23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^29MART1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER OLEYİS genelkurulu 13yılsonra toplandı CnjMHURİYET(Ankara)- 12 EyKil as- keri darbesiyle kapanan ve mal varhldanna e& konan Otel, Lokanta ve Eğlence Işkollan Sendikaa'nın (OLEYİS) Genel Kurulu 13 yıl aradan sonra dün yapıkiı. OlSK'e bağh OLE YİS'in dün Harb-İş top- lanü salonunda başlayan genel kurulu yann sona erecek. Genel Kurul'un açılışına TBMM Başkanvekili Fehmi Işıklar, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardıması Er- d a l İnönü, Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğ- lu ve çeşitli sendikalann başkanlannın yanı- a r a , yabana konuklar da katıkJı. İnönü. genel kurulda yapüğı konuşmada 13 yıl aradan sonra genel kurulnu yapan OLEYİS yetkililerinin sevincini paylaşüğını belirtti. İnönü sendikalann çalışma yaşamı içindeki rollerine değinerek. şöyle konuştu: "Demokrasi, çalışma yaşamı, örgütlenme ve pazarük temelİeri üzerine kurulmuştur. Bu temellerin birinin saralmasından de- mokrası zarar görecektir. 12 Eylül baskıa rejimi, emekçi kesimin milli gelirden hakca pay abnaanı engellemiştir. Yeni kurulan bu hükümetle yeni bir dönem başlamışür. Hü- kûmet olarak amacımız. geçmişten devral- dığunız sorunlan çözmek, pahalılığa çare bulmak, ülkemizi çağdaş dünya ile birleştir- mektir. En önemlisi de, ülkedeki sendikal hakJann İLO standartlanna çıkanbnaanı sağlamakür." Turizm Bakanı Abdulkadir Ateşde. 12 Ey- lül'den sonra sendikalann istedikleri gjbi çalışamadıkJanru, sendıkaalar arasında ha- pishane hauralan anlaühr olduğunu anım- satarak. OLEYİS sendikaana her türlü desteğı vereceklerinı söyledi. Ateş, yapılan genel kurulun beşinci değil dokuzunucu ge- nel kurul olması gerektiğini belirterek, "Yeni çizgiler oluşmasında sendika genel kurullannın öncmi büyüktür. Bu atlanılan dört genel kurulda çok büyük mesafeler alı- nabilirdi" diyo konuştu. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu ko- nuşmasında, SHP-DYP koalisyonunun protokolünde yer alan demokrasi ve çalış- ma banşıyla ilgüi hükümleri destekledikleri- ni kaydetti. OLEYİS Genel Sekreteri Tahir Güner de. Yürütme Kurulu adına yapüğı konuşma- da, OLEYİŞ'in 1980 öncesi çalışnıa yaşa- mındaki yerine değinerek, sendika yetİuliie- rinin ceşitli cezaLara çarpunküklannı ve sendikanının mal varbğına haksız yere el konulduğunu beürtti. Güner. bu mal ve haklan abna mücadelesinde olduklannı ve amaçlannın 12 EylüLânpesi sendikal gja- naklara tekrar kavuşmaKolduğunu beliroi Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisi'nin düzenlediği sempozyumda, Üniversite Sorunlan ve Yükseköğretim Yasa Tasansı tarüşıldı Türkümversiteleri'yüksek lise'İstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Ba- kanı Köksal Toptan, haarlanan yükse- köğretim yasa taslağının nisan ayı içinde açıklanacağını belirtti. Gazetemizin Bilim Teknik Dergisi de, dün "Üniversite So- runlan ve Yükseköğretim Yasa Tasansı" konulu bir sempozyum düzenledi. Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen sempozyumun açılış konuşmasını Bilim Teknik Yayın Yönetmeni Orhan Bursalı yaptı. Sempozyumda, "Türk Üniversitesi ve Evrensel Üniversue" konulu bir konuş- ma yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpa- şa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Yaacı, Türkiye'de evrensel nitelik- te bir üniversite kurulamadığından yakın- dı. Prof. Yazıcı, şunlan söyledi: "Bir ülkenin bütünlüğü çok ciddi ola- rak gündemde olur, bireysel ve kurumsal lerör akıl almaz boyutlara ulaşır da, aynj ülkenin üniversitesi bu konuda işe yarar hemen hiçbir bilgi üretmez, tepki dile ge- tirmezse. bir ülkede her türlü adam kayır- ma. yolsuzluk ve adaletsizlik adeta yaşam tarzı haline gelir de, aynı ülkenin üniversi- tesi. bırakın bunlara tepki gösterip çare bulmayı, kendisi bu saydıklanmın en çir- kin örneklerini verirse, bütün bunlardan öte ve en çarpıcı olarak bir ülke tüm bu olumsuzluklara dur demek, çok seslilik ve demokrasiye dönmek azmini son bir gay- ret ve umutla ortaya koymuşken, aynı üniversitenin 'Hayır biz bizi düzeltmek için demokrasi istemiyoruz' diyebilmesi ne büyük bir karamsarlık, üzüntü ve utanç kaynağıdır. Ne hazindir ki, bütün bunlar olurken bir avuç YÖK savunucusu çıkıp "Dünyanın en özgür ve özerk üniver- sitesi bizdedir' demek cüretini gösterebili- yor. Kendine, ulusuna ve hatta uygarlığa böyle bir saygısızlığın tüm Türk üniversi- tesinin üzerinde kalmasını hazmedemiyo- rum. Öfkemin ana nedeni budur. Ancak, saygıdeğer öğretim üyelerinin ve bilima- damlannın, aynı öfkeyi, aynı içtenlikle taşıdığına eminim. İyimserliğim ve umu- dum da burada yatmaktadır." Amerikan sistemi "Topluma Üniversite Gerekir mi?" ko- nulu bir bildiri sunan Boğaziçi Üniversite- si öğretim üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer, Türkiye'de meslek okulundan farkli bir üniversite kavramının hiçbir zaman tam olarak gelişmediğini söyledi. Prof. Esmer, "Üniversitenin eğitim fonksiyonunu öğ- renciyi toplumsal rol kalıplanna hazırla- ma olarak algılanmıştır. Fakültelerimiz- deki ders programlanmız da bütünüyle böyle bir anlayışın ürünüdür. Üniversite eğitimi ıle moslek kazandırmanın farkli şeyler olduğu sanınm en güzel şekilde Amerikan sisteminde vurgulanmaktadır. Bu ülkede doktor ohjfök için^^ukat ol- mak icin, işletmeci ya da rnimar olmak için önce üniversite mezunu olmak gere- kir. Önce, özgür düşünen, araştıran, soru soran, gözlem yapan, dogmalardan ann- mış, uygarlığın her dalda verdiği önemli ürünlerle tanışmış bir kafa ve sonra bu önemli mesleklerden birinde uzmanlaş- ma" çjedi. İTÜ Nükleer Enerji Ensütüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Şarman Gençay da, sem- pozyumda. "Batı Modeli Üniversite ve Biz" konulu bir bildiri sundu. "Hedef, Ba- tı modeli demokratik ve özerk üniversiteyi gerçekleştirmek olmahdır" diyen Prof. Gençay, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ancak, yöntemlerimizi bize uygun seç- meliyiz. Aksi halde, aynı yöntemlerle anti demokratik üniversiteler yapısına sapla- nır kalınz. Bizde, özerk ve demokratik üniversiteyi sağlamanın en etkin yolu, üni- lişmişlik'in Janımını, fakülte ve öğretim üyesi sayısı ile program çokluğu ve niteli- ğine bağh olarak vermeli, üniversitelerin kamu kaynaklannı kullanmalan ve kamu görevi yapmalan bakımmdan gereken 'Devlet Denetimi' aracı olarak üniversite ağırlıkü bir 'üst kurul'u tanımlamalı, üni- versitelerin kendi aralannda ortak olan hususlan düzenleyecek bir "üniversitelera- rası kurul'u tanımlamalı, üniversitelerin en önemli organı olan 'senato'yu ve 'yetki- leri'ni tanımlamalı, her üniversitenin ken- dine özgü işleyişini düzenlemeyi senato- larca haarlanacak 'ana yönetmelik'e bırakmalı, tüzel kişiliği bulunan en temel alt birim olarak 'fakülte'yi tanımlamalı, rektör ve dekan tanımı yapmab, belirlen- me usülleri ve yetkileri ne olursa olsun, yöneticilerin temel veya seçilmiş kurullara olaıayışı gibi sorunlann bir yasa değişikli- ği ile aşılmasının olanaksız olduğunu vur- guladı. Prof. Dr. Faruk Birtek de, "Yüksek Oğ- renimde İşlevsel Farklılaşma Gereği" ko- nulu bildirisinde, işlevse.l_ uzmanlaşmayı destekleyici bir Yüksek Öğrenim Sistemi gerektiğini söyledi. Prof. Birtek, Üniversi- telerin kendi çevre şartlanna ve oluşmuş veya oluşturacakları geleneklerine ve viz- yonlanna göre kendi kendilerine kimlikler oluşturmalan gerektiğini belirtti. Akademik yfikseltilme İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Olcay Neyzi ise, sempozyumda, "Akademik Yükseltilme" konulu bir bildiri sundu. Prof. Neyzi, üniversitelerle ilgili yeni dü- "Ünivcrsite Sorunlan ve Yükseköğretim Yasa Tasansı'' sempozyumımda konuşan öğretim üyeleri, yasayla bütün sorunlann çö- zümlenemeyeceğini, ama ilk adımın yöneticikrin secimle belirlenmesi olduğunu vurguladılar. (Fotoğraf: TAMAŞA DL RAL) karşı sorumlu olmasmı sağlamalı, üniver- zenlemelerde profesörlüğe terfi koşullan-versite yöneticilerinin secimle saptanması- dır. Atanmış kişilerle bunun sağlanması için yeterli demokrasi birikimimiz ve gele- neğimiz yoktur. Üniversitede seçim. de- mokratik geleneklerin oluşmasını hızlan- dıracak bir yol olarak da algılanmalıdır." Devlet denetimi "Üniversiteler İçin Çerçeve Yasası ve İl- keleri" konusunda konuşan Prof. Dr. Ömür Akyüz, "yürürlüğe girdiği takdirde mevcut üniversitelerin hepsinin kolayhkla uyum sağlayabileceği ve hiçbirinde tedir- ginlik yaratmayacak bir çerçeve yasanın temel ilkelerini şöyle sıraladı: "Üniversiteyi, temel işlevleri 'özgün araştırma' ve 'yükseköğretim' olan bir ku- rum olarak tanımlamalı, özecklik'i Uk nnnlamalı ve -gelışmişlik e bağjamalı. ge- • demokratik davramşlann yaygm ve guçlfî M olarak belirlenmelidif. Uluslararası in- sitenin en önemli varlık unsuru olarak "öğ- retim üyeleri'ni tanımlamalı." Üniversite öğretim Üyeleri Derneği (İs- tanbul) Genel Sekreteri Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Genel Şektereri, bulunduğu derneğin yanısıra, Öğretim Üyeleri Der- neği (Ankara), ODTÜ.Öğretim Eleman- lan Derneği ve İzmir Üniversite Öğretim Elemanlan Derneğj'nin yükseköğretim yasası hakkındaki görüşlenni açıkladı. YÖK modeli kaldınlıp yerine yeni yasa gelince, üniversitelerin tüm sorunlannın çözülmesini kimsenin beklemediğini belir- ten Prof. Şenatalar, üniversitelere aynla- cak kaynaklann yetersizliğinin, üniversi- telerdeki akademik geleneklerin ve kriter- nın şu ilkeler doğrultusunda ele alınması gerektiğini söyledi: "Her biryn için üniversite profesör sayı- sı sınırlı tutulmalıdır. Büyük merkezler dışında bulunan üniversitelere profesör olmak özelliklerini taşıyan kişilerin gitme- si için çok özendirici önlemler getirilmeli- dir. Profesörlük, doktora ve doçentlik jürileri mutlaka değişik üniversitelere ınensup ve uluslararası yayınlan olan kişi- lerden oluşturulmalıdır. Her bilim dalı için dekslere giren dergjlerde yayınlan bulun- mak ya da bir kitapta veya ulusal bir der- gide yayımlanmış bir yazmın uluslararası atıf almış olması, değerlendirmede ilk ko- şul olmalıdır." Kaliteli öğretim elemanı İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayhan Ulubelen, "Üniversite- lerde Araştırma Sorunlan" konulu bildiri- sinde, kaliteli öğretim elemanı eksikliğin- den yakınarak. "Türkiye'de 10 binin üstünde üniversite öğretim elemanı var- dır. Bunlann onda biri bile bilimadamı hüviyeti taşısa idi Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi şimdikinden çok farkli olurdu" di- ye konuştu. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Attila Aşkar, "YÖK Deneyimi- nin Bilançosu: Üniversitesine Küs Devlet, Devletine Küs Üniversitesi" adh bildiri- sinde, "YÖK, sırf öğretim kadrosu istemi- yor diye değil, Türkiye'nin özlediği siste- min içinde bannamayacağı için yok ola- caktır. Devleti ve üniversitesini birbirine banştırma görevinde gecikmenin vebali büyüktür" dedi. "Üniversitelerimizde üst düzey bilim ürünlerinin niceliği" konuiu bir bildiri su- nan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Altan Onat, Türkiye'nin, bilimsel yazar sayısı bakımından dünyada 43., biÜmsel yayın sayısı açısından 39., sosyal bilimler daün- daki ürünlerde de 42. sırada bulunduğunu kaydetti. Prof. Dr. Uğur Derman da, "YÖK ile ne amaçlandı?" konulu bildirisinde, YÖK'ün öğrenci sayısını ve kolay sınıfge- çirtmeyi, yükseltme koşullanru kolaylaştı- rarak öğretim üyesi sayısını artırmayı başardığını, sonuç olarak kadrolan oluş- mamış üniversitelere daha fazla öğrenci alınarak niteliğin düşmesine neden olun- duğunu söyledi. Özerk üniversite -Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan, Türkiye'deki 29 üniversitenin özgür, özerk ve çağdaş olması gerektiğini belirte- rek, yeni hazırladıklan yasa tasansında köklü reformlar yapılmasının öngörüldü- ğünü söyledi. Ankara büromuzun haberine göre, Türk Eğitim Derneği'nce Ankara Koleji'- nde düzenlenen toplantıya katılan Köksal Toptan, üniversitelerde rektör ve dekanla- nn secimle işbaşına gelmeleri gerektiğini bildirdi. Toptan, "Ancak, muhtarseçergi-belirli bir süre (ömeğin 3 yıl) görev yapa- cak sabit jüriler olmalıdır. Boş profesör- bi. bir sandığa oy atarak, üniversite yöıîe- lük kadrolanna yılda en çok iki kez belirli ticisi seçilmemeli. öğretim üyelerinin içle- zamanlarda başvuru (yapılabilmelidir. Üniversite yasasında akademik terfi için lerin zayıflığımn, üretkenlik eksikliğiniwpS&Jyulması gerekli minimal koşullar açtk nne sindireceği bazı mekanizmalarla seçim yapılmalı. Aynca, üniversitelerde yönetime. öğrenciler ve orada çalışanlar da katılmalı, bunu sağlayacağız" dedi. KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 991/9796 Davacı Hazine vekili tarafın- dan aşağıda kimliği yazılı dava- hlar aleyhine Kars Merkez Istas- yon Mahallesi 806 ada, 90 no.lu parselin tapu fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tescüine ka- rar veriJmesini 9.9.1991 tarihli da- va dilekçesi ile talep ve dava et- miştir. Davaülann yapılan aramalara ragmen adresleri tespit edileme- dijinden dava dilekçesi özeti ile dunışma günü tebliğ edileme- miştir. Yukanda yazılı dava dilekçesi- nin tebliği ile bu dava ile ilgili ib- raz etmek istediğiniz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da ya- pılacak duruşmaya getirmeniz, duruşmaya gelmediğıniz veya bir vekil tarafından temsil ettirilme- diginiz takdirde yargılamanın yokluğunuzda devam edeceği ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur. Kimligi: I- Isabali (Ali oglu), 2- Nazlı (Süleyman kızı), 3- Thsan, 4- Gül- sen, 5- Kemal (tsabali evlatlan) Basm: 46677 6 NISAN TARIHLERI ARASINDA Aydın Tishka Timothy... 9 yaşında bir beyaz balina... GERZEde... O Gerze'yi biliyor... Ya siz? BAyBASOS TURfZM 490.000.- Gerze'ye götürüyor. Gerze'nin yangın evlcri, Sinop Kalesi, Akliman, Sarıkum, Karakum, Hamsaroz Kanyonu, Orman Kampı gczileri... Yol, yatak, kahvaltı, akşam yemeği, tekne turu, rchberlik. piknik. Ilerşey fiyatımıza dahil. Turumuza Ankara'dan da katılabilirsiniz. Pazar günleri açığız BAYBASÛS TUR(ZM (1) 338 86 61 - 338 16 51 Osmanaga mah., Nushei Efendi sok , Ekşioglu Merkez Han, No 9/36, Kadıköy / İSTANBUI. Gerze gczısı, yetcrtı çogunluk saglandıgı zaman gcrçckleştiriiecckttr. tşletmc belge no. 2H9 Telefon değişikliği 25 Mart 1992'den itibaren, İZMİR Telefon numaramız 55 52 36 İZMİR İSTANBUL ANKARA 5Î52 36 349 99 97 416 52 55 İLAN BURSA 3. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETİ Esasno: 1991,1877 Karar no: 1991/2579 Hakım: Mehmet Kâmuran Saraç 19870 Katıp:SelimEsen)105 Davaa: K.H. Sanık Vecdi Bağban Ahmet ve Advıye'den olma 1338 doğumlu, Bursa ili Osmangazi ilçesi Kavakh kövü nüfusuna kayıtlı Bursa Tahtakale Yoku4u Caddesı. no: 21 'de oturur. sabıkasız. okuryazar. Sütsal Firoko imalathanesi sahibi TC, Islam. Suçu: Sağlığa zararlı dondurma satmak Suçtanhı: 12.8.1991 Karar tanhı: 21.11.1991 Yukanda agk kımliği yaaü sanığın suçu subuta crdiğınden TCK. 396, 19.59.647 SK. 4, TCK 72. TCK. 402-1 -2. maddeleri uyannca 425.000lira ağır para cezasına hükümlü olduğu ve 2 ay 15 gün süre ile sanığın cürme vasıta kıldıgı meslek. sanat ve tkaretinın tatiline. 7 gün süre ıle işyerinın kapatımasına. 21.11.1991 tarihinde karar verilerek hüküm 23. 12. 1991 tarihınde kesınleşmış olup ılan olunur. 23.12.1991 Basm: 24367 İLAN MAZGÎRT 1. NO.LU KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1953/3192 Karar No: 1956/873 Parsel No: 558 Mahkememizce verilen 5.11.1956 tarih ve 1953/3192 Es. 1956/873 U. sayıü hükmü ile Mazgirt ilçesi (Şilk) Akkavak köyü hudutlan da- Ifinde kalan 558 no.lu parselin Dursun Can, ÇiçeK Beyaztaş, Aziz Cın, Emine Çan adlanna tapuya tesciline karar verildiği, davacı Ba- iBoza'nın nüfus müdürlüğünde kaydının tespit edilemediği, miras- aannın tespitinin yapılamadıgı, davacılar ve davalılar Çiçek Beyaz- a), Aziz Can, Çünen Gülarslan, Emine Can, davalılar Efendi Can, Hıskar Yıldız ve M Ali Can'ın adresleri meçhul olduğundan ve ken- derine karar tebliğ edilemediğinden işbu ilanın gazetede ilarundan i gün sonra davaa ve davalüara karar tebliği yerine kaim olmak uzere iaıen tebliğ olunur. Basın: 46619 İLAN KIRKLARELİ İCRA CEZA MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1991/493 MÜŞTEKİ: HASAN ÖZTÜRK-Kırklareli VEKİLİ: Av. Teoman Kayat-Kırklareli SANIK: Gürbü2 Altun-200 Konutlar 1. blok kat: 3 D: 6 Kırklareli SUÇ: Mal beyamnda bulunmamak. Müşteki vekili mahkememize verdiği 2.9.1991 tarihli dilekçesi ile sa- ruk hakkında Kırklareli lcra Müdürlüğü'nün 1991/1770 esas sayılı dos- yası ile takibe giriştiğini, takibin kesinleştiğini, sanığa ödeme emri- nin tebliğ edilmesine rağmen süresi içerisinde mal beyamnda bulun- madığı belirterek lİK'nın 337 maddesi uyannca cezalandırılmasımnı talep etmiş olup, sanık yapılan bütün aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiş olup, 16.4.1992 günü saat 09.00'da mahkeme salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi aksi takdirde yokluğunda duruşmalara devam olunup karar verileceği hususu dava dilekçesi ve meşruhatlı davetiye tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 24179 NOKTA^ABERCILIKTE BİR ADIM ONDE HANGİ ÜLKELER APO VE MILITANLARINA KUCAK'AÇIYOR, ILLEGAL FAALIYETLERINrJ GÖZ YUMUYOR, PARA YARDIMIYAPIYOR? OLAY YARATACAK AÇIKLAMALAR . I YUNANISTAN'DAN PKK'YA MİLYAR DOLARİSMET SEZGİN: YUNANULAR İLE TEMASTA OLAN PKK ALMANYA'DA HARAÇ TOPLUYOR HESUT YILMAZ: PKK7A YARDIM EDENLERLEMÜCADELEŞART İSHAK AUTON.-MASAYA OTURULABİLİR DE.OTURULMAYABİÜR DE YALÇIN DOĞAN: APO OLMASA DA KÜRT HAREKETI DEVAM EDER CENGİZ ÇANDAR: DÜNYA 'KÜRT KARTI'NI SEVIYOR YALIM EREZ: DEVLET TERÖRISTLERLE MASAYA OTURMAZ. PKK KİMMIŞ? MAHİR KAYNAK: AVRUPAC! PARTİLERİN SONU GELDİ ÖMER DİNÇKÖK: EKONOMİYİ TEDIRGIN ETMEDEN. BİR AN ÖNCE ASAYİŞ SAĞLANMALI ADUTIPTA SKANDALUR SÛRÜYOR... SIMDI DEf OIMUŞ DEUYE AKILU RAPORÜ DEVLET YONETIMINDE GALATASARAY DUKAUGI • NURCAN HEMŞİRENİN ENKAZ ALTINDAKİ189 SAATİ • İTO'NUN İLK KADIN YÖNETİM KURULU ÜYESİ ZÜLEYHA UÇAR: ATOM ÇEKİRDEĞİNDEN, KABAK ÇEKİRDEĞİNE • PARÇALANMA EŞİĞİNDEKİ RUSYA, YELTSİN'E DE KALMA- YACAK • ARNAVUTLUKTA YENİ DÖNEM • TÜRKİYE'DE ZEYTİNCİLİK ÖLÜYOR, DÜNYA ZEYTİNYAĞINA DÖNÜYOR • NÜKLEER ÇATLAK BÜYÜYOR • NE SAĞA, NE SOLA YARANABİLDİ. AMA O HÂLÂ SEMASINDA TEK YILDIZ:CEMİL MERİÇ • TÜRKİYE'NİN İLGİLENMEDİĞİ GRAFİKER GÜRBÜZ DOĞAN EKŞİOGLU ABD'DE ZİRVEDE nenerede BUGÜN ÇIKTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle