24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1TEMMUZ1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Doğalgaza finansman • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Boru HatJan ile Petrol Taşımacıhğı (BOTAŞ)şirketince projelendirilen Ege ve Karadenizdoğalgaz hatlannın finansmanlanyla ilgili olarak görüşmelerde bulunmak üzere bir Kuveyt heyetinin Türkiye'yegeldiğı bildirildi. BOTAŞ'tan yapılan açıklamada aynca, Kazak petrolünün Karadeniz ve Akdeniz'e aktanlması ile ilgili olarak, yann Kazakistan'dan bir heyet beklendiği kaydedildi. Tûketiciye İsveç modeli •ANKARA(AA)-Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanan Tüketidnin Korunması Hakkında Kanun Taslaği'nda İsveç'ten alınan 'om budsman' modeli de yer • aldı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilileri, söz konusu modelle tüketici sorunlannın mahkemeye intikal etmeden taraflar arasında gönüllü uzlaşma yoluyla çözümlenmesine çalışılacağını bildirdiler. SALAT'tegrev başladı • TEKİRDAĞ (Cumhuriyet) - Tekırdağ'daki Trakya Yağ SanayiiA.Ş.(SALAT) fabrikasında Tek Gıda-İş Sendikası'na bağlı 200 işçi dün greve başladı. Trakya YağSanayiiA.Ş.'nin ekonomik çıkmaz nedeniyle iki ay önce talep ettiği konkordato istemi uygun görülmerruşü. Busüreden beri üretimini durduran Trakya Yağ Sanayii A.Ş. ile Tek-Gıda Iş Sendikası arasında sürdürülen toplu iş sözleşmesine ait girişimler kilitlenince, iki aydır maaş alamayan 200 işçi grev başlatn. Tariş'ten tekstilcilere yanıt • İZMİR (AA) - Tariş Genel Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği'nin, 'Piyasadaki pamuk fıyalı l.45 dolar iken, Tariş pamuğunun fıyatırun 2.25 olduğu" şeklindeki açıklamasının doğru olmadığını bildirdi. Oyan, yaptığı açıklamada, Tariş pamugunu i .45 dolardan sattıklan takdirde, spekülatörlere çıkar sağlarnış olacaklannı söyledi. Tariş'in, kasım 1991 'den bu yana yaklaşık 63 bin ton pamuğu 9.157 lira ortalama fiyattan satüğını, bunun da 1.50 dolara eşdeğer olduğunu belirten Oyan, "Son hafta ise ortalama fiyat 10.769 lira olarak gerçekleşmişu. Bu da 1.55 dolara eşittir" dedi. Harb-İş kent kupuyor •ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Harb-İş Sendikası, Izmir Çeşme'de. devre-mülk tatil sitesi kuruyor. Silahlı Kuvvetlerİşçileri Eğitim ve Dinlenme Vakfı'run arazisinde kurulacak olan tatil sitesine lOOOsendika üyesi ortak alınacak. Harb-İş Kent adıyla kurulacak olan tatil sitesi, devre-mülk esasına uygun olarak Çeşme"ye 7 kilometre uzaklıktaki vakıf arazisine kurulacak. 1977yıhndasatın alınan, ancak bugüne kadar değerlendirilemeyen arazide 40 metrekarelik, 2 kath, 4 dairelik bloklardan oluşan 140daireyapılacak. 3milyon lirası peşin, geri kalanı 500 bin lira aylık taksitle toplam 15 milyon liraya mal olacak. Harb-Iş Sendikası'nın şubelerine de 5 ile 200 üye arasında değişen kontenjanlar aynldı. OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 86. DÖKEM KAYfTLARI DEVAM EDİYORI Hafta sonu-Hafta tçi ve Akşam kurslan devam ediyor. Dershane: ÛSKÜDAR: 343 67 K-3U 92 88 KOZYATAĞI: 382 47 33 TARABYA: 262 06 18 İNGİLtZCE'yi 8 ayda konuşun sizi Amerikalı dostlanmızla tanıştıralım. Bahariye Cad. 62/3 349 59 38 Sehze-meyvemutfağırahatlattı Ekonomi Servisi • Haziran gü- neşi mutfağı rahatlatü. İstan- bul'da yaşayan 4 kişilik bir aile- nin mutfak harcaması haziran ayında binde 9 azalarak 1 mil- yon 771 bin 636 liradan 1 mil- yon 755 bın %7 liraya düştü. Bu düşüşte, sebze meyve fıyatlan- ndaki azalma büyük rol oynu- yor. Mayıs ayında mutfak har- caması önceİci aya göre yüzde 3.1 artmışu. Haziran ayında ele aldığımız 22 temel gıda maddesinden 9 ûrünün fıyaü yükseldi, 4'ünûn fıyaü düştü. Geçen ay mutfakta- ki bu rahaüık sebze meyve fiyat- lannın düşmesinden kaynak- lanıyor. Geçen ay sebze fıyatlan or- talama yüzde 15, meyve fiyatlan da yüzde 27 düştü. Mayıs ayı- nda İstanbuJ sokaklannda orta- lama 5 bin 390 liradan saulan sebze, haziranda 4 bin 536 lira- dan önceki ay 6 bin 839 liradan saülan meyve de 4 bin 964 lira- dan satıldı. Esnaf, fıyatlardaki bu gerilemeyi, hasadm iyi ol- masından dolayı ürünün bollaş- masına bağlıyor. Geçen ayın zam şampiyonu yumurta oldu. Yumurta fiya- ünın borsada düşmesine karşın perakende piyasasında yüksei- diği dikkat çekiyor. Borsadan aldığımız fiyatlar, haziran başı- nda 630 lira olan yumurtanın bayramda 700 liraya çıktığmı daha sonra ay sonunda ise 470 li- raya dek düştüğünü gösteriyor. Oysa piyasada mayıs ayında or- talama 700 liradan saulan bir adet yumurtanın haziran ayında ortalama 783 liradan saüldığı gözlendi. Yumurta fiyaü bir ay içinde borsada yüzde 25 düşer- ken perakende piyasasında yüz- de 11 yükseldi. Geçen ay zam listesınin ikincı sırasında et yardı. Kurban bay- ramı nedeniyle üreticinin hay- vanını kesmeyip kurbanlık ola- rak saklaması et fıyatlannı kö- rükledi. Mayıs ayında ortalama olarak 39 bin liradan satılan kuşbaşı ve kıyma, haziran ayı- nda yüzde 7.69 artarak 42 bin li- raya yükseldi. Manavlar, her kurban bayramında et fiyat- lannın yükseldiğini vurgulaya- rak buna bir an önce çözüm bu- lunması gereküğini belirtiyorlar. Manavlar aksi halde vatandaşın eti tamamen unutacağmı sa- vunuyorlar. Haziran a>inda beyazpeynir fıyatırun da yükseldiği dikkat cekti. Beyazpeynir fiyatlannda- ki bu artış, hayvanlann yavnıla- ma dönemi nedeniyle sütün azalmasına bağlanıyor. İstanbul'da yaşayan 4 kişilik birailenin mutfak harcaması haziran ayında binde 9 azalarak 1 milyon 755 bin 967 liraya geriledi. Geçen ay mutfak enilasyonundaki azalma sebze - meyve fiyatlannın düşmesinden kaynaklanıyor. Sebze yüzde 15 meyve yüzde 27 ucuzladı. 22 temel gıda maddesinden9 ürünün fiyaü yükseldi. Geçenayın zam şampiyonu yumurta oldu. İstanbul'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin aylık mutfak harcaması (TL.) Peynır Zeytın Şeker Çay Et Ekmek Süt Yumurta Yoğurt Un Makarna Pırınç Bakliyat Patates Soğan Sebze Meyve Margarin Ayçıçekyagı Zeytınyağ Tereyağı Tüpgaz12kg Toplam ttıns ftrtD 36333 28667 8000 28333 39000 1200 4200 700 7667 4000 5333 8500 6200 2667 3333 5390 6839 9733 10500 21667 33666 39000 •mm 38667 28667 8000 29133 42000 1200 4200 783 7667 4167 5333 9333 6517 2667 3333 4536 4964 10133 10167 19333 34333 39000 Artt 4kg 15kg 6kg 0 8kg 15 kg 72 adet 15t 90 adet 15 kg 3kg 2kg 4kg 4 5kg 8kg 6kg 30 kg 30 kg 2kg Ikg 1kg 0 5kg ladet ttayts tatm 145332 43000 48000 22667 585000 86400 63000 63000 115000 12000 10667 34000 27900 21333 20000 161700 205170 19467 10500 21667 16833 39000 1771636 RUİPM mtm 154667 43000 48000 23307 630000 86400 63000 70500 115000 12500 10667 37333 29327 21333 20000 136070 148930 20267 10167 19333 17167 39000 1755967 Büyüme ve îhracatta arhş • Devlet İstatistik Ensti- tüsü Başkarüığı (DİE), 1992'nin ilk 3 ayındaki bü- yüme hızının yüzde 6.7 ol- duğunu açıkJadı. Nisan ayındaki ihracaünda da, geçen yıla göre yüzde 21.2 artış olduğu bildirildi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Devlet İstatistik Enstitü- sü Başkanhğı (DİE). 1992'nin ilk 3 ayındaki büyüme hızının yüzde 6.7 olduğunu açıkiadı. Nisan ayının ihracatında da, geçen yıla göre yüzde 21.2 artış olduğu bikJiriidi. DIE'den dün yapılan açık- lamalarda. 1992 yılının birinci üç aylık döneminde, geçen yıhn aynı dönemine göre, tanmda yüzde 2.3. sanayide 10.1, tica- rette 7.7 büyüme olurken, inşa- at sektöründe yüzde 3.9'luk bir gerileme gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde gayri safi milh hasıla (GSMH) gelişme hızında yüzde 1.1 lik gerileme olmuştu. Geçen yıhn tamammda ise büyüme hızı yüzde 1.5 olarak da bir GSMH artış hedef ahn- hedeflenmişken, ancak yüzde mıştı. DtE'den yapılan açıkla- 0.3 olarak gerçekleşmişti. 1992 maya göre, yıhn ilk üç ayında programında yüzde 5.5 oranın- yaratılan gayri safi miÛi hasıla TÜSÎAD ekonomide canlanmabekKyor Ekonomi Senisi- TÜSİAD göstergeler endeksinde yükselme- nin devam etmesi haünde önümüzdeki aylarda ekonomide bir canlanma görülmesinin beklenebileceğini açıkiadı. Öncü gös- tergeler endeksinin mart ayında en düşük düzeyine indikten sonra nisan ayında yükseldiği bildirilen açıklamada, öncü göstergeler endeksinin geçici verilerine göre nisan ayında, en- deks rakamları 0.48'den 0.62'ye yükseldi. İyileşmeye rağmen endeksin henüz düşük olduğu vurgulanan TÜSİAD değerlendirmesinde, ekonomik durum endeksinin ise düşmeye devam ettiği kaydedildi. Özetle şöyle denildi: "Ekonomik durum endeksi yıl başından bu yana düşme eğili- mine girmiş ve nisan ayı geçici verilerine göre 1.45'ten 1. l'e in- miştir. Endeks rakamları üç aylık yürüyen ortalamalar alına- rak değerlendirilirse ekonomik durum endeksinin son üç aydır düşüşte olduğu görülmektedir. Bununla birlikte öncü göstergeler endeksi mart ayında en düşük seviyeye indikten sonra nisan ayında yükselmiştir. Bu yükselmenin devam et- mesi halinde önümüzdeki aylarda ekonomide bir canlanma görülmesi beklenebilir." cari fıyatlarla 169 trilyon 203 milyar 660 milyon lira olarak gerçekleşti. DtE'nin yayınladığj dış ti- caret istatistiklerine göre de. Türkiye'nin 1992 nisan ayı ih- racatı 1 milyon 71 bin dolar ola- rak gerçekleşti. Böylece, geçen yılın aynı ayında 883 bin 690 dolar olan ihracat, yüzde 21.2'- lik bir artış göstermiş oldu. 1992 nisan ayı ihracatında, ge- çen yılın aynı ayına göre tanm ürünlerinde yüzde 34, madenci- likte yüzde 18.3, sanayi ürünleri ihracatında da yüzde 19.1'lik bir artış oldu. İthaiat ise nisan ayında, geçen yıla göre yüzde yiizde 33.8 oranında bir artış göstererek 1 milyon 749 bin 519 dolar olarak gerçekleşti. DİE verilerine göre, 1992'nin ilk 4 ayındaki toplam ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 8.4, ithaiat da yüzde 7.5 oranında arttı. Dış ticaret hac- minin geçen yıla göre 7.9 arttığı ocak-nisan döneminde, dış ti- caret hacmi 11 milyon 313 bin dolar olarak gerçekleşti. Tarım işçisi üıetiıııi durdurduEkonomi Servia -Hükümeün girişimi ile grevleri ikinci kez er- telenen tanm ışçileri protestoey- lemlerinde dün ağırlığı Cey- lanpınar"a kaydırdılar. Adana yöresinde 5 bin işçi toplu vizite eylemi ile.üretimi durdurdu. Tanm-İş Sendikası'nın Ba- kanlar Kurulu karanrun iptali istemiyle Danıştay 10. Dairesı'- ne açtığı dava, ancak ekım ya da kasım ayında görüşülebilecek. Danıştay 10. Daıresı'nın he- nüz 1990 yıhnda açılan dava- lann dosyalannı üıcelediği ve adü tatilin 20 temmuzda başla- maa nedeniyle TİGEM grevi ile ilgili davaya ekim ya da kasım ayında şıra gelebileceği belirtildi. Tanm-İş Sendikası Genel Baş- kanı Sabri Özdeş, karann gecik- mesini eleştırerek, "Ertelemeye gelince, anında bakıyorlar. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kuralu, grev başladığı gün toplandı. Üstelik. grev erteleme günde- me ek madde olarak görüşüldü. Bunlar, birbınyle bağımlı şeyler. Acilen görüşülmesi lazım"diye konuştu. Tanm ve Köyişleri Bakan- lığı'na bağlı 840 işyerinde çah- Adana yöresinde 5 bin işçi vizite eylemiyle üretimi durdurdu. KONUK YAZAR şan 15 bin işcınin grevı 35. günü- " ne girdi. Grevleri ikinci kez hükümetin girişimiyle ertelenen binlerce ta- nm işçisi, dün de toplu viziteye çıktı. Ceylanpınar ile Adana, Ceyhan-Mercimek Dörtyol, Kah- ramanmanş, Reyhanıl ve Bozte- pe Tanm işletmelennde görevli yaklaşık 5 bin işçi dün sabah 7. 30'dan başbyarak öğle saatleri- ne kadar vizite eylemi yapu. Ön- ceki gün Ankara-İstanbul hattı üzerindeki işyerlerinde gerçek- leştirilen eylemin yayılması üze- rine bazı işler yapılamadı. Vizi- teye çıkan işçilerin çoğu doktor- lara "maaşımız az geçinemiyo- ruz, beslenemiyoruz, bize vita- min yazın" dedıler. Çukurova'daki tanm işlet- meîerinde calışan işçiler de Ada- na ve Ceyhan SSK hastahanele- rine sevkedildiler. Sendikanın uyansı üzerine ha^an bakımıy- la uğraşan bir grup tanm işçisi, vizite eylemine kısa süreti kauldıktan sonra erken ışbaşı yapü. . Tanm-Iş Sendikası Genel Sekreteri Mehmet Ceylan, hü- kümetin işçilerin hakkını gas- pettiğini söyleyerek, "aldıklan 1 milyon lirayla gecinmeye çalışan işçiler yetersiz beslenme ve mo- ralsizlik nedeniyle hasta oldular. Hükümeün antidemokratik tu- tumu da viziteye çıkmalanna yol açü."dedi. Buğday başakta çjmlendi MEHMET YAPICI ADANA - Adana ile Ha- tay'ın bazı kesimlerinde buğ- dayda hasat günlerinde düşen yağışlann başakta yol açtığı çimlenme olayı bojutunun geniş olduğu bildirildi. Olayı bir 'doğal afet' olarak nitelen- diren üreü'ci kesimi. zarar gö- ren buğdayın Toprak Mah- sülleri Ofisi (TMO) tarafı- ndan saün alınması için Tanm ve Köyişleri BakanlığVna baş- vurdu. TMO ve ilçe tanm mü- dürlükleri tarafından yapılan analizlerde, başakta çimlenen buğdayın, ekmeklik vasfını yi- tirdiği ortaya çıktı. Trakya ve Orta Anadolu bölgeleri buğdayı. havalann kurak geçmesi yüzünden su- suzluktan kavrulurken Çuku- rova buğdaylan, aşın yağı- şlardan önernli çapta zarar gördü. Çukurova bölgesinde buğ- day hasaunda sona yak- laşıldığı gecen günler içerisin- de lusa arahklarla düşen ve 10 gün kadar devam eden yağı- şlar nedeniyle biçer-döverler tarlaya giremeyince geniş bir alandaki buğday, başakta çimlendi. Buğdaydaki çimlenme olayı, daha çok Adana'nm Kadirü, Osmaniye, Ceyhan, Kozan. İmamoğlu ile Hatay"- ın Erzin ilçesini içine alan ge- niş bir bölgede meydana geldi. Yağışlann etkilediği on bin- lerce dekan bulan buğday eki- li alanlardaki üreüci kayıplan ve ürünün uğradığı zarar bo- yutu. durumdan haberdar edilen Tanm ve Köyişleri Ba- kanüğı'nca görevlendirilen TMO Genel Müdürlüğü uz- manlan ilçe tanm müdüıiük- leri elemanlan tarafından be- lirlendi. Yağışlann dunnasından sonra geçen günlerde hasat edilen bu buğdaylann başakta çimlendiği ve böylece ekmek- lik vasfıru yjtirdiği saptandı. TMO Iskenderun Bölge Müdürlüğü yetkilileri. genel müdürlükten gelen uzman- lann çimlenmenin görüldüğü bölgede incelemeler yapuğını ve buğdaydan numuneler ala- rak Ankara'ya döndüklerini bildirdihr. EKONOMIYE BAKK TAJNER BERKSOV Siyasi irade Yok mu? Bazı tartışmalar oluyor. Şaşıp kalıyorum. Ya amacını aşan beyanlar ya da bazı çevrelerin pek de iyi olmayan niyetleri var gibıme geliyor. Hangisı olduğuna da karar veremiyorum. Kafam karışıyor. Kafa karışıklığı iyi bir şey değil. Insanların kafası karışınca işlerin de içine rufailer karışıyor. Bu tür kargaşaları çok ya- şadık. Artık yoğurdu üfleyerek yesek daha iyi olur diye düşü- nüyorum. işadamlarının derneği TÜSİAD bir açıklama yaptı. Eko- nomik durum hakkında görüşlerinı açıkiadı. Buna göre eko- nominin sorunu istikrarsızlıkmış. Çözüm için ne tür önlemle- rin gerektiği de bellıymış. Bu önlernleri hükümet uygulamı- yormuş. Çünkü siyasi irade yokmuş. Bu son cümleyi okuyunca şaşıp kaldım doğrusu. Sorunumuzun istikrarsızlık olduğu ve bunun için sert sayt- labılecek önlemler alınması gerektiği doğru. işadamlarının bu yönde görüşlerini açıklamaları da doğal. Konuşacaksak hepimiz konuşacağız. İşadamlarının daha örgütlü olup, daha net ve yüksek perdeden konuşuyor olmaları, onların konuş- ma haklarının kısıtlanmasını gerektirmez. Buraya kadar bir sorumuz yok. Olmamalı da zaten. Sorun, siyasi irade konusunda ortaya çıkıyor. Okuduklarım, duyduklanm, sezdiklerim doğruysa, işadam- larının istikrar çözümlemesinde ulaştıkları siyasi irade eksik- liği sonucunu anlamak da, katılmak da mümkün değil. Daha önce yazdım. Yinelemekte sakınca yok. Ekonomik is- tikrarsızlığa karşı birden fazla teknik çözüm üretmek müm- kün. Yani, ekonomik istikrar sağlamaya yönelik, birbirinden farklı önlem paketleri oluşturma olanağı var. Bu tür paketler, istikrar amacının zaman profili, yan etkileri ve özellikle getire- ceği yüklerin paylaştırılması noktalarındafarklılaşabiliyor. Orneğin durgunluğu göze alarak, kısa sürede, sert birfren- le istikrar sağlanabilir. Bunun bedeli, işsizlik ve reel gelir kaybı biçiminde çalışanlara yüklenebilir. Bu bir istikrar pake- tidir. Veya daha uzun zamana yayılan yumuşak birfrenle istikrar aranabilir. Yük de, artan vergileme biçiminde işâlemine yükle- nebilir. Bu da bir istikrar paketidir. Kaldı ki bir başka seçenek de istikrarsızlığın sürmesidir. Siyasi iktidar başka biçimde kamuya kaynak sağlayamıyor ya da bunu sakıncalı görüyorsa, istikrarsızlığı sürdürerek, enflasyon vergisi yoluyla kamuya kaynak aktarabilir. Bana göre bu doğru ve sağlıklı bir yöntem değildir. Siz de boyle düşünebilirsiniz. Ama kabul etmemiz gerekir ki, bu da siyasi otoritenin elinde mevcut olan bir seçenektir. Farklı teknik çözümlerın varhğı, bunların hangisinin uy- gulanacağı sorusunu gündeme getirir. Siyasi irade burada devreye girer. Ekonomiyı yönetme yetkisıne sahip olanlar mevcut çözüm- lerden birisini seçer ve uygular. Bu seçimin, siyasi ıktidarm kendi siyasal tercihleri, kendı siyasal çıkarları ve giderek se- çim hesapları yönünde olması doğaldır. Tercihlerini bu bi- çimde kullanmak üzere halktan yetkı almışlardır. Bunun siya- sal sorumluluğunu üstlenir, bir sonraki seçimde yetki aldı- klarına hesap verırler. Sonuçta tek bir çözüm seçılip uygulanacağı için diğer çö- zümlerı düşünenler, önerenler, savunanlar tatmin olmazlar. Uygulanan çözüm akıllarına ya da çıkarlarına ters gelebilir. Tüm bunların olması, siyasi irade yok anlamına gelmez. Si- yasi irade vardır. Ama bu grupların tercih ve eğilimi yönünde karar vermemiştir. Şimdi dönüp. siyasi irade eksıkliğınden yakınanların söyle- diklerine bakacak olursak şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. Işa- damları, kendi önerdikleri çözümü seçmediği için mevcut ikti- darı yok sayma anlamına gelebilecek bir sonuca ulaşmayt ve bunu ifade etmeyi uygun görmüşler. Doğrusu bu sonucu an- lamak da, katılmak da mümkün değil. Kişısel olarak, önerdikleri önlemlere büyük ölçüde katılıyo- rum. Pek çoğunun, bir an önce uygulanması gereken önlem- ler olduğunu düşünüyorum Bu bağlamda, vakit yitiren hükü- meti ben de eleştiriyorum. Ama benim dediklerimi yapmıyor diye, demokratık olarak seçilmiş ve halktan yetki almış bir ik- tidarı yok saymak aklımın ucundan bile geçmiyor. Demokrası zor bir uğraş. Önce akılların ve gönüllerin bu işeyatması gerek. ikide bir, halktan yetki almış kadroların ira- delerini sorgulamaya kalkarsak, yetki almaya bile gerek gör- meden bu tür irade kullanmaya heveslenenlere çanak tutmuş olmaz mıyız? Geçirdiğimiz bunca badireden sonra daha özenli ve sabırlı olmamız, hesaplaşrnayı bir sonraki seçime bırakmamız gerekmez mi? Çay-Kur,buyü üretidyi sevindirdi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) • Yaklaşık 200 bin çiftçinin geçim kaynağı olan yaş çay yaprağı ahmlan, buyıl üretici- yi sevindirdi. Çay Işletmeleri Genel Müdürü Tuncer Er- güven, üriin bedellerinin I ay içinde ödendiğini bildirerek, "Geçen yıl tüccara giden çiftçi 'Parayı ne zaman alınm' diye sorduğunda kovuluyordu. Bu yıl, sınırlamasız ve peşin öde- meyle alım yapmamız, çiftçi- leri rahatlattı" dedi. ÇAY-KUR Genel Müdürü Ergüven, hükümetin destek- leme alımlanndaki "peşin ödeme" vaadine uygun ola- rak yapılan alımlarda, ürün bedellerinin en fazla 3-4 hafta içinde çiftçiye ödendiğini bil- dirdi. Ergüven. mayıs ayında gerçekleşen 38 bin ton yaprak alırru karşıhŞnda çiftçilere 80 milyar iira ödendiğini, hazi- ran ayında da yaklaşık 450 milyar liralık alım yapıldığını söyledi. Sezon sonuna kadar 600-650 bin ton yaprak alımı yapılacağını belirten Ergüven, "Eğer 650 bin ton alım yapar- sak, yaklaşık 1,5 trilyon liralık bir ödeme gerçekleştireceğiz" dedi. Ergüven, geçmişyıllarda ürün bedellerinin 12-18 aylık vadelerle satın alındığını anı- msatarak, şöyle konuştu: "Bu sene malı yıl bitinceye ka- dar ödemelerimizi tamam- lamış olacağız. Ekim aymda son yaprak ahmlan gerçekle- şiyor, kasım-arahkta da son ödemelerimizi yapıp sezonu kapatacağız." Türk ekonomisinde kronik yüksek enflas- yona yol açan nedenJer arasında hızlı top- lam, yani bütün üretim gjrdilerini kapsayan verimlilik artışı sağlanamamasını da vurgu- lamak gerekir. Verimlilikteki durgunluk. çer şitli etkenler altında başlangıçta (para arzı- ndaki artıştan) bağımsız fiyat artışlannı kö- rükler; bu fiyat artışlan da izleyen dönemde para arzı artışlannı pompalar, genelfiyatse- viyesi artışlannın hîzlanması da bunu izler. Bu yazıda söz konusu süreci yaratan etken- lere değinilecektir. 1) Verimlilik arüşına dayanmayan ücret artışlannın maliyetleri, bu yoldan da fıyat- lan artürarak maliyet enflasyonu yarattığı bilinmektedir. Sendikalann yüksek reel üc- ret artışı talebi, fırmalann verimlilik artışına bağlı değildir. Artış talebini firmalar karşıla- yabilecek güçte değilse sonuç; grevler, işçi çı- karmalan gibi üretim düzeyini gerileten olaylara vanr. Maliyetler artarken üretimin gerilemesi. tabii maliyet enflasyonuna kay- nakhk eder. İşçilerin refah düzeylerini yük- seltmek istemesi, demokratik bir siyasal yapının aynlmaz parcasıdır. Firmalar bunu sağlayabiİrnek için verimliliği artırma yolu- na giderse, teknolojik değişme ve çeşitli ras- yonalizasyon önlemleri alırsa, sorun olumlu yoldan çözülür; verimlilik artışı bir yandan ekonominin büyümesine katkı yaparken. bir yandan reel ücreüer artar. Türkiye'de sü- Verimlilik artışı ve enflasyon reç, bu biçimde degil de ilk almaşıktaki gibi işlediği için, 1988'den bu yana artan reel üc- retler maliyet enflasyonuna kaynaldık etme- ye başlamıştır. 1980-1988 arasında reel üc- retlerdeki gerileme enflasyonun hıanı kesen bir "çıpa" rolü oynarken, 1988'den bu yana hıanı artıran "motor"a dönüşmüştür. 2) Verimlilik artışı enflasyona yol aç- maksızın sermaye getirisini arttırmanın da başhca yoludur. Sermaye piyasasına hisse senetlerine dağıtılan temettü ile hisse senedi fıyatlan bu yoldan artabildiği için, bunlara karşı talebi canlı tutar ve borsayı uzun vadeli yatınm kaynaklannı toplayabilen bir aracı İcurama dönüştürür. Çünkü sermaye piya- sasının bu işlevi yerine getirmesi fırmalann hızlı büyümesi ve en az alternatif yatınm alanlan kadar hisse senetlerinin getiri sağla- ması koşullannın bulunmasına bağlıdır. Verimlilik artışı olmayan ortamlardaysa, sermaye geürisinin korunması fiyat artışlan- nın kaynağı olur. Ücret artışlan, devalüas- yonlann yol açtığı girdiği fiyatlan artışlan, faiz hadleri artışlan karşısında ancak mal fi- yatlan yükseltilerek sermayegetinsi koruna- bilir. Bu olanağı, şiddetli iç veya dış rekabet GÜLTEN KAZGAN nedeniyle bulamayan firmalar ise ya üretimi düşürürya da tasfiyeolur. Yani, maliyet enf- lasyonu körüklenir. Türkiye için yapılan bir- çok ampirik çalışma. 1980'ü yıllarda fiyat artışlannın kaynağında girdi fıyatlanndaki artışlann -verimliliği arttırmak yerine- doğrudan mal fiyatlanna yansıtılmasının yattiğjnı göstermektedir. Aynı ölçüde önemli bir diğer etki de şu- dur: Firmalann büyümeleri ve verimliliği artürmalannın kaynaklık ettiği cazip temet- tü artışı ve hisse senedi değeri artışı beklenti- lerinin bulunmadıgı bir sermaye piyasası, uzun vadeli yatınm kaynaklannın yatınma- lara aktanlması işlevini yerine getiremez; borsa. at yanşlannın alternatifi olan bir spe- külatif alana dönüşür -tıpkı bugün Türkiye'- de olduğu gibi. Mali yatınm kaynaklan, bu kez, bina ve arsa gibi taşınmazlara, altına, dayanıkh tüketim mallanna, dövizlere ka- yar, bunlannfiyaiıruartünr. Türkiye'de ser- seri mal; fonlann büyüklüğü bir yandan. his- se senedi piyasasının durgunluğu diğer yan- dan, bu fonlann kaymalanna bağlı fiyat artışlanna kaynaklık etmektedir. 1992 vılında yaşanan döviz ve altın fıyatlan artı- şlan bunun en yakın örnekleridir; dayanıklı tüketim mallannın olağanüstü canlı talebi de buna eklenmelidir. 3) Verimlilik artış hızı dışa açık birekono- mıde, kapalı ekonomidekinden daha da önemlidir. Ülke en az dış dünyadaki ticaret ortaklan oranında verimlilik artışı hızı yaşı- yorsa -spekülatif etkenler, dış ticaret hadle- rindeki değişmeler bir yana- reel döviz kuru değişmez. Verimlilik artış hızı bunun altında kalıyorsa, rekabet gücünü korumak ve dış dengeyi sağlamak için, reel devaiüasyon yapması gerekir. Yukanda değindiğimiz dö- vize spekülatif kayışlar da buna eklendiğin- de, bu kez. reel devalüasyonlar başta ithal malı girdiler oimak üzere fiyat artışlanna öncülük etmeye başlar. Türkiye gibi dış borç yükünün büyük olduğu bir ülkedeyse, bu- nun enflasyonu körükleyen çok yönlü etkisi vardır: dış borç faız ve taksitlerinin TL üze- rinden ödeme tutannın göreli büyümesin- den doğrudan para arzını arttırmaya vc dış borcun reel yükünün ağırlaşmasına kadar makro dengeyi bozan etkiler ortaya çıkar. 1989 ile 1990 yıllannda -büyük çapb ser- maye girişlerinin etkisiyle- yavaşlayan döviz fiyatlan artışlan geçen yıldan itibaren yine hızlanmışur; 1992 yıhnda ise tekrarciddi bo- yutta reel devaiüasyon ve buna bağlı fiyat artışlannın ivme verdiği para arzı genişleme- leri beklenmelidir. Yukanda, 1988'den bu yana verimlilik a'- tışlan duraklayan Türkiye'de bunun maliyet enflasyonunu nasıl körüklediği özetlenmiş- tir. 1981-1987 arasındaki yıllarda imalat sa- nayiindeki atıl kapasitenin devreye girmesi, geçici bir verimlilik artışı olanağı ya- ratmışür. Kapasite kuUanım oranı %75'i bulduktan sonr% bu kaynak tükenmiştir. Sabit sermaye yatınmlanrun, özellikle maki- ne-teçhizat yatınmlannın durakladığı bir or- tamda verimlilik artışı beklemek pek söz ko- nusu değildir. Ancak verimlilik artışındaki duraklama da, yukanda belirtilen süreçlerle maliyet enflasyonuna ivme vermektedir. Dünyanın istikrarb büyüyen düşük enf- lasyonlu ülkeleri, başta Japonya ve Asya kaplanlan, verimlilik artısı en hızlı olan ül- kelerdir aynı zamanda. Istikrarsız, yüksek enftasyonlu ülkeleri de verimlilik artışlan çok yavaş olan ülkelerdir; Latin Amerika'- nın bir kısım ülkeleri ile Türkiye bu sınıfa dahildir. Hızlı. kronik maliyet enfiasyonunu biraz da verimlilik açısından çözümlemeyi düşünmekte yarar vardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle