Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1TEMMUZ1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Doğalgaza
finansman
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Boru HatJan ile
Petrol Taşımacıhğı
(BOTAŞ)şirketince
projelendirilen Ege ve
Karadenizdoğalgaz
hatlannın finansmanlanyla
ilgili olarak görüşmelerde
bulunmak üzere bir Kuveyt
heyetinin Türkiye'yegeldiğı
bildirildi. BOTAŞ'tan
yapılan açıklamada aynca,
Kazak petrolünün
Karadeniz ve Akdeniz'e
aktanlması ile ilgili olarak,
yann Kazakistan'dan bir
heyet beklendiği
kaydedildi.
Tûketiciye İsveç
modeli
•ANKARA(AA)-Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı'nca
hazırlanan Tüketidnin
Korunması Hakkında
Kanun Taslaği'nda
İsveç'ten alınan
'om budsman' modeli de yer
• aldı. Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı yetkilileri, söz
konusu modelle tüketici
sorunlannın mahkemeye
intikal etmeden taraflar
arasında gönüllü uzlaşma
yoluyla çözümlenmesine
çalışılacağını bildirdiler.
SALAT'tegrev
başladı
• TEKİRDAĞ
(Cumhuriyet) -
Tekırdağ'daki Trakya Yağ
SanayiiA.Ş.(SALAT)
fabrikasında Tek Gıda-İş
Sendikası'na bağlı 200 işçi
dün greve başladı. Trakya
YağSanayiiA.Ş.'nin
ekonomik çıkmaz nedeniyle
iki ay önce talep ettiği
konkordato istemi uygun
görülmerruşü. Busüreden
beri üretimini durduran
Trakya Yağ Sanayii A.Ş. ile
Tek-Gıda Iş Sendikası
arasında sürdürülen toplu iş
sözleşmesine ait girişimler
kilitlenince, iki aydır maaş
alamayan 200 işçi grev
başlatn.
Tariş'ten
tekstilcilere
yanıt
• İZMİR (AA) - Tariş Genel
Müdürü Prof. Dr. Oğuz
Oyan, Türkiye Giyim
Sanayicileri Derneği'nin,
'Piyasadaki pamuk fıyalı
l.45 dolar iken, Tariş
pamuğunun fıyatırun 2.25
olduğu" şeklindeki
açıklamasının doğru
olmadığını bildirdi. Oyan,
yaptığı açıklamada, Tariş
pamugunu i .45 dolardan
sattıklan takdirde,
spekülatörlere çıkar sağlarnış
olacaklannı söyledi. Tariş'in,
kasım 1991 'den bu yana
yaklaşık 63 bin ton pamuğu
9.157 lira ortalama fiyattan
satüğını, bunun da 1.50
dolara eşdeğer olduğunu
belirten Oyan, "Son hafta ise
ortalama fiyat 10.769 lira
olarak gerçekleşmişu. Bu da
1.55 dolara eşittir" dedi.
Harb-İş kent
kupuyor
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Harb-İş Sendikası,
Izmir Çeşme'de. devre-mülk
tatil sitesi kuruyor. Silahlı
Kuvvetlerİşçileri Eğitim ve
Dinlenme Vakfı'run
arazisinde kurulacak olan
tatil sitesine lOOOsendika
üyesi ortak alınacak.
Harb-İş Kent adıyla
kurulacak olan tatil sitesi,
devre-mülk esasına uygun
olarak Çeşme"ye 7 kilometre
uzaklıktaki vakıf arazisine
kurulacak. 1977yıhndasatın
alınan, ancak bugüne kadar
değerlendirilemeyen arazide
40 metrekarelik, 2 kath, 4
dairelik bloklardan oluşan
140daireyapılacak. 3milyon
lirası peşin, geri kalanı 500
bin lira aylık taksitle toplam
15 milyon liraya mal olacak.
Harb-Iş Sendikası'nın
şubelerine de 5 ile 200 üye
arasında değişen
kontenjanlar aynldı.
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
86. DÖKEM KAYfTLARI
DEVAM EDİYORI
Hafta sonu-Hafta tçi ve
Akşam kurslan devam ediyor.
Dershane:
ÛSKÜDAR: 343 67 K-3U 92 88
KOZYATAĞI: 382 47 33
TARABYA: 262 06 18
İNGİLtZCE'yi 8 ayda
konuşun sizi
Amerikalı
dostlanmızla
tanıştıralım.
Bahariye Cad. 62/3
349 59 38
Sehze-meyvemutfağırahatlattı
Ekonomi Servisi • Haziran gü-
neşi mutfağı rahatlatü. İstan-
bul'da yaşayan 4 kişilik bir aile-
nin mutfak harcaması haziran
ayında binde 9 azalarak 1 mil-
yon 771 bin 636 liradan 1 mil-
yon 755 bın %7 liraya düştü. Bu
düşüşte, sebze meyve fıyatlan-
ndaki azalma büyük rol oynu-
yor. Mayıs ayında mutfak har-
caması önceİci aya göre yüzde
3.1 artmışu.
Haziran ayında ele aldığımız
22 temel gıda maddesinden 9
ûrünün fıyaü yükseldi, 4'ünûn
fıyaü düştü. Geçen ay mutfakta-
ki bu rahaüık sebze meyve fiyat-
lannın düşmesinden kaynak-
lanıyor.
Geçen ay sebze fıyatlan or-
talama yüzde 15, meyve fiyatlan
da yüzde 27 düştü. Mayıs ayı-
nda İstanbuJ sokaklannda orta-
lama 5 bin 390 liradan saulan
sebze, haziranda 4 bin 536 lira-
dan önceki ay 6 bin 839 liradan
saülan meyve de 4 bin 964 lira-
dan satıldı. Esnaf, fıyatlardaki
bu gerilemeyi, hasadm iyi ol-
masından dolayı ürünün bollaş-
masına bağlıyor.
Geçen ayın zam şampiyonu
yumurta oldu. Yumurta fiya-
ünın borsada düşmesine karşın
perakende piyasasında yüksei-
diği dikkat çekiyor. Borsadan
aldığımız fiyatlar, haziran başı-
nda 630 lira olan yumurtanın
bayramda 700 liraya çıktığmı
daha sonra ay sonunda ise 470 li-
raya dek düştüğünü gösteriyor.
Oysa piyasada mayıs ayında or-
talama 700 liradan saulan bir
adet yumurtanın haziran ayında
ortalama 783 liradan saüldığı
gözlendi. Yumurta fiyaü bir ay
içinde borsada yüzde 25 düşer-
ken perakende piyasasında yüz-
de 11 yükseldi.
Geçen ay zam listesınin ikincı
sırasında et yardı. Kurban bay-
ramı nedeniyle üreticinin hay-
vanını kesmeyip kurbanlık ola-
rak saklaması et fıyatlannı kö-
rükledi. Mayıs ayında ortalama
olarak 39 bin liradan satılan
kuşbaşı ve kıyma, haziran ayı-
nda yüzde 7.69 artarak 42 bin li-
raya yükseldi. Manavlar, her
kurban bayramında et fiyat-
lannın yükseldiğini vurgulaya-
rak buna bir an önce çözüm bu-
lunması gereküğini belirtiyorlar.
Manavlar aksi halde vatandaşın
eti tamamen unutacağmı sa-
vunuyorlar.
Haziran a>inda beyazpeynir
fıyatırun da yükseldiği dikkat
cekti. Beyazpeynir fiyatlannda-
ki bu artış, hayvanlann yavnıla-
ma dönemi nedeniyle sütün
azalmasına bağlanıyor.
İstanbul'da yaşayan
4 kişilik birailenin
mutfak harcaması
haziran ayında binde
9 azalarak 1 milyon
755 bin 967 liraya
geriledi.
Geçen ay mutfak
enilasyonundaki
azalma sebze - meyve
fiyatlannın
düşmesinden
kaynaklanıyor. Sebze
yüzde 15 meyve
yüzde 27 ucuzladı.
22 temel gıda
maddesinden9
ürünün
fiyaü yükseldi.
Geçenayın
zam şampiyonu
yumurta oldu.
İstanbul'da yaşayan 4 kişilik bir ailenin
aylık mutfak harcaması (TL.)
Peynır
Zeytın
Şeker
Çay
Et
Ekmek
Süt
Yumurta
Yoğurt
Un
Makarna
Pırınç
Bakliyat
Patates
Soğan
Sebze
Meyve
Margarin
Ayçıçekyagı
Zeytınyağ
Tereyağı
Tüpgaz12kg
Toplam
ttıns
ftrtD
36333
28667
8000
28333
39000
1200
4200
700
7667
4000
5333
8500
6200
2667
3333
5390
6839
9733
10500
21667
33666
39000
•mm
38667
28667
8000
29133
42000
1200
4200
783
7667
4167
5333
9333
6517
2667
3333
4536
4964
10133
10167
19333
34333
39000
Artt
4kg
15kg
6kg
0 8kg
15 kg
72 adet
15t
90 adet
15 kg
3kg
2kg
4kg
4 5kg
8kg
6kg
30 kg
30 kg
2kg
Ikg
1kg
0 5kg
ladet
ttayts
tatm
145332
43000
48000
22667
585000
86400
63000
63000
115000
12000
10667
34000
27900
21333
20000
161700
205170
19467
10500
21667
16833
39000
1771636
RUİPM
mtm
154667
43000
48000
23307
630000
86400
63000
70500
115000
12500
10667
37333
29327
21333
20000
136070
148930
20267
10167
19333
17167
39000
1755967
Büyüme ve îhracatta arhş
• Devlet İstatistik Ensti-
tüsü Başkarüığı (DİE),
1992'nin ilk 3 ayındaki bü-
yüme hızının yüzde 6.7 ol-
duğunu açıkJadı. Nisan
ayındaki ihracaünda da,
geçen yıla göre yüzde 21.2
artış olduğu bildirildi
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Devlet İstatistik Enstitü-
sü Başkanhğı (DİE). 1992'nin
ilk 3 ayındaki büyüme hızının
yüzde 6.7 olduğunu açıkiadı.
Nisan ayının ihracatında da,
geçen yıla göre yüzde 21.2 artış
olduğu bikJiriidi.
DIE'den dün yapılan açık-
lamalarda. 1992 yılının birinci
üç aylık döneminde, geçen yıhn
aynı dönemine göre, tanmda
yüzde 2.3. sanayide 10.1, tica-
rette 7.7 büyüme olurken, inşa-
at sektöründe yüzde 3.9'luk bir
gerileme gerçekleşti. Geçen
yılın aynı döneminde gayri safi
milh hasıla (GSMH) gelişme
hızında yüzde 1.1 lik gerileme
olmuştu.
Geçen yıhn tamammda ise
büyüme hızı yüzde 1.5 olarak da bir GSMH artış hedef ahn-
hedeflenmişken, ancak yüzde mıştı. DtE'den yapılan açıkla-
0.3 olarak gerçekleşmişti. 1992 maya göre, yıhn ilk üç ayında
programında yüzde 5.5 oranın- yaratılan gayri safi miÛi hasıla
TÜSÎAD ekonomide
canlanmabekKyor
Ekonomi Senisi- TÜSİAD göstergeler endeksinde yükselme-
nin devam etmesi haünde önümüzdeki aylarda ekonomide bir
canlanma görülmesinin beklenebileceğini açıkiadı. Öncü gös-
tergeler endeksinin mart ayında en düşük düzeyine indikten
sonra nisan ayında yükseldiği bildirilen açıklamada, öncü
göstergeler endeksinin geçici verilerine göre nisan ayında, en-
deks rakamları 0.48'den 0.62'ye yükseldi.
İyileşmeye rağmen endeksin henüz düşük olduğu vurgulanan
TÜSİAD değerlendirmesinde, ekonomik durum endeksinin
ise düşmeye devam ettiği kaydedildi. Özetle şöyle denildi:
"Ekonomik durum endeksi yıl başından bu yana düşme eğili-
mine girmiş ve nisan ayı geçici verilerine göre 1.45'ten 1. l'e in-
miştir. Endeks rakamları üç aylık yürüyen ortalamalar alına-
rak değerlendirilirse ekonomik durum endeksinin son üç
aydır düşüşte olduğu görülmektedir. Bununla birlikte öncü
göstergeler endeksi mart ayında en düşük seviyeye indikten
sonra nisan ayında yükselmiştir. Bu yükselmenin devam et-
mesi halinde önümüzdeki aylarda ekonomide bir canlanma
görülmesi beklenebilir."
cari fıyatlarla 169 trilyon 203
milyar 660 milyon lira olarak
gerçekleşti.
DtE'nin yayınladığj dış ti-
caret istatistiklerine göre de.
Türkiye'nin 1992 nisan ayı ih-
racatı 1 milyon 71 bin dolar ola-
rak gerçekleşti. Böylece, geçen
yılın aynı ayında 883 bin 690
dolar olan ihracat, yüzde 21.2'-
lik bir artış göstermiş oldu.
1992 nisan ayı ihracatında, ge-
çen yılın aynı ayına göre tanm
ürünlerinde yüzde 34, madenci-
likte yüzde 18.3, sanayi ürünleri
ihracatında da yüzde 19.1'lik
bir artış oldu. İthaiat ise nisan
ayında, geçen yıla göre yüzde
yiizde 33.8 oranında bir artış
göstererek 1 milyon 749 bin 519
dolar olarak gerçekleşti.
DİE verilerine göre, 1992'nin
ilk 4 ayındaki toplam ihracat,
geçen yılın aynı dönemine göre,
yüzde 8.4, ithaiat da yüzde 7.5
oranında arttı. Dış ticaret hac-
minin geçen yıla göre 7.9 arttığı
ocak-nisan döneminde, dış ti-
caret hacmi 11 milyon 313 bin
dolar olarak gerçekleşti.
Tarım işçisi üıetiıııi durdurduEkonomi Servia -Hükümeün
girişimi ile grevleri ikinci kez er-
telenen tanm ışçileri protestoey-
lemlerinde dün ağırlığı Cey-
lanpınar"a kaydırdılar. Adana
yöresinde 5 bin işçi toplu vizite
eylemi ile.üretimi durdurdu.
Tanm-İş Sendikası'nın Ba-
kanlar Kurulu karanrun iptali
istemiyle Danıştay 10. Dairesı'-
ne açtığı dava, ancak ekım ya da
kasım ayında görüşülebilecek.
Danıştay 10. Daıresı'nın he-
nüz 1990 yıhnda açılan dava-
lann dosyalannı üıcelediği ve
adü tatilin 20 temmuzda başla-
maa nedeniyle TİGEM grevi ile
ilgili davaya ekim ya da kasım
ayında şıra gelebileceği belirtildi.
Tanm-İş Sendikası Genel Baş-
kanı Sabri Özdeş, karann gecik-
mesini eleştırerek, "Ertelemeye
gelince, anında bakıyorlar.
Danıştay İdari Dava Daireleri
Genel Kuralu, grev başladığı
gün toplandı.
Üstelik. grev erteleme günde-
me ek madde olarak görüşüldü.
Bunlar, birbınyle bağımlı şeyler.
Acilen görüşülmesi lazım"diye
konuştu.
Tanm ve Köyişleri Bakan-
lığı'na bağlı 840 işyerinde çah-
Adana yöresinde 5 bin işçi vizite eylemiyle üretimi durdurdu.
KONUK YAZAR
şan 15 bin işcınin grevı 35. günü- "
ne girdi.
Grevleri ikinci kez hükümetin
girişimiyle ertelenen binlerce ta-
nm işçisi, dün de toplu viziteye
çıktı. Ceylanpınar ile Adana,
Ceyhan-Mercimek Dörtyol, Kah-
ramanmanş, Reyhanıl ve Bozte-
pe Tanm işletmelennde görevli
yaklaşık 5 bin işçi dün sabah 7.
30'dan başbyarak öğle saatleri-
ne kadar vizite eylemi yapu. Ön-
ceki gün Ankara-İstanbul hattı
üzerindeki işyerlerinde gerçek-
leştirilen eylemin yayılması üze-
rine bazı işler yapılamadı. Vizi-
teye çıkan işçilerin çoğu doktor-
lara "maaşımız az geçinemiyo-
ruz, beslenemiyoruz, bize vita-
min yazın" dedıler.
Çukurova'daki tanm işlet-
meîerinde calışan işçiler de Ada-
na ve Ceyhan SSK hastahanele-
rine sevkedildiler. Sendikanın
uyansı üzerine ha^an bakımıy-
la uğraşan bir grup tanm işçisi,
vizite eylemine kısa süreti
kauldıktan sonra erken ışbaşı
yapü. .
Tanm-Iş Sendikası Genel
Sekreteri Mehmet Ceylan, hü-
kümetin işçilerin hakkını gas-
pettiğini söyleyerek, "aldıklan 1
milyon lirayla gecinmeye çalışan
işçiler yetersiz beslenme ve mo-
ralsizlik nedeniyle hasta oldular.
Hükümeün antidemokratik tu-
tumu da viziteye çıkmalanna
yol açü."dedi.
Buğday
başakta
çjmlendi
MEHMET YAPICI
ADANA - Adana ile Ha-
tay'ın bazı kesimlerinde buğ-
dayda hasat günlerinde düşen
yağışlann başakta yol açtığı
çimlenme olayı bojutunun
geniş olduğu bildirildi. Olayı
bir 'doğal afet' olarak nitelen-
diren üreü'ci kesimi. zarar gö-
ren buğdayın Toprak Mah-
sülleri Ofisi (TMO) tarafı-
ndan saün alınması için Tanm
ve Köyişleri BakanlığVna baş-
vurdu. TMO ve ilçe tanm mü-
dürlükleri tarafından yapılan
analizlerde, başakta çimlenen
buğdayın, ekmeklik vasfını yi-
tirdiği ortaya çıktı.
Trakya ve Orta Anadolu
bölgeleri buğdayı. havalann
kurak geçmesi yüzünden su-
suzluktan kavrulurken Çuku-
rova buğdaylan, aşın yağı-
şlardan önernli çapta zarar
gördü.
Çukurova bölgesinde buğ-
day hasaunda sona yak-
laşıldığı gecen günler içerisin-
de lusa arahklarla düşen ve 10
gün kadar devam eden yağı-
şlar nedeniyle biçer-döverler
tarlaya giremeyince geniş bir
alandaki buğday, başakta
çimlendi.
Buğdaydaki çimlenme
olayı, daha çok Adana'nm
Kadirü, Osmaniye, Ceyhan,
Kozan. İmamoğlu ile Hatay"-
ın Erzin ilçesini içine alan ge-
niş bir bölgede meydana geldi.
Yağışlann etkilediği on bin-
lerce dekan bulan buğday eki-
li alanlardaki üreüci kayıplan
ve ürünün uğradığı zarar bo-
yutu. durumdan haberdar
edilen Tanm ve Köyişleri Ba-
kanüğı'nca görevlendirilen
TMO Genel Müdürlüğü uz-
manlan ilçe tanm müdüıiük-
leri elemanlan tarafından be-
lirlendi.
Yağışlann dunnasından
sonra geçen günlerde hasat
edilen bu buğdaylann başakta
çimlendiği ve böylece ekmek-
lik vasfıru yjtirdiği saptandı.
TMO Iskenderun Bölge
Müdürlüğü yetkilileri. genel
müdürlükten gelen uzman-
lann çimlenmenin görüldüğü
bölgede incelemeler yapuğını
ve buğdaydan numuneler ala-
rak Ankara'ya döndüklerini
bildirdihr.
EKONOMIYE BAKK
TAJNER BERKSOV
Siyasi irade Yok mu?
Bazı tartışmalar oluyor. Şaşıp kalıyorum. Ya amacını aşan
beyanlar ya da bazı çevrelerin pek de iyi olmayan niyetleri
var gibıme geliyor. Hangisı olduğuna da karar veremiyorum.
Kafam karışıyor.
Kafa karışıklığı iyi bir şey değil. Insanların kafası karışınca
işlerin de içine rufailer karışıyor. Bu tür kargaşaları çok ya-
şadık. Artık yoğurdu üfleyerek yesek daha iyi olur diye düşü-
nüyorum.
işadamlarının derneği TÜSİAD bir açıklama yaptı. Eko-
nomik durum hakkında görüşlerinı açıkiadı. Buna göre eko-
nominin sorunu istikrarsızlıkmış. Çözüm için ne tür önlemle-
rin gerektiği de bellıymış. Bu önlernleri hükümet uygulamı-
yormuş. Çünkü siyasi irade yokmuş.
Bu son cümleyi okuyunca şaşıp kaldım doğrusu.
Sorunumuzun istikrarsızlık olduğu ve bunun için sert sayt-
labılecek önlemler alınması gerektiği doğru. işadamlarının
bu yönde görüşlerini açıklamaları da doğal. Konuşacaksak
hepimiz konuşacağız. İşadamlarının daha örgütlü olup, daha
net ve yüksek perdeden konuşuyor olmaları, onların konuş-
ma haklarının kısıtlanmasını gerektirmez.
Buraya kadar bir sorumuz yok. Olmamalı da zaten.
Sorun, siyasi irade konusunda ortaya çıkıyor.
Okuduklarım, duyduklanm, sezdiklerim doğruysa, işadam-
larının istikrar çözümlemesinde ulaştıkları siyasi irade eksik-
liği sonucunu anlamak da, katılmak da mümkün değil.
Daha önce yazdım. Yinelemekte sakınca yok. Ekonomik is-
tikrarsızlığa karşı birden fazla teknik çözüm üretmek müm-
kün. Yani, ekonomik istikrar sağlamaya yönelik, birbirinden
farklı önlem paketleri oluşturma olanağı var. Bu tür paketler,
istikrar amacının zaman profili, yan etkileri ve özellikle getire-
ceği yüklerin paylaştırılması noktalarındafarklılaşabiliyor.
Orneğin durgunluğu göze alarak, kısa sürede, sert birfren-
le istikrar sağlanabilir. Bunun bedeli, işsizlik ve reel gelir
kaybı biçiminde çalışanlara yüklenebilir. Bu bir istikrar pake-
tidir.
Veya daha uzun zamana yayılan yumuşak birfrenle istikrar
aranabilir. Yük de, artan vergileme biçiminde işâlemine yükle-
nebilir. Bu da bir istikrar paketidir.
Kaldı ki bir başka seçenek de istikrarsızlığın sürmesidir.
Siyasi iktidar başka biçimde kamuya kaynak sağlayamıyor
ya da bunu sakıncalı görüyorsa, istikrarsızlığı sürdürerek,
enflasyon vergisi yoluyla kamuya kaynak aktarabilir. Bana
göre bu doğru ve sağlıklı bir yöntem değildir. Siz de boyle
düşünebilirsiniz. Ama kabul etmemiz gerekir ki, bu da siyasi
otoritenin elinde mevcut olan bir seçenektir.
Farklı teknik çözümlerın varhğı, bunların hangisinin uy-
gulanacağı sorusunu gündeme getirir. Siyasi irade burada
devreye girer.
Ekonomiyı yönetme yetkisıne sahip olanlar mevcut çözüm-
lerden birisini seçer ve uygular. Bu seçimin, siyasi ıktidarm
kendi siyasal tercihleri, kendı siyasal çıkarları ve giderek se-
çim hesapları yönünde olması doğaldır. Tercihlerini bu bi-
çimde kullanmak üzere halktan yetkı almışlardır. Bunun siya-
sal sorumluluğunu üstlenir, bir sonraki seçimde yetki aldı-
klarına hesap verırler.
Sonuçta tek bir çözüm seçılip uygulanacağı için diğer çö-
zümlerı düşünenler, önerenler, savunanlar tatmin olmazlar.
Uygulanan çözüm akıllarına ya da çıkarlarına ters gelebilir.
Tüm bunların olması, siyasi irade yok anlamına gelmez. Si-
yasi irade vardır. Ama bu grupların tercih ve eğilimi yönünde
karar vermemiştir.
Şimdi dönüp. siyasi irade eksıkliğınden yakınanların söyle-
diklerine bakacak olursak şöyle bir tablo ortaya çıkıyor. Işa-
damları, kendi önerdikleri çözümü seçmediği için mevcut ikti-
darı yok sayma anlamına gelebilecek bir sonuca ulaşmayt ve
bunu ifade etmeyi uygun görmüşler. Doğrusu bu sonucu an-
lamak da, katılmak da mümkün değil.
Kişısel olarak, önerdikleri önlemlere büyük ölçüde katılıyo-
rum. Pek çoğunun, bir an önce uygulanması gereken önlem-
ler olduğunu düşünüyorum Bu bağlamda, vakit yitiren hükü-
meti ben de eleştiriyorum. Ama benim dediklerimi yapmıyor
diye, demokratık olarak seçilmiş ve halktan yetki almış bir ik-
tidarı yok saymak aklımın ucundan bile geçmiyor.
Demokrası zor bir uğraş. Önce akılların ve gönüllerin bu
işeyatması gerek. ikide bir, halktan yetki almış kadroların ira-
delerini sorgulamaya kalkarsak, yetki almaya bile gerek gör-
meden bu tür irade kullanmaya heveslenenlere çanak tutmuş
olmaz mıyız? Geçirdiğimiz bunca badireden sonra daha
özenli ve sabırlı olmamız, hesaplaşrnayı bir sonraki seçime
bırakmamız gerekmez mi?
Çay-Kur,buyü
üretidyi sevindirdi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) • Yaklaşık 200 bin çiftçinin
geçim kaynağı olan yaş çay
yaprağı ahmlan, buyıl üretici-
yi sevindirdi. Çay Işletmeleri
Genel Müdürü Tuncer Er-
güven, üriin bedellerinin I ay
içinde ödendiğini bildirerek,
"Geçen yıl tüccara giden çiftçi
'Parayı ne zaman alınm' diye
sorduğunda kovuluyordu. Bu
yıl, sınırlamasız ve peşin öde-
meyle alım yapmamız, çiftçi-
leri rahatlattı" dedi.
ÇAY-KUR Genel Müdürü
Ergüven, hükümetin destek-
leme alımlanndaki "peşin
ödeme" vaadine uygun ola-
rak yapılan alımlarda, ürün
bedellerinin en fazla 3-4 hafta
içinde çiftçiye ödendiğini bil-
dirdi. Ergüven. mayıs ayında
gerçekleşen 38 bin ton yaprak
alırru karşıhŞnda çiftçilere 80
milyar iira ödendiğini, hazi-
ran ayında da yaklaşık 450
milyar liralık alım yapıldığını
söyledi. Sezon sonuna kadar
600-650 bin ton yaprak alımı
yapılacağını belirten Ergüven,
"Eğer 650 bin ton alım yapar-
sak, yaklaşık 1,5 trilyon liralık
bir ödeme gerçekleştireceğiz"
dedi. Ergüven, geçmişyıllarda
ürün bedellerinin 12-18 aylık
vadelerle satın alındığını anı-
msatarak, şöyle konuştu:
"Bu sene malı yıl bitinceye ka-
dar ödemelerimizi tamam-
lamış olacağız. Ekim aymda
son yaprak ahmlan gerçekle-
şiyor, kasım-arahkta da son
ödemelerimizi yapıp sezonu
kapatacağız."
Türk ekonomisinde kronik yüksek enflas-
yona yol açan nedenJer arasında hızlı top-
lam, yani bütün üretim gjrdilerini kapsayan
verimlilik artışı sağlanamamasını da vurgu-
lamak gerekir. Verimlilikteki durgunluk. çer
şitli etkenler altında başlangıçta (para arzı-
ndaki artıştan) bağımsız fiyat artışlannı kö-
rükler; bu fiyat artışlan da izleyen dönemde
para arzı artışlannı pompalar, genelfiyatse-
viyesi artışlannın hîzlanması da bunu izler.
Bu yazıda söz konusu süreci yaratan etken-
lere değinilecektir.
1) Verimlilik arüşına dayanmayan ücret
artışlannın maliyetleri, bu yoldan da fıyat-
lan artürarak maliyet enflasyonu yarattığı
bilinmektedir. Sendikalann yüksek reel üc-
ret artışı talebi, fırmalann verimlilik artışına
bağlı değildir. Artış talebini firmalar karşıla-
yabilecek güçte değilse sonuç; grevler, işçi çı-
karmalan gibi üretim düzeyini gerileten
olaylara vanr. Maliyetler artarken üretimin
gerilemesi. tabii maliyet enflasyonuna kay-
nakhk eder. İşçilerin refah düzeylerini yük-
seltmek istemesi, demokratik bir siyasal
yapının aynlmaz parcasıdır. Firmalar bunu
sağlayabiİrnek için verimliliği artırma yolu-
na giderse, teknolojik değişme ve çeşitli ras-
yonalizasyon önlemleri alırsa, sorun olumlu
yoldan çözülür; verimlilik artışı bir yandan
ekonominin büyümesine katkı yaparken.
bir yandan reel ücreüer artar. Türkiye'de sü-
Verimlilik artışı ve enflasyon
reç, bu biçimde degil de ilk almaşıktaki gibi
işlediği için, 1988'den bu yana artan reel üc-
retler maliyet enflasyonuna kaynaldık etme-
ye başlamıştır. 1980-1988 arasında reel üc-
retlerdeki gerileme enflasyonun hıanı kesen
bir "çıpa" rolü oynarken, 1988'den bu yana
hıanı artıran "motor"a dönüşmüştür.
2) Verimlilik artışı enflasyona yol aç-
maksızın sermaye getirisini arttırmanın da
başhca yoludur. Sermaye piyasasına hisse
senetlerine dağıtılan temettü ile hisse senedi
fıyatlan bu yoldan artabildiği için, bunlara
karşı talebi canlı tutar ve borsayı uzun vadeli
yatınm kaynaklannı toplayabilen bir aracı
İcurama dönüştürür. Çünkü sermaye piya-
sasının bu işlevi yerine getirmesi fırmalann
hızlı büyümesi ve en az alternatif yatınm
alanlan kadar hisse senetlerinin getiri sağla-
ması koşullannın bulunmasına bağlıdır.
Verimlilik artışı olmayan ortamlardaysa,
sermaye geürisinin korunması fiyat artışlan-
nın kaynağı olur. Ücret artışlan, devalüas-
yonlann yol açtığı girdiği fiyatlan artışlan,
faiz hadleri artışlan karşısında ancak mal fi-
yatlan yükseltilerek sermayegetinsi koruna-
bilir. Bu olanağı, şiddetli iç veya dış rekabet
GÜLTEN KAZGAN
nedeniyle bulamayan firmalar ise ya üretimi
düşürürya da tasfiyeolur. Yani, maliyet enf-
lasyonu körüklenir. Türkiye için yapılan bir-
çok ampirik çalışma. 1980'ü yıllarda fiyat
artışlannın kaynağında girdi fıyatlanndaki
artışlann -verimliliği arttırmak yerine-
doğrudan mal fiyatlanna yansıtılmasının
yattiğjnı göstermektedir.
Aynı ölçüde önemli bir diğer etki de şu-
dur: Firmalann büyümeleri ve verimliliği
artürmalannın kaynaklık ettiği cazip temet-
tü artışı ve hisse senedi değeri artışı beklenti-
lerinin bulunmadıgı bir sermaye piyasası,
uzun vadeli yatınm kaynaklannın yatınma-
lara aktanlması işlevini yerine getiremez;
borsa. at yanşlannın alternatifi olan bir spe-
külatif alana dönüşür -tıpkı bugün Türkiye'-
de olduğu gibi. Mali yatınm kaynaklan, bu
kez, bina ve arsa gibi taşınmazlara, altına,
dayanıkh tüketim mallanna, dövizlere ka-
yar, bunlannfiyaiıruartünr. Türkiye'de ser-
seri mal; fonlann büyüklüğü bir yandan. his-
se senedi piyasasının durgunluğu diğer yan-
dan, bu fonlann kaymalanna bağlı fiyat
artışlanna kaynaklık etmektedir. 1992
vılında yaşanan döviz ve altın fıyatlan artı-
şlan bunun en yakın örnekleridir; dayanıklı
tüketim mallannın olağanüstü canlı talebi
de buna eklenmelidir.
3) Verimlilik artış hızı dışa açık birekono-
mıde, kapalı ekonomidekinden daha da
önemlidir. Ülke en az dış dünyadaki ticaret
ortaklan oranında verimlilik artışı hızı yaşı-
yorsa -spekülatif etkenler, dış ticaret hadle-
rindeki değişmeler bir yana- reel döviz kuru
değişmez. Verimlilik artış hızı bunun altında
kalıyorsa, rekabet gücünü korumak ve dış
dengeyi sağlamak için, reel devaiüasyon
yapması gerekir. Yukanda değindiğimiz dö-
vize spekülatif kayışlar da buna eklendiğin-
de, bu kez. reel devalüasyonlar başta ithal
malı girdiler oimak üzere fiyat artışlanna
öncülük etmeye başlar. Türkiye gibi dış borç
yükünün büyük olduğu bir ülkedeyse, bu-
nun enflasyonu körükleyen çok yönlü etkisi
vardır: dış borç faız ve taksitlerinin TL üze-
rinden ödeme tutannın göreli büyümesin-
den doğrudan para arzını arttırmaya vc dış
borcun reel yükünün ağırlaşmasına kadar
makro dengeyi bozan etkiler ortaya çıkar.
1989 ile 1990 yıllannda -büyük çapb ser-
maye girişlerinin etkisiyle- yavaşlayan döviz
fiyatlan artışlan geçen yıldan itibaren yine
hızlanmışur; 1992 yıhnda ise tekrarciddi bo-
yutta reel devaiüasyon ve buna bağlı fiyat
artışlannın ivme verdiği para arzı genişleme-
leri beklenmelidir.
Yukanda, 1988'den bu yana verimlilik a'-
tışlan duraklayan Türkiye'de bunun maliyet
enflasyonunu nasıl körüklediği özetlenmiş-
tir. 1981-1987 arasındaki yıllarda imalat sa-
nayiindeki atıl kapasitenin devreye girmesi,
geçici bir verimlilik artışı olanağı ya-
ratmışür. Kapasite kuUanım oranı %75'i
bulduktan sonr% bu kaynak tükenmiştir.
Sabit sermaye yatınmlanrun, özellikle maki-
ne-teçhizat yatınmlannın durakladığı bir or-
tamda verimlilik artışı beklemek pek söz ko-
nusu değildir. Ancak verimlilik artışındaki
duraklama da, yukanda belirtilen süreçlerle
maliyet enflasyonuna ivme vermektedir.
Dünyanın istikrarb büyüyen düşük enf-
lasyonlu ülkeleri, başta Japonya ve Asya
kaplanlan, verimlilik artısı en hızlı olan ül-
kelerdir aynı zamanda. Istikrarsız, yüksek
enftasyonlu ülkeleri de verimlilik artışlan
çok yavaş olan ülkelerdir; Latin Amerika'-
nın bir kısım ülkeleri ile Türkiye bu sınıfa
dahildir. Hızlı. kronik maliyet enfiasyonunu
biraz da verimlilik açısından çözümlemeyi
düşünmekte yarar vardır.