak iyileşürmeler sonuç vermeyecek, tam tersine belli bir manüğı (12 Eylül mantığı) olan YÖK sisteminin dejenere olmasma neden olacakür. Ya- mab bohça yerine yeni bir bohca tercih edilmebdir. Yoksa 2000'li yıllara hep çağdaş ve demokratik üniverite arayışı ile girmek durumunda kalınz, ki bu da tüm toplumun zaranna bir durumdur. Bu aşamada kanımca rektör seçimini bir yana bırakarak, yeni bir üniversite reform çalışmalan için ciddi, daha ciddi bir çaba içine girmek gerekir. Bu konuda, iktidar ortaklannın, gerek seçim öncesi verdikleri sözleri gerek hükümet protoko- lürltie yer alan hükümleri gerekse de hükümet programı ve kamuoyuna yapüklan açıklamalar doğrultusunda sözlerini yerine getirmeleri gerekir. Üniversite öğreüm üyelerinin geçici (çünkü demokratik bir üniversite yasası, rektör seçimini de yeniden zorunlu kılacaktır.) Rektör seçimlerini YÖK'e bıra- kıp, daha önemli olan, hatta üniversite için yaşamsal önem taşıyan özgür-özerk-sivil-çağdaş ve demokratik bir üniversite yasasının, demokratik bir biçimde hazırlanmasına katkıda bulunmak için ciddi ve planlı bir çaba içine girmelidir. Unut- mamalı ki sistemin tümü, sistemin bir öğesinden daha önemb- dir. "Gözümüzü ağaca takıp. ormanı görmemek" durumuna sakın düşmeyehm. YÖK düzenine, felsefesine ve işleyiş biçimine temelde karşı olan ve bu konuda yasal biçimde mücadele eden tüm öğretim üyelerinin, özgür-özerk-demokratik-sivil ve çağdaş bir üni- versite sistemi için çaba göstermesi gerekir. Türkiye'nin 2000'li yıllara sancısız girebümesinin temel ko- şullanndan biri, yeniden yapılanmış. çağdaş ve dinamik bir üniversitenin oluşmasıdır. Bilgi toplumu aşamasına yönelebil- memizin, hızla değişen dünyada, çağdaş toplumlar içinde ge- reken ve beklenen yerimizi alabilmemizih ön koşullanndan biri, Türkiye'yi çağdaş bir üniversite yasasına kavuşturmak- tır. Politikaalar kadar bu konuda bilim adamlanna da önemli görevler düştüğü kanısındayım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle